Etiket: Olmadı

  • Sergen Yalçın: “Bu hafta için kazanmak mümkün olmadı”

    Sergen Yalçın: “Bu hafta için kazanmak mümkün olmadı”

    Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, Alanyaspor mağlubiyetinin ardından, “Kazanıp hedefe yaklaşmak isterdik ama bu hafta için mümkün olamadı” dedi.

    Süper Lig’in 12. haftasında Beşiktaş, deplasmanda Alanyaspor’a 2-1 mağlup oldu. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, maçı kaybettiklerini için üzgün olduklarını söyledi. Yalçın, “İki takımın da zaman zaman aldığı oyun üstünlüğüyle dengeli bir maç oldu. Oyunun ilk başlarında etkili değildik ama etkili olmamıza rağmen net pozisyonlarımız vardı. İkinci yarıya hamlelerle başladık. İkinci yarı 20-25 dakikalık bölümde çok iyi oynadık ve pozisyonlara girdik. Golü bulabilseydik oyun çevirme şansımız çok yüksek olurdu ama gol bulamadık. Gol bulamayınca tabii Alanyaspor da güçlü bir takım. İyi oyunculara sahip, ofansif hatta çok önemli oyuncuları var. Skoru 2-0 yaptılar sonrasında biz bir gol atarak 2-1 yaptık. İlerleyen dakikalarda biz baskı yapmaya çalıştık ama çok sonuç vermedi. O yüzden bu haftaki müsabakada üzgünüz. Kazanıp hedefe yaklaşmak isterdik ama bu hafta için mümkün olamadı. Çalışıp tekrar eski pozisyonumuzu yakalamaya çalışacağız” diye konuştu.

    “Hakem arkadaşlar maalesef bu oyunun çok uzağındalar”

    Hakem hatalarına da değinen Yalçın, sürekli VAR’dan takımının aleyhine verilen penaltılar olduğunu aktardı. Yalçın, “Sürekli VAR’dan dönen pozisyonlar var. Rıdvan’ın ağzı burnu dağıldı, hakem sarı kartla geçiştirdi. Yani oyunu oynamakta çok zorlanıyoruz. Çok hakemlerle ilgili konuşmak istemiyorum ama hakem arkadaşlar maalesef bu oyunun çok uzağındalar. Oyunun doğallığı Türkiye’de tamamen kayboldu. VAR sistemi devreye girdikten sonra artık oyun VAR’da oturan arkadaşların kararına göre şekilleniyor oyun maalesef bunu söylemek zorundayım. Çünkü biz başka maçları da takip ediyoruz. Bizim daha lehimize verilen bir VAR karar ben daha görmedim. Herhalde bir Trabzon maçında penaltı verildi. Kasımpaşa maçında 2 yüzde yüz pozisyon var ama arkadaş VAR’a gidip bakmadı bile pozisyonlara. Kasımpaşa maçındaki pozisyonda top eline çarpıyor hakem gidip VAR’da bile değerlendirmiyor. Bu günkü maçta topu görmeye Raşit arkası dönükken top eline çarpıyor hemen VAR’dakiler çağırıyor ve zart diye penaltıyı veriyorlar. Bir takımın kaderiyle oynamak bu kadar kolay mı? Kural bu oyununda bir doğası var. Bu kadar ucuz ve bu kadar kolay penaltılar verirsen Türkiye’de maçlar çok adaletli bir şekilde cereyan etmez. Maalesef bu konuda çok sıkıntılıyız. Buradan MHK’ya sesleniyorum. Futbol hakem arkadaşlara futbolu öğretirsiniz, bu oyunun nasıl oynandığını mı öğretirsiniz, bilmiyorum neyi öğrenirsiniz ama en azından lütfen böyle maç yönetmemelerini sağlayın” açıklamasında bulundu.

    “Bu şekilde olmamalı”

    Bir gazetecinin kendisinin maç sırasında birçok pozisyona itiraz ettiğini sorması üzerine yanıt veren Yalçın şunları söyledi: “4’üncü hakem arkadaş sürekli bana ‘konuşma, bana itiraz etme’ diyor. Ben ne iş yapıyorum kenarda? İtiraz etme hakkım yok mu? Konuşma hakkım yok mu? Hakaret etmiyorum, saygısızlık yapmıyorum, küfür etmiyorum hakeme. Peki, pozisyonlara itiraz da mı etmeyelim? Rakibe 25 tane faul verdi, 2 tane faul vermedi bize. İtiraz etmeyelim mi? Kaç tane sarı kart pozisyonu var. Larin’e gösterilen sarı kart var Fenerbahçe maçında, şimdi diyor ki sarı kart pozisyonuna ‘avantaj yok, kural öyle’ diyor bize Bize uyguladınız o kuralı, bize gösterdiniz. Burada mı o kural işlemiyor. Bize öteki maçta gayet güzel işledi o kural. Bu maçta işlemiyor o kural. Ya da kuralları öğretin bu arkadaşlara. Ya kuralları bilmiyorlar ya da yarısı biliyor yarısı bilmiyor bu kuralları ve maalesef hakemlerden çok dertliyiz, sıkıntılıyız. Kesinlikle bunun maçı kaybetmemizle alakası yok. Ama sen oyunun gidişatında hiçbir şey olmayan maçta durup dururken VAR’a gidip penaltı verirsen oyunun şekli bir anda değişir. Kazanabileceğim maçı kaybettiriyorsun sen. Benim psikolojimi düşürüyorsun, maalesef oyuncularımın motivasyonunu düşürüyorsun. Bu şekilde devam etmez. VAR’ı kaldırın yani çok önemli değil. Hiç olmazsa hakem hata yapsın. Hakem hata yaptı diyelim. Penaltıyı yanlış versin, ofsaytı kaçırsın. Oyunun bütün doğallığı gitti. Tamamen VAR’da oturan arkadaşların zevkine göre maç oynuyor herkes. Ve en dertli taraf biziz. Geçen yıl da başımıza geldi. Bu sene de başımıza gelmeye devam ediyor. Biz nasıl yarışmacı takım olacağız? Yani sen böyle durup dururken, hiçbir şey olmayan pozisyonlarda zart diye çağırıp penaltı noktasını gösterirsen oyunun doğallığı gitti. Doğallık falan yok. O yüzden çok dertliyiz, çok üzgünüz. Maç kaybedebiliriz, doğal. Alanyaspor da iyi bir takım. Tabii ki bizi yenebilir Alanyaspor, çok normal bir sonuç bu ama bu şekilde olmamalı.”

  • Rusya Devlet Başkanı Putin: “Ekim ayında ateşkes için Aliyev ikna oldu, Paşinyan olmadı”

    Rusya Devlet Başkanı Putin: “Ekim ayında ateşkes için Aliyev ikna oldu, Paşinyan olmadı”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dağlık Karabağ anlaşması öncesinde Ekim ayında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’i anlaşma konusunda ikna ettiğini, fakat Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın itiraz ettiğini açıkladı.

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Rus devlet televizyonu Rossiya 24’te özel röportajı yayınlandı. Röportajda Putin, en çok Dağlık Karabağ’da imzalanan ateşkese yönelik konuştu. Türkiye’nin doğrudan Azerbaycan’ı desteklediğini belirtmekten hiçbir zaman çekinmediğini söyleyen Putin, “Türkiye’nin rolü çok iyi biliniyor, bu Azerbaycan’da defalarca söylendi ve Türk tarafı bunu asla gizlemedi. Onlar tek taraflı olarak Azerbaycan’ı destekledi” dedi. Putin, çatışmaları değerlendirerek, “Bunlar Sovyetler Birliği’nin çöküşünün jeopolitik sonuçları. Biz bu konuyu her zaman genel olarak ele alıyoruz. Burada genel bir durum değil, şu anda tanıklık ettiğimiz oldukça somut olaylar söz konusu” ifadelerini kullandı.

    “Azerbaycan toprakları iade edildi”

    Ermenistan işgali altındaki Dağlık Karabağ’ın Ermenistan dahil hiçbir ülke tarafından tanınmadığına işaret eden Putin, “Hiçbir ülke hatta Ermenistan bile Karabağ’ın bağımsızlığını tanımadı. Bu, uluslararası hukuk açısından ne anlama geliyor? Azerbaycan’ın kendi topraklarını, Azerbaycan’ın ve genel olarak tüm dünya toplumunun Azerbaycan’ın toprakları olarak gördüğü toprakları iade ettiği anlamına geliyor ve bu bağlamda, bu konuda kendisine yardımcı olacak bir müttefik seçme hakkına sahipti. Azerbaycan egemen bir devlettir ve kendisine uygun gördüğü ülkeyi müttefik seçebilir. Bu anlamda onu kim bu hakkından mahrum edebilir ki?” diyerek Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan’ın doğrudan haklı olduğuna vurgu yaptı.

    “Dağlık Karabağ’ın statü sorunu var”

    Dağlık Karabağ’da statüsü sorununun devam edip etmediği ile ilgili soruyu yanıtlayan Putin, “Evet, böyle sorun var. Karabağ’ın nihai statüsü çözüme kavuşturulmadı. Şu anki statükoyu mevcut durumu koruyacağımız konusunda anlaştık. Sonra ne olacak, bu gelecekte, ya gelecekteki yöneticiler, bu sürecin gelecekteki katılımcıları tarafından çözülecek. Ama benim görüşüme göre eğer yaşamın normalleşmesi için, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin, özellikle çatışma bölgesindeki insanlar arasındaki ilişkilerin normalleşmesi gereken koşullar oluşturulursa Karabağ’ın statüsünü belirlemek için gereken koşullar oluşacak” şeklinde konuştu.

    “Rus-Türk gözlem merkezinde İHA’lar kullanılacak”

    Rusya lideri Putin, Dağlık Karabağ’da kurulan gözlem merkezlerinin işleyişi ile ilgili ayrıntılara da değinerek, “Türkiye ile Orta Doğu’da çok iyi bir iş birliği deneyimimiz bulunuyor. Suriye’de İdlib bölgesinde de, Suriye-Türkiye sınırında da ortak devriyeleri, konvoyları birlikte organize ediyoruz. Burada böyle bir iş birliği gerekmiyor. Ancak biz İHA’ların kullanılacağı ortak bir merkez oluşturacağımız, bu araçların yardımıyla temas hattında durumu birlikte izleyeceğimiz, birlikte bilgi alacağımız, birlikte analiz edeceğimiz konusunda anlaştık” ifadelerini kullandı.

    “Rusya ve Türkiye’nin pozisyonları her zaman örtüşmüyor”

    Dağlık Karabağ konusunda Türkiye’nin rolü ile ilgili önemli ifadeler kullanan Putin, “Barışı koruma görevine gelince, hem Azerbaycan hem de Türkiye daima Türkiye’nin barışı koruma operasyonlarına katılabileceğini söylüyordu. Yine de Türk ortaklarımızı da Azerbaycan’daki meslektaşlarımızı da anlaşmanın bozulması için ortam ve ön koşul, akit taraflardan birini birtakım aşırı önlemlere ve aşırı eylemlere kışkırtabilecek koşullar oluşturmanın gerekli olmadığına ikna etmeyi başardığımızı düşünüyorum” diyerek Rusya’nın bu konuda ikna edici bir konumda bulunduğunu söyledi.

    “Ekim’de Aliyev ikna oldu, Paşinyan olmadı”

    Putin 19-20 Ekim’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile bölgede ateşkes için telefon görüşmeleri yaptığını, Aliyev’i Şuşa’ya Azeri sığınmacıların geri dönmesi şartıyla askeri operasyonu durdurmaya ikna ettiğini, ancak Paşinyan’ın buna karşı çıktığını açıkladı. Putin, “Paşinyan bana açık açık Azeri sığınmacıların Şuşa’ya geri dönmesini, Ermenistan ve Karabağ’ın çıkarlarına yönelik tehdit gördüğünü söyledi” dedi.

    “Paşinyan’ın da dürüstçe söylediği gibi durum Ermeni tarafı için çok kritikti”

    10 Kasım’da yapılan anlaşmanın Ermenistan tarafından imzalanmama ihtimali ile ilgili konuşan Putin, “Bu, ülke için intihar olurdu” dedi. Putin, “Azerbaycan ordusu Şuşa’yı kontrol altına aldı. Paşinyan’ın da dürüstçe söylediği gibi durum Ermeni tarafı için çok kritikti. Artık saatleri sayıyorlardı. Hankendi alınmak üzereydi, ilerleme sürebilirdi. Bu koşullarda derhal ateşkesin sağlanması Ermeni tarafının çıkarınaydı. Aksi takdirde intihar olurdu. Başbakan Paşinyan elbette çok zor durumdaydı, zaten üçlü açıklama öncesindeki ve bugünkü gerçek tabloyu, gerçek durumu anlattı. Buna ekleyecek bir şeyim yok. Gerçeği söyledi” diyerek Ermenistan’ın savaşta ağır kayba uğrasına dikkat çekti.

    “Her iki tarafta da her cümle, her madde, hatta her virgül için mücadele vardı”

    10 Kasım’da imzalanan anlaşma öncesinde oldukça fazla çaba sarf ettiklerini söyleyen Putin, Paşinyan ve Aliyev ile art arda görüşmeler yaptığını ve bu süreçte arabulucu görevini üstlendiğini hatırlattı. Putin, “Bunun her yönden zor, enerji tüketen bir süreç olduğunu düşünüyorum. Üçlü istişareler sonucu böyle bir şey oldu. Aslında ben iki liderle de ayrı ayrı konuşurken taleplerini, metinle ilgili şikayetlerini dinlerken, bazı değişiklikler yaparken, karşı tarafla temasa geçerken, onun da isteklerini dinlerken ve ardından tekrar birinci tarafa dönüp önerinin uygun olup olmadığını yeniden istişare ederken arabulucu rolünü üstlenmiş oldum. Her iki tarafta da her cümle, her madde, hatta her virgül için mücadele vardı. Anlaşmanın detaylandırılması neredeyse 1 gün sürdü” dedi.

    “Ermenistan’daki protestolar onların iç meselesi”

    Anlaşmanın imzalanmasından sonra Paşinyan’ın ülkesinde eleştiri oklarının hedefi olması ve muhalifler tarafından protesto edilmesi neticesinde ülkenin anlaşmadan çekilip çekilmeyeceği ile ilgili soruyu yanıtlayan Putin, “Anlaşmaya uyulup uyulmama meselesi taraf ülkenin kendi işi. Ama yükümlülüklerin yerine getirilmemesi büyük bir hata olur. Umarım böyle bir durum olmaz. Ermenistan’daki politik duruma gelince bu bizim işimiz değil, bu Ermenistan’ın işi. Ermenistan bağımsız, egemen bir devlet ve bu devlet kendi iç meselelerini uygun gördüğü şekilde halletme hakkına sahip” diye konuştu.

    Ermenistan muhalefeti ve iktidarı arasındaki siyasi krizin toplumun bölünmesine neden olabileceğini işaret eden Putin, “Savaşan veya savaşın yeniden başlama tehlikesiyle karşı karşıya olan bir ülke, iktidar organizasyonu alanında dahil bu şekilde davranmayı göze alamaz, toplumu içte bölemez. Bence bu kesinlikle kabul edilemez, verimsiz ve son derece tehlikeli” şeklinde konuştu.

  • Hamza Hamzaoğlu: “Kazanmak istiyorduk fakat olmadı”

    Hamza Hamzaoğlu: “Kazanmak istiyorduk fakat olmadı”

    Yeni Malatyaspor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, 1-1 berabere sonuçlanan Göztepe maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Kazanmak istiyorduk fakat olmadı” dedi.

    Karşılaşma sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Yeni Malatyaspor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, yeni sezonda sahalarında oynadıkları ilk maçı kazanmak istediklerini ancak 1-1 berabere sahadan ayrıldıklarını ifade etti. Geçtiğimiz haftaya göre bu hafta daha zorlu bir rakibe karşı oynadıklarını belirten Hamzaoğlu, “Önemli ve etkili oyuncuları vardı. Ancak takımım beni şu yönden de mutlu etti. Geçen haftaya göre biraz daha iyi durumdayız, her geçen gün biraz da iyiye gidiyoruz. İnşallah önümüzdeki haftalarda daha derli toplu oynarız diye düşünüyorum” dedi.

    Göztepe karşısında, rakip alanda daha çok oynadıklarını ve rakipten daha üstün gibi göründüklerini ifade eden Hamzaoğlu, “Fakat üretkenliğimizde problem vardı. Sona gidecek ataklarımız çok fazla olamadı. Bizim henüz birbirimizi tanımayışın da etkileri var. Bunu da zaman içerisinde gidermeye çalışacağız” diye konuştu.

    Haftaya deplasmanda Trabzonspor’a konuk olacaklarını kaydeden Teknik Direktör Hamzaoğlu, “İnşallah oradaki maçta bugünkünden daha iyi görüntü veririz. Bugün kazanmak istiyorduk fakat bir puan ile başlangıç yaptık sezona, hayırlı olsun” şeklinde konuştu.

  • İrfan Buz: “Nasip olmadı”

    İrfan Buz: “Nasip olmadı”

    Bursaspor Teknik Direktörü İrfan Buz, 4-1 mağlup oldukları Adana Demirspor maçının ardından, “2 müsabakada da çok net gol fırsatlarımız var. Nasip olmadı. Çok çok istediler ama olmadı. Adana Demirspor’u tebrik ediyorum” dedi.

    TFF 1. Lig Play-Off Yarı Final son maçında Adana Demirspor ile karşı karşıya gelen Bursaspor’un Teknik Direktörü İrfan Buz, maç sonu düzenlenen basın toplantısında, “Çok önemli müsabakaya çıktığımız ikinci Play-Off ayağını maalesef 4-1 kaybettik. 4-1 sonucu bu oyunu tam olarak yansıtmıyor. Özellikle ilk devre iyi oynadık. Öne geçmiş olsaydık her şey değişirdi. Penaltı sonrası 1-0 geriye düştük ve geriye düşünce yine çok önemli gol fırsatı bulduk. Arkasına 2 oldu ve yine gol pozisyonu bulduk. Dönme fırsatımız olmuştu. 2 müsabakada da çok net gol fırsatlarımız var. Kendi stadımızda oynadığımız maçlarda da çok net gol pozisyonları bulmuştuk. Nasip olmadı. Çok çok istediler ama olmadı. Adana Demirspor’u tebrik ediyorum” diye konuştu.

  • Sağlık Bakanı Koca: “Şu dönemde okulların açılmamasına yönelik bir yaklaşımımız olmadı”

    Sağlık Bakanı Koca: “Şu dönemde okulların açılmamasına yönelik bir yaklaşımımız olmadı”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, okulların açılma durumunun Bilim Kurulunda bugün için gündeme gelmediğini belirterek, “Önümüzdeki haftalar, salgının seyrine göre Bilim Kurulunda tartışılır ve bu anlamda alınması gereken bir yaklaşım olursa bunu paylaşmış oluruz. Şu dönemde okulların açılmamasına yönelik bir yaklaşımımız olmadı” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığından gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı bugün saat 17.00’de başladı. Covid-19 salgınında gelinen son noktanın değerlendirildiği toplantının ardından Bakan Koca, basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı.

    “Önümüzdeki haftalarda okulların açılmasıyla ilgili konu gündeme gelebilir”

    Okulların yüz yüze telafi eğitimlerine başlamalarıyla ilgili gelen soruya Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Önümüzde okulların açılmasına daha zaman var. Bilim Kurulunda bugün için bu konu gündeme gelmedi. Bunu salgının seyri belirler. Önümüzdeki haftalar, salgının seyrine göre Bilim Kurulunda tartışılır ve bu anlamda alınması gereken bir yaklaşım olursa bunu paylaşmış oluruz. Şu dönemde okulların açılmamasına yönelik bir yaklaşımımız olmadı” diye konuştu.

    “Büyüklerimizle ilgili kısıtlamanın devam etmesini öneriyoruz”

    65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkabildikleri 10.00-20.00 saatleri arasındaki dilimde şu an için bir esneklik düşünülmediğini belirten Koca, “Büyüklerimizle ilgili özellikle kısıtlamanın devam etmesi gerektiğini Bilim Kurulu öneri olarak söylüyor. Özellikle vefat edenlerin, yoğun bakım ve entübe olan hasta sayımızın giderek arttığını görüyoruz. Bizim şu dönemde, normalleşmeyle birlikte gençlerin de serbestliğiyle virüsü kolay ve belirtisiz taşıdığını görüyoruz. Bu kısıtlamanın şu an için devamından yanayız. Düğünler için de bir genelge yayınlandı; takı takılmaması, sayının dörtte bire kadar düşürülmesi, oyun ve benzeri etkinliklerin yapılmaması gibi. Bu kurallara bağlanan düğünü, vatandaşımız kurallar çerçevesinde yapsın. En çok bulaşın bu tip bir araya gelmelerde olduğunu biliyoruz” dedi.

    “Taşıyıcılığın ve koruyuculuğun yüksek olmadığını söyleyebiliriz”

    PCR ve Antikor testiyle ilgili gelen soruya ise Koca, “Toplam 153 bin kişi üzerinde bu çalışma yapılıyor. Şu an çalışmanın yapıldığı kişi sayısı 132 bine ulaştı. Bu sayının artışıyla birlikte toplam taşıyıcılık oranı yüzde 0,24. Bununla birlikte biz aynı kişilere antikor taraması da yapıyoruz. Antikor taramasıyla ilgili de koruyuculuk yüzde 0,81. Bu 132 bin kişide olan son durum. 153 binle ilgili sanıyorum haftaya çalışma bitmiş olur, daha kesin ve net sonuçları vermiş oluruz. Taşıyıcılığın ve koruyuculuğun yüksek olmadığını söyleyebiliriz. Toplumsal bir bağışıklığın olmadığını ve beklenti içine girmememiz gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.

    “Şeffaf olmaya gayret gösteriyoruz”

    Türkiye’de virüsle mücadele kapsamında yapılanların Avrupa’ya anlatılması gerektiğine vurgu yapan Bakan Koca, “Avrupa’nın yapmaya çalıştığıyla bizim vatandaşımıza uyguladığımız yaklaşım aynı değil. Avrupa, sadece hastanelerinde solunum sıkıntısı veya semptomu olan vatandaşlarına test yapıyor. Biz, havaalanlarında, sınır kapılarında, askerimizin celp dönemi geldiğinde ve benzer alanlarda taramaları yapıyoruz. Test sayımızda, vaka sayımız düşmesine rağmen 50 binin altına düşmedi. Avrupa’nın da test sayısının da altında olmadığımızı biliyoruz. Günlük verilerimizi açıklamaya çalışıyoruz. Şeffaf olmaya gayret gösteriyoruz. Vatandaşlarımızın tedavilerini de ücretsiz yapmak istiyoruz. Avrupa’da olduğu gibi hastane yükümüzün de olmadığını söylüyoruz” dedi.

    Bilim Kurulunun bugünkü gündeminde Bakan Koca, vaka sayılarının istenilen düzeye inmemesi doğrultusunda kongrelerin ötelenmesi gerektiğini açıkladı.

    “Bu virüsün insandan insana geçtiğiyle ilgili şu anda bir veri yok”

    Çin’de domuzlarda tespit edilen ve pandemi potansiyeli taşıyan yeni bir virüs hakkında gelen soruya ise Bakan Koca, şu yanıtı verdi:

    “Çin’de, domuz gribi soyundan olduğu bilinen GH1N1 olarak adlandırılan, insana bulaşma potansiyeli olan bir virüsten bahsediliyor. Bu virüsün insandan insana geçtiğiyle ilgili şu anda bir veri yok. Ama mutasyonla insandan insana geçme potansiyelinin olduğu biliniyor. Bununla ilgili Çin’le bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Yakın takip içindeyiz. Farklı bir durum olursa bunu da açıklarız.”

    “Var olan kısıtlamaların yeterli olduğunu düşünüyoruz”

    65 yaş üzeri vatandaşların korunmasıyla ilgili yeni bir kısıtlama önerisinin olmadığını yineleyen Koca, “Var olan kısıtlamanın yeterli olduğunu düşünüyoruz. Özellikle büyüklerimizin dışarıda mutlaka maskeli olması gerektiği, mesafeyi koruyamayacakları alanlara girmemeleri gerektiğini söyleyebiliriz. Maskenin sadece kendimizi korumak için değil, karşımızdaki kişiyi de koruduğunu bilmeliyiz” ifadelerine yer verdi.

    “Cizre özelinde şahsen takipteyim”

    Cizre ilçesinde vakaların kontrolden çıktığı ve sağlık hizmetlerinin yetersiz kaldığı yönünde çıkan iddiaları da yanıtlayan Koca, “Cizre özelinde, ben şahsen çok yakın takipteyim. İstismar edilme konusunun açık olduğunu düşünerek, sorunun olup olmadığı konusunda yakın takipteyim. Sağlık kuruluşlarımızın da bu anlamda eksiklerini tamamlama noktasında gayret içinde olduğumuzu, sağlık kuruluşlarımızın da ihtiyaçları karşılayamayacak durumda olmadığını söyleyebilirim. Daha yakın birlikteliklerin, sosyal ve kültürel etkinliklerle vaka sayılarının daha da arttığını görüyoruz. Endişe edildiği gibi bir durum yok” diye konuştu.

    Bakan Koca, son olarak dezenfektanlar konusunda da vatandaşı uyardı. Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen ve önerilen ürünlerin kullanılması gerektiğine dikkat çeken Koca, cilt sorunu olan kimselerin de dezenfektan kullanmaması gerektiğini önerdi.