Etiket: ödemeli”

  • Fatih Terim: “Herkes bedelini ödemeli. Teknik direktörün dışarıda kalması hoş değil”

    Lokomotiv Moskova maçı öncesi düzenlenen basın toplantısında TFF’nin verdiği cezalar hakkında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, “Herkes bedelini ödemeli. Bir teknik direktörün dışarıda kalması hoş değil” dedi.

    Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ve futbolcu Yuto Nagatomo, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde oynanacak Lokomotiv Moskova karşılaşması öncesi düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

    Lokomotiv Moskova maçına değinen Terim, “Moskova’da oynanan önceki iki maçta hava pek böyle değildi. Onlar şanslılardı ama biz de bu mevsimde Moskova’da böyle bir havayı bekliyorduk. Daha evvelki tecrübelerimiz bunu gösteriyor. Futbolcunun maalesef ’kar, yağmur, çamur’ deme lüksü yok. Bu seneye baktığımızda birkaç gün haricinde pek soğuk da yaşamadık. Ancak adapte olmaya çalışacağız, adapte olmak zorundayız” dedi.

    “Kimin oynayacağına yarın karar vereceğim”

    Maç kadrosuna yarın kara vereceğini aktaran deneyimli teknik adam, “Meslektaşım Yuri Semin, Rus futbolu için çok önemli bir isim. Çok takdir ettiğim, deneyimli bir hoca. Daha önce de karşılaştık. Kendisine söyledikleri için teşekkür ederim. Açıkçası üçlü, dörtlü veya beşliye çok takılmayın. Oyun felsefemize, anlayışımıza ve ne yapmak istediğimize bakın. O daha belirleyici olacaktır. Oyun içinde numaralar çok esnek bir şekilde değişebilir. Yuto dahil kimin oynayacağına yarın karar vereceğim. Yuto, ilk defa bu kadar soğuk bir havada antrenmana çıkacak. Birkaç tane deneyeceğimiz oyuncu da var. Onun için şu an bir şey diyemeyeceğim. Bizde zaten eksik oyuncu sayısı fazla. Sahaya 11 kişi çıkacağız. Ondan emin olabilirsiniz. Dışarda kalıp burada olmayan sakat oyuncularımız var. En başta Belhanda, ilk maçta oynayan Emre ve Sinan kesin olarak yok. Bugünkü antrenmandan sonra Yuto da olmayabilir. Çünkü, sevgili doktorumuz ve Yuto’nun doktoru ‘tek korktuğum soğuk’ demişti. Onun için tedbirli davranıyoruz” dedi.

    “Cezalı ve sakatımız bir hayli fazla”

    Eksik sayısının fazla olduğunu belirten Terim, “Cezalı ve sakatımız bir hayli fazla. Allah beterinden saklasın. Olur böyle şeyler. Yarın hem Rodrigues, hem Ndiaye hem de Donk oynayacak. Çünkü baktığımızda her oyuncuya ihtiyacımız var. Kısa sürede sırayla dört tane maç oynayacağız. Cezalı oyuncularımızın oynayabileceği maç, bu maç sadece. Onun dışında diğer maçlarda sakatlar doğal olarak yok. Üstüne cezalılar oynamayacak. Onun için özellikle cezalı olup da sakat olmayanlar bizim en önemli oyuncularımız. Sadece her zamanki 11’de yer aldıkları için değil; diğer oyuncularımızı da dinlendirdikleri için çok önemli bir görev daha yapıyorlar. Çünkü, bazı oyuncularımız cezalarla Avrupa dışında devreyi bitirdi. Onun için yarın hepsi oynayacak” şeklinde konuştu.

    “Herkes bedelini ödemeli”

    Aldığı cezalarla ilgili de konuşan Terim, şu açıklamada bulundu:

    “Açıkçası Şampiyonlar Ligi platformunda Türkiye’yi çok konuşmak istemiyorum. Madem sordunuz, söyleyeyim. Muhakkak ki rahatsızım. Hoş değil. Bu durum beni tabii ki hırslandırıyor. Çünkü, Türkiye ilk defa bir asgari müşterekte birleşti: ‘Ceza ağır.’ Ancak, bu vesileyle birkaç şey söyleyeyim. Her başarısızlıkta önce teknik direktör bunun bedelini ödüyor. Oyuncu ödüyor; iyi oynamazsa başka kulübe gönderiliyor. Antrenör gönderilir veya karşılıklı konuşarak mukavelesi feshedilir. Ama ben yöneticilerin hiç bu bedeli ödediğini görmedim. Turnuvaya katılanlar, turnuvayı alamayanlar hiçbir şey ödemeyecek mi? Orada yıllardır kalanlar var. Onlar hiçbir şey ödemeyecek mi? Hakemler de ödüyor; dinlendiriliyorlar. Bizim de işimize son veriliyor. Oyuncu, hakem, teknik direktör böyle ama yöneticilere bir şey yok. Alınamayan turnuvalar, gidilemeyen turnuvalar Ancak kimse bedelini ödemiyor. Hatta 8-10 sene kalan bile var orada. Tuhaf olan bu. Herkes bedelini ödemeli. Bir teknik direktörün dışarıda kalması hoş değil. Ona da bir kural getirilmesi lazım. Yıllardır savunuyorum. Bizim Antrenörler Cemiyeti de bu konuda biraz mücadele etmeli. Belki bir noktaya kadar para cezası olabilir. Çünkü siz oyunun en önemli aktörünü dışarı atıyorsunuz. Birkaç defa yapmışsa, ağır bir hareketse bunu zaten yaparsınız. Ancak yönetici olsun, başkanlar olsun, hocalar olsun, oyuncular olsun. Burada ceza Galatasaray Kulübü’ne veriliyor. Takımın başında olamamam büyük bir handikap olsa da yukarıdan izliyorum. Belki düşünülebilir bu da ileride. Buradan gelecek para eğitime aktarılabilir. Avrupa’da bunun örneklerini görüyoruz. Dolayısıyla böyle bakmakta yarar var. Mühim olan oyunda tutmak. Şimdi herkes diyor ki: ‘Bu cezalar çok fazla.’ Bu fazla cezayı verenler bu bedeli ödemeyecek mi? Orada mı kalacaklar? Adalet varsa herkes için olmalı. Bundan son derece rahatsızım. Nitekim ben savunmamı yapmadım. Yapmayacaktım da. Galatasaray camiasına olan saygım doğrultusunda, bazı şeylere emin olmama rağmen usulen itiraz ettim. Eşit dağılırsa daha hoş olurdu. Gönül isterdi ki; hiç olmasın. Ancak benim gönlüm çok rahat. Ben ne yaptıysam bedelini fazlalıkla ödedim.”

    Yuto Nagatomo: “Kendimi gayet iyi hissediyorum”

    Sarı-kırmızılı oyuncu Yuto Nagatomo ise, “Schalke maçından sonra bildiğiniz gibi bir sakatlık yaşadım. O maçtan sonra doktorum bana direkt hastaneye gitmemi söyledi. Çünkü eve gitseydim, hayati bir risk taşıyordu. Kendisine ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Ayrıca, Fatih Hocam ve arkadaşlarım da bu hastane sürecinde beni hiç yalnız bırakmadılar. Hep yanımdalardı. Onlara da çok teşekkür ediyorum. Şu an kendimi gayet iyi hissediyorum. Üçlü defans da dörtlü defans da oynasak benim için bir problem olacağını düşünmüyorum. Hiçbir sıkıntı yok” dedi.

  • Kapıda ödemeli rezervasyonlar otelcileri mağdur ediyor

    Müşterilerin otel konaklamaları için yaptığı kapı giriş ödemeli rezervasyonlar, kullanmadığı ya da iptal edilmediği takdirde otelleri zor durumda bırakabiliyor.

    Müşterilerin otel konaklamaları için yaptığı kapı giriş ödemeli rezervasyonlar, kullanmadığı ya da iptal edilmediği takdirde otelleri zor durumda bırakabiliyor. Son yıllarda misafirlerin kullanmadığı ve iptal etmediği kapı giriş ödemeli rezervasyonlar nedeniyle birçok otelin mağdur olduğuna dikkat çeken Oteldenal Turizm Genel Müdürü Bülent Kalkan, ’’Müşterilerin kapıda gelince ödeme yapacağım diyerek rezervasyon yapıp yer ayırtması ve buna rağmen bilgi vermeden otele gelmemesi, otelleri çok zor durumda bırakıyor. Bazı zamanlarda bir müşterinin aynı tarihe 3-4 farklı otele rezervasyon yaptırdığı durumlarla bile karşılaşılıyor. Bu tür durumlarda misafir otele giderse ödemesini otelde kapı girişinde yapıyor ancak gitmediği takdirde herhangi bir ödeme bilgisi paylaşmadığı için bir yaptırım bulunmuyor. Konaklama yapılmadığından dolayı hem oda kullanılmıyor hem de kullanılmayan odanın bir başkası müşteriye satışı hemen mümkün olmuyor. Bu noktada otellerin müşterilerin kullanmadıkları kapı giriş ödemeli rezervasyonlarından kaynaklanan No-Show konusunda mağduriyetlerini giderici çözümlerin olması büyük önem taşıyor. Oteldenal, kapı ödemeli rezervasyonlarda otellere ödeme garantisi veriyor’’ dedi.

    ’’Misafirlerin kapıda ödemeli rezervasyonlarında sorumluluğu alıyoruz’’

    Müşterilerin kullanmadığı kapı giriş ödemeli rezervasyonlardan kaynaklanan No Show mağduriyetlerinin otellere kapı ödeme garantisi verilmesi ile giderilebileceğini ifade eden Bülent Kalkan, ’’Türkiye genelinde 2 binden fazla tesis ile çalışıyoruz. Müşterilerin kapı giriş ödemeli rezervasyon şeklinde yaptığı kullanılmamış ve iptal edilmemiş rezervasyonların oteller açısından sıkıntılı bir durum olduğunun farkındayız. Bu durumun önüne geçebilmek adına çalıştığımız tesislere kapıda ödeme hizmeti sağlıyoruz. Biz kendi EXNET sistemimizde misafirin kapı giriş ödemeli rezervasyonunda sorumluluğu alıp, misafir gelmezse 1 gece No Show tutarını firma olarak otele ödüyoruz. Yani kapı ödemede No-Show garantisi veriyoruz. Otellere No-Show garantisi veren tek firmayız” şeklinde konuştu.

    “Hizmet kalitesi ve istihdamı artırmayı amaçlıyoruz”

    Türkiye ekonomisinde turizm sektörünün istihdama katkısının giderek arttığına da dikkat çeken Kalkan, istihdama yönelik yatırımlarının artacağına vurgu yaptı. Almanya, Fransa, Rusya, Hollanda gibi 4 farklı ülkede ofis açmayı planladıklarını belirten Kalkan, “İzmir merkezli bir seyahat acentesi olarak sezonda yaklaşık 70 kişilik personel ile hizmet veriyoruz. İzmir’de 2018 yılı için sezon öncesi 30 kişilik bir ofis daha açıp hem hizmet kalitemizi hem de istihdamı artırmayı amaçlıyoruz” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “1 milyon insanı öldüren katil Esed bedel ödemeli”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu gece, olan o sarin gazlarını kullanan, klor gazı kullanan katil Esed’in attığı adım ABD tarafından ilk cevabını buldu. Yeterli değil, bunun devamı gerekli. 1 milyon insanı öldüren bu adam bedel ödemeli. Bizce meşru bir zeminde Suriye siyasi iktidarını bulmalıdır. Görüşmelerimizi yapmaya devam ediyoruz. Bizlerde liderlerle görüşmelerimizi yapıp üzerimize düşeni yapacağız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana Sanayi Odası’nın (ADASO) 50. Yıl Onur Gecesi’nde iş adamlarıyla bir araya geldi. Sheraton Otel’de düzenlenen gecede konuşan Erdoğan, Türkiye’nin birçok sabotaj girişimine rağmen kararlılıkla yolunda yürüdüğünü belirtti. Erdoğan, “Türkiye birçok sabotaj girişimine rağmen kalkınma yolunda kararlılıkla yürüyor. Burada olduğu gibi kamu kurumlarımız ve özel sektörümüzle geçmişte ki hizmetler ve taktiri ile geleceğe dair hizmetlerin planlamasını yapıyoruz. İçeriden ve dışarıdan kötü koşullara rağmen Devlet ve millet el ele vererek ülkemize kurulan tuzakları boşa çıkardı. Türkiye’nin tökezleyeceğini düşünenlere unutmayacakları dersleri verdik. Ekonomik suikast girişimlerine boyun eğeriz diye düşünenleri hayal kırıklığına uğrattık” dedi.

    “Büyüme rakamlarımız önemlidir”

    Bu hafta açıklanan Türkiye’nin büyüme rakamlarının bazı kesimleri hayal kırıklığına uğrattığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Bu hafta açıklanan büyüme rakamları bazılarının hayal kırıklığı oldu. Türkiye 2016 yılında yüzde 2,9 oranında büyüme kaydetti. Son çeyrekte ki rakam yüzde 3,5’a ulaştı. Bu oranları yeterli bulmuyoruz. Bizim ta başbakanlığımızdan itibaren hedefimiz yüzde 5’i tutturmaktı. Dünyada da hemen hemen bir kaç ülkenin dışında bu sıkıntılar var. Bu aziz milletin çok daha fazlasına layık olduğunu biliyoruz. 2016 yılında yaşadığımız onca terör saldırısına, jeopolitik risklere, 15 Temmuz’a rağmen yakalanan büyüme oranı ekonomi açısında büyük bir başarıdır. Türkiye bu oranlarla yüzlerce ülkenin önüne geçmiştir. G-20 sıralamasında ise önemli bir konuma gelmiştir. Yüzde 1,5 büyüyen Avrupa Birliği’ne karşıda bu oranlar önemlidir.”

    “Mevsimlik işçilerle istihdamı arttıracağız”

    Türkiye’nin ihracatının da geçen yıllara göre büyük bir büyüme kaydettiğini belirten Erdoğan, Mart ayındaki ihracatın geçen sene Mart ayına göre artıp 145 milyar dolara ulaştığını ifade etti. Erdoğan, geçtiğimiz aylarda başlatılan istihdamda milli seferberliğinde meyvesini toplamaya başladıklarını kaydederek, “İstihdam konusunda verilen sözlerin yakın takipçisi olacağımı belirtmek istiyorum. Hedefi istihdamda aşmamızın gereğine inanıyorum ve bunu başaracağız. Mevsimlik istihdam süreci başlıyor kat ve kat bu istihdamı arttıracağız. Küresel enflasyonda ki görülen yükselmemenin de bu sürecin başlatılmasıyla rayına oturacağını biliyorum. Türkiye en zor dönemini geride bırakmıştır. Türk milletinin kaybedeceğini düşünenler bir kez daha üzüntüye uğramıştır. Siyasi iradenin kararlı duruşu sayesinde ekonomik anlamda Türkiye kalkınmıştır” diye konuştu.

    “16 Nisan’dan sonra Türkiye’yi tutamayacaklar”

    Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye verdikleri kredi notlarının hep siyasal nedeni olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamalarında yaşadıkları hayal kırıklığını görebiliyoruz. Keser döner sap döner gün gelir hesap döner olay bu. Bunların ülkemizle ilgili olumsuz hesapları boşa çıktı. En büyük zarara kendileri uğradı. Bu işte en büyük şey itibardır. Ben sanayicime, iş adamlarımıza güveniyorum. Bu gelişmeler karşısında biz birbirimize inanalım, Türkiye bu sıçrama sürecini hele 16 Nisan’dan sonra atacağımız adımla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile inşallah Türkiye tutunamayacak bir ülke konumuna gelecektir. Bu malum kuruluşlar da bizim ve dünyanın birçok ülkesinde itibarlarını kaybetmiştir” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’nin de ekonomik anlamda çöktüğünü Avrupa Birliği’ne 400 milyar avro borcu olduğunu kaydetti.

    “14 yılda en önemli şey güven ve istikrar”

    Türkiye’nin son 14 yılda güven ve istikrar temin ettiğini ama onun öncesinde sürekli ülkenin ekonomik krizler yaşadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

    “Son 14 yılda tesis ettiğimiz güven ve istikrardır. Bu 2 sihirli kavram ile başardık. 2002’den bu yana reformlar olmasa Türkiye ekonomisi darmadağın olurdu. 1994-2001 krizini ve bunların iş dünyasına yansımalarını siz benden iyi bilirsiniz. Siz işin içerisindesiniz. Bırakın darbe girişimini bir anayasa kitapçığının fırlatılması ile krize giden bir ekonomimizi vardı. Dünya ekonomisi büyürken biz küçülüyorduk. Başka ülkeler ürettiğini satarken bizler yerimizde sayıyorduk. Bizim siyasetçilerimiz IMF’nin kapıların 3-4 milyon dolar için bekliyorlardı. Davos olayında IMF başkanı ile konuştuk siz bize verdiğiniz parayı mı yoksa Türkiye’yi mi yöneteceksiniz dedim. Bize verdiğiniz parayı yönetecekseniz lafım yok. Ama bizim idari noktada Türkiye’ye müdahale etmeyeceksiniz. Siz taksitlerinizi takip edin. Ama siyaset, kusura bakmayın ben yönetiyorum siz değil. 2013 yılında IMF’ye 23,5 milyar dolar borcunu biz sıfırladık. Daha sonra IMF 5 milyar dolar istedi. Verin dedim. Veren el alan elden hayırlıdır dedim. Bunlar herhalde vermeyeceğimizi zannediyorlardı verelim deyince vazgeçtiler.”

    “Vatandaşa hizmet eden ekonomimiz var”

    Türkiye Merkez Bankası’nın 2002 yılında 27 milyar dolar olan rezervinin 14 yılda 136 milyar dolara çıktığını anımsatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şu an rezervimiz 110 milyar dolar. Yeniden toparlanacağız. Eskiden hükümet ayın 15’inde ödenecek memur maaşları ile sıkıntıdaydı. Borcu borçla kapatmaya çalışan bir Türkiye manzarası ile karşı karşıyaydık. Bunlara sizlerin desteği ile son verdik. Bugün memuruna yük olan değil vatandaşına hizmet eden bir ekonomimiz var. Krizlerle yatırımcısına sürekli bedel ödeten değil kazandıran ekonomimiz var” dedi.

    Türkiye’de sığınan Suriyeli mültecilerinin 25 milyar dolar maliyeti olduğunu fakat AB’den ve Mülteciler Komisyonu’ndan toplam 1 milyar 250 milyon dolar geldiğini kaydeden Erdoğan, “Söz verdiler 3 milyar avro ödeyeceğiz diye ödemediler rakam öyle kaldı. Hatta daha sonra 3 milyar avro söz konusu oldu ödemediler. Dürüst değiller. Bunların dünyası başka. Gelse de gelmese de biz Türkiye olarak bu insanlara bu desteği vermeye devam edeceğiz. Şu anda veriyoruz. Bu insanların bize olan yaklaşımı muhabbeti çok çok büyük. Ama o bizim bereketimizi arttırıyor. Bu bereket arttıkça yatırımlara devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

    “Durmuyoruz yola devam”

    Bazı kesimlerin ‘Türkiye ekonomisi battı’ gibi sözler söylemesine karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu şekilde cevap verdi:

    “18 Mart’ta 18 Mart Çanakkale köprümüzün temelini attık. Buranın maliyeti inşallah yaklaşık 10 milyar 500 milyon TL’dir. Kimler yapacak bunu. Yüzde 50 Kore, yüzde 50 Türk firması. İnşallah kısa zamanda iki kule arası 2023 metre mesafesi olan Dünya’nın 1 numaralı köprüsü olacak. Çok kısa zamanda bitirecekler. Hani batmıştık. Durmuyoruz yola devam. Küresel krizler bile bizler tarafından rahatça atlatılabilen bir güçle oluşuyor. Bu tabloyu kalıcı hale getirmemiz lazım. 2002’den beri istikrar, sistemden değil kadronun uyumundan kaynaklanıyordur.”

    “1 milyon insanı öldüren bu adam bedel ödemeli”

    7 Haziran 2015 seçimlerini hatırlatan Erdoğan, “Ülkemizde hep birlikte gördük. 7 Haziran’ın hemen ertesinde Diyarbakır’da 53 vatandaş öldü. Ölende öldüren de Kürt. Daha sonra Gaziantep’te bir kına merasiminde 56 vatandaş DEAŞ tarafından öldü. Ziyarete gitmiştik döndük oturduk ve konuştuk Suriye’ye girdik. Fırat Kalkanı harekatının 1’nci etabı bitti. Bu süreç inşallah bu gece olan o sarin gazlarını kullanan klor gazı kullanan katil Esed’in attığı adım ABD tarafından ilk cevabını buldu yeterli değil bunun devamı gerekli. 1 milyon insanı öldüren bu adam bedel ödemeli. Bizce meşru bir zeminde Suriye siyasi iktidarını bulmalıdır. Görüşmelerimizi yapmaya devam ediyoruz. Bizlerde liderlerle görüşmelerimizi yapıp üzerimize düşeni yapacağız. Seçim sonuçları açıklanmadan 7 Haziran gecesi birilerinin nasıl ortaya çıktığını unutmadık. Üretmeden riske girmeden kazanmaya çalışanların eski alışkanlıkları depreşti. Hemen işi gücü bırakıp siyasete ayar vermeye kalktılar. PKK-DEAŞ tüm terör örgütleri toplantılara başlandılar. Manşetleri ile bazı medya kuruluşları ülkeyi fabrika ayarlarına döndürmeye çalıştılar. Bazı terör örgütleri çıkıp sırtımızı kandile dayadık dediler. Devleti tehdit eden açıklamalar yaptılar. 52 insanımızın kanına girenleri bakan yapacaklardı. Ama muvaffak olamadılar. Onlar gerçek hesabın nerede olduğunu bilmiyorlar. Müslüman akıl sahibidir bir kez ısırıldığı dedikten bir kez ısırılmaz” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye istikrara kavuşsun istiyoruz”

    Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye’ye istikrar getirmek için önemli olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “16 Nisan’a kadar yaşama garantim yok. Sabaha çıkacağımızın garantisi yok. Biz istiyoruz ki sistem kalıcı olsun. Öyle bir yönetim sistemi kuralım ki Türkiye istikrara kavuşsun. Türkiye’nin kazanımlarının anayasal güvence altına alınması gerekiyor. Bunun da en büyük faydasını sizler göreceksiniz. Bir defa ikide bir zırt pırt değişen şeyler olmayacak. Bakanlar parlamento içerisindeki milletvekilleri değil, dışarıdan oluşan bir kabine tek derdi bakanlığı olacak bakanlar gelecek. Milletvekilliğinden gelen bakanlıklarda bakanlar kendi ilinin sorunlarını çözmeye çalışıyor. Fakat böyle bir milletvekili sıfatı olmadığı zaman Türkiye’nin 780 bin metrekaresini planlayan bir hedefi düşünür.”

    “Türkiye için ‘evet’ diyeceğinize inanıyorum”

    Türkiye’nin 1991 yılından bu yana tek parti ile yönetilseydi milli gelirin 11 bin dolardan 22 bin dolara çıkmış olacağını ifade eden Erdoğan, “1991’den beri kesintisiz olarak tek parti olsaydı istihdam 27 milyon 200 bin kişiden 34 milyon 500 bin kişiye ulaşmış olacaktı. Bugün 7 milyon 300 bin kişi daha iş imkanı bulacaktı. Fransa ve Güney Kore daha önceden bu sorunları görüp gerekli adımları atarken bizler çok zaman kaybettik. Biz darbeden darbeye krizden krize sürüklendik. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ülkemiz için lüks değil ihtiyaçtır. Türkiye 2071 vizyonunu her 10 yılda arıza veren sistem ile gerçekleştiremez. Siz iş adamlarımızdan güçlü bir destek bekliyorum. Değişime en açık grup sanayicilerdir. Onun için ben sizlerin tarihi bir oy oranı ile güçlü ve istikrarlı büyüme iradesi olan Türkiye için ‘evet’ diyeceğinize inanıyorum” diye konuştu.

    “Bedelli askerlik ile çözüm buluruz”

    Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gelirse 18-24 yaş arasında ki gençlerin parlamentoya girebileceğini ve CHP’nin buna o gençler askerlik yapmayacak yaklaşımlarını eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:

    “CHP’nin başındaki zatın konuşmalarını buradan cevaplandıracak değilim. Sizler aklıselim insanlarsınız. Bunlar komik şeyler. 18, 19, 20, 21, 22, 23 ve 24 yaşındaki gençlere yol açmak, açmamak, onların askerlik yapmayacak yaklaşımları söylemek olmaz. O kişiler parlamentoda çalışacaklar. Askerlikten muaf olabilirler. Parlamento sıradan bir yer değil. Bedelli askerlik ile de çıkış bulabiliriz o gençlerimize.”

    Program Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 50 yılını dolduran firmalara plaket vermesiyle son buldu.