Etiket: Olayları

  • Virginia’da olayları takip eden helikopter düştü, 2 polis öldü

    ABD’nin Virginia eyaletinde ırkçı grupların protestoları sırasında görev yapan helikopterin düşmesi sonucu 2 polis öldü.

    Virginia eyalet polisi, Charlottesville yakınlarında ırkçı grupların protestolarını takip eden bir helikopterin düştüğünü ve kazada 2 polisin yaşamını yitirdiğini açıkladı. Ancak kazanın yaşanan protesto gösterileri ile bağlantılı olup olmadığı konusunda bilgi verilmedi. Açıklamada, helikopterin bir evin yakınındaki ağaçlık alana çarptığı, helikopterin düşüş nedeninin araştırıldığı belirtildi.

    ABD Başkanı Donald Trump da, Virginia eyaletinde yaşanan helikopter kazasında hayatını kaybeden polisler için sosyal medya üzerinden taziye mesajı yayınladı. Trump, “Bugün ölen Virginia eyalet polisinin ailelerine ve memurlarına en derin taziyelerimi sunuyorum. Hepiniz bu ulusun ürettiği en iyiler arasındasınız” dedi.

  • “Türkiye’de okulların yüzde 62’sinde şiddet olayları yaşanıyor”

    CSG City Security Group Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, Türkiye’de okulların yüzde 62’sinde şiddet olayları yaşandığını belirtti. Öğrencilerin yüzde 15’inin kesici, delici alet, silah gibi unsurlarla okullara geldiğine dikkat çeken Öztürk, ailenin bu durumdan oldukça endişeli olduğunu söyledi.

    Eğitim çağındaki çocukların, güvenli bir okul ortamında eğitimlerini sürdürebilmeleri için hazırlanan “CSG Güvenli Okul Projesi” kapsamında Uğur Okulları Antalya Muratpaşa Kampüsü ve Antalya Konyaaltı Kampüsünde ’Güvenli Okul Konferansı’ düzenlendi. Security Group Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk’ün konuşmacı olarak katıldığı konferansta, okul güvenliğinin toplum üzerindeki algısı tartışıldı.

    “Sadece okul ve çevresinde alınan güvenlik yeterli değil”

    Konuşmasında, sadece okul ve çevresinde sağlanan güvenlik çalışmalarının yeterli olmadığına değinen Öztürk, güvenlik algısının güçlü olduğu güvenlik yönetimlerinde, okul bina ve kampüslerinin tasarımından, sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklerin çeşitliliğine ve kalitesine, öğrencilerin şiddet içeren davranışlarından öğrenmeye odaklanmalarına kadar, okul kültürü ve iklimini oluşturan tüm etmenleri de içerdiğini söyledi. Öztürk, CSG Güvenli Okul Standartlarını ise fiziki ve mimari güvenlik, okul ve çevresinin güvenliği, olumlu okul iklimi ve kültürü, ziyaretçi kayıt-kontrol ve denetimi, okul paydaşlarının güvenliği, sağlık güvenliği, ulaşım ve servis güvenliği, kapsamlı acil durum ve kriz yönetimi, yüksek ölçekli güvenlik yapısı ve algısı, cctv-elektronik güvenlik, şiddet, zorbalık ve vandalizm ve bağımlılık ile mücadele olarak gösterdi.

    “Öğrencilerin yüzde 15’i okula kesici, delici alet ve silahla geliyor”

    Yeteri düzeyde güvenlik önleminin alınmadığı okullarda, ailelerin oldukça endişeli olduğunu kaydeden Öztürk, “Yaptığımız araştırmalar gösteriyor ki; Türkiye’de okulların yüzde 62’sinde şiddet olayları yaşanıyor ve ailelerin yüzde 73’ü çocuklarının okulda olduğu saatlerde güvenliğinden endişe duyuyor. Yine velilerin yüzde 64’ü çocuğu okula giderken güvenliğinden endişe duyduklarını ifade ediyor. Öğrencilerin silah ve bıçak ile okula gelmeleri önlenmeli. TBMM araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin yüzde 15’i okula kesici, delici alet ve silahla geliyor” dedi.

    Şiddet olaylarının başı: Akran zorbalığı

    Güvenlik denilince sadece okul dışından gelen tehditlerin algılandığını belirten Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Ancak en çok dikkat çeken şiddet olaylarının başında akran zorbalığı geliyor. Öğrencilere göre okulların yüzde 74’ünde sözlü ve fiziksel şiddet olayları yaşanıyor. Bu konunun önümüzdeki yıllarda da üzerinde titizlikle durulması gerekiyor. Şiddet algısı araştırmalarında gençlerin yüzde 57,4’ünün kendi yaşıtı öğrencilerin şiddetine uğradığı dikkat çekiyor. Okulda meydana gelen akran zorbalığı, siber zorbalığa neden oluyor. Aynı zamanda, okulda zorbalığa uğramanın, internet ortamında zorbalığa uğramaya ve okulda zorbalık uygulamanın da internette zorbalık yapmayı yordadığını tanımlayan görüşler bulunuyor.”

    “Toplumsal ve çevresel koşullar da etkili oluyor”

    Öztürk, okulların bulunduğu toplumsal ve çevresel faktörlerin de güvenliği etkilediğine dikkat çekerek, “Türkiye’de okul kampüsleri yapılırken ne yazık ki, çevresel koşullar göz ardı ediliyor. 2015 yılında İstanbul’da 11 ayrı okul çeşidinde yaptığımız ‘Okul Güvenliği Araştırması’ sonuçlarına göre; olumlu bir okul iklimi sağlanabilmesi adına, iletişim, akademik beklenti, bağlantı ve güvenlik alt başlıklarında öğrenci algısı güvenliği (yüzde 66), akademik beklentiden (yüzde 71) sonra 2’nci sıraya yerleştirmektedir. Ayrıca, okulların bulunduğu bölgelerin sosyo-kültürel ve ekonomik yapıları ile bölgesel şartlarından kaynaklanan sosyal faaliyetlerin yetersizliği, okul iklimini olumsuz yönde etkiliyor” ifadelerini kaydetti.

    “En önemli ihtiyaç; öğrencilerin güvende hissettiği bir okul iklimi”

    Son olarak, CSG uzmanları ve Bahçeşehir Üniversitesi akademisyenleri tarafından hazırlanan Türkiye’nin ilk Güvenli Okul Ölçeği’nin özel okullarda uygulanmaya başlamasıyla birlikte 2017 yılında yapılan CSG Özel Okullar Okul Güvenliği araştırma sonuçlarını paylaşan Öztürk, uygulama sonrası öğrencilerin yüzde 79’unun kendini okulda güvenli hissettiğini söyledi.

    Okullarda yangın, terör, siber saldırı, şiddet, servis kazaları gibi durumlar için alınan önlemler ve yapılması gerekenler konusunda bilgilendirme oranının yüzde 63 olduğunu belirten Öztürk, “En önemli ihtiyacımız, okul paydaşlarının kendini fiziksel, psikolojik, sosyal açıdan özgür ve güvende hissettiği bir okul ikliminin yaratılmasıdır. Okulların daha güvenli olması, öğrenci ve öğretmenlerin derslerine odaklanmasını, moral ve motivasyonlarını olumlu yönde etkileyerek okul başarısını artıracaktır. Sorunların önceden öngörülmesi ve eksikliklerin giderilmesi olası riskleri azaltacaktır” diye konuştu.

    Konferans sonunda CSG Güvenli Okul Projesi kapsamında güvenli okul sınıfında yer almaya hak kazanan Uğur Okulları’na, CSG City Security Group Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk tarafından güvenli okulu simgeleyen mavi bayrak ile sertifika verildi.

  • Simon Calder: “Terör olayları ile bir şekilde yüzleşmemiz ve ülkeyi kalkındırmamız lazım”

    Independet Yazarı Simon Calder, istenmeyen terör olayları ile bir şekilde yüzleşmek ve ülkenin kalkındırılmasını gerektiğini söyledi.

    Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde ‘yeni Türkiye yeni büyüme hikayesi’ konulu oturum gerçekleşti. Oturumda konuşan Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, Danimarka Maliye Bakanı ile beraber bir toplantıda olduğunu dile getirdi. Faralyalı, “Hemen yanına gittim. Bakana, ’Ya siz dünyanın nasıl en mutlu insanlarısınız’ dedim. O da bana, ’Sana tek bir kelime ile cevap vereceksem olursam güven. Biz Danimarka’da birbirimize güveniyoruz ve mutluyuz’ dedi. Bir toplumda güven arttıkça refah çoğalıyor. Bizim yeni bir Türkiye hikayesini değer toplum oluşturmaktan önce güven inşa etmemiz gerekir. Hepimiz kendi mahallelerimizden dışarıya çıkarak birbirimizi dinleyeceğiz. Toplumlar şirketlerden, şirketler insanlardan oluşuyor. Biz güveni kendi şirketlerimizde hayata geçirebiliyor muyuz. Türkiye’de değerlerimizi ve müştereklerimizi oluşturarak güçlü bir Türkiye hikayesi oluşturabiliriz” diye konuştu.

    “İstenmeyen olaylarla bir şekilde yüzleşmemiz ve ülkeyi kalkındırmamız lazım”

    Independet Yazarı Simon Calder ise “Ülke için istenmeyen olaylarla karşılaştık. Bu olaylarla bir şekilde yüzleşmemiz ve ülkeyi kalkındırmamız lazım. İnsanlar arasında ilişkilerin gelişmesi açısından uluslararası turizm önemli. 2 gün öncesinde maalesef Londra’da çok kötü terör olayı gerçekleşti. Hiç istemediğimiz olay gerçekleşti ve pek çok kişi hayatını kaybetti. Tüm bunlar dolayısıyla Londra’nın boş bir şehir olmasını istemeyiz. Türkiye ile alakalı hiç problem yokmuş gibi davranmayacağım. Genel bir riski değerlendirmemiz lazım. İngiliz turistler için en büyük risklerden bir tanesi suda yaşadıkları kazalar. Bunu unutuyoruz. Terörizm kötü bizi duygusal yönden davranışlarımızın değişmesine sebep oluyor” diye konuştu.

    “İngilizler Türkiye’ye daha kolay gelecek”

    Geçtiğimiz sene İngiltere’de referandum olduğunu hatırlatan Calder, “Biz AB’den ayrılalım dedik. Ben de bilmiyorum ama öyle bir karar verdik. Bizim için AB’den ayrılmak enteresan bir yolculuk olacak. İngilizlerin, İtalya’ya, Portekiz’e ziyareti daha zor olacak. Ama Türkiye’ye daha kolay gelecek. Sizin elektronik vize sisteminiz var. İki dakikada açıkçası başvurabiliyorum. Ama AB’ye zor oluyor. Havacılık sektörü bu alanda olmazsa olmaz. Türkiye ve İngiltere birbirine benzer. Muazzam havacılık sektörleri var. Türk Hava Yolları bildiğiniz üzere diğer hava yollarından daha fazla ülkeye uçuş sağlıyor. İngiliz hükümeti bir seyahat yapacağı zaman bu ülkelere gidecek olursanız İstanbul’da eğer aktarma yaparsanız ek bir katkı verecek. 75 pound vergi ödenmesi gerekecek. Ama İstanbul üzerinden normalde uçarsanız o zaman 13 pound ödemeniz gerecek. Oda yaklaşık olarak 40 liraya geliyor. Hem paranız cebinizde kalır hem Türkiye’nin hem de dünyanın en iyi havaalanını ziyaret etmiş olursanız. Yenisi de yolda” diye konuştu.

    “Türkiye’deki birikimimizi ve tercihlerimizi yurt dışına taşımamız gerekiyor”

    LC Waikiki Yönetim Kurulu Başkanı Vahap Küçük ise “2002 yılından sonra Türkiye ciddi kabuk değiştirdi. Türkiye’de ciddi bir alışveriş yatırımı başladı. Bizim sektörü büyüttü. Bu aynı zamanda yurt dışındaki rakip markaları Türkiye’ye getirdi. Bu durum markalarımızı geliştirme konusunda ciddi katkı sağladı. Milli geliri 2 bin dolar olan ülkelerdeki insanlar aynı ürünü Türkiye’den yüzde 40 daha pahalıya giyiniyorlar. Bugün Türk markaları olmasa Türkiye’de üretim durma noktasına gelebilirdi. O yüzden Türk markaları alışveriş merkezinde bir çok ülkede metrekare olarak fazlasını alabiliyor. Biz Türkiye’deki birikimimizi ve tercihlerimizi yurt dışına taşımamız gerekiyor. Afrika, Asya ve yakın coğrafya büyük fırsat. Bu ülkeler Türkiye’nin 25 yıl öncesindeki halindeler. Oraya gittiğimiz zaman en gözde markalar olarak Türk markalarına güvenmek zorundayız. Yurt dışına açılmak zorundayız” şeklinde konuştu.

  • Karamollaoğlu: “Terör olayları bizi endişelendiriyor”

    Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu İstanbul ve Beşiktaş’ta yaşanan terör olaylarına değinerek, “Sadece memleketimiz değil, Ortadoğu ve İslam alemi adeta yanıyor. PKK’yla önce dağda çatışmalar sürüyordu. Yol kesiyorlardı, köy basıyorlardı, sonra şehre indiler. Şehirlerimiz tahrip oldu. Eğer biz bunun arka planını araştırıp anlamazsak sadece şu meydana gelen terör olaylarını önlemek için, yapacağımız çalışmalar ve gayretler bir fayda vermez” dedi.

    Karamollaoğlu, Saadet Partisi Sivas İl Başkanlığı tarafından kentteki bir restaurantta düzenlenen “Türkiye’nin Meseleleri ve Çözüm Yolları” konulu toplantıya katıldı. Burada konuşan Karamollaoğlu, Kayseri’deki terör saldırısında şehit olanlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diledi.

    Kayseri’deki saldırının, İstanbul’daki patlamaların ardından ayrı bir endişeye yol açtığına dikkati çeken Karamollaoğlu “Bu hadiseler bizi endişelendiriyor. Özellikle terör hadiselerine baktığımızda sadece PKK terörüyle 32 yıldır mücadele ediyoruz. 1984 yılında başladı. Ondan önce de ASALA vardı. O da yaklaşık 8 yıl kadar devam etti. Bizim dışişleri mensuplarımızı katlettiler. Sonra sanki görev devri yapıyorlarmış gibi onlar ayrıldı ve siyasi olarak mücadelelerine devam ediyorlar. Kendileri ise Türkiye’deki emellerini gerçekleştirebilmek için yeni bir dönem başlattılar. Son zamanlarda bu çok yoğunlaştı. Sadece memleketimiz değil, Ortadoğu ve İslam alemi adeta yanıyor. PKK’yla önce dağda çatışmalar sürüyordu. Yol kesiyorlardı, köy basıyorlardı, sonra şehre indiler. Şehirlerimiz tahrip oldu. Eğer biz bunun arka planını araştırıp anlamazsak sadece şu meydana gelen terör olaylarını önlemek için, yapacağımız çalışmalar ve gayretler bir fayda vermez” şeklinde konuştu.

    Karamollaoğlu daha sonra “Türkiye’nin Meseleleri ve Çözüm Yolları” sunumunu gerçekleştirdi.

  • Erdoğan: “Gezi Olayları, İstanbul’un Farklılıkları Bir Arada Yaşatabilme Kabiliyetine Yapılan Bir Saldırıydı”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gezi olayları, bir yönüyle de İstanbul’un bu farklılıkları bir arada yaşatabilme kabiliyetine yapılan bir saldırıydı. Kendi düşüncelerini, ideolojilerini, kendi hayat biçimlerini İstanbul’a ve onunla birlikte tüm ülkeye dayatma hevesi içindeki bir grubun yönlendirmesiyle yaşanan bu olaylar en büyük zararı İstanbul’a verdi” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Yöneticileri ve İl Protokolü iftar yemeğine katıldı.

    Yenikapı sahili iftar alanında düzenlenen yemeğe, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, eski Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı, eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, eski Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile sanat dünyasından Orhan Gencebay, Emel Sayın, Muazez Ersoy, Hakan Peker, Petek Dinçöz, Burak Kut, modacı Nur Yerlitaş ve Yonca Evcimik ile çok sayıda davetli katıldı.

    “DÜNYADA İSTANBUL’UN FİİLİ NÜFUSUNU GEÇEN 60 ÜLKENİN OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ”

    İftar yemeğinde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul gibi bir şehre hizmet etmek her fanin ulaşabileceği bir ayrıcalık değildir. Sizler bu şehirde kayıtlarda 14 milyon 650 bin olarak geçen aslında belki 17- belki 18 milyonluk nüfusa hizmet ediyorsunuz. Sadece sayısal olarak baktığımızda da dünyada İstanbul’un fiili nüfusunu geçen ancak 60 ülkenin olduğunu görüyoruz. Birleşmiş Milletlere üye 194 ülke olduğunu düşündüğümüzde İstanbul’un büyüklüğü çok daha iyi anlaşılacaktır. Elbette İstanbul’un büyüklüğü sadece nüfus büyüklüğünden ibaret değildir. Sahip olduğu tarihsel, kültürel, ekonomik değerleri ile bir dünya şehridir” dedi.

    “EĞER BU ŞEHRE AŞIK DEĞİLSENİZ YAPTIĞINIZ İŞ SİZE YÜKTÜR”

    Böyle bir şehirde sadece yaşıyor olmanın dahi sorumluluğu bile büyüktür diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Hele yönetici olmanın vebali çok ağırdır. İstanbul’a aşkla bağlı olmadan yaşayana da bu şehir ağır bir yüktür. Eğer bu şehre aşık değilseniz yaptığınız iş size yüktür. Bu aziz şehrin kıymetini bilmeliyiz. İstanbul sadece devletler ve medeniyetlere beşiklik yapan, üreten bir şehir değildir. Tüm farklılıkların İstanbul’da ahenk içinde, uyum içinde, huzur içinde birbirlerini tamamlayarak yaşıyor olmaları bu şehrin asıl zenginliğidir, asıl özgünlüğüdür. İstanbul Türkiye’nin özetidir. İstanbul’da dünyanı yüzlerce ülkesine dair renklerine rastlarsınız. Bu farklılıkların İstanbul’da huzur içinde birbirlerini tamamlayarak yaşıyor olmaları bu şehrin asıl zenginliğidir” dedi.

    “GEZİ OLAYLARI İSTANBUL’UN FARKLILIKLARI BİR ARADA YAŞATABİLME KABİLİYETİNE YAPILAN BİR SALDIRIYDI”

    Bir süredir İstanbul’un bu vasfını tahrip etmek, farklılıkları çatışma unsuru haline dönüştürmek için uğraşıldığını, senaryolar yazıldığını, projeler üretildiğini belirten Erdoğan, “İşte son olarak Vezneciler’deki olayı gördük, yaşadık. Bu bizi ciddi manada üzen bir olay olmuştur. Açık konuşuyorum, Gezi olayları bir yönüyle de İstanbul’un bu farklılıkları bir arada yaşatabilme kabiliyetine yapılan bir saldırıydı. Kendi düşüncelerini, ideolojilerini, kendi hayat biçimlerini İstanbul’a ve onunla birlikte tüm ülkeye dayatma hevesi içindeki bir grubun yönlendirmesiyle yaşanan bu olaylar en büyük zararı İstanbul’a verdi” diye konuştu.

    “TERÖRLE MÜCADELEYİ DURDURMAK YOK”

    Terör operasyonlarına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Terörle mücadelemizi, bu meseleyi ülkemizin ve milletimizin gündeminden tamamen çıkana kadar kesintisiz şekilde sürdüreceğiz. Mücadeleyi durdurmak yok. Terörün sadece Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki değil, İstanbul’daki kaynaklarını da kurutmakta kararlıyız. Artık bu şehirde hiç kimse yüzü maskeyle, eli molotofla, silahla ortalığa dökülemeyecek, bunu da başaracağız” açıklamasında bulundu.

    Konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte video konferans aracılığı ile Rumeli Hisarı içindeki Boğazkesen Fetih Mescidi’nin açılışını gerçekleştirdi.