Etiket: Olmak

  • “Amacımız bin 440 dakikanın her anında müşterilerimizin yanında olmak”

    Turkcell ve 200’den fazla dijital iş ortağı düzenlenen zirvede bir araya geldi. Zirvenin açılışını yapan Turkcell Dijital Servisler ve İş Ortaklıklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayşem Ertopuz, müşterilerinin bin 440 dakikasının her anında yanlarında olmak için çalıştıklarını belirtti.

    Turkcell, düzenlediği Dijital İş Ortakları Zirvesi’nde ürün ve servislerinin geliştirilmesine katkı sağlayan şirketlerle bir araya gelerek dijitalleşme sürecinin yanı sıra iş ortaklığına getirdiği yenilikçi bakış açısını anlattı. Dijital operatör Turkcell’in bu yolculuktaki tüm paydaşlarının da hızlı aksiyonlar alabilmesinin öneminden bahsedildiği zirvede, şirketlerin kolaylıkla uygulamaya alabileceği Turkcell güvenli e-ticaret platformu öne çıktı. Şirket açıklamasına göre bu platform sayesinde internet sitelerinde ve mobil uygulamalarda, ödeme altyapısından tek numara ile üyelik girişlerine ve BiP’ten çağrı merkezi hizmetine kadar bir dizi çözüm sunuluyor.

    Zirvenin açılışını yapan Turkcell Dijital Servisler ve İş Ortaklıklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayşem Ertopuz, müşterilerinin bin 440 dakikasının her anında yanlarında olmak için çalıştıklarını belirterek, “Tüm alışkanlıklarımızın online ortamlara taşındığı günümüzde BiP, TV+, fizy, lifebox, Dergilik ve UpCall gibi uygulamalarımız sayesinde müşterilerimizle her geçen gün daha fazla temas halindeyiz. Amacımız bin 440 dakikanın her bir anında onların yanında olmak. Bu dijitalleşmeyle birlikte internetten yapılan ticaret hacminin de son dönemde hızla arttığını gördük ve güvenli e-ticaret platformumuzu iş ortaklarımızın beğenisine sunduk. Turkcell’in bu yenilikçi platformunu kullanan internet sitesi veya uygulamalara Yaani üzerinden kullanıcı trafiği yaratılmasıyla başlayan güvenli ticaret süreci, Paycell ile güvenli ödeme altyapısıyla son buluyor. Hızlı giriş teknolojisi ile telefon numarası kullanarak üyelik girişi ve BiP’ten 7/24 müşteri hizmetleri kanalı da güvenli ticareti oluşturan diğer önemli araçlar olarak dikkat çekiyor. Bu sayede Turkcell servislerinin eşsiz deneyimini iş ortaklarımız da kendi müşterilerine yaşatarak uçtan uca güvenli dijital altyapıya sahip olacak” dedi.

  • Kocaman: “Algı yönetiminin içerisinde olmak istemiyorum”

    Fenerbahçe Teknik Teknik Direktörü Aykut Kocaman, Demir Grup Sivasspor maçı sonrası maçın kazanmanın önemli olduğunu havalimanındaki taraftarın tepkisi için ise, “Bir kişinin reklam amacıyla yapmak istediği bir şeyi burada konuşmanın bir anlamı yok” dedi.

    Spor Toto Süper Lig’in 29. haftasında deplasmanda Demir Grup Sivasspor’u 2-1 mağlup eden Fenerbahçe’de Teknik Direktör Aykut Kocaman karşılaşma sonrası mücadeleyi değerlendirdi. Ligin sonu yaklaşırken üzerimizdeki iki rakibin karşılaşacağı haftada buradan yararlanabileceğimiz tek şey kazanmaktı. Maçı kazanmaya giderken bir takım sıkıntılar ve zorluklar vardı. Özellikle Sivasspor üzerimizdeki üç rakibi mağlup etmeyi başarmıştı. Geçen hafta 5-0 kaybettikten sonra oynamak çok kolay değildi. Sivasspor 5-0’lık maçın ardından gücünü bu maça saklamış gibiydi. Fiziksel odaklanması iyiydi. Tam da bu anlamda bu şekilde olduğunu maç başladıktan sonra çok net bir şekilde gördük. Özellikle ilk 15 dakika sert oyunu kontrolünü elimize aldığımız ancak öbür taraftan da sert ve hızlı atak temel özelliği olan Sivasspor ile karşılaştığımız bir an oldu. Bu bölümü atlattıktan sonra hem öne geçmeyi başardık ardından farkı attırarak belki 2-0’dan sonra daha çok atacağımız oyunu oynadık. İkinci yarı bizim açımızdan iki şeye ihtiyacımız vardı. 2-0’lık skor Sivasspor’u oyunu tutacaktı. Bir kaç tane fırsat yakalamamıza rağmen farkı attırmayı başaramadık. İkinci yarı koruma kaygısı biraz daha ağır bastı. Özellikle atakları sonladıramamız oyunun şekli Sivasspor’un insiyatifine döndü. Galatasaray ve Başakşehir yarın oynayacağı maç öncesi 1 hafta önce rakiplerimizle üzerimizde olan 13 puanlık toplam farkı bugün 6 ya da 7 puanlık bir farka indirme fırsatı yakaladık. Bu nedenle çok mutluyum” dedi.

    Yarın oynanacak olan Galatasaray – Başakşehir maçının sorulması üzerine Kocaman, “Ya bir takım kazanacak 6 puanlık bir fark olacak ya da berabere bitecek 4 puanlık bir avantaj olacak. Benim oturduğum yerden baktığıma göre bizim maçı kazanmamız gerekiyordu kazandık. Şimdi hangi skor çıkarsa çıksın hak eden kazansın ki doğruları yapan hak edenler kazanmaya başladığı zaman herkes kazanmaya başlıyor. Benim o maçla ilgili temennim bizim ne avantaj sağlayacağımızın ziyade hak edenin kazanmasıdır” diye konuştu.

    Havalanında taraftarın tepkisi

    Takımı karşılamaya gelen bir taraftarın kendisine yönelik tepkisinin hatırlatılması üzerine Kocaman, “Bir kişinin reklam amacıyla yapmak istediği bir şeyi burada konuşmanın bir anlamı yok. Bunlarla ilgili yanıtlarımı daha önce defalarca verdim. O nedenle bu algı yönetiminin içinde olmak istemiyorum. Ben bildiklerimle işimi yapmaya çalışıyorum. Takımı yönetmeye çalışıyorum. İlk 11 haftada 33 puanın 16’sını yitirdik biz, ben de görevimi bırakmış devam etmek niyetinde değildim. Sonraki zamanda bir takım şeyler yerine oturdu biraz daha doğru oyun, doğru ve birbirine tamamlayan oyuncularla beraber 17 maçlık periyotta en çok puan toplayan takım biziz. Sıkıntısını çektiğimiz şey 11 haftada yitirdiğimiz 16 puan ya da yakın geçmişe dönersek kendi sahamızda yitirdiğimiz Akhisar maçı o maçı çevirebilmiş olsaydık hem en fazla gol atan hem de en fazla puan toplayan takımı olacaktık. Dolasıyla bunları anlatmaktan konuşmaktan gına geldi, cevap vermekten de gına geldi” şeklinde konuştu.

    Guilano’nun performansı

    Sivasspor seyircisine teşekkür eden ve Brezilyalı oyuncu Guilano’nun performansını değerlendiren Kocaman, “Dönemsel olarak oyuncuların inişleri, çıkışları olur bu çok doğal. Bizim formatımız da herhangi bir değişiklik yok. Son paslarda bugün hata yaptı bir kaç tane olumsuz görüntü olabilir ama benim oyuna bakışımızda bugün çok önemli işler yaptı. Belki ofansif anlamda seçimlerinde doğru ve becerili olmayabilir ama bugün takım yönetimi takımı coğaltma ve takımı tamamlama anlamında gereken her şeyi yaptı. Performansında önemli bir düşüş olduğunu düşünmüyorum. Milli takımla alakası olmadığını düşünüyorum. Zihinsel olarak kuvvetli bir oyuncu” şeklinde konuştu.

  • Ankara başta olmak üzere 4 ilde “Kirpi” operasyonu… 500 bin TL değerinde kablo çalan çete çökertildi

    Ankara başta olmak üzere Manisa, Karabük ve İzmir’de gerçekleştirilen “Kirpi” adı verilen operasyonla özellikle devlet kurumlarına ait inşaatlardan 500 bin TL değerinde enerji kablosu çalan çete çökertildi.

    Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekiplerince Ankara, Manisa, Karabük ve İzmir’de, devlet kurumlarına ait inşaatlardan enerji kablosu çalınması olayları ile ilgili haklarında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak yönetmek, nitelikli hırsızlık yapmak” suçlarından 12 ayrı olay tespiti yapılan S.O., B.E., M.T., M.E., O.S., H.E., E.A., Ş.K., C.K., S.A., C.0. ve S.G. isimli toplam 12 şüpheliye yönelik eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. Önceden tespit edilen adreslerine gerçekleştirilen baskınlara şahıslar kıskıvrak yakalandı. Şahısların, 500 bin TL değerindeki kullanıma hazır enerji kablolarının içinde bulunan bakırı çaldıkları tespit edildi. Yakalanan 12 şüpheli, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak ceza evine gönderildi.

    Boş zamanlarında kirpi avına çıkıp kirpi yediler

    Ayrıca, örgüt yöneticisi ve üyelerinin boş zamanlarında kirpi avcılığı yaptıkları, yakaladıkları ve kirpileri yedikleri yapılan teknik ve fiziki takip aşamasında görüldü. Şüpheliler, kablo eksenli hırsızlıklarında para değeri olabilecek mazot, elektronik eşya ve bunlara benzer eşyaları da çaldıkları belirtildi.

    Hırsızlıkta kullanılan araçlar muhafaza altına alındı

    Yakalanan şüphelilerin evlerinde ve otolarında yapılan aramalar sonucunda, 8 adet demir kesme makası, 1 adet LCD televizyon, hızar testere, taşlama makinesi, hilti, matkap, şarjlı matkap, şüpheli şahısların iş makinelerinden akar yakıt çalarken kullandıkları su pompası, 3 adet rulo kablo, çeşitli anahtar takımı ve C. K.’nın iş yerinden ise 380 kilo civarı kablo ele geçirildi. Ayrıca şüphelilerin olaylarda kullandıkları üç adet araç muhafaza altına alındı.

    Tutuklanarak cezaevine gönderilen şahıslardan S.O.’nun 5’i hırsızlık 11 suç kaydının olduğu, B.E.‘nin 6’sı hırsızlık 7 suç kaydının olduğu ve çoğu hırsızlık olmak üzere 8 ayrı suçtan arandığı ayrıca bu suçlar arasında cezaevi firarisi olduğu belirlendi. S.A.’nın 4‘ü hırsızlık 7 kaydının olduğu, M.T.’nin 4’ü hırsızlık 6 suç kaydının olduğu, M. E.’nin 5‘ i hırsızlık 9 suç kaydının olduğu, O. S.’nin 4’ü hırsızlık 5 suç kaydının olduğu, H. E.’nin 1’i hırsızlık 3 suç kaydının olduğu, E.A.’nın 2’si hırsızlık 4 suç kaydının olduğu, Ş.K.’nın 1 suç kaydının olduğu, S.G.‘nin 2‘si hırsızlık 6 suç kaydının olduğu, C.O.’nun suç kaydının olmadığı, ve C.K.’nın 32‘si hırsızlık toplam 37 suç kaydının olduğu bildirildi.

  • Aşut: “Küresel güç olmak istiyorsak, dijital dönüşümü gerçekleştirmek zorundayız”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, teknolojide küresel anlamda büyük bir değişim ve dönüşüm yaşandığına dikkat çekerek, “Küresel bir güç olmak istiyorsak, rekabet gücümüzü arttırmak ve kalkınmak istiyorsak, her sektör ve alanda dijital dönüşümü gerçekleştirmek zorundayız” dedi.

    Aşut, yaptığı yazılı açıklamada, küresel ekonominin yeni bir evreden geçtiğini, 2008 krizinden sonra küresel anlamda ilk kez ekonomik bir iyileşmenin gözlemlendiğini ve bu iyileşmenin ilk kez süreklilik kazandığını söyledi.

    “Dijital dönüşüm bir moda değil, zorunluluk”

    Dünyadaki diğer bir değişimin ise teknolojide yaşandığına dikkat çeken Aşut, teknolojideki bu değişim ve dönüşüme ’Endüstri 4.0’ denildiğini hatırlatarak, “Küresel bir güç olmak istiyorsak, rekabet gücümüzü arttırmak ve kalkınmak istiyorsak, her sektör ve alanda dijital dönüşümü gerçekleştirmek zorundayız. Bu bir moda değil, bir zorunluluk. Özellikle üretimde, var olan tesislerin dijital dönüşümünü, insan kaynağı eğitimi ile birlikte tamamlamak, yeni tesislerde ise daha kuruluş aşamasında bu vizyona göre yatırım yapmak zorundayız. Bu noktada Sanayi Bakanlığımızın ’Model Fabrika Projesi’ bir rol model ve eğitim alanı olacaktır. Ancak sadece üretim aşamasında dijitalleşme yetmez, yüksek katma değer oluşturmak için üretim öncesi ve üretim sonrası dijitalleşme bütüncül görülmelidir. Geleneksel üretim, geleneksel ihracat, geleneksel pazarlama değişiyor. Üretimin yanında, iş yapma şekli değişiyor. 2020’den sonra küresel ekonomide bir canlanma bekleniyor. Buna bugünden hazır olmak zorundayız. Bu pastadan ne kadar pay alacağımız bu çabaya bağlıdır” diye konuştu.

    “Ticaret savaşları başlıyor”

    2008’den 2018’e kadar küresel anlamda bir büyümenin gerçekleştiğini, ancak bu büyümenin ticaretsiz bir büyüme olduğunu söyleyen Aşut, 2020’den sonra ise ticaretle büyümenin olacağını kaydetti. “Ticaret savaşları geliyor ve ekonomi cephemiz sağlam olmak zorunda” diyen Aşut, bunun en büyük habercisinin, ABD’nin korumacı politikaları olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti; “Bu anlamda, Mersin özelinde baktığımızda, bir buçuk milyon dolar ihracatımız artmasına rağmen gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor. İhracatı ithalatından fazla bir kent olarak, yani cari açığı olmayan, ülkeye net katma değer sağlayan bir kent olarak elbette oluşturduğumuz değerden mutluyuz. Ancak, sanayide marka kentlerin çoğunun ithalatının ihracatından fazla olması kabul edilemez ve acilen masaya yatırılması gereken bir konudur. Ama biz biliyoruz ki, küçük dokunuşlarla Mersin bunu en az 4-5 milyar dolara çıkarabilecek bir kent. Peki, nedir bu dokunuşlar? Elbette birinci etken fiziki alt yapı eksikleri. Yeni OSB alanlarının oluşturulması, havalimanının bitmesi, planlanan konteyner limanı ve lojistik merkezi projesinin hayata geçmesi, üretim ve ihracat artışını kolayca oluşturabilecek etmenlerdir.”

    “Mersin hak ettiği yatırımları alacak gibi”

    Bu anlamda gerek Kalkınma Bakanlığı, gerekse Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın önemli çalışmaları olduğunu dile getiren Aşut, “Bu çalışmaların merkezinde iş dünyasının desteği ve iş birliği var. Bu anlamda tüm strateji, yatırım alanı üretmekle başlıyor ve çok doğru bir adımdır. Yeni OSB’ler, yeni mega üretim bölgeleri ve sanayide dijital dönüşüm. Bunların sonucu, rekabette güç kazanmak ve katma değer oluşturmaktır. Mersin özelinde bu stratejinin ne olacağına baktığımızda, bakanlarımızla yaptığımız sayısız toplantının sonunda 6 yeni OSB Mersin ve ilçelerine geliyor. Bir mega sanayi bölgesi planlanıyor ve dijitalleşme anlamında ’model fabrikalar’dan biri Mersin’de kuruluyor. Bir Tasarım ve Dijital Dönüşüm Merkezi kuruluyor. Tüm bunlar yeni yatırımların önünü açacak eko-sistemin kurulması anlamına gelir. Aslında tüm bunlar son 5 yıldır planladığımız ve gündeme getirdiğimiz yüksek teknolojili bir üretim merkezi olmamızı, yani otonom bir ekonomiye doğru gittiğimizi gösteriyor” ifadelerini kullandı.

    “Mühendisler değil matematikçiler fabrikalarda olacak”

    Günümüzde gelişen teknolojinin iş yapma şeklini de değiştirdiğini belirten Aşut, “Bu anlamda MTSO olarak Mersin özelinde dijitalleşmenin yol haritasını çıkarmaya başladık. Bu konuda birçok sektör buluşması yapacağız. Amacımız, kısa sürede Mersin Dijital Dönüşüm Strateji Belgesini ortaya koymak ve bu işe planlı şekilde başlamak olacaktır. Emek gücü bitiyor, bilgi ve ileri teknoloji geliyor. İnsan gücü tamamen yok olmayacak, yeni işçi tanımı geliyor. 2020 yılında 50 milyon nesnenin bir birine bağlanacağı söyleniyor. Olağanüstü bir data oluşacak. Nesnelerin interneti her sektöre girecek ve büyük bir pazar olacak. Almanya 2025 Dijital Stratejisi’ni hazırladı. Önce alt yapıyı, yani fiber optik alt yapıyı yenileyecekler. İnovasyon ve yeni iş modellerine destek verecekler. ’İş Yeri 2030’ adında dijital eğitim modülü kurarak, nasıl bir iş yeri olmalı sorusuna cevap bulacaklar. Amaç, üretimde izlenebilirlik ve sıfır hata. İşte otonom üretim ve otonom ekonomi dediğimiz şey budur. Elbette yapay zeka işin merkezi olacak. Artık fabrikaların mühendisten çok matematikçiye, fizikçiye ihtiyacı olacak” şeklinde konuştu.

    “Önce insan”

    Satın almakla ’Endüstri 4.0’ın gelmeyeceğini, danışmanlıklarla bu dönüşümü sağlamak gerektiğini vurgulayan Aşut, sözlerini şöyle tamamladı; “MTSO Endüstri 4.0 Eğitim ve Uygulama Merkezi Projemizin amacı da budur. Hatta bunu bir adım öteye taşıdık ve bir ’Teknoloji Kampusu’ ile daha bütüncül bir hale getirmek istiyoruz. Önce değişim ve organizasyon, sonra insan eğitimi ve sonra dijitalleşme. Mavi yakalı yok olmayacak, kontrol panelinin arkasında metal yakalıya dönüşecek. İnsanın zekasına her zaman ihtiyaç olacak ama ucuz iş gücü, vasıfsız insana ihtiyaç kalmayacak. Eğer eğitim sistemimiz buna göre revize olabilirse zaten insanımızın iş sorunu kalmayacak. MTSO olarak bu vizyonla çalışıyoruz ve ülkemizin bu alanda da öncü kenti olacağımıza inanıyoruz.”

  • Belkıs Yakıcı: “İş kadınlarına yardımcı olmak isteriz”

    Azerbaycan İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği Başkanı Belkıs Yakıcı, Azerbaycan kökenli veya Türk dünyasıyla bağlantı kurmak isteyen iş kadınlarına yardımcı olmak istediklerini söyledi.

    Yakıcı, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaretinde yaptığı konuşmada, Azerbaycan ve Türk iş ve meslek sahibi kadınların dayanışmalarını sağlamak, kültürel ve mesleki alanlarda birbirlerine destek olmalarını, iki ülke kadınları arasındaki iletişimi kurmak ve geliştirmek amacıyla kurulan derneğin 25 üyesi bulunduğunu, bu sayının önümüzdeki günlerde daha da artacağını söyledi.

    Azerbaycan ve Türk Dünyası için 21 Mart Nevruz Bayramı’nın çok önemli olduğuna dikkat çeken Belkıs Yakıcı, “Bugün baharın müjdecisi olup, tabiatın canlanması, yeni yılın başlangıcıdır. Göktürkler’in Ergenekon’dan demir dağı eritip çıkması, baharın gelişi, doğanın uyanışıdır. Türk Dünyasında özellikle de Azerbaycan’da yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilir. Bugüne ve yeni yılın başlamasına Yılgayak denilir. Baharın gelişi, yeni umutların filizlenmesi, güzel duyguların yeşermesi, mutlulukların başlangıcı olan Nevruz’u kutluyor, bu önemli bayramın barış, dostluk ve huzur dolu günler getirmesini dilerim” diye konuştu.

    Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir de, Azerbaycan’ın Türk Dünyası’nda çok önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “İki devlet tek millet olarak değerlendirdiğimiz Türk ve Azerbaycanlılar kardeştir. İki halk arasındaki tarihsel, kültürel ve etnik temeldeki bağ çok güçlüdür. Azerbaycan İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği’nin bu temelde, çok önemli bir misyon yüklendiğine inanıyorum. Kültürel ve mesleki alanlarda sağlanacak iş birliğinin, kadınlarımızın gelişimine katkı yapacağına inanıyor, dernek çalışmalarınızda başarılar diliyorum” dedi.