Etiket: Olmalı”

  • Türkiye İnegöl olmalı

    Türkiye’nin örnek üretim merkezi İnegöl, 2017 yılında 609 milyon dolarlık dış ticaret fazlası vererek ekonomik model olma geleneğini sürdürdü. İlçenin ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 16 artarken, ithalatı da yüzde 17 azaldı ve 1 milyar 190 milyonluk dış ticaret hacmi gerçekleştirdi.

    İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Metin Anıl, odanın haftalık olağan yönetim kurulu toplantısında, ilçenin 2017 yılı dış ticaret rakamlarını kamuoyu ile paylaştı. İhracat, ithalat rakamlarını yorumlayan ve sektörel bazdaki değişimleri değerlendiren Anıl, İnegöl’ün dış ticaret fazlası veren ekonomik yapısında değişiklik olmadığını ve olumlu tablonun geleneksel çizgisini koruduğunu söyledi. Başta mobilya olmak üzere tekstil, orman ürünleri ve otomotiv sektörlerinde yaşanan ihracat artışının İnegöl’ün ekonomide model olma geleneğini sürdürmesini sağladığını vurgulayan Anıl, “Girişimci ruh, başarma azmi, teknoloji ve sektörel gelişmelerin yakından takibi, küresel rekabete dayalı ekonomik anlayış başarımızı perçinleyen unsurlar olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

    609 milyon dolar dış ticaret fazlası

    Açıklamasında dış ticaret rakamlarını paylaşan İTSO Başkanı Metin Anıl, 2016 yılında 1 milyar 124 milyon 891 bin dolarlık dış ticaret hacminin, yaklaşık yüzde 6’lık artışla 2017 yılında 1 milyar 189 milyon 329 bin dolara yükseldiğini söyledi. Dış ticaret hacminin 898 milyon 883 bin dolarının ihracat, 289 milyon 129 bin dolarının ise ithalat olduğunu belirten Metin Anıl, İnegöl’ün 609 milyon dolarlık dış ticaret fazlasıyla ekonomik gücünü ortaya koyduğunu vurguladı. İnegöl’ün 2017 yılında bir önceki yıla oranla ihracatını yüzde 16 artırdığını, ithalatının ise yüzde 17 gerilediğini bildiren Anıl, “Rakamlara baktığımızda 691 firma ile ihracat gerçekleştiren, 50 firma ile ithalat yapan İnegöl’de dış ticaretin lokomotif sektörü yine mobilya olmuş. 2017 yılı ihracatının 378 milyon dolarını gerçekleştiren mobilya sektörünün, İnegöl’ün ihracatında yüzde 42’lik oranla en yüksek paya sahip sektör olma özelliğini koruduğunu görüyoruz. Mobilya alanında yurtiçi ve yurtdışı fuar organizasyonlarına yönelik çalışmalar, 5 kıtaya yapılan ihracat, İnegöl’ün mobilya sektöründeki iddiasını ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

    Başkan Anıl, İnegöl’ün ihracatına katkı yapan diğer sektörlere de değinirken, mobilyadan sonra en büyük payın ihracatın 280 milyon dolarını karşılayan tekstil sektörü olduğunu açıkladı. 2017 yılında en yüksek ihracat artışının ise yüzde 76 ile orman ürünleri sektöründe olduğunu belirten Metin Anıl, makine metal sektörü ihracatında yüzde 33, otomotiv yan sanayi sektöründe yüzde 22, gıda sektöründe ise yüzde 5 artış olduğunu dile getirdi. Anıl, kimya sektörü ihracatında ise yüzde 22’lik düşüş yaşandığını söyledi.

    Anıl, İnegöl’ün ithalatında bir önceki yıla oranla yüzde 17’lik bir azalma olduğuna dikkat çekti. 2016 yılında 348 milyon 666 bin dolarlık ithalat yapıldığını, 2017 yılında ise bu rakamın 289 milyon 129 bin dolara gerilediğini açıklayan Anıl, ithalat sektöründe en büyük azalmanın yüzde 77 ile gıda sektöründe yaşandığına dikkat çekti. Metin Anıl, makine metal sektöründe yüzde 22, orman ürünleri sektöründe yüzde 20, tekstil ve otomotiv yan sanayi sektörlerinde yüzde 14, kimya sektöründe ise yüzde 4 düşüş gerçekleştiğini ifade ederek, “İthalatta tüm sektörlerde düşüş almasına rağmen, mobilya sektörü ithalatında geçen yıla oranla yüzde 90 artış olduğunu görüyoruz. 2016 yılında 2 milyon 122 bin dolarlık ithalata karşı 2017 yılında 4 milyon dolarlık ithalat yapılmış. Ancak, bu rakamlar bizi yanıltmasın. İnegöl’ün ihracatında en büyük paya sahip mobilya sektörü, ithalatta sektörel bazda sondan ikinci sırada yer alıyor. Mobilya sektörü, tüm bu artışa rağmen İnegöl ithalatının yüzde 1.39’unu kapsıyor. Bu sektörde 4 milyon dolarlık ithalat yapan İnegöl, 378 milyon dolarlık ihracatla kat kat fazlasını gerçekleştiriyor. İnegöl ekonomisinin bel kemiğini mobilyanın oluşturduğunu açıkça görebiliyoruz” dedi.

    Öte yandan Türkiye’nin ihracatı ise geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 10 artışla 142 milyar dolardan 157 milyar dolara yükseldi. Ancak cari açık 55 milyar dolardan yaklaşık 77 milyar dolara ulaştı. En yüksek ihracat yapan iller sıralamasında İstanbul ilk sırada, Bursa ikinci sırada yer alırken, İnegöl 21. sıradaki yerini korudu. İnegöl, 290 milyon dolarlık ithalatla 24. sırada yer alırken, toplam dış ticaret hacminde ise 1 milyar 190 milyon dolarla 22. oldu. İnegöl 609 milyon dolarla, dış ticaret fazlası veren iller sıralamasında 2016 yılında olduğu gibi yine 7. sırada yer aldı. Türkiye ihracatının yüzde 0,5’ini ise İnegöl gerçekleştirmiş oldu.

  • SAÜ Teknoloji Fakültesi Dekanı Sarıbıyık: “Odağımız, bilinçli ve nitelikli bireyler olmalı”

    Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Teknoloji Fakültesi Dekanı ve Meslek Yüksekokulları Koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, Sakarya Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü ve Sakarya Ticaret İl Müdürlüğüne ziyaretlerde bulundu.

    Nitelikli eleman ihtiyacı, mesleki ve teknik eğitim, nitelikli ürün üretimi, istihdam ve projeler konularında görüşmelerin yapıldığı ziyaretlerde yapılacak işbirlikleri hakkında paylaşımlarda bulunuldu. Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda hızla ilerlediğini ve önemli bir noktaya gelindiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, bu hedeflere ulaşmak için gelinen noktada önemli bir aşama olarak görülen ve bilim insanlarının “Ekonomik Ölüm Vadisi” olarak nitelediği engeli aşabilmenin yolunun nitelikli ürün üretilmesi olduğunu söyledi. Nitelikli ürünlerin ortaya çıkabilmesi için ise nitelikli bireylerin yetiştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Sarıbıyık, uygulanan 3+1 ve 7+1 Eğitim Modelleri sayesinde öğrencilerin nitelikli bireyler olarak yetiştirildiğini ve bu süreçte kamu kurumlarından STK’lara tüm paydaşların birlikte sorumluluk üstlendiklerini söyledi. Uygulanan eğitim programlarının yanısıra aynı zamanda nitelikli ürünlere yönelik projeler geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Sarıbıyık, projelere sağlanan kaynakların ve teşviklerin de arttırılarak devam etmesi gerektiğini belirtti.

    Kalkınmadaki en büyük paylardan birinin inovatif teknoloji ürünleri üretmek olduğunu belirten Bilim Sanayi ve Teknoloji Sakarya İl Müdürlüğü “Sanayi Şubesi” ve “Bilim ve Teknoloji Şubesi” Müdürü Mustafa Aydın, nitelikli ürünler üretilmesi hususunda herkese önemli görevler düştüğünü belirtti. Özellikle Bakanlık tarafından oluşturulan Ar-Ge ve Üretim Reform paketleri doğrultusunda sürekli iyileştirme hedefinde önemli çalışmalar gerçekleştirildiğini belirten Aydın, İl Müdürlüğü olarak gerek bu kapsamda gerekse diğer hedefler doğrultusunda Sakarya için önemli işlere imza atıldığını dile getirdi. Sakarya’nın, Türkiye’nin öne çıkan sanayi üslerinden biri olduğunu söyleyen Aydın, diğer illerde olduğu gibi nitelikli istihdam ihtiyacı gibi önemli bir de sorun yaşandığını vurguladı. Sakarya Üniversitesi tarafından uygulanan 3+1 ve 7+1 Eğitim Modellerinin nitelikli bireylerin yetişmesinde ve nitelikli istihdamın sağlanmasında önemli bir katkı sağladığını belirten Aydın, “Sanayicilerimiz ve sektör temsilcilerimiz de 3+1 ve 7+1 Eğitim Modelleri kapsamında yetişen öğrencilerden son derece memnunlar ve bu uygulamanın daha da arttırılması ve yaygınlaştırılması isteniyor, keza çok daha fazla sayıda nitelikli elemana ihtiyaç var” dedi.

    İster küçük ister büyük ölçekte olsun herkesin mutlaka ticaretle bir şekilde ilişkili olduğunu vurgulayan Sakarya Ticaret İl Müdürü Mitat Onay, “Özellikle bilinçli ticaret konusunda daha fazla özen gösterilmesi gerekiyor. İl Müdürlüğü olarak bu bağlamda önemli hizmetler sunuluyor. Tüketici sorunları, iç ticaret ve hal kanunu, şirket genel kurulları, esnaf ve sanatkarlar genel müdürlüğü ve kooperatif genel kurullarına bağlı işletme ve işlemlerle ilgili faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Ülke hedefleri doğrultusunda değişen dinamiklerin öğrencisinden öğretim elemanına çalışanından işsizine kısaca herkese aktarılmalı. Yapılacak ortak etkinliklerle sağlanacak kazanımın çok daha etkin olabilir ve bu bağlamda her daim tüm işbirliklerine açığız” diye konuştu.

  • Ailelerin “Edep ve Haya” diye hassasiyetleri olmalı

    Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Erzurum Şubesi’nde İlahiyatçı Ümmü Külsüm Uyanık’ın konuşmacı olarak katıldığı programda birey ve toplum hayatında edep konusu ele alındı.

    Toplum olarak ahlâkî yozlaşmanın en üst seviyeye çıktığını söyleyen Uyanık, bilhassa sosyal medyanın yozlaşmada çok etkin olduğunu ifade etti.

    Ümmü Külsüm Uyanık sözlerine şöyle devam etti: “Toplum olarak, ahlaki yozlaşmanın en üst seviyeye ulaştığı ve bu yozlaşmanın sosyal medya veyazılı-görsel basınla hızla yaygınlaştığı, yalan ve hile, tecessüs ve mahremiyeti ihlal, fitne, fesat ve terör, zina, alkol ve madde bağımlılığının sıradanlaştığı bir dönemden geçmekteyiz. Edepli, hayâ sahibi,vatansever, üretken bir toplumun inşası; özetle milli ve yerli bir neslin yetiştirilmesi için hızla kadim medeniyetimizde mevcut olan kodlarımıza geri dönmemiz gerekmektedir.Çünkü Türk-İslam medeniyetimizinkodlarında sosyal yaşantımızın her alanına rehber olacakbenzeri olmayanörnekler mevcuttur.

    Edeb deyince, meclise girdiğinde Peygamberimizin hemen toparlanıp, bunun sebebi sorulduğunda ise ‘’Meleklerin bile haya ettiği kişiden nasıl haya etmeyeyim?” buyurduğu üstün edeb sahibi Hz. Osman akla gelir.

    Edeb deyince, davet edildiği şey karşısında “Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettikleri şeyden daha sevimlidir’’ diyerek iffetini muhafaza için zindanı tercih eden Hz. Yusuf akla gelir.

    Yine edep deyince, çaresiz hastalığa duçar olan ve “Allah’ım bana hastalık zarar verir oldu sen merhametlilerin en merhametlisisin” diyerek “Bana acil şifa ver!” talebinde bulunmadan durumunu Allah’a arz edişi ile Hz Eyüp akla gelir.

    Edep deyince Şeyh Edebali’ye misafir olan ve istirahat için çekildiği odanın duvarında Kur’an-ı Kerim-i görünce “Ben Allah kelamının olduğu yerde nasıl yatarım” diyerek ona hürmeten ellerini bağlayıp sabaha kadar kıyamda Cenab-ı Hakk’a niyazda bulunan ve bunun karşılığında “Mademki sen ellerini bağlayıp büyük bir edeple Kur’an-ı Kerim’e hürmet ettin, senin evlatların da nesilden nesile şan ve şerefe nail olsun ve insanlar arasında hürmet görsünler” hikmetine mazhar olan Osman Gazi akla gelir.”

    ANADOLU İRFANIYLA YOĞRULMUŞ EDEBİMİZİ ARIYORUZ

    Ümmü Külsüm Uyanık, konuşmasının devamında Anadolu insanının irfanıyla biçimlenmiş yaşama pratiği söz ve davranışlarını şekillendirmiş olup kişinin en önemli mualliminin annesi olduğu gerçeğinin altını çizdi. İlahiyatçı Ümmü Külsüm Uyanık sözlerine şöyle devam etti:

    “Edep deyince, sadaka taşı kültürü oluşturan bir medeniyet ve ihtiyacı kadarını alan, kazanınca emanet bilinciyle aldığını yerine koyan bu medeniyetin bireyleri akla gelir. Edep deyince, Hacı Bektaşi Veli’nin “Eline, diline, beline hakim ol” nasihatini yaşantısının merkezine koyan Anadolu insanı akla gelir. Yine benzer şekilde “Kapısı kapansın” anlamına gelmesin diye “Kapıyı kapat!” yerine “Kapıyı sırla”;‘‘Ocağın sönsün’’ anlamına gelmesin diye “Lambayı söndür”yerine “Lambayı dinlendir”; bağırarak veya sarsarak uyandırma yerine “Agâh ol erenler”diye günlük hayatta latif davranan bir toplum akla gelir.

    Edep ve hayâ sahibi fertlerin yetiştirilmesiilk eğitmen olan anne eliyle başlar. “Beşiği sallayan el, dünyaya yön veren, tarihin akışını değiştiren eldir’ darb-ı meselini kendisine düstur edinen anneler, Cenab-ı Hakkın mükâfatlandırıcı, koruyucu, merhamet edici sıfatlarını kendilerine rehber edinerek evlatlarını yetiştirmelidir. Münevver toplum, gayretli, güzel ahlaklı, kültürüne örf ve an’anesine sımsıkı bağlı vatanını ve milletini seven muallimlerinöğrencilerineyön vermesiyle gerçekleşecektir.

    Ecdadımız, “Bizi takip eden, her halimizi perdesiz, engelsiz gören, şu anda bizim durumumuza bakan Allah var!” der gibi, o mânâyı hatırlatmak için her yere “Edeb Ya Hu!” yazarlarmış. Belki de gönüllerimize yeterince nakşedemediğimiz‘hayâyı tekrar hayatımıza yön veren bir uyarı levhası haline getirme zamanıdır.”

    Program sonunda Ümmü Külsüm Uyanık’a TDED Erzurum Şubesi Kadın Komisyonu Başkanı Çiğdem Hopur çiçek takdim ederek teşekkür etti.

  • Başkan Salman: Ortak Hedefimiz daha güçlü bir Türkiye olmalı

    AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman, beraberinde il başkan yardımcıları ile birlikte MHP İl Başkanı Tevfik Topçu ve yönetimini ziyaret etti.

    AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman, İl Başkan Yardımcıları Mustafa Sayılgan, Oktay Çiçek, Hüseyin Ömer Aybar, İdris Berkcan ve Halide Serpil Şahin’le birlikte Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanı Tevfik Topçu’yu MHP il başkanlık binasında ziyaret etti. Sohbet havasında geçen ziyarette iki başkan gündem konularını masaya yatırdı.

    Başkan Salman, Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli ve parti teşkilatlarının FETÖ tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan 15 Temmuz ihanet girişimi ve sonrasında devletin bekası yönündeki tutumuna vurgu yaptı. Başkan Salman, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, demokrasimize ve geleceğimize yönelik içerden ve dışarıdan her türlü müdahale ve girişime karşı MHP yönetiminin siyasi görüş farkı gözetmeksizin, politik çıkarları bir kenara bırakarak devletin bekası, ülkenin geleceği

    için doğru adımlar attığını belirtti. Başkan Salman, bölgesinde ve dünyada söz sahibi bir ülke haline gelen Türkiye’nin bu yükselişini hazmedemeyen iç ve dış mihrakların oyunlarına, Türkiye’de yaratılmaya çalışılan kriz ortamlarına karşın atılan sağlam adımların hükumetin, devletin ve milletin sağlam duruşu ile mümkün olabildiğine

    vurgu yaparak, şunları söyledi: “Türkiye, coğrafi konumu, genç, çalışkan ve üretken nüfusu ile her zaman büyümeye ve gelişmeye açık olmuştur. AK Parti hükumetleri ile birlikte de bu milletin güvenerek arkasından yürüyebileceği liderini bulması ile de güçlenmemiz kaçınılmaz oldu. Artık geçmiş dönemlerdeki gibi en küçük bir

    gelişmede ekonomisi çöken, krizlerle, darbelerle sindirilen bir ülke olmaktan çıkıp, yarınlarını uzun vadede planlayabilen, dünyada gündem oluşturabilen bir Türkiye haline geldik. Burada milletimizin güveni ile sağlanan siyasi istikrarın önemi çok büyük. İnşallah hep birlikte ülkemizi daha ilerilere taşıyacağız. Bu yolda ortak bir menfaatte buluşabilmek çok önemli; Bu menfaatte gelecek nesillerimize daha güçlü bir Türkiye bırakmak olmalıdır. Adımlarını Türkiye’nin geleceği adına atan, bu

    yolda elini taşın altına koyan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

  • Milletvekili Mustafa Şükrü Nazlı: Eti Maden İşletmeleri’nin merkezi Emet’te olmalı

    Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre ve İçişleri Komisyonu üyesi ve AK Parti Kütahya Milletvekili Mustafa Şükrü Nazlı, “Eti Maden İşletmeleri’nin merkezi Emet’te olmalı. Bu konuyla ilgili talebimizi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza ilettik” dedi.

    AK Parti Emet İlçe Başkanlığının Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Nazlı, Bor diyarı Emet ilçesine ayrı bir önem verdiklerini ifade etti.

    Nazlı, ’’Afyon’da yapılan AK Parti İstişare Toplantısı’nda bizzat Cumhurbaşkanımıza bor madenleri konusunda 3 talebimizi içeren dosya sunduk. Bu dosyaların takibini tüm vekillerimizle beraber yapıyoruz. Emet Kütahya içerisinde nüfus yoğunluğuna göre en büyük desteği veren ilçemizdir. Bundan sonra Emet ile ilgili yatırım ve projeler katlanarak devam edecek. Geçtiğimiz günlerde bir STK başkanının Ankara’dan baktığımda Kütahya’da yapılan bir çalışma göremiyorum demesini kınıyorum. Bilgi sahibi olmadan yapılan açıklamalar birliğimize, beraberliğimize zarar veriyor. Bu açıklamayı yapan arkadaş, acaba Kütahya’da bizim dönemimizde sadece Emet ilçemize sülfürik asit yatırımın 1 milyar TL’ nin üzerinde olduğunu biliyormu. Emet ilçemizin girişinde bulunan devasa tesislerin bizim dönemimizde yapıldığını, eskiden sadece 1 kepçe ve bant olduğunu şimdi 2 bin kişiden fazla istihdam sağlandığını ve 2. tesis için çalışmaların devam ettiğini biliyormu. Diğer ilçelerimize yapılan yatırımları interneti açıp bakıp görmüyor mu?. Dolayısıyla sosyal medyada asılsız paylaşım yapanlara, algı oluşturmaya çalışanlara fırsat vermeyin. AK Parti döneminde Kütahya’ya yapılan sayısız yatırımı onlara anlatmaktan bıkmayın. Emet için bir diğer talebimiz, Türkiye Taş Kömürü merkezi Zonguldak’ta, Çay-Kur’un merkezi Rize’de, peki Eti Maden İşletmeleri’nin merkezi, yani Genel Müdürlüğü neden Ankara’da?. Eti Maden’in merkezi Emet’te olmalı. Cumhurbaşkanımız ve Enerji Bakanımızdan bu konuda talebimiz oldu. Yollar konusunda özellikle sülfürik asit sevkiyatından dolayı Ulaştırma Baknlığımızın yanı sıra, Enerji Bakanlığımıza ayrı bir başvurumuz oldu. Ekonomik açıdan konunun ne kadar acil olduğunu aktardık. İnşallah 2018 yılı bu bölge için çok güzel olacak. Cevizdere Şehitlerinin torunlarına hizmet etmek bizim için bir onurdur. Bundan sonra Emet ve Hisarcık sorunları için daha çok gayret göstereceğiz. Bor rezervlerinde işleme oranımız çok düşük. Bunu arttırmak için Enerji Bakanlığımızla çalışmalarımız var. Bunlarda yakın zamanda sonuçlanacak’’ ifadelerini kullandı. (YD-EFE)