Etiket: Olabilirsiniz!

  • Rahat bir nefes için ameliyat olabilirsiniz

    Rahat bir nefes için ameliyat olabilirsiniz

    Burunda eğrilik ya da burun etlerinin büyüklüğü, rahat nefes almayı engelleyebiliyor. KBB Uzmanı Op. Dr. Vedat Oruk, burun estetiği ile bu sıkıntının ortadan kalktığını söyledi.

    Burun estetiği hakkında merak edilen soruları cevaplamak için IKEA Bursa çalışanlarına seminer veren VM Medical Park Bursa Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Op. Dr. Vedat Oruk, burun estetiği ameliyatının yapılabilmesi için yüz gelişiminin tamamlanmış olması gerektiğini söyledi. Bu yaşın genelde 16-17 olduğunu ve 60 yaş üzerindeki kişilere mümkün mertebe burun estetiği yapılmadığını da belirten Op. Dr. Vedat Oruk, “Burun içerisinde eğrilik, burun etlerininin büyüklüğü ve diğer sebeplerle hastanın sağlıklı nefes alamaması hayatı boyunca her alanda olumsuz etkileri beraberinde getirir. Ameliyat kararı alırken hastanın nefes problemi ve estetik kaygısını dengelemek gereklidir. Hastanın hem nefes alışverişini sağlıklı hâle getirecek hem de yüzü için ideal bir yapıya kavuşturacak bir yol haritası belirlenmelidir. Kapalı ve açık ameliyat yöntemleri var. Açık ameliyatta burun deliklerinin arasındaki bölgede küçük bir kesi açılır. Bu noktadan deri kaldırılır ve estetik uygulama yapılır. Kapalı burun estetiği ise burnun iç bölgesine müdahale edilerek gerçekleştirilir” diye konuştu.

    Burun estetiği konusunda ülkemizin çok iyi bir noktada olduğunun altını çizen Op. Dr. Oruk, merdiven altı diye tabir edilen sağlıksız merkezlerden uzak durulması gerektiğini kaydetti. Ameliyat tekniklerinin her geçen gün geliştiğini de kaydeden Dr. Oruk, cerrahî işlem sonrası için şunları söyledi:

    “Cerrahî işlem sonunda birkaç gün dışarıdan gelecek darbelere karşı burun üzerine takılan atelin durması gerekiyor. Operasyon sonrası bir hafta dinlenme yeterli oluyor. Hastanın yapısına bağlı olarak yüzde morarmalar meydana gelebilir, ancak bunların geçici olduğunu unutmayalım. Bir yere çarpıp moraran kolunuz ne kadar sürede iyileşiyorsa burun estetiği sonrası ortaya çıkan morarmalar da bu süre zarfında iyileşir.”

  • Siz de fibromiyalji hastası olabilirsiniz

    Eskişehir Fizyomer Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Beyhan Yenerkol, Fibromiyalji hastalığı hakkında bilgi verdi.

    Fibromiyalji hastalığını tanımlayan Eskişehir Fizyomer Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Beyhan Yenerkol, “Fibromiyalji kronik bir ağrı sendromudur. Yaygın kas ağrıları ve vücudun birçok bölgesinde aşırı hassasiyete neden olur. Bu hastalar, ’Her tarafım ağrıyor, ağrım bazen omzumda, bazen kolumda, bazen boynumda, belimde, bacaklarımda oluyor. Defalarca doktora gittim tüm tahlillerim normal, bir şeyin yok dediler. Kimse bana inanmıyor’ şeklinde yakınmalarda bulunur. Bu hastalık daha önceleri kas romatizması, yumuşak doku romatizması olarak adlandırılıyordu. 1990’dan beri fibromiyalji olarak tanımlanıyor. İstatistiklere göre hastalığın görülme oranı yüzde 3-6’dır. Ama bu hastalığa tanı koymak çok zor olduğu için bu oran çok daha yüksektir. Kabaca 10 kişiden biri fibromiyalji hastalığına sahiptir. Kadınların hastalığıdır. Kadınlarda erkeklere göre 5-10 misli daha fazla görülür” dedi.

    Fibromiyalji hastalığına neden olan risk faktörlerini anlatan Uzman Dr. Yenerkol, “Kadın olmak, yaşın ilerlemesi, düşme veya trafik kazası gibi omurgaya yönelik fiziksel travmalar, cerrahi müdahaleler, geçirilmiş bazı enfeksiyonlar, çocukluk döneminde geçirilen psikolojik veya fiziksel şiddet, cinsel istismar, boşanma, terk edilme, savaş, işle ilgili sorunlar, aşırı aktif yaşam tarzı, mükemmeliyetçi kişilik bu hastalığın başlıca risk faktörleridir” ifadelerini kullandı.

    Hastaların en az üç ay kesintisiz ve vücudun belli bölgelerinde gezen kronik bir ağrıya sahip olduklarını söyleyen Uzman Dr. Yenerkol, hastalığın belirtilerini ve tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı:

    “Bu ağrı hiç ara vermez, hasta kendini çok yorgun hisseder, hiçbir iş yapacak gücü kendinde bulamaz, gece uykuları huzursuzdur. Ne kadar uyursa uyusun yorgun kalkar, ayak ve ellerinde yanma ve uyuşmalar hisseder. Uyku apneleri, huzursuz bacak sendromu, gece diş gıcırdatma ve diş sıkma görülebilir. Hasta yataktan sürünerek kalkar. Eklemlerini hareket ettirmekte güçlük çeker, dikkatini toplamakta, konsantre olmakta zorlanırlar. Migren ve gerilim tipi baş ağrısı çekebilirler. Hastalığın tedavisi fizik tedavi uzmanı fizyoterapist psikolog eşliğinde olmalı. Bu konuda merkezimizde birçok tedavi ajanları kullanılmaktadır. Klasik tedavi ajanlarından hastalar büyük yarar görmektedir. Magnetoterapi kürler ve andulasyon cihazı tedavisi bu konuda çok başarılıdır. Kas spazmlarının ve ağrılarının geçirilmesinde robotik lazer kullandığımız bir diğer ajandır. Robotik lazer kan dolaşımını düzenleyip, inflamasyonu dağıtarak ağrı ve spazmın rahatlamasını sağlar. Yine bu amaçla kriyoterapi yani soğuk tedavisi kullanmaktayız. Tetik noktalara yapılan enjeksiyon tedavileri ve masaj tedavisinden de hastalar çok yararlanmaktadır. Hidroterapi yani havuz tedavisi kullandığımız bir diğer yöntemdir.”

  • Çalışma ve İş Kurumu Müdürü Metin Ülgen Kaya: “Bir kursa gidip bir sertifika sahibi olabilirsiniz ama Milli İstihdam seferberliği ile nitelik kazanırsınız”

    KIRŞEHİR (İHA) – Çalışma ve İş Kurumu Müdürü Metin Ülgen Kaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından başlatılan Milli İstihdam seferberliği ile ilgili yaptığı açıklamada bir kursa gidilerek sertifika sahibi olunabileceğini ama Milli İstihdam seferberliği ile nitelik kazanılacağını söyledi.

    İş Kur Genel Müdürlüğü ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği arasında imzalanan ve işverenin nitelikli iş gücünü karşılamak üzere başlatılan Mesleki Eğitim Ve Beceri Geliştirme İşbirliği Protokolü (MEGİP) le Kırşehir’de istihdam garantili ‘Öz Bakıma Destek Eleman’ kursu açılıyor.

    Açılacak kurs ile istihdam açığının kapatılacağını da bildiren Çalışma ve İş Kurumu Müdürü Ülgen Kaya, “Bir kursa giderek sadece sertifika sahibi olabilirsiniz. Ancak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde başlatılan Milli İstihdam seferberliği kapsamında yürütülen projemiz MEGİP ile sertifika sahibi olacağınız alanla alakalı nitelik kazanmak üzere işyerinde birebir eğitim görürsünüz.

    Teorik eğitim alarak bilgilerinizi geliştirirken aynı zamanda pratik eğitim alarak mesleğin uygulamasının nasıl olduğunu öğrenirsiniz. Bu sayede alanınızla alakalı yetkinlik kazanarak işgücü piyasasında tutunabilirsiniz. MEGİP projemizin bir artısı da kursumuz tamamlandıktan sonra eğitim gördüğünüz işyerinde işe girerek iş aramak zorunda kalmamanızdır“dedi.

  • Estetik operasyonla ‘gamze’ sahibi olabilirsiniz

    Gamzenin, cildin herhangi bir yerinde gözle görülebilir seviyedeki çukura verilen isim olduğunu belirten Doç.Dr. Yavuz Selim Yıldırım, estetik operasyonla gamze sahibi olmanın mümkün olduğunu söyledi.

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Yavuz Selim Yıldırım, “Gamze isim olarak “melek dokunuşu” “şans” gibi anlamlara gelmektedir. Gamze güzelliği simgeler. Gamze’li kişiler bebek yüzlü, neşeli ve sevimli olarak adlandırılır. Gamze nasıl oluşur ? Aslında genetik bir problemdir çoğunlukla iki taraflı görülür, nadiren tek taraflı olur. Anne karnında yüz kaslarından “zygomaticus” kasındaki kısa gelişmeye bağlı olur. Kas dokusu kısa geliştiği için cilt ve cilt altı bölgeye yapışır ve gülümseme ile ’’Gamze’’ ortaya çıkar. Doğumdan itibaren görülür, özellikle küçük çocuklar güldüklerinde gamzeleri ile çok sevimli hal alır. Gamzeler her zaman güzellik, mutluluk ve sevimlilik ölçütü olarak görülür. Yüzde iki yanakta oluşabildiği gibi çenede de oluşabilir. Vücudun diğer yapılarında da görülebilir. Anatomik olarak oluşan bir kusur bu sayede insanın gülümsemesine güzellik ve çekicilik katmaktadır” dedi.

    Gamze için bir diğer önemli gerçeğin ise genetik olarak aktarılması olduğunu ifade eden Dr. Yıldırım, “Annede babada birinde olması durumunda çocuğuna geçme ihtimali yüzde 25 iken, her ikisinde var ise çocuğuna geçme ihtimali yüzde 50 yüzde 100 arasında değişmektedir. Gülünce yanaklarında güller açar” deyiminin tam karşılığı olan “Gamzeler” için bir çok şarkı türkü şiir söylenmiştir. Genetik bir problemin herkes tarafından güzellik olarak algılanması, sahiplerine sevimlilik ve çekicilik katması oldukça ilginçtir. Gamzeler kadınlarda ve erkeklerde eşit oranda görülür, yaşla beraber bir kısmı kaybolabilir. Gamzeler sonradan oluşmaz ancak, yüzdeki mimik çizgilerine denk gelen Gamzeler daha sonradan belirgin hale gelebilir. Gamze’li insanların fazla kilo almasıyla Gamze kaybolabilir ya da zayıfladıktan sonra Gamzeler belirgin hale gelebilir” ifadelerini kullandı.

    Sonradan Gamze sahibi olmak isteyenlerin ancak estetik operasyonla gamze sahibi olabildiğini kaydeden Dr. Yıldırım, “Gamze’li insanların şanslı olduğuna inanılır ancak sonradan Gamze yaptırmak bu şansı beraberinde getirir mi işte o bilinmez” şeklinde konuştu.

  • Tüp bebek tedavisinde kullanılan modern yöntemlerle bebek sahibi olabilirsiniz

    Memorial Ankara Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Başkanı Prof. Dr. Aygül Demirol, tüp bebek tedavisinde kullanılan modern yöntemlerle bebek sahibi olunabileceğini anlattı.

    Memorial Ankara Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Başkanı Prof. Dr. Aygül Demirol, Memorial Ankara Hastanesinde düzenlenecek seminer öncesi, tüp bebek tedavisinde kullanılan modern yöntemlere ilişkin bilgi verdi. Demirol, “Hiçbir zaman merkezimizde sadece parayı düşünerek hastalarımıza gereksiz tetkikler, tedaviler önermiyoruz. Önerdiğimiz tedavinin ikinci aşamada ne kadar gebelik oranını artıracağından emin olarak gidiyoruz. Hiç spermi olmayan vakalardan testisten iğne ya da biyopsi ile spermler alınarak bunların tüp bebek için kullanımı yıllardır uyguladığımız bir yöntem ama bu alınan spermlerin içinde en sağlıklı, genetiği sağlam olanları, mikroçip yöntemi ve bunun dışında da 3-4 aşamalı çok özel hazırlıktan geçirerek uygulamaya koyuyoruz. Bunun yanı sıra bazı hastalarda döllenme sorunu oluyor. Lazer sistemiyle mikroenjeksiyon yapıyoruz. Bu, hem yumurtayı daha az zedeliyor hem de embriyo gelişimine katkıda bulunuyor” ifadelerini kullandı.

    Bundan yaklaşık 20 yıl önce bebeklerini kaybeden ve sonraki süreçte tedavi görmeye başlayan 42 yaşındaki Engin Kadıoğlu ve 40 yaşındaki eşi Melek Kadıoğlu, yaklaşık 8-9 yıldır tüp bebek tedavisini denediklerini belirtti. Engin Kadıoğlu, “Kimse bize anne baba olacaksınız demedi bugüne kadar. Çok zor yine de deneyelim dediler. Hiçbir sonuç alamadık. Yaklaşık 9 aylık periyottan sonra, 7’nci ayın sonunda eşim 10 haftalık hamile” diye konuştu.

    Tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olan Miyase Akyüz ise, “Benim 10 yıllık bir sürecim var, onun dışında ilk kez geldik buraya. Kendim tesadüfen Aygül hocaya ulaştım. Bana reset atarak, ilaç protokollerini bir kenara koyarak Aygül hocam tedaviye başladı. Zaten sağlık önemli olan maddiyat bir şekilde yerine geliyor. Tedaviler ağır” dedi.