Etiket: Olayları

  • Toplumsal Olayları 3 Boyutlu Olarak Masallara Uyarladı

    Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 4’üncü sınıf öğrencisi Mert Ay, bitirme projesi kapsamında açtığı 3 boyutlu seramik sergisinde Grimm Kardeşlerin masallarıyla toplumsal olaylara dikkat çekti.

    Anadolu Üniversitesi Seramik Bölümü son sınıf öğrencisi Mert Ay, Serbest Seramik Tasarımı Atölyesi Sınıfı’nda mezun olma projesi kapsamında ‘Ve Sonsuza Dek Mutlu Yaşadılar…’ isimli kişisel seramik sergisinin açılışını gerçekleştirdi. Sergi açılışına Seramik Bölümü Öğretim Üyeleri Doç. Kemal Uludağ, Prof. Dr. Münevver Çakı, Prof. JoAnn Schnabel, Öğretim Görevlisi Özgür Kaptan, Araştırma Görevlisi Öncü Çelikoğlu ve çok sayıda davetli katıldı. Sergisinde Grimm Kardeşlerin en çok bilinen “Kırmızı Başlıklı Kız, Rapunzel, Bremen Mızıkacıları, Uyuyan Güzel, Kurbağa Prens, Çizmeli Kedi ve Fareli Köyün Kavalcısı” gibi eserleri ele alan Ay, toplumsal olayları 3 boyutlu olarak masallara uyarlayıp hayata geçirdi. Çocukluğundan beri masallara ilgi duyan ve her eserinde farklı bir toplumsal olayı konu alan Mert Ay, ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ masalını uyarladığı eserinde kadın ve çocuk cinayetlerini, Kurbağa Prens’te insanların karşısındakileri istedikleri gibi biçimlendirmek istemesini işledi.

    “MEZUNİYET PROJESİ OLARAK TOPLUMSAL OLAYLARI 3 BOYUTLU OLARAK MASALLARA UYARLADIM”

    Bitirme projesi kapsamında bu sergiyi açtığını ifade eden Seramik Bölümü son sınıf öğrencisi Mert Ay, yaptığı eserlerde Grimm Kardeşlerin en çok bilinen hikayelerini seçtiğini ifade etti. Ay, “Çocukluğumdan beri masallara karşı aşırı ilgim olmuştur hep. Dört yıllık seramik eğitimim sonunda mezuniyet projesi olarak bu ilgimi üç boyutlu bir şekilde günümüzde yaşanan bazı toplumsal olayları masallara uyarlayarak hayata geçirme fikri cezbetti beni. Jack ve Fasulye Sırığı’nda Kevin Carter’ın Pulitzer ödülü kazanan fotoğrafından esinlenerek açlığı, hayatın zorluklarını anlatmaya çalıştım. Aynı zamanda Kırmızı Başlıklı Kız masalında da günümüzün en büyük problemlerinden biri olan kadın, çocuk cinayetlerini, Kurbağa Prens’te ise insanların karşı cinsi istedikleri şekilde biçimlendirmeye çalışmasını ifade etmeye çalıştım. Yaklaşık 8 ay kadar uğraştım eserleri bitirebilmek için. 2 dönem boyunca uğraştığım projemin üstesinden geldiğimi düşünüyorum. Beni yalnız bırakmayan ve katılan herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • Terör Olayları Bitlis’teki Yatırımcıları Da Etkiledi

    Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki terör olayları her kesimi olduğu gibi Bitlis’teki tekstil atölyelerini de etkiledi.

    Son zamanlarda yaşanan terör olaylarının Avrupalı iş adamlarının Türkiye’ye ve bu bölgeye bakış açılarının değiştirdiğini ifade eden tekstil atölyesi işletmecisi Emirhan Uludil, “Bitlis’teki diğer tekstil atölyeleri de bizim gibi mağdur durumdadır. Bu bölgede biliyorsunuz ki bir süreç vardı. Bu süreç o kadar iyi işliyordu ki Avrupalı iş adamları buraya iş vermek istiyordu. Son zamanda yaşanan olaylar bizi çok kötü etkiledi. Kendi müşterimiz olmasına rağmen ‘Doğuya iş vermeyin o risk girmeyin’ diyenler bile oldu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da benim gibi birçok insan mağdur. Özellikle Bitlisli yetkililere sesleniyorum. Bitlis’te 7 tekstil atölyesi çalışıyor ve hepsi de mağdur durumdadır. Birincisi insanlarımız özellikle bayanlarımız bu tür iş yerlerinde çalışmaya alışık değillerdi. Bizler hem bayanlarımıza istihdam sağlıyoruz hem de bununla ilgili bazı eğitimler veriyoruz. Bugün itibari ile yaklaşık 240 kişiyi istihdam ediyoruz. Tabii ki bu sayının artması isteriz. Ama çözüm sürecinin bitmesi ve çatışma ortamın başlaması bizleri de oldukça olumsuz etkiledi. Biz yine de bu olumsuzluklara rağmen ilimizdeki İşsizlik oranını düşürmeye çalışacağız. Hep beraber el birliğiyle bunu yapalım. Buna Bitlis’imizin ihtiyacı var buna. İŞKUR’dan personel desteği alıyoruz. Allah razı olsun. İnşallah Organize Sanayi Bölgesi (OSB) açılırsa daha kapsamlı bir atölye kurmayı planlıyoruz. Kuracağımız atölyeyi daha nezih, güzel ve kaliteli bir yer yapıp Avrupa standartlarına uygun bir yer yapıp kapasiteyi yükseltip yabancı müşterilerimizi buraya çekip daha iyi şartlarda çalışmayı düşünüyoruz. Bunu da yapabilmemiz için bu süreç olmazsa olmazımızdır. Barış sürecinin muhakkak geri gelmesi lazım” dedi.

    “BATIDAKİ YATIRIMCILARI ÇÖZÜM SÜRECİNDEN ÖNCE BURAYA DAVET EDİYORDUK”

    Batıdaki yatırımcıları da çözüm sürecinden önce kente davet ettiklerini ifade eden Uludil, “Buraya ilk geldiğimde çok da iç açıcı şeyler duymadım. Ancak biraz araştırınca potansiyelin olduğuna karar vererek işletmemizi kurduk. 2 yıldır çalışıyoruz. Çözüm sürecinden önce burada iş anlamında herhangi bir sıkıntı yaşamıyorduk. Ancak şimdi Doğu ve Güneydoğudaki terör olayları her kesimi olduğu gibi bizleri de olumsuz etkiledi” şeklinde konuştu.

    25 YILDAN SONRA MEMLEKETİNE YATIRIM YAPTI

    25 yıl boyunca İstanbul’da bu işle uğraştığını ancak artık Bitlis’te yatırım yapmanın zamanının geldiğini söyleyerek 2 yıl önce bu atölyeyi kurduğunu belirten Uludil, 240 kişiye iş imkanı sağladığı için çok mutlu olduğunu söyledi. Uludil, “Ben gerçekten çok mutluyum, çünkü her şey para kazanmak değildir. Şua an atölyemde çalışan 240 kişiye istihdam sağladığım için ayrıca gururluyum çünkü 45 ile 50 yaşındaki ablalarımız bile burada çalışıyor. Evine ekmek parası götürebiliyorsa güzel bir duygu” diye konuştu.

  • Bakan Yılmaz: “Terör Olayları Vatandaşları Çok Ciddi Etkiliyor”

    Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, terör olayları yüzünden vatandaşların çok ciddi bir şekilde etkilendiğini, buna karşı gerekli tüm tedbirleri alacaklarını vurguladı.

    Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Dicle Kalkınma Ajansı’nın (DİKA), “2016 Ajans ve Devlet Destekleri” tanıtım toplantısına katılmak için geldiği Mardin’de Valiliği ziyaret etti. Vali Ömer Faruk Koçak’tan kent hakkında brifing alan Yılmaz, açıklamalarda bulundu. Yılmaz, “Burada en temel meselemiz sulamadır. GAP Projesi kapsamında yapılan sulama kanalı bitmek üzere, sadece depolama problemimiz var, onu da aşıyoruz. Bundan sonraki süreçte asıl etki ortaya çıkacak. Barajları yaptık, ana kanallarla suyu da taşıyoruz, artık sonuç alma faaliyetleri yapacağız. Tabi bununla birlikte üretim artacak, çiftçinin geliri artacak. Diğer taraftan tarıma dayalı sanayiler gelişecek” dedi.

    Sokağa çıkma yasağının sürdüğü Nusaybin ilçesindeki terör olaylarına da değinen Yılmaz, terörün vatandaşları çok ciddi bir şekilde etkilediğini aktardı. Terör olaylarının yaşandığı yerlerden vatandaşların göç etmek zorunda kaldıklarını anımsatan Yılmaz, operasyonlar sonrasında bazı mağduriyetlerin yaşandığına dikkat çekti. Söz konusu mağduriyetlerin giderilmesi için çalışmalarını sürdüreceklerini kaydeden Bakan Yılmaz, “Nusaybin’deki operasyonlar bittikten sonra gelip konutları yerinde inceleyeceğiz. Bir daha böyle hadiselerin yaşanmaması için gerekli tedbirleri alacağız” diye konuştu.

    Bakan Yılmaz, daha sonra AK Parti İl Başkanlığı ve organize sanayi bölgesini ziyaret etti.

  • Terör Olayları Kaygı Ve Uyku Bozukluklarını Tetikliyor

    Psikolog Zeren Okçuoğlu Kadıoğlu, son dönemlerde artan terör eylemlerinin, pek çok insanda akut stres ve travma gibi psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olduğunu söyledi.

    Kadıoğlu, güvenlik tehdidinin getirdiği ani gelişen korku, çaresizlik ve yas duyguları içerisinde bazı psikolojik durumların tetiklendiğini belirterek, “Günlük yaşam akışını olumsuz etkileyen bu olaylardan toplumun ileri düzeyde etkilenmesi doğal bir süreçtir. Yapılan araştırmalar da terör eylemlerini medya üzerinden uzun süre takip eden yetişkin ve çocukların daha fazla kaygı bozukluğu yaşadığını göstermektedir. Psikolojik olarak fazlaca etkilenmiş kişilerde; uyku sorunları, kabuslar ya da depresyon görülmektedir. Üstelik bu kişiler saldırıya maruz kalmış ya da bir yakını saldırıdan etkilenmiş bireyler olmayabilir. Araştırmalar bazı okul çağı çocuklarında terör saldırılarından sonra gelişen travma sonrası stres bozukluğunun başlıca nedeninin bu olumsuz haberlere aşırı maruziyet olduğunu göstermektedir” dedi.

    Kadıoğlu, terörün, psikolojik silah olarak korkuyu kullandığını, ve korkunun insanlar için ciddi psikolojik etkileri olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:

    “Korku, terör saldırıları karşısında verilen en normal tepkidir. Bu tepki aynı zamanda insanların nasıl sosyalleşeceğini, toplu taşıma aracı kullanıp kullanmayacaklarını, kalabalık yerlerde bulunmayı tercih edip etmemeleri gibi birçok günlük aktiviteyi etkilemektedir. Terör tehdidinin etkileri her birey için aynı değildir. Bazı insanlar terör karşısında daha rasyonel ve yapıcı tepkiler verebilirler. Örneğin öfke duymak bazen koruyucu bir faktör olabilir. Öfke duyulduğunda insanların kontrol duygusu, yüzleşme arzusu artar, korku ise kontrolsüzlüğü ve karamsarlığı daha çok hissettirir.”

    Terörün günlük aktivitelerin yerine getirilmesini engelleyebileceğini anlatan Kadıoğlu, “Terörist bir saldırı sonrasında travma yaşayan kişiler arasında, saldırının kurbanı olanlar, buna şahit olan kişiler, yakınları etkilenenler ya da geçmiş travmatik olayların hayatta kalanları olabilir. Bu bireyler akut bir stres tepkisi geliştirebilirler” diyerek bu kişilerde görülen belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

    “Olayla ilgili tekrar eden düşünceler, her şeyden korkmak, evi terk edememek ya da yalnız kalamamak, günlük işleyişten uzaklaşmak, günlük rutinleri yerine getirememek, hayatta kalmanın suçluluğunu duymak, ’Ben neden hayattayım?’ diye düşünmek kaybetme korkusu yaşamak, hayatla ilgili kontrol kaybı yaşamak, duygularını ifade etmede gönülsüzlük.”

    Kadıoğlu aileler çocukların psikolojisini korumak için yapması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

    “Olayla ilgili duygu ve düşüncelerini anlattırmaya çalışın. Ne gördüklerini, duyduklarını ya da yaşadıklarını sorun. Ebeveynlerinin onlarla ilgilendiğini, onlara dikkat ettiğini, onları korkutan ve endişelendiren her olayla mücadele etmelerine yardımcı olacağınızı söyleyin. Zorluklarla karşılaştıklarında ya da olumsuz bir duyguları olduğunda üstesinden gelmek için ne yaptıklarına dikkat ederek, bunu onların da görebilmesini sağlayın. Terör saldırılarıyla ilgili haberlere aşırı derecede maruz kalmak ya da yetişkinlerin bu konuyla ilgili konuşmalarını duymak çocukların hassasiyetini arttırabileceğinden bu konularda daha dikkatli olunmalıdır.”

  • Bakan Ala: “Terör Olayları Çözüme Kavuşturulacaktır”

    İçişleri Bakanı Efkan Ala, Türkiye’nin eskiden beri var olan terör sıkıntısının milletin arzu ettiği istikamette çözüme kavuşturulacağını söyledi.

    İçişleri Bakanı Efkan Ala, AK Parti Bursa İl Başkanlığı’nın Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlediği İl Danışma Meclis Toplantısı’na katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Bakan Ala, “Güneydoğu’da, Doğu’da, Suriye’de, Irak’ta ortaya çıkan problemler ile Türkiye’nin eskiden beri var olan terör sıkıntısı kendisine yakışır şekilde mücadelesinde milletimizin dualarıyla ve desteğiyle onların arzu ettiği istikameti çözüme kavuşturulacaktır. Türkiye, bu konuda da kendine üzerine düşeni milletin layıkıyla yerine getirecektir. Türkiye, 79 milyon olarak ileriye doğru yürüyecek ve bütün problemlerini çözecektir” şeklinde konuştu.

    “TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNDEN ÇIKARTACAK İNİSİYATİFİ ALIYORUZ”

    Doğu’daki sokağa çıkma yasakları ile ilgili de konuşan Bakan Ala, “İşi doğru yapıyorsunuz korkmayın. Vatandaşın sağlığını, güvenliğini, huzurunu esas alıyorsanız yola devam edin, biz de bunu yapıyoruz. Bazı hususlarda sokağa çıkma yasakları gündeme geliyor. Bu uzun sürüyor. Ama ne dedik; vatandaşlarımıza, insanımıza sıkıntı gelmemesini sağlamak, vatandaşlarımıza devletin adil davrandığını hissettirmeliyiz. Biz hukuk ve demokrasi içerisinde ama kararlı bir biçimde bu meseleyi vaziyet ediyoruz. Bu meseleyi inşallah Türkiye’nin gündeminden çıkartacak inisiyatifi alıyoruz ve yola devam ediyoruz” diye konuştu.

    “TERÖRÜ DESTEKLEYENLER DERHAL DESTEKLERİNDEN VAZGEÇSİN”

    “Biz bu mücadele sırasında vatandaşlarımızın en az sıkıntı çekebilecek şekilde organizasyonlarımızı yapıyoruz” diyen Bakan Ala şöyle devam etti:

    “Şimdiden o problemli olan yerleri temizlendikten sonra eski haline getirip daha iyisini yapacağız. Oradaki vatandaşlarımıza hemen yardımları yapıyoruz. Vatandaşlarımıza sağ olsunlar bunu görüyorlar ve hakkını teslim ediyorlar. Hiçbir başarı çağrısı olmayan terörü destekleyenler derhal desteklerinden vazgeçsin. Milleti maliyet etmesinler. Milletimiz nasıl bizim yanımızda nasıl bu işe destek veriyor; bunun nedeni 2002’den sonra Türkiye’de AK Parti’nin uyguladığı reformlardır. İnsana dokunan hizmetleridir. Ayrımcılık yapmamasıdır. Ayrımcılığı ortadan kaldırmasıdır. Hak ve hukuku yerine getirmesidir. Demokratik adımları atmasıdır. Yasakları ortadan kaldırmasıdır. Daha basit konulardan bahsedebilirdik, belki onlar da heyecan verici olabilirdi. Ama yükümüz ağır, hedefimiz büyük ve gönlümüz şairin dediği gibi Akdeniz gibi geniş ve sorumluluğumuz bütün yer hücredeki insanlara karşıdır.”