Etiket: Olmak

  • Kerimoğlu: “Şanlıurfa’da Uzun Vadede Başarılı Olmak İstiyoruz”

    Şanlıurfaspor ile 1,5 yıllık sözleşme imzalayan Tugay Kerimoğlu, bugün akşam saatlerinden Şanlıurfa’ya gelerek kulüp tesislerini gezdi.

    Öğleden sonra saat 14.00’da Türk Hava Yollarına ait uçakla GAP Havalimanına inen Kerimoğlu ilk önce Şanlıurfaspor GAP Vadisi Spor Tesisleri’ne geçerek tesislerde incelemede bulundu. Daha sonra GAP Arena Stadı’nı gezen Kerimoğlu, akşam saat 20.30’da kulüp yönetimiyle birlikte basın mensuplarının karşısına geçti.

    Basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Tugay Kerimoğlu, Şanlıurfaspor ile başarılı olmak istediğini ve hedefinin takımı önce Play-off’a daha sonra Süper Lige çıkartmak olduğunu dile getirdi.

    Pazartesi gününden itibaren takımın başına geçeceğini ifade eden Kerimoğlu, ”İstanbul’da başkanımızla beraber yaptığımız görüşmede Şanlıurfaspor Kulübü’yle alakalı düşüncelerimizi kendilerine iletmiştik. Başkan da bana Şanlıurfaspor Kulübü’nün bulunduğu yerden daha yükseklere gidip hak ettiği yerlere taşıyalım diye bir teklifle geldi. Ben de bilgi birikimlerimle yapabileceğimizi, beraber nasıl çalışabileceğimizi izah ettik. Bunun akabinde bu güzel şehre, bu güzel şehrin kulübüne hizmet etmek için bugün buradayız. Buranın çok farklı bir yerde olması gerektiğini hissettiğim için burayı seçtim” dedi.

    Tugay Kerimoğlu ayrıca uzun vadede başarılı olmak istediklerini belirtti.

  • Sağlıklı Olmak İçin Omega-3

    Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, sağlık için Omega-3’ün çok önemli olduğunu belirtti.

    Enç, “Omega-3 vücut tarafından yapılamayan ve dışarıdan yiyeceklerle alınması gereken doymamış yağ asitlerinden biridir ve kendi içinde de EPA ve DHA olarak ikiye ayrılmaktadır. Elzem yağ asidi olan Omega 3 yağ asidi, vücutta EPA ve DHA şeklinde metabolize olmaktadır. EPA ve DHA bebeklerde beyin, sinir sistemi ve göz gelişimini hızlandıran, yetişkinlerde romatoid artrit gelişimini yavaşlatan, yüksek kan trigliserit değerlerini düşüren, kardiyak aritmileri engelleyen, enfarktüs sonrası sağ kalım oranını arttıran, kan pıhtılaşmasını azaltan, damar sertliğini önleyen, kan basıncını azaltan ve Alzheimer’i yavaşlatan uzun zincirli yağ asitlerdir” dedi.

    HANGİ BESİNLERDE BULUNUYOR?

    Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, Omega-3, bir diğer ismiyle ’alfa linolenik asit’, yağlı balıklarda, ceviz, badem, soya filizi, kuru fasulye, soya fasulyesi, nohut, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunduğunu anlatarak, hangi yaş grubunun alması noktasında şunları kaydetti; “Vücudun Omega-3 yağ asidine ihtiyacı daha anne karnında başlar, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılıkta da ihtiyaç devam eder.

    VÜCUDA FAYDALARI NELERDİR?

    Başlıca faydası vücudun enerji üretimine katkıda bulunması. Bu nedenle Omega-3’ten zengin bir beslenme programı yorgunluğu giderip, kavrama gücünü ve hareket kabiliyetini artırarak kalp, şeker, tansiyon, romatizma, migren ağrıları ve cilt problemlerine iyi geliyor.

    Anne sütü de doğal bir Omega-3 kaynağı olduğu için ilk altı ay sadece anne sütüyle beslenmenin önemini bir kez daha vurgulamakta fayda var.

    Kalp hastalıklarında da Omega-3 kötü kolesterolü (LDL) düşürüp, iyi kolesterolü(HDL) artırıyor. Vücutta yağın depo formu olan trigliserit seviyesini de düşürerek kalp ve damar sağlığını koruyor.

    Bu özelliğini kanın pıhtılaşmasını önleyerek akışkanlığını sağlamasından. Kanın yoğunlaşması damarların daralmasına bu da kalp, böbrek, beyin başta olmak üzere vücuttaki pek çok organın fonksiyonlarını yitirmesine neden oluyor.”

    KANSER TÜRLERİNE KARŞI DA ETKİLİ Mİ?

    Kanserde vücut gün içinde birçok mikroorganizmanın saldırısına uğrar ve burada bağışıklık sistemi devreye girer.

    Kötü huylu hücreleri ve mikroorganizmaları baskı altında tutabilmek ve yok edebilmek için bağışıklık sistemi Omega-3 yağ asidinden güç almaktadır. Göğüs, prostat ve kolon kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türünde Omega-3’ün yararlı olduğu biliniyor.

    Diyabette ise kan şekerimizi dengeleyen hormon insülin, yetersiz salgılanmaktadır ve Omega-3, insülinin yararlılığını artırarak ve tip II diyabette bulguları azaltmaktadır.”

    ÇOCUKLAR DAHA ÇOK MU TÜKETMELİ?

    Zeka gelişiminde balığın özellikle çocuklarda zekayı geliştirici özelliğinin vurgulanması beyindeki yağın ana bileşiminin Omega-3 yağ asitleri içeren DHA olmasıdır. Düzenli olarak Omega-3’ten zengin besinler tüketenlerde beyin yaşlanması daha da yavaşlamaktadır. Bunun yanı sıra Alzheimer, depresyon ve şizofreni gibi rahatsızlıklarda da belirtileri önlediği biliniyor.”

  • Başkan Ayaz: “TEK Derdimiz Var O Da Size Hizmetkar Olmak”

    Başiskele Belediye Başkanı Hüseyin Üzülmez, Yeşilkent mahallesi sakinleri ile kahvaltıda buluştu.

    Yeşilkent mahallesinde Semt Konağı ve Sosyal Yaşam Merkezi’nde mahalleli ile buluşan Başiskele Belediye Başkanı Hüseyin Ayaz, kahvaltını 300 kişi ile paylaştı. Organizasyonda mahalleliye seslenen Başkan Ayaz, “Yeşilkent mahallesi ismine yakışır bir hali hızlı şekilde alıyor. Burası her geçen gün değer kazanan, her geçen gün burada yaşanmaktan huzur bulunan bir yer olmaya devam ediyor. Bu değerli mahalle de elbette siz değerli komşularımızın emeği büyük. Mahallemize kurulacak olan ATM ile artık halkımız maaşlarını buradan çekebilecekler. Bizim tek derdimiz var; o da size hizmetkar olmak” dedi.

    Yönetim anlayışı olarak makamda oturan kişi olmadıklarını söyleyen Başkan Ayaz, “Bugüne kadar rüyalarımızda gördüğümüz şehir neyse onu yapmaya çalıştık. Sultan köşkü projemiz de önümüzdeki nisan ayında da hayata geçecek. Bu merkezimiz de bayanlara hizmet edilecek. Tüm bu çalışmalarımızda bizleri yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyoruz. 7 yıldızlı Başiskele’de yaşıyor olmaktan gurur duyduğunuzu biliyorum. Bunun devamlılığı için de çalışmalarımıza aşkla devam edeceğimizi bilmenizi istiyorum” diye konuştu.

    Başkan Ayaz programın sonunda katılan vatandaşlar ile fotoğraf çektirerek vatandaşların taleplerini dinledi.

  • Ev Sahibi Olmak İsteyen Emekliler Derneğe Akın Ediyor

    Balıkesir’in Bandırma ilçesinde, Türkiye Emekliler Derneği, ev sahibi olmak isteyen emeklilerle dolup taşıyor.

    Emekli vatandaşlar, sabahın erken saatlerinde, ev sahibi olma hayaliyle Emekliler Derneği’nin yolunu tutuyor. Emekliler, dernek kapısında uzun kuyruklar oluşturup, sıra bekliyor. Derneğe üye olanların haricinde, üye olmayanlar da TOKİ vasıtasıyla uygun taksitlerle ev sahibi olabilmek için gerekli evraklarını doldurup üyeliklerini gerçekleştirme çabası içinde. Dernek, emekli olup evi olmayanlar için TOKİ’ye sunmak üzere talep topluyor.

  • (Özel Haber) TEOG’da Başarılı Olmak Sadece Bilgiye Bağlı Değil

    TEOG sınavına sayılı günler kala adayları uyaran uzmanlar, başarılı olmanın sadece bilgiye bağlı olmadığına dikkat çekti.

    TEOG sınavında 1 milyon 174 bin 427 ortaokul 8’inci sınıf öğrencisi 25-26 Kasım’da ter dökecek. Sınavlarda başarılı olmanın püf noktalarını açıklayan uzmanlar, dereceye girmenin sadece başarıyla sınırlı olmadığını söyledi. Cevap kağıdına yapılan küçük bir karalamanın bile sınavın geçersiz sayılmasına sebep olabileceğine işaret eden Bursa Özel Hayat Hastanesi Uzman Psikoloğu Dilek Kaymak Kısaer, “Sınava sayılı günler kala hem velilerin hem de öğrencilerin heyecanı giderek artıyor. Fakat sınavlarda başarılı olmanın yolu, verimli bir hazırlık yapmanın yanında, sınavdan önce, sınav gününde ve sınav anında yapılması gerekenlerin iyi bilinmesine bağlıdır. Sınavlara çok iyi hazırlanmış olabilir, ama hazırlıkların sonuç vermesi için uygulama aşamasının da başarılı olunması gerekir. Birkaç gün öncesinden bu özel güne hazırlanmak gerekir” dedi.

    Sınavda dikkat edilmesi gereken hususları sıralayan Kısaer şöyle devam etti:

    “Sınav sabahı doktorun verdiği ve kullanmak zorunda olunan ilaçların dışında ilaç kullanılmamalıdır. Sınavda glikoza çok ihtiyaç olacağından sınav sabahı kahvaltı mutlaka yapılmalıdır. Hem zamanı, hem de zihnini yoracak sorularla fazla uğraşılmadan, bunları boş bırakıp, bütün soruları taradıktan sonra tekrar başa dönülmelidir. Saate sık sık bakarak dikkatin dağılmasına izin verilmemelidir. Bu, zihni ve süreyi daha iyi kullanmayı sağlar. Sınavda vücudun devamlı aynı şekilde tutulması vücut ağrıları oluşturabilir. Dikkati dağıtacak vücut ağrılarının önüne geçmek için vücudu diğer adayları rahatsız etmeyecek şekilde hareket ettirilmelidir.”

    Sınav kaygısının öğrencinin tek başına geliştirdiği bir kaygı olmadığını, aile, okul ve dershanelerde öğretmenlerin tutumlarının da bunda rol oynadığını ifade eden Kısaer, “Tenkitçi, kontrolcü, yargılayıcı, sınavı bir ölüm kalım meselesi gibi gören, çocuğunun ya da öğrencilerinin akademik başarısını kendi başarısı olarak algılayan ebeveyn ya da öğretmen tutumları kaygıya hizmet eder. Sınav kaygısıyla başa çıkabilmek için öğrencinin ve yakın çevresinin sınava ilişkin tutumlarında değişiklikler yapması gerekmektedir. Anne ve babaların, çocuğun inancını arttırıcı konuşmalar yapması önemlidir. Çocuğun kendi kendine ‘ben bunu yapacağım, olmazsa bir daha, bir daha deneyeceğim, yapana kadar peşini bırakmayacağım’ demesi gerekir. Ailelerin herhangi bir suçlamada bulunmadan çocuklarına eksiklerini bulma konusunda yardımcı olması başarıyı artırır” diye konuştu.