Etiket: Ol

  • Ünlü Tarihçi Ortaylı, ‘Neşeli Ol, Hayatını Yaşa’ Yazısı Bulunan Mozaiği İnceledi

    Hatay’da teleferik çalışmaları kapsamında, ana direklerden birinin yerleştirileceği alanda yapılan kazılar sırasında bulunan ve üzerinde ‘Neşeli ol, hayatını yaşa’ yazısı bulunan mozaiğin de yer aldığı İplik Pazarı mevkisindeki kazı alanında, Hatay Büyükşehir Belediyesi yetkilileriyle birlikte inceleme yapan ünlü tarihçi İlber Ortaylı, çıkan mozaiğin çok önemli ve nadir bir eser olduğunu belirterek, bu eserin olduğu yere müze yapılarak sergilenmesi gerektiğini söyledi.

    Mustafa Kemal Üniversitesi’nde bir konferans için Hatay’a gelen ünlü tarihçi İlber Ortaylı, konferansın ardından, ‘Neşeli ol, hayatını yaşa’ yazısı bulunan mozaiğin bulunduğu kazı alanına gelerek çeşitli incelemelerde bulundu. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’tan kazı çalışmaları hakkında bilgiler alan ünlü tarihçi İlber Ortaylı, ardından mozaiğin bulunduğu alanda incelemelerde bulundu.

    Kazı alanında açıklama yapan İlber Ortaylı, Antakya’da birbirine bağlı şekilde çok sayıda bu şekilde mozaik olduğuna değinerek, “Bizim bildiğimiz geçmişin Antakya’sı ortaya çıkıyor. Bizim gençliğimizdeki 60’lı yıllarda bunların hiçbiri yoktu ortada. Ta yeni müzeden itibaren yan yana yapılacak kazılarda büyük mozaiklerin ortaya çıkacağı anlaşılıyor. Çünkü burada senatöryal ailelerin yani eyalet zenginlerinin kalabalığı ve servetleri hudutsuz. Bunlar kendilerini ispat etmek zorunda. Yani Roma’daki patriçe soyunun mozaik tabanla kendini ispat etmesine gerek yok. Ama bunlar edecek. Ve bunun için oradan ustalar getiriyorlar. Çok canlı şeyler, daha buradan neler çıkacak. Onun için bu mozaik yolu projesi fevkalade çekici bir şey. Antakya’nın da her zaman için bir sulh ve barış içinde yaşayacağı belli. Gelecek insanlar bunları görecek. Yani bizim bunları görmemiz lazım. Çok orijinal şeyler, tabi ben oraya kadar çıkmadım bakmadım ama resmi var elimizde. Bu yüksek seviyede bir mozaik, insanlar anatomi biliyorlar Roma döneminde, çünkü İskenderiye’de Herefilos’un çalışmasından beri, Milattan Önce 3. asırlardır. Anatomi insan üzerinde yapılmış. Bologna’da bu bilgiler var. Çok güzel şeyler yapılabilir, bu güzel yani resimden görünen bu. İnşallah değerlendirilecektir, bana kalırsa bir ayrı binada müzede teşhiri gerekir” dedi.

    Mozaiğin bulunduğu yerde eserlerin sergilenmesi için bir müze kurulacağını belirten Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi Savaş açıklamasında, “Mozaik Yolu projemiz var yaklaşık 3 ay önce başladı, mozaiği zengin olan 4 şehir var, içlerinde en zengin olanı Hatay, bu 4 şehri tanıtmak ve destinasyon oluşturmak istiyoruz. Sadece bu mozaik değil birçok eseri bu alanda bulduk, hepsini topladık, şuanda müzemizle değerlendiriyoruz, tabi tarihi doku olduğu için sürekli istişareler yapıyoruz bu nedenle uzun sürüyor. Bu arada proje çalışması da devam ediyor. İnşallah alana bir müze yapacağız ve orada bu mozaikle birlikte diğer eserleri de sergileyeceğiz. Bunun gibi bir tane daha var İtalya’da ama o bunun yanın çok amatör kalır. Destinasyon içinde insanlar buraya gelirken görmeleri için Uzun Çarşı’dan bu yana bir arkeopark yapacağız. Kazacağız, kazdığımız yeri camla kaplayacağız, diğer eserleri de orada sergileyeceğiz. İnsanlar buraya gelene kadar havaya girecekler. Bu projeyi inşallah yıl sonu veya Mart ayına kadar bitirmeyi tasarlıyoruz, herhangi ekstra bir şey çıkmazsa. Hem istasyon, hem müze hem teleferik bitmiş olacak” dedi.

  • Yaşa Ve Yaşat Eğitimi Geliştirme Derneği’nden “Çocukla Çocuk Ol” Etkinliği

    Yaşa ve Yaşat Eğitimi Geliştirme Derneği Başkanı Abdullah Küçüktepe, kaybolmaya yüz tutan mahalle kültürünü yaşatmak adına 10-15 yaş grupları arasında çocuklardan oluşacak futbol takımlarıyla ‘Çocukla Çocuk Ol’ futbol turnuvası yapacaklarını duyurdu.

    Küçüktepe, dernek olarak 7’den 70’e sevgi, saygı, kaynaşma ve dayanışmayı güçlendirmek adına, çeşitli spor dalları ve sanat alanındaki projeleriyle madde bağımlılığına karşı toplumu bilinçlendirip, özellikle çocukları ve gençleri uyuşturucu ve kötü alışkanlıklardan uzak tutma amacında olduklarını söyledi.

    Yaşa ve Yaşat Eğitimi Geliştirme Derneği Başkanı Abdullah Küçüktepe, Karabük’ün daha sağlıklı bir gençliğe ve neticesinde aydınlık bir geleceğe sahip olması için başta madde bağımlılığı olmak üzere bütün kötü alışkanlıklara karşı farkındalık oluşturma adına projelere devam ettiklerini kaydederek, “Bahar şenlikleri kapsamında 23 Nisan – 05 Haziran 2016 tarihleri arasında mahallelerimiz arasında 10-15 yaş grubunda çocuklarımızdan oluşan takımlarla gerçekleşecek olan ‘Çocukla Çocuk Ol’ Halı Saha Futbol Turnuvası düzenleyeceğiz. Modern hayat bizlere birçok imkân sunarken bir o kadar değerimizi de alıp götürmektedir. Kaybettiğimiz değerlerin en başında ise mahalle kültürü yer almaktadır. Küreselleşmenin etkisiyle tercih ettiğimiz bu yeni düzen, bir zamanlar ailelerin korkusuzca sokağa bırakabildikleri çocukları, o neşeli ve güven dolu ortamlardan sıyırıp teknolojinin kucağına atmıştır. Herkesin birbirini tanıdığı, sevdiği, saydığı eski mahallelerin tadını almış biz büyükler olarak, ecdadımızın komşuluğa ve birlik beraberliğe verdiği önemi yeniden gün ışığına çıkarmak niyetindeyiz. Düzenleyeceğimiz bu turnuva ile birlikte modernleşmenin insanlara dayatmış olduğu yaşam tarzından bir nebze de olsa kurtulup, çocuklarımızı ve gençlerimizi uyuşturucu ve her türlü kötü alışkanlıktan uzaklaştırmış olacağız. Aynı zamanda kaybolmaya yüz tutmuş olan mahalle kültürünün sıcak ve samimi ortamına kavuşmalarının yanı sıra farklı insanlar tanıyıp sosyalleşmeleri sağlanacaktır. Derneğimiz tarafından yürütülecek olan, “Çocukla Çocuk Ol” halı saha futbol turnuvası organizasyonunu daha iyi yerlere taşıyabilmek ve adına her kesimi destek vermeye ve yanımızda görmekten mutluluk duyarız” dedi.

  • Çocuk İstismarına Karşı: ‘Korunmak İçin Farkında Ol’

    Anne ve anne adaylarına çocuk istismarı konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla geliştirilen sosyal sorumluluk projesinde ilk adım ‘Çocuk İstismarı ve Farkındalık’ sunumuyla atıldı. Korunmak için farkında olmak şiarıyla yola çıkan ‘Çocuk İstismarında Mücadeleci Gönüller’ grubu çocuklara farkındalık oluşturmak için devlet işbirliğiyle okullarda eğitim vermeyi hedefliyor.

    İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğrencileri, sosyal sorumluluk projesi geliştirdikleri Üniversite Kültürü dersinde ‘Çocuk İstismarında Mücadeleci Gönüller’ ekibi oluşturdu. Mahremiyet noktasında çocuğu korumak adına annelerin farkındalığına yönelik bir sunum düzenlendi. Anne, anne adaylarının katılım gösterdiği sunumda, çocuğun kendisini güvende hissedebileceği ailelerin dahi istismar için tehlike oluşturabildiği ve çocuğun farkındalık sahibi olursa kendini koruyabileceği konuşuldu.

    İHMAL DE ÇOCUĞUN HAYATINI TEHDİT EDEBİLİR

    ‘Çocuk İstismarı ve Farkındalık’ sunumunu yapan psikoterapi uzmanı Ayşe Hüsna Arslan, terapi deneyimlerini de aktardı. Çocuk istismarını ‘bir çocuğun erişkin/ler tarafından fiziksel, duygusal, zihinsel ve ya cinsel gelişimini engelleyen ya da beden ya da ruh sağlığına zarar veren, kaza sonucu olmayan durumlarla karşılaşması olarak tanımlayan Ayşe Hüsna Arslan, ihmalin de çocuğun hayatını tehdit edebilecek ciddi sorunlara yol açabileceğini ifade etti. Arslan, çocuğun pek çok alanda yetişkin bakımına ihtiyaç duyduğu için gereksinimlerinin karşılanmamasının onun bedensel, ruhsal ve sosyal gelişimini engellediğini söyledi.

    HER 4-5 ÇOCUKTAN BİRİ İSTİSMARA MARUZ KALIYOR

    Çocuk istismarcılarının yüzde 80-90 oranında erkek olduğunu hatırlatan Ayşe Hüsna Arslan, Türkiye’de istismar oranının Avrupa’dan daha fazla olduğunu ve Türkiye’de,4-5 çocuktan birinin cinsel istismara maruz kaldığını belirtti. Çocuk istismarında yaş dağılımı bilgilerine değinen Arslan, ‘Çocuklar 3 yaşından sonra yoğunlukla da 6 yaşından sonra istismara maruz kalıyor. Aileler ise öğrenilirse çocuğun toplumla bağının kopacağını düşünerek olayı kapatıyor. Oysaki tam tersi oluyor, çocuk duygusal çöküntü yaşayabiliyor, psikolojik anlamda da yaralanıyor. Bu yaralar yetişkinlik döneminde ortaya çıkıyor, çocuklar şiddet uygulayıcısı olabiliyorlar’ dedi.

    MEDYANIN SORUMLULUĞU ‘FARKINDALIK’

    Çocuk istismarıyla ilgili gündemde yer alan haberleri yorumlayan Arslan, ‘Medyanın da daha fazla farkındalık oluşturulması konusunda daha açık, daha yoğun çalışması gerekiyor. Bunlar arka plana atılınca çocuklar neyin doğru neyin yanlış olduğunu da bilmiyor. Çocuklar ilerleyen yaşlarda istismara maruz kaldığını fark ettiğinde de davranışları değişiyor’ diye konuştu. İstismara maruz kalan bireylerin psikoterapi aşamalarından söz eden Arslan, ‘Çocuklar uzun süre istismara uğradıktan sonra psikoterapiste gidiyorlar maalesef, çok büyük yara aldıktan sonra terapiye başladıkları için de zor bir süreç oluyor. İlk terapi seanslarında güven duygusu geliştirmeye çalışıyoruz ki açılsınlar… İnsanlara karşı güvenleri sarsıldığı için -özellikle erkeklere karşı güvenleri sarsılıyor- yavaş yavaş başlıyoruz, bu terapi sabır isteyen uzun bir süreç oluyor’ ifadelerini kullandı.

    ‘BENİM BEDENİM ÖZELDİR’

    Anne ve anne adaylarına yönelik çocuk istismarında farkındalık temalı sunumunda, ebeveynlerin rolü tartışıldı. Çocukların bilinçlenmesinin öneminden söz eden Ayşe Hüsna Arslan, haklarını bilen bir çocuğun kendini korumaya yöneleceğini ekledi: “Çocuktan önce ailelerin çok önemli bir rolü var, ebeveynlerin çocukları bilinçlendirmesi gerekiyor. Bedenin özel olduğu duygusu olan çocuk, haklarını bildiği için ve haklarını arayabiliyor. Çocuklara mahremiyet bölgesinin öğretimi ailede gerçekleşir ancak, öğrenme imkânı olmayanlar için de ilkokulda da öğretmenler öğretilebilir. Almanya’yı biliyorum, orada ilkokulda çocuklarla farkındalık çalışmaları yapılıyor’.

    Çocuk istismarında farkındalık için anne ve anne adaylarına yönelik gerçekleştirilen sunumda, çocukların ailelerin ihmali nedeniyle de istismara maruz kaldıkları durumlar konuşuldu. Medyanın sorumlu yayıncılık politikası benimsemesinin de çocuk istismarının önlenmesinde önemli olduğundan söz edildi.

  • Motive Ol, Kolay Kilo Ver

    Kırklareli Lüleburgaz Özel Balkan Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt.Melike Hasip, kilolarıyla sorun yaşayan bireylerin ortak yakınması olan ’kilo vermek zor, almak ise bir o kadar kolay’ şeklindeki yakınmalara karşı, “Aslında asıl zorluğu oluşturan, ön yargı haline gelmiş bu düşüncedir” dedi.

    Kilo vermenin zor olduğu yolundaki yaygın düşüncelerin, diyet yapan kişileri olumsuzluğa iterek, umutsuzluğa, yılgınlığa, bıkkınlığa ve çabuk pes etme noktasına kadar sürükleyebildiğini kaydeden Hasip, “Diyetin en büyük yardımcısı motivasyondur. Kilolar bize baki değil. Aldığımız gibi verebiliriz de. Yeter ki, kendimizi motive edelim, sabırlı olalım ve doğru yöntemleri deneyelim” önerisinde bulundu.

    DİYETİNİZ SİZE ÖZEL OLSUN

    Dyt.Melike Hasip, kilo vermenin zorluğu konusunda olumsuz görüşlere sahip kişilerin genellikle diyet uygulamaya çalışmış ama diyetin gerektirdiklerinden bir süre sonra vazgeçmiş ve eski alışkanlıklarına geri dönmüş kişiler olduğunu söyledi. Hasip, “Oysa ki yemek yemenin sosyal bir olgu olduğu ve aslında yaşamın her anında sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirmek gerektiği düşüncesiyle hareket edilse bu zorluk ortadan kalkacaktır” diye konuştu.

    Kişinin her şeyden önce kendi sağlığı için bunu yaptığını düşünmesi ve kendini motive etmesi gerektiğini belirten Dyt.Hasip, “Motivasyon sağlandıktan sonra kendi kendine, başkası için yazılmış diyetler uygulamamalı. Ayrıca mutlaka bir beslenme ve diyet uzmanına danışmalıdır” ifadelerini kullandı.

    GÜNDE 45 DAKİKA YÜRÜYÜŞ YAPILMALI

    Lüleburgaz Özel Balkan Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt.Melike Hasip, diyette kişilerin kendine özgü diyet programı uygulamaları üzerinde de durdu. Hasip, “Kişiye özgü hazırlanmış bir beslenme programı ile yeterli ve dengeli beslenerek kilo verme gerçekleşmelidir. Ayrıca diyetin en önemli yardımcısı olan fiziksel aktivite de yeterli ve düzenli olmalıdır. Günde 40-45 dakikalık bir yürüyüş bunun için yeterli olacaktır” dedi.

    BESLENME ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİRİLMELİ

    Diyet sırasında beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini belirten Melike Hasip, günün en önemli öğünü olan kahvaltının ise kesinlikle atlanmaması tavsiyesinde bulundu. Dyt.Melike Hasip, “Güne mutlaka kahvaltı ile başlanmalı, az ve sık beslenilmeli. Kesinlikle öğün atlanmamalıdır. Kan şekerinin dengelenmesi, acıkma süresinin uzatılması ve ana öğünlerde büyük porsiyonlara yönelmemek için ara öğünlerin ihmal edilmeden yapılması gerekmektedir” diye konuştu.

    YEMEĞİN YAĞLI SUYUNU TÜKETMEYİN

    Diyetin yağ oranını azaltmak için etli yemeklere ilave yağ konulmaması gerektiğini belirten Dyt.Melike Hasip, bir uyarıyı da ’Yemeklerin yağlı sularının tüketilmemesi’ için yaptı. Hasip, diyet yapanların günde mutlaka 8-10 bardak su içmeyi de ihmal etmemelerini istedi.