Etiket: Olduğu

  • Tarihçi Nazan Maksudyan: “Baskının Olduğu Her Yerde Kadın Hareketleri Güçleniyor”

    İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi öğretim üyesi Tarihçi Doç. Dr. Nazan Maksudyan, baskının olduğu her yerde kadın hareketlerinin güçlendiğini söyledi.

    Ayrımcılığa duyarlılık kazandırmak amacıyla İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nde Doç. Dr. Nazan Maksudyan tarafından “Ayrımcılık 101” isimli bir seminer düzenlendi.

    Her türlü ayrımcılık konusunda farkındalık oluşturmayı ve ayrımcılığın önüne geçilmesini amaçlayan seminerde kadın haklarına da değinen Maksudyan, Afganistan’da bacha posh adı verilen eski bir geleneğin Taliban döneminde yaygınlık kazanmasından söz etti. Erkek çocuğu olmayan ailelerinin, kız çocuklarından birini evlilik çağına gelene dek bir “erkek gibi” büyütmesine, hatta aslında gerçek anlamda görevlendirmesine olanak veren bacha posh, Maksudyan’a göre bir direniş alanı ve baskının olduğu her yerde kadın hareketlerinin güçlendiğinin göstergesi. Kadınların kendilerine alenen düşman bir toplumsal yapı içinde, kendilerini var edebilmek için savaş verdiğinin altını çizen Maksudyan, “Baskı varsa isyan da vardır” dedi.

    İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nde her türlü ayrımcılığın giderilmesi amacıyla “Ayrımcılık 101” isimli bir seminer düzenlendi. Seminer moderatörü İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi öğretim üyesi Tarihçi Doç. Dr. Nazan Maksudyan, “Özellikle üniversite yönetiminin katılımıyla gerçekleşen seminerde sosyal kimliklerimize, bedenlerimize, düşüncelerimize yönelik ayrımcılık türlerini konuştuk. Bu doğrultuda gerçekleşecek seminerlerin ilki olduğu için buna ‘Ayrımcılık 101’ adını verdik. Üniversitemizde ayrımcılığa karşı bir duyarlılık geliştirmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki aylarda da bunun daha derin örneklerini içeren ayrımcılık karşıtı birçok atölyemiz, toplantımız ve seminerimiz olacak” diye konuştu. Okuldaki farklı ülkelerden gelen çok sayıda öğrenciyi kaynaştırmak için yöntemler aradıklarını dile getiren Doç. Dr. Maksudyan, “Öğrencilerin önyargılarını, kalıp yargılarını ve kendi kapalı topluluklarının sınırlarını aşarak, birbirleriyle daha çok şey paylaşmalarını arzuluyoruz. Bu birlikteliği teşvik edebilecek organizasyonlar yapıyoruz.” açıklamalarında bulundu.

    “ŞİDDET KADAR YAYGIN OLAN BİR DİĞER AYRIMCILIK TÜRÜ DE DİLDEKİ AYRIMCILIKTIR”

    5 Aralık Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı tanınmasının yıldönümü dolayısıyla yorumda bulunan Maksudyan, “Burada yine aynı şekilde dilde ayrımcılık örneğini görüyoruz. Şiddet kadar yaygın olan bir diğer ayrımcılık türü de dildeki ayrımcılıktır. Özellikle dilimizi kontrol etmemiz gerekiyor. ‘Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi’ dediğimizde ataerkil iktidarı yeniden üretiyoruz. ‘Kadınlar oturuyordu erkekler onlara bir şey verdi’ algısı oluşturuyor. Hâlbuki özellikle 19. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda kadın hareketinin çok güçlü olduğunu biliyoruz. Farklı etnik gruplardan, farklı dinlerden kadınlar ciddi bir oy hakkı talebiyle gündeme geliyor. O yüzden edilgen bir fiil kullanılmaması gerekir. Kadınların çok büyük mücadeleler verdiğini, Nezihe Muhittin gibi isimleri aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Bu gerçekten verilmiş değil kazanılmış bir haktır” açıklamalarında bulundu.

    “KADINLAR KENDİLERİNE HER YERDE DİRENİŞ ALANI OLUŞTURUYOR”

    Orta Doğu’daki iç savaşlarda kadın hareketlerinin gücüne değinen Doç. Dr. Maksudyan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Baskının olduğu her yerde kadın hareketleri güçleniyor. Baskı varsa isyan da vardır. Orta Doğu’da bunu engellemek için çok fazla şey yapıyorlar. Örneğin Afganistan’da bacha posh diye bir gelenek var. Erkek çocuğu olmayan ailelerinin, kız çocuklarından birini evlilik çağına gelene dek bir “erkek gibi” büyütmesine, hatta aslında gerçek anlamda görevlendirmesine olanak veren bir uygulama. Sokağa çıkamayan kadınlar bu yolla kendilerine alan açıyor. Dolayısıyla burada büyük bir direniş alanı görüyoruz. Kadınlar kendilerine birçok yerde direniş alanı oluşturuyor.”

    “SUUDİ KADINLAR OY KULLANABİLECEK Mİ?”

    12 Aralık’ta Suudi Arabistan’da kadınların da seçimlere katılacağını ve oy kullanacağını değerlendiren Maksudyan, “Kadınların araba kullanmasına ya da yanlarında erkek olmadan evden çıkmasına izin verilmeyen bir ülkede, seçmen olması elbette önemli. Bir o kadar da şaşırtıcı. Ataerkil baskılar olmadan, özgür bir şekilde oy verebilecekler mi göreceğiz. Çok az kadının oy vermek için kayıt olduğu belirtiliyor. Gayri demokratik bir toplum olduğu için ister istemez soru işaretiyle yaklaşıyoruz” dedi.

  • CHP’li Vekiller Aylan Kurdi’nin Öldüğü Sahilde İncelemelerde Bulundu

    CHP Mülteci ve Sığınmacıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyesi milletvekilleri botla denize açılarak, sahile vuran minik bedeniyle hafızalara kazınan Aylan Kurdi’nin cesedinin kıyıya vurduğu Ali Hoca Burnu’nda incelemelerde bulundu.

    CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Mülteciler ve Göçmenlerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu Başkanı Veli Ağbaba başta olmak üzere, Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen, İzmir Milletvekili Özcan Purçu, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen ve bazı meclis üyeleri, sığınmacıların yoğun olarak geçiş yaptığı Akyarlar sahilinde botla temsili olarak açılarak, Aylan Kurdi isimli bebeğin cesedinin kıyıya vurduğu Ali Hoca Burnu’nda gezinti yaptı.

    Bodrum’a bağlı Turgutreis Mahallesi’ndeki marinadan tekneye binen CHP’li heyet, bir süre sonra can yeleği takarak, kendilerini takip eden bir sürat botuna bindi. Bölgede incelemede bulunan heyete, sabah saatlerinde Akyarlar mevkiisine giderek, buradaki iskelede bottan indi. Yasa dışı geçişlerin yoğun olarak yaşandığı bölgede bir süre gezinti yapan heyet, daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    Ağbaba, “Türkiye’ye 3 milyar avro para verilerek, Türkiye Avrupa’nın mülteci kampı durumuna getirilmek isteniyor, tampon böyle durumuna getirilmek isteniyor. Bu bizim açımızdan çok daha önemli bir konu” dedi.

    Komisyon olarak sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da dikkatini çekmeye çalıştıklarını ifade eden Ağbaba, konuşmasına şu şekilde devam etti:

    “Bu sadece Türkiye’nin meselesi değil, tüm Avrupa’nın ve dünyanın meselesi. Bu kriz sadece Türkiye’nin sorunu değil. Türkiye’ye bu konuda haksızlık yapıldı. Bütün siyasi partiler olarak bunu kabul etmememiz gerekiyor. Herkesin bu konuda ortak tavır almamız gerekiyor. Sadece Suriye’den değil, Afganistan, İran bütün Ortadoğu bölgesinden gelen insanların geçiş güzergahı oldu. Edindiğimiz izlenimler bu işin pazar gününden bu yana artık daha sıkı tutulduğu. Mültecilerin gitmesine izin verilmediği yönünde. Mutlaka Avrupa’nın bu konuda sorumluluk alması gerekiyor. Avrupa 3 milyar avro rüşvet vererek bu yükü üzerinden atamaz. Ne kadar para verirse versin bu yükümlülük dünyanın yükümlülüğüdür. Biz buna dikkat çekmek için buraya geldik.”

    CHP Mülteci ve Sığınmacıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyesi milletvekilleri ve beraberindeki heyet basın açıklamasının ardından bölgeden ayrıldı.

  • Ailenin İçinde Olduğu Arabada Esrar Çıktı

    Konya’da, uygulama yapan polis, şüphe üzerine durdurduğu hafif ticari araçta 31 buçuk kilo esrar ele geçirdi.

    İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, Konya-Ereğli çevre yolunda yol uygulaması gerçekleştirdi. 06 BZ 3144 plakalı otomobilin uygulama noktasına girmesinden kısa süre sonra aynı noktaya içerisinde iki kız çocuğunun bulunduğu 51 AZ 252 plakalı hafif ticari araç geldi. İki aracın birbiriyle bağlantılı olduğunu tespit eden polis, şüphelenerek araçlarda arama yaptı. Yapılan aramada ailenin içinde bulunduğu hafif ticari aracın bagaj kısmında 6 parça halinde 31 buçuk kilo esrar maddesi ele geçirildi. İki araçta bulunan Mahmut T., Musa M., Ayhan I., Durdane T. ile birlikte A.A. (12) ve Ö.A. (6) gözaltına alındı.

  • Başkan Üzülmez, Mezun Olduğu Okulu Ziyaret Etti

    Kartepe Belediye Başkanı Hüseyin Üzülmez, mezun olduğu okulu ziyaret ederek öğretmenlere hediyeler verdi.

    Mezun olduğu okuldaki törene katılan Belediye Başkanı Hüseyin Üzülmez’e okul idarecileri başkanı duygulandıran bir jest yaptı. Suadiye İlkokulu’nda kütüphane açılışında öğretmenlere taşınabilir şarj cihazı hediye eden Belediye Başkanı Hüseyin Üzülmez’e okul yönetimi de “Ortaokul diploması almaya hak kazananlar listesi”nin olduğu belgeyi hediye etti.

    Kocaeli Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Genç Fikirler Platformu üyeleri sosyal sorumluluk projeleri kapsamında kitapsız kütüphane, kütüphanesiz okul kalmasın sloganıyla yaptığı çalışma kapsamında Suadiye İlkokulu’nda boş bir sınıfı kütüphaneye çevirdiler. Düzenledikleri yardım konserleri ile elde ettikleri gelir ve kitap bağışları ile duvar boyamasından bilgisayarına kadar tüm tefrişatı yapılan kütüphanenin açılışı da 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde gerçekleştirildi.

    Suadiye İlkokulu’ndaki kütüphane açılış törenine okulun mezunlarından olan Belediye Başkanı Hüseyin Üzülmez de, okul müdürü Hakan Bozan’ın onur konuğu olarak katıldı. Başkan Üzülmez, KOÜ Genç Fikirler Platformu öğrencileri, Suadiye İlkokulu idarecileri ve öğrencileri ile birlikte yeni tefriş edilen kütüphanenin açılış kurdelesini “Hayırlı olsun, teşekkür ediyorum” diyerek kesti.

  • Liseli Kızlarının Kazada Öldüğü Yere Karanfil Bıraktılar

    Bursa’da, okula giderken minibüsün çarpması sonucu ölen Didem Zeynep Çakar ile Ezgi Nil Topuz’un aileleri, kazanın olduğu yere çelenk ve karanfil bıraktı.

    Bursa-İzmir yolunda 25 Kasım 2010 tarihinde meydana gelen kazada, okul yolunda minibüsün çarpması sonucu hayatını kaybeden lise öğrencisi 2 genç kız, ölümlerinin 5’yılında ailesi ve yakınları tarafından anıldı. Hayatını kaybeden Didem Zeynep Çakar ile Ezgi Nil Topuz’un yakınları,, kazanın meydana geldiği Ertuğrulkent Mahallesi çıkışında Büyükşehir Belediyesi’nce yaptırılan ve iki genç kızın adının verildiği üst geçidin altında toplandı. Ezgi Nil Topuz’un babası Saffet Topuz, “Kızlarımız, 5 yıldır, bizden söz verip yapamadıklarımızı yapmamızı bekliyor ve halen daha düzeltemediğimiz çarpıklıklara bakıyorlar. Ne yazık ki bir türlü değiştiremediğimiz kuralsızlıklara bakıp bize hesap soruyorlar. Bizler de kendi çabalarımızla, bir avuç duyarlı insanımızla beraber trafik terörüyle ilgili mücadelemizi devam ettiriyoruz. Fakat bunca yıllık çabamıza rağmen bir arpa boyu ilerleyemedik. Onlar 5 yıldır bizden uzaktalar ve özlemimiz hiç azalmadı. Her sabah uyandığımızda ve her akşam uyumaya çalışırken onları arıyoruz. Onlar hayatta olsaydı beraber yapabileceklerimizi düşünerek geçiyor günler. Fazla söze gerek yok, halen daha başaramadık. Onlar, halen daha bizden verdiğimiz sözleri yerine getirmemizi bekliyor“ diye konuştu.

    Saffet Topuz, göz yaşlarına hakim olamadı. Kazada hayatını kaybeden Didem Zeynep Çakar’ın annesi Gülsüm Çakar ise adaletin yerini bulmasını istedi.

    Açıklamanın ardından Saffet Topuz ile Didem Zeynep Çakar’ın babası Sinan Çakar, annesi Gülsüm Çakar ve kız kardeşi Sinem Çakar, kazanın olduğu yola karanfil bırakarak dua etti. Öğrencilerin isimlerinin verildiği köprünün üzerinde ise, Didem Zeynep Çakar’ın ve Ezgi Nil Topuz’un fotoğraflarının yer aldığı, “Yaşamak bizim de hakkımızdı” yazılı pankart dikkatlerden kaçmadı.

    Güner Çalışkan’ın (32) kullandığı 16 GD 730 plakalı minibüs, 25 Kasım 2010’da, Bursa-İzmir kara yolunda yolun karşısına geçmeye çalışan Fatih Lisesi öğrencileri Ezgi Nil Topuz ve Didem Zeynep Çakar’a çarpmış, ağır yaralanarak Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan öğrencilerden Çakar aynı gün, Topuz ise 7 Aralık 2010’da hayatını kaybetmişti.