Etiket: Oluşan

  • Ayvalı Barajı’nda suyun kirecinden oluşan ilginç figürler ilgi odağı oldu

    Ayvalı Barajı’nda suyun kirecinden oluşan ilginç figürler ilgi odağı oldu

    Oltu Ayvalı Barajı’nda su seviyesinin düşmesi nedeni ile sudaki kireçten ilginç figürler ortaya çıktı.

    Baraj sularının su seviyenin bir hayli düşmesinin ardından kayalıkta su kirecinden oluşan figürler bölgedeki insanların dikkatini çekiyor. Çeşitli şekilleri gören vatandaşlar resim çekilmeyi ihmal etmiyorlar. Dağın eteklerindeki kireçlenme suya yansıyınca ortaya ilginç görüntü çıkıyor.

    Ormanağzı köyü sakinlerinden Osman Kurt, “Bu sene Ayvalı barajındaki suların azalmasından dolayı kayalıkta suyun kirecinden dolayı çeşitli figürler oluştu. İnsanların dikkatini çekiyor. Gelip burada resim çekip izliyorlar” dedi.

    Öner Elibol ise “Burası Ormanağzı köyünün bitimi Ayvalı barajının başlangıcı. Barajdaki su seviyesinin düşmesinden dolayı suyun kayalıkların yüzeyindeki bıraktığı kireçten çeşitli figürler meydana gelmiş bu da ilgili vatandaşların dikkatini çekiyor, gelip burada resim çekiyorlar” dedi.

  • Köy yolunda oluşan derin ve uzun yarıklar korkutuyor

    Köy yolunda oluşan derin ve uzun yarıklar korkutuyor

    Bilecik’te köy yolunda oluşan derin ve uzun yarıklar sürücüleri korkuturken, bu yarıklara daha önce yama yapıldığı belirtildi.

    Bilecik merkeze 6 kilometre uzaklıkta bulunan Çakırpınar köyüne giden yol üzerinde oluşan derin yarıklar yolun ayrılması durumuna getirdi. Daha önceden bu yol üzerinde oluşan yarıklar, İl Özel İdare tarafından yamalanırken, bu yamaların eskiden daha büyük ve daha uzun şekilde bir kez daha yarıldığı görüldü. Bu yol üzerinden Pelitözü Gölpark’a gidilirken, günde yüzlerce araç yolu kullanıyor. Sürücüler bu yarılar nedeniyle yolun ayrılmasından korkarken, yetkililerden yama değil kesin bir çözüm bulmasını istedi.

  • İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden erzak dağıtımında oluşan izdiham görüntülerine dair açıklama

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden erzak dağıtımında oluşan izdiham görüntülerine dair açıklama

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, sokağa çıkma kısıtlaması devam ederken belediye ekipleri tarafından bir mahallede gerçekleştirilen erzak dağıtımında oluşan ve korona virüs denetimlerinin hiçe sayıldığı izdiham görüntülerine dair açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Sosyal yardım ekiplerinin bir mahallemizdeki ihtiyaç sahibi ailelere erzak dağıtımı sırasında ortaya çıkan görüntüler nedeniyle son derece üzgünüz” ifadelerine yer verildi.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından Konak ilçesinde bulunan bir mahallede erzak dağıtımı gerçekleştirildi. Sokağa çıkma kısıtlaması devam ederken gerçekleştirilen dağıtımda, korona virüs tedbirlerinin hiçe sayılması ve oluşan izdihama vatandaşlar ile sosyal medya kullanıcılarından tepkiler geldi. Bir vatandaş tarafından cep telefonu ile çekilerek sosyal medyaya yüklenen görüntülerde, bir kişinin, “Bu belediyenin bir hatası. Be şekilde olmaz. Tek tek kapılara gönderilir” dediği duyulurken, korona virüs tedbirlerine uyulmadığı, oluşan izdiham ve belediye yetkilerinin kolileri insanlara attıkları görülüyor.

    “Görüntüler nedeniyle son derece üzgünüz”

    Gelen tepkiler üzerine bir açıklama yapan Büyükşehir Belediyesi, “Sosyal yardım ekiplerinin bir mahallemizdeki ihtiyaç sahibi ailelere erzak dağıtımı sırasında ortaya çıkan görüntüler nedeniyle son derece üzgünüz. Tüm kamuoyuna ve öncelikle de yaşanan izdiham nedeniyle yardıma ulaşamayan gerçek ihtiyaç sahiplerine bir özür borcumuz olduğunun da farkındayız” ifadelerine yer verildi.

    Tüm yetkili kadrolar için çıkarılması gereken bir ders

    Yapılan açıklamanın devamında ise, “Ortaya çıkan bu üzücü tablo İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tüm yetkili kadroları için çıkarılması gereken dersler içerse de bugüne dek İzmir’de sergilenen gerçek dayanışma tablosunu gölgeleyemeyecektir. Dağıtımlar, özellikle personelimizin ve hemşerilerimizin sağlığını korumak amacıyla sokağa çıkma yasağının uygulandığı günler içerisinde gerçekleştirilmiştir. İzdiham yaşanmasına neden olan süreç ise sadece bir mahallemizde iletişim kopukluğu ve personelimizin bu duruma hazırlıksız yakalanması sonucu ortaya çıkmıştır. Yetkili amirlerin talimatı üzerine bölgede dağıtım durdurulmuş, araçlarımız mahalleden geri çekilmiştir. Söz konusu görüntüler nedeniyle büyük üzüntü yaşadığımızı bir kez daha belirtir, sosyal yardımlarımızı ülkede ve kentimizde kimsenin yardıma ihtiyaç duymadığı güne kadar yine sessizce sürdüreceğimize söz veririz” paylaşımında bulunuldu.

  • Arı sokması sonrası oluşan alerjik reaksiyonlar ölümle sonuçlanabilir

    Arı sokması sonrası oluşan alerjik reaksiyonlar ölümle sonuçlanabilir

    Karadeniz Bölgesi’nde fındık mevsimiyle birlikte arı sokması vakalarında da artış yaşanırken, İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, arı sokmasına bağlı ciddi alerjik reaksiyonların ölüme sebep olabileceğini söyledi.

    Karadeniz Bölgesi’nde fındık mevsimiyle birlikte arı sokması vakalarında da artış oldu. Bölgede geçen yıl arı sokmasına bağlı olarak ortaya çıkan alerjik reaksiyonlar sonucu 7 kişi hayatını kaybederken, erken teşhis ve tedavi hayat kurtarabiliyor. Uzmanlar, ciddi alerjik reaksiyonların, özellikle kalp, tansiyon hastalığı bulunan ve yüksek yaşlı kişilerde daha da tehlikeli olacağını belirtiyor.

    “Alerjik reaksiyonlar sonucu geçtiğimiz yıl bölgede 6-7 kişi vefat etti”

    Medical Park Ordu Hastanesi İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, her türlü alerjik hastalıkların görünme riskinde, bu çağda çok büyük artış olduğunu ancak özellikle Karadeniz’de yaz aylarında en sık etkenin arılar ile temas olduğunu söyledi. Arıcılık kenti Ordu’da fındık mevsiminin de gelmesiyle birlikte temas riskinin fazla olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ali Kutlu, “Özellikle biz toplumun yüzde 2’sinin arıya alerjisi olduğunu biliyoruz. Arıcılık ile uğraşan ailelerde bu rakam yüzde 6’ya kadar varabiliyor. Çok şükür ölüm oranları çok yüksek değil ama klasik bilgilerde söylenen rakamların çok daha üstünde olduğunu düşünüyoruz. Bizim kitaplarımızda arı alerjisine bağlı olarak yılda 10 kişinin öldüğü söylenir ancak sadece bizim bölgemizde benim takip ettiğim 6-7 kişi vefat etti” dedi.

    “Arı alerjisinde duyarlaştırma yöntemi”

    “Özellikle kalp hastalığı, tansiyon hastalığı olanlarda arı alerjisini mutlaka dikkate almak lazım” diyen Prof. Dr. Ali Kutlu, “Arı alerjisi tedavisinde arıya karşı duyarlaştırma yöntemi çok etkilidir, hem yaban, hem de bal arılarında. Aynı zamanda bu hastaların yanında ciddi reaksiyonlarda kullanmak üzere erken müdahale için mutlaka adrenalin ilaçlarını bulundurmaları lazım. Arı ısırdığı zaman yaygın lokal reaksiyon dediğimiz, ısırılan yerde kabarıklık ve kabarıklık olabilir. Bu reaksiyonlardan çok fazla korkmamak lazım, riski azdır. Ancak ısırdığı zaman sistemik reaksiyon dediğimiz nefes darlığı, boğazda takılma hissi, tansiyon düşüklüğü, şuur kaybı bu tür reaksiyonları mutlaka ciddiye almak lazım. Hele bir de kalp hastalığı ve ileri yaş söz konusu ile çok ciddi bir risk altındadır. Bunların mutlaka alerji ünitelerinde değerlendirilmesi lazım” şeklinde konuştu.

    “Ağır reaksiyonların yarım saat içerisinde kendisini gösteriyor”

    İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, “Ciddi reaksiyon olduğu zaman en kötü şey panik yapmak ve hastanın hastaneye gitmeye çalışması. İlk yarım içerisinde genellikle ağır reaksiyonlar kendisini gösteriyor. Bu hastaların mutlaka adrenalin denilen ilaçlarını eğer yanında bulunuyorsa kısa sürede kendilerine uygulamaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.

  • Vücutta oluşan çatlamalara dikkat

    Vücutta oluşan çatlamalara dikkat

    Medikal Estetik Hekimi Dr. Mehmet Akgün, vücut çatlaklarını tıpkı birer yara izi gibi değerlendirmenin mümkün olduğunu belirterek, “Cilt aşırı derecede basınçla karşılaştığında yıpranır, dolayısıyla cildin yapısı bozulur ve çatlaklar ortaya çıkar. Önceleri pembe renkli olan bu çatlaklar zamanla beyaza yakın bir renk alır. Bütün rahatsızlıklarda olduğu gibi, vücut çatlaklarının da oluşmasını önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır. Bunun için de öncelikle cildin elastikiyetinin sağlanması gerekir. Ayrıca aşağıda sıralanan hususlara da özellikle dikkat edilmelidir” dedi.

    Kısa zamanda aşırı miktarda kilo alıp vermekten kaçınılmasını öneren Dr. Mehmet Akgün, “Cilt, vücuttaki yağ miktarının artıp azalmasıyla birlikte aynı hızda esnemeyi başaramadığı için yıpranır ve çatlaklar oluşur. Günde 2 litre su içmeyi ihmal etmeyin. Cilde gereken nemi sağladığınız takdirde esnekliğini uzun bir süre koruyabilirsiniz. Soğuk suyla duş yapmak da çatlak oluşumunu önlemede etkili bir yöntemdir. Bu şekilde hücreler canlanarak yeniden elastik bir yapıya kavuşacak, dolayısıyla da çatlak oluşumuna karşı direnç kazanacaktır. Cildin elastikiyetini kazanması ve koruması için çaba sarf edin. Bu amaçla yumuşatıcı yağlar, A, E ve C vitamini, kolajen, elastin ve hyalüranik asit yönünden zengin çatlak giderici kozmetik ürünleri düzenli olarak kullanmayı alışkanlık haline getirin. Çok dar giysiler giymemeye özen gösterin. Bu tür giysiler kan dolaşımını güçleştirerek, cilde gereken oksijenin sağlanmasını engeller. Oksijen almayan cilt yeteri kadar beslenemediği için daha kolay yıpranır ve deformasyona uğrar” dedi.

    Dr. Akgün, çatlakların sık görüldüğü yerleri şöyle sıraladı:

    “Göğüsler; Vücudun en nazik organları arasında yer alırlar. Göğüsleri saran doku oldukça ince ve hassastır. Bu bölgedeki çatlaklar gelişme çağında bile oluşabilir. Buna rağmen çatlakların çoğunlukla doğum sonrasında ortaya çıktıkları görülür.

    Karın; Bu bölgede ortaya çıkan çatlakların oluşumunda da gebelik dönemi önemli bir rol oynar. Genişleyen karın yüzeyi yıpranır ve esnekliğini kaybeder. Vücudun bu bölgesinde çatlak oluşumunu önlemek için cilde badem yağıyla masaj yapmak ve kozmetik ürünlerden faydalanmak olumlu sonuç verir.

    Bel çevresi; Daha çok bel çevresiyle belin üst kısmında görülen çatlaklar her yaşta ortaya çıkabilir. Cinsiyet farkı gözetmeksizin kadın ve erkekte meydana gelen bu tür çatlakların en önemli nedenlerinden biri; kısa zamanda çok miktarda kilo alıp vermektir. Bu şekilde oluşan çatlakları önlemek için doğru beslenme alışkanlıkları edinmek ve kilo alıp vermekten kaçınmak önem taşır.”

    Dr. Akgün, çatlakların tedavisi hakkında ise şu bilgileri verdi:

    “ Karboksiterapi; Medikal hale getirilmiş CO gazının bölgesel yağ birikimi, selülit, özellikle gebelik ve ergenlik dönemindeki hızlı büyüme sonrasında gelişen çatlak ve sarkma olan alanlarda, cilt içerisine veya cilt altına metodlu olarak enjekte edilmesi yöntemidir.

    Kimyasal Peeling; Glikolik asit kullanılarak yapılan AHA peeling, yeni başlayan dikey çatlakların tedavisinde etkili bir yöntemdir. Vücut bölgesi önce glikolik asit içeren temizleyicilerle temizleniyor. Arkasından glikolik asidin yüzde 50 den başlayan konsantrasyondaki solüsyonları uygulanıyor. Seanslar haftada 1 kez yapılıyor ve seans sayısı kişiye göre değişiyor.

    Mezoterapi; Bu yöntemle çatlakların altında eksilen kolajen yapının uyarılması ve doldurulması amaçlanıyor. Henüz beyaza dönmemiş, pembe-kırmızı dönemdeki çatlaklarda çok etkili bir yöntemdir. Bunun için gerekli ilaçlar çatlağın bulunduğu bölgede cildin içine veriliyor. Haftada 1 seans şeklinde uygulanıyor. Ortalama 2,5 – 3 aylık bir tedavi süresi gerektiriyor.

    Microdermabrazyon-Micropeeling; Özellikle beyazlanmış eski çatlaklarda uygulanan bir yöntemdir. Alüminyum oksit tuzlarının cilt yüzeyine çarpması ve çarpma sonucu problem içeren cildin kontrollü bir şekilde soyulması ve yerine normal sağlıklı, kollagen ve elastin bakımından zengin cildin yerleşmesini sağlama işlemidir.

    Mikropeeling işlemi; yaş kısıtlaması olmaksızın cildin kontrollü olarak soyulmasını sağlar. Etkin soyma sayesinde de iyi bir tedavi değeri sağlanır. Kişinin sosyal hayatı etkilenmez. Tüm bu özellikleriyle dermabrazyon son derece etkili ve güvenilir bir cilt yenileme tekniğidir. Uygulama seansları, genellikle soyma derinliğine bağlı olarak 1 – 3 hafta aralıklarla gerçekleştirilir. İşlem çok güneşli havalarda veya yaz mevsiminde gerçekleştirilmez. Uygulama süresi işlem yapılacak bölgeye göre değişmekle birlikte 15 – 30 dakika kadardır. 6 – 10 seanslık kür olarak yaptırılarak son derece etkili bir sonuç almak mümkündür.

    Altın İğne – Radyofrekans; Özel bir cihaz cildin alt katmanlarına yüksek frekanslı enerji göndermektedir. Cilt altına kontrollü bir hasar vererek düzensiz bir şekilde vücudun doğal kolajenini üretmesi tetiklenir. İğne ve ısı yöntemi kullanılarak cildin doğal yara mekanizması ortaya çıkar. Böylelikle ciltte yenilenme ve yeni hücre oluşumu gerçekleşir.”