Etiket: Odaklanacak

  • Doğal taş ihracatçıları Dubai ve Muskat’tan Orta Doğu pazarına odaklanacak

    Doğal taş sektöründe ihraç pazarlarını çeşitlendirerek, 2023 yılı hedeflerine ulaşmak isteyen Ege Maden İhracatçıları Birliği, petrol zengini Orta Doğu pazarındaki konumunu güçlendirmek, Orta Doğu ülkelerindeki projelere işlenmiş Türk doğal taşı ihraç etmek için Dubai’deki fuara adeta çıkarma yapacak.

    Birleşik Arap Emirlikleri’nin ve içinde bulunduğu bölgenin yapı ve inşaat sektöründeki önemli fuarlardan biri olan Dubaı Bıg 5 Show 2018 Fuarı’na başta; Türkiye, Çin, İtalya, BAE, Almanya, Suudi Arabistan, İspanya, Fransa, Belçika, Mısır ve Hindistan olmak üzere 62 ülkeden katılım sağlanıyor.

    Türk firmaları fuara yapı; malzemeleri, inşaat, panel, mermer, kauçuk ürünler, hazır beton elemanları, prefabrik, iş makineleri, ısıtma, soğutma, havalandırma gibi yapı sektörünün tüm alanlarındaki ürünleri ile katılım sağlarken, Türkiye ziyaretçiler için önemli bir ülke konumunda bulunuyor.

    26-29 Kasım 2018 tarihlerinde düzenlenen Dubai Bıg 5 Show 2018 Fuarı ile eş zamanlı düzenlenecek olan “Dubai Sektörel Ticaret Heyeti” ile Türk doğal taş sektörünün bu fuara katılan ithalatçılarla ikili iş görüşmeleri yapması, Orta Doğu pazarında rekabetçi gücünün artırılması ve 2023 yılı ihracat hedeflerine ulaşılması için Türk doğal taşının tanıtılması, firmaların mevcut pazar payının artırılması, katma değerli ürün üretiminin teşvik edilmesi hedefleniyor.

    Orta Doğu ülkelerinde projelere Türk doğal taşı satmak istiyoruz

    Türkiye’nin dünya doğa ltaş rezervlerinin yüzde 35’ine sahip olduğunu belirten Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, dünya doğal taş ihracatının 20 milyar dolar seviyesine ulaştığını kaydetti. Kaya, “Türkiye doğaltaş rezervleri ile kıyaslandığında 7-8 milyar dolar ihracat rakamına ulaşabilecek potansiyele sahip. Mevcutta ise 2.2 milyar dolar ihracatımız var. Bu ihracatımızı 7 milyar dolara çıkarmak için belirlediğimiz hedef pazarlara yönelik tanıtım organizasyonlarımızı sürdürüyoruz. Petrol zengini Orta Doğu pazarında yatırımlar devam ediyor, inşaat sektörü canlılığını koruyor. Bu ülkelerdeki projelere işlenmiş ürün ihraç edeceğimize inanıyoruz” diye konuştu.

    2018 yılı mart ayında Çin’in Xiamen şehrinde düzenlenen Xiamen Doğal taş ve Teknolojileri Fuarı’nın Türkiye Milli Katılım Organizasyonu’nu gerçekleştirdikleri bilgisini veren EMİB Başkanı Kaya, Türkiye’nin doğal taş ihracatını arttırmak için 2018 yılı içinde gerçekleştirdikleri diğer önemli organizasyonları ise şöyle sıraladı:

    “İzmir Marble Fuarı kapsamında ’Ticaret Heyeti Organizasyonu’ yaptıktan sonra; İngiltere, Avustralya ve İtalya’ya başarılı ticaret heyeti organizasyonlarımız oldu. Dubai ve Muskat Ticaret Heyeti Organizasyonları ile katılan ihracatçı firmalarımızın ihracat hacimlerini artırmaları, orta vadede ise çarpan etkisi yaratarak deneyimlerini diğer sektör paydaşlarına aktararak sektörün rekabetçi gücünü artırmaları için itici güç oluşturmalarını bekliyoruz.”

    Orta Doğu’ya doğal taş ihracatı 280 milyon dolara ulaştı

    Türkiye’den Orta Doğu ülkelerine 2017 yılının ocak-ekim döneminde 271 milyon dolarlık doğal taş ihraç edilmişken, 2018 yılının 10 aylık döneminde Orta Doğu’ya gerçekleştirilen doğal taş ihracatı 280 milyon dolara ulaştı.

    Suudi Arabistan 85 milyon dolarlık Türk doğal taşı tercihi ile zirvede yer alırken, Irak’a 51,5 milyon dolarlık Türk doğal taşı gönderildi. İsrail 49,6 milyon dolarlık doğal taş ihracatı ile üçüncü sırada yer alırken, bu ülkeleri Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar, Lübnan, Ürdün, Suriye, Umman takip etti.

  • Bankacılık sektörü 2017’de ekosistemi güçlendirmeye odaklanacak

    EY’nin Küresel Bankacılık Görünümü 2017 Raporu sonuçlarına göre, sektör liderlerinin önümüzdeki 12 ay için en önemli gündem maddesi büyük ölçekli bir banka olmak değil, daha güçlü bir ekosistem inşa etmek olacak.

    Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY, dünya genelinde bankaların önümüzdeki 12 ay için stratejik önceliklerini mercek altına alan Küresel Bankacılık Görünümü 2017 Raporu’nun sonuçlarını açıkladı. Avrupa, Amerika, Afrika ve Asya-Pasifik bölgelerinden olmak üzere 29 farklı ülkeden yaklaşık 300 bankacılık sektörü liderinin görüşleri alınarak oluşturulan raporun sonuçlarına göre; önümüzdeki dönemde başarının anahtarı büyük ölçekli bir banka olmak değil, daha güçlü bir ekosistem inşa etmek olacak. Sektör için 2017 yılı, küresel olarak bankaların karlılığı ve performansı yükseltmek için ciddi adımlar atması gereken bir yıl olacak. Finansal performansın geliştirilmesinde özellikle inovasyon yatırımları ön plana çıkacak.

    Risk ve düzenlemeler bankaların gündemindeki yerini koruyor

    Rapora göre; itibar risklerinin yönetimi, düzenlemelere ve raporlama standartlarına uygunluk genel olarak bankaların en büyük öncelikleri olmayı sürdürüyor ve bu durum bankalarda risk yönetimi ile büyüme arasında denge bulma ihtiyacının halen devam ettiğine işaret ediyor. Raporda ayrıca bankaların büyüme için işe alım, yeteneği elinde tutma ve müşteri ile birebir iletişimde kullanılan yeni teknolojilere yatırım yapmaya odaklandıkları vurgulanıyor.

    Bankaların stratejik öncelikleri

    Banka yönetimleri için en üst sırada yer alan 5 gündem maddesi şöyle; İtibar riskinin yönetimi, Düzenlemelere ve raporlama standartlarına uygunluk, Siber güvenlik ve veri güvenliğinin güçlendirilmesi, Sermaye, likidite ve kaldıraç oranı yükümlülüklerinin yerine getirilmesi, İşe alım ve yeteneği elde tutmak

    Küresel belirsizlikler bankacılıkta finansal performansı sınırlıyor

    Bankacılık sektöründe karlılığın geçen yıl zayıf bir seyir izlediğine dikkat çekilen raporda; küresel ekonomideki yavaşlama ile birlikte finansal performansın, büyüme olanaklarının gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olduğu gelişmekte olan ülkelerde dahi gerileme gösterdiği vurgulanıyor. Raporda 2017 yılı görünümü içinse Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çıkması (Brexit) ve ABD’de gerçekleşmesi beklenen düzenlemelerin bankacılık sektörü üzerindeki etkilerinin belirsizliğini koruduğu ifade ediliyor. Öte yandan banka yöneticilerinin sadece yüzde 11’i finansal performansta önümüzdeki bir yıl içerisinde kayda değer bir iyileşme yaşanmasını bekliyor.

    “Bankalar karlılık için koşulların normale dönmesini bekleyemez”

    EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkanı ve Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim Elhadef konu ile ilgili “Raporumuz küresel bankaların bu yılki gündemleri ile ilgili çarpıcı bir tablo çiziyor. Küresel bankacılık sisteminin küresel krizden bu yana ciddi bir yeniden yapılanma içinde olduğunu söyleyebiliriz. Bankalar karlılıkta anlamlı bir iyileşme için koşulların normale dönmesini bekleyemeyeceklerinin farkına vardılar. Ekonomik büyümenin arzulandığı kadar yüksek olmaması ve düşük faizler küresel sistemi karlılık açısından baskılıyor. Diğer taraftan, küresel krizin önemli unsurlarından olan türev ürünlere yönelik düzenlemeler ve ek sermaye gerektiren yasal değişiklikler sektör açısından kritik eşikler olarak öne çıkıyor. Sektör, bir yandan daha verimli hale gelmek diğer yandan da düzenlemelere uyum sağlamak için büyümede inovasyona odaklanmak ve faaliyetlerini optimize etmek durumunda. Bankalar, küresel ortamdaki belirsizlikler ve zayıf büyüme beklentileri göz önünde bulundurulduğunda; dar kapsamlı değişikliklerin ötesine geçmeli ve tüm organizasyon genelini kapsayan inovasyonları etkin şekilde hayata geçirmeli” şeklinde konuştu.

    “Türk bankacılığı için KOBİ ve işletme kredileri önemli gelişme alanları olabilir”

    Türkiye’de bankacılığın pek çok alanda küresel ortalamalara göre büyüme potansiyeli taşıdığını dile getiren Elhadef, “Türk bankacılık sistemine baktığımızda regülasyon etkisinin uzun süredir benzer şekilde öne çıktığını görüyoruz. Global bankacılık yeni dönem FinTech sisteminin yaratacağı etkilere şimdilik daha açık gibi gözüküyor; bu dalganın gelişimini gözlemlediğimizde Türkiye’ye biraz daha gecikme ile ulaşacağını düşünebiliriz. Global bankalar genel olarak sermaye ve aktif kalitesi baskısını daha çok hissederken, Türk bankalarının bu açılardan göreceli olarak daha rahat oldukları da söylenebilir. Ekonomik gelişmeler, finansal piyasaların derinleşmesi ve veri kalitesinin artması ile bankaların erişebileceği alanlar büyüyebilir ve yeni fırsatlar oluşabilir. Yeni teknolojik gelişmelerin etkin şekilde iş süreçlerine yerleştirilmesi de mevcut iş alanlarını kökten etkileyebilir. Bu açıdan bireysel bankacılık teknolojinin etkin uygulanmasına yönelik açılımlarla büyüyebilir. Yatırım bankacılığı Türk bankalarının küresel ortalamalara göre potansiyel taşıdığı bir alandır. KOBİ ve mikro seviyede verilen işletme kredileri de ekonomik gelişmelere göre önemli gelişme alanları olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

    Bankaların önümüzdeki dönemde odaklanacağı 5 temel alan

    Raporun sonuçlarına göre bankalar; önümüzdeki dönemde yeniden yapılanma, kontrol, korunma, optimizasyon ve büyüme olmak üzere 5 temel alanda gelişime odaklanacak.

    Bu alanlar raporda şu şekilde yer aldı: Yeniden yapılanma: “Temel organizasyon yapısı ile birlikte birleşme-satın alma stratejilerinin yeniden değerlendirilmesi, düzenlemeler ve piyasa baskıları karşısında karlı bir şekilde büyümek için yeni yollar bulunması gerekiyor. Rapora göre; banka yöneticilerinin yüzde 43’ü operasyonları sadeleştirmeyi veya yeniden yapılandırmayı bir öncelik olarak görürken, yüzde 39’u finansal teknoloji (FinTech) şirketleri ile işbirlikleri geliştirilmesi gerektiğini düşünüyor. yüzde 24’ü ise diğer finansal kuruluşlarla ortaklıklar yapmayı planlıyor.

    Kontrol:Finansal risk ve performans tekil olarak değerlendirilmeli, ölçümlenmeli ve raporlanmalı. Banka yöneticilerinin yüzde 66’sı düzenleme gereksinimleri ve raporlama standartlarını yerine getirmenin bir öncelik olduğunu belirtirken; yüzde 57’si vergide bilgi raporlama yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin, yüzde 54’ü ise risk yönetiminin geliştirilmesinin önem taşıdığına vurgu yapıyor.

    Korunma:Siber saldırılar ve finansal suçlar gibi iş sürekliliğine tehdit oluşturan iç ve dış faktörler bir bütün olarak değerlendirilmeli. Katılımcıların yüzde 69’u itibar riskinin yönetimi, yüzde 64’ü siber güvenlik ve veri güvenliğinin güçlendirilmesi ve yüzde 63’ü ise sermaye, likidite ve kaldıraç oranı yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin öncelikler arasında yer aldığını belirtiyor.

    Optimizasyon:Yeni iş modelleri ve teknolojiler, kar baskısının aşılmasında ve müşteri deneyiminin iyileştirilmesinde kullanılabilir. Katılımcıların yüzde 63’ü hizmet kanallarında dijitalleşmenin önemine vurgu yaparken, yüzde 62’si stratejik verimliliğin artırılması ve maliyetlerin azaltılması gerektiğini belirtiyor. yüzde 56’sı ise verimlilik amaçlı olarak robotik süreç otomasyonu gibi yeni teknolojilere yatırım yapmanın önemli olduğunu ifade ediyor.

    Büyüme:Çalışana ve teknolojik altyapıya yatırım yapılması rekabet gücünün ve piyasa payının korunmasına yardımcı olabilir. Katılımcıların yüzde 63’ü işe alım ve yeteneğin elde tutulmasının öncelikli olduğunu söylerken, yüzde 60’ı müşteri ile birebir iletişimde kullanılan yeni teknolojilere yatırım yapmayı planlıyor. yüzde 40’ı ise yeni ürünler geliştirmeye odaklanacaklarını belirtiyor”.

  • Forum İstanbul 2016 Türkiye’nin 2023 Vizyonuna Odaklanacak

    Forum İstanbul Vizyon Toplantısı bu yıl Türkiye’nin 2023 hedeflerine odaklanacak. Forum İstanbul Başkanı Yavuz Canevi, Başbakan Yardımcıları Lütfi Elvan ve Mehmet Şimşek’in katılımıyla gerçekleşecek iki günlük toplantılarda küresel işbirliği, koordinasyon ve yük paylaşımı için neler yapılması gerektiğine değinileceğini söyledi.

    Türkiye’nin en uzun soluklu vizyon toplantılarından biri olan Forum İstanbul, bu yıl 2023 hedefine giden yolda önemli konu başlıklarını tartışmaya açıyor. Forum İstanbul 2016’da alanında söz sahibi konuşmacıların katılımıyla “Yeni Dengeler Arayan Geçiş Sürecinde Bir Dünya, Yeniden Konumlanmaya Kararlı Dönüşüm Sürecinde Bir Türkiye’’ başlığı altında, ’Küresel işbirliği, koordinasyon ve yük paylaşımı için neler yapılmalı” sorusunun cevapları aranıyor. Forum öncesi düzenlenen basın toplantısında konuşan Forum İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi, sözlerine tüm Türkiye’nin 2023 hedeflerine odaklandığını söyledi. Canevi, 21’inci yüzyılın mega olgularını küresel ısınma, kentleşme, dijitalleşme ve Sanayi 4.0 olarak sıralayarak ‘’Bu yüzyılda yoksulluk, adaletsiz gelir dağılımı, cehalet, eğitimsizlik ve radikalleşme eğilimleriyle mücadele ediyoruz. Özellikle 2008 Krizi sonrasında yaşanan ve hala etkileri büyük ölçüde hissedilen düşük büyüme oranları hatta büyümeme, kredibilite, kurum ve kişiler bazında yaşanan güven erozyonu gibi konuların hepsini 5-6 Mayıs tarihlerinde düzenleyeceğimiz panellerde ele alacağız” dedi.

    Yarının Kurulması – Hedef 2023 sloganıyla yola çıkan ve 14 yılı geride bırakan Forum İstanbul Konferanslarının 15’incisi, Doğuş Grubu, Şekerbank ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin stratejik partnerliğinde, 5-6 Mayıs 2016 tarihlerinde Swissotel’de gerçekleşecek. Organizasyon öncesinde düzenlenen toplantıda Forum İstanbul Başkanı Yavuz Canevi ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi Türkiye’nin 2023 vizyonuna odaklandıklarını belirtti.

    5 Mayıs Perşembe günü Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan’ın açılış konuşması ile başlayacak olan Forum İstanbul’da bu yılın ana teması “Yeni Dengeler Arayan Geçiş Sürecinde Bir Dünya, Yeniden Konumlanmaya Kararlı Dönüşüm Sürecinde Bir Türkiye’’ olarak belirlendi. Çok kutupluluğun giderek arttığı günümüz dünyasında liderlerin değil güçlerin dengelenmesinin öne çıkmasından hareketle düzenlenecek forumda ekonomi, finans, ihracat, jeopolitik gelişmeler, enerji, lojistik, teknoloji konuları ele alınacak.

    Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açılış konuşmasıyla başlayacak 6 Mayıs Cuma günü ise ‘’İstanbul Finans Merkezi ve Yeni Nesil Bankacılık’’, ‘’Türkiye & Ulaşım, Lojistik, Deniz ve Hava Limanı İşletmeciliği’’ ve ‘’Kentlerin Planlanması’’ konuları birbirinden değerli konuşmacılar tarafından masaya yatırılacak.

    “DÜNYA TRENDLERİNİN GİDİŞİNE YÖN VERMEYİ HEDEFLİYORUZ”

    Toplantıda konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Trenin vagonunda oturup pencereden seyretme devri bitti. Devir, lokomotif olup trenin nereye gideceğini belirleme devri. Dünya ülkelerinin özendiği, model aldığı bir ülke olarak küresel gelişmenin ve trendlerin gidişine yön vermek hedefindeyiz. 2023 hedeflerimiz arasında dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına girmek yer alıyor. Bizim dış ticaret anlamında 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var” dedi.

    Büyükekşi, gelişmekte olan ekonomilerin dünya ihracatındaki payının yüzde 38’den 50’ye yükseldiğini, gelişmiş ülkelerin payının ise yüzde 66’dan yüzde 50’ye gerilediğini hatırlattı. Büyükekşi sözlerine şöyle devam etti: “1 trilyon dolar ticaret hedefimiz var ve 2023 yılında bu hedefe ulaşabilmek için çok hızlı bir şekilde Ar-Ge, inovasyon, tasarruf ve markalaşma konularında adımlar atılmalı. Bugün Almanya’nın ortaya attığı Sanayi 4.0 tüm dünya ülkelerinin gündeminde. Beklentiler 2020 yılında İngiltere’nin yüzde 35, Amerika’nın yüzde 47 oranında üretimde robotlaşmış olacağı yönünde. Bu durumun ise işçilik masraflarında yüzde 90’a varan tasarruflar sağlayacağı ve birçok ülkeyi rekabet gücü konusunda farklı ölçeklerde etkileyeceği aşikar. ABD son yıllarda üreticileri tekrar kendi ülkesine çekmek için çalışmaya başladı. Bu yüzden biz de Sanayi 4.0 trendini kaçırmamak için bu konuyu Forum İstanbul’da iki gün boyunca işleyeceğiz”.

    Türkiye ve dünya gündeminin tartışıldığı bir platform olan Forum İstanbul’un geçtiğimiz 14 yıl içinde çok yol aldığını, gündemi yakından takip ederek ileriye dönük trendleri incelediğini belirten Büyükekşi ‘’Girişimcilik ruhunun yaygınlaştırılması, yeni pazarlar, sektörler ve yeni iş modelleri oluşturulmasında önemli bir farkındalık yaratması açısından bu stratejik ortaklığı uzun yıllardır sürdürüyoruz ’’ şeklinde konuştu.