Etiket: “Nokta

  • 14 kilometrelik su kanalında son nokta da tarandı Yusuf’tan yine iz yok

    Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde iki gün önce kaybolan 15 yaşındaki çoban Yusuf Yılmaz’ı bulma çalışmalarında 14 kilometrelik su kanalı ve hayvanların otlatıldığı 5 bin dönümün üzerindeki alanda yapılan çalışmada Yusuf’a ait herhangi bir ize rastlanmadı. Her türlü olasılığın düşünüldüğü olayla ilgili olarak soruşturma derinleştirilirken Yusuf’un kaçırılmasından endişe ediliyor.

    Diyarbakır’ın Silvan İlçesi Çatakköprü Mahallesinde iki gün önce kaybolan 15 yaşındaki çoban Yusuf Yılmaz’ın bulunması için yaklaşık olarak 14 kilometrelik su kanalı ve 5 bin dönümlük alanda arama kurtarma çalışması yürütüldü. AFAD dağcılık ekipleri ve UMKE’nin Drone, 8×8 arazi aracı yardımı ile hayvanların otlatıldığı alanda yaptığı arama kurtarma çalışmalarına Jandarma ve güvenlik korucuları ile vatandaşlar da katıldı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Sualtı Arama ve Kurtarma ekiplerince de 14 kilometrelik su kanalında Batman Barajından gelen suyun kapatılmasının ardından dalgıçlar tarafından arama tarama faaliyeti gerçekleştirildi.

    Kaçırılmış olabilme ihtimali değerlendiriliyor

    Yapılan çalışmalar sonucunda Yusuf’a ait herhangi bir ize rastlanmazken su kanalının sonunda bulunan ızgaralarda yapılan çalışmada bir buzağı ve bir ineğin cansız bedenine rastlandı. Buzağı ve ineğin Yusuf Yılmaz’ın çobanlık yaptığı sürüye ait olabileceği ve Yusuf’un suya düşen hayvanlar nedeniyle korkup gizlenmiş olabileceği ihtimali de değerlendirilirken son çocuk kaçırma olaylarından sonra Yusuf’un da kaçırılmış olabileceği düşünülüyor. Köy muhtarı Kasım Turan, son olarak ızgaralarda yapılan çalışmalardan sonra yapılacak herhangi çalışma kalmadığını belirterek, “Şehir merkezlerinde arama yapılmalı. Hayvanların otlandığı yer en az 5 bin dönümlük alan AFAD tarafından didik didik arandı, alay komutanı, il jandarma komutanı ve askerler de yardımcı oldu. Yetkililerden ricam Yusuf’u biran önce bulsunlar. Bugünlerde çocuk kaçırma olayları çok oluyor, Bu da bunlardan biri olabilir” dedi.

    Baba Mehmet Şah Yılmaz iki gündür mağdur olduklarını ve oğlunu görenlerin yerini bilenlerin yetkililere veya kendilerine haber vermesini istedi.

    Gece geç saatlere kadar süren çalışmalara ara verilirken çalışmaların sabahın ilk ışıklarıyla tekrar başlayacağı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma derinleştirildi.

  • Kör nokta kazalara sebebiyet verdi

    Eskişehir’de kamyon ve otomobillerin karıştığı iki farklı trafik kazası maddi hasarla atlatıldı.

    Biri şehir içi, diğeri ise çevre yolunda gerçekleşen kazalarda araçlarda hasar oluşurken, ölen ve yaralanan olmadı. Kamyonların kör noktasına giren araçların, sürücüler tarafından görülememesi sebebiyle meydana geldiği belirtilen kazalar, yine sürücülerin dikkati sayesinde daha büyük zarara yol açmadan atlatıldı. Kazalarda hız sınırı ve dikkatsizliğin önemi tekrar gözler önüne serildi. Şans eseri kazalarda ölü ve yaralı olmazken araçlarda maddi hasar meydana geldi. Kazaların araç yoğunluğunun fazla olduğu caddelerde gerçekleşmesi ise trafik akışında yavaşlamaya neden oldu.

  • Sarı nokta hastaları yaşama yeniden ’merhaba’ diyecek

    Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mete Açıkgöz, “Yıllardır çaresizlikten dolayı görme problemi yaşayan sarı nokta hastaları artık yeni ve başarılı bir teknoloji ile yaşama yeniden ‘merhaba’ diyecekler” dedi.

    Gözde Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mete Açıkgöz, sarı nokta hastalığının diğer bir adının Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu olduğunu ifade ederek, “Genelde ileri yaş hastalığı olarak bilinen fakat genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak da her yaşta görülebilen bu hastalığın tedavisi oldukça zorlu ve meşakkatlidir. Tedaviye direnç çok fazladır. Karşıdaki cisimleri ve nesneleri çatallı ve eğik olarak görme şikayetleri ile başlar, ileriki zamanlarda bakılan merkezde siyah bir leke, bulanıklık oluşur ve bakılan yerin merkezini net olarak göremezler. Teşhisi, rutin göz muayenesinde OCT (Göz tomografisi) , FFA (Göz anjiosu) , amsler kartları, OCT göz anjio gibi tanısal testler ile konulur. Bu hastalara rutin uygulanan iğne tedavisi dışında görme oranını arttırabilmek ve yaşam konforunu arttırabilmek için son aylarda sarı nokta implantı uygulaması umut verici olmuştur” şeklinde konuştu.

    Açıkgöz, sarı nokta hastalarının artık yeni ve başarılı bir teknoloji ile sağlıklarına kavuşacaklarını belirterek, “Muayene bulguları uygun olan hastalar bu tedaviden büyük oranda fayda görmektedir. İğne tedavisi tamamlanmış fakat görme oranı bir türlü artmayan hastalara ve iğne tedavisinden fayda görmeyen kuru tip sarı nokta hastaları artık çaresiz değil. Hastanın muayene sonrası sağlam kalan hücrelerin miktarı ve alanı ölçülerek fayda görecek hastalar tespit edilip, hastalara aynı gün içinde yapılıp taburcu edilebilen bir operasyon uygulanmaktadır. İğnesiz, dikişsiz uygulanan bu sistemde ameliyat fayda oranı göz arkasındaki hücre sayısı ve alanına göre değişmektedir. Hastalar bu operasyon sonrası uzun zamandır az gören gözleri artık belirgin ölçüde görür hale gelecek. Yıllardır çaresizlikten dolayı görme problemi yaşayan sarı nokta hastaları artık yeni ve başarılı bir teknoloji ile yaşama yeniden ‘Merhaba’ diyecekler” diye konuştu.

  • Prof. Dr. Özdemir, “Kardiyolojinin gelmiş olduğu en ileri nokta ’tavı’ ”

    Açık kalp ameliyatı yapılması halinde hayati risk oluşturan hastalarda hayat kurtaran yöntem olarak bilinen TAVI için Bezmialem Vakıf Üniversitesi (BVU) önderliğinde “TAVI Zirvesi” gerçekleştirildi. Zirvede 200’un üzerinde katılımcıyı ağırlayan BVU Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ramazan Özdemir ise TAVI’yı “kardiyolojinin gelmiş olduğu en ileri nokta” olarak adlandırdı.

    TAVI, “Kesisiz” veya “Kansız“ olarak halk arasında nitelenen türden, ameliyata gerek kalmadan kalp kapakçığının (Aort kapak) değişimi işlemine verilen isimdir. Genellikle kalpte aort kapak darlığı (tıbbi adıyla aort stenozu) olan insanların açık kalp ameliyatı ile tedavi edilmeleri yüksek riskli bulunduğunda, uygulanması önerilen bir girişimdir. 2002 yılından bu yana uygulanan yöntem ile ilgili olarak gelişmeleri takip edebilmek ve uzmanların kendi aralarında bilgi alışverişi yapmak üzere TAVI Zirvesi gerçekleştirildi. Bezmialem Vakıf Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinlikte TAVI yönteminin avantajları ve dezavantajları tartışıldı. Bununla birlikte canlı yayın ile birlikte gerçekleştirilen ameliyat üzerinden tartışılan zirvede aynı zamanda vakalar üzerinden sunumlar da gerçekleştirildi.

    “2010 yılından bu yana TAVI işlemi çok fazla gelişti”

    TAVI yöntemi ile ilgili detaylı bilgilendirmelerde bulunan BVU Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Ramazan Özdemir işlemin kardiyolojinin teknoloji ile birlikte gelmiş olduğu en son nokta olarak nitelendirdi. Özellikle 2010 yılından bu yana TAVI işleminin dünyada ve Türkiye’de çok başarılı bir şekilde uygulandığını da belirten Prof. Dr. Ramazan Özdemir, “Bu işlemi üniversitemiz bünyesinde çok fazla uyguluyoruz. Bu yüzden yurtdışından ve yurtiçinden uzman arkadaşlarla bir araya gelerek deneyimlerimizi aktararak, adeta bir kurs niteliğinde, canlı vakalarımızı da anlatarak bir nevi eğitim toplantısı düzenlemeyi uygun bulduk. Bu şimdiye kadar yapılan TAVI ile ilgili en büyük toplantı. İşlem 2010 yılından sonra açıkçası dünyada çok iyi bir yol kat etti. Bununla birlikte sonuçlar da son derece iyi olmaya başladı. TAVI yöntemi daha önce cerrahinin kabul etmediği yüksek risk taşıyan hastalarda uygulanması kabul edilirken şimdi artık cerrahi işlem yapılabilecek hastalarda da alternatif bir tedavi yöntemi olmaya başladı” dedi.

    TAVI yönteminin avantajları nelerdir?

    TAVI yöntemi ile birlikte kalp kapakçığı değişimi yapılan hastaların diğer yöntemlere oranla çok daha avantajlı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özdemir, “ TAVI yönteminin uygulanmaya başlandığı ilk zamanlarda kanamalar ve kapağın tutmaması gibi bazı komplikasyonlar oluyordu. Fakat şuanda çok daha ilerlemiş durumda. Aynı zamanda da birçok avantajı var. Bir kere hasta tam bir ameliyat olmuş olmuyor. Hastanın göğsünde bir kesi yok. Bu yöntem daha çok yandaş hastalıklar taşıyan hastalarda uygulanıyordu. Yani, yaşlı, akciğer, böbrek vs hastalığı olan ya da başka bir patoloji yani anestezi verdiğinde yüksek risk taşıyan, kaybetme ihtimali yüksek olan hastalarda uygulanıyordu. Bu hastalarda da büyük avantaj sağlanmış olunuyordu. Kasıktan giriliyor ve ameliyat izi yok. Yaklaşık yarım saat süren bir işlem süresi var. Hastanede kalış süresi çok az. Çok yoğun anestezi verilmemiş oluyor. Yüksek riskli olan hastalar için bunların hepsi çok büyük avantaj olarak kabul ediliyor. Bu yüzden kardiyolojinin geldiği en ileri nokta diyebiliriz” diye konuştu.

    Türkiye’nin de TAVI işlemi için dünya ile başa baş gittiğini dile getiren Prof. Dr. Özdemir aynı zamanda, “Bu yöntem için Türkiye çığır açtı diyebiliriz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

  • Invisalign tedavisi hakkında bilinmesi gereken 12 nokta

    Ortodonti Uzmanı Dr. Pınar Türkoğlu, tamamen şeffaf görüntüsüyle dişlerinizi tedavi ettirdiğinizi kimsenin anlamamasını sağlayan invisalign tedavisi ile ilgili bilinmesi gereken 12 önemli noktayı açıkladı.

    Ortodontik tedavilerde çoğu hasta diş telinin görüntüsünden rahatsız olduğu için tedaviye yanaşmamaktadır. Ancak ortodontik tedavilerde gelinen en son teknolojilerden biri olan invisalign tedavisi ile tel kullanmadan dişleri düzeltmek mümkün hale geldi. Ortodonti Uzmanı Dr. Pınar Türkoğlu, kişiye özel yapılan şeffaf plaklar ile dişleri istenilen şekilde düzeltmek mümkün olduğunu belirterek, invisalign tedavisinde bilinmesi gereken 12 önemli noktayı şöyle sıraladı.

    Her plağın kullanım süresi 15 gündür ve her plak dişte 0.25-0.55mm kadar hareket sağlar.

    Invisalign tedavisi hem gençlerde hem de yaşlılarda uygulanabilir.

    Invisalign tedavisinde ağız içinde herhangi bir tel veya metal parçası olmadığı için batma veya yara olmaz.

    Invisalign tedavisi günlük yaşamı olumsuz olarak etkilemez. Konuşmada bozukluğa neden olmaz ve kişi iş hayatına aksama olmadan devam edebilir.

    Plakları yemek sırasında istediğiniz gibi çıkartabilir, istediğiniz zaman dişlerinizi fırçalayabilir ve diş ipi kullanabilirsiniz.

    Invisalign plaklarının en önemli özelliği neredeyse tamamen görünmez olmasıdır. Sizden başka kimse şeffaf plak taktığınızı fark edemez.

    Hastalar 1-2 günlük alışma dönemini geçirdikten sonra plakların ağızlarında olup olmadığını fark etmezler.

    Su gibi normal sıcaklıktaki şekersiz içecekleri içerken plakları çıkarmaya gerek yoktur. Fakat çay gibi sıcak ve şeker içeren şeyler içerken plakları çıkarmanız önerilir.

    Invisalign tedavisine başlamadan önce bütün çürüklerin ve diş taşlarının temizlenmiş olması, ağız içindeki tüm bakım işlemlerinin bitmiş olması gerekmektedir. Çünkü plak için ölçü alındıktan sonra ağızda herhangi bir işlem uygulanmaz.

    Invisalign tedavisinde, ortodontik tellerdeki gibi ağrı ve gerginlik olmaz ancak her yeni plakta bir kaç gün süren rahatsızlık olabilir. Bu normaldir ve dişlerinize bir kuvvet geldiğinin göstergesidir.

    Invisalign tedavisinde plaklar günde en az 20-22 saat takılmalıdır.

    Tedavi sırasında istenilen he rşey yenilebilir ancak plaklar tekrar takılmadan önce mutlaka dişler fırçalanmalı ve plaklar temizlenmelidir.