Etiket: OECD

  • OECD İstanbul’a merkez açıyor

    Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Fransa’nın başkenti Paris’te Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) İstanbul’da açacağı merkezle ilgili mutabakat zabtını imzaladı.

    Türkiye’nin bir süredir OECD ile yürüttüğü İstanbul merkezinin açılmasına ilişkin müzakereler olumlu sonuçlandı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve OECD Genel Sekreteri Angel Gurria İstanbul merkezinin açılmasına ilişkin mutabakat zaptını imzaladı.

    İstanbul’da açılacak olan yeni merkez, Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika için bir merkez olarak hizmet verecek. Merkezin konumu olarak İstanbul’un tercihi konusunda, Türk Hükümeti ile OECD arasındaki verimli müzakerelerin sonunda kararlaştırıldığı belirtildi. Bakan Zeybekci, “Türkiye OECD’nin İstanbul’da merkez açmasını memnuniyetle karşıladı” dedi.

    İstanbul’un küresel ticaret merkezi olarak rolünü güçlendirmeye hizmet etmesi beklenilen yeni açılacak olan merkezin, OECD’nin büyümeyi hedefleyen ülkelere destek vereceği gibi, hükümetlerin deneyimlerini paylaşmak ve ortak sorunlara çözüm aramak için birlikte çalışabilecekleri bir forum sağlayacak. Ülkeler ve ortaklar arasındaki diyaloğu güçlendirmek için bir güç görevi görevini üstlenecek olan İstanbul’daki merkez, kamu ve özel sektör arasındaki ilişkileri geliştirerek ve yerel, bölgesel ve uluslararası kurumlarla işbirliği yapacak.

    Bu çalışma sayesinde merkez, Türkiye ve bölgede sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme stratejilerinin desteklemesinin yanı sıra, OECD’nin en iyi uygulamalarını kullanarak, ekonomik rekabet gücü, girişimcilik, ticaret, kamu yönetimi ilgili alanlarda ülkelere yardımcı olacak. Ek olarak, Merkez küresel ticaret ve yatırım hakkındaki verileri analiz edecek ve karşılaştıracak ve gelecekteki eğilimleri tahmin etmeye çalışacak.

  • Prof. Dr. Emre Alkin, “Türkiye yapay zekâda tüm OECD ülkeleri arasında orta sırada”

    Yapay zekânın farklı disiplinler açısından ele alındığı “Altınbaş Üniversitesi Yapay Zekâ Paneli”nin (AYZEP-1) ilki düzenlendi. Yapay zekânın insan geleceğine etkilerinin neler olabileceğinin konuşulduğu panele katılan Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, “Türkiye elindeki fiber optik kablo alt yapısı, uydu yedeklemesi ve internet hızı bakımından tüm OECD ülkeleri arasında orta sıradadır. Eğer fiber optik kablo yatırımı yapılmazsa yapay zekâyı etkin şekilde kullanamayız ” dedi.

    Teknolojinin gelişimiyle birlikte insan hayatına giren ve insanlığın geleceğinde büyük dönüşümler getireceği beklenen yapay zekâyla ilgili, Altınbaş Üniversitesinde birçok akademisyen ve iş dünyasından isimlerin katıldığı bir panel düzenlendi. Yapay zekânın insan geleceğindeki yeri ve öneminin konuşulduğu panel, “İnsanın Geleceği ve Geleceğin İnsanı”, “İş Dünyası ve Yapay Zekâ” başlıklı iki oturumda gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını Altınbaş Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Altınbaş’ın yaptığı panele, Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Argun Karacabey, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar, Altınbaş Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özge Yılmaz, Altınbaş Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Yrd. Doç. Dr. Haluk Levent ve Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Dicle Yurdakul katıldı.

    “Türkiye’de yapay zekânın en iyi kullanıldığı yer finans sektörü”

    Yapay zekânın Türkiye’de kullanım alanları hakkında açıklama yapan ve Türkiye’deki yapay zekâ gelişiminin ve kullanımının orta seviyede olduğuna değinen Prof. Dr. Emre Alkin, “Yapay zekâ Türkiye’de her alanda kullanılmıyor. En iyi kullanıldığı yer finans sektörüdür. Muhasebe sistemleri ve standartlarında da yapay zekâ kullanıldığını görüyoruz. Her gün elimizden düşürmediğimiz telefonlarımızda ve otomobillerin içinde de ciddi anlamda yapay zekâ var. Bunlar yapay zekânın en hızlı kullanıldığı yerlerdir. Ancak yapay zekânın tarımda ve eğitim sektöründe de kullanılması gerekiyor. Türkiye elindeki fiber optik kablo alt yapısı, uydu yedeklemesi ve internet hızı bakımından tüm OECD ülkeleri arasında orta sırada. Eğer fiber optik kablo yatırımı yapılmazsa yapay zekâyı etkin şekilde kullanamayız” ifadelerinde bulundu.

    “Gelecekte bazı meslekler olmayacak”

    İnsanı oyalayan, kendisine ve sevdiklerine zaman ayırmasını engelleyen birçok işin artık yapay zekâ yoluyla yapılacağına da değinen Prof. Dr. Alkin, “Gelecekte bazı meslekler olmayacak. Bu meslekleri şimdiden görüp teşhis etmek ve buna göre de eğitim kurumlarını yapılandırmak gerekiyor. Öncelikle üniversitelerde, ileride olmayacak işlerle ilgili bilimsel bir çalışma yapıp veri sunmalıyız. Çünkü ileride var olmayacak mesleklerin üniversitelerde bölüm olarak açılması mantıklı değil. Yapay zekâyla ilgili bir diğer konu ise, yapay zekâya karşı duyulan endişedir. İnsanlar robotlar tarafından ele geçirilmekten korkuyor. Böyle bir durum söz konusu değil. Aksine bütün zamanımızı alan ve hatta sevdiklerimize vakit ayırmamızı engelleyen tüm işler artık yapay zekâ tarafından yapılacak. Yapay zekâ gelecekte hangi işlerin yok olacağını gösterecek ve bizlere daha fazla insani dokunuş için fırsat verecektir. Böylelikle hem kendimize hem de sevdiklerimize daha çok vakit ayırabileceğiz “dedi.

    “Yapay zekâ hayatımızın bir parçasıdır”

    Yapay zekânın hayatın bir parçası olduğu ve yapay zekâdan ciddi faydalar elde edildiğinin altını çizen Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Argun Karacabey, “Yapay zekâ hayatımızın bir parçasıdır. İnternette arama yaptığımızda bile yapay zekâyla karşı karşıya kalıyoruz ve onu kullanıyoruz. Şu anda yapay zekâdan çok ciddi faydalar elde ediyoruz. Ancak herkesin merak ettiği konu yapay zekânın istihdama nasıl etki edeceğidir. Türkiye’nin büyüme rakamlarına bakıldığında ciddi bir büyüme oranı var ortada. Diğer taraftan bu durum, ’Büyüme var ancak istihdam yok’ eleştirilerini de beraberinde getirdi. İleride büyümenin istihdamda çoğaltan değil belki de azaltan bir etkisi olacak. Çünkü bizim işlerimizi, bizden daha çabuk öğrenen, daha fazla kriteri ve değişkeni dikkate alan yapay zekânın ele geçirme ihtimali gittikçe yükseliyor. Bu durumda bizim yapmamız gereken şey, yapay zekâdan nasıl fayda sağlayabileceğimizi konuşup, tartışmaktır” açıklamalarında bulundu.

  • Başbakan Yardımcısı Şimşek OECD Toplantısında

    Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Paris’te OECD Bakanlar Konseyi Toplantısı’na katılıyor.

    Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Fransa’nın başkenti Paris’te Ekonomik İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı’nın (OECD) her yıl düzenlediği Bakanlar Konseyi Toplantısı’na katılıyor. OECD Konferans Merkezi’nde düzenlenen Bakanlar Konseyi Toplantısı’na katılan Başbakan Yardımcısı Şimşek, toplantının ikinci günü Fransız iş çevreleriyle görüşecek.

    Bakan Şimşek, Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen Fransız işverenlerle yapacağı toplantıda Türkiye’deki yatırım kolaylıkları konusunda bilgilendirme yapacak. Mehmet Şimşek, iki gün sürecek toplantılar çerçevesinde ikili temaslarda da bulunacak.

  • Türel, OECD Dirençli Şehirler Zirvesi’nde Antalya’yı Anlattı

    Antalya’da Güçlü Şehirler Ağı Zirvesi’ne ev sahipliğini yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, OECD’ye bağlı Resilient Cities Network (Dirençli Şehirler Ağı) Zirvesi’nin Lizbon’daki toplantısına katılarak Antalya’yı anlattı.

    Portekiz’in başkenti Lizbon’da düzenlenen OECD’ye bağlı Resilient Cities Network toplantısına katılan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, dünyanın farklı bölgelerinden belediye başkanları, kent yöneticileri ve bürokratlarla bir araya geldi. Başkan Türel, Antalya’nın ilk kez katıldığı Dirençli Şehirler Ağı Zirvesinde sunum yaparak Antalya’nın çözüm odaklı en güçlü şehirler arasında yer aldığını anlattı. Konuşmasına geçen ay Strong Cities Network’un ilk zirvesine Antalya’nın ev sahipliği yaptığını vurgulayarak başlayan Başkan Türel, “Bugünde Resilient Cities Network’unu lanse ederken, aslında birlikte yeni bir küreselleşme hareketini, şehirlerin küreselleşmesini gerçekleştiriyoruz” dedi.

    YENİ KÜRESEL HAREKETLER

    Sermaye akımlarının, ticaretin, bilginin, araştırma-geliştirmenin, markaların, modanın, sanatın, çevresel risklerin küreselleşmesinden sonra, artık küresel göç, küresel radikal akımlar, küresel terör gibi yeni küresel hareketlerle karşı karşıya olduklarını belirten Başkan Türel, “Küresel risklere karşı küresel işbirliği ağlarıyla daha güçlü olabileceğimizi de görüyoruz ve bugün de bu amaçla buradayız” dedi.

    TURİZMİ ANLATTI

    Başkan Türel, Dirençli Şehirler Zirvesi’nde de Antalya’nın tarihi, turizm potansiyeli, sahilleri, sahip olduğu kültürel değerleri ve ev sahipliği yaptığı organizasyonları hakkında bilgiler verdi. Başkan Türel, “Antalya’nın nasıl büyük bir turizm destinasyonu olduğunu açıklayayım. 640 kilometre kıyı şeridimizde 200’den fazla mavi bayraklı plaj, 3 binden fazla hotel ve pansiyon, 800 binden fazla yatak bulunuyor. Bölgemizde erken Helenistik Dönemden başlayarak 549 arkeolojik alan, antik şehirler ve eserler büyük bir tarih mirasını oluşturuyor. Son 12 yılda yabancı ziyaretçi sayımız iki katına çıktı. Geçen yıl yabancı ziyaretçi sayısı biraz düştü, ama yine 11 milyona yakın yabancı ziyaretçimiz 60 milyondan fazla geceleme gerçekleştirdi” dedi.

    ANTALYA’NIN TARIMSAL GÜCÜ

    Tarımsal üretimin Antalya’nın güçlü olduğu ikinci alan olduğunu belirten Başkan Türel, “6 milyon tondan fazla sebze ve meyve üretiyoruz. Büyük kısmı örtü altı üretim. Örneğin dünya taze domates üretiminin yaklaşık yüzde 2’sini Antalya yapıyor. Türkiye içinden ve dışından yerleşmek veya ikinci konut amaçlı olarak göç alıyoruz. Antalya’da 1 milyondan fazla konut bulunuyor ve yabancıların bundaki payı yüzde 7 civarında. Bu da inşaat sektörünün önemli bir ekonomik faaliyet olmasını sağlıyor. Ekonomik olarak bu güçlü yanlarımız, aynı zamanda zayıflıklarımızı da oluşturuyor. Az sayıda ürüne ve turizm ve tarım ihracatında Rusya ve Almanya’ya aşırı bağımlılığımız bu yıl ekonomide bir dışsal şok yaşamımıza neden oldu” diye konuştu.

    TURİZM İÇİN YENİ PROJELER

    Başkan Türel, turizmde ürün çeşitlendirmesi için uzun zamandan bu yana gayret sarf ettiklerini açıkladı. Golf, kongre veya MICE, spor, sağlık turizmine son yıllarda önemli yatırım yapıldığını dile getiren Türel, “Kruvaziyer ve yat turizmi için büyük yatırım projeleri hazırladık. Kültür turizminde potansiyelimiz çok büyük, fakat bugüne kadar güneş ve kum turizminin veya kitle turizminin gölgesinde kaldı. Bu nedenle yeni müzeler kuruyoruz. Antalya Film Festivali 53 yıllık bir tarihe sahip. Şimdi Antalya’da film stüdyoları kurmayı, Antalya’yı bir film merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi. Başkan Türel, “Biz, Büyükşehir Belediyesi olarak kırsal kesime karşı 2 yıldan bu yana sorumluyuz. Şimdi tarım üreticilerimiz için güneş enerjisi ile elektrik üreterek sulama maliyetlerini düşürmeye çalışıyoruz. Kırsal turizm ve doğa turizmi, yatırım yapmamız gereken alanlar” diye konuştu.

    “AYRIMCILIĞI REDDEDİYORUZ”

    Başkan Türel sosyal çalışmalarla ilgili olarak şunları söyledi:

    “Kadınların sosyal hayata aktif katılımları için, meslek eğitimleri, sanat eğitimi, ücretsiz danışmanlık ve kreş hizmeti sağlıyoruz. Engellilere yönelik hizmetlerimizde gerçekten iddialıyız. Rehabilitasyon merkezimiz birçok Avrupa ülkesiyle yarışacak düzeyde. Sosyal esneklik konusunda Antalya’nın bir tolerans, barış şehri olmasına çok önem verdiğimizi vurgulamak isterim. Biz her tür ayrımcılığı kesinlikle reddediyoruz. Bizim için her inanç, her köken, her kimlik eşit haklara sahiptir. Strong Cities Network’a üye olurken, ayrımcılıkla ve radikalleşme ile mücadele konusunda da taahhütlerde bulunarak bu vizyonumuzu güçlendirdik.”

    “ÖNEMLİ PROJELERDE REFERANDUM YAPIYORUZ”

    Türkiye’nin imparatorluk çağından bu yana güçlü bir merkezi yönetim geleneğine sahip olduğunu belirten Başkan Türel, “Yerel yönetim reformları 12 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bölgesel koordinasyon, ancak Avrupa Birliği ile uyum süreci kapsamında 2006 yılında Kalkınma Ajanslarının kurulmasıyla başlamıştır. Yerel yönetim bu dönemde gerçek bir kapasiteye kavuştu. Bu kısa tarihe rağmen, birçok alanda ve katılımcı yönetim konusunda hızlı bir ilerleme içerisindeyiz. Antalya’da kent konseyi ve derneklerle birçok alanda işbirliği yapıyoruz. Önemli projelerde halk oylaması yapıyoruz. Türkiye’de mimar ve mühendis odaları, ticaret odaları, barolar güçlü kurumlardır. Bazı projeleri yargıya itiraz ederek engelleyebilirler. Bu nedenle STK’larla işbirliği yapmaya, halk oylamalarıyla halkın desteğini almaya önem veriyoruz. Antalya’da yaşayan herkes bir sorununu online olarak bize iletebilir. Biz gelen sorun ve talepleri elektronik ortamda izleyerek, belirli bir süre içerisinde cevaplamak zorundayız” ifadelerini kaydetti.

    “ÇEVREYİ KORUYORUZ”

    Turizmin hem çevresel baskı oluşturan hem de sürdürülebilirliği zorunlu kılan bir sektör olduğunun altını çizen Başkan Türel, “Deniz temizliğini, çevre temizliğini koruyamadığımız zaman turizmde başlangıçta kaybederiz. Önceki yıllarda bu konuda ciddi sorunlar yaşadığımızı belirtmek isterim. Antalya’da Büyükşehir Belediyesi öncesinde kıyı şeridini korumak, otellerin atık yönetimini sağlamak üzere belediyelerin ve otellerin ortak finansmanla yönettikleri özel statülü atık yönetimi birlikleri vardı. Şimdi artık 640 kilometrelik mesafede bütün atık yönetimini biz kontrol ediyoruz. Belediyelerimiz ise çevre konusunda Çevre Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı denetimi altındadır. Türkiye bu konularda Avrupa Birliği standartlarını hızla uygulamaya sokmaktadır. Dolayısıyla AB standartlarının bizim için bir ilerleme faktörü olduğunu söyleyebilirim” dedi.

  • OECD Daimi Temsilcisi Rende’ye Veda Resepsiyonu

    Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, Türkiye’nin OECD nezdindeki daimi temsilcisi Büyükelçi Mithat Rende’nin emekliye ayrılması nedeniyle Paris Büyükelçiliğinde Rende’nin onuruna veda resepsiyonu düzenledi.

    Türkiye’nin OECD nezdindeki daimi temsilcisi Büyükelçi Mithat Rende’nin emekliye ayrılması nedeniyle Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, Büyükelçilik rezidansında Rende’nin onuruna veda resepsiyonu düzenledi. Büyükelçi Akil ve eşinin ev sahipliğinde gerçekleşen resepsiyona, Paris’te faaliyet gösteren çok sayıda Türk kurumlarında görevli diplomatlar ile eşleri ve yetkililer de katıldı.

    Resepsiyonda konuşan Büyükelçi Akil, çeşitli ülkelerde ve çeşitli diplomatik görevlerde bulunan Büyükelçi Rende’nin diğer görevlerinde olduğu gibi Paris’te, Türkiye’nin OECD temsilciliği görevini de çok başarılı bir şekilde yaptığını söyledi. Büyükelçi Akil, “Genelde büyükelçilikte toplandığımız zaman merkeze dönen arkadaşlarımıza veda yapıyoruz. Ben meslek hayatımda ilk defa bir meslektaşımın emekliye ayrılışı vesilesiyle konuşma yapıyorum. Meslektaşım değil ayrıca özellikle çok yakın dostum ve arkadaşım. Çünkü bizim meslek hayatımız hep kesişti, hep birlikte çalıştık uzun seneler. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, kariyerim sırasında en fazla çalıştığım ve birlikte çalışmaktan büyük keyif aldığım bir arkadaşım. Ne mutlu bize ki kariyerimizin son döneminde Paris’te birlikte geçirdik” dedi.

    Mithat Rende’nin sadece profesyonel olarak değil sosyal olarak da özellikle genç diplomatlara örnek olduğunu kaydeden Akil, “Başta eşim adına ve kendi adıma bugüne kadarki birlikteliğimiz, dostluğumuz, arkadaşlığımız ve profesyonel desteğin için çok çok teşekkür ederim. İnşallah emekli olduktan sonra da diplomasi akademisinde biraz daha arkadaşlara katkısı olur. Evet bu sözlerle ben sana yeni emeklilik hayatında eşin ve çocuklarınla mutlu bir hayat diliyorum. Biz de emekli olunca İstanbul’da birlikte olacağız” ifadelerini kullandı.

    BOTSALI: “OECD’Yİ ÇOK İYİ BİR DURUMA GETİRDİNİZ”

    Büyükelçi Mithat Rende de gerçekleştirdiği kısa konuşmasında, “Başta Büyükelçi meslektaşım Akil’e ve eşi İnci hanım ve kızı Burçin’e mutluluklar diliyorum, sağlık diliyorum. Bir an evvel İstanbul’da bir araya gelmeyi ümit ediyoruz. Bu arada buradaki hepinize dostluğunuz, arkadaşlığınız, yakınlığınız için jestleriniz için bana ve eşim Sibel’e gösterdiğiniz ilgi ve alaka için hepinize içten teşekkürlerimi sunuyorum, sağlık diliyorum mutluluk diliyorum. Ülkemiz için de hayırlı günler diliyorum, huzur diliyorum barış diliyorum, ülkeye iç huzur diliyorum. Daha güzel bir döneme gireceğiz ve çocuklarımıza, torunlarımıza daha müreffeh, daha uygar, daha güzel bir ülke bırakacağız” açıklamasını yaptı.

    Türkiye’nin UNESCO nezdindeki daimi temsilci Büyükelçi Hüseyin Avni Botsalı ise, “Türk Dışişlerinin iki tane ismiyle Büyükelçi olarak sizlerin arasında görev yapmak imtiyazına kavuşmuştum. Göz açıp kapayana kadar iki yıl geçmiş. Mithat beyle NATO’da görev yaptığım zamanlardan bugüne aynı veya yakın koridorları paylaştık. Ancak hiçbir zaman birlikte çalışamadık. Ama uzaktan hep birbirimizi takip ettik. Büyükelçi Hakkı ve Mithat özellikle enerji sektöründe bugün Türkiye’yi dünya haritasına oturtan iki kişidir. Enerji güvenliğinde 21. yüzyılda Türkiye’nin istikrarı, hayat sigortası altında bu kişilerin imzaları, mühürleri var. Emekli olduklarını görmeyeceksiniz çünkü muhtemelen emekli olduktan sonra daha aktif olacaklar. Hem sosyal hayatlarında hem de profesyonel hayatlarında çok muhtemelen de devletin bizlere sunmuş olduğu çok büyük sıfat, unvan ve statüden ayrı ama daha müreffeh geleceğe doğru yürüyeceksiniz” ifadelerini kullandı.

    Mithat Rende’nin arkasında çok güzel işler bıraktığını bildiren Botsalı, “Güle güle git, sevgiyle git. Arkanda çok güzel izler bırakıyorsun. OECD’deki bizlerle paylaştığın mesleki ilişkilerinden çok güzel sözler işittim. Çok güzel bir isim ve iz bırakıyorsunuz. OECD’yi çok iyi bir duruma getirdiniz. Size teşekkür ederiz güle güle gidin” şeklinde konuştu.