Etiket: Olmaz”

  • “Erkeğim, bende olmaz” demeyin

    Medical Park İzmir Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. İsmail Özsan, kadınlara özgü bir hastalık olarak bilinen meme kanserinin erkeklerde daha agresif ve hızlı ilerlediğini söyledi. Uzman Dr. Özcan, erken tanı konulabilmesi için erkeklerin de ayda bir kez elle meme kontrolü yapmasını önerdi.

    Genel Cerrahi Uzmanı İsmail Özsan, en yaygın görülen belirtinin meme dokusunda hissedilebilen kitle olduğunu kaydederek, “Erkeklerde az da olsa bir meme dokusu vardır. Bu meme dokusu kadınlarda olduğu gibi meme hastalıklarına açıktır. Meme kanseri, meme başında akıntı, çatlak, şekil bozuklukları ve elle anlaşılabilen kitleler olarak belirti verir. Meme dokusu az olduğu için tanısı kolaydır ancak genelde ileri evrede anlaşılır. Hastalık meme dokusu az olduğu için daha hızlı yayılır. Erkeklerde kadınlara göre daha agresiftir ve ölümcül sonuçlar doğurur” dedi.

    “Elle kontrol edin”

    Erkeklerin her ay elle meme kontrolü yapmasını öneren Genel Cerrahi Uzmanı İsmail Özsan, “40 yaşı geçen erkeklerde risk artmaktadır. Bu nedenle elle muayene erken tanı için çok önemli. Erkekler elle meme kontrolünü bilmeli ve uygulamalılar. Ayda bir kez ayna karşısında meme kontrolü yapılarak hissedilebilen bir kitle olup olmadığına bakılmalıdır. Her kitle tehlikeli olmayabilir ama bunun kararını hekimler vermelidir” diye konuştu.

    “Sigara meme kanseri riskini arttırıyor”

    Özsan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erkeklerde meme kütlesi olmadığı için koruyucu ameliyat yapılamıyor. Tedavi, bütün meme dokusunun çıkarılmasıyla gerçekleşiyor. Kol altındaki lenf bezleri ve yağ dokusu temizleniyor. Bazı durumlarda meme altında bulunan kasların alınması gerekebiliyor. Sigara içen erkekler risk grubunda yer alıyor. Ailede erkek meme kanseri öyküsü olan kişiler mutlaka hekime başvurmalı.”

    “Jinekomasti kanser sanılıyor”

    Erkekte meme dokusunun büyümesi (jinekomasti) durumunun meme kanseri sanılabildiğini anlatan Medical Park İzmir Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. İsmail Özsan, “Erkeklerde meme büyümesi meme kanseri sanılabiliyor. Ancak bu hastalık kanser değildir. Kullanılan ilaçlar, genetik yapı ve testis tümörleri erkekte meme büyümesine neden olabilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

  • 1 Mayıs’ta Taraftarlardan “İşçi Bayramında Siyaset Olmaz” Tepkisi

    Zonguldak’ta 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde Zonguldak Kömürsporlu taraftarların kutlamalarda siyaset yapıldığı sözleriyle gerginlik yaşandı. Kürsüyü yumruklayan bir taraftar, kutlama komitesine tepki gösterdi.

    1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde İstasyon Caddesi’nde toplanan kalabalık, kutlama alanı olarak belirlenen Madenci Anıtı önüne yürüdü. İl Emniyet Müdürlüğü’nce geniş güvenlik önlemleri alınan alana yürüyen kalabalık işçi bayramını kutladı. Türk-İş’in 1 Mayıs’ı Çanakkale’de kutlama kararı almasının ardından madenin başkenti Zonguldak’ta kutlamalara sendikalar, kollektif üyeleri ve dernekler katıldı. TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Erdoğan Kaymakçı, kutlama komitesi adına bir konuşma yaptı. Kaymakçı, “Her gün içimizden birilerinin evlerine ateş düşüyor. Dökülen her damla kan, yaşanan her ölüm yeni ölümlerin kapısını açıyor. Şiddet ortamını besleyen, ateşe benzin döken, savaş politikalarını dayatan her kim olursa olsun şiddetle reddediyoruz. Savaşa karşı barışı istiyoruz” dedi.

    Saygı duruşunun da yapıldığı programda, Kömürspor taraftarı olduğu öne sürülen bir kişi kürsünün önüne gelerek tepkisini dile getirdi. Kürsüyü yumruklayan kişi, “İşçi Milli Takımı’na sahip çıkın. Zonguldakspor’a sahip çıkın” diyerek 3. Lig’de mücadele veren Zonguldak Kömürspor’a sahip çıkılmasını istedi. Çevredekiler tarafından sakinleştirilmeye çalışan taraftar, polis ekiplerinin de araya girmesiyle alandan uzaklaştırıldı. Alanda bir süre daha gerginlik devam ederken, Kömürspor taraftarlarından Zeki Beybeyoğlu, “İşçi bayramında siyaset olmaz” diyerek eleştiride bulundu.

    Taraftarlar, “Kahrolsun PKK” sloganları atarak alanı terk etti. Yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı kutlamalara CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse de katıldı. Davullu zurnalı eğlencenin yanı sıra yerel sanatçıların da sahne aldığı konserlerin ardından kutlamalar sona erdi.

  • Dr.savaş Eğilmez: “Müslümandan Terörist Olmaz”

    Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr.Savaş Eğilmez, “Terörün farklı grup ve devletler dahil farklı teşkilatlar tarafından kullanılan küresel bir olgu olduğu ya unutuluyor, ya da bilerek göz ardı ediliyor.” dedi.

    DAİŞ ve benzeri terör gruplarının İslamofobiyi yaygınlaştırıp, kuvvetlendirdiği tartışılmaz bir gerçek olduğunu ifade eden Dr.Savaş Eğilmez, “Bu tür örgütlerin faaliyetleri, Batı’da, İslam’ın aşırılık ve terörizmle özdeşleştirilmesine sebep oluyor. Tabi burada terörün farklı grup ve devletler dahil farklı teşkilatlar tarafından kullanılan küresel bir olgu olduğu ya unutuluyor, ya da bilerek göz ardı ediliyor. Bunula beraber Müslümanların çok büyük bir bölümü de bu tür yapılara ve onların faaliyetlerine yüksek sesle itiraz edip, güçlü tepkiler koyuyorlar. Buna rağmen özellikle Avrupa kıtasında, DAİŞ tarafından son dönemde geçekleştirilen terör olaylarının kimler tarafından yapıldığı sorusunun kamuoyundaki kesin cevabı “Müslümanlar yaptı” dır. Ama bunların arasından herhangi biri, bu terör olaylarını yaşatanların bireysel olarak gerçekte Müslüman olup olmadıklarını, daha doğrusu nasıl bir yaşam tarzı içerisinde olduğunu araştırma ve öğrenme çabası içerisine girmiyor. “ diye konuştu.

    Kendilerini patlatan, masum insanları öldüren bu teröristlerin eylemlerinden önceki hayatlarında kimlerle, nerelerde ve nasıl yaşadıkları, o insanların taşıdıkları isimlerden ve mensup oldukları ailelerden daha büyük bir öneme sahip olduğunu kaydeden Dr.Savaş Eğilmez, şöyle konuştu:

    “Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Fransa’nın başkenti Paris’te gerçekleştirilen silahlı ve bombalı terör saldırılarında onlarca kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştı. Bu saldırılardan sonrada kıta Avrupa’sın da var olan İslamofobi biraz daha güçlenip, Müslümanlara karşı tepkiler daha da artmaya başladı. Ama yine kimse bu saldırganların özel hayatıyla ilgilenme gereği duymadı ve kolay yolu seçip Müslümanları suçlamayı tercih etti.

    Bu saldırıları gerçekleştirenlerden İbrahim ve Salah Abdeslam kardeşlerin yaşam tarzları, Müslümanlığın ortaya koyduğu ilklerle bağdaşmayan bir durum arz ediyor.

    Bu iki kardeşi yakından tanıyanların anlattıklarına göre, bu insanlar saldırıdan kısa süre öncesine kadar gece kulüplerinden çıkmayan, aşırı derecede ve sürekli alkol alan, uyuşturucu kullanan, kumar oynayan gençlerdi. Hatta kardeşlerden Salah’ın çok defa gay barlarda görüldüğü ifade edilmektedir.

    İslamiyet’in hiçbir değerini üzerinde taşımayan bu insanlar, yaşam tarzlarından dolayı rahatlıkla Hristiyan arkadaşlar edinebilirken, çevrelerindeki Müslümanlar tarafından kınanırken, terör saldırısına alet olduklarında sırf İslam dinine mensup bir anne babaya sahip oldukları ve İslami isimler taşıdıkları için anında Müslüman teröristler diye ilan ediliyorlar.

    Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz ki, gerçek bir Müslümanın herhangi bir canlıya zarar vermesi mümkün değildir. Öyleyse bu durumda bu teröristlerin ismen de olsa mensup oldukları dinin sorgulanması yerine, bunları terör eylemlerine iten yaşamları ve psikolojik durumları incelenmelidir.

    Eğer o teröristler gerçekten Müslüman olsalardı, kimse onları teröre alet edemezdi.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, ’Lider Öyle Olmaz Böyle Olur’ Kitabında

    Yazar, Araştırmacı, Atılım Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sevinç Engin’in 3. baskısı yayımlanan “Lider Öyle Olmaz Böyle Olur, Yön Veren Liderler ile Liderlik Üzerine” kitabında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili bir bölüm de yer alıyor. Engin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelttiği sorular ve Erdoğan’ın verdiği cevapları kitabında kaleme almış. Erdoğan, kitapta yer alan bu bölümde, merak edilen birçok soruya cevap veriyor.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda çalışmakta olan Engin, aynı zamanda yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak Atılım Üniversitesi, İşletme Fakültesi’nde ‘Liderlik Teorileri ve Uygulamaları’ dersini vermektedir. Türkiye’nin önde gelen 47 lideri ve yöneticisini ilk kitabı ‘İdare Etmek mi? Yönetmek mi?’ de bir araya getirdi. 119 kişi ile görüştüğü ‘Lider Öyle Olmaz Böyle Olur, Yön Veren Liderler ile Liderlik Üzerine’ kitabı 2011’de yayınlandı. Aynı yıl Aralık ayında 3.baskısı çıktı

    “EĞER LİDER MUTLU BİR RUH HAİNE SAHİPSE, ETRAFINDAKİ İNSANLARIN DA HER ŞEYE OLUMLU BAKTIKLARI GÖRÜLÜR”

    Yaşam deneyimlerini Yazar Sevinç Engin ile paylaşan liderler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yer alıyor. Engin’in “Lider Öyle Olmaz Böyle Olur, Yön Veren Liderler ile Liderlik Üzerine” kitabının 3. baskısında Erdoğan, merak edilen birçok soruya cevap veriyor. Erdoğan, Yazar Sevinç’in “Yüksek duygusal zeka ve düşük duygusal zeka lider ve topluma nasıl yansır” şeklindeki sorusunu yanıtlarken, “Eskiler ‘Hal saridir’ derler. Yani, haller, haleti ruhiyeler bulaşabilir. Dolayısıyla liderlerin ruh hali de saridir, bulaşıcıdır, çok çabuk etrafına yayılır. Eğer lider mutlu bir ruh haine sahipse, etrafındaki insanların da her şeye olumlu baktıkları görülür” diyor ve takım çalışmasında “iyimser olmanın” önemine değiniyor.

    ERDOĞAN, “LİDER OLUNMAZ, LİDER DOĞULUR” SÖZÜNE NE DİYOR?

    Kitapta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “lider olunmaz, lider doğulur” sözünü yorumladığı bir bölüm de yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ünlü “Lider olunmaz, lider doğulur” sözüyle ilgili, “Bazı insanlar liderliğe yatkın bir mizaçla doğabilirler. Ama bence bir insanı lider yapan şey, ülkesine duyduğu sevgi ve onun uğrunda yürüttüğü toplumsal mücadeledeki kararlılığıdır. Ben güzel bir gelecek özlemiyle yürütülen toplumsal mücadelenin liderliği yarattığı inancındayım” değerlendirmelerinde bulunuyor.

    Erdoğan, “Ekibinizi seçerken kriterleriniz nelerdir? Hangi özellikleri ön planda tutarsınız” sorusuna ise “Öncelikli olarak işinin ehli olması benim açımdan büyük önem taşır. Ayrıca toplumda ve çevresinde seçkin ve güvenilir bir kişi olması önemlidir. Çalışkanlığı ve başkalarıyla uyum içerisinde çalışması da önem verdiğim özellikler arasındadır” cevabını veriyor.

    “LİDERLİKTE DE AİLENİN ÇOK ÖNEMLİ ROLÜ OLDUĞUNA İNANIYORUM”

    Liderlerin belirli bir noktaya gelmesinde ailenin payını değerlendiren ve ailesinin kendisine nasıl destek sağladığını anlatan Erdoğan şunları kaydetmekte:

    “İnsanın ailesinin, bulunduğu noktaya gelmede önemli bir rolü vardır. O yüzden liderlikte de ailenin çok önemli rolü olduğuna inanıyorum. Ailesinde huzur içinde olanlar, aileden destek görenler, bu huzuru, mutluluğu ülkesine de yansıtacaktır. Halkla daha doğru iletişim kuracaktır.”

    “HALKIMIZLA ARAMDA DERİN BİR GÜVEN İLİŞKİNİN OLUŞTUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

    Erdoğan, “Hangi açılımlarınızın, halkla aranızdaki doku uyuşmasını daha da ilerlettiğini düşünüyorsunuz?” sorusuna ise, “Benim hep söylediğim bir söz var: ‘ Ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız’ diye. Halkla samimi bir şekilde, ne düşünüyorsam, ne hissediyorsam o şekilde iletişim kuruyorum. Bu samimiyeti halkımız anlıyor ve benimsiyor. Bu şekilde halkımızla aramda derin bir güven ilişkinin oluştuğunu düşünüyorum. Onları aldatmayacağımı, onlara yalan söylemeyeceğimi biliyorlar” yanıtını verdiği görülüyor.

    “BİR LİDER OLARAK KÖTÜMSER OLMA LÜKSÜNÜZ YOKTUR”

    Erdoğan’ın “Toplumsal çatışmalarda lidere düşen rol, uzlaştırıcı kültür, iyimserlik, kötümserlik nasıl açıklanabilir” sorusuna verdiği yanıt kitapta şu şekilde yer almış:

    “Her toplum, farklı düşünceleri, farklı inançları, farklı beklentileri olan insanlardan oluşur. Bir lider olarak size düşen asıl şey bu farklılıkları mümkün olduğunca tek bir pota altında eritmek, bir uzlaşı ortamı tesis edebilmektir. Öte yandan, bir lider olarak kötümser olma lüksünüz yoktur. Hep daha iyiye, daha güzele giden yolların önünü açmak boynunuzun borcudur.”

    Engin’in “Lider Öyle Olmaz Böyle Olur, Yön Veren Liderler ile Liderlik Üzerine” kitabının 3. baskısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yanı sıra; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Yıldırım Koç, Mediasa Yayıncılık A.Ş.Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek gibi isimler de yer alıyor.

  • ’Bu Kadar Da Olmaz’ Dedirten Cinayet

    İzmir’in Urla ilçesinde, deniz kenarında aracı ile duran polis memuru U.Ç., iddiaya göre aracına yakın araç yaklaştırdığı için Hamit Öncü ile tartıştı. Tartışmanın büyümesi ile polis U.Ç., Öncü’yü pompalı tüfekle öldürdü.

    Olay, geçen pazartesi günü akşam saatlerinde, Urla’nın Çeşmealtı Sondurak mevkisinde meydana geldi. TIR şoförü 30 yaşındaki Hamit Öncü, aracı ile denizi seyretmek için deniz kenarına yanaştı. Bu sırada, deniz kenarında aracının içerisinde oturan U.Ç. (43), aracına yakın yanaştığını ileri sürdüğü Öncü ile tartışmaya başladı. Tartışma büyüyerek kavgaya dönüşürken iddiaya göre kendi aracından pompalı tüfek çıkaran U.Ç., Hamit Öncü’yü vurdu. Olayı gören çevredekiler durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirildi. İhbar üzerine gelen sağlık ekipleri, olay yerinde ilk müdahaleyi yaptıktan sonra ağır yaralı Öncü’yü ambulansla Urla Devlet Hastanesine kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan Hamit Öncü yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    ZANLI POLİS ÇIKTI

    Öte yandan cinayet zanlısı U.Ç.’yi polisler gözaltına alındı. Zanlı’nın Aydın İl Emniyet Müdürlüğünde bir karakolda görevli polis memuru olduğu ve 3.5 aydır raporlu olduğu, ailesinin yanına geldiği öğrenildi. Emniyetteki sorgulamanın ardından adliyeye sevk edilen 21 yıllık polis U.Ç., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.