Etiket: Olursa

  • Op. Dr. Kamer: “Gebelikte şeker olursa bebek iri olarak doğabilir”

    Op. Dr. Kamer: “Gebelikte şeker olursa bebek iri olarak doğabilir”

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aysel Kamer, gebelikte şeker testi yapılmadığında bebeğin iri olarak doğabileceğini belirterek, testin mutlaka yapılması gerektiğini kaydetti.

    Medova Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aysel Kamer, gebelerin 24. hafta civarında kontrole geldiğinde gebelikte şeker testi yapacaklarını söylediklerini ifade etti. Hastaların yaklaşık yüzde 50’sinde gebelikte şeker testi ile ilgili yanlış anlama söz konusu olduğunu belirten Doğum Uzmanı Op. Dr. Aysel Kamer, “Genelde defansif bir savunma gerçekleştiriyorlar ama gebelikte şeker testi yapılması gereken bir testtir. Komplikasyonların önlenmesi açısından önemlidir. Gebelikte şeker hem anneyi hem bebeği gebelikte ve gebelikten sonra olabilecek tehlikelerden korumak için alınması gereken tedbirlerden birisidir aslında. Öncelikli olarak annede gebelik şekeri varsa, gebelik sırasında kalpte ve böbreklerde sıkıntılar oluşabilmektedir. Gebelik sonrasında da obezite, gebelik sonrası kalıcı şeker gelişimi açısından da öncelikli olarak alınması gereken tedbirlerdendir gebelikteki şeker testi” dedi.

    “Bebek iri olarak doğabilir”

    Bebek açısından gebelikte şeker olursa, bebeğin iri olarak doğabileceğini aktaran Op. Dr. Aysel Kamer, şekerin gebelikte annenin suyunun çok fazla olmasına ve bunun da bebeğin pozisyon alamamasına neden olduğunu kaydetti. Genelde bu durumun sezaryen oranların artmasıyla sonuçlandığını anlatan Op. Dr. Kamer, “Aynı zamanda normal doğuma zorlanacak olursa o zaman kol takılması yaşanabiliyor, koldaki sinirlerde kalıcı hasara yol açabiliyor. Bebek doğduktan sonra kan şekeri regülasyonunda zorlanma olmakta. Bebekte kalsiyum ve magnezyum eksiklerine neden olup beraberinde kasılmalara sebebiyet verebilmektedir. Biz o yüzden gebelikte 24. ile 28. haftalar arasında şeker testi yapılması taraftarıyız” ifadelerini kullandı.

    “Yapılması gereken bir testtir”

    İri bebek öyküsü olan annelerde ikiz gebelik görülebileceğini belirten Kamer, şunarı kaydetti: “Kötü komplikasyonlar oluşmuş olan gebeliklerde aynı zamanda ailede şeker olasılığı da varsa biz şeker testini daha erken olarak planlamaktayız. Genelde eskiden 50 gram, arkasından yüksek çıkarsa yüz gram şeker testi şeklinde yapılıyordu. Ama şimdi 75 gram şeker testi şeklinde yapılmaktadır. Aynı zamanda hem tanısı konulup hem de tedavisi planlanabilmektedir 1 seansta. Bunun için de sonuçlarda eğer 2 değerinde yükseklik çıkarsa biz endokrin ya da dahiliye uzmanına yönlendirmekteyiz hastalarımızı. Dünya genelindeki bütün jinekolojik komitelerde, aynı zamanda Sağlık Bakanlığımız tarafından da şeker testinin yapılması konusunda hala öngörü mevcuttur. Şeker testinin yapılması belki 2 saatlik bir işlemdir ama hem sizin hem de bebeğinizin anne karnındaki gelişimi, aynı zamanda doğumdan sonra oluşabilecek komplikasyonlar açısından yapılması gereken bir testtir.”

  • Başkan Üzülmez “Kadınlarımız ne kadar mutlu ve sağlıklı olursa o yuva sağlıklı ve dinç olmaktadır”

    Kartepe Belediye Başkanı Hüseyin Üzülmez, belediyenin Kadınlar Kulübü programına katıldı. Başkan üzülmez burada yaptığı konuşmada “Kadınlarımız ne kadar mutlu ve sağlıklı olursa o yuva sağlıklı ve dinç olmaktadır. Aileler huzurlu ve sağlıklı olursa bu durum topluma yansımaktadır” dedi.

    Kartepe Belediye Başkanı Hüseyin Üzülmez, Kadınlar Kulübü tarafından düzenlenen programda Ataevler ve Ertuğrulgazi Mahallesi’nde bulunan Kadın Spor Merkezi Üyeleri ile bir araya geldi. Programda konuşan Başkan Üzülmez, “Göreve gelirken Kartepe’de kadın olmanın farklı olacağını söylemiştik. Ortaya koyduğumuz projelerle sözümüzü yerine getirmenin gururunu yaşamaktayız. Kadınlarımız ne kadar mutlu ve sağlıklı olursa o yuva sağlıklı ve dinç olmaktadır. Aileler huzurlu ve sağlıklı olursa bu durum topluma yansımaktadır” dedi.

    Kadın vatandaşlarına yönelik yapılan projelerinde başarılı olduğunu belirten Başkan Üzülmez, “Kadınlarımıza yapılan pozitif ayrımcılık birçok il ve ilçe belediyesi tarafından örnek alınmaktadır. Kadınlarımıza gösterilen bu ilgi ve destek imrenilmektedir. Dünya lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 94 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde başladığı gönüllere giden belediyecilik hizmetlerini rehber alarak yolumuza devam ederek, projelerimizi üretiyoruz” diye konuştu.

    Kartepe’de yola çıkarken 41 proje sözünü vererek başladığını hatırlatan Başkan Üzülmez, “41 projenin sözünü verdik. 100’ün üzerinde proje yaptık. Projenin yapılması önemli değildir, önemli olan muhatapları tarafından kabul ve karşılık bulmasıdır. Bizler proje üretirken bunları göz önüne alarak projelerimizi hayata geçirdik. Kadınlarımıza yönelik ürettiğimiz bütün projeler karşılık bulmuştur. Önümüzde ki 5 yıl için belediye başkan adaylığı yakında açıklanacaktır. Öncelikle Kartepemiz ve ülkemiz için hayırlı olsun. Allah nasip ederse, partimiz aday gösterir ve Kartepeli hemşehrilerimiz bizi seçerse bu hizmetlerimizi daha geliştirerek yapmaya devam edeceğiz” dedi.

  • Prof. Dr. Şerif Barış: “Gemlik-İznik fay hattında kırılma olursa 7.6, Eskişehir fay hattında olursa 7.4 büyüklüğünde deprem bekleniyor”

    Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Kocaeli Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şerif Barış, Gemlik-İznik fay hattında bir kırılma olursa İnegöl’de 7.6, Eskişehir fay hattında bir kırılma olursa 7.4 büyüklüğünde deprem beklendiğini söyledi.

    İnegöl Belediyesi tarafından Sani Konukoğlu Konferans Salonu’nda “Afet Riski ve Mücadele Yöntemleri” semineri düzenlendi. Çok sayıda kişinin katıldığı seminerde konuşan deprem uzmanı Prof. Dr. Şerif Barış, AFAD tarafından hazırlanan haritadaki kırık fay hatları üzerinde bilgi verdi. Prof. Dr. Şerif Barış, “Doğanın kuralıdır, yeryüzünde yaşayan bir canlı, varlık bir yerde bir doğal olayı olmuşsa o olay tekrar edecektir. Dolasıyla İnegöl, Bursa daha önce büyük depremlere maruz kalmış, ilerde de bu depremlere maruz kalacaksınız. Gemlik-İznik fay hattı kırılırsa İnegöl’de 7.6 büyüklüğünde bir deprem, Eskişehir fay hattında bir kırılma olursa 7.4 büyüklüğünde bir deprem olacak. İnegöl için 5 büyük tehlike var. Bu fay hatlarında biri kırılırsa mutlaka büyük bir deprem olacak ve eski binalar yıkılacak, maalesef altında çok sayıda insan kalacak. 1855 yılında iki tane büyük, daha sonrada artçıları 128 deprem oldu. 1856 gibi etrafımız birçok depremle sarılmış. Kırmızı noktalar ise 118 yıllık deprem kayıtları. Bunların her biri küçük depremleri gösteriyor. Yani 120 yıllık deprem etkinliği İnegöl’e bakarsanız. Bursa-Eskişehir, Balıkesir tarafından inanılmaz yoğun bir küçük deprem etkinliği var” diye konuştu.

    “İnegöl’ün zemini sağlam değil”

    Prof. Dr. Barış, harita üzerinde yaptığı analizde ilçelerin zemin sağlamlığı konusunda da bilgiler verdi. İnegöl’ün zemininin çok zayıf olduğunu söyleyen Prof. Dr. Barış, ’’İnegöl’ün tamamına yakını maalesef zayıf, maalesef alüminyum, maalesef su içeriği yüksek zeminler. Peki ne olacak? Sarı zeminde deprem binanızı bir etkileyecekse, kırmızı zeminde minimum 3 maksimum 10 kat artacak. Yani az önce söylediğim 0.5 chi, belki siz 1.5 chi binanın altına kadar bir sarsılmayı göreceksiniz’’ dedi.

  • Deprembilimci Ahmet Ercan, “İstanbul’da 2045’den önce deprem olursa şaşırırım”

    Jeofizik Profesörü, deprembilimci Prof. Dr. Ahmet Ercan, Türkiye’nin depremselliğini anlattığı konferansta, “2019 ve 2020 yıllarında Türkiye’de 7’den daha büyük bir deprem olursa benim için şaşırtıcı olmaz” ifadelerine yer verdi.

    Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nde gerçekleştirilen konferansta ünlü deprem bilimci Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Türkiye’nin Depremselliğini anlattı. Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa çok sayıda davetli katıldı. Depremin önemini anlatan Ercan, “Deprem olmasa şu anda balık tuttuğunuz deniz olmazdı. Şu güzel dağlar olmazdı. Altındaki maden yatakları olmazdı. Türkiye’de çok severek içtiğiniz kaynak usları, maden suları olmazdı. Verimli ovalar olmazdı, tarım çok zor olurdu. Irmaklar olmazdı, yeşillikler olmazdı. Kuşlar olmazdı. Bunlar hep depremle olan bir şey. Bazıları ‘Allah’ım inşallah deprem olmaz diyor ya’ sen her gün ‘İnşallah güneş doğmaz’ diye dua ediyor musun? Yada ‘İnşallah yaz gelmez’ diye dua ediyor musun? Bu doğanın kuralıdır. Her şey tam olması gerektiği gibi sadece dünya üzerinde değil bütün evrende de öyle. Zaten bilim; kuruluşun, düzenin, gizemini araştıran bir dal. Biz bunun neden, nasıl ayrıntılarını araştırmaya çalışıyoruz” diye ifade etti.

    “Türkiye birinci derece deprem bölgesi değil”

    Ekonomisi kötü olan ülkelerde depremin adının ‘kıran’ olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Ercan, depremin ekonomiyle olan ilişkisini de şöyle anlattı:

    “Ülkelerin deprem çekincesine baktığınız zaman Rusya ilk sırada gözüküyor. Daha sonra Endonezya, Pakistan geliyor. Daha sonra Brezilya ve ardından Türkiye geliyor. Baktığınız zaman Belki Rusya dışında diğer ülkeler ekonomisi kötü olan ülkeler. Türkiye birinci derece deprem bölgesi değildir. Türkiye’nin birinci derece deprem bölgesi olması için 8’den daha büyük deprem olması gerekiyor. Oysa bugüne kadar ki depremlerde en büyük deprem Erzincan’daki depremdir. Ekonomisi kötü olan ülkelerde depremin adı kıran olur, yani felaket olur. Neden çünkü sağlıklı bir yerde, sağlam yapı yapabilmek için kişisel gelirinizin yılda 25 bin dolardan daha yüksek olması gerekiyor. Türkiye’nin ulusal geliri 10 bin dolar civarında. Her 30 ila 50 yılda bir 9’dan daha büyük deprem oluyor. Türkiye’de deprem sıklığı 8’den daha büyük deprem olmuyor demek ki Türkiye birinci derece deprem bölgesi değil. 5 yılda bir 7’den daha büyük deprem oluyor Türkiye’de, son olan deprem 2011 Van Depremi’dir. Ondan bu yana Türkiye büyük bir deprem yaşamadı. 2019 ve 2020 yıllarında Türkiye’de 7’den daha büyük bir deprem olursa benim için şaşırtıcı olmaz.”

    “Yaklaşık 19 yıl geçti halen her an deprem olabilir deniliyor”

    1999 depreminden bu yana ‘her an deprem olabilir’ sözünü hatırlatan Ercan, 19 yıldır aynı söylemin halen devam ettiğini vurguladı. İstanbul’da oluşacak bir depremin, yüzde 35 Anadolu yakasını yüzde 65 Avrupa yakasını etkileyeceğini belirten Ercan, “İnşallah deprem olmaz sözünü tanrı buyruğu olarak alamazsınız. Demek ki depremler hep olacaktır. Anadolu’da gerginlik ve yürüyüş sürdükçe bu depremler hep olacaktır. Eğer günün birinde deprem olmazsa o zaman yeryüzünde yaşam bitmiş demektir. İstanbul’da 2045’ten önce deprem olursa şaşırırım. Ama birçok kimse de çıkıyor, ‘Her an deprem olabilir’ diyor. 1999’dan beri bu her an bir türlü gelmedi. Yaklaşık 19 yıl geçti halen her an deprem olabilir deniliyor. Bu bilimsel bir yaklaşım değildir. Eğer hiçbir çalışma yapmazsan her an deprem olabilir. Ama İstanbul depremi ne zaman olacak, işte o zaman gerginlik ve kabuk işleyişini bilmek gerekiyor. Kırılma mekanizmasını bilmen gerekiyor. İstanbul’daki en sağlıklı yer Anadolu yakası. İstanbul’da çekincesi en yüksek olan yerler Haliç’in bulunduğu yerler, Küçükçekmece’nin üst kesimleri demek ki buralarda yapılaşma sakıncalı alanlar olması gerekiyor. İstanbul’da oluşacak bir deprem bu yerin davranış özelliği nedeniyle yüzde 35 Anadolu yakasını yüzde 65 ise Avrupa yakasını etkileyecektir” şeklinde sözlerini tamamladı.

    Konferansa BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı, BEÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, BEÜ Genel Sekreteri Hayri Bulazar ve çok sayıda davetli katıldı.

  • Şenol Güneş: “Şartlar ne olursa olsun yenebilecek güçteyiz”

    Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, deplasmanda oynayacakları Norveç ekibi Sarpsborg maçı öncesi yaptığı açıklamada, “Şartlar ne olursa olsun yenebilecek güçteyiz” dedi.

    UEFA Avrupa Ligi I Grubu 5. maçında Beşiktaş, yarın deplasmanda Norveç ekibi Sarpsborg ile karşılaşacak. Mücadele öncesi Teknik Direktör Şenol Güneş ve futbolcu Adem Ljajic, karşılaşmanın oynanacağı Sarpsborg Stadı’nda basın toplantısı düzenledi. İlginç bir grupta olduklarını ifade eden Şenol Güneş, “Grupta iki mağlubiyet aldık ve dengeler bozuldu. Rakip de yarışa ortak. İlk maçımızı Sarpsborg’a karşı kazanmıştık. Son iki maçta ortaya çıkacak skorlarla durum netleşecek. Kendi futbolumuzu oynayarak kazanmak istiyoruz. Soğuk hava ve suni çimde oynayacağız. Şartlar ne olursa olsun yenebilecek güçteyiz. Şartlara göre çıkabilecek en iyi kadroyla sahada olacağız. Birkaç tane genç futbolcu bizimle, onların da katkısı olacaktır. Önemli olan sahaya çıkacak oyuncuların istenilen verimi vermeleri. Her maça kazanmak için çıkarız. Rakip disiplinli ve dinamik bir takım. İki takım için de zor bir maç olacak” diye konuştu.

    Ljajic: “Mutlaka kazanmalıyız”

    Adem Ljajic ise önemli bir maça çıkacaklarını belirterek, “Mutlaka kazanmalıyız. Zor bir deplasmandayız. Alışık olmadığımız bir zemin ve havada oynayacağız. Bazı arkadaşlarımız burada değil. Bunlar mazaret değil. Koşullara en iyi şekilde uyum sağlayıp üç puan almak istiyoruz. İyi bir performans ortaya koymaya çalışacağım. Takım halinde kazanıyor veya kaybediyoruz. Sahaya çıkacak oyuncular ellerinden geleni yapmaya çalışacak. Maç takvimi kolay değil. Biz Beşiktaş’ız. En büyük görevimiz her durumda maksimum verimi vermek” ifadelerini kullandı.