Etiket: Olmasını

  • TESK, ucuz etin marketlerde satılacak olmasını Rekabet Kurumuna taşıyacak

    Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından halka et satılması için Türkiye genelinde faaliyet gösteren zincir marketlerden ikisine dağıtım yetkisi tanınmasına ilişkin, “Talebimiz ülke genelinde faaliyet gösteren 26 bin kasap iş yerine de bu imkanın tanınmasıdır. Konunun acilen çözümü için Rekabet Kurumuna gidiyoruz” dedi.

    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından halka et satılması için Türkiye genelinde faaliyet gösteren zincir marketlerden ikisine dağıtım yetkisi tanınmasını küçük esnaf adına olumsuz bir gelişme olarak değerlendiren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Her geçen gün biraz daha zor duruma düşen kasaplık faaliyetinde bulunan esnaf ve sanatkarlarımız yönünden üzüntü verici bir gelişme olmuştur. Bu uygulama, esnaf ve sanatkarı korumayı ve kollamayı öngören anayasanın 173’üncü maddesine aykırı olduğu gibi, piyasada satış faaliyetinde bulunan işletmeler arasında ayrım yapılmış olması yönünden de rekabet hukuku kurallarına aykırı olmuştur” ifadelerini kullandı.

    Sorunun temelden çözümünün üretimin artırılmasına dönük tedbirlerle aşılabileceğini de anlatan Palandöken, şunları kaydetti:

    “Sorunun temelinde üretim yetersizliğinin olduğu bu alanda faaliyet gösteren bütün kesimlerce kabul edelen bir husustur. Halkımıza ucuz et satılabilmesi, bizim de öteden beri arzu ettiğimiz bir konudur. Ancak bunun, bir kesimi mağdur eden bir uygulama ile yapılmaması gerekir. Talebimiz ülke genelinde faaliyet gösteren 26 bin kasap iş yerine de bu imkanın tanınmasıdır. Bu yolda olumlu bir sonuç elde edebilmek ve konunun acilen çözümü için Rekabet Kurumuna gidiyoruz.”

  • Balıkçılar çocuklarının balıkçı olmasını istemiyor

    Doğu Karadeniz Bölgesi’nde balıkçıların sosyoekonomik durumlarının ele alındığı bir raporda, balıkçıların büyük çoğunluğunun işlerini severek yaptıkları ancak çocuklarının balıkçı olmasını istemedikleri ortaya çıktı. Raporda ayrıca, işsizlik sebebiyle üniversite mezunu balıkçıların bulunduğu kaydedildi.

    Ordu Üniversitesi, Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Naciye Erdoğan Sağlam ve ODÜ Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans öğrencisi Gizem Özbek ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş tarafından Doğu Karadeniz Bölgesi balıkçılığının durumu, balıkçıların örgütlenme yapıları, kooperatiflerin yapısı ve sorunları ile kooperatif üyesi balıkçıların sosyo-ekonomik yapısının ortaya koyulması amacıyla Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun ve Sinop’ta avcılık yapan balıkçılar ile yüz yüze görüşmeler yoluyla doldurulan anket formlarından elde edilen verilerle bir rapor hazırlandı.

    Zor ama işlerini severek yapıyorlar

    Rize, Trabzon ve Giresun illerindeki balıkçıların tamamının, Artvin, Ordu, Samsun ve Sinop’taki balıkçıların çoğunluğunun balıkçılığı bırakmayı düşünmediklerini ifade ettiği belirtilen raporda, balıkçılığı bırakmayı düşünen kesimin bu mesleği ekonomik sıkıntılar nedeniyle yaptıkları, farklı iş imkanları buldukları takdirde bırakabileceklerini belirtikleri vurgulandı.

    Raporda, “İrdelendiğinde balıkçılık, yetersiz gelir sağlayan ve ağır şartlar altında çalışılan bir iş alanı olarak bilinmesine rağmen bölgedeki bireylerin yüzde 89’unun balıkçılığı bırakmayı düşünmedikleri, işlerini severek yaptıkları fakat çoğunluğunun çocuklarının bu işi yapmasını istemedikleri tespit edilmiştir” denildi.

    Trabzon ‘maaş’ diğer iller ‘pay’ ödüyor

    Balıkçıların sosyo-ekonomik yapılarının belirlenmesi amacıyla Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tekne sahibi ve tayfalarla yapılan anketler sonucunda ortaya çıkan sonuçlar şöyle belirtildi:

    “Balıkçı teknelerinin yüzde 67’sinde 2-3, yüzde 9’unda 4’ten fazla tayfa çalıştığı, yüzde 24’ünde ise 1 veya hiç tayfa çalışmadığı, tayfa çalıştırmayan tekne sahiplerinin ödeme yapmadığı, kalan kısmında yüzde 60’ının pay şeklinde, yüzde 15’inin ise maaş şeklinde ödeme yaptığı belirlenmiştir. Tüm illerde tekne sahiplerinin çoğunluğu 2-3 tayfa çalıştırmakta olup yüzde 77 ile Rize ilk sırada yer alırken, Ordu yüzde 52 ile en düşük orana sahiptir. İncelenen illerin hemen hepsinde tekne sahipleri tayfalara pay vermek suretiyle ödeme yaparken Trabzon ilinde maaş şeklinde ödeme daha yüksek orana sahiptir. Tayfaların yüzde 50’sinin aile dışından, yüzde 20’sinin aileden, yüzde 7’sinin hem aileden hem dışarıdan, yüzde 23’ünün ise yalnızca tekne sahiplerinden oluştuğu belirlenmiş, balıkçıların yüzde 82’sinin eşi ile birlikte balığa çıkmadığı, yüzde 77’sinde aynı aileden 1-2 kişinin, yüzde 21’inde 3-6 kişinin, yüzde 2’sinde ise 7’den fazla kişinin balıkçılık yaptığı tespit edilmiştir.”

    Üniversite mezunu balıkçı bile var

    Balıkçıların yaş ortalamasının 40 yaş üstünde olduğu belirlendiği araştırmada şu bilgilere yer verildi: “Balıkçıların yaş ortalamasının 40 yaş üstünde olduğu belirlenmiş, yüzde 39’un 21-30 yaş arasında, yüzde 3’ünün 20 yaşından küçük, yüzde 39’unun ilkokul, yüzde 24’ünün ortaokul, yüzde 28’inin lise, yüzde 8’inin üniversite mezunu olduğu, yüzde 1’inin ise hiç okula gitmediği belirlenmiştir. Hemen hemen tüm illerde balıkçıların çoğunluğu 40 yaş üzerinde olup, 20 yaşın altındaki balıkçı sayısının az olması, maddi zorunluluklar dışında genç bireylerin balıkçılık yapmayı tercih etmedikleri şeklinde yorumlanabilir. Anket uygulanan balıkçıların eğitim durumlarına bakıldığında en azından ilkokul mezunu oldukları, Ordu ve Samsun illerinde üniversite mezunu balıkçıların da olduğu görülmektedir.”

  • Mobilyacılar KDV indiriminin daimi olmasını istiyor

    İnegöllü mobilyacılar, beyaz eşya ve mobilya sektöründe eylül ayı sonuna kadar uygulanacak olan KDV indiriminin daimi olmasını istiyor. KDV’nin yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesiyle mobilya sektöründeki satış oranları yüzde 30’un üzerine çıkarken, mobilyacılar KDV indiriminin yasalaşmasını talep ediyor.

    Mobilya Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, KDV indirimi ile satışların yüzde 30 ila 40 oranında arttığını, uygulamanın daimi şekilde sürdürülmesini istedi. 3 Şubat’tan bu yana KDV indirimi yaşayan mobilya sektörü, iç pazarda çok ciddi anlamda hem istihdamda hem de iş anlamında olumlu aşama kaydettiğini belirten MOSFED Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, “Bu süre zarfında 15-20 bin civarında ek istihdam sağlandı. Zaten dolaylı olarak 500 bin kişi istihdam eden bir sektörüz. Cumhurbaşkanımız 2008-2009 yılında ekonomik krizin teğet geçeceğini söylemişti. Orada belli sektörlere değinmişti. Onlardan bir tanesi de mobilyaydı. Mobilya sektörü gerçekten o dönemde dünya pazarında yükselerek çıktı. Son 15 yılda mobilya sektörü hem katma değerini yükseltti hem de dünya pazarından pay aldı. Hem nicelikten hem de nitelikten çıkış sağladı. 2016 yılında hain FETÖ darbe girişiminden sonra mobilya iç pazarında bir durgunluk yaşadı. Mobilya sektörü ihracata yönelik büyümesini sürdürüyorsa da, bir katma değer düşüklüğü yaşadı. Ama Başbakanımız ve hükümetimizden bir talebimiz olmuştu, bunun KDV ile düzeltilebileceğini belirttik. 2010 yılında bunun faydasını gördük. 2010 yılında hem ticaret arttı, katma değer yükseldi hem de sektörün kayıt içine girmesi sağlandı” diye konuştu.

    Kdv indirimi sabit kalmalı

    KDV indirimi sayesinde haksız rekabetin önüne geçildiğinin altını çizen Güleç, “Baktığımızda, 2003 yılı Şubat ayından beri yaptığımız uygulamada gördük ki; Bankacılık Üst Kurulu’nun verdiği rapora göre mobilya sektörünün banka kartıyla satışının oranı 6,5 arttı. 6,5 artması demek mobilya sektörünün daha fazla kayıt altına geldiğini gösterir. Bazı girdilerimiz 8’le devam ediyor, 18 ile çıkıyor. Bunun haklı bir talep olduğunu görüyoruz. Maliye Bakanımıza da illettik. KDV indiriminin olduğu zaman gördük ki mobilya sektörü satışlarını yüzde 30 arttırdı, istihdama katkı sağladı, ihracatın önü açıldı. Tekstil sektörü gibi kalıcı olmasını talep ediyoruz. KDV’nin Türkiye’deki imalat sektörü için maliyet unsuru haline geldiğini ve uluslararası rekabeti zorladığını görüyoruz. Bu KDV uygulamasının üreticiyi zor durumda bırakıyor. Maliye Bakanlığımız yeni bir düzenleme yapıyor. Bakanlığımız çok geniş bir perspektifte bakıyor ve bu kademenin gerçekten üretici ve tüccarlar için nasıl bir yük haline geldiğinin de farkında. Bunun kalıcı olarak 8’de devam etmesini talep ettik. 8’le devam etmesi ne demektir? Mobilya ihracat hedefimizi yakalamamıza sebep olacaktır. 2023 yılındaki 10 milyar dolar hedefimizi yakalamamız için altyapı oluşturacak, firmalarımız daha fazla kayıt altına girecek. Firmalarımız, maliyet haline gelen KDV’yi biraz daha omuzlarından atarak teknolojiye ve tasarıma daha fazla yönelecek. Finansa yönelecekler. Finans çok daha pahalı bir sektör. KDV yük olunca finansı da etkiliyor. Sayın Bakanlığımızdan talebimiz KDV’nin yüzde 8 olarak kalıcı olmasıdır. Kayıt dışılar azalıyor. Bu banka kartı kullanımlarına da yansıyor. Yüzde 30 gibi bir satış artışı yaşadık. Referandum ve ramazan vardı ve buna rağmen yaşanan yüzde 30’luk artış kayıt dışının azaldığının da göstergesidir” ifadelerini kullandı.

    İnegöl Mobilya Sanayicileri Derneği (İMOS) Başkanı Yavuz Uğurdağ ise, “Mobilya sektöründe KDV oranlarının yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmesi uygulaması mobilya sektörüne olumlu katkı sağladı. KDV indiriminin sektöre bir canlılık kazandırdığı rakamlardan da ortadadır. KDV indiriminin net bir şekilde karar verilip devam etmesinden yanayız. Piyasada oldukça iyi bir canlılık oldu. 30 Eylül’den itibaren yüzde 8 KDV oranının kanunlaşması gerekiyor. Devlet büyüklerimiz bu konuda gereğini yapacaktır. Mobilyacılarımızın taleplerini alıyorlar. KDV indirimi uygulamasıyla satışlarını artıran mobilyacılarımız ülkemizin büyümesine destek verecektir” değerlendirmesinde bulundu.

  • Bakan Fakıbaba: “Üreticinin de tüketicinin de mutlu olmasını sağlamak ilk hedefimiz”

    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, “Samimi bir şekilde çalışarak ’kazan-kazan’ sistemiyle üreticinin de tüketicinin de mutlu olmasını sağlamak ilk hedefimiz” dedi.

    Bakan Fakıbaba Eskişehir’in Sivrihisar ilçesine bağlı İlören Mahallesi’ni ziyaret etti. Çadırlarda mevsimlik işçilerle konuşan Bakan Fakıbaba, “Et fiyatlarıyla ilgili hiçbir şey söylemeyeceğim. Özellikle bir şeyleri söylemeden yapmak çok önemli. Biz hükümet olarak hem 2017’de 4 aylık planımızı hem de 2018 yılı planlamamızı yaptık. Biz planlı çalışırız. Halkımız bana iki, iki buçuk ay müsaade etsin. İyi şeyler ortaya çıkarsa tabii ki alkışı hak etmiş oluruz. Kötü olursa da başta ben çok üzülürüm. Fakat başarısızlığı kabul etmeyen bir kişiliğim var. Arkadaşlarımızın duasını istiyoruz. Samimi bir şekilde çalışarak ’kazan-kazan’ sistemiyle üreticinin de tüketicinin de mutlu olmasını sağlamak ilk hedefimiz. Şu an insanlarımızın hepsi mutlu mu? Değil. Bunu ben çok iyi biliyorum. Fakat herkesin mutlu olabileceği planlamalarımız var. 4 aylık planımızı yaptık. İnşallah başarılı olacağız” dedi.

    Bakan Fakıbaba, açıklamalarının ardından kendisine eşlik eden Ankara Valisi Ercan Topaca ve Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak ile çadırları gezdi.

  • Malatyalılar yeni stadın adının ‘Şehit Songül Yakut Stadyumu’ olmasını istiyor

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde statlara arena isminin verilmesine yönelik yaptığı eleştiri Malatya’da da ses getirdi. Yeni stada Şehit Songül Yakut Stadyumu’ olsun adıyla başlatılan kampanyaya her geçen süre destek büyüyor.

    İnşaatı devam ederken Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından ‘Malatya Arena Stadyumu’ ismi verilen ancak tepkiler sonrası ‘Arena’ kelimesi kaldırılıp, ‘Malatya Stadyumu’ olarak önüne tabela asılan stada, geçtiğimiz günlerde Şırnak’ta düşen helikopterde şehit olan Jandarma Yarbay Songül Yakut’un adının verilmesi gündemde.

    Henüz ismi netleştirilemeyen Malatya’nın yeni stadyumu için bir süredir devam eden isim arayışları devam ediyor. ‘CHP’nin İnönü olarak kalsın’ dediği, Yeni Malatyaspor yönetiminin ‘Turgut Özal ya da Kayısı stadı’ olmasını fikrini ortaya attığı yeni stadın ismiyle ilgili önemli bir gelişme yaşandı. Geçtiğimiz günlerde Şırnak’ta düşen helikopterde 12 silah arkadaşıyla birlikte şehit olan Malatyalı Jandarma Yarbay Songül Yakut’un adının yeni stada verilmesi için Malatyalılar sosyal medyadan kampanya başlattılar. Yeni stada ‘Şehit Songül Yakut Stadyumu’ olsun adıyla başlatılan kampanyaya her geçen süre destek büyüyor. Yaşanan gelişmenin Malatyalı olan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile de paylaşıldığı, Bakan Tüfenkci’nin Yeni Malatyaspor Kulübü ve Spor Bakanlığıyla konuyu değerlendireceği öğrenildi.

    Songül Yakut hayattayken kendisiyle yapılan bir röportajda, Malatyaspor’un renklerinden dolayı bir Galatasaray taraftarı olduğunu paylaşmıştı.