Etiket: Olmadı

  • Kazada şans eseri yaralanan olmadı

    Malatya’da otomobilin sulama kanalına düştüğü kazada şans eseri kimse yaralanmadı.

    Edinilen bilgiye göre, Cemal Gürsel Mahallesi Kanalboyu Caddesi’nde bir otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu Derme Sulama kanalına düştü. Kazanın ardından bölgeye itfaiye kurtarma ile sağlık ekipleri yönlendirilirken kazada yara almayan sürücü çevredekilerin de yardımı ile araçtan çıkmayı başardı.

    Sürücünün ufak sıyrıklarla atlattığı kazada kanalın içerisine düşen otomobil, çekici yardımı ile kanaldan çıkarıldı.

  • Engelleri mutluluklarına engel olmadı

    Sakarya’da yaşayan bedensel engelli Uğur Yıldız, 6 yıl önce internet ortamından tanıştığı ve kendisi gibi engelli olan sevgilisi Sibel Kınay ile dünya evine girdi.

    Sakaryalı bedensel engelli Uğur Yıldız, 6 yıl önce internet ortamında tanıştığı, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde yaşayan Sibel Kınay ile arkadaşlık kurmaya başladı. 5 yıl boyunca internet ortamında konuştuğu kız arkadaşı ile 2 kez buluşabilen Yıldız, kızın ailesini evlenmek için ikna edemeyince, üçüncü buluşmada kendisi gibi engeli olan sevgilisini kaçırarak Sakarya’ya getirdi. Yaklaşık bir ay önce resmi nikahları kıyılan çift, bugün Adapazarı ilçesinde bulunan Çark Mesire Düğün Salonunda yapılan törenle dünya evine girdi.

    Düğünde Uğur ve Sibel’i sevdikleri yalnız bırakmadı. Damat Uğur Yıldız Düğün sonrası yaptığı açıklamada, “Eşimle yıllar önce tanıştık internet ortamında. Çok sevdik birbirimizi. Bugün de düğünümüz var. Heyecanlıyız, mutluyuz. Mutluluğumuz gözlerimizden okunuyor” derken, Gelin Sibel Kınay ise yaptığı açıklamada, “Yıllar önce tanıştık internet ortamında. Bugün evleniyoruz çok mutluyum. Ailem, sevdiklerim yanımda. Sevenlere pes etmesinler diyorum. Eğer birbirlerini seviyorlarsa kavuşsunlar” diye konuştu.

  • Fetullah Gülen’in kardeşi, avukatlar savunmayınca adliyeye sevk olmadı

    FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in emniyette gözaltında olan ve işlemleri tamamlanan kardeşi Kubbettin Gülen’i savunacak avukat çıkmayınca, adliyeye sevk olamadı.

    Geçtiğimiz 2 Ekim günü, İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, FETÖ soruşturması kapsamında ’Silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçundan aranan terör örgütü lideri Fettullah Gülen’in kardeşi Kubbettin Gülen’i, Gaziemir ilçesinde bir akrabasının evinde yakalamıştı. Kubbettin Gülen’in, İzmir Gaziemir’de Kaynak Holding’e bağlı faaliyet gösteren Çağlayan Matbaası’na kayyum atanmasının ardından burada çalışıyor göründüğü belirlendikten sonra ve ilişiği kesildiği bildirilmişti. Kubbettin Gülen’in Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde ki sorgusunun ardından Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, sorgulamaya aldı. Buradaki işlemleri de tamamlanan şüpheli Kubbettin Gülen, bugün sabah saatlerinde, ’Silahlı terör örgütü üyesi olmak’ suçundan adliyeye sevk edilecekti. Ancak Kubbettin Gülen’i savunacak avukat bulunamadı. İzmir Barosu’nun görevlendirdiği 3 avukat da, FETÖ üyeliği ile suçlanan Fetullah Gülen’in kardeşi Kubbettin Gülen’i savunmak istemedi. Avukat bulunamadığı için şüpheli Kubbettin Gülen, bugün adliyeye sevkedilmedi. Baroya kayıtlı savunma avukatlarına tek tek sorulacağı ve Kubbettin Gülen’i kabul eden avukat bulunursa Gülen’in, adliyeye sevkedileceği bildirildi

  • Başbakan Yardımcısı Canikli: “2002’den bu yana fındık üreticisi mağdur olmadı”

    Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ve Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Fındık Araştırma Enstitüsü’nün 80. kuruluş yıl dönümü etkinliklerine katıldı. Canikli, 2002’den bu yana fındık üreticisinin mağdur olmadığını söyledi.

    Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile Giresun’da açılan ve 1936’dan bugüne kadar faaliyetlerini sürdüren Fındık Araştırma Enstitüsü’nün kuruluşunun 80. yıl dönümü kapsamında bir dizi etkinlik düzenlendi. Düzenlenen programda konuşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Giresun’un fındığın başkenti olduğu söyledi. Fındık Araştırma Enstitüsü’nün 80. yılını kutladığını belirten Yılmaz, “Böyle bir kuruma ihtiyaç var mı? Var niçin ihtiyaç var? 16 ili ilgilendiriyorsa, 400 bin aileyi ilgilendiriyorsa, Türkiye’ye 2 milyar doların üzerinde ihracat katkısı varsa o zaman mutlaka fındık üretimine katkıda bulunması lazım. İşte bilgi ve bilimi fındık üretimine katacak kurum da bu enstitüdür. Emeği geçenlere sonsuz teşekkür ediyorum. İnşallah asırlık olduğunda da çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum. Ama bu kuruluşlara sahip çıkmak lazım. Fındık muhakkak ki 16 ili ilgilendiriyor ama fındık denildiğinde aklınıza iki üç tane il sayılır mutlaka birinci sırada Giresun gelir” dedi.

    “2002’den beri fındık üreticisi hiç mağdur olmadı”

    Programda konuşan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ise, fındığın önemine vurgu yaparak, desteklerinin süreceğini söyledi. “2002’den beri fındık üreticisi hiç mağdur olmadı” diyen Canikli, “Rabbime hamd ediyoruz. 1,5 liraydı biz göreve gelmeden. O dönem 2002 yılında ilan ilan edilen resmi fiyat 1.6 lira ama piyasa fiyatı 1,5 liraydı. O tarihten bu yana fındığın fiyatı hiç düşmedi, hep arttı. Her geçen yıl Giresun’a, Giresunlulara ve bütün bölgeye daha büyük oranda katkı sağlar hale geldi. Yani o zaman bu sözü vermiştik, şu olur bu olur, bu kadar lira olur, fiyatı 5 lira olur, 3 lira olur, 2 lira olur, bunu bilemeyiz ama şunu söz veriyoruz dedik; kesinlikle fındık üreticisini mağdur etmeyeceğiz. Hamdolsun hiçbir yılda da mağdur olmadı ve bugün geldiği noktalara baktığınızda inanılmaz fiyatlar söz konusu yani hayal bile edilemeyecek fiyatlar söz konusu” ifadelerini kullandı.

    2002’de fiyat az olduğu için çiftçinin bahçeye girmediğini vurgulayan Canikli, “Toplamaya değer görmüyor, çünkü toplama maliyeti bile neredeyse fındığın satış fiyatına eşitti. Ya da onun üzerine çıkabiliyordu. Dolayısıyla vatandaş protesto olarak o dönemde 2002 yılında bahçeye girmiyordu ama şu anda ve gittiğimiz her yerde tek bir konu vardı; fındık, fındık, fındık. Her zaman, ama son yıllarda artık hiçbir yerde siz de duymadınız, hiç kimse duymadı, bugün de mesela yani törenlere gidiyoruz, aktivitelere katılıyoruz, vatandaşlarımızla görüşüyoruz ama hiç kimse hiçbir yerde fındıkla ilgili bir konuyu gündeme getirmiyor. Ama daha önce nereye gidersek gidelim yayla şenliklerinde, toplantılarımızda, bütün organizasyonlarımızda tek sorun fındıktı, başka bir şey konuşulmuyordu” dedi.

    Usanmadan, yorulmadan, bıkmadan üreticinin haklarını koruduklarını belirten Canikli, sözlerine şöyle devam etti;

    “Bazen çok sert tartışmalar oldu bu amaca ulaşmak için, vatandaşımızın bize verdiği bu görevi yerine getirmek için. Ama sonuç itibariyle bu noktada temsil açısından üreticimizin de haklarını en iyi şekilde koruduğumuza inanıyoruz. Doğrudan gelir desteğiyle fiyatın yanında devam ediyor ve artık süresiz hale geldi. Bundan sonra her yıl inşallah tekrarlanacak. Diğer sigorta mekanizmalarıyla bunların hepsini hallediyoruz. Fındık üretiminin gelişimine büyük kaktılar verdiğine inanıyoruz ama daha büyüğüne daha ötesine geçmemiz gerekiyor, daha farklı şeyler yapmamız gerekiyor.”

    Fındık ilaçlarının ve ilaçlamada kullanılan mekanizmanın sağlığa olduğu gibi doğaya da zararlı olduğunu kaydeden Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü.

    “Fındıkta kullanılan ilaçlar, ilaçlama mekanizması maalesef sağlığa, tabiata, doğaya son derece zararlı olan, uzun dönemde olumsuz kalıcı etkileri olan kimyasal ilaçlama yapılıyor çok büyük oranda. Hatta 2000’li yılların başında kullanılan bazı ilaçlar şu anda çok zehirli olduğu için sonradan yasaklandı. Araştırma Enstitüsü olarak ilk önce bana göre yapılması gerekenlerden bir tanesi fındık üreticisi bu tür ilaçlardan kurtarılmalı, bu tür ilaçlara mahkum edilmemeli, daha organik çevreyle, tabiatla, insan sağlığıyla uyumlu örtüşen ilaçların geliştirilmesi gerekiyor. Bir de ayrıca verim konusunda sıkıntı var. Bunu herkeste biliyor. Normalde dekar başına 150 kilonun üzerine çıkılabilir rahatlıkla, ortalama 150 kilogram olması gerekir ama 70-80 kilogramlara kadar düşebiliyor dekar başına verim. Bu da son derece önemli. Onu da geliştirecek yeni ürünlerin ve aynı zamanda dikim yöntemlerinin de hem geliştirilmesi hem de vatandaşa bunların uygulatılması gerekir.”

    Konuşmanın ardından Canikli ve Yılmaz, kurulan stantları gezerek yetkililerden bilgiler aldı.

  • Baltayla kocasını öldüren oğlundan şikayetçi olmadı

    Bursa’da bir anne, baltayla eşini öldüren oğlundan şikayetçi olmadı.

    Olay, 10 Şubat Çarşamba günü Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı Tatkavaklı Mahallesi’nde meydana geldi. Şizofreni hastası olduğu ileri sürülen Mustafa Umutlu (47), evde kimsenin olmadığı bir sırada eline bir balta alarak, bahçedeki köpeğe saldırdı. Köpeği öldüren Umutlu’yu, gürültü üzerine dışarı çıkan baba Lütfi Umutlu (76) bir türlü sakinleştiremedi. Yaşanan arbede sırasında Mustafa Umutlu, elindeki baltayla babasına da saldırdı. Komşuların 155’i araması üzerine kısa sürede olay yerine gelen emniyet ekipleri, Lütfi Umutlu’nun kanlar içindeki cesedini buldu. Kaçarken görülen Mustafa Umutlu, kendisine yaklaşan polisleri görünce üzerine mazot döküp yakmak istedi. Asayiş ekipleri, havaya ateş ederek şaşırttığı zanlıya biber gazı sıkarak yaklaşabildi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli tutuklandı.

    Hakkında Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘yakın akrabayı öldürmek’ suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Umutlu’nun ilk duruşması yapıldı.

    Bir önceki ifadesini yenileyen Umutlu, “Ben buraya neden geldiğimi bilmiyorum. Savunmamı yapacak durumda eğilim. Babamı öldürdüğüm ile ilgili bilgi soruyorsunuz. Babam sağdır. Sağ olmasa kimlikte görülmez. Rahatsızlığım olup olmadığımı bilmiyorum ama şu anda kalçamda bir ağrı var. Bir olay daha hatırlıyorum. Babama baltayla vurdum” dedi.

    Umutlu hipertansiyon hastası olduğunu ifade ederek, “Tahliye edilmek istiyorum, cezaevinde beni oradan oraya götürüyorlar, sağlığım bozuluyor” diye konuştu.

    Annesi şikayetçi olmadı

    Davaya katılan, sanığın annesinin vekili ise, Umutlu’dan şikayetçi olmadıklarını, sanığın babasını öldürmesine rağmen bunu hastalığından dolayı yaptığını söyledi.

    Mahkeme heyeti, Umutlu’nun akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenebilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun beklenmesine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.