Etiket: Öldürülen

  • Hollanda’da öldürülen Hümeyra, Karaman’da gözyaşlarıyla uğurlandı

    Hollanda’nın Rotterdam kentinde okuduğu okulda uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Hümeyra Ergincanlı, memleketi Karaman’da son yolculuğuna uğurlandı.

    Edinilen bilgiye göre, Hümeyra Ergincanlı (16), 3 gün önce Hollanda’nın Rotterdam şehrinde Bekir E. tarafından okuduğu okulun bahçesinde silahlı saldırıya uğradı. Vücuduna 8 kurşun isabet eden genç kız, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Otopsi işlemleri ardından ailesine teslim edilen Ergincanlı’nın cenazesi uçakla Konya’ya oradan da memleketi Karaman’a getirildi. Genç kız için cuma namazını müteakip Musalla Meydanı’nda cenaze namazı kılındı.

    Namaza, genç kızın yakınlarıyla Karaman Valisi Fahri Meral ve çok sayıda vatandaşta katıldı. Kılınan namazın ardından Hümeyra Ergincanlı’nın cenazesi Hamidiye Mahallesi’ndeki şehir mezarlığında gözyaşları arasında defnedildi.

  • Çocukları ve eşi tarafından öldürülen iş adamının davası

    İzmir’de, bir iş adamının öldürülmesi ve ardından yakılması olayına ilişkin davada maktülün oğlu babasını öldürme kastının bulunmadığını, olayın annesini korumak isterken olduğunu iddia etti. Daha önceki duruşmada babasının cesedini yaktıklarını itiraf eden maktülün büyük oğlu ise tüm bunları kardeşini korumak için yaptığını söyledi.

    İzmir’in Torbalı ilçesinde, Nisan ayında iş adamı Cihat Murat Öğüt’ü, eşi ve iki çocuğunun öldürdüğü, daha sonra da yaktıkları ortaya çıktı. Kan donduran cinayete ilişkin öldürülen adamın tutuklu eşi Öznur Öğüt ile çocukları Batuhan Ata Öğüt ve Mehmet Hadi Öğüt hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın görülmesine devam edildi.

    İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada; tutuklu sanıklar Öznur Öğüt, Batuhan Ata Öğüt, Mehmet Hadi Öğüt ile tutuksuz sanık C.G. ile maktulün annesi Hatice Öğüt ile maktulün kardeşi Fatma Bahar Narin ile tarafların avukatları hazır bulundu.

    Öldürülen adamın 9 yaşındaki oğlu tanık olarak dinlenmek üzere mahkemeye girdiği sırada anne Öznur Öğüt ağlayarak, oğlunu uzun süredir görmediğini ve sarılmak istediğini söylerken, mahkeme başkanı ise buna izin vermedi.

    Yaşı nedeniyle yemin ettirilmeyen 9 yaşındaki çocuk olayla ilgili konuşmak istemediğini söyledi.

    “Öznur’un ses tonunda anormallik yoktu”

    Olay günü çocuğunun, arkadaşıyla oynamak için Öğüt ailesinin evinde bulunduğu söyleyen tanık E.A., “Saat 00.00 olunca oğlumu hala getirmedikleri için Öznur’u aradım. Çocukların film izlediklerini, film bitince getireceklerini söyledi. Aradan yarım saat geçince yine aradım ama telefona cevap vermedi. Gece 01.00 sıralarında çocuğumu çalıştığım hastaneye getirdiler. Öznur’la konuşurken ses tonunda herhangi bir anormallik yoktu” dedi.

    “Çocuklar babalarını öldürmüş, dağa götürüp yaktılar”

    Mahkemede tanık olarak dinlenen tutuksuz sanık C.G.’nin eşi Ü.G. ise olay gecesi 00.00-01.00 sıralarında telefonunun çaldığını söyleyerek, “Arayan Mehmet Hadi Öğüt’tü. Eşimi istedi. Bir şeyler konuştular ve kısa süre sonra Batuhan Ata Öğüt evimize gelip, ‘Abim kaza yaptı, hemen gel’ diyerek eşimi alıp götürdü. Sabah uyandığımda eşim evde oturmuş ağlıyordu. ‘Çocuklar babalarını öldürmüş, dağa götürüp yaktılar. Korkudan müdahale edemedim’ dedi” şeklinde konuştu.

    “Yanan siz olursunuz, biz bu olaydan yırtarız”

    Daha sonra Mehmet Hadi Öğüt’ün evlerine geldiğini anlatan Ü.G., “Eşime ‘Sen salaksın. Sana söyleyeceğim ifadeyi ver. Bu olaydan kimseye bahsetme. Yanan siz olursunuz, biz bu olaydan yırtarız’ dedi. Eşime vermesini istediği ifadeyi yazarak verdi. Ben de eşimin başını yaktınız diyerek Hadi’yi evden kovdum” ifadelerini kullandı.

    Duruşma savcısı, tutuklu bulunan 3 sanığın da tutukluluk hallerinin devamını talep ederken, sanık avukatları müvekkillerinin tahliyesini istedi.

    “Babamı öldürme kastım yoktu”

    Evlerinde her zaman kavga olduğunu anlatan Mehmet Hadi Öğüt, “Batuhan’ı korumak için bunları yaptım. Tek düşüncem Batuhan’ı korumaktı” dedi. “Böyle olsun istemezdim” diyen Batuhan Ata Öğüt de “Babamı öldürme kastım yoktu. Tek amacım annemi babamdan korumaktı” şeklinde konuştu.

    Olay

    İzmir’in Torbalı ilçesinde 15 Nisan’da, iş adamı Cihat Murat Öğüt’ün cesedi, 35 TTG 35 plakalı yanan cipte bulundu. Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, Öğüt’ü öldürdükten sonra cesedin içinde bulunduğu cipi ormanlık alanda yaktıkları iddia edilen maktulün eşi Öznur Öğüt, çocukları Batuhan Ata Öğüt ve Mehmet Hadi Öğüt ile arkadaşları C.G. tutuklandı. C.G. daha sonra tahliye edildi.

  • Eşi, çekici aracıyla ezilerek öldürülen kadın o anları anlattı

    Sakarya’da ‘Korna çalma’ meselesinden çıkan ve daha sonrasında kendisini takip eden çekicinin sürücüsü tarafından ezilerek hayatını kaybeden Feyzi Mumlu’nun acılı eşi Sibel Mumlu yaşadıkları korku dolu anları anlattı.

    Edinilen bilgiye göre, sanayideki dükkanlarını kontrole gittikleri esnada geri geri gelen çekiciyi ikaz etmek için korna çalan Feyzi Mumlu ile 5 kişi arasında tartışma yaşandı. Tartışma sonrasında 5 kişi, otomobilden indirdikleri Feyzi Mumlu’yu, eşi Sibel Mumlu’nun gözü önünde darp etti. Bunun üzerine Feyzi Mumlu, çekici araç ve ona dahil olan bir başka araçtan kaçmaya başladı. Çekici araç ile Feyzi Mumlu’nun içinde bulunduğu aracın kovalamacası Geyve Şerefiye Mahallesi’ne kadar devam etti. Çekici yol boyunca Feyzi Mumlu ve eşinin içerisinde bulunduğu aracı durdurmak için selektör ve korna çaldı. Şerefiye Mahallesi mevkiinde çekici araç Feyzi Mumlu’nun içinde bulunduğu otomobile eşinin bulunduğu kısımdan defalarca çarptı. Ancak Mumlu yoluna devam etmeyi sürdürdü. Çekici araç ve beraberindeki araç bir süre sonra Feyzi Mumlu’nun aracını bariyerlere sıkıştırdı.

    Kocasının öldüğü dehşet anlarını böyle anlattı

    Korku dolu anlara şahit olan Sibel Mumlu, o dehşet anlarını anlattı. Çekici aracının geri manevra yaptığı esnada eşi Feyzi Mumlu’nun kendilerini görmesi ve ikaz için korna çaldığını belirten Sibel Mumlu, “Cumartesi akşamı terminalin arka tarafından dönerek sanayinin oraya girdik. Sanayiye girmemizin amacı bizim dükkanımızın olması. Sokaktan çıktığımız esnada manevra yapan çekici geri geri geliyordu. Kameralardan belli biz durduğumuz zaman çekici geri geri geldiği esnada eşim kornayı çaldı. Bizi görmesi için arkada olduğumuzu bildirmek için kornayı çaldı. Daha sonrasında oradan bağırmaya başladılar niye korna çalıyorsunuz diye. Karşı taraftan koşarak 4-5 kişi birlikte geldiler ve bizim keyfimizi neden bozuyorsun tabiriyle eşimi arabadan aşağıya çekip, kapıya sıkıştırarak darp ettiler hepsi birlikte” dedi.

    “Benim canımın yandığı şekilde onların da canının yanmasını istiyorum”

    Korku dolu anları anlatan Mumlu, “Arabanın camlarına vurdular, yumrukladılar. Eşim de dedi ki; ’Eşim yanımda, yarın görüşürüz’ dedi. O esnada ben eşimi arabaya çektim ve ilerlemeye başladık. Toyota Hastanesi’nin o sapağına geldiğimiz esnada selektör yaparak çekicinin geldiğini gördük. Feyzi, ’Başımıza iş alacağız bu akşam herhalde’ dedi. Biz ilerlemeye başladık hızlı bir şekilde. Daha sonrasında bize nasıl yetiştiler, nasıl oldu inanın bilmiyorum. İlk manevra yaptı önümüze kesti çekiciyi, ilk manevradan kurtularak kaçtık. Arka taraftan bir mavi araba birde çekici geliyordu. Biz kaçarken iki taraftan sıkıştırdılar bizi. Daha sonra mavi araç bizi sıkıştırdı ve çekici tekrardan önümüze kırdı benim oturduğum taraftan kaç kere çarptı hatırlamıyorum. Sadece eşim değil bende vardım içerisinde aracın. Bizi bariyerlere sıkıştırdılar. O can havli ile eşim araçtan çıktı, arabadan çıkınca çekici geri geri gelip eşime çarptı. Eşim çekicinin üstüne düştü ve can havliyle eşim kalkarak şoförü durdurmaya çalıştı. O esnada çekici tekrardan gaza basarak eşimi ön taraftan alıp çekicinin arka kısmından geriye verdi. Ve gözümün önünde yere düştü eşim. Adalete güveniyorum, sığınmak istiyorum. Tek kişi değil, bunların hepsi azmettirici. 5’inin de yargılanmasını en ağır şekilde istiyorum. Benim canım nasıl yandıysa onların da canlarının yanmasını istiyorum. Artık yalan yanlış haberlerin de bu şekilde çıkmasını istemiyorum. Yaşayan benim ben gördüm, yaşadım. Diyecek kelime bulamıyorum zaten” diye konuştu.

    “Tek kişi değil, hepsi suçlu”

    2 yıl önce evlendiklerini aktaran Sibel Mumlu, “Bu olaya karışan herkes inşallah en ağır şekilde cezasını alır. Tek kişi suçlu değil, hepsi suçlu. Hepsinin en ağır şekilde yargılanmasını istiyorum. Benim gözümün önünde oldu, kolay değil yaşadıklarım. Bu kadar hainlik olamaz” şeklinde konuştu.

    “Canilik bu olay”

    Eşinin hiç günahı yokken bir korna çalma meselesi yüzünden öldürüldüğünü ifade eden Mumlu, “Canilik bu olay başka hiçbir şey değil. Hiç günahı yokken bir korna çalma ile adam öldürülüyorsa bu dünyada, Türkiye’de başka diyecek hiçbir şey bulamıyorum. Bu kadar basit değil insan canı” ifadelerini kullandı.

    Öte yandan yaşanan olay sonrasında gözaltına alınan sürücü H.K., jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklanarak Sakarya L Tipi Kapalı Cezaevi İnfaz Kurumu’na gönderilmişti.

  • Meslektaşları öldürülen gazeteciyi andı

    Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti (BGC), gazeteci Cihan Hayırsevener başta olmak üzere vefat eden gazeteciler için anma etkinliği düzenledi.

    Bandırma’da görev yaptığı gazetesine gittiği sırada, Atatürk Caddesi üzerinde kalleşçe kurulan pusu sonucu öldürülen Gazeteciler Cemiyeti Disiplin Kurulu üyesi Cihan Hayırsevener ölümünün 9. yılında anıldı.

    Gerçekleştirilen etkinlikte, Hayırsevener’in meslektaşları, BGC Basın Müzesi’nde “Öldürülen Gazeteciler” anısına oluşturulan odada bir araya gelerek Hayırsevener’i yad etti. Aynı zamanda Hayırsevener başta olmak üzere bugüne değin vefat etmiş Balıkesirli gazeteciler ruhuna Hacı Sadık Kaya Camisi’nde öğle namazını müteakip Mevlid-i Şerif okutularak lokma hayrında bulunuldu. Etkinliğe; Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu, Basın İlan Kurumu Şube Müdürü Tahsin Şahin, Cemiyet Başkanı Ramazan Demir ve basın mensupları katıldı.

    “Türk basını susturulamaz”

    Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ramazan Demir, anma töreninde yaptığı konuşmada, “Cihan, Balıkesir basınının cesur kalemlerinden biriydi. Ülkemizin ve milletimizin çıkarları noktasında kalemini kullanan, beynini yoran gazeteciydi. Gerçeklerin ortaya çıkarılmasından korkan, karanlıktan beslenenlerin planladığı kalleşçe saldırıda şehit düştü. Ölüm emrini verenleri, tetiği çekenleri, insanlık dışı eylemi organize edenlere yardım ve yataklık edenleri bir kez daha lanetliyoruz. Türk Basını ilk şehidini verdiği 1909’dan beri susturulamadı. Meslek ilkelerini benimseyen, kalemleriyle mikrofonlarını milletinin çıkarları ve gerçekleri öğrenmesi adına kullanan gazeteciler susmadı, susmayacak, susturamayacaklar. Hangi nedenle olursa olsun bugüne dek öldürülen bütün meslektaşlarımızı hüzünle anıyoruz” dedi.

    “Gazeteci toplumun her şeyi”

    Gazeteci Cihan Hayırsevener’i anma törenine katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu da, “Gazeteci hür ve özgür bir biçimde haber alma vasfını yitirmemeli. Basın bir toplumun her şeyi. Siyasetçilerin aynı zamanda gözü kulağı. Doğrularımız varsa duyuruyorlar, eksiklerimiz varsa yazarak eksiklerimizi giderme şansı yakalamış oluyoruz. Ama önemli olan basının bir takım etik kuralları var, ilkeleri var, prensipleri var. Bu çerçevede toplumda da etik kurallar var. İnsanı insan yapan, bizi biz yapan değerler var. Hep bir arada yaşıyoruz. Bir arada barış içinde yaşayabilmemiz için hepimizin insani değerlere sahip çıkarak, birlik ve beraberlik içerisinde yolumuza devam etmemiz lazım. Gerek siyasetçiler gerek genel yöneticiler, gerek belediye yöneticileri, gerek resmi kurum ve kuruluşlar, gerekse toplumun dinamikleri basınla her zaman iç içeyiz. Bu zamana kadar gerek şehit olan gerek emrihak vaki olup vefat eden bütün gazetecileri rahmetle, minnetle yad ediyorum, ruhları şad olsun” diye konuştu.

  • Öldürülen doktor son yolculuğuna uğurlandı

    Elazığ’da öldürülen Doç. Dr. Mustafa Girgin son yolculuğuna uğurlandı.

    Dün akşam Nailbey Mahallesi Tuncay Sokak’ta bir apartmanın 5. katındaki öğrenci evinde meydana gelen olayda, iddiaya göre Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencisi Fatih Şemsettin A. (23), sevgilisi pratisyen doktor Ç.G.B. ile birlikte aralarındaki sorunu görüşmek üzere Genel Cerrah Doç. Dr. Mustafa Girgin’i evine çağırdı. Evde çıkan tartışmada Girgin bıçaklanarak öldürüldü. Tıp öğrencisi ve doktor sevgilisi gözaltına alınarak tutuklanırken, Doç. Dr. Mustafa Girgin için çalıştığı hastanede tören düzenlendi. Hastanede düzenlenen törenin ardından Doç. Dr. Girgin’in naaşı İzzetpaşa Camii’ne getirildi. Girgin için ikindi namazını müteakip cenaze namazı kılındı. İl Müftüsü Yusuf Sarıkaya tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından Girgin’in naaşı Harput Mezarlığı’na defnedildi. Cenaze namazına FÜ Rektörü Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ, İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Cahit Polat, üniversite ve hastane personeli, sevenleri, yakınları ile ailesi katıldı.