Etiket: Olmaya

  • Sessizliğe mahkum olmaya son

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, işitme kaybının gelişen teknoloji ile beraber sorun olmaktan çıktığını söyledi.

    Doğmadan önce ya da doğduktan sonra kulağın ses duyma özelliğini tamamen veya kısmen kaybetme durumuna işitme kaybı denildiğini ifade eden Hisar Hospital Intercontinental Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, “Halk arasında bilinen adıyla işitme engelli denen bu problem odyogram denilen bir test aracılığıyla ölçülür. İşitme kaybında kulak işlevini çok az gerçekleştirebilir veya hiç gerçekleştiremez. Ancak bu durum gelişen teknoloji ile beraber sorun olmaktan çıkıyor” dedi.

    Doç. Dr. Yıldırım, koklear implantın her iki kulakta veya tek kulakta işitme kaybı olan ve bu işitme kaybının işitme cihazı veya ilaç tedavisi ile düzeltilemediği durumlarda kullanılabilen tıbbi bir cihaz olduğunu belirtti. Yıldırım, işitme cihazları sesin şiddetini yükseltirken, koklear implantın iç kulak organı koklea’da (salyangoz) işitme siniri vasıtası ile beyine ses sinyallerini göndererek problem yaşayan kokleanın görevini yerine getirdiğini söyledi. Koklear implantın sesleri kodlanmış elektriksel uyarımlara dönüştürdüğünü anlatan Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, “Bu uyarımlar işitme sinirini uyarır ve beyin tarafından ses olarak algılanır. Her iki kulakta doğuştan veya sonradan gelişen ileri işitme kayıplarında her yaş grubunda işitme problemi yaşayan herkese uygulanabilir. Ayrıca işitme kaybı ile beraber çınlaması olanlara da uygulanabilir. Doğuştan işitme kaybı ile doğan çocuklar, otoimmun iç kulak hastalığı geçirerek işitme cihazları ile yeterli amplifikasyon sağlanamayan hastalar, sonradan işitme kaybı olmasına neden olan geçirilmiş ani işitme kaybı, kaza, hastalık, operasyon gibi olaylar sonucu işitmesini kaybeden erişkinler, ileri, çok ileri ve total işitme kaybı olanlar bu uygulamadan yararlanabilir” diye konuştu.

    Cihazın iki kısımdan oluştuğunu kaydeden Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, cihaz hakkında şunları söyledi:

    “İç parça ameliyat ile takılır, dış parça ameliyat sonrası yara iyileşmesi tamamlandıktan sonra kulak arkasına takılır. Dış parçadaki işlemci sesleri alarak, iç parçadaki mağnet ile temas ederek seslerin iç kulağa iletilmesini sağlar. Pil ile çalışır, genelde günde bir adet pil yeterli olmaktadır. Ayarları iyi yapılıp işitme kaybının özelliğine göre kişiye özel verilen işitme cihazından fayda görerek yeterli konuşma ve anlama sağlayabiliyorsa, çok uzun süredir rehabilite edilmemiş ileri derecede işitme kaybı varsa, işitme kaybının nedeni işitme sinirinin olmaması ise koklea, geçirilen menenjit gibi enfeksiyonlar sonrası elektrotları yerleştiremeyecek kadar kapalı ise kişinin genel anestezi almasına veya cerrahi olmasına engel varsa ulusal yeni doğan işitme tarama programı ile işitme kayıpları erkenden tanınarak, duyma gelişimi işitme cihazı ve koklear implant ile yükseltilerek sağır dilsiz olarak büyüme gelişmesi engellenmekte, 4 yaşına kadar tanısı konulamayan ve dil gelişimi yeterli olmayan kişilerde implant yapılsa dahi istenilen sonuç alınamayabilir. Erişkin yaş grubunda işitme cihazı kullansa dahi yeterli anlama ve konuşmayı ayırt etme sağlanamıyorsa ciddi iletişim bozuklukları ortaya çıkmakta, aile içi anlaşmazlıklar, alınganlıklar, dargınlıklar ortaya çıkmaktadır. İleri yaşa bağlı alıngan olan yaşlı bireyler işitme kaybı ile bir engele daha takılarak adeta toplumdan soyutlanmak, koklear implant ile iletişim önemli ölçüde sağlanarak topluma uyumlu hale gelmektedir.”

    Doç. Dr. Yavuz Selim Yıldırım, tedavinin avantajları konusunda ise şunları kaydetti:

    “Konuşmayı anlama işitme cihazına göre daha iyidir, telefonla rahat konuşur, müzik dinleme ve anlama daha iyidir, kişileri ve çevresel sesleri iyi duyar. Günlük yaşama daha iyi adapte olabilmekte ve korna, alarm ve siren sesi gibi sesleri algılar. Gürültülü ortamlarda sesleri daha iyi ayırt eder. Koklear implant cihazının dışında bulunan kısmı daima kuru olmalıdır. Cep telefonu gibi radyo dalgaları kullanan aletler, cihazın sesi iletmesini kısa süre de olsa engelleyebilirler. Başa darbe almaktan kaçınılmalıdır. Cerrahi ve odyolojik açıdan ameliyata hazır olan aday için koklear implant operasyonu genel anestezi altında yaklaşık 2-3 saat sürer. Operasyonun riski diğer kulak operasyonları ile eş değerdedir. İç kulağa küçük delik açılır. Elektrot taşıyıcısı kokleaya (iç kulağa) sokulur. Yara kapatılmadan önce elektrot fonksiyonu test edilir. Kulak arkası dikişler iz kalmayacak şekilde kapatılır. Aynı gün ayağa kalkan hastalar genellikle 1 ile 2 gün sonunda hastaneden taburcu olurlar.”

  • Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin: “Herkesi samimi olmaya davet ediyorum”

    Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Zihni Şahin, AK Parti Samsun 80. İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda yerel seçimler öncesi parti içi mücadelelerden kaçınarak birlikte hareket edilmesi gerektiğini söyledi.

    AK Parti Samsun 80. İl Danışma Meclisi Toplantısı, Samsun Büyükşehir Belediyesi Atakum Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan AK Parti Samsun İl Başkanı Hakan Karaduman, “Belediye başkanlığı aday adaylığı başvuru süreci yarın sona erecek. Ancak belediye meclis üyeliği ile ilgili başvuru sürecimiz 3 Aralık’a kadar devam edecek. 18 Kasım’da temayül yoklamalarımız var. Genel merkezimizin çalışmaları sonucu bu yıl temayül yoklamalarımızı ilk kez e-temayül şeklinde yapacağız. Aday adaylarımızın sahada çalışmaları parti disiplinimize, kurumsal yapımıza uygun bir şekilde olmasını söyledik. Tüm teşkilatımızla en iyi şekilde seçimlere hazırlanmaya devam ediyoruz” dedi.

    “Herkesin aday adayı olma gibi demokratik hakkı var”

    Konuşmasında birlik vurgusu yapan Şahin, “Önümüzde bir seçim var. Ben bu konuda herkesi samimi olmaya davet ediyorum. Çünkü önümüzdeki seçimlerde parti içindeki mücadelenin partiye zarar vermemesi gerektiğini düşünüyorum. Herkesin aday adayı olma gibi demokratik hakkı var. Ama önemli olan seviyeli bir şekilde bu dönemi geçirerek partiye zarar vermeden seçimlere hazırlanmak. AK Parti olarak hep beraber hareket ettiğimizde bütün olumsuzluklara rağmen bu seçimden başarılı çıkacağımıza inanıyorum. Ama hepimiz birbirimizin ayağını kaydırmaya çalışırsak orada bazı zaaflar olduğunda başarısızlıkta gelebilir. Bunu da herkesin düşünmesi gerekir diye düşünüyoruz. Aday adaylığında bulunan bütün arkadaşlarımıza başarılar diliyorum” diye konuştu.

    AK Parti Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı ise meclis çalışmaları hakkında üyeleri bilgilendirdi. Kırcalı’nın ardından kürsüye çıkan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, “3 Kasım seçimleri AK Parti’nin milletin teveccühüne mazhar olduğu bir tarihtir. 16 yılımızı doldurduk, 17. yılımıza girdik. Her şeyden önce inandığımız değerlerden hiç vazgeçmedik. İlk çıkış noktamızdan hiç geri adım atmadık. İdeallerimizden hiç vazgeçmedik. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürümekten bir an olsun duraksamadık. 17 yıl sonra aynı kararlılıkla yoluna devam eden bir ekibin parçalarıyız. Bazı bakış açılarımızda değişim dönüşüm yaşandı fakat bu hem siyasetin bir gereği, hem değişen dünyada beklentilerin değiştiği bir toplumda zaten üstümüze düşen bir görev” şeklinde konuştu.

    Toplantıya AK Parti Samsun Milletvekilleri Ahmet Demircan, Yusuf Ziya Yılmaz, Fuat Köktaş, Orhan Kırcalı, ilçe belediye başkanları, ilçe başkanları, kadın ve gençlik kolları başkanları, meclis üyeleri, mahalle başkanları, müşahitler, sandık kurulu üyeleri ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.

  • Başkan Özaltun: “Gurbetteki hemşehrilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz”

    KONYA (İHA) İzmir’de Beyşehirli gurbetçi sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve işadamlarıyla bir araya gelen Konya’nın Beyşehir İlçe Belediye Başkanı Murat Özaltun, “Dün olduğu gibi, bugün de, yarında gurbetteki hemşehrilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

    Belediye Başkanı Murat Özaltun, kendisine eşlik eden Beyşehir Birlik Muhtarlar Derneği Başkanı Faruk Koçer, bazı mahalle muhtarları, belediye meclis üyeleri ve partililerle birlikte İzmir’de faaliyet gösteren ve yöneticiliğini Beyşehirliler’in yaptığı sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve Beyşehirli işadamları ile bir araya geldi. Beyşehir’in sadece ilçe içerisinde değil ilçe dışında da yaşayan büyük bir nüfus gücü ve potansiyeline sahip olduğunu belirten Özaltun, İzmir’in de bu illerin başında geldiğini kaydetti. Yıllar önce İzmir’e yerleşen Beyşehirli hemşehrilerinin birçoğunun günümüzde bünyesinde 400-500 kişi istihdam eden ekonomik alanda pek çok başarı öyküsü olan fabrika ve yatırımlara sahip işadamı konumuna geldiğine dikkat çeken Başkan Özaltun, bununla birlikte İzmir’de yaşayan Beyşehirlilerin dernek, federasyon ve vakıf çatısı altında bir araya gelerek gurbette dayanışmanın ve birlik beraberliğin en güzel örneğini sergilediğini de aktardı. Özaltun, İzmir’de yaşayan gurbetçi işadamları ile sivil toplumun değişik alanlarında örgütlenen ve gurbet özlemi çeken hemşehrileriyle zaman zaman bir araya gelerek hasret giderdiklerini, doğduğu topraklar olan Beyşehir ile ilgili istişarelerde de bulunduklarını söyledi.

    Bu tür ziyaretleri Beyşehirli gurbetçilerin yaşadığı illere de sık sık yaptıklarının altını çizen Özaltun, Beyşehirli olmanın bir ayrıcalık olduğunu her zaman dile getirdiklerini söyledi. Beyşehir dışında yaşayan gurbetçi hemşehrilerinin dün olduğu gibi bugün de yanlarında olduklarını ve bundan sonra da yanlarında olmaya devam edeceklerini belirten Özaltun, Beyşehir’de belediye olarak son 4,5 yıllık süreçte hayata geçirdikleri hizmet ve projeleri anlattı, ilçeye kazandırılan devlet yatırımlarından söz etti. Bu hizmet ve yatırımların Beyşehir dışında yaşayan gurbetçi hemşehrileri tarafından da büyük bir memnuniyetle yakından takip edildiğini vurgulayan Özaltun, “Beyşehir’in tabelaya baktığınızda şöyle bir durumu var. Tabelada 73 bin yazar ilk girişte. Bunun aslında bir fizibilitesini çalışmak gerekiyor. Net rakamlar ile konuşmak gerekiyor. Siz bu kış döneminde gittiğinizde doğru 80-85 bin yaşayan hemşehrimiz vardır ama Mayıs ile Ekim ayları arasındaki döneme geldiğinizde İzmir’deki Damlapınarlılar, Başgözeliler, Sadıkhacılılar, Üzümlüler, Huğlulular, Kayabaşılılar, Yeşildağlılar, Doğanbeyliler başta olmak üzere İzmir ve diğer illerimiz ve yurtdışında yaşayan gurbetçilerimizin de aramıza, ilçemize dahil olmasıyla bu nüfus potansiyeli 150-200 binleri buluyor. İlçemize bağlı dış mahallelerimizde de nüfus söz konusu dönemde iki üç katına birden çıkıyor. Dolayısıyla gerek ilçemizde gerekse ilçemiz dışında yaşayan bu büyük nüfus potansiyelimizi görmezden gelemeyiz. İlçemiz dışında yaşayan hemşehrilerimizin de istek ve taleplerini dikkate almak, onlarla her platformda bir araya gelmek durumundayız. İşte bugün bu gaye doğrultusunda yine siz hemşehrilerimizle bir araya gelerek, hem sizlerle hasret gidermiş, hem de sizlerin istek, düşünce ve görüşlerinizi almak için ayağınıza kadar gelmiş bulunuyoruz” diye konuştu.

    Başkan Özaltun ve beraberindekiler, İzmir’de değişik sektörlerde yatırımı olan Beyşehirli işadamlarının fabrika ve tesislerini ziyaret ederken, Konyalılar Vakfı, Konyalılar Federasyonu, Doğanbeyliler, Konbey-Der, Damlapınarlılar, Üzümlüler, Sadıkhacılılar, Huğlulular, Başgözeliler, Yeşildağlılar, Üstünlerliler, Kayabaşılılar ve İnliceliler derneklerinin yönetim kurulu başkan ve üyeleriyle de bir araya geldi. Özaltun, ziyaretlerde sivil toplum kuruluşu yöneticileri ile Beyşehirli işadamlarına günün anasına tarihi Eşrefoğlu Camisi maketi hediye etti. İşadamları ve STK temsilcileri de ziyaretlerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

    Özaltun ve beraberindekiler, iki gün süren İzmir ziyaretinin ardından dönüşte Uşak Valiliği görevine atanan Funda Kocabıyık’ı da makamında ziyaret ederek “hayırlı olsun” dileğinde bulundu.

  • Baki Ersoy, “Kayseri Milli Savunma üretimi konusunda sembol olmaya aday bir şehrimizdir”

    MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Milli Savunma Bakanlığı Kesin Hesap+Bütçe+Sayıştay Raporu ve Özel Bütçe gündemi ile toplanan Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında yaptığı konuşmasında, “Kayseri milli savunma üretimi konusunda etkin ve sembol olmaya aday bir şehrimizdir” dedi.

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın da katıldığı Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında konuşan MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, “Türkiye uzun yıllardır terörle mücadele ediyor. Türk milleti olarak bu konuda maddi ve manevi büyük bedeller ödedik. Türkiye üzerinde hesabı olanlar bu ülkeyi bölmek için planlar yapanlar vazgeçmediği gibi, bizim de bu hesaplar, bu planlar karşısında vazgeçmeyeceğimizi tüm dünya görmüştür. 15 Temmuz sonrası artarak devam eden terörle mücadele süreci göstermiştir ki, Türkiye bölgesinde bir güçtür ve bu mücadelesini sadece terör örgütlerine karşı değil, onları besleyip yönlendirenlere karşı da yapmaktadır” dedi.

    “Doğu ve Güneydoğu’daki terörle mücadelede, sınır ötesi terörle mücadelede, Türk devleti gücünü göstermiş, terör örgütlerinin belini kırmıştır. Ama unutulmamalıdır ki, emperyalist devletlerin varlığı sürdükçe, terör örgütlerinin eylemleri de devam edecektir” diyen Ersoy, “Amerika Birleşik Devletlerinin bölgemizde terör örgütlerine tırlar dolusu silah yardımı yaptığı düşünülürse Türkiye’nin milli silah teknolojisine daha çok önem vermesi gerekmektedir. Bu yüzden, son yıllarda milli silahlar üreten Türkiye’nin bu konudaki başarısını sürdürmesi gerekmektedir. Bunun için de milli savunma bütçesini mili silahlar üretimi noktasındaki başarıyı kat kat yukarıya yükseltecek ölçüde belirlemek gerekmektedir. Terörle mücadele konusunda büyük hassasiyeti olan Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda atılacak her adımın yanındayız ve destekçisi olacağız. Milli savunma üretimi konusunda altyapısı, teknik imkanı olan bütün illerimize bu bütçenin ayrılması Türk devletinin terörle mücadelesini güçlendirecektir. Başta Kayseri ilimiz milli savunmayı güçlendirecek üretim imkanlarına sahiptir ve daha güçlü hale getirilmesi en büyük temennimizdir. Kayseri’nin savunma sanayi geçmişinin Cumhuriyetimizin öncesine dayanması bile bu altyapı sağlamlığını göstermektedir. Geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleşen Kayseri Savunma Sanayi Çalıştayında ortaya konulan gerçek veriler göstermiştir ki, Kayseri milli savunma üretimi konusunda etkin ve sembol olmaya aday bir şehrimizdir. Sayın bakanım, bu konuda hemşehrimiz olarak sizden de şehrimiz adına destek beklediğimizi ifade etmek isterim. Milli üretim silahlarımızla son yıllarda teröre nasıl darbe vurulduğu ortadadır. Milli savunmamızı yerli silahlarla yapmamız ve yabancı ülkelere bu konuda muhtaç olmamamız bizler için gurur ve onur vesilesidir. Kayserili değerli hemşehrimiz Hulusi Akar’ın gerek Genelkurmay Başkanıyken gerek şimdi Milli Savunma Bakanıyken gösterdiği, milli savunma konusunda milli üretim hassasiyetini ve terörle mücadeledeki tavizsiz duruşunu da takdirle karşılıyoruz. Bu konudaki hassasiyetleri daha güçlü kılmanın yolu da ‘Neye dikkat ederseniz o güçlenir’ anlayışından yola çıkarak milli savunma üretimi konusunda her türlü fedakarlığa açık olmaktır. Bize silah doğrultan birçok terör örgütü vardır. PKK, FETÖ, DEAŞ ve bunların uzantıları içimizde, sınırlarımızda ve komşu ülkeler içinde eylem yapmak için fırsat kollamaktadır. Bunları ezmek, yok etmek, hele hele milli üretim silahlarımızla bunu yapmak, Türkiye’nin bağımsızlığını korumadaki en büyük görevidir. Geçmişteki ‘çözüm süreci’ gibi terör örgütlerine hayat öpücüğü olan hatalara düşmeden, terörle mücadeledeki bu kararlılık sürdürülmelidir. Bu kararlılık sürdüğü müddetçe, Türk milleti maddi ve manevi desteğini, her türlü fedakarlığı yaparak sürdürecektir. Bölücü anlayışla hizmet eden bazı zihniyetler hala çözüm süreci masalları anlatmaktadır. Türk milletine, Türk devletine silah doğrultan her teröristin başının ezilmesi vatan görevidir” ifadesinde bulundu.

    Baki Ersoy, “Teröristbaşı Öcalan’ın çözüm süreci denilen günlerde yaptığı İmralı konuşmalarında ‘Bu olmazsa 50 bin kişilik halk savaşı olacak, ölen ölecek, ben karışmıyorum’ demesi, ardından da ‘Taleplerin gerçekleşmezse 500 bin kişilik halk savaşı olur’ sözüyle bu sürecin bir PKK dayatmasından başka bir şey olmadığını gösterdiği halde, çözüm süreci masallarını ısıtmaya çalışanlar sadece ihanetlerini canlandırmak isteyenlerdir. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu ülkede bir daha “çözüm süreci” adı verilen süreçlerin yaşanmasına asla fırsat vermeyeceğiz. Bunun net bilinmesini isterim. Liderimiz Devlet Bahçeli’nin çözüm süreci başlamadan önce ve başladıktan sonra hangi uyarıları yaptığı ve hepsinde nasıl haklı çıktığı, arşivlerde milli şuur abidesi olarak durmaktadır, ders çıkarmayanlara ibretlik vesika olarak tekrar tekrar okutulmalıdır. Sözlerime son vermeden önce, Türkiye’nin en hayati bütçesi olan Milli Savunma Bakanlığı için ayrılan her bütçenin, Türkiye’nin varlığını koruma, geleceğini güçlendirme adına önemini herkesin kavraması gerektiğini önemle vurguluyorum” diye konuştu.

  • Yok olmaya yüz tutan çiğdemleri bahçesinde yetiştirip doğada ekiyor

    Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde emekli bir öğretmen, bölgede tükenme noktasına gelen sarı çiğdemleri bahçesinde yetiştirip doğada ekiyor.

    Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine bağlı Aybastı Kırsal Mahallesi’nde yaşayan ve halk arasında “Ekodede” olarak da bilinen emekli öğretmen İbrahim Halil Akkuş, doğada yok olmaya başlayan sarı çiğdemleri koruma altına aldı. Kıraç alanlar ve traktörlerin giremediği arazilerden topladığı sarı çiğdemleri bahçesine getiren 65 yaşındaki emekli öğretmen Akkuş, çiğdemlerin tekrar çoğalmalarını sağlıyor. Akkuş, çiğdemleri yetiştirmekle de kalmayarak kendi imkanları dahilinde bitkinin morfolojik ve biyolojik yapısını inceliyor.

    5 yıldır çiğdem yetiştirip doğada ekiyor

    Sarı çiğdemin bir peyzaj bitkisi olduğunu belirten Akkuş, “Bu gördüğünüz renkli çiçek sarı çiğdemdir. Bu Suruç Ovası’nda soğanlı bir çiçek fakat farklı şeyler arz ediyor. Sonbaharda kurak bölgede hiçbir renkli çiçek yokken bu 25 santimlik bir sapla, 5 renkli taç yaprak, 6 tane erkek organ, bir dişi organdan meydana geliyor. Yaprakları serttir. Ellesen bile bozulmuyor. Bu Suruç’un kırsal kesiminde yol oldu. Ben bunu kendi botanik bahçeme aldım ve 5 yıldır üzerinde çalışma yapıyorum. Ekim ayında 25 santimlik bir gonca olarak görülüyor. Kışın yeşil, buruşuk yapraklarla çıkıyor. Yazın tüm kısımları kuruyor ve yok oluyor. 90 miligramlık bir yağışla bu gördüğünüz çiçek yaşamını sürdürüyor” diye konuştu.

    Akkuş, çoğaltılarak Avrupa’ya ihraç edilebilecek olan sarı çiğdemin ülke için önemli bir gelir kaynağı olabileceğini de söyledi.