Etiket: Nihat Ergün

  • Anneye son görev

    Anneye son görev

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün geçtiğimiz gün vefat eden annesi Şahizer Ergün dün dualarla toprağa verildi. Sadullah Ergün ve Hayati Yazıcı’nın da aralarında bulunduğu kabine üyeleri Bakan Ergün’ü yalnız bırakmadı.

     

    Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün annesi Şahizer Ergün (84) hayatını kaybetti. Geçtiğimiz ay beyin kanaması geçiren ve Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören Şahizer Ergün, geçtiğimiz gece yaşamını yitirmişti. Şahizer Ergün’ün cenazesi, dün Derince’nin Çınarlı Mahallesi’nde bulunan evine getirildi. Burada Kur’an-ı Kerim okunup helallik alındıktan sonra cenaze Çınarlı Camii’ne götürüldü. Bakan Ergün, camide taziyeleri de kabul etti. Öğle namazını müteakip cenaze namazı kılındı. Cenazeye Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Kocaeli Valisi Ercan Topaca, Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ve vatandaşlar katıldı. Şahizer Ergün’ün cenazesi Çınarlı Mezarlığı’nda toprağa verildi.

  • Binek araçlara hurda teşviki

    Binek araçlara hurda teşviki

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün NTV’de katıldığı bir programda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

     

    ”Babayiğit” kavramının artık Türkiye’de herkesin kullandığı bir söze dönüştüğüne dikkati çeken Ergün, şu değerlendirmede bulundu:

     

    ”Şimdi bakıyoruz otomotiv sektöründe, sektörün babaları var. Ama bu sektörün babaları, markalaşma konusunda bizim düşündüğümüz kadar yiğit çıkmadılar. Babalar var, yiğit değiller. Yiğitler var biz yapalım bu işi falan diye. Fakat onlarda da yapacak güç yok. Yani onlarda baba değiller.

     

     

    Ya yiğitlerimizden birisi baba olacak ya da babalardan birisi yiğitlik yapacak ki bu iş olsun. Hani eskiden olduğu gibi devletin babalığında biz yiğitlik yapalım şeklinde yürümez bu. Devlet teşvik ediyor, devlet yönlendiriyor, hedef gösteriyor bu istikamette gelişecek hadiseler.”

     

     

    ”Başlangıçta planlanan tarihlere uygun bir ilerleme yok mu? Bunun için mi sektörle ilgili böyle bir değerlendirmeniz var. Bunu bir çağrı olarak mı algılamak lazım gecikmemek adına?” şeklindeki soruya Ergün, ”Yok ara sıra bu çağrıyı tekrarlamakta fayda var. Tabi sektöre de dünyadaki gelişmeleri takip etmeyin, boş verin gözünü karartın gitsin de demiyoruz. Otomotiv sektöründe yeni yatırım kararları da, kapasite artırım kararları da var. Türkiye’de otomotiv sektörü gelişmeye devam ediyor. Bu gelişmeler çerçevesinde diyoruz ki bunu da ihmal etmeyin bu konuda ki çalışmaları da hızlandırın” cevabını verdi.

     

     

    20 YAŞ ÜZERİ ARAÇLAR TRAFİKTEN ÇEKİLECEK

    Hurda araçlarla ilgili düzenlemeler hakkında da değerlendirmelerde bulunan  Ergün, ağır taşıtlarla ilgili bir düzenleme yapıldığını ve bir destek modeli geliştirildiğini hatırlattı.

     

     

    Kamyonlar, otobüsler gibi işte belirli bir yaşın üzerindeki araçlara hurda bedeli ödenerek bu araçların trafikten çekildiğini ifade eden Ergün, şunları kaydetti:

    ”Borçları iptal edildi ve silindi. Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ve benzeri varsa borçları geçmişten kalan onlarda terkin edildi. Bu mesele artık trafik meselesi olmaktan çıktı. Şimdi yeni bir çalışmayı İçişleri Bakanlığımız, Ulaştırma Bakanlığımız ile binek araçlar için yapalım dedik. Yani 20 yaşının üzerindeki binek araçlar gerçekten trafikte bazen ağır sorunlar oluşturmayı başladılar.

     

     

    Bunu trafikte giderken bizde görüyoruz. O araçların manevra kabiliyeti, hızları, çevreye etkileri ve trafiğe olan etkileri çok farklı. Şimdi bir çalışma yürütüyoruz henüz ayrıntıları ortaya çıkmış değil. Ama o çalışmayı da kısa zamanda inşallah tamamlarız ve onunda ayrıntılarını sizlerle paylaşma imkanımız olur. Çünkü artık o gün geldi. Türkiye’nin 20 yaşının üzerindeki araçları yavaş yavaş bir yolunu bulup uygun bir formülle trafikten çekersek, vatandaşlarımıza daha yeni, çevreci araçlar alabilecek imkanlar sunabilirsek, sektöre çok büyük bir katkı sağlamış oluruz.”

     

     

    -”Enflasyon, ikinci ve üçüncü çeyrekte faklı olacaktır”-

    Mart ayı enfasyon rakamlarını da değerlendiren Ergün, çeyrek değerlendirmelerin son derece önemli olduğunu ancak yılın tamamındaki hedeflerin tutturulup tutturulmayacağına bakmak gerektiğine işaret etti.

     
    Ergün, 2013 yılında yüzde 6’nın altında bir enflasyon hedeflerinin olduğunu hatırlatarak, yaz aylarına doğru geldikçe bu rakamların daha da değişeceğini, ikinci, üçüncü çeyrek rakamlarının biraz daha farklı tabloları ortaya koyacağını söyledi.

    Bu yılın ilk çeyreğinde işlenmemiş gıda fiyatlarındaki artışların enflasyon üzerindeki etkisinin biraz fazla olabileceğine değinen Ergün, ”Ama şunu rahatça söyleyebiliyoruz ki; Türkiye ekonomisindeki artık ekonominin makro dengelerini olumsuz etkileyebilecek gelişmeler kontrol altındadır” dedi.

     

     

    Merkez Bankası’nın ağırlıklı görevlerinden birisinin fiyat istikrarını sağlamak olduğunu ifade eden Ergün, şunları aktardı:

    ”Bu diğer hedeflerimizle de çelişmemesi lazım. Başka hedeflerinizi daha ön plana tutar, birtakım gevşemeler de kontrollü bir şekilde olabilir. Dolayısıyla, mesela büyüme hedeflerimiz açısından biraz daha farklı bir istikamete gidersek bazen bütçe açıklarında veya enflasyon hedeflerinde kontrollü bir gevşeme gündeme gelebilir. Ama önemli olan kontrollü olmasıdır. Bütün bu gelişmeler, kontrol altındaki gelişmelerdir.

     
    Çünkü, enflasyonla mücadele etmediğimiz zamanları gördük. Nasıl ekonominin bütününde çok olumsuz etkiler meydana getirebiliyor, çok yıkıcı etkiler meydana getirebiliyor. Onun için çeyreklerdeki bu değerlendirmeler son derece önemli. İkinci çeyrek, üçüncü çeyrek değerlendirmeleri kuşkusuz çok daha farklı olacaktır. Yolumuza düşündüğümüz hedeflere yakın, kontrol altında bir enflasyon noktasında devam edeceğiz.”

  • Türkiye fırtlatma rampası kuracak

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, uydu teknolojileri konusunda müthiş bir müjde daha verdi.

     

    TÜBİTAK bünyesinde bugüne kadar çok önemli projeler yapıldığını, bunlardan birinin de Göktürk 2 uydusunun uzaya fırlatılması olduğunu belirten Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, uydu teknolojileri konusunda bir aşamayı daha geride bıraktıklarını söyledi.

     

    Türkiye’nin kendi fırlatma rampası olacak

    Önümüzdeki süreçte haberleşme uyduları da yapacaklarını anlatan Ergün, ”10 yıl içinde de kendi fırlatma rampamızı oluşturacağız. TÜBİTAK bünyesinde yapılan diğer birçok önemli proje daha var, ancak bunların sanayiciyle buluşması konusunda daha fazla adım atmak gerekiyor. Şimdi proje pazarları açacağız ve şirketlerimizi TÜBİTAK’ta geliştirilen ürünlerle, teknolojilerle tanıştıracağız ve o ürünlerin ticarileşmesini o şirketler vasıtasıyla yapacağız’‘ diye konuştu.

     

    2013 VE 2014 YILLARINDA TÜRKİYE DAHA ÇOK BÜYÜYECEK

    Ergün, 2013 ve 2014 yıllarında Türkiye’nin, büyümesinin bu yıldan daha iyi olacağını belirterek, ”Önümüzdeki dönemde büyümenin kompozisyonu da değişecektir. Bu yıl büyüme net dış ticaret odaklı iken, 2013 ve takip eden yıllarda iç talebin de büyümeye pozitif yönde katkı yaptığını göreceğiz” dedi.

    Bakan Ergün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 2010 ve 2011 yıllarında yaşadığı hızlı büyüme sonrasında dünyadaki gelişmeleri ve çevresel riskleri de göze alarak 2012 yılında daha ılımlı büyümeyi ve cari açık gibi kırılganlıkları azaltmayı tercih ettiklerini söyledi.

     

    Kısa dönemli büyümeden bir miktar feragat ettiklerini ancak Türkiye’nin uzun dönemli istikrarlı büyümesinin önünü açtıklarını anlatan Ergün, bu yılın 9 ayı itibariyle cari açığın milli gelire oranının yüzde 7’nin altına düştüğünü, üstelik Türkiye’nin bu başarıyı dünya bir krizle boğuşurken yakaladığını ifade etti.

    Ergün, 2012 yılında dünya büyümesinde asıl sorunun gelişmiş ülkelerden kaynaklandığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

     

    ”Ancak her şeye rağmen Türkiye, 2012 yılında çevresindeki ülkelerden pozitif yönde ayrışmıştır. Türkiye bu çalkantılı dönemde dahi Orta Vadeli Programını (OVP) açıklamış, atacağı adımları ve öngörülerini şeffaflıkla paylaşmıştır. 2012 yılında krizden en az etkilenen ülkelerden olduk. 2013 ve 2014 yıllarında ise büyümemiz bu yıldan daha iyi olacaktır. Önümüzdeki dönemde büyümenin kompozisyonu da değişecektir. Yani bu yıl büyüme net dış ticaret odaklı iken, 2013 ve takip eden yıllarda iç talebin de büyümeye pozitif yönde katkı yaptığını göreceğiz. Üstelik bu durum Türkiye’nin kırılganlıklarını da artırmayacaktır. Nitekim Türkiye’nin son dönemdeki not artışlarının altında da bu beklentiler yatmaktadır. Önümüzdeki dönemde farklı kredi derecelendirme kuruluşlarından da not artışlarını göreceğiz. Orta vadede yatırımlar daha da artacaktır. Böylelikle yatırım talebinin büyümeye verdiği katkı da gün geçtikçe yükselecektir.”
    -”Türkiye yapısal reformları da yapmaya devam edecektir”-

    Tüm bu gelişmelerin ortasında Türkiye’nin, yapısal reformları da yapmaya devam edeceğini vurgulayan Ergün, cari açığı kalıcı olarak gündemden çıkarmak için tasarrufları artırıcı tedbirlerin 2013 yılı itibariyle kendine uygulama alanı bulacağını bildirdi.

    Ergün ayrıca, OVP’de belirtildiği gibi kayıt dışı ile mücadele, enerji ve ulaştırma altyapısının güçlendirilmesi, Ar-Ge ve yenilikçiliğin geliştirilmesi, eğitimin niteliğinin artırılması, bilgi ve iletişim teknolojilerinin artırılması ve yüksek katma değerli üretim yapısına geçişin, bu yıl ve takip eden yıllarda gündemde olacağını söyledi.

     

    -”Türkiye, rekabet gücünü teknolojide, tasarımda, markalaşmada, Ar-Ge’de aramalı”-

    Bakanlığın faaliyetleri hakkında da bilgi veren Ergün, makroekonomik istikrarı reel sektöre yansıtmak ve daha rekabetçi bir iş dünyası oluşturmak için önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.

     

    Türkiye’nin rekabet gücünü teknolojide, tasarımda, markalaşmada ve Ar-Ge’de araması gerektiğini vurgulayan Ergün, 2011 yılında Bakanlığın yapısını değiştirirken de bu düşünceyi hayata geçirme amacını güttüklerini anımsattı.

    Ergün, sanayiye ve sektörlere stratejik bir perspektif kazandırmaya büyük önem verdiklerini belirterek, hazırladıkları strateji belgeleriyle hem kamu hem de reel kesim için yol haritaları oluşturduklarını bildirdi.

    Sanayi stratejisini, KOBİ stratejisini, otomotiv, makine ve kimya stratejilerini başarıyla uyguladıklarını anlatan Ergün, şöyle devam etti:

     

    ”Son olarak 26 Aralık’ta Demir-Çelik stratejimizi devreye aldık. Ocak ayı içinde ise seramik ve elektrik-elektronik sektörleri için hazırladığımız strateji belgelerini ve eylem planlarını da uygulamaya başlıyoruz. Yine 2013’ün başında en büyük dış açık kalemlerimizden biri olan ilaç sektörü için hazırladığımız strateji belgesini ve eylem planını Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na (EKK) sunmayı planlıyoruz. Türkiye’nin 2023 yılında hedeflerine ulaşması için iki alanda başarıya ulaşması gerekiyor. Bunlar ileri demokrasi ve ileri teknoloji. Biz ülkemizde Ar-Ge yatırımlarının, inovasyon ve tasarım faaliyetlerinin, yenilikçilik kültürünün artması için önemli çalışmalar yapıyoruz. Bakanlık olarak, Ar-Ge merkezlerinin ve teknoparkların kurulması, teknogirişim sermayesi desteği, San-Tez Programı gibi çalışmalarımızı başarıyla sürdürüyoruz.

     

    Gelecek yıldan itibaren teknogirişimcilerimize sağladığımız destekler de artacak. İlk aşamada başarılı olan gençlerimize ikinci aşamada 550 bin liralık ilave hibe desteği sunacağız. Bir ihtisas teknoparkı olan Bilişim Vadisi’nin yönetici şirketini kurduk ve yapım çalışmalarına hızla devam ediyoruz. 2013 yılında Bilişim Vadisi’nin altyapı çalışmalarına başlamış olacağız ve en kısa sürede de firmalara tahsis işlemlerini gerçekleştireceğiz. Yine KOSGEB ve TÜBİTAK aracılığıyla, reel sektöre Ar-Ge konusunda önemli destekler sağlıyoruz. Ülkemizin bütün şehirlerinde bilim ve teknoloji merkezleri kurma konusundaki çalışmalarımızı da sürdüreceğiz.”

     

    -”2013’te 3 yeni destek programı daha uygulamaya konulacak”-

    Bakan Ergün, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca yürütülen Teknogirişim Sermaye Desteği Programı, San-Tez Programı, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri uygulamaları gibi mevcut destek programlarına entegre olacak şekilde, 2013 yılında yeni programları da uygulamaya koyacaklarını açıkladı.

    Ergün, 2013’te Teknolojik Ürün Patenti, Teknolojik Ürün Yatırımı ile Teknolojik Ürün Tanıtım ve Pazarlama Destek Programı olmak üzere üç yeni destek programını daha hayata geçireceklerini bildirdi.

    -”Patent Kanunu Tasarısı’nın bu yasama yılında kanunlaşmasını bekliyoruz”-

    Türkiye’de sınai mülkiyet hakları açısından büyük önemi olan Patent Kanunu Tasarısı’nı Bakanlar Kurulu’na sunduklarını dile getiren Ergün, sözlerini şöyle tamamladı:

     

    ”Sanayicilerimiz için büyük önem taşıyan bu tasarının da bu yasama yılı içinde kanunlaşmasını bekliyoruz. Yine yerli üretimi desteklemek amacıyla Kamu İhale Kanunu’nda ciddi bir değişiklik yapacağız. Böylece Bakanlığımızca orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri arasından belirlenen yerli malına yüzde 15 fiyat avantajı uygulamasını kamu alımlarında zorunlu hale getireceğiz. Önümüzdeki dönemde, hayata geçirmeyi planladığımız bir diğer projemiz de Ulusal Temiz Üretim Merkezi kurmak olacaktır.
    Bizim çalışmalarımızın tamamı, ileri teknolojili ve yüksek katma değerli üretim yapan ve her açıdan daha rekabetçi bir sanayi sektörü oluşturmayı hedeflemektedir. Zira sanayimizin rekabet gücünü artırmaya yönelik atacağımız her adımın, bizi 2023 hedeflerimize daha fazla yaklaştıracağını biliyoruz.”

  • 3 yıl içinde tüm kimlikler akıllanacak

    3 yıl içinde tüm kimlikler akıllanacak

    Sahte kimlik sebebiyle 700 bin vatandaşın mahkemelik olduğunu tespit eden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, akıllı kimlik projesine hız verdi. Bakan Nihat Ergün, üç yıl içinde tüm kimliklerin çipli hale geleceğini belirterek, “Kartlarla bankamatikten para da çekilebilecek. ” dedi.

     

    Birçok kişinin sahte kimlik sebebiyle mahkemelik olması, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Bakan Nihat Ergün, 2013 Haziran ayından itibaren 2 milyon vatandaşa akıllı kimlik dağıtılacağını söyledi. Bolu’daki pilot uygulamanın başarıyla sonuçlandığını belirten Ergün, “3 yıl içerisinde de bütün vatandaşlarımıza yaygınlaştırılacak. Yani, 3 yıllık bir geçiş süreciyle bütün vatandaşlarımız yeni kimlik kartını, elektronik kimlik kartını kullanmış olacaklar.’’ dedi. Bakan’ın verdiği bilgiye göre, akıllı kimlik kartları sadece bir nüfus kâğıdı gibi olmayacak. Çipli yeni kimlik kartları ehliyetten banka işlemlerine, ulaşımdan sağlığa kadar birçok alanda kullanılabilecek. NTV’de katıldığı bir programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ergün, çipli kimlik kartlarının nasıl kullanılacağına dair bilgiler de verdi.

     

     

    Ergün, “İsterseniz bankamatikten para çekebileceksiniz, sağlık hizmeti almak istiyorsanız onunla alacaksınız. Stadyumdan geçiyorsunuz, girdiniz, kimlik kartı? Kim girdi stadyuma belli. Veya sağlık hizmeti alıyorsunuz bu belli. Bugün 700 binden fazla vatandaş sahte kimlik kartı ile işlem yapmak nedeniyle mahkemelik durumda. Birçok insan adına sahte kimlikle krediler alınmış durumda, birçok insan adına alışverişler yapılmış durumda. Birçok insan adına noterlerden belge düzenlenmiş durumda. Noter baktığı zaman bu kimlik kartı sahte mi, değil mi bunu bilmiyor ki… Ama şimdi noterler de bunun bir an evvel yürürlüğe girmesini istiyorlar. Çünkü sahte kimlik kartı diye bir mesele kalmayacak.’’ ifadelerini kullandı.

     

     

    kobilere destek artarak sürecek

    Nihat Ergün, düşen faiz oranlarıyla birlikte vatandaşların alım gücüne destek verecek yeni adımlar düşünülebileceğini belirtti ve ekledi, “2013’te gerekirse daha kapsamlı bir uygulamayla, çok daha fazla KOBİ’yi hareketlendirebilecek yeni yatırım yapmaya, yeni işler yapmaya yöneltecek, onların birtakım maliyetlerini aşağıya çekecek destekler verebiliriz.’’ dedi.  2012 yılı için öngörülen büyüme hedeflerinin 2010 ve 2011 yılına göre daha mütevazı bir hedef olduğunu dile getiren Ergün, ekonominin gidişatının bu mütevazı hedef çerçevesinde seyrettiğini vurguladı. Ergün, 2012 hedefleri açısından yeni bir revizyonu gerektirecek bir durum olmadığını da dile getirdi. Ergün, 2013 yılında bir taraftan ihracatı artırmaya devam ederken, biraz da iç piyasayı canlandırmak gerektiğine işaret etti. Ergün, faiz oranlarının düştüğünü, kredi limitlerinin de belki bir miktar artması ya da KOBİ’lere yönelik yeni destek mekanizmaları harekete geçirildiğinde iç piyasanın bir miktar daha canlandırılmış olacağını kaydetti. Otomotiv soruşturması ile ilgili görüşleri sorulan Nihat Ergün, sahte imza kullanarak, sahte belgelerle ithalat yapıldığını söyledi. Ergün, “Burada savcılıklara intikal eden işler var. Tabii savcılık ne karar verecek ona da bakacağız. Sahte imza kullanarak, sahte belgeler düzenlenerek ithalat gerçekleştiriliyor, bunun tabii ki soruşturulması lazım. Kullanılmış araçlar sahte belgelerle sıfır araç gibi getiriliyor. Mesela biz bazı soruşturmalarda aracın torpidosunda 10 bin kilometrelik bakım kartına rastladık yani bunlar var.” diye konuştu.