Etiket: olabilir

  • Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Beyrut’taki patlamanın nedeni füze, bomba veya dış etken olabilir

    Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Beyrut’taki patlamanın nedeni füze, bomba veya dış etken olabilir

    Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn başkentteki patlamaya ilişkin yaptığı açıklamada, patlamanın nedeninin henüz belli olmadığını, bomba, füze veya başka bir dış etken olabileceğini ifade etti.

    Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 4 Ağustos tarihinde Beyrut Limanı’ndaki 12 numaralı depoda bulunan amonyum nitratın yanması sonucu şiddetli bir patlama meydana gelmişti. Patlamada 154 kişi hayatını kaybetmiş, 120’si ağır 5 binden fazla kişi yaralanmıştı. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn başkentteki Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda patlamaya ilişkin yaptığı açıklamada, patlamanın nedeninin henüz belli olmadığını, bomba, füze veya başka bir dış etken olabileceğini ifade etti. Avn, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan Beyrut’taki patlamaya ilişkin uydu görüntülerini istediğini aktarırken, görüntülerin Fransa’da bulunmaması halinde diğer ülkelerden talep edebileceklerini açıkladı. Cumhurbaşkanı Avn, patlama ile ilgili yürütülen soruşturmanın tüm sorumluları kapsayacağını ve yargı sürecinin hızlı ilerlemesi gerektiğini ifade etti. Avn, geç gelen adaletin adalet olmadığını vurguladı. Avn, patlamaya ilişkin yürütülen soruşturmanın uluslararası yapılmasına yönelik gelen taleplerin gerçeği saptırma girişimi olduğunu açıkladı.

    Cumhurbaşkanı, “Bu olay Lübnan’a yönelik ablukayı kaldırdı, dünya ülkeleri başkanlarının birçoğu beni arayarak maddi yardımda bulunmaya hazır olduklarını ilettiler ve yardım uçaklarını da göndermeye başladılar” ifadelerini kullandı. Avn, ilerleyen günlerde ülkesine çok sayıda yardımın ulaşacağını ve Beyrut’tun patlama öncesi durumundan daha iyi olacağını vurguladı.

    Öte yandan Beyrut’ta meydana gelen patlamanın 15 milyar dolardan fazla zarara yol açtığı düşünüyor.

  • Güneş ışınları deri kanserine neden olabilir

    Güneş ışınları deri kanserine neden olabilir

    Yrd. Doç. Dr. Pertevniyal Bodamyalızade güneş ışınlarına aşırı derecede maruz kalmanın deri kanseri gelişiminde en önemli faktör olduğunu belirtti. Bodamyalızade, yanık oluşturacak derecede yoğun güneş ışınına maruziyetin ‘ben kanseri’ olarak bilinen melanom gelişiminden sorumlu tutulduğunu ifade etti.

    Melanom dışı deri kanserlerinin dünyada en sık görülen kanser türü olduğunu ve yılda yaklaşık 1 milyon civarında yeni olgu tespit edildiğini kaydeden Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Yard. Doç. Dr. Pertevniyal Bodamyalızade, diğer deri kanseri türlerinin yaşam süresince gelişme riskinin yüzde 30 ila yüzde 10 civarında olduğunu söyledi.

    Güneş cildi yaşlandırıyor

    Yrd. Doç. Dr. Bodamyalızade son yıllarda sık tatile gitme, solaryuma girme gibi alışkanlıklarla birlikte giyinme alışkanlıklarının da değişmesinin; güneş ışınlarına maruz kalınma ve güneşe bağlı gelişen deri kanserleri oranının artmasına yol açtığını vurguladı. Bodamyalızade, bu artışın bir diğer nedeninin de ozon tabakasının incelmesiyle dünya yüzeyine ulaşabilen zararlı güneş ışınlarının artması olduğuna dikkat çekti. Güneş ışınlarının zararlarına açık olmanın, deri kanserlerine yol açmanın yanı sıra cildimizin normalden önce yaşlanmasının da en önemli nedeni olarak gösterildiğini söyleyen Dermatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Pertevniyal Bodamyalızade bu durumun olası sonuçlarını şöyle sıraladı:

    “Güneş yanıkları gelişebilir, deriniz normalden erken yaşlanabilir, cildinizde lekeler oluşabilir, deride kuruma, kalınlaşma ve mat bir görünüm meydana gelir,ince kırışıklık ve çizgilenmeler artar, deriye ait bağışıklık sistemi zayıflar ve deri kanserlerine zemin hazırlanır.”

    Güneşli iklim bölgelerinde yaşayanlar risk altında

    Bodamyalızade risk grubundaki kişilerle ilgili olarak da, “Açık tenli, yeşil gözlü, kızıl-sarı saçlı, çilli veya kolaylıkla güneş yanığı gelişebilen cilt tipine sahip kişiler, çocuklar, uzun süre veya aralıklı olarak yoğun güneş ışığına maruz kalmış kişiler, ailesinde cilt kanseri olan kişiler, anormal görünümlü ve çok sayıda beni olanlar, güneşli iklim bölgelerinde yaşayanlar ve çoğunlukla açık havada çalışanlar” dedi.

    Güneş kremi hem UVB Hem UVA içermeli

    Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Pertevniyal Bodamyalızade ideal bir güneşten koruyucunun 2 temel özelliğinin hem UVB hem de UVA ışınlarından deriyi koruması ve kozmetik olarak kabul edilebilir bir yapıya sahip olması olduğunu ifade etti ve iyi bir güneş kreminin özellikleri konusunda şunları söyledi:

    “Etiketinin üzerinde ‘geniş spektrumlu’ ibaresi bulunan ve koruma faktörü (SPF) 30 veya üzerinde olan kremler kullanılmalıdır, suya, terlemeye dayanıklı olmalıdır. Kaşıntı, kızarıklık, yanma gibi sorunlara yol açmamalı, yağlanma ve komedon gelişimi yaratmamalıdır. Cilt yüzeyinde opak-beyaz görünüm oluşturmamalıdır. Güneşe çıkmadan 20-30 dakika önce sürülmeli ve en az 2 saat sonra tekrar uygulanmalıdır.”

    Güneşlenirken bunlara dikkat

    Dermatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Pertevniyal Bodamyalızade son olarak cilt sağlığı açısından önerilebilecek hiçbir güneşlenme şekli bulunmadığını vurguladı ancak mutlaka güneşlenmek isteyenlere şunları önerdi:

    “Güneş ışınlarının en dik olduğu 10.00-16.00 saatleri arasında güneşlenmekten kaçınılmalıdır. Güneş ışığının göze olası etkileri sebebiyle mutlaka ultraviyole ışınlarından koruyucu özelliği olan bir güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Cilde sürülen deodorant, kolonya veya parfüm gibi bazı kozmetikler güneşin de etkisiyle uygulandıkları bölgede leke oluşumuna yol açtıkları için, bu tür ürünler cilde asla sürülmemelidir. Başta bazı antibiyotik ve ağrı kesiciler olmak üzere kullanılan ilaçların cildin güneşe karşı hassasiyetini artırabileceği, güneş alerjisi ve güneş yanıklarına yol açabileceği unutulmamalıdır.”

  • Uzm. Dr. Uluşık: “Akciğer nodülü kanser işareti olabilir”

    Uzm. Dr. Uluşık: “Akciğer nodülü kanser işareti olabilir”

    Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aziz Uluışık, kişideki akciğer nodülünün büyüklüğüne göre kanser olma ihtimalinin arttığını vurgulayarak, “İyi huylu nodüllerde gereksiz cerrahi girişimden kaçınmak gerekir. Kötü huylu nodüllerde ise erken dönemde tanı konarak ameliyatla sağ kalım süresi artırabilir” dedi.

    Son zamanlarda bilgisayarlı tomografi cihazlarının gelişmesiyle akciğerlerdeki nodülleri saptamak kolaylaştı. Liv Hospital Samsun Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aziz Uluışık, akciğer nodülleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

    Nodüller hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Aziz Uluışık, “Kötü huylu (malign) nodüllere mümkün olduğunca erken dönemde tanı konulup ameliyat edilmesi halinde sağ kalım süresi artar. İyi (benign) nodüllerde ise gereksiz cerrahi girişimden ve buna bağlı oluşacak sorunlardan kaçınmak gerekir. Bu nedenle nodül saptandığında nasıl bir karar verileceği çok önemlidir. Günümüzde bilgisayarlı tomografi cihazlarının gelişmesi ve tomografi çekilen hasta sayısı artması sayesinde akciğerlerdeki nodülleri saptamak kolaylaştı. Akciğer tomografilerinin yaklaşık yüzde 30’unda bir veya birden fazla nodül saptama ihtimali vardır. Ancak bunların önemli mi, önemsiz mi, kötü mü yoksa iyi huylu mu olduğuna karar vermek bazı durumlarda zor olabiliyor” diye konuştu.

    “Nodülün boyutu önemli”

    Uzm. Dr. Aziz Uluışık, öncelikle görülen nodülün boyutunun çok önemli olduğunun altını çizerek, “3 mm ve daha küçük nodüllerin kansere bağlı olma ihtimali yaklaşık yüzde 0,2 gibi düşük bir orandadır. 8-20 mm arasındakilerde bu ihtimal yüzde 18’e çıkarken, 20 mm’den büyük nodüllerde yüzde 64’den fazladır. Saptanan bir nodülün takibinde eski tomografiler ile karşılaştırmak önemlidir. Nodül boyutunda yüzde 25’den fazla bir artış olması kanser riskinin yüksek olduğuna işaret eder. Boyutundan sonra nodülün kenarlarının düzgün olup olmadığına bakmak gerekir. Kenarı düzensiz olan nodüllerin kanser riski 5 kat fazladır. Nodülün içinde kireçlenme bulunması, çoğunlukla iyi huylu olduğu anlamına gelir. Genellikle 2-3 yıl, bazı durumlarda ise 5 yıllık izlemde eğer nodülde bir değişiklik yoksa ileri incelemeye gerek yoktur” şeklinde konuştu.

    “Kanser riski nodül özelliklerine göre tayin edilebilir”

    Kanser riski hakkında da bilgiler veren Uluışık, şunları söyledi:

    “Büyüme saptanan her nodülde kanser ihtimali arttığı için radyolojik veya cerrahi biyopsi gerekir. Kanser ihtimali yüksek nodül varlığı ve riskli hastalarda ameliyat ile nodülü çıkarmak hayat kurtarıcı olabilir. Sigara kullanmış ya da halen kullanmakta olan, 40 yaş üzeri ve de kendisinde ve 1. derecede akrabalarında kanser öyküsü bulunan kişiler yüksek risk grubuna girer. Özellikle ileri yaş ve içilen sigara miktarının çokluğu ile kanser potansiyeli artar. Hekim görülen nodülün özelliklerine bakarak kanser riskini tayin eder. Buna göre de hastanın tomografi ile takip edilmesi mi, yoksa biyopsiye mi gönderilmesi gerektiğine karar verir. Bu karar hasta adına hayati olabilir. Her hasta ve nodül için aynı senaryo geçerli olmayabilir. Bu yüzden sayılan özelliklerin sadece olasılık üzerinden değerlendirildiği ve her zaman için düşük ihtimalli durumlarla da karşılaşılabileceği unutulmamalıdır.”

  • Uzm. Dr. Gül: “Bazı ağrıların sebebi psikolojik olabilir”

    Uzm. Dr. Gül: “Bazı ağrıların sebebi psikolojik olabilir”

    Psikiyatri Uzmanı Dr. Enver Gül, günlük hayatı zora sokan bazı ağrıların sebebinin psikolojik olabileceğini söyledi.

    Samsun Büyük Anadolu Hastanesinden Psikiyatri Uzmanı Dr. Enver Gül, günlük hayatı zora sokan bazı ağrıların sebebinin psikolojik olabileceğinin unutulmaması gerektiğini belirterek, önemli açıklamalarda bulundu.

    Gündelik hayatı zora sokan ağrılar hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. Enver Gül, “Önemsemediğimiz ağrılar birçok hastalığı da beraberinde getirebiliyor. Özellikle omuz ve sırt bölgesinden kollara ve başa yayılan ağrıların nedeni kimi zaman psikolojik olabiliyor. Sabah yataktan yorgun kalkıp, gün ortasına doğru hiç haliniz kalmıyor mu? Biraz iş yapsanız veya yürüseniz bacaklarınıza ağrılar mı giriyor? Birçok doktora gitmenize rağmen çözüm bulamadıysanız bu sorunlarınızı da psikolojik olarak değerlendirmek gerekebilir. İnsanlar ruhsal olarak bir gerginlik içerisine girdiği zaman farklı tepkiler verebilir. Bir şeylerden korkma, aşırı titizlik, olmayan şeyleri görme veya depresyona girme gibi durumlar da vücut buna farklı yollarla tepki verebilir” dedi.

    Ağrıların nedenleri hakkında da bilgi veren Dr. Gül, şunları söyledi:

    “Psikolojik ağrı tipleri; baş ağrıları, kas ağrıları, sırt ağrısı ve karın ağrısı psikojen ağrının en yaygın tiplerinden bazılarıdır. Psikolojik ağrının nedeni geçmişte yaşanan sorunlar örnek vermek gerekirse zihinsel hasar, kötü anılar, bir yakınını kaybetmenin acısı gibidir. Bunun sebebi şimdiki zamanda da olabilir, bu da doğrudan insan ruhuyla bağlantılı süreçlerden ya da dış durumlardan kaynaklı olması olasıdır. Gelecekle bağlantılı da olabilir. Örneğin; zor durumda olanların beklentileri, varsayıma dayalı korkular, bazı olası olay ve sonuçlar gibi. Kaygı ve endişe bunları tetikleyebilir. Bu ve bunun gibi sorunları yaşayanların mutlaka doktor desteği alması önemlidir.”

  • Pompeo: “Ambargonun sona ermesiyle Avrupa ve Asya, İran’ın hedefi olabilir”

    Pompeo: “Ambargonun sona ermesiyle Avrupa ve Asya, İran’ın hedefi olabilir”

    ABD, BMGK’ya İran’a yönelik silah ambargosunun yenilenmesini içeren karar tasarısı sundu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo silah ambargosunun Ekim ayında sona erecek olmasıyla İran’ın Rusya ve Çin’den alabileceği savaş uçaklarıyla Avrupa ve Asya’yı hedef haline getirebileceğini belirtti.

    ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler’in (BM) İran’a yönelik uyguladığı silah ambargosunun Ekim ayında sona ereceğini belirterek, “İran, Rusya’nın Su-30 ve Çin’in J-10 savaş uçaklarından alabilecek. Bu son derece ölümcül uçaklar ile Avrupa ve Asya, İran’ın hedefi haline gelebilir. ABD buna asla izin vermeyecek” dedi.

    ABD, BM Güvenlik Konseyine karar tasarısı sundu

    ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) İran’a yönelik uluslararası silah ambargosunun yenilenmesini içeren karar tasarısı sundu. ABD, sunduğu yeni karar tasarısında İran’a silah ve ilgili malzemelerin satışının, tedarikinin ve transferinin yasaklanmasını talep etti.

    BM Güvenlik Konseyinin yaklaşık 12 yıldır İran’a uyguladığı silah ambargosu, 2015’te imzalanan nükleer anlaşma kapsamında Ekim ayında sona eriyor.