Etiket: Olmak

  • Moğolistan’dan Kardeş Şehir Olmak İçin Tunçbilek’e Geldiler

    Türk-Moğol ilişkilerini güçlendirmek üzere Kütahya’ya gelen Moğolistan’ın Shariin-Gol Şehri Valisi ve Belediye Halk Temsilcileri, Tavşanlı ilçesine bağlı Tunçbilek Beldesi Belediyesi’ni ziyaret ettiler.

    Tunçbilek Belediye Başkanı Agah Aşkın Moğolistan’dan gelen heyeti ağırladı. Ziyarette Shariin-Gol Belediyesi Valisi Amarsana’nın kardeş şehir talebi görüşüldü. Gerçekleştirilen ziyarette Shariin-Gol Şehri Valisi Amarsana, benzer kömür madenlerine sahip Tunçbilek Belediyesi ile kardeş şehir olmak istediklerini söyledi. Vali Amarsan’a, “Öncelikle Tunçbilek Belediyesine bizleri misafir edip ağırladıkları için teşekkür ederim. Benzer kömür havzalarına sahibiz. Ortak değerlerimiz de bulunuyor. Madenciliği birlikte geliştirmek ve bizde yaşayan Müslüman halkı ile de ortak çalışmalar yaparak dini, kültürel çalışmalarda da bulunmak istiyoruz. İki belediyemizin ortak çalışmalar yürütmesini istiyorum. Kalacağımız üç gün içerisinde buradaki çalışmalardan tecrübe edinmek istiyoruz. Burada bulunmaktan ve kardeş şehir imzasını atacak olmaktan mutluyuz” dedi.

    Tunçbilek Belediye Başkanı Agah Aşkın ise, misafirlerinin gelmesinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “Türk Dünyası Belediyeler Birliğine üye olmamız nedeniyle, karşılıklı kültürel, sosyal faaliyetler alanlarında ve diğer alanlarda iki şehir meclisi tarafından kardeş belediye kararı aldık. Protokol imzalayarak iki belediyemizin madenler açısından çalışmaları ve iki belediyenin kültürel sosyal faaliyetleri pekiştirilecek. Nasıl birbirimize yardımımız olacağı konusunda görüşeceğiz. Bilindiği gibi Moğolistan, Orta Asya’da ilk Türklerin yaşadığı ülke. Çok sıcakkanlılar ve Türk kültürüne yakın insanlar. Bu ülkenin Shariin – Gol şehrinin yüzde 20’si Müslüman. Şu çok önemli, çok uzaklardan gelen beldemizi, ülkemizi tanımaya çalışan bu insanların güler yüzlülüğü bizleri son derece memnun etti. Bizler de üç gün misafirlerimizi ağırlayacağız ve inşallah dolu dolu bir program yapacağız. Tunçbilek’in bir Moğolistan’da tanıtımını ve fahri elçiliğini yapacak belediyeye de teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Belediye Başkanı Agah Aşkın, makamında ağırladığı Moğolistan’dan gelen misafirlerine sinevizyon eşliğinde Tunçbilek’i tanıttı. Daha sonra Beldede kurulan semt pazarını ve bazı bölgelerini misafirlerini gezdirerek tanıtan Belediye Başkanı Aşkın, bugün de Kömür havzalarını tanıtacak.

  • Terör Örgütü Üyesi Olmak Suçundan Aranan Şahıs Yol İnşaatında Çalışırken Yakalandı

    Balıkesir’de terör örgütü üyesi olduğu iddia edilen bir kişi tutuklandı.

    İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Savaştepe’nin Çamurlu Mahallesi’nde bir yol inşaatı firmasında terör örgütü üyesi bir şahsın çalıştığı ihbarını aldı. İhbarı değerlendiren ekipler, şahsı kısa sürede yakaladı. Ö.K isimli şahsın Diyarbakır Bismil Sulh Ceza Hakimliği’nce “terör örgütü kurmak veya yönetmek” suçundan arandığı tespit edildi. Gözaltına alınan Ö.K, sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanarak Balıkesir L Tipi Kapalı Cezaevi’ne kondu. Öte yandan şahsın çalıştığı işletme hakkında ise 1775 sayılı Kimlik Bildirme Kanununa muhalefet suçundan işlem yapıldı.

  • Başkan Doğan, “Mutlu Olmak İçin Bisiklete Binin”

    Öğretmen ve öğrencilere hediye bisikletlerin dağıtıldığı törende konuşan İzmit Belediye Başkanı Dr. Nevzat Doğan, “Mutlu olmak için bisiklete binin” çağrısı yaptı.

    İzmit Belediyesi’nin Haydi Bisikletle Okula projesi kapsamında öğrenci ve öğretmelere bisikletlerin dağıtmaları devam ediyor. Devlet, özel okulu ayrımı yapılmayan bisiklet dağıtımları kapsamında Yenimahalle Ortaokulu’nda 77, ODTÜ KYÖD okulunda 87 olmak üzere 164 öğretmen ve öğrenciye bisikletleri teslim edildi.

    Okullarda düzenlenen bisiklet dağıtım törenlerine İzmit Belediye Başkanı Dr. Nevzat Doğan, Başkan Yardımcısı Güray Oruç, Yenimahalle Ortaokulu Okul Müdürü Erhan Göçer, ODTÜ KYÖD Okul Müdürü Güler Telli, Okul Kurucu Temsilcisi Ufuk Topaloğlu, Okul Aile Birliği Başkanları, öğretmen, öğrenciler ve veliler katıldı.

    Bisiklet dağıtımlarında konuşan Başkan Doğan, “Bisikletlerimizi dağıtırken özel devlet ayrımız yapmaksızın bütün çocuklarımıza veriyoruz. İlk zamanlarda bu durum yadırgandı. Neden zengin çocuklarına da veriyorsunuz diyerek tepkiler aldık. Ama biz çocuğun zengini fakiri olmaz anlayışına göre dağıtımlarımızı yapıyoruz. Biz bisikleti sadece çocukların eksikliği olduğu için aynı zamanda yaygınlaştırmak için veriyoruz. Her eve bisiklet girsin istiyoruz” dedi.

    Okullara hizmet etmenin aslı görevleri olmadığını ancak destek olmayı kendilerine görev kabul ettiklerini de belirten Doğan, Yenimahalle Ortaokulu’na öğretmenler odası yapacaklarının müjdesini de verdi. Başkan Doğan, “Türkiye’de ilk defa bizim kurduğumuz Okul Hizmet Masamız okul idarelerinin ve okul aile birliklerinin kurtarıcısı oldu. Artık okullarda ki küçük tadilatlarda ne yapacağız, nasıl yapacağız diye düşünmüyorlar” şeklinde konuştu.

    Bisikletleri sadece çocukların değil büyüklerin de kullanabileceği şekilde seçtiklerini belirten Belediye Başkanı Doğan, velilere de seslenerek, “Tansiyonunuz çıkmasın diyorsanız bisiklete binin. Kolesterolününüz yüksekse bisiklete binin hemen düşecek. Ben bunun garantisini veriyorum. Moraliniz bozuksa bisiklete binin, eğer kızgınlığınız geçmezse bana gelin. Çünkü bisiklet kandaki mutluluk hormonunu arttırıyor. Bisiklet aynı zamanda hem çevreye, hem cebinize, hem de trafiğe fayda ediyor. Bugün bu bisikletleri dağıtıyorsak, tabletleri dağıtıyorsak, çocuklarımızın en iyi koşullarda hayatlarını sürdürmeleri için çalışıyorsak bu sağladığımız birlik ve beraberlik sayesinde oluyor. Çocuklarımızdan da bir isteğim var o da kasksız bisiklete binmemeleridir” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından öğrenci ve öğretmenlere bisikletleri teslim edildi. Öğretmenler ve öğrenciler de Başkan Doğan’a çiçek vererek teşekkür ettiler.

  • Bir Habercilik İlkesi: Barıştan Yana Taraf Olmak

    Demokratik ülkelerde dördüncü kuvvet olarak adlandırılan medya, özellikle şiddet ve terör olaylarının artış yaşadığı ülkemizde şu dönemde daha da önemli bir hal aldı. Konunun önemine değinen Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş, “Gazeteci barıştan yana olmalıdır” dedi.

    Şiddet ve terör olayları maalesef ülkemizin bir gerçeği durumunda. Türk medyasının da içinde bulunduğu bu ortamda barış gazeteciliği yapmanın önemini Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş anlattı.

    Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleştirdiğimiz röportajımızda barış gazeteciliği yapmanın önündeki engellere değinen Prof. Dr. Sevda Alankuş, “Barış gazeteciliği yapmanın önünde çok fazla engel var. Özellikle medyanın siyasal iktidarla ilişkileri, ekonomik yapısı ve sahiplik ilişkileri bu konuda önemli bir rol oynuyor. Ancak bu bildiğimiz şeyleri tekrarlamak yerine, yapılan araştırmalar doğrultusunda barış gazeteciliğinin önündeki engellerden bir tanesinin gazetecilerin kendi yargıları, kendi zihin yapıları, gazetecilik mesleğine atfetmiş oldukları şeyler olduğunu söylemeliyim. Örneğin ’Gazeteci objektif olmalıdır’ anlayışını öyle yorumluyorlar ki, gazeteci barıştan yana bir tavır alırsa objektiflik ilkesine aykırı davranmış gibi hissediyor. Oysa objektiflik gerekçesiyle barışı savunmamak kabul edilebilir bir şey değil. Barıştan yana olmak demek, insan yaşamından yana olmak demektir. Gazetecinin de barıştan yana olması objektifliğe aykırı değildir. Barıştan yana taraf olmak demektir” ifadelerini kullandı.

    “DEMOKRASİ İÇİN BARIŞA İHTİYAÇ VAR”

    Yaşanan olaylardan sonra savaş gazeteciliğinin arttığını belirten Prof. Dr. Alankuş, “Türkiye’de genel olarak basın organlarının savaş gazeteciliği yaptığını söylememiz mümkün. Enformasyonun bu kadar çoğalarak üzerimize aktığı ve habere erişimin daha fazla arttığı bir dönemde, savaş gazeteciliği insanları daha da olumsuz etkiliyor. Aslında şiddet ve terör her zaman kapıda ve büyük bir şiddet sarmalının içindeyiz. Ancak barış gazeteciliğini tercih etme duyarlılığını medyada göremiyoruz. Oysaki dünyada barış gazeteciliğinin gerekliliği çok tartışılıyor. Birçok ülkede bunun nasıl yapıldığına dair güzel örnekler var. Türkiye’de ise bırakın barıştan yana konuşmanın güçleşmiş olmasını, gazetecinin tarafsız olması adına, savaştan yana taraflılığı örten ya da aslında bizatihi savaşı çare gören bir gazetecilik refleksi ile karşılaşıyoruz. Oysa, sürdürülebilir bir demokrasi için barışa ihtiyaç var. İnsan yaşamı için ve insanın yaratıcılığının harekete geçirilebilmesi için barışa ihtiyaç var. Türk medyası bu konuda her zaman kötü bir sınav vermişti. Ancak şimdi daha da kötüsü söz konusu çünkü, bırakın barış gazeteciliğini, iyi gazetecilik bile bir dert olmaktan çıktı” diye konuştu.

    “BARIŞ GAZETECİLİĞİ BİREYSEL BİR TERCİH, ETİK VE POLİTİK BİR SORUNDUR”

    Barış gazeteciliğinin Türkiye’deki gazetecilerin gündemine gelmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Alankuş, “Gelecek için barış ve demokrasiden başka şansımız yok. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, tam da bizim gibi ülkelerde, ancak geçmişten ders çıkarılırsa barış gazeteciliği kendisine önemli bir alan bulabiliyor. Ancak bunun önünde bir sürü yapısal ve konjonktürel engel olduğunu bilmekle beraber, asıl engelin gazetecilerin zihninde ve mesleğe yaklaşımında olduğunu bir kez daha hatırlatmalıyım. Oysa hiçbir mazeret üretmeden barış gazeteciliği yapmalıdır gazeteci. Örneğin bu şiddeti yeniden üretecek bir fotoğraf yerine diğerinin tercihi veya bir kelimenin yerine başka bir kelimenin seçilmeye başlanması biçiminde de olabilir. Haber anlatılarında klişelerden vazgeçilmesi olabilir. Özetle, barış gazeteciliği editöryel bir tercih olsa şahane olur ancak, bu aynı zamanda bireysel bir etik ve politik tercihtir. Şu anda barış gazeteciliğini sadece alternatif medya dediğimiz genellikle internet ortamını kullanan medya yapıyor. Bazı ana akım medya kuruluşları ise savaş gazeteciliğini geçin, gazeteciliğin en temel ilkelerini bile hiçe sayan haberler yapıyorlar” dedi.

  • Zülfikar Yıldırım: “Milli Takımda Kalıcı Olmak İstiyorum”

    Türkiye A Milli Futbol Takımı’nda ilk kez yer alan Mersin İdmanyurdu kalecisi Muammer Zülfikar Yıldırım, milli takımda kalıcı olup şampiyonalarda uzun yıllar forma giymek istediğini belirterek, “Hedeflerimden birisi kalıcı oynamak” dedi.

    Türkiye A Milli Futbol Takımı, Avusturya ile salı günü oynayacağı maçın hazırlıklarına Antalya kampında devam etti. A milli kampında ilk defa yer alan Mersin İdmanyurdu kalecisi Muammer Zülfikar Yıldırım, antrenman öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kendisini kamp kadrosuna alan Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’e teşekkür eden Muammer Zülfikar Yıldırım, “Emeklerimin karşılığını aldım. Beni buraya layık gördüğü için teşekkürlerimi sunuyorum. Ortam çok iyi şampiyonaya hazırlanıyoruz. İsveç ile oynadık şimdi Avusturya ile oynayacağız” diye konuştu.

    Kampta takım arkadaşlarıyla aralarında aile gibi çok güzel ortam olduğunu vurgulayan genç kaleci Yıldırım, kamp dönemini iyi geçirerek, EURO 2016 Avrupa Şampiyonası’na güçlü bir şekilde gitmek istediklerini söyledi. Çok çalıştığını anlatan Muammer Zülfikar Yıldırım, “Her zaman kalıcı olmak istiyorum. Bu çalışmamın sonucunda da formamı almak istiyorum ve devam etmek istiyorum. Bundan sonraki şampiyonalarda uzun yıllar milli takımda oynamayı hedefliyorum” dedi.

    Hedeflerinden bahseden Muammer Zülfikar Yıldırım, “Artık genç yaşta değilim hedeflerimden birisi kalıcı oynamak ve dört büyüklerde oynamak. Eski milli futbolcular bize hem antrenörlük hem de ağabeylik yapıyor. Futbolcu ağabeylerimiz bize Avrupa ve dünya şampiyonası deneyimlerini anlatıyor. Milli takımdaki diğer kaleciler Volkan ve Harun ile ağabey kardeş gibiyiz. Aramızdaki güzel rekabet performansa da olumlu yansıyor” dedi.