Etiket: Olmalı”

  • Vali Şerif Yılmaz: Zeka Kalkınma Kurulu’nda Rektörler De Olmalı

    Kütahya Valisi Şerif Yılmaz, Zafer Kalkıma Ajansı’nın (ZEKA) Kalkınma Kurulu’nda 4 ilin rektörlerinin de yer alması gerektiğini dile getirdi.

    Kütahya Yoncalı’da düzenlenen ZEKA Kalkınma Kurulu Toplantısı’nda konuşan Vali Yılmaz, şehirlerin kalkınmasında üniversitelerin lokolotif görevi yapacağını belirtti.

    Kalkınma Kurulu’nda bölgedeki üniversite rektörlerinin de yer alması için gerekli görüşmeleri yaptığını belirten Vali Şerif Yılmaz her fikrin değerlendirildiğini, bölgeye hizmet için de doğru olanın bu olduğunu söyledi.

    Vali Yılmaz, “Kalkınma Kurulumuza rektörlerimizin de katılması yönünde bir talebimiz oldu. Bundan sonraki süreçte şehirlerin kalkınmasında lokomotif olması gereken üniversitelerin de bu manada bize katkı vereceğini ümit ediyorum. Üniversitelerimizdeki rektörlerimiz de bizlerle aynı fikirde. Yönetim Kurulu’nda karar alırken verilen fikirler diğer STK’lar da dahil olmak üzere hepsi değerlendiriliyor.Yapılacak olan iş ve işlemlerde paydaşlarımızın düşünceleri bizler için çok önemli. Ben yaptım oldu yönetim anlayışının bugünkü yönetim anlayışında yeri yok. Burada verilen destek bölgemizde yaşayan insanlarımıza hizmet olarak dönecek” ifadelerini kullandı. (EFE)

  • Suyabatmaz “Manavgat Bisiklet Turizminin Merkezi Olmalı”

    Bisikletliler Derneği Genel Başkanı Murat Suyabatmaz, Manavgat’ın dünya bisiklet turizminde önemli bir merkez olmaması için hiçbir sebebin olmadığını ve bu durumun değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

    Manavgat’ın dünya bisiklet turizminde sayılı yerlerden biri olduğunu ifade eden Suyabatmaz “Bu bölge dünya bisiklet turizminde sayılı yerlerden bir tanesi olabilecek özelliklere sahip. Bunun birkaç şekli var. Bir tanesi spor turizmi. Spor kulüplerinin futbol takımları nasıl Avrupa’dan kış aylarında kamp yapmak için buralara geliyorsa, bisiklet için de aynı şeyler geçerli. Bisiklet takımları Avrupa’da hüküm süren sert kış koşullarından kaçarak Akdeniz kıyılarına iniyor. Akdeniz kıyılarında tercih ettikleri yerler İtalya, İspanya, Kıbrıs Rum Kesimi ve Fransa kıyıları. Bunların arasında Türkiye’nin bulunmaması için hiçbir sebep yok. Bu konuda çalışmalar yapılıyor. Türkiye’de de Bisiklet takımlarının kamp yapması için en uygun ortama sahip yer konum olarak Manavgat’tır” dedi.

    “MANAVGAT BİÇİLMİŞ KAFTAN”

    Manavgat’ın tam anlamıyla bisiklet takımları için biçilmiş bir kaftan olduğunu dile getiren Murat Suyabatmaz, ”Bisiklet sporu için ihtiyaç duyulan şeyler, kaliteli bir asfalt, kaliteli bir otel ve hava koşulları. Bunları hepsi kış sezonunda turizme de can katacak, can suyu olabilecek bir alan. Avrupa da bisiklet sporu yapan genci, yıldızı, bayanı, erkeği, yol ve dağ bisikletçisi diye ayırdığımızda futboldan fazla takım bulunmakta. 10 sene önce sadece İspanya’nın Mallarco adasında 200 bin gecelemesi vardı. Bisiklet turizmi bütün turizm branşlarını aşmış durumda. Ayrıca 65 yaş üstü emekli olmuş Avrupalı bisikletçilerin oluşturduğu hobi bisikletçileri var. Kış aylarında evlerinde oturmak yerine yazın pahalı olduğu için gidemedikleri Akdeniz kıyılarına kış aylarında gidip bir taraftan tatillerini geçirmekte, diğer taraftan da sporlarını yapmaktadırlar. Yaz aylarında da bisikletle Kuzey Avrupa’yı gezerek farklı coğrafyaları keşfediyorlar. İşte bu büyük bisiklet turizm kitlesinin, amatör hobi bisikletçilerini de kışın ağırlayabileceğimiz en uygun ortam bisikletin bütün branşları için uygun ortamlar Manavgat’ta bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

  • Etader: “Doğalgazda Tasarruf Önceliğimiz Olmalı”

    Enerji ve Isı Tasarrufu Derneği (ETADER) kışın gelmesiyle yükselen ısınma masraflarının Isı Pay Ölçer sistemine geçilmesiyle azaltılabileceğini ve ısı tasarrufunun sağlanabileceğini vurguluyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı raporuna göre çevre korunmasına ve ısı tasarrufuna katkı sağlayan Isı Pay Ölçer sistemi yılda yaklaşık 600 TL tasarruf edilmesini sağlıyor.

    Türkiye’de enerji ve ısı tasarrufu bilincini artırmak amacıyla faaliyet gösteren Enerji ve Isı Tasarrufu Derneği (ETADER), sürekli yükselen enerji kullanımı maliyetleri nedeniyle enerjinin bilinçli kullanımının kararlılıkla teşvik edilmesi gerektiğini her fırsatta vurguluyor. Özellikle kış aylarının gelmesiyle artan doğalgaz faturalarının aile ekonomisine zarar vermemesi amacıyla ETADER, daire sakinlerini ve apartman yöneticilerini Isı Pay Ölçer sistemine geçmeye davet ediyor.

    Sistem sayesinde her bağımsız birim tükettiği kadar ödeme yapacağından, başkasının sorumsuzca kullandığı enerji eşit olarak pay edilmeyerek adil paylaştırma sağlanıyor. Kendi kullandığı kadar ısı ve su bedeli ödeyeceğini bilen daire sakini bireysel ayarlamalar sayesinde, yüzde 15 ile yüzde 45 arasında yakıt tasarrufu sağlayabiliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Isı Ölçümü ve Gider Paylaşım Sistemine geçen 11.000 dairenin tüketim verilerini inceledi ve sonucu yayınladı. Yayınlanan raporda bir daire, Isı Pay Ölçer sistemi sayesinde yaklaşık olarak yılda 600 TL tasarruf ediyor. Doğalgaz tüketimi bina bazında yüzde 27,5 düşüyor ve sistemin uygulandığı binalarda 240 milyon TL doğalgaz tasarrufu elde ediliyor.

    Enerji tasarrufunun milli bir mesele olduğunu vurgulayan ETADER Başkanı Zafer Yavuztürk; “Isı ve enerji tasarrufu konusunda alınabilecek birçok önlem var ancak vatandaşımız bu konuda bilinçlendirilmeli. Özellikle kış soğuklarının başladığı bu günlerde enerji tasarrufu ve aile ekonomisine katkı sağlamak amacıyla kısa vadede Isı Pay Ölçer sistemine geçmek en doğru karar olacak. Isı Pay Ölçer konusunda daire sakinleri ve apartman yöneticileri bilinçlendirilmeli ve düşük maliyetlerle yüksek tasarruf sağlayan bu sistem yaygınlaştırılmalıdır” dedi.

    ISI PAY ÖLÇER SİSTEMİ NEDİR?

    2007 yılında çıkan Enerji Verimliliği Kanunu ve ilgili yönetmelik gereği Avrupa’da olduğu gibi her radyatöre takılan Isı Pay Ölçer ya da her dairenin girişine takılan ısı sayaçları ile tüketilen enerji miktarı ölçülebiliyor. Kurulumu oldukça basit olan bu sistemlerde, daire içerisinde herhangi bir tadilat yapılmadan ısı pay ölçer cihazları binadaki tüm radyatörlere monte ediliyor. Kalorifer sistemine herhangi bir müdahale ise gerekmiyor. Isı pay ölçer cihazları yanıltıcı sonuçlara karşı yüksek bir emniyete sahip. Radyatör sıcaklığına ve çalışma süresine bağlı olarak her radyatörün ısı tüketimi için relatif değerler sunuyor. Tüketim verilerinin okunması ve paylaşım işlemi ise uzaktan, daire sakinlerini rahatsız etmeden, hızlı ve güvenilir şekilde yapılıyor. Tamamen otomatik olarak gerçekleşen okuma sistemi sonrasında, yasaların öngördüğü şekilde ısı ve su kullanımına bağlı olarak her dairenin ayrı ayrı hazırlanan ayrıntılı ısı ve su gider bildirimleri yönetimlere teslim ediliyor.

  • Aşut: “İktidar Her Eleştiriyi Tehdit Görmemeli, Muhalefet De Çözümün Parçası Olmalı”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, 1 Kasım seçimlerinde kurulacak tek parti ya da koalisyon hükümetinin; eğitim, adalet, istikrar ve demokrasi gibi bu ülkeyi geleceğe taşıyacak olan değerleri temel almasını isteyerek, “İktidarların her eleştiriyi bir tehdit olarak algılamamasını, muhalefetin de daha yapıcı ve işbirliği ruhu ile çözümlerin bir parçası olmasını bekliyoruz” dedi.

    MTSO Başkanı Aşut, yaptığı yazılı açıklamada, Mersin iş dünyası olarak, 1 Kasım’da yapılacak genel seçim sonucunda oluşacak hükümetten ve siyaset dünyasından beklentilerini anlattı. Mersin iş dünyasının çatı örgütü olan ve aktif 13 bin üyesi bulunan MTSO olarak 129 yılın birikimini ve kültürünü taşıdıklarını dile getiren Aşut, iş dünyasının insanları olarak bireysel anlamda siyasi görüşleri olsa da kurum olarak siyaset üstü hareket eden oluşumlar olduklarını vurguladı. MTSO ve benzeri sivil toplum örgütlerinin siyaset, din, etnik yapı gibi yarıştıran ve kutuplaştıran şeylerden ne kadar uzak durursa topluma o kadar faydalı olacaklarının altını çizen Aşut, ancak, 1 Kasım seçiminin önemli bir seçim olduğunu, Türkiye’yi ve milleti ilgilendiren makro sorunlar ile iş dünyasının bu konudaki görüş, öneri ve beklentilerini ifade etmenin gerekli olduğuna inandıklarını kaydetti.

    “BİNANIN BOYASINI DEĞİL, SAĞLAMLIĞINI KONUŞALIM”

    1 Kasım’da kurulacak hükümetin, Türkiye’yi geleceğe taşıyacak değerleri ve makro konuları temel alması gerektiğini ifade eden Aşut, Türkiye’yi bir inşaata benzeterek, “Seçimin sonucu ister tek partili güçlü bir hükümet, isterse uyumlu bir koalisyon olsun, artık bir inşaata benzettiğimiz bu ülkenin boyasıyla, dekorasyonuyla değil, bizi geleceğe taşıyacak olan temelini, kolon ve kirişlerinin sağlamlığını konuşmamız gerekiyor. Bu inşaatın harcını, betonunun sağlamlığını masaya yatırmamız gerekiyor. Çünkü bir inşaatı boya ve süslemeler ayakta tutmaz, betonun, temelinin, kolonlarının sağlamlığı ayakta tutar. Peki, Türkiye Cumhuriyeti’ni bir inşaata benzetirsek bizi ayakta tutacak, depremlere karşı koruyacak, yıkılmadan geleceğe taşıyacak olan makro konular nelerdir? İster tek parti hükümeti, isterse koalisyon olsun kurulacak olan bir hükümetin bu ülkeyi geleceğe taşıyacak olan değerleri nelerdir? Elbette bunlar başta eğitim, adalet, ekonomide ve siyasette istikrar, demokrasi ve bu konudaki politikaların hükümetlerden hükümetlere değişen değil, sürekli bir devlet politikası haline gelebilmesidir” ifadelerini kullandı.

    “BOZULAN ADALET ALGISI YENİDEN TESİS EDİLMELİ”

    Eğitimde her iki yılda bir sistem değişimi ve sınav değişiminin gençleri büyük bir strese soktuğuna işaret eden Aşut, ayrıca çocukların daha yaratıcı olmalarını sağlayacak bilimsel eğitimin de eksik olduğunu belirtti. Üniversite mezunu gençlerin ise Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu girişimci olmak yerine, memurluk yarışına girmelerinin, memur devlete doğru tehlikeli bir gidiş olduğuna dikkat çekti.

    Hukukun üstünlüğü kavramının Türkiye’de kişiselleştirildiğini de öne süren Aşut, adalet algısının bozulduğunu, siyasilere düşenin, bu algıyı yeniden tesis etmek olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “Vatandaşların ülkesine bağlılığının ve kendisini güven altında hissetmesinin tek yolu olan hukukun üstünlüğü kavramının kişiselleştirilmesi, toplumda yasalara olan güveni azaltmıştır. Seçimden sonra iş başına gelecek hükümetin, toplumdaki bozulan adalet algısını tesis etmesi bir zorunluluktur. Eğitim ve adalet siyasetten ve farklı dünya görüşlerinin baskısından kurtulmak ve uzak tutulmak zorundadır. Yoksa her hükümetin kendi eğitimi, her çevrenin kendi adaleti oluşur ki, bu en sonunda buna izin verenleri vurur. Yani, vatandaşından korkan değil, görüşü ve siyasi bakışı ne olursa olsun vatandaşını kucaklayan bir devlet. Biz, bu büyük devleti anamız-babamız gibi gördük. Bu bizim binlerce yıllık kültür kodumuzdur. Milletin devletine bu yaklaşımı, bu kültürü yok edilmemelidir. Vatanı için, milletinin bekası için canını veren kaç millet sayabilirsiniz? Askere evladını bayrama gönderir gibi gönderen ve hesap sormadan ‘vatan sağ olsun’ diyen kaç millet biliyorsunuz? Devlet bu aziz milleti ayrım yapmadan sevmelidir. Kişiler ayrım yapabilir. Kişiler kendi din, etnik köken, mezhep, parti ve benzeri ayrıştırıcı özelliklerini öne çıkartabilir. Ancak, devlet bunu yapamaz. Yaparsa, taraf olursa, birini daha çok kayırırsa devlet, devlet olmaz. Devlet ne korku verir, ne de korkar. Devler şefkattir, güvendir, birleştiren ve kucaklayandır. Al bayrağımız altında, Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, laik, demokratik bir hukuk devleti olmanın değeri ve anlamı budur.”

    “İKTİDAR HER ELEŞTİRİYİ TEHDİT GÖRMEMELİ, MUHALEFET DE ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMALI”

    Seçim sonuçlarının bu değerleri yüceltmesini dileyen Aşut, şöyle devam etti: “Çünkü milletimiz huzur istiyor. Gençlerimiz iş ve güvenli gelecek istiyor. Biz tüm siyasi partilerimizden, tüm değerli siyasetçi ve devlet adamlarımızdan bu değerleri yüceltmelerini bekliyoruz. İktidarların her eleştiriyi bir tehdit olarak algılamamasını ama muhalefetin de daha yapıcı ve işbirliği ruhu ile çözümlerin bir parçası olmasını bekliyoruz. Mikro sorunlar işin kolay tarafı. Biz bunları sağlarsak ve tüm milletin bunun bir parçası olmasını tesis edersek alt yapı, üst yapı, havalimanıymış, otobanmış, lojistik merkezmiş bunlar çocuk oyuncağıdır. Ülkemizin her şeyi yapacak gücü vardır; yeter ki, siyaset bunların değerini bilsin.”