Etiket: NEÜ’de

  • NEÜ’de ’Mühendislik Günleri-11’ Düzenlendi

    Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi tarafından düzenlenen ‘Mühendislik Günleri’nin on birincisi gerçekleştirildi.

    Üniversite Kongre ve Kültür Merkezi Lila Salonda düzenlenen panele, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Gökhan, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nesimi Aktaş, akademik ve idari personel, öğrenciler ve davetliler katıldı.

    Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan panelde Yrd. Doç. Dr. Aslıhan Erdoğan ‘Çatı ve Teras Bahçeleri’ konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Erdoğan konuşmasında “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızlı nüfus artışına paralel artan kentleşme çeşitli sorunları da beraberinde getirmiştir. Özellikle kentsel alanlarda arazi rantlarının yüksek düzeyde olması yapılaşmayı artırmakta, bu da açık-yeşil alanların azalmasına, hatta yok olmasına neden olmaktadır. Açık-yeşil alanlar kentlerin yapay ikliminin iyileşmesine önemli katkıda bulunan, kent ekosisteminin önemli yapı taşlarıdır. Kentsel açık-yeşil alan sistemlerinin önemli bir bileşeni olan çatı ve teras bahçeleri günümüzde tartışılan bir kavrandır. Şehirlerin %75’i geçirimsiz yüzeylerle kaplıdır ve çatılar bunun önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Kentsel alanlarda kaybedilen doğanın yeniden kazanılması ve ekolojik dengenin sürdürülebilirliği açısından yapı yüzeylerinin bitkilendirilmesi oldukça önemlidir. Dolayısıyla çatı ve teras bahçeleri göz ardı edilmemesi gereken bir kavrandır” dedi.

    ‘Besinsel Lif ve İnsan Sağılığı ile İlişkisi’ konusunda katılımcıları bilgilendiren Yrd. Doç. Dr. K. Emre Gerçekaslan “Günümüzde hızlı tüketilen gıdalara (fast food) olan talebin artması ve fiziksel aktivitelerin azalması sebebiyle kalp-damar hastalıkları, sindirim sistemi bozuklukları, bağırsak hastalıkları ve aşırı şişmanlık gibi bazı sağlık sorunları artış göstermiştir. Buna karşın besinsel lifler, bağırsak hastalıklarına (kanser, kabızlık, divertiküloz), kalp damar hastalıklarına, şişmanlığa ve şeker hastalığına karşı sağlık açısından olumlu etkilere sahiptir. Değişik yaş ve durumlara yönelik tüketim standardı bulunmamakla birlikte 20 yaş üstü yetişkinler için günlük 25-30 g besinsel lif alımı önerilmektedir” diye konuştu.

    ‘Goji berry (Lycium Barbarum L.-Kurt Üzümü) Yetiştiriciliği’ hakkında bilgi veren Doç. Dr. Halil İbrahim Oğuz “Goji berry, ana vatanı Çin olmakla beraber, Tibet, Himalayalar ve Moğolistan’da yoğun olarak yetiştirilmektedir. Kurt üzümü olarak da adlandırılan goji berry, İngiliz yerel dilinde Goqi – goji haline gelmiştir. Günümüzde insanlar bir meyvenin tadından lezzetinden ziyade sağlık açısından önemine çok önem vermeye başladılar. Goji berry bitkisi kışın yaprağını döken, 1-3 metreye kadar yükselen çok yıllık, çalı formunda üzümsü bir meyvedir. Genellikle Ağustos – Ekim aylarında hasat edilen meyveler kurutularak; Mayıs aylarında ise taze olarak tüketilmektedir. Buna ilaveten taze yaprakları da sebze olarak tüketilmektedir. İşte tüm bu özelliklerinden dolayı Goji Berry bitkisi, üzümsü meyveler içerisinde popülaritesini hızla artırmaktadır” dedi.

    Panelde konuşan Yrd. Doç. Dr. Aslı Özdarıcı Ok ise, ‘Uzaktan Algılamada Görüntüleme (Fotoğraf) Tekniğinin Geçmişten Günümüze Gelişimi’ konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Yrd. Doç. Dr. Aslı Özdarıcı Ok, “Uzaktan algılama, nesnelerle fiziksel temasta bulunmadan herhangi bir uzaklıktan yapılan ölçümlerle nesneler hakkında bilgi edinme bilim ve sanatıdır. Görüntüleme araçları önceleri; balonlar, model roketler, uçurtmalar ve güvercinler iken günümüzde ise, uçaklar, uydular ve İHA’lardır. Bu araçlar günümüzde, doğal afetlerde meydana gelen hasar tespitleri, su kirliliği tahmini, orman yangınlarının tespiti, yerleşim alanlarındaki değişimin izlenmesi gibi bir çok alanda başarı ile kullanılmaktadır” diye konuştu.

    Soru-cevap bölümüyle devam eden panel, konuşmacılara teşekkür belgelerinin takdimi ile son buldu.

  • NEÜ’de İnternet Kullanımı Ve Güvenliği Anlatıldı

    İnternet Haftası kapsamında Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından tüm personel ile öğrencilere yönelik düzenlenen “İnternet Kullanımı ve Güvenliği” konulu seminer gerçekleştirildi.

    Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Konferans Salonundaki seminerde, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Hacıbeyoğlu katılımcıları bilgisayar, parola, web, e-posta ve mobil güvenliği ile yedekleme konusunda bilgilendirdi.

    Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Özdemir’in de katıldığı programda Hacıbeyoğlu bilgisayar güvenliği için yapılması gerekenleri sıraladı. Hacıbeyoğlu, işletim sistemi için üretici firmanın yayınladığı güncellemelerin yapılmasının, uzaktan erişim servislerinin kapatılmasının, anti virüs programının yüklü olmasının, firewall/güvenlik duvarı donanım ve yazılımlarının kullanılmasının, verilerin farklı medyalara ve ortamlara periyodik olarak yedeklenmesinin, çok önemli verilerin bilgisayarda şifreli şekilde tutulmasının, hesap şifrelerinin farklı kombinasyonlarla yüksek güvenlikli olacak hale getirilmesinin bilgisayar güvenliği açısından önemli olduğunu ifade etti. Hacıbeyoğlu ayrıca şüpheli e-postaların, reklam ilan sayfalarının açılmaması, şüpheli bağlantıların ziyaret edilmemesine özellikle dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.

    “KİMSE SİZDEN ŞİFRENİZİ İSTEMEZ”

    Hiçbir kurum ve kuruluşun insanlardan kullanıcı bilgileri ile şifrelerini istemeyeceğini vurgulayan Hacıbeyoğlu sosyal medyanın da zararlı yazılımlar ve virüsler konusunda güvensiz olduğunu ifade etti. Her site için aynı şifreyi kullanmanın son derece yanlış olduğuna dikkat çeken Hacıbeyoğlu, önem sırasına göre farklı siteler için farklı şifrelerin oluşturulmasını tavsiye etti ve bu şifrelerin bilgisayarda herhangi bir dosyaya kaydedilmemesini önerdi.

    “EN BÜYÜK GÜVENLİK AÇIĞI İNSANLARDAN KAYNAKLANIYOR”

    “Hiçbir bilgisayar programı ya da işletim sistemi %100 güvenli değildir. Programların bilinen ve bilinmeyen açıkları vardır. Bu açıklar kullanılarak istenmeyen işlemler yapılabilir” diyen Hacıbeyoğlu, Bilgisayardaki en büyük güvenlik açığının insanlar olduğunu anlattı ve hiçbir güvenlik programının insanların yaptığı hataları tamamen engelleyemeyeceği ya da telafi edemeyeceğini belirtti. Hacıbeyoğlu bu anlamda insanların bilinçli olmasının önemine dikkat çekti ve kişisel bilgilerin hiç kimse ile paylaşmamasını söyledi.

    Program soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

  • NEÜ’de Geleneksel Spor Şenlikleri Başladı

    Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi tarafından geleneksel hale getirilen ve bu yıl 8’incisi düzenlenen ‘Spor Şenlikleri’ başladı.

    Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından 12-29 Nisan 2016 tarihleri arasında düzenlenen, akademik ve idari personel ile öğrencilerin takım ve ferdi olarak katıldıkları ‘Spor Şenlikleri’ Üniversite Prof. Dr. Filiz Kılıç Yerleşkesi Spor Tesislerinde oynanan futbol ve basketbol müsabakaları ile başladı.

    Futbol, basketbol, voleybol, masa tenisi, satranç, tırmanış, kort tenisi ve atletizm branşlarında mücadele edecek olan takımlar ile ferdiler, final müsabakaları sonunda düzenlenecek tören ile ödüllendirilecek.

  • NEÜ’de Sağlık Kurumlarında Çağdaş Malzeme Yönetimi Teknikleri Konferansı

    Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde (NEÜ), Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, “Sağlık Kurumlarında Çağdaş Malzeme Yönetimi Teknikleri konferansı düzenledi.

    AKEF Konevi Konferans Salonundaki programa, NEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tahir Yüksek, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Kübra Küçükşen, Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayhan Uludağ, Fakülte Sekreteri Ali Altunyaldız, öğretim üyeleri, öğrenciler ve diğer misafirler katıldı.

    Sağlık Sektöründe Modern Malzeme Yönetim Teknikleri sayesinde stokların düzenli kontrol edildiğini belirten Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, RFID ve Pxid Uygulamalarının bu alanda iş yapımını kolaylaştırdığını söyledi. Yöneticilerin, kurumların malzeme yönetimi konusunda hassas davranmaları gerektiğini kaydeden Tengilimoğlu, “Eskiden çok daha fazla israf yapılıyordu. Bu uygulamalar zaman gibi, maliyet gibi konularda tasarruf sağlamamıza yardımcı oluyor. Eskiye nazaran ülkemizde son yıllarda malzeme yönetimi konusunda belli çalışmalar yapılıyor ancak bunun devamlılığının olması önemli” dedi.

    Son Teknolojiler Hasta Güvenliğinin İyileştirilmesi Anlamında Çok Önemli

    ilaç takip sistemi, RFID (Radyo Frekans Sistemi), barkod gibi teknolojilerin dünyada aktif olarak kullanıldığını belirten Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, RFID teknolojisinin Türkiye’de çok yaygın olmadığını dile getirdi. Bu teknolojinin; tıp alanında hasta takibinde, hasta tanımlamada, sahte ilaçların engellenmesi gibi konularda kullanıldığının altını çizen Tengilimoğlu, “Bu geliştirilen son teknolojiler hasta güvenliğinin iyileştirilmesi anlamında çok önemli. Güvenlik endişeleri, teknik riskleri olmadığını söyleyemeyiz ancak artı yönlerinin çok daha fazla olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

    Pxis sisteminin amacının ise doğru hastaya doğru dozda, doğru ilacı vermek olduğunu kaydeden Tengilimoğlu, sistemin yetkin olmayanların ilaç erişimlerini de engellediğini söyledi. Bu sayede yanlış hastaya yanlış ilacın verilmesi gibi bir şeyin söz konusu olmadığını da vurgulayan Tengilimoğlu, son gelişmelerle her alanda bir üst sisteme geçilebileceğini ifade etti.

    Yrd. Doç. Dr. Kübra Küçükşen’in, Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu’na hediye takdiminin ardından program sona erdi.

  • NEÜ’de Prof. Dr. Orhan Çeker Helal Gıda Konferansı Verdi

    Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker, “Helal Gıda” konulu konferans verdi.

    NEÜ AKEF Erol Güngör Konferans Salonundaki konferansta, son zamanlarda helal gıda konusunda toplumda ciddi bir hassasiyet olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çeker, helal gıda tüketmenin önemini, önemli örneklerle açıkladı. Malezya’nın helal gıda sertifikası ve standartları konusunda başı çektiğini belirten Çeker, “Hristiyan ve Budistlerin helal haram noktasında hassasiyetleri yok zaten. Yahudiler özellikle domuz eti konusunda çok titizdirler ve onların da kendilerine göre damga veren bir kurumları var. Müslümanlar ise Yahudilerle Hristiyanlar arasında bir noktada titizlik gösteriyorlar. Ülkemizde daha fazla bu konuda çalışmalar yürütülmesi gerekiyor” dedi.

    “MODERNİZM BEYAZ ADAMIN ÜRETTİĞİ HAYAT BİÇİMİ”

    Psikolojik doyma ve biyolojik doyma diye iki farklı kavrama dikkat çeken Prof. Dr. Çeker, “Bir insan yiyecek yiyecek, ne zaman ki canı bir şeyler çekmeyecek o zaman doymuş oluyor. İşte bu beyaz adamın daha çok satmak için uydurduğu söylemdir. Doymak bu değildir” ifadelerini kullandı.

    “Gece yatınca ne yediğinizi bir düşünün” diyen Prof. Dr. Orhan Çeker, düşününce akla gelen yiyeceklerin çoğunun psikolojik ihtiyaçlar dolayısıyla yendiğini vurguladı. Canın çektikçe yenmesi anlayışının üç sorunu doğurduğunu söyleyen Çeker, “Bu sorunlardan birincisi kilo, ikincisi obezite, üçüncüsü bunlardan doğan hastalıkların tedavisi. Bunların ayrı ayrı masrafları da var. Biyolojik doyum bu anlamda önemli. Doyma, canının her çektiğini değil biyolojik olarak ihtiyacın ne ise o kadarını yemektir. Şu anda psikolojik olarak mı yoksa biyolojik olarak mı doymaya çalışıyoruz? Bunu karıştırmış durumdayız” diye konuştu.

    “TOPRAKTAN ÇIKAN HER ŞEY TAYYİBATTIR”

    Kur’an-ı Kerim’deki tayyibat ve habais kelimelerine dikkati çeken Çeker, tayyibatın insana hoş gelen şeyler olduğunu habaisin ise insana iğrenç gelen şeyler olduğunu söyledi. Çeker, “İnsanlar topraktan çıkan şeyler üzerinde işlem yaparak necis ya da haram hale getirirler. Mesela gazlı içeceklerin tümünde alkol vardır. O içilen kolalar, gazozlar maalesef aslında içilmemesi gereken şeyler” ifadelerini kullandı.

    Tüketeceğimiz şeylerin içindekilere mutlaka bakılması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Orhan Çeker’in konferansı öğrencilerden gelen soruların yanıtlanmasının ardından sona erdi.