Etiket: Okulunun

  • Küçük Esra’nın mektubuyla okulunun ihtiyaçları karşılandı

    Mardin’in Dargeçit ilçesinde bir öğrencinin ve okulunun ihtiyaçlarını yazdığı mektup karşılık buldu. Okulun ve öğrencinin tüm ihtiyaçları karşılandı.

    Mardin’in Dargeçit ilçesinde Altınoluk Ortaokulu öğrencisi Esra Çiçek, ‘Gönül Elçileri’ programı kapsamında düzenlenen ‘Valime Mektup Var” projesi ile okulunun ve kendisinin ihtiyaçlarını yazdı. Çiçek’in “Okuluna talep ettiği jeneratör, akıllı tahta ve kendisi için de kışlık ayakkabı” talebini öğrenen Vali Yaman’ın eşi Gülseren Yaman, talep edilen malzemeleri okula ulaştırdı.

    Yazdığı mektupla okulunun ısınma ve aydınlatma ihtiyacını giderecek olan jeneratör, akıllı tahta ve kendisi için gönderilen tablet ve ayakkabıyı alan Çiçek, Vali Yaman ve eşine teşekkür etti.

    Yeterince ısınamadıklarını ve sık sık giden elektriklerden dolayı hastalandıklarını kaydeden Esra Çiçek, kendi el yazısıyla yazdığı mektubunda şu ifadelere yer verdi:

    “Merhaba Sayın Valim; Bizim okulumuzun durumu biraz kötü. Okulumuzda sık sık elektrikler gittiği için rahatsızlanıyoruz. Bize bir Jeneratör göndermenizi istiyoruz. Birde akıllı tahta istiyoruz. Okulumuzda kantin olmadığı için kantin yapılmasını istiyoruz. Köyümüzün durumu çok ama çok kötü, yollarımız çok pis gözüküyor, yolarımızın yapılmasını istiyoruz. Çünkü köyümüz çok kötü durumda. Bana tablet göndermenizi istiyorum. Bana bir bot göndermenizi istiyorum 35 numara olsun. Sizinle görüşmek üzere.”

  • Kapatılan FETÖ okulunun ismi “15 Temmuz Şehitleri” olarak değişti

    Denizli’nin Pamukkale ilçesinde, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında kapatılan okula, 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi ismi verildi.

    Denizli’de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından şehit olanların ismi yaşatılmaya çalışılıyor. Pamukkale ilçesi Aktepe Mahallesi daha önce özel okul olarak faaliyet gösteren ve darbe girişi sonrası FETÖ soruşturması kapsamında kapatılan Servergazi İlkokulu ve Ortaokulu’nun ismi ’15 Temmuz Şehitleri Anadolu Lisesi’ olarak değiştirildi.

    Denizli Valiliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, 15 Temmuz gecesi yaşanan hain darbe girişiminde şehit olan vatandaşların maneviyatları yaşatılarak, kapatılan okulların Milli Eğitim Bakanlığının onayı ile ‘15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi’ adıyla yeni bir resmi Anadolu Lisesi açıldığı belirtildi. Daha önce ilkokul ve ortaokul olarak eğitim faaliyetini sürdüren okulun kapatılmasının ardından, 2016-2017 eğitim-öğretim yılında ’15 Temmuz Şehitleri Anadolu Lisesi’ olarak 340 öğrenci ile hizmet etmeye devam edecek.

    Okula, 29 Ağustos-02 Eylül 2016 tarihleri arasındaki ‘3. Tercih Nakil Başvurusu’ ile öğrenci kaydı yapılacak. Okulun adı, liseler için 29 Ağustos-2 Eylül’de yapılacak tercihler arasında (Tablo-2) e- okuldaki yerini alabilecek.

    Açıklamanın devamında şunlar yer aldı: “Bu kapsamda 2015-2016 öğretim yılında ortaokul ile imam hatip ortaokulu 8’inci sınıfını tamamlamış Ortaöğretime Geçiş Ortak Sınavlarına katılmış ve Yerleştirmeye Esas Puan’la (YEP) yerleştirilmiş öğrenciler, 29 Ağustos-02 Eylül 2016 tarihleri arasındaki ‘3. Tercih Nakil Başvurusu’ sürecinde ‘15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi’ne tercih ve nakil başvurusunda bulunabileceklerdir.”

  • FETÖ’nün Kara Harp Okulu’nun ’şok mangası’ bezdirme operasyonu mağdurları İHA’ya konuştu

    2009 yılında Kara Harp Okulu’nda eğitim gören iki Harbiyeli, FETÖ komutanlarının kendilerine cemaatten olmadıkları gerekçesiyle işkence ve baskı uyguladığını öne sürdü. Harbiyeli öğrencilerin şok mangası yöntemiyle bezdirilip okullardan ayrılmalarının sağlandığı ve yerlerine cemaate mensubu kişilerin alındığı Ankara Cmhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde de yer bulmuştu.

    İddianamede Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Paralel Devlet Yapılanmasının orduya ’Şok mangası’ yöntemiyle sızmaya çalıştığı tespit edilmişti. Buna göre örgüt ’Puan silme, düşük not verme, yemek vermeme, foseptikte yatıp kalkma, dikenler içinde yatıp süründürme, kirli su içirme’ gibi yöntemlerle askeri öğrencileri kaçırtarak yerine kendine yakın öğrencilerin alınmasını sağladığı bildirilmişti. Cumhuriyet tarihinde Harp okullarından en çok öğrencinin 2007-2013 arasında atıldığı kaydedilmişti.

    Çocukluk hayalleri ’Subay’ olabilmek amacıyla 14 yaşında girdikleri askeri liseden Kara Harp Okulu’na kadar gelen iki Harbiyeli ’Şok Mangası’ operasyonlarında yaşadıklarını anlattı. Hasan Dağ (26) ve Semih Battal (25) 2005 yılında girdiği askeri lisenin ardından 2009 yılında gittikleri Kara Harp Okulu’nda FETÖ üyesi komutanlardan mobbing ve işkence gördüklerini öne sürdü.

    İşkencelere 2 yıl dayanan ve okulu yarıda bırakmak zorunda kalan iki Harbiyeli’nin hayatı 129’ar bin TL’ik borçla karardı.

    Kara Harp Okulu işkenceci komutanları darbe girişiminden tutuklandı

    Semih Battal, Kara Harp Okulu’na kayıt için gittiği günden itibaren eğitim adı altında çok ağır eğitime maruz kaldığını ve bunların bir yıldırma politikası olduğunu söyledi. Kendilerine ağır eğitimlerle işkence eden komutanların FETÖ darbe girişimi kapsamında gözaltına alındığını da belirten Battal, şöyle konuştu:

    “Kara Harp Okulu’nda eğitim adı altında birçok işkenceye maruz kaldım. 2 sene boyunca bunun bir eğitim olduğunu düşünerek dayanmaya çalıştım. Kara Harp Okulu kapısından girdiğimde henüz kayıt sırasındayken daha sivil kıyafetlerle sürünmeye başladık. ’Asker ocağı ana kucağına benzemez’ diyerek 45 gün boyunca benzer zorluklara dayandık, komutan emretmeden ekmek yemedik, su içmedik. 200 kişinin 3 dakikada düzenli ve sessiz olarak yemek yemesi emrediliyordu. İzmir’in 40 derece sıcağında kaldırımlarda süründürülüp eğitim yaptırıyorlardı. Bunlar eğitim mi değil mi diye şimdi düşündüğümde hepsinin bir bezdirme işi olduğunu gördüm. O dönemde okulda görev alan yönetim kadrosundaki tüm subaylar vatana ihanetten gözaltına alındı. O dönemki tabur komutanım Müslüm Kaya, bölük komutanım Mustafa Kubilay, takım komutanım Özkan Özgenç bu isimler darbe girişimi gerekçesiyle haberlerde yer aldı. Aldığım duyumlara göre tutuklanmışlar” dedi.

    Cemaate yakın öğrencilere ayrımcılık iddiası

    Sivil liselerden de Kara Harp Okulu’na öğrencilerin geldiğini ve komutanların bu öğrencilerden bazıları ile yakından ilgilendiğini ve kendileri ile aralarında bir ayrımcılık olduğunu ifade eden Battal, “Sivil liselerden kampa katılanlar gölgede otururken biz güneşin altında çıplak ayakla koşturuyorduk. Atatürkçü, milliyetçi ve çağdaş düşünceye sahip arkadaşlarım ve ben okurken bu yapıyı hissediyorduk ve hiçbir zaman saygı duymadık. Bazı öğrenciler sürekli bir şeylerden mahrum tutuluyordu. Bizler ise yemekten sonra eğitime tabi tutulup dinlendirilmiyorduk, fiziksel ve psikolojik baskı altındaydık” dedi.

    FETÖ komutanları yüzünden 129 bin TL borçlandı

    Semih Battal ve Hasan Dağ, okulu bıraktıkları için 129 bin TL’lik tazminata mahkum oldu. Kendileri gibi 3 bin kişinin de aynı kaderi paylaşarak borç batağına saplandığını belirten Battal, “Askeri liseye girerken 37 bin TL’lik bir tazminata imza attık, ayrılırsak bunu ödeyecektik. Harp okulunda da 92 bin TL’ye imza attık. Toplamda 129 bin TL’ye çocukluğumun hayali meslek olması nedeniyle bu paraya gözü kapalı imza attık. Hiç ayrılacağımı düşünmemiştim ve 2 yıl sonra ayrıldığımda bu miktar bana borç olarak kaldı. Ayrılan 3 bin kişi 30 ile 120 bin TL arasında bir borçlar karşı karşıya kaldı. Vatana ihanet edenler yüzünden bu borca mahkum olmak beni damdan düşer gibi bir duruma sürükledi. Ödediğim miktarların geri iadesini talep ediyorum” ifadelerini kaydetti.

    Askeri liselerde ’Gülen cemaati’ dersi

    Hasan Dağ ise askeri lisede Fethullah Gülen cemaatinin derslerde ’zararlı cemiyet’ olarak okutulduğunu söyledi. Silahlı kuvvetlere sızmaya çalıştıklarını da bildiklerini belirten Dağ, “Bunların silahlı kuvvetler içine sızmaya çalıştığı yönünde ön bilgimiz vardı. Bu duruma gelineceğini düşünmemiştik. Harp okuluna geçtiğimizde çok başka bir yapıyla karşılaştık. Kendimizi sorgulamaya başladık acaba biz silahlı kuvvetleri yanlış mı tanıdık diye. Üzerimizde baskı vardı ve ayrımcılığa maruz kaldık. Disiplinsiz olduğumuz söyleniyordu ve kendimizi sorguluyorduk. 2 yıl dayandım ve bunun bir eğitim olduğunu düşünüyordum. Devre arkadaşlarımın yüzde 90’ının kalmadığını gördüm. Çocukluktan tanıdığım sağlam karakterli arkadaşlarım kalmayınca durumu anladım. Aynı durum Hava Harp Okulu’nda da geçerliydi. Bu tutuklananlardan bizim komutanlarımız olanlar vardı. Bunları görünce bizde sorun yokmuş bunlar hainmiş. Bu süreç sonunda tazminat borcu altında kaldık. Yeni bir hayat ve buna alışma süreci zorladı. Şu anda borcumu ödeyemiyorum. İcra durumlarım oldu. Benimle birlikte 3 bin arkadaşım mağdur. Bırakmasaydım 30 Ağustos’ta üsteğmen olarak görev yapacaktım” diye konuştu.

  • Buharkent Meslek Yüksek Okulu’nun Logosu Belirlendi

    Aydın’ın Buharkent ilçesindeki Adnan Menderes Üniversitesi Buharkent Meslek Yüksekokulu için başlatılan logo tasarım yarışması tamamlandı.

    Buharkent Meslek Yüksekokulu’nu temsil edecek Logonun belirlenmesi için başlatılan yarışma sona ererken 53 başvuru sahibine ait 88 eserin mücadele ettiği yarışmada birinciliği Şeyma Ebru Varıcıer aldı. Logoların ön elemesi, Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Cavit Bircan tarafından yapılırken ön elemeyi geçen logolar Buharkent’te tekrar seçime tabi tutuldu. En iyi logoyu seçmek için bir araya gelen Belediye Başkanı Mehmet Erol, Buharkent Kaymakamı Cemil Öztürk, Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Mesut Kırmacı ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Sami Yalçın, tasarımları tek tek inceledi.

    Özenle yapılan incelemelerin ardından, Şeyma Ebru Varıcıer’in tasarladığı logoyu birinciliğe layık görüldü. İleri bir tarihte birinci Varıer’e ödül takdim edilecek.

  • Siyaset Okulunun Konuğu Eski Bakan Osman Pepe Oldu

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren siyaset okulunun bu haftaki konuğu Çevre ve Orman eski Bakanı Osman Pepe oldu.

    Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinden bu güne kadar önemli ölçüde darbeler atlattığını hatırlatan Pepe, “28 Şubat darbesi de Türk siyaset tarihinin dönüm noktalarından birisidir. Tarihte 16 tane büyük imparatorluk kurmuş bir milletiz. Adnan Menderes’in yüzde 50’yi aşkın oy aldığı seçimde tek partili dönemin de sonu gelmiş oldu. Fakat Cumhuriyet tarihi boyunca milletin seçtiği siyasetçilere bazı güçler tarafından darbeler yapılıyordu. Yapılan bir takım entrikalar sonrasında Adnan Menderes ve beraberinde iki bakanın da idam edilmesi, tarihimizde kara bir leke olarak yerini aldı” dedi.

    Türkiye’de birçok darbenin yaşandığını belirten Pepe, “Kronolojik olarak bakarsak, 31 Mart Vakası olarak bilinen ayaklanmanın ardından Abdülhamit’in tahttan indirilmesi büyük zarar vermiştir. Oysaki Abdülhamit Han’ın 33 yılda yaptıkları Cumhuriyet döneminde yapılanlarla neredeyse emsaldir. 1960 darbesiyle Adnan Menderes ve beraberindekilerin idamı, 1971 yılında meclisin askıya alınması, 1982’deki askeri darbe tarihte yaşanılan elzem olaylardandır. 1997’deki 28 Şubat darbesi ile ülke maddi olarak büyük kayıplara uğramıştır’’ şeklinde konuştu.

    Siyasette aktif olabilmek için yakın tarihi çok bilinmesi gerektiğini belirten Pepe, “Türkiye’deki çoğu üniversite mezunları, doçentler, profesörler, siyasetçiler kısacası kendine aydın diyen kesimin birçoğu son 150 yıllık tarihimizi bilmiyor. Çünkü tarih kitaplarında bizlere tarihimizi hep yanlış öğrettiler. Bizlere dayatma tarih kitapları okutup yanlış bilgilendirdiler. Tarihini bilmeyen, tarihini özümsememiş hiçbir milletin ayakta kalması mümkün değildir. Rüzgâr nereden eserse o milleti o tarafa savurur” ifadelerini kullandı.