Etiket: Olmalı”

  • Kocamaz: “Mersin için herkes sorumluluk sahibi olmalı”

    Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin’i daha yaşanılır bir kent haline getirmek için herkesin sorumluluk sahibi olması gerektiğini belirterek, “Mersin’i el ve gönül birliği içerisinde bir yerlere getirmenin gayretini gösteriyoruz. Hedeflediğimiz Mersin’i bugün yaşayamıyoruz ama bizden sonraki nesillere bir borcumuz var” dedi.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Kocamaz, 21. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT 2017 dolayısıyla Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen gala yemeğine katıldı. İstanbul Florya sahilinde düzenlenen gala yemeğinde Kocamaz’a, Gülnar Belediye Başkanı Ahmet Günel, Çukurova Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Lutfi Altınsu, Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal, Prof. Dr. Ayşe Çalık Ross, ilçe belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri, dernek temsilcileri ve basın mensupları eşlik etti.

    Kocamaz, yemekte yaptığı konuşmada, Mersin’in farklı birçok değeri ve kültürü barındıran bir şehir olduğunu ve Mersin’i daha yaşanılır bir kent haline getirmek için herkesin sorumluluk sahibi olması gerektiğini söyledi. Mersin’in tarih boyunca birçok farklı kültüre ev sahipliği yaptığını ifade eden Kocamaz, “Mersin gerçekten güzel bir şehir. Bizler de Mersinli olmaktan, Mersin’de bir arada yaşamaktan çok büyük onur duyuyoruz. Bu ülkede birlik ve beraberlik içerisinde yaşamak mecburiyetindeyiz. İnançlarımız, dünyaya bakış açımız farklı olabilir ama aynı ay yıldızlı bayrağın altında hep birlikte yaşıyoruz. Biz Mersin’de bugüne kadar demografik yapımız karışık olmasına rağmen bu birlikteliği gösterdik. Sadece dirilerimiz değil, atalarımız da aynı mezarlıkta yatıyor” diye konuştu.

    Mersin’i hak ettiği yere getirebilmek adına kentin tüm paydaşları ile beraber el birliğiyle çalıştıklarını dile getiren Kocamaz, “Mersin’i el ve gönül birliği içerisinde bir yerlere getirmenin gayretini gösteriyoruz. Hedeflediğimiz Mersin’i bugün yaşayamıyoruz ama bizden sonraki nesillere bir borcumuz var. En azından onların layık olduğu Mersin’i onlara vermek hepimizin boynunun borcu. Halkımız, meclis üyeleri, muhtarlar, ilçe belediye başkanlarımızla Mersin’in ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyoruz. Biz Mersinliler olarak et ve tırnak gibiyiz. Birbirimize sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Mersin’e hep birlikte sahip çıkalım. Mersin biziz, biz Mersiniz” ifadelerini kullandı.

    Gala yemeğinde Başkan Kocamaz’ın doğum günü de kutlandı

    Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen gala yemeğinde Başkan Burhanettin Kocamaz’ın doğum günü de kutlandı. Sürpriz doğum günü kutlamasında doğum günü pastasını kesen Kocamaz, böyle bir kutlama beklemediğini ifade ederek, “Arkadaşlarımız doğum günümüz için düşünmüş, böyle bir sürpriz yapmışlar. Kendilerine teşekkür ediyorum. Doğum günümü sizlerle kutlamanın mutluluğunu yaşıyorum. Hepinize teşekkür ediyorum” dedi.

    Gece sonunda Başkan Kocamaz’a hediyesini Büyükşehir Belediyesi çalışanları adına Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel verdi.

  • Başbakan Danışmanı Özceri: “Romanlar sosyal hayatın içinde daha çok olmalı”

    Romanlardan Sorumlu Başbakan Danışmanı Metin Özceri, Romanların sosyal hayatın içinde daha çok var olması için daha çok proje ve hibeye ihtiyaç olduğunu söyledi.

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından açılan dezavantajlı kişilerin sosyal entegrasyonu ile istihdam edilebilirliklerinin geliştirilmesi hibe programı kapsamında yürütülen ve iki adet projenin açılış töreni Romanlardan Sorumlu Başbakan Danışmanı Metin Özceri’nin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda Romanlar İçin Gezici İş ve Eğitim Merkezi ile İnsana Değer Geleceğe Değer projelerinin sunumları ve tanıtımları yapıldı.

    Program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Karadeniz Bölgesi Roman Kültürünü Araştırma, Eğitim ve Kalkındırma Derneği Başkanı Selim Gökçen yaptı. Gökçen, roman vatandaşların toplumda daha aktif rol alması gerektiğini söyledi.

    Daha sonra söz alan Başbakan Danışmanı Metin Özceri, “Romanlar, Osmanlılardan daha önce Anadolu topraklarına gelmişler. Osmanlılarla beraber kendilerini göstermeye başlamışlar. İstanbul’un Fethi döneminde fethin arka planında kalkan, top, kılıç gibi araçların çoğunu Romanlar yapmıştır. Bunun üzerine Fatih Sultan Mehmet, onları takdir ederek bugünkü Çanakkale’ye iskan etmiştir. Çanakkale Savaşı’nda resmi rakamlara göre 55 bin 700 Roman şehit düşmüştür. Resmi olmayan rakamlara göre ise 750 bin civarında Roman vatandaşı şehit düşmüştür. Romanlar, Türkiye’nin bir parçasıdır” dedi.

    “Romanlar sosyal hayatın içinde daha çok olmalı”

    Romanların Türk Milleti’nin bir parçası olduğunu vurgulayan Metin Özceri, “Bu topraklarda yaşayan Romanlar, Türk Milleti’nin bir parçasıdır. Tarihi süreç içerisinde en fazla sürgüne ve iftiraya maruz kalmış toplum maalesef Roman toplumudur. Örneğin; ‘Çingene’yi padişah yapmışlar, tutmuş babasını kesmiş.’ Oysaki tarih boyunca iktidar olmamışlardır. Romanlar çok büyük iftiralara maruz kalmıştır. Dolayısıyla bu iftiralar yüzünden içlerine kapanmışlardır. 1990’lı yıllara kadar meslekleriyle beraber kendilerini idame etmişlerdir. Sanayi ve iletişim dünyasında yani teknolojik dönemde bütün mesleklerini kaybetmişlerdir. Günü birlik yaşayıp, görünmüyorlardı. Türk toplumundaki her kesim ideolojik yapılanma içerisinde olurken Roman toplumu hiçbir zaman ideolojik yapılanma içerisinde olmamıştır. Her olayda Türkiye ve bayrağının yanında yer almıştır. Sadece Çanakkale değil her savaşta birçok şehidi vardır” diye konuştu.

    Romanların eğitim ve yaşam seviyesinin yükselmesi için yeni projeler uyguladıklarını belirten Özceri, sözlerini şöyle devam ettirdi: “Bir toplumda eğitim ve İslam az seviyede olursa orada sıkıntılar çıkar. 2009 yılında demokratik açılım içerisine onları da ekledik. Toplumların değişmesi 10 yılda mümkün olabilecek bir şey değil. Birçok bakanlıkla beraber çalışmalar sürdürdük. 2016 yılında Roman Eylem Planı’nı hazırladık. 5 bakanlık bu konuda çalışacak. Bütün eksiklikleri bu planın içerisine dahil edeceğiz. Sadece hükümetin eylem planı yapması yetmiyor. Dolayısıyla bu gibi birçok projenin dernekler tarafından hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu yıl içerisinde 14 Roman STK’ya teşvikler verildi. Önümüzdeki dönemde 71 milyon dolarlık bir hibe daha olacak. Roman toplumunun sosyal entegrasyonun sağlanması için bu gibi projelerin ve hibelerin daha da arttırılması gerekiyor.”

    Son konuşmacı olarak söz alan Samsun Vali Yardımcısı Hakan Kubalı, tüm dezavantajlı grupların daha iyi seviyeye gelmesi için çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.

    Program Selim Ünal ve Salihan Demirbaş’ın proje sunumlarının ardından müzik dinletisiyle son buldu.

  • Akpınar: “Girne 20 bin GAÜ Öğrencisi’ne hazır olmalı “

    Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, 2016 yılı’nda; GAÜ bünyesinde gerçekleşen gelişmeler ve 2017 Yılı’ndaki hedefler hakkında açıklamalarda bulundu.

    Akpınar, 2016 Yılı’nın GAÜ için aktif ve çok yönlü olduğunu belirtirken, gerek uluslararası kampüsler noktasında, gerek yapılandırma noktasında yoğun bir dönem yaşadıklarını söyledi. GAÜ olarak birçok başarılara imza attıklarını ifade eden Akpınar, birtakım ilkleri de; 2016 Yılı’nda ortaya koymayı başardıklarını belirtti.

    Kurucu Rektör ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Akpınar; “2016 yılında Moldova Amerikan Üniversitesi, akademik yılına; onay ve akreditasyonları alınarak başladı. İlk öğrencileri ile, oradaki kampüsleşme süreci de tamamlanmış oldu. Bizim için oldukça önemli olan, Türkiye’deki vakıf sürecinde de, Ağustos 2016 itibarı ile 2’inci yılımızı tamamlamış olduk. Artık, üniversite olma noktasında başvuru haklarını tamamı ile sağlamış olduk. 2017 Yılı içinde, Türkiye Cumhuriyeti’nde birtakım ileri adımların, daha somut şekilde ortaya çıkacağını görüyoruz. Kıbrıs Amerikan Üniversitesi ise büyümeye devam ediyor. KAÜ bünyesinde açılacak olan yeni bölümlerin dışında, 2017 yılındaki programlı çalışmalar ile hedeflediğimiz 2 bin, 2 bin 500 öğrenci sayısının, önümüzdeki iki yıl içerisinde oluşmasına imkan sağlayacağız. Girne Amerikan Üniversitesi’nin, yeni bölümleri ile beraber, tıp fakültesini de 2017 yılında açacağız. Bu yöndeki hazırlıklar ile birlikte, hastane inşaatı da aynı zamanda devam ediyor. Özellikle, Girne olmak üzere, genel olarak ta, halkımızın beklentilerinin ileri düzeyde olması, bizim sorumluluklarımızı bir o kadar daha arttırıyor. Tıp ve sağlık alanında çalışmalarımız devam ediyor. ‘Smart Health Projesi’ yavaş yavaş kendine yer bulmaya başladı ve 2017 Yılında, o da kendisini daha net bir biçimde hissettirecek” dedi

    2016-2017 Akademik Yılı’na girerken, hedeflerimizi de büyüterek girdik

    2016-2017 Akademik Yılı’na girerken, hedeflerimizi de büyüterek girdiklerini belirten Akpınar 2020 ve 2025 stratejik programımıza dahil olmak üzere, Girne’mize bir mesaj verdik ve diyen Akpınar sözlerine söyle devam etti, “ 20 bin öğrenciye hazır olun. Girne Halkı, gelişim ve yapılanma planlarını da bu yönde geliştirmeye başladı. Bunlar güzel gelişmeler, bunun gerisine baktığımızda ise, özellikle GAÜ’nün bundan yaklaşık 5 yıl önceye dayanan ve her geçen gün artan sistematik bir saldırı altında olması. Bu beş yıl, bizim için bir mücadele zamanı oldu. YİM kararlarının uygulanması, GAÜ’ nün ismi üzerinden, birtakım haksız rekabet koşullarının oluşturulmasına yönelik; idarenin, devletin ve hükümetin belirli yapılarında, bu ara emirleri ile süreci daha doğru bir noktaya taşıdık. Belirli alanlarda, halen bu dava süreçleri devam ediyor. 2017’de olumlu sonuçlara nihai ulaşabileceğimiz ümidi ile adımlarımızı daha net atıyoruz. Özellikle, bu saldırılar; üniversitenin bir şekilde itibarsızlaştırılmasına ve zayıflatılmasına yönelikti. Bunun yanında, öğrencilerimizi ve akademisyenlerimizi hedef alan çalışmalar ile üzerimize gelinmesinin ardından, Cumhurbaşkanlığı ve YÖK nezlinde yoğun çalışmalarımız oldu. Neticesinde, Cumhurbaşkanlığı’nın başlattığı hukuk süreci sonucunda da, YÖDAK Başkanı ortaya koymuş olduğu haksızlıklar nedeni ile görevinden alındı. Bunlar tabii, 2016’da bizim karşı karşıya kaldığımız ve çözüm arayışında bulunduğumuz bazı noktalar. Bunun yanında, hepimizin bildiği talihsiz bir ‘15 Temmuz’ darbe girişiminin başlatılması ile birlikte, özellikle Anavatan’da başlatılan terör girişimleri sonrasında, üniversitemiz çok dik bir duruş sergiledi. Tüm sektörlerde olduğu gibi, bunlar yüksek öğretim sektörünü de etkileyen konu başlıklarıydı. 2017 Yılı ile birlikte, dış kampüslerde ki yapılanmalarımıza ek olarak; Kıbrıs içerisindeki kalemize de daha fazla odaklanmış olacağız. Bu da, bizim Ada içerisinde haksız rekabet koşulları başlatmış kurumlara karşı durumumuzu daha da sertleştirmiş olacak. Ayrıca, yeni göreve atanmış olan, YÖDAK Başkanı Prof. Dr.Akile Büke’ye görevinde başarılar dileyerek, Ada’daki yüksek öğretimin yapılanması noktasında çok pozitif işler yapacağından emin olduğumu da belirtmek isterim. GAÜ, sürekli bir mücadelenin içerisinde olmayı tabi ki istemiyor. O nedenle daha uzlaşmacı, daha kucaklayıcı bir yapı sergiler durumda olacağımızı aktarmak istiyorum. 2017 Yılı’nın, bilimin kucaklayıcı yapısını daha doğru ele alacağımız bir yıl olmasını diliyorum.”

  • EBSO Başkanı Yorgancılar: “Amaç uzun vadede kazanç olmalı”

    Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, kazan kazan mantığıyla ülkelerin birlikte hareket etmesinin önemine değinerek, ülkemiz ihracatını artıracak çalışmalara büyük önem verdiklerini söyledi. Bu kapsamda geçtiğimiz Eylül ayında 130 kişilik iş adamı grubu ile Polonya’da iş ve ticaret forumu düzenlediklerini kaydeden Yorgancılar, “Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Romanya AB’ye mal satmak için çok önemli üretim merkezleri olacak yerler. 2017’de Romanya veya Macaristan’a benzeri bir seyahat daha düzenleyerek İzmir’deki sanayicilerin orada üretim ve ticareti geliştirmelerine zemin oluşturacağız. Amacımız ülkemiz, bölgemiz sanayicisine uzun vadeli kazanç kapıları oluşturmak” dedi.

    Macaristan İstanbul Başkonsolosu Balazs Hendrich, Ticaret Ateşesi ZSofia Kakas, Eximbank Türkiye Direktörü Arda Tugay Macar ve Macaristan İzmir Fahri Konsolosu Christopher Dologh, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’ı ziyaret etti. Başkonsolos Balazs, Türkiye-Macaristan arasındaki ticaret hacminin çok yetersiz olduğunu belirterek, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya gibi Orta Avrupa ülkelerine odaklanacak daha çok sayıda Türk firması bulma misyonuyla bu ziyareti gerçekleştirdiklerini kaydetti. Başkonsolos Balazs, “Macaristan 9 milyon nüfuslu bir ülke. 9 milyon nüfuslu bir ülke olarak 100 milyar dolar ihracatımız var. Türkiye nüfusuna göre daha çok ihracat yapabilir. Bunun için bu hedef pazarların iyi bilinmesi önemli. Bu konuda da biz her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.

    Avrupa’da imalat Batı’dan Doğu’ya kayıyor

    EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da nüfus-ihracat orantısının verimli ihracatın nasıl yapılması gerektiğinin en önemli göstergesi olduğunu söyledi. Yorgancılar, “Macaristan’ın AB’nin içinde olmasının çok büyük avantajı var. Gelişmekte olan bir ülke. Üretimin Almanya ve Fransa gibi işçilik ücretleri yüksek ülkelerden Macaristan, Romanya, Çek Cumhuriyeti gibi daha uygun işçilik maliyetleri olan ülkelere kaydığını görüyoruz” diye konuştu.

    Macaristan’ın yanı sıra Çek Cumhuriyeti, Polonya, Romanya’nın AB’ye mal satmak için önemli üretim merkezleri olacak yerler olduğunu belirten Yorgancılar, Avrupa’da imalatın Batı’dan Doğu’ya kaydığı tespitinde bulundu. Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne üye olması ile malların serbestçe gezdiği ama vatandaşların gezemediği bir durum yaşandığını kaydeden Yorgancılar, “Kazan-kazan mantığıyla ülkelerin birlikte hareket etmeleri gerekiyor. Bu kapsamda Eylül ayında 130 iş adamı ile Polonya’da iş ve ticaret forumu düzenledik. 10 gün önce de TOBB görevim dolayısıyla Romanya’daydım. İki pazarı da çok iyi biliyorum. Çek Cumhuriyeti ve Macaristan da üretim yapılıp ürünlerin AB’ye satılabileceği ülkeler arasında. 2017’de Romanya veya Macaristan’a bir seyahat daha düzenleyerek İzmir’deki sanayicilerin orada üretim ve ticareti geliştirmelerine zemin oluşturacağız. Amacımız ülkemiz, bölgemiz sanayicisine uzun vadeli kazanç kapıları oluşturmak” şeklinde konuştu.

    EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, ziyaretin ardından Macaristan İstanbul Başkonsolosu Balazs Hendrich’a plaket verdi.

  • Başkan Akın; “Türk kadını haklarının farkında olmalı”

    MHP’li Germencik Belediye Başkanı Ümmet Akın, 5 Aralık Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı verilişinin 82. yılında bir kutlama mesajı yayımladı.

    Başkan Ümmet Akın, “Türk kadını, Türklerin tarih sahnesine çıktığı andan itibaren eşit haklara sahiptir. Kadınlarımız üretimde olduğu kadar savaş ve siyaset konularında da etkindir. Ulusal Kurtuluş Savaşında da kadınlarımız erkeğiyle birlikte yan yana, omuz omuza mücadele etmiştir. Bunu çok iyi bilen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk modern dünyada kadın ve erkeğin tüm alanlarda eşit haklara sahip olması gerektiğine inanmaktadır. Atatürk ‘Ey Türk kadını sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın’ diyerek, 5 Aralık 1934’te Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesini sağlayan yasa ile çağdaşı birçok ülkeden önce Türk kadınının ülke siyasetinde etkin rol alma hakkını elde etmesini sağlamıştır. Türk kadının bir birey olarak kabul edilmesini sağlayan en önemli adımlardan biri olan Kadınlarımıza Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verilmesinin 82. Yıldönümünde sadece parlamentoda değil, hayatın tüm alanlarında kadınlarımıza ve erkeklerimize eşit koşullarda hak tanınması dileğiyle tüm kadınlarımızın Seçme ve Seçilme Hakkı’nı kazandıkları bu özel gününü kutlarım.” dedi.