Etiket: Olarak

  • Kayıp Türk’ün Cesedi Restoran Zeminine Gömülü Olarak Bulundu

    Almanya’nın Hamburg şehrinde 30 Eylül 2015 tarihinden beri kayıp olduğu bildirilen 49 yaşındaki Ercan Dal’ın cesedi, bir İtalyan restoranında zemine gömülü ve üzeri betonlanmış halde bulundu.

    Hamburg Ana Tren Garı yakınlarındaki İtalyan restoranına baskın düzenleyen polis, kayıp Türk vatandaşının cesedini kan kokusuna hassas köpekler sayesinde buldu. Köpeklerin yoğunlaştığı restoranın zeminini kazan polis, çevresinde ‘CinCin’ lakabı ile tanınan Ercan Dal’ın cesedine ulaştı. Polis, ‘Casa Alfredo’ adlı restoranın 51 yaşındaki Portekizli sahibini tutukladı. Restoranın birkaç hafta önce tadilat gerekçesiyle birkaç gün kapalı kaldığı ve tekrar açıldıktan sonra vitrinine “Zeminimizi yeniledik, ayaklarınız zeminimize hayran kalacak. Gelin kendiniz görün” diye ilan astıkları görüldü.

    Ercan Dal’ın cesedi üzerinde yapılacak otopsiden sonra polisin detaylı açıklama yapacağı bildirildi.

  • Özaltın: “Turizmi Bir Barış Hareketi Olarak Görüyoruz”

    Özaltın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Özaltın, “Turizmi bir barış hareketi olarak görmek istiyoruz. Tüm insanlığı din, dil, renk, kültür olarak ayırmadan, aynı değer ve sevgi ile kucaklamak istiyoruz” dedi.

    Son yıllarda spora yaptığı yatırımlarla dikkat çeken Gloria Hotelleri’nin de sahibi Özaltın, “Almanya ve Türkiye Arasında Köprüler” başlıklı Uluslararası Diyalog Enstitüsü Konferansı’nda bir konuşma gerçekleştirdi. Beykoz’da bulunan Türk-Alman Üniversitesi’nde gerçekleştirilen konferansa Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder ve 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de katıldı.

    “ULUSLARARASI DİYALOG ENSTİTÜSÜNÜ KURDUK”

    Konuşmasına Uluslararası Diyalog Enstitüsü’nü kurduklarını hatırlatarak başlayan Özaltın, “Bu enstitü dünya genelinde, turizmin üstlendiği köprü rolünden faydalanarak kültürel ve dini anlayışı teşvik etmekte, ikisi arasındaki barışçıl ve dostane diyaloğun günlük hayata nasıl yansıtılabileceğini göstermektedir. Bugüne kakar bu inandığımız konuda değişik ülkelerde önemli toplantılar yaptık. Değişik kültürlerden, dinlerden ve yaşam tarzından dostlarımız ile bir araya gelerek önyargısız ve hoşgörü içersin de müşterek yarınımız için bazı çalışmalar başlattık. İlk toplantımızı Federal alman meclisinde gerçekleştirdik. Son olarak bu yıl 17 Mayıs ta değerli dostumuz Federal Almanya eski cumhurbaşkanı Christian Wulff himayelerin Çanakkale de gerçekleştirerek geniş bir katılım ile Dünyaya turizmde barış çağrısı yaptık” ifadelerini kullandı.

    “TURİZMİN TEMELİNDE İNSAN VE DOĞA SEVGİSİ YATIYOR”

    Dünya genelinde seyahat eden milyonlarca insanın, aslında kendi kültür elçiliğini yaptığını ve kültürler arasında dostluk için fırsat verdiğini belirten Özaltın, sözlerine şöyle devam etti:

    “Türk turizmine 1997 yılından beri hizmet vermekte olan Gloria Hotels & Resorts aracılığı ile dünyadan pek çok insan, din, dil ve kültüre hizmet veriyoruz. Ben ve bütün ailem insanları dil, din ve ırk gözetmeksizin seviyoruz. Bize göre turizmin temelinde insan ve doğa sevgisi yatıyor. Bu nedenle bütün tesislerimizde, bozulmamış bir doğa ve temiz bir çevrenin önemini bilerek; misafirlerimizden çalışanlarımıza kadar her türlü çalışmamızı insanların mutluluğu üzerine dizayn ettik. Antalya’da bu yıl hizmete açtığımız ve Avrupa ve Türkiye’de özel sektöre ait tek olma özelliği taşıyan Gloria Sports Arena’da geçtiğimiz ay içerisinde dünyanın en popüler ve en zorlu tiriatlon yarışı olan Gloria Ironman’e 57 farklı ülkeden 1250 yarışmacı katıldı. Yaşadığımız bu zamanın en önemli barış köprülerinden birinin turizm olduğunu biliyoruz.”

    Turizmin kültürler arasında dostluk ve barışa katkısına vurgu yapan Özaltın, “Tüm seyahat edenlerin de bu bilince ulaşmasını hedefliyoruz. Dünyada birçok nedenden dolayı pek çok insanın hayatı her geçen gün daha da zorlaşmakta ve milyonlarca insan geleceklerini başka ülkelerde aramak zorunda kalmaktadır. İnsanlar bazen bir seçim olarak ekonomik nedenlerle bazen de iç çatışmalar, savaşlar, doğal afetler, insan hakları ihlalleri ve benzeri nedenlerle zorunlu olarak bulundukları yerleri, ülkelerini terk etmek durumunda kalmaktadırlar. Bazıları bu işleri resmi yollarla halledebilirken bazıları da yasa dışı meşakkatli ve tehlikeli yolculuklara çıkmaktadırlar. Daha birkaç ay önce Bodrum’da talihsiz bir şekilde can veren Aylan bebeğin yürek yakan görüntüsü tüm dünyayı derin bir üzüntüye boğmuştur” diye konuştu.

    “TURİZMİ BİR BARIŞ HAREKETİ OLARAK GÖRÜYORUZ”

    Dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın, doğa ile bir bütün içerisinde insanlık için kardeşçe bir gelecek inşa edilmesi gerektiğini ifade eden Nuri Özaltın, “Bu doğrultuda turizmi bir barış hareketi olarak görmek istiyoruz. Tüm insanlığı din, dil, renk, kültür olarak ayırmadan, aynı değer ve sevgi ile kucaklamak istiyoruz. Bu vesile ile ülkemizde gerçekleştirilen G20 Zirvesinin dünya toplumlarının beklentileri ve umutları doğrultusunda geçmiş olması ve beraberliğin ve karşılık daha derin anlayışın ne kadar önemli olduğu vurgulanmasından dolayı başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ülkemize gelen tüm devlet başkanlarına ve başbakanlarına özellikle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Sayın Obama’ya, Rusya Başkanı Sayın Putin’e, Almanya Başbakanı Sayın Merkel’e ve İngiltere Başbakanı sayın Cameron’a verdikleri olumlu mesajlar ve barışa çağrıları için yürekten teşekkür ederim” şeklinde konuştu.

  • Tokat’ta 2 Ton Hamsi Ücretsiz Olarak Dağıtıldı

    Tokat’ta bir balıkçı tarafından ihtiyaç sahibi kişilere ücretsiz 2 ton hamsi dağıtıldı.

    Tokat’ta balıkçılık yapan 50 yaşındaki Halil Üneş, ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere belediyeye bağlı Aşevi Müdürlüğü’ne hamsi bağışlamak istedi. Tokat Belediyesi Aşevi Müdürlüğü’nün kapatılıp yerine gıda bankası oluşturulması nedeniyle balıkçıya Cumhuriyet Meydanı’nda balık dağıtması için izin verildi. Balıkçı, Samsun Çarşamba’dan kamyonetle getirdiği 150 kasa balığı elemanları yardımı ile dağıttı. Hamsinin ücretsiz olarak dağıtıldığını duyan vatandaşlar poşetledikleri balıklarla evlerinin yolunu tuttu. Yaklaşık 2 saat sürede 2 ton hamsi dağıtımı yapıldı.

    Balıkçı Halit Üneş, durumu iyi olmayanların da balık yemesi amacıyla böylesine bir organize yaptığını ifade ederek, “İnsanların duasını almak istiyorum. Parayla satarsak kilosu 10 lira. Önceden bunu aşevine veriyordum, onlar dağıtıyordu. Ama aşevi kapanıp gıda bankasına döndüğü için artık aşevinde dağıtamıyorum. Ben de rica ettim, burayı bana gösterdiler. Burada balık dağıtımını isteyen vatandaşlara yaptım” dedi.

  • İKV Başkanı Zeytinoğlu: “Ülke Olarak Hedeflerimize Ulaşmamız İçin AB Hedefi Olmazsa Olmazımız”

    İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, “Ülke olarak hedeflerimizin her birine ulaşmamız için AB hedefi olmazsa olmazımız” dedi.

    İktisadi Kalkınma Vakfı 1 Kasım Seçimleri ve 2015 Türkiye ilerleme raporu sonrasında Türkiye-AB İlişkileri başlıklı bir toplantı düzenledi. Şişli Esentepe‘de bulunan Tobb Plaza’da düzenlenen basın toplantısına İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Zeytinoğlu’nun yanı sıra, İKV Genel Sekreteri Çiğdem Nas, Genel Sekreter Yardımcısı Melih Özsöz ve bir çok gazeteci katıldı.

    Düzenlenen toplantıda geçtiğimiz salı günü Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan 18’incisi ilerleme raporla ilgili olarak İKV Başkanı Zeytinoğlu çeşitli değerlendirmelerde bulundu.

    Zeytinoğlu basın mensuplarının sorularını yanıtladı. AB üyeliği konusunda Türkiye kararlı mı? Şeklindeki soruya Zeytinoğlu, “Ülke olarak hedeflerimizin her birine ulaşmamız için AB hedefi olmazsa olmazımız. Avrupa Birliği hakikaten bütün kesimlerin kabul ettiği, hedeflerimize ulaşmamız açısından olmazsa olmazımız” şeklinde yanıt verdi.

    “MÜLTECİ SORUNUNDA AVRUPA BİRLİĞİ’NİN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR”

    İlerleyen günlerde mülteci sorunuyla ilgili olarak Türkiye’nin rolü ne şekilde olacak şeklindeki soruya ise Zeytinoğlu, “ Avrupa birliği mülteci konusunda Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu bir kere daha anlamış oldu.  Bunu yaparken de kendi tarafından koymuş olduğu bir takım standartlardan vazgeçebildiğini bize gösterdi. Mülteci sorunu çok önemli bir sorun Avrupa Birliği için ,bu sorunu Türkiye’siz çözemediğini de anladığı için bize çok ihtiyacı var gibi gözüküyor.  Kendi normlarını da esnetebildiğini de ispatladı diye düşünüyorum” diyerek yanıtladı.

    “ANAYASAMIZIN DEĞİŞMESİ LAZIM”

    Başkanlık tartışmalarıyla ilgili olarak Zeytinoğlu, “ Başbakan demecinde iki seçilmiş organ oluşuyor bir bakan bir başbakan orada bir sıkıntı olabileceğine vurgu yapıyor. Siyasi boyutu tabi ki farklı. Şöyle bir açıklaması da oldu Başbakanın ’Önümüzdeki dönemde muhalefet partileriyle de bir araya gelerek anayasamızı değiştirmeliyiz.  Bunun içinde çok iyi niyetli adımlar atacağız’ dedi.  Eğer çoğunluk buna karar verirse bizim açımızdan bir manisi yok. Mevcut şekilde uygulanası çok olası değil.  Anayasamızın değişmesi lazım” dedi.

    “G-20’NİN EN BÜYÜK KONULARINDAN BİR TANESİ MÜLTECİ SORUNU OLACAK”

    Zeytinoğlu, konuşmasında yakın zamanda Antalya’da düzenlenecek olan  G-20 Liderler Zirvesi’ne de değindi. Zeytinoğlu , “ Bu hafta yapılacak zirve işin son noktası. G-20’deki büyün yapacağımızı yaptık artık onu Çin’e devretme noktasındayız. Bu noktadan sonra elinde bir fırsat yok . Ancak Avrupalı liderler ülkemize gelecekler, tahmin ediyorum G-20’nin en büyük konularından bir tanesi mülteci sorunu olacak.  Bu konuda bütün liderlerin bir araya gelmesiyle ortak bir takım çözümlerde olabilir.  Bence mülteci sorun Sadece Türkiye sadece Avrupa’nın sorunu değil dünyanın sorunu. Bu konuya Amerika’nın da el atması gerekiyor diye düşünüyorum. Burada çok önemli ve ciddi bir sorun var. Avrupa Birliği tarafından sınırlarınızı kontrol edin demek sözde çok kolay ama yapılması çok kolay olan bir hadise değil. Avrupa açısından baktığınızda çok doğru bir talep ama bizim uygulama açısından çok kolay bir şey değil. Burada Avrupa Birliği’nin gerçekten taleplerinin arkasında durması lazım.  Arkasında durmasından da kastımız maddi olarak Türkiye’ye destek olmasından bahsediyoruz.  Dünya sorunu olarak algılıyorum. Bir an önce orada savaşın bitmesi gerektiğine inanıyorum “ şeklinde konuştu.

  • GDO Ürünlerinin Hayvan Yemi Olarak Kullanıldığı İddiası

    Malatya Veteriner Odası Başkanı Ertuğrul Özdemir, GDO’lu ürünlerin hayvan yemi olarak kullanıldığı iddiası ile ilgili yaptığı açıklamada, “Geleceğimizi karartacak GDO’lu ürünlerin hayvan yemi olarak kullanılması kabul edilemez” dedi.

    Başkan Özdemir, GDO’lu ürünlerin hayvan yemi olarak kullanıldığı iddiası üzerine basın açıklaması yaptı. Özdemir, “GDO’lu bitkiler, doğada yetişen diğer bitkilerden farklı olarak, genomlarında kendi türlerine ait olmayan genleri taşıdıklarından, bu bitkilerin yetiştirildiği ülkelerde, başta sağlık olmak üzere, çevre ve sosyo-ekonomik yapı üzerinde önemli riskler söz konusu olmaktadır. İnsanların bağışıklık sisteminde ve santral sinir yapısında tahribatlar, hastalıklara karşı kullanılacak antibiyotiklerin etkinliğini azaltma, kanser ve alerjik reaksiyonlara neden olmaktadır. Kalıntılarındaki toksik maddelerin ve ikinci kuşak üretimini engellemek amacıyla uygulanan yüksek dozda antibiyotiğin toprağa ve suya geçerek diğer organizmaların besin zincirine katılmaları, faunada yararlı akraba türlerin yok olmasına ve yeni zararlı popülasyonların oluşmasına neden olmaktadır. Ayrıca antibiyotiklere dayanım izleme genlerinin toprak bakterilerine geçmesi ya da terminatör teknolojisi gereği toprağa verilen yüksek dozdaki antibiyotiklerin baskısı nedeniyle dayanıklı yeni bakteri tiplerinin oluşması da görülmektedir. Yapılarındaki virüs genleri nedeniyle patojeniteleri artmış yeni virüslerin oluşabilmesi, tozlaşmayla çevredeki yabani türlerin özelliklerini dolayısıyla floranın bozulması, tür dağılımının ve dengesinin bozularak genetik kaynakları oluşturan yabani türlerin yok olması da olası sonuçlar arasındadır” dedi.

    Ülkede 25 mısır 7 soya çeşidi olmak üzere toplam 32 çeşit GDO’lu hayvan yeminin ithalatına izin verildiğini belirten Özdemir, “GDO’lu ürünlerin bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanımı yasaktır. Bebekler için tehlikeli görülen GDO, erişkin insanlara ve hayvanlara etki etmemekte midir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde GDO’lu ürünler organ tahribatına, sindirim ve bağışıklık sisteminde düzensizliklere, yaşlanmanın hızlanmasına ve kısırlığa sebep olduğu tespit edilmiştir. GDO’lu her türlü ürün, başta Avrupa Birliği olmak üzere, birçok ülkede açıkça düzenlenmiş mevzuatla yasaklanma eğilimine girmişken, ülkemizin yarınları, oluşturulacak ve yetkili kılınacak komisyonların insafına bırakılmaktadır” diye konuştu.