Etiket: Olduğu

  • Bir Kişinin Öldüğü Silahlı Kavgada 8 Kişi Adliyeye Sevk Edildi

    Bursa’da husumetli iki grup arasında çıkan ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı kavgaya karıştıkları iddia edilen 8 kişi adliyeye sevk edildi.

    Olay, merkez Yıldırım ilçesinde Otosansit Kamyon Parkı’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kamyon parkında çay ocağı işleten Sinan Y. (33) ile İbrahim Yaman arasında geçtiğimiz günlerde kavga çıktı. Taraflar bugün tekrar konuşmak için buluştu. Çıkan tartışmanın büyümesi üzerine Sinan Y, tabancasıyla İbrahim Yaman’ı göğsünden, Kemal Y. ile Ertuğrul Y.’yi ise bacağından vurdu. Çıkan arbedede Hüseyin E., Bünyamin Y. ve Akif K. ise darp neticesinde yaralandı.

    Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve 112 ekibi sevk edildi. Silahla yaralanan 3 kişi çevredeki vatandaşların araçlarıyla hastaneye kaldırıldı. Darp neticesi yaralanan diğer şahıslar ise 112 ekipleri tarafından Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Göğsünden vurulan İbrahim Yaman, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Polis, olay yerinde çok sayıda boş kovan, muşta ve sopa ele geçirdi. Ş Çıkan kavga sonrası çay ocağı işletmecisi Sinan Y.’nin yanı sıra olayda yaralanan ve tedavileri tamamlanan İbrahim Y., Bünyamin Y., Ertuğrul Y., C.Y, , M.Y, Z.Y, E.Y, ve gözaltına alındı. Gözaltına Alınan 8 zanlı, emniyette işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye götürüldü.

  • 20 Bin Hastanın Bilgisinin Kayıtlı Olduğu Bilgisayarları Çaldılar

    Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde Aile Sağlık Merkezi’ne giren hırsızlar, 20 bin hastanın bilgilerinin kayıtlı olduğu 3 bilgisayarı alarak kaçtı.

    Alınan bilgilere göre, dün gece Yeni Mahalle’de pencerenin korkuluğunu kırarak 1 Nolu Aile Sağlık Merkezi’ne giren hırsızlar, 20 bin hastanın bilgilerinin kayıtlı olduğu 3 bilgisayarı alarak kaçtı. Sabah sağlık merkezine gelen personel, bilgisayarların çalındığını fark edince durumu polise bildirdi. Bilgisayarların çalınmasından dolayı sağlık merkezine gelen bazı hastaların işlemleri yapılamadı. Hırsızlık olayından sonra binadaki korkuluklar daha da güçlendirildi.

    1 Nolu Aile Sağlık Merkezi’nde görevli aile hekimi İsmet Turgut, dün gece sağlık merkezinin arka tarafındaki pencere korkuluğunun kırılarak içeri girildiğini söyledi. Tespit ettikleri kadarıyla 3 bilgisayarın çalındığını belirten Turgut, “Bu bilgisayarların her biri bir doktora ait. Her bilgisayarda 4 bine yakın kesin kayıtlı bilgi var. Dışarıdan baktığımız misafir hastalarımız da var. Toplamda 20 bin hastanın bilgilerinin bulunduğu 3 bilgisayar çalındı. Bu bilgisayarlar halka hizmet veriyor. Kişiler her kimse, ne amaçla çalmışlarsa bilgisayarların çok bir maddi değeri yok. İçindeki bilgilerin çok önemli değeri var. Bu halkın sağlık bilgileri var. Biz bu bilgilere bakarak bu insanların sağlığıyla ilgili pozisyon alıyoruz, onları davet ediyoruz, değerlendiriyoruz. Dolayısıyla bu bilgiler bizim için çok önemli. İnsanlarımızın mağdur olmaması için bu bilgisayarları götürenler mümkünse bilgisayarları geri getirsin. Çok rica ediyoruz” diye konuştu.

  • 15 İşçinin Öldüğü Trafik Kazası Davası

    Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde tankerin kamyonete çarpması sonucu 15 tarım işçisinin öldüğü kazayla ilgili tanker sürücüsünün yargılanmasına başlandı.

    Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde 6 Temmuz 2015 tarihinde asma yaprağı toplamaya giden tarım işçilerini taşıyan kamyonete tankerin çarpması sonucu 15 işçi hayatını kaybetmişti. Tanker sürücüsü E.İ.’nin Akhisar Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlandı. Hakkında 22 buçuk yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan tanker şoförü E.İ. “Taksirli Ölüme ve Yaralanmaya Neden Olma” sebebiyle hakim karşısına çıktı. İlk duruşmaya Manisa Baro Başkanı Ali Arslan, CHP Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, CHP İl Başkanı Mustafa Ada, CHP Akhisar İlçe Başkan’ı İsmail Şahin, kazada can veren tarım işçilerinin yakınlarından Ali Kars, Gürbüz Çetin, Ersan Yaşar, Kamil Uysal, Mehmet Aydın, Mehmet Orhan, Veli Zengin, Ertuğrul Uysal ile tarafların avukatları katıldı.

    “YAŞANANLARDAN DOLAYI ÜZGÜNÜM, KEŞKE KİMSEYE ZARAR GELMESEYDİ DE BEN ÖLSEYDİM”

    E.İ. yaptığı savunmada, şunları söyledi:

    “Bir gün önce 5 Temmuz günü saat 16:00 civarı yola çıktım ve saat 21:00 sıralarında İstanbul Ümraniye’ye geldim. Burada süt boşaltımı gerçekleşirken bir kaç saat uyudum daha sonra boş olarak Salihli’ye yola çıktım. Eskihisar da feribota bindim, Yalova indim, feribot yolculuğu 45 dakika sürdü. Sonra Bursa ve Balıkesir üzerinden devam ettim. Balıkesir Susurluk da durup iftar etmek istedim ancak kamyoncuların yerlerinde boş yer olmayınca yola devam ettim. Balıkesir merkezde aynı sorun vardı. Akhisar’da çorba içmeyi planladım ama duramadım, Gölmarmara’ya doğru yola devam ettim, bu arada yanımda bulunan akşamdan kalan yiyecekleri yedim. Gölmarmara’yı geçtikten sonra virajı aldığımda karşı yönden gelen bir aracın benim şeridime doğru geçtiğini gördüm. Benim şeridime geçtiğinde aramızda ortalama 300 ila 400 metre vardı. Ancak tamamen benim şeridime geçmemişti. Onu gördükten sonra kendimi onun şeridine attım o sırada 60 ile 70 km hızla gidiyordum bu arada yaklaşık 200 metre mesafe kalmıştı aramızda. Daha sonra ben korna basınca direksiyonu önce sağa sonra sola çevirdi şeridine geçti. 15 metre kalınca frene bastım ve o sırada benim sağ tarafım ile onun sağ tarafı çarpışması sonucu kaza meydana geldi. Çarpışma sol şeritte meydana gelmiştir. Çarpma etkisi ile Kafamı takoğrada vurdum. Aşağı indim yerde yatan insanları görünce telefonu almak için tekrar arabaya girdim. Dağılmış olan eşyalar içerisinde telefonu bulunca Jandarma ve polisi ararım ve hemen yaralılarla ilgilenmeye başladım. Bu sırada karşı taraftaki araçta yangın çıktığınızı gördüm ve söndürmeye başladım. Yaşananlardan dolayı üzgünüm. Keşke kimseye zarar gelmeseydi de ben ölseydim” dedi.

    Sanık İ.E. daha önceki verdiği ifadelerinde olayın sıcaklığı ve korku nedeniyle yanlış beyan verdiğini ifade etti. Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi, E.İ.’nin tutukluluk halinin devamına, 15 Ocak’ta keşif yapılmasına karar verip duruşmayı 10 Mart tarihine erteledi.

    “BU DAVA BİR TRAFİK KAZASI DAVASI DEĞİLDİR”

    Mahkeme sonunda adliye Binası önünde açıklama yapan CHP Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, “Olay yerinde keşif yapılacak, bu konuda özellikle kamuoyunun dikkatini çekmek istediğimiz nokta bu dava bir trafik kazası davası değildir. Bu dava aslında kamu görevlileri açısından devlet tarafından bir görevi ihmal davasıdır. İkinci boyutu ile bu dava bir iş cinayeti, iş kazası davasıdır. Üçüncü boyutu ile de bu bir kadın cinayeti davasıdır. Oradaki 13 kadın hayatını kaybetti, çünkü artık o kadınların köylerinde eşlerinin ve kendilerinin topraklarında ürettikleri ürünler para etmiyor” dedi.

    Manisa Baro Başkanı Ali Arslan ise yaptığı açıklamada, “Burada Manisa Barosu olarak gerçeğin ortaya çıkması meydana gelen bu kazada gerçekten suçluların cezalandırılması için bu olayı yakinen takip ediyoruz. Mahkeme 15 Ocak 2016 tarihinde kaza mahallinde keşif yapmaya karar verdi, tabii ki o keşifte de yine bulunacağız, keşfi birlikte takip edeceğiz. Daha sonrasında da dosya bu keşiften sonra bilir kişi raporu gelince İstanbul Teknik Üniversitesine gönderilip bilirkişiden yeniden rapor alınacak ve bilhare 10 Mart’ta da tekrar duruşması yapılacak. Sanık Vekili doğal olarak sanığın tahliyesini talep etti. Mahkeme de mevcut tutukluluğun suç delillerine göre tutukluluğunun devamına karar verdi” dedi.

  • Bakan Bozdağ: “Boşanma Oranlarında Artış Olduğu Bir Gerçek”

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’de boşanma oranlarında artış olduğunun bir gerçek olduğunu belirterek, artan nüfus ve diğer sorunların boşanmaların artmasında etki sahibi olduğunu söyledi.

    Ailelerin dağılmasına ve çocuklarımızın mağdur olmasına neden olan boşanma olaylarının ve sebeplerinin, özellikle, sosyal medyanın boşanmaya etkilerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasa’nın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırılması açılmasına ilişkin Mecliste Grubu bulunan dört parti Meclis araştırma önergesi verdi.

    Önergelerin görüşmelerinde hükümet adına konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, cumhuriyetin ilk yıllarında 20 bin civarında olan evlenme sayısının 2014 yılı sonu itibarıyla 600 binlere ulaştığını, cumhuriyetin ilk yıllarında 2 bin civarında olan boşanma sayısının günümüzde 130 bin civarına yaklaştığını belirtti. 2014 yılı TÜİK verileri incelendiğinde gerçekleşen 130 bin 913 boşanmanın 126 bin 732’sinin şiddetli geçimsizlikten kaynaklandığı, 107 boşanmanın zinadan, 31 boşanmanın cana kast ve pek fena muameleden, 36 boşanmanın cürüm ve haysiyetsizlikten, 200 boşanmanın terkten, 61 boşanmanın akıl hastalığı sebeplerinden, bin 280 boşanmanın da diğer sebeplerden gerçekleştiğini kaydeden Bakan Bozdağ, “Boşanma oranlarında Türkiye’de bir artış olduğu gerçek; bu artan nüfus ve başka sorunlar, pek çok şey bunda etki sahibidir, elbette bunların araştırılmasında fayda var. OECD ülkeleri arasında Türkiye 34 ülke içerisinde boşanma oranının yüksekliği bakımından 27. sırada. Buradaki durumumuz iyidir ancak Türk toplumu bakımından baktığımızda durumumuzun iyi olmadığını da buradan ifade etmek lazım. Zira, bizim toplumumuzun sahip olduğu kültürel anlayışlar, değer yargıları, medeniyet tasavvuru diğer ülkelerle farklılık arz ettiğinden bu rakamın elbette aşağıda olmasında fayda vardır. Esasında, boşanma nedenlerinin verilerinin yanlışlığını da görüyoruz biz çünkü pek çok ailenin gerçek boşanma sebebi yerine yargılama süreçleri içerisinde onları gizleyerek ‘şiddetli geçimsizlik’ çatısı altında bir boşanma veri bankası âdeta oluşturduğunu da görüyoruz, çünkü sebepleri ailelerin de gizlediğini hepimiz müşahede ediyoruz. Onun için bu noktada sebeplerin gerçek olarak tespiti de çözüm arayışlarına yardımcı olacaktır. Hem Aile Bakanlığımız hem de Adalet Bakanlığımız yeni dönemde bu konuda gerekli adımları atmak için ayrı ayrı çalışmalar yürütmektedirler. İnşallah, bu komisyonun çalışması da bizim için yol gösterici olacaktır” diye konuştu.

    “Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine baktığımız zaman 2002 yılı verilerinde 37 bin 263 kız çocuğunun erken yaşta evlendiğini, 2 bin 592 erkek çocuğunun erken yaşta evlendiğini veya evlendirildiğini görüyoruz” ifadelerini kullanan Bakan Bozdağ, 2014 yılında ise erkek çocuklarda bin 670, kız çocuklarında ise bu rakamın 34 bin 629 olarak gerçekleştiğini ifade etti. Bakan Bozdağ, “Esasında hem erkek çocuklarda hem de kız çocuklarda hükümetlerimiz döneminde erken yaşta evlilik konusunda az da olsa bir azalmanın olduğunu görüyoruz ancak bu yeterli değil, bunu daha ileri noktaya taşımamız lazım. AK Parti hükümetleri döneminde kız çocuklarımızın ve erkek çocuklarımızın erken yaşta evlenmelerini önlemek maksadıyla pek çok adım atılmıştır. Bana göre, en önemli attığımız tarihî adım 4+4+4 eğitim sistemiyle beraber zorunlu eğitimin on iki yıla çıkarılmasıdır. Zorunlu eğitimin on iki yıla çıkarılması, hem kız çocuklarımızın hem de erkek çocuklarımızın erken yaşta evlendirilmeleri konusunda en önemli güç kaynağı olacaktır, hem velilerin bu noktadaki anlayışlarını değiştirmesine etki edecek hem de devletin bu meseleyi yakından takibi konusunda da önemli bir imkân oluşturacaktır. Şu anda Türkiye’de lise mezunu olmayan pek çok evladımız var ama artık yeni Türkiye’de lise mezunu olmayan kızımız da lise mezunu olmayan oğlumuz da kalmayacak, hepsi en az lise mezunu olacaktır. Bu da bu konudaki olumsuzluğu değiştirme bakımından elimizdeki en önemli imkânlardan birisidir. Elbette daha çok adımı atmamız lazım. Hem erkekleri hem de kadınları bilinçlendirme konusunda da bizim ciddi adımlara ihtiyacımız var. Bizim, toplum olarak, insan olarak hepimizin kafasında ayrımlar olduğu gibi, bizim yasalarımızda da ciddi ayrımlar vardı. 2004’te yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu ve diğer ceza adalet sistemine ilişkin mevzuat ve 2002 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ve diğer mevzuatlar beraber değerlendirildiğinde esasında bizim hukukumuzda yer alan pek çok ayrımcılığın yasalarla himaye edildiğini görüyoruz. Ceza Kanunu’nda baktığınızda ‘kız’ var, ‘kadın’ var, ‘karı’ var, ‘dul’ var pek çok ifade var. Kadınları tek gözle görmeyen bir anlayış var, kadınları da kendi içinde ayrıma tabi tutan bir Ceza Kanunu, bir Medeni Kanun ve diğer pek çok kanunumuz var ve bu kanunlar bu ayrımcılıkları himaye ederken öte yandan kadına karşı ayrımcılıkla mücadele eden anlayışlar var. Bir yandan kanun himaye ediyor, öte yandan biz bu anlayışlara karşı mücadele ediyoruz. Hem mücadele edeceğiz hem de bu yanlışlardan hukukumuzu arındırmak için çalışmalar yapacağız” şeklinde konuştu.

  • Alacaklısı Olduğu Karı Kocaya Kurşun Yağdırdı

    Kocaeli’nin Körfez ilçesinde bir şahıs, alacak verecek meselesi yüzünden tartıştığı karı kocayı silahla vurdu. Olayda bir kişi hayatını kaybetti, karısı da yaralandı.

    Alınan bilgiye göre, Körfez Esentepe Mahallesinde Ali Karay (34) isimli şahıs, eşi Zümrüt Karay (35) ve aralarında alacak verecek meselesi nedeniyle husumet bulunan Mehmet C. (34) isimli şahısla birlikte Karay’a ait 41 UG 890 plakalı araç içinde konuşmaya başladı. Körfez Esentepe Mahallesi Ağadere Caddesi üzerinde park halindeki araçta konuşan ikili arasında yeniden anlaşmazlık çıkınca Mehmet C. yanındaki tabancayla Ali Karay’a ve eşi Zümrüt Karay’a ateş etmeye başladı.

    KOCASINI ÖLDÜREN ADAMDAN KAÇARKEN YARALANDI

    Karay çifti kanlar içinde kalırken olayı gerçekleştiren Mehmet C. ise olay yerinden kaçtı. Yaşanan olay gören çevredekilerin haber vermesiyle olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Yalanan Karay çifti, aynı araçla çevredekilerin yardımı ile Derince Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Ameliyata alınan Ali Karay, yapılan bütün müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Tedavi altına alınan Zümrüt Karay’ın ise hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

    BİNA YALITIMI PARASİNİ ÖDEMEYİNCE KURŞUN YAĞDIRDI

    Polis ekipleri zanlı Mehmet C.’nin yakalanması için çalışmalara başlarken Mehmet C.’nin inşaat işleri ile uğraştığı ve ölen Ali Karay’ın oturduğu binanın dış cephe yalıtım işini yaptığı ancak parasını alamadığı, bu nedenle de ikili arasında husumet oluştuğu belirtildi. Öte yandan Mehmet C.’nin aynı nedenle tartıştığı Ali Karay’ı 10 gün önce tabancayla topuğundan yaraladığı ve polis ekipleri tarafından da arandığı öğrenildi. Polis ekiplerinin olayla ilgili başlattığı soruşturma devam ediyor.