Etiket: Olmalı”

  • En düşük süt fiyatı 2 TL olmalı önerisi

    KÖY-KOOP Merkez Birliği Genel Başkanı Neptün Soyer, çiğ süt fiyatlarının belirlenmemesinin büyük sıkıntı oluşturduğunu belirterek, süt fiyatının 2 lira olması gerektiğini söyledi.

    KÖY-KOOP Merkez Birliği’nin ilk kadın genel başkanı seçilerek dikkat çeken Neptün Soyer, başkanlık görevini devralmasının ardından süt fiyatlarıyla ilgili bir açıklama yaptı. Artan maliyetlerin çiftçiyi ve köylüyü mağdur ettiğini ifade eden Soyer, süt fiyatının bir an önce belirlenmesini istedi.

    KÖY-KOOP Merkez Birliği Genel Başkanı Neptün Soyer, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

    “Bizler Çok Amaçlı Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri Üst Birliği Köy-Koop Genel Merkezi olarak, 13 il birliğimiz, bin 200 birim kooperatifimiz ve on binlerce süt üretici ortağımız, son yaşananları üzüntü ve kaygıyla izliyoruz. 6 ayda bir toplanması gereken süt konseyinin üretici tüketici ve sanayicinin yüzünü güldürecek süt fiyatının açıklanmasını bekliyoruz; ancak ne yazık ki bu konu ile ilgili bilgileri, sosyal medyadan duyuyor, okuyoruz. Süt üreticisinin bu belirsizliğe dayanacak sabrı ve tahammülü kalmamıştır. Üretici, tüketici ve sanayiciyi memnun edecek en düşük süt fiyatı 2 lira olmalıdır. Devletimizin bu bedeli ödemekle ilgili bir kaynak sıkıntısı varsa, aradaki farkı bedelli askerlikten elde edilecek gelirden karşılamalıdır; çünkü üreticinin ödeyeceği bedel kalmamıştır.”

  • Ali Serim: “İtalya ile iş yapan Türk şirketleri dikkatli olmalı”

    Strateji ve Finans Uzmanı Ali Serim, İtalya ile iş yapan şirketlere uyarıda bulundu.

    Fin-As Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı, Strateji ve Finans Uzmanı Ali Serim, İtalya’da son günlerde yaşanan politik duruma ilişkin açıklama yaptı.

    İtalya’da son günlerde yaşanan politik sorunlar dün piyasaları oldukça rahatsız olmamız gerekecek kadar etkilemeye başladığını belirten Serim, “Avrupa borsaları etkilenmekle kalmadı Atlantik ötesinde de finansal piyasalardan reaksiyon geldi. Sorunun temelinde Avrupa Birliği (AB) karşıtı söylemlerle yola çıkan politik akımların ülkeye hakim olmak üzere olması var. Esasen İtalya AB projesinin temel taşlarından sayılan bir ülke. AB üyeliği tarihi olarak ülkede ezici çoğunluk tarafından desteklendi” dedi.

    Ülke vakti zamanında euroya geçişi adeta büyük bir mutluluk ve aceleyle gerçekleştiğini kaydeden Finans Uzmanı Ali Serim, “Fakat problem Euro Bölgesinde İtalya’nın ekonomik performansının zayıf kalmasından kaynaklandı. AB ortalamasının altında kalan ekonomik kalkınma 2007 yılı sonrasında yaşanan büyük zorluklar ve özellikle gayrisafi milli hasıladaki düşüşü ve borç stokunun gayrisafi milli hasılanın yüzde 135’ini aşması halkın moralini altüst ettiği. 1997’den günümüze gayrisafi milli hasılası ancak ortalama yüzde 3 büyümüş bir İtalya var karşımızda. Avrupa’nın en kötü seyreden büyüme oranlarına sahip İtalya AB’nin ve AB Merkez Bankası’nın acı reçetelerini uygulamak zorunda kaldı. Bu durum halkta ciddi bir reaksiyona sebep oldu ve bugün yaşanan noktaya gelindi. Neticede bilinen politik partiler giderken AB karşıtı 5 Yıldız Hareketi öne çıkarak popülizmin İtalya’ya hakim olduğu bir yakın geleceği gözler önüne serdi. En fazla oyu alan partiler istedikleri gibi harcama yapmak, vergileri düşürmek, sıkılaştırılan emeklilik yasası gibi yasaları eski haline çevirerek AB’nin İtalya’ya dayattığı acı reçeteyi reddedeceklerini söyleyerek büyük bir finansal krizi ateşlemenin eşiğinde gibi gözüküyor. 2.3 trilyon euro borç ile İtalya AB’nin en borçlu ülkesi” ifadelerini kullandı.

    “İtalyan bankacılık sektörü durumdan yara alıyor”

    İtalya ile iş yapan Türk iş insanlarına dikkatli olmalarını tavsiyesinde bulunan Ali Serim, “Çok yakın bir zaman içinde ne olduğu belli olacak gibi gözükse de durumu gözlemlemek ve hızlı karar almadan hareket etmenin faydalı olduğu bir zaman dilimindeyiz. Özellikle İtalyan bankacılık sektörü durumdan yara alıyor. İtalyan ortaklı veya finansmanı İtalyan kaynaklı yatırımlarda dünya çapında aksaklıklar olması muhtemel. Son olarak İtalyan ekonomisinin küçük adımlarla da olsa iyiye gittiğini, AB’nin temkinli davranması durumunda bu krizin İtalya’nın Euro Bölgesinde kalarak büyük bir çöküş olmadan atlatılmasının da mümkün olduğunu belirtmem gerekiyor. Zira İtalyanlar da AB ve AB Merkez Bankasına ihtiyaçları olduğunu dillendirmeseler de biliyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

  • Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen: “Diyarbakırlı çocukların elinde taş değil, kalem, kitap ve gül olmalı”

    Diyarbakır’ın Fethi Haftası etkinlikleri kapsamında tarihi Ulucami’de düzenlenen sohbet programına katılan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen, peygamberler ve sahabeler şehri denilince akla elinde taş olan çocuklar geldiğini ve kentin bunu hak etmediğini vurguladı. Çocuklara anne ve babaların sahip çıkması gerektiğini belirten İşleyen, “Sen elinde kalem olması gereken, kitap olması, gül olması gereken çocuksun” dedi.

    Diyarbakır’ın Fethi Haftası kapsamında merkez Sur ilçesinde bulunan tarihi Ulucami’de iftar ve söyleşi programı düzenlendi. Program kapsamında Ulucami Meydanı’na ve avlusuna yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı bir iftar sofrasına katıldı. Kurulan sofrasında iftar açılmasının ardından vatandaşlar akşam namazlarını eda etmek üzere cami içerisine geçti. Edilen duaların ardından ilahiler okundu. Ardından konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen, Kudüs ve Diyarbakır hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

    “Plan kuranların heveslerinin kursaklarında kalması bizim ümmet olmayı başarmamıza bağlıdır”

    Küresel güçlerin İslam ülkelerinin başını kaldırmasına izin vermediğini vurgulayan İşliyen, “Aziz kardeşlerim iddiası olan insanlarız hamdolsun. Bakmayın siz dünyadaki halimize, dünyadaki halimize bakıp da hüzünlenmeyin. Hüzünlendiğimiz, bazen lokmaların boğazımızdan aşağıya geçmekte zorlandığı, boğazımızda düğümlendiği anlar yaşıyoruz. Ramazan ayına tam girerken bu topraklardan geçerken kendisine emanet edilen gül sularıyla Mescid-i Aksa’nın mihrabını yıkayan Selahaddin Eyyübi’nin torunları, burada daha anlamlı Kudüs’ü konuşmak, tam Ramazan ayına girerken Kudüs İslam’ın şehri olmasın, diye İslam’ın şehri olmaktan uzak olsun diye işgal edilmiş bir şehir olan Kudüs başkent ilan edildi. Buna direnen Gazze’deki kardeşlerimiz onlarcası hunharca şehit edildi. Başımızı eziyor bütün dünya. Küresel güçler başımızı eziyor. Başımızı kaldırmaya fırsat vermek istemiyor. Biz saflarımızı sıklaştırarak, biz ümmet olarak, biz Hz. Selman’ın ‘Ben İslam’ın oğlu Selman’ım’ demeyi başarmazsak ezmeye devam edecekler. Kenetlenmeyi başaramazsak, içimizde yek bir vücut olamazsak sahabenin emanetini taşımakta zorlanacağız değerli kardeşlerim. Tek bir vücut haline gelmeliyiz, yek bir vücut gelmeliyiz ve bize dışarıdan bu millet hakkında, bu ümmet hakkında, bu ülke hakkında plan kuranların planlarının, heveslerinin kursaklarında kalması bizim ümmet olmayı başarmamıza bağlıdır. Her halükarda kenetlenmeyi başarmamıza bağlı” dedi.

    “Hak etmiyorsunuz bu görüntüyü”

    Diyarbakır denilince akla peygamberlerin geldiğini belirten İşliyen, “Peygamber şehri. Başka taraftan peygamber şehrini yaralıyorlar. Biz yeteri kadar kendimizi anlatmadığımız için, yeteri kadar kendimizden bahsetmediğimizden dolayı Diyarbakır denilince elinde taş polis panzerinin üzerine atan çocuklar geliyor. Hak etmiyoruz bu görüntüyü, hak etmiyorsunuz bu görüntüyü. Çocukların elinden tutmak babaların görevi. Çocukların yüreğine girmek annelerin babaların görevi. Ne yapıyorsun yavrum sen? Senin deden İyaz bin Ganem, senin dedelerin Halid bin Velid, Muaz bin Cebel onların çocukları bir hatıra bıraktılar sana. Sen elinde kalem olması gereken, kitap olması gerek, gül olması gereken çocuksun. Bir anne diyecek ki şimdi Diyarbakır’da yavrum sana başka şey layık değil sana Selahaddin Eyyübi olmak yakışır. Süleyman bin Halid olmak yakışır sana, Halid bin Velid olmak yakışır sana. Muaz bin Cebel olmak yakışır sana. Onun çocuğu gelmişti Diyarbakır surlarına ‘Ne yapıyorsun’ diye evlatlarını bu bilinçle, bu terbiye ile yetiştirmeli Diyarbakır’ın anneleri, babaları, hocaları, sevdaları, yaşayan güzel insanları. Cenabı Hak cümlemizden razı olsun. Geceniz mübarek olsun. Ramazan-ı Şerif’iniz mübarek olsun bayrama arınmış tertemiz olarak ulaşabilmeyi nasip eylesin. Hayatı Ramazan gibi yaşayıp ahirette de bayram yapan kullardan olabilmeyi nasip eylesin” diye konuştu.

  • MTOSB Başkan Tekli: “Gündemimiz üretim olmalı”

    Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) Başkanı Sabri Tekli, erken seçim kararına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Her zaman ülkemize olan güvenimiz tam. Bundan sonra da ülkemize güvenerek yatırım yapmaya, üretmeye, istihdam sağlamaya ve ihracat yapmaya devam edeceğiz. Erken seçim bizler adına olumlu” dedi.

    Tekli, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin gündeminin üretim ve ihracat olması gerektiğini belirterek, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat payını yüzde 10’un üzerine çıkarabilecek yeni çalışmalar yapılması gerektiğine işaret etti.

    Türkiye’nin son yıllarda başta 15 Temmuz kanlı darbe girişimi olmak üzere bir çok olumsuz olay ile mücadele etmesine rağmen, ekonomik veriler ve üretim anlamında sürekli artış kaydedildiğini ifade eden Tekli, “Bizler sanayici olarak 16 Temmuz günü bile çalışmalarımıza aralıksız devam ettik. Her zaman ülkemize olan güvenimiz tamdı. Bundan sonra da ülkemize güvenerek yatırım yapmaya, üretmeye, istihdam sağlamaya ve ihracat yapmaya devam edeceğiz. Erken seçim bizler adına olumlu bir olay. Çünkü ülkemizin bir an evvel siyasi gündemden, ekonomik gündeme daha doğrusu üretime dayalı ekonomik gündeme gelmesini istiyoruz” diye konuştu.

    “Cari açığı yüksek teknoloji ürünleri ile kapatabiliriz”

    Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payının yüzde 3.4, orta yüksek teknolojili ürünlerin payının ise yüzde 38.4 olduğunu hatırlatan Tekli, “2018 yılı Şubat ayında yüksek teknoloji ürünlerinin, imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 14.9, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 41.9’dur. Bu da çok ciddi bir cari açık ortaya çıkarıyor. Biz 10 konteynır domates ihraç ederken, karşılığında 1 konteynır yüksek teknoloji ürün ithal ettiğimizde bile çok ciddi bir cari açık ile karşılaşıyoruz. Ülkemizde yıllardır yüksek teknoloji ürünlerinin üretimine yönelik çalışmalar yapılıyor. Fakat uzun süredir yüzde 4.0 oranlarını bile göremedik. Ülke olarak yüksek teknoloji ürünlerini üretmeye ve bunları dünya pazarına sokmaya mecburuz. Aksi taktirde cari açığı kapatmamız mümkün değil” ifadelerini kullandı.

    “Eğitim çok önemli”

    Türkiye’nin teknolojik eğitim ile tanışması gerektiğinin altını çizen Tekli, şöyle devam etti; “Sanayi merkezleri içerisinde kurulacak eğitim kurumları ile ülkemizin yüksek teknoloji ürünlerini geliştirebilecek ve bunu üretime dökebilecek bir yapıya kavuşması gerekiyor. Bunun merkezlerinin ise organize sanayi bölgeleri olması şart. Üniversitelerde ne kadar iyi eğitim verilirse verilsin, sanayinin havasını solumayan bir mühendisin başarılı olması söz konusu olmuyor. Biz şu an MTOSB içerisinde faaliyet gösteren lisemizde ara eleman hedefi ile çıktığımız yolda, aranan elemanlar yetiştirmeye başladık. Bu anlamda da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu liselerden mezun olan çocuklarımızın organize sanayi bölgeleri içerisindeki yüksekokullarda eğitim görmelerini arzuluyoruz. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor.”

  • Ekonomik alanlarda kadınlarda olmalı

    TOBB Diyarbakır İl Kadın Girişimciler Kurul Başkanı Hatice Akyıl, “İstihdam ve sosyal refahı geliştirmek hedeflerine, ancak kadınların ekonomik alana katılımı ile sağlanabilir” dedi.

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Diyarbakır İl Kadın Girişimciler Kurul (KAGİK) Yönetim ve İcra Kurulu Üyeleri 14 Nisan’da yapılacak olan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) seçimlerinde farklı meslek gruplardan aday olan kadın üyelerini ziyaret etti.

    Diyarbakır’da 14 Nisanda yapılacak olan Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinde Beyaz, Yeşil ve Sarı Listelerin meslek gruplarından aday olan TOBB Diyarbakır İl Kadın Girişimciler Kurulu Üyelerine Kurul Yönetimi ve İcra Kurulu Üyelerinden destek geldi.

    Akyıl, guruplarda kadın aday sayısının istenilen düzeyde olmadığını belirterek, bundan sonraki seçimlerde kadın aday sayısının her geçen gün artacağına inandığını söyledi. Ziyarette üyelerinin farklı listelerde ve farklı guruplarda yer almasının kendileri için önemli olduğunu anlatan Akyıl, “Güçlü bir ekonomi oluşturmak, daha katma değerli üretim yapmak, istihdamı ve sosyal refahı geliştirmek hedeflerine, ancak kadınların ekonomik alana katılımı ile sağlanabilir” dedi.

    Kadın Girişimciler Kurulu tarafından gerçekleştirilen ziyaretten dolayı memnuniyetlerini dile getiren Beyaz Liste 6 Adayı Şerife Keskin, cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırıp, kadını ekonomiye dahil edip kent ekonomisinin ivmesini yükseltmenin birincil görevler arasında olacağını kaydetti.

    DTSO Sarı Liste adayı Filiz Bedirhanoğlu, oluşacak DTSO Meclisinde kadın sayısının daha fazla olması kadınlar ile ilgili daha iyi projelerin hayata geçeceğine inandıklarını söyledi.

    Yeşil Liste Adayı Nevin İl ise, DTSO’da bir kadın meclisi oluşturacaklarını ve bu meclis ile Kadın girişimcilerin daha aktif bir şekilde iş hayatında daha aktif olacaklarını diye getirdi.