Etiket: Olmadı

  • Alaşehir’de Korkulan Olmadı

    2012 yılının Haziran ayında Alaşehir’in Alkan mahallesinde jeotermal kuyuların patlaması sonucu yaşanan korku yeniden yaşandı. Tuncay Aksakal isimli üreticinin bağını sulayabilmek için açtığı su kuyusundan sıcak su fışkırması, Alaşehirlileri tedirgin ederken, su kuyusuna anında müdahale edilerek çevreye zarar vermesinin önüne geçildi. Kuyunun kapatılmasıyla mahalle sakinleri rahat bir nefes aldı.

    Alaşehir’in Evrenli mahallesinde üzüm üreticisi Tuncay Aksakal, üzüm bağını sulamak için kazdırdığı kuyudan fışkıran sıcak su İzmir DSİ bölge müdürlüğü ekipleri tarafından kapatıldı. Su kuyusu açma çalışmaları sırasında 108 metre derinliğe inildiğinde 33 derece sıcaklığında olan sıcak su fışkırdı. Yapılan analizlerde özellikle bor oranının yüksek olması nedeniyle, suyun tarıma elverişli olmadığı ve çevre arazilere zarar vereceği gerekçesiyle açılan su kuyusu kapatıldı.

    Üretici Tuncay Aksakal, bir ay önce bağını sulamak amacıyla sulama kuyusu açtırtmak için çalışmalara başladı. 108 metre derinliğe inildiğinde yer altından sıcak su fışkırmaya başladı. Yer altı suyu çıkarmaya çalışan ekipler suyun fışkırmasını durduramayınca alanı terk etti. Üretici Tuncay, yetkililerden yardım talebinde bulundu. Alaşehir Kaymakamlığı DSİ bölge müdürlüğünden olay yerinin incelenmesini ve suyun kontrol altına alınması istendi. DSİ teknik elemanları kuyu alanında yaptıkları incelemelerde, kuyunun özelliğini kaybettiğini, kuyunun çökme tehlikesi olduğunu ve kapatılması gerektiği yönünde karar verdi. Bunun üzerine kuyuyu kapatma çalışmaları başlatıldı. Teknik ekip yaptıkları çalışma sonunda 97-98 metrelerde fay çatlağı tespit etti. Açılan kuyunun iki metre ilerisinden yeni bir kuyu açarak, 97. metre ve 98. metrenin arasında çatlağa çimento basarak çatlağı kapattı. 15 günlük bir çalışmanın ardından kuyuyu tamamen kapattılar.

    Üretici Tuncer Aksakal, bağı sulayabilmek için DSİ’den izin alarak su kuyusu açtırmaya başladığını belirterek “Ekipler 108 metreye indiğinde, birden sıcak su fışkırmaya başladı. Suyun akışını durduramayınca yetkililerden yardım istedim. Kaymakamlık ve belediye kuyunun kapatılması için destek oldu. Kontrolsüz çıkan suyu belediye iş makineleri kanal açarak, Sarıkız deresine akıttı, kapatılma çalışmalarında destek veren kaymakamlık, belediye ve kurumlara teşekkür ediyorum” dedi.

    Devlet Su İşleri İzmir 2. Bölge 2. Sondaj Şubesi Müdürlüğü Enjeksiyon Formeni Ergün Çoban ise şunları söyledi:

    “Çiftçi Tuncay Aksakal sulama kuyu açtırma çalışması yaptırtmış. 108 metre derinliğe inildiğinde 98 metreden sıcak su dışarıya kaçmış. İlk etapta saniyede 100 litre sıcak su çıkmaya başlıyor sonra bu su azalarak saniyede 30-35 litreye düşmüş. Bize suyun kapatılması yönünde talepte bulunuldu. Biz suyun 2 metre yakınından sondaj kuyusu açarak, çatlağa ulaştık. 101 metre derinliğe inerek, 87 metreden itibaren enjeksiyon çimento bastık. O kademeyi bağladıktan sonra tekrar 69 metreden bir enjeksiyon daha yaparak sıcak suyu kestik. Sonra kuyunun tamamını çimentolayarak kuyuyu tamamen kapattık.”

    Alaşehir Kaymakamı Osman Bilgin de konu hakkında şunları söyledi:

    “Çiftçi vatandaşımız DSİ’den izin alarak kuyu suyu çıkarma çalışması yaparken, maalesef 108 metre derinliğe inildiğinde, 33 derece sıcaklıkta sıcak su çıkmış. Kuyu açan ekip alanı terk ediyor. Kuyu çevre için zararlı bir duruma geldi. Kuyu çökmeye, kontrolden çıkmaya başladı. Zaten istenildiği ölçüye gelinemediği içinde kuyu güvenli ve sağlıklı değildi. Yapılan ölçümde özellikle bor miktarının yüksek çıkması ve tarıma elverişli olmadığı, çevre kirliliğine neden olduğu belirlendi. Tarım arazilerine ciddi manada zarar vereceği tespit edildi. Bunun için sayın valimizin büyük gayretleriyle, belediyemiz ve diğer kurumlarla birlikte çalıştık.”

    DSİ ekiplerinin teknik çalışmalarıyla kuyunun kapatıldığını anlatan Bilgin, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Çevrede bulunan vatandaşlarımızın bağları zarar görmekten kurtuldu. Sondaj kuyusu açmaya çalışan vatandaşımızı da çok büyük bir sıkıntıdan kurtarmış olduk. Kuyunun sağlıklı bir kuyu olmaması nedeniyle, çıkan sıcak suyun seracılık veya termal alanlarda kullanılabileceği yönünde çalışma yapılamadı. Çünkü teknik ekipler tarafından verilen rapor, kuyunun derhal kapatılması yönündeydi. Aksi taktirde kuyuda ve çevrede çökme yaşanabileceği belirtildi. Bunun üzerine kuyunun kısa sürede kapatılmasını sağladık. Sıcak su ileride araştırma yapıldıktan sonra, istenilen şekilde kullanılabilir. Bizim amacımız sıcak suyu kapatmak,değil, tehlikeli olan kuyuyu kapatmak.”

  • Batuhan Yaşar: “Görüşme Resmi Olmadı!”

    İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretini değerlendirdi. Yaşar köşesinde; “Görüşme resmi olmadı! Peki, Obama kimle resmi görüştü”, “TSK açıklaması neden yanlış yorumlandı?”,”F-16’lar Musul’a 3. kez niye gitti”, “Anlık istihbaratla PKK’ya büyük darbe nasıl indirildi?” sorularına cevap arayarak, Nusaybin, Yüksekova ve Şırnak merkezdeki son durumu değerlendirdi.

    Batuhan Yaşar’ın yazısının tamamı ise şöyle:

    “Can Dündar’ın GYY’si olduğu Cumhuriyet gazetesi, 2 haftadır ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a randevu ’vermediği’ ve ’vermeyeceği’ haberleri ile neredeyse bir taraflarını yırttı.

    Başlıklar aynen şöyleydi:

    -Obama’dan Erdoğan’a ret: Görüşmeyecek

    -Obama olmadı, Biden’ı verelim

    -Beyaz Saray Erdoğan’a kapıyı kapattı

    -Obama-Erdoğan görüşmesi resmî olmayacak

    Sonrası malum. Cumhuriyet, görüşmenin ardından pişkin bir şekilde haberi şöyle veriyordu:

    -Obama, Erdoğan ile bir araya geldi.

    Küçük bir araştırma yaptık. 2.5 yıldır, Cumhurbaşkanı ne zaman ABD’ye veya Obama’nın da katılacağı uluslararası bir toplantıya gitse, paralel yapı ve bu yapının yandaşları “Obama, Erdoğan’la görüşmek istemiyor” diye 2 hafta öncesinden bağırmaya başlıyorlar. Niye mi böyle yapıyorlar?

    1-Türkiye’yi itibarsızlaştırmak

    2-Erdoğan’ı önemsiz biri gibi göstermek

    Obama olmadı Biden’ı verelim, (Erdoğan’ın karşılığı aslında bu) sosyal ve paralel medyada döndürüldü de döndürüldü.

    Yıllarca diplomasiyi takip ettik. Bu türden üst düzey temaslar ve görüşme süreleri önemsiz demiyoruz. İçerik, çerçeve ile karşı tarafa kabul ettirilen başlıkların da çok önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz sadece.

    Görüşme olduydu olmadıydı ile tam iki haftayı geçirdik.

    Erdoğan-Obama görüşmesinin ana konuları ile ilgili bir gündem oluşturmamıza izin verilmedi.

    Bu da yetmedi. Paraleller, algı yönetimine profesyonelce ve son ana kadar devam ettiler.

    “Görüşme resmî olmayacak.”

    Obama zirveye katılan 60 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının tamamı ile ikili görüşme yaptı mı?

    -Hayır

    Çok az sayıda liderle bir araya geldi.

    Yaptığı ikili görüşmelerin zaten hiçbiri resmî değildi.

    Görüşmenin içeriğini değil de hala neleri konuşmaya devam ediyoruz!

    2. konumuz da paralel yapı ile ilgili.. Bir türlü TSK’yı harekete geçiremediler biliyorsunuz. Güvendikleri dağlara kar yağdı tabiri daha doğru olur. TSK’dan, Necdet Özel dönemi de dahil kuvvetli bir hareket bekliyorlardı.

    Ama olmadı. Hâla ciddi ciddi beklediklerini de söylememiz lazım. Çıkan haberler, yazılar ve yorumlar sonrasında Genelkurmay açıklama yapmak zorunda kaldı:

    “TSK, hiçbir legal görünümlü illegal yapılarla ve illegal tüm odaklarla, irtibat ve iş birliği içinde olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır.”

    Ama bu açıklama “TSK darbe yapmayacak” diye algılandı.

    Ne darbesi..

    Ne yapmaması..

    Zaten öyle bir şey yok.

    Genelkurmay, bu açıklama ile sadece şunu demek istedi:

    “TSK, bünyesi içinde paralel yapılanmaya müsaade etmeyecektir.”

    Anladığım şu; birileri Genelkurmay’ı hadi hadi diye kaşımaya dün olduğu gibi yarın da devam edecek.

    Burada paralel yapının oyununu bozmak gerekiyor.

    3. olay Türkiye’nin içeride ve dışarıda asker-polis omuz omuza sürdürdüğü terör mücadelesi.

    Türk F-16’ları Musul üzerinde uçuşlarını sürdürüyor. İki gün önce Musul çevresindeki DAEŞ hedefleri 4 F-16 tarafından yine vuruldu.

    Nusaybin’deki evlerin yüzde 80’i EYP’ler ile tuzaklanmış. Sokak ve caddeler, kilit taşlarla, içleri betonlarla da doldurularak duvarlarla kapatılmış. Bu da yetmemiş EYP’lerle tuzaklanmış.

    Suriye’den, özellikle de Kobani’den ciddi destek geliyor. Bu da temizliğin süresini uzatıyor. Yüzde 70’i temizlenen Yüksekova çok önemli.. Çünkü terör örgütünün dağ kadrosu (sayılarının 250 civarında olduğu tahmin ediliyor) da burada. Aldığımız bilgilere göre 10-15 gün içerisinde işlem tamamlanacak.

    Ayrıca para kaynağına en büyük darbenin Yüksekova’da indirilecek olması bu önemi daha da arttırıyor.

    Şırnak merkez de bitmek üzere.

    Murat Karayılan, ’kırsala dönelim’ çağrısıyla, şehirdeki ağır yenilgiden dikkatleri başka tarafa çekmeye çalışıyor.

    Peki, 70 teröristle tekrar karakollar mı basılacak? Hayır, bunu kaynaklarımdan da araştırdım. PKK’nın böyle bir gücünün artık kalmadığı söylendi. “Keşke” dediler ve şöyle devam ettiler:

    “Değil 70, 30 kişi bir araya gelse de tepelerine insek diye bekliyoruz.”

    Just in time, yani anlık istihbaratlar çok iyi değerlendiriliyor.

    Dün, Irak’ın kuzeyinde Metina bölgesinde, anlık istihbarat bilgisi kullanılarak PKK’ya ağır bir darbe daha indirildi.

    Diyarbakır’da Başbakan Davutoğlu’na “buraya gelme” mesajının verildiği bomba hepimizi bir kez daha derinden sarstı. Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar ile kalleşçe yapılmış bu patlamayı konuştuk. Saldırının çok iyi planlanmış bir tahrip pususu olduğunu söyledi. Saldırıyı üstlenen TAK’ı, “Terörün Alçak ve Kalleş Yüzü” olarak nitelendirdi. Terörün sürekli değişen daha doğrusu değiştirilen yüzüne karşı tedbirler anlamında, burada yazamayacağımız kadar çok başlık var.

    Güvenlik toplantılarında sürekli güncellemeler yapılıyor. Güncellemeler o toplantı masalarında kalmıyor, anında sahaya yansıtılıyor.

    Kulağımıza gelen bir şeyi daha paylaşalım; terörle mücadelede çok etkili olan yüz tanıma sistemlerinden kısa süre içerisinde faydalanılmaya başlanacak.

    Devletin, hükümetin bütün kurumlarıyla müthiş bir sosyal restorasyonla sahaya ineceğini duyurarak yazımızı bitirelim.

    Terörün, gündemin arka sıralarına düşeceği günler çok uzakta görünmüyor!’

  • Yük Treniyle Minibüs Çarpıştı Şans Eseri Yaralanan Olmadı

    Konya’da yük treniyle minibüsün hemzemin geçitte çarpışması sonucu yaşanan kazada minibüste bulunan 3 kişi şans eseri yara almadan kurtuldu.

    Kaza, saat 21.45 sıralarında merkez Meram ilçesi Alakova Mahallesi Dicle Caddesi’nde bulunan hemzemin geçitte meydana geldi. İddiaya göre, Konya’dan Karaman istikametine giden Ahmet A. İdaresindeki yük treni hemzemin geçitten geçtiği sırada Enes K. (20) idaresindeki 42 ESB 92 plakalı minibüse çarptı. İçinde 3 kişinin bulunan minibüs çarpışmanın etkisiyle birkaç metre sürüklendikten sonra durabildi. İhbar üzerine olay yerine polis ve 112 Acil Servis ekipleri sevk edildi. Kazadan, sürücü Korkmaz ile araçta bulunan diğer iki kişinin yara almadan kurtulduğu öğrenildi. Kazadan sonra polisin incelemelerinin ardından trenin hareket etmesiyle bir süre aksayan trafik tekrar normale döndü.

    Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Kır: “Hiçbir Maçımız Kolay Olmadı”

    Orduspor Teknik Direktörü Turgut Kır, deplasmanda Hacettepespor ile zor bir maça çıkacaklarını ve bu maçtan 3 puan alarak Ordu’ya dönmek istediklerini söyledi.

    Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Orduspor, 11 Mart Cuma günü deplasmanda oynayacağı Hacettepespor maçının hazırlıklarını tamamladı. Takımdaki son durumu değerlendiren Orduspor Teknik Direktörü Turgut Kır, 10 günlük zor bir sürece girdiklerinin belirtti. 10 günlük süre zarfından Hacettepe, Pazarspor ve Hatayspor ile karşılaşacaklarını ifade eden Kır, bu maçların ilki olan Hacettepespor maçını kazanarak iyi bir seri yakalamak istedikleri vurguladı.

    “ARTIK ZORU BAŞARMAK İSTİYORUZ”

    Ligde hiçbir maçın kolay geçmediğini ve geriye kalan maçlarda puanlar alarak lige tutunmak istediklerini aktaran Kır, “Takım olarak zor bir sürece girdik. Bizim hiçbir maçımız bu zamana kadar kolay olmadı. Hacettepespor maçı da bu zor maçlardan bir tanesi olacak. Bizde takım olarak artık zoru başarmak istiyoruz. Ligde kalma adına önümüzdeki maçlardan alabileceğimiz puanları alıp lige tutunmak istiyoruz. Bu gece Ankara’ya gitmek için yola çıkacağız ve yarın ter idmanımızı yapıp maç saatini bekleyeceğiz. Hacettepespor maçında Furkan Mızrak cezalı olduğu için, Emre Gemici, Arda Aslan ve Yunus Şimsek ise sakatlıkları sebebi ile bu maçta oynayamayacak. İnşallah 3 puan alıp Ordu’ya döneriz” dedi.

  • Davutoğlu: “Benim Liderliğe Gelişimde Kaset Oyunları Olmadı”

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP tarafından yapılan liderlikle ilgili eleştirilere, “Benim liderliğe gelişimde kaset oyunları olmadı” ifadeleri ile cevap verdi.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP grubu tarafından kendisine yöneltilen “AK Parti’nin lideri kim?” sorusuna, “AK Parti siyasetinin 13 yıllık başarı hikayesinin efsanevi kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan. Ben partimin bütün delegelerinin oyları ile efsanevi bir liderden liderliği devraldım” şeklinde cevap vererek, kendisinin liderliğe gelişinde kaset oyunları olmadığını söyledi.

    TBMM Genel Kurulu’nda devam eden 2016 Yılı Bütçe Kanun Tasarısı görüşmelerinde CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşma esnasında Bakanlar Kurulu sıralarını göstererek “Bunlar” diye hitap etmesini eleştiren Başbakan Davutoğlu, “Bunlar dediği Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti. Ben bundan sonra kendisine ‘ana muhalefet partisi lideri’ olarak hitap edeceğim, umarım ders alır. ‘Bunlar Türkiye’yi yönetemiyor’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi kimin yöneteceğine millet karar verir” dedi.

    “BENİM LİDERLİĞE GELİŞİMDE KASET OYUNLARI OLMADI”

    CHP Grup Başkanvekili Levent Gök’ün “AK Parti’nin lideri kim?” şeklinde ifade kullandığını kaydeden Başbakan Davutoğlu, “Ben herhangi bir arkadaşımın benim yanımda herhangi bir genel başkana nezaketsiz bir üslupla soru sormasına izin vermem, zaten arkadaşlarım yapmaz. Grup Başkanvekiliniz ‘AK Parti’nin lideri kim?’ diye sordu, ben buradayken, siz buradayken, haddi değil. Mademki kapıyı siz açtınız meydan burası, AK Parti siyasetinin 13 yıllık başarı hikayesinin efsanevi kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan. 13 yıllık genel başkanlık görevinden sonra, kurucu liderlikten sonra, parti liderliğini kendisinde ilk olağanüstü kongremizde, bizde öyle sık sık kongre olmaz, kongremizde onurla delegelerimizin tamamının oyunu alarak partimizin yeni lideri olarak seçildim. Ben partimin bütün delegelerinin oyları ile efsanevi bir liderden liderliği devraldım. Benim liderliğe gelişimde kaset oyunları olmadı, olmaz. Ben onurla bir görev aldım, onurla yapıyorum, günü geldiğinde başka bir kardeşime onurla devredeceğim. Bizde az kongre yapılır, vakti geldiğinde yapılır. Hani Türkiye’yi biz yönetemiyoruz ya, iddiaya göre, üç aylık verdiğimiz sözlerin iki ayında vaatlerimizin yüzde 82’sini, reformlarımızın yüzde 50’sini yaptık. 2 aydır CHP neyi tartışıyor? Acaba bu Meclisin ilk başkanı olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi bir odadan indi mi, inmedi mi? bunu tartışıyor. Siz kurultay oyunları oynamaya devam edin, biz ülkeyi yönetmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

    “CESARET GÖSTERİN, MEYDANA ÇIKIN, KAZANIN SEÇİMİ ORADA SİZ OTURUN”

    Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili yapılan eleştirilere de cevap veren Davutoğlu, “Cumhurbaşkanımız yüzde 52 oy ile milletten destek alarak gelmiş bir Cumhurbaşkanı. Eleştirebilirsiniz ama bu vakayı kimse örtbas edemez. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin malıdır. Cumhurbaşkanımız bir kaptanın oğlu, ben bir esnafın oğluyum. Biz milletten güven ala ala yolları kat ettik. Bir gün gelecek Cumhurbaşkanımızda kendisinden sonra gelen Cumhurbaşkanına orayı onurla devredecek. Fark şu, siz 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçiminde kendiniz cesaret edip meydana çıkamadınız, çatı aday buldunuz, bir işe yaramadı. Külliyeyi tartışmaktansa 2019 seçimlerine niye hazırlanmıyorsunuz? Bu sefer cesaret gösterin, meydana çıkın, kazanın seçimi orada siz oturun. Siyaset cesaret işidir, er kişinin, er kişi derken hanımlara yönelik söylemiyorum, bizde er kişi yüreği olan kişidir, meydana çıkmaktan 2014’de korktuysanız vebali niye Cumhurbaşkanında veya Başbakanda ararsınız. Çıkın meydana, işte buradayız, 2019’a hazırlanın” şeklinde konuştu.