Etiket: Nesli

  • Nesli tükenmekte olan kuş Kocaeli’de bulundu

    Nesli tükenmekte olan kuş Kocaeli’de bulundu

    Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan Ballıkayalar Tabiat Parkı’nda nesli tükenmekte olan yeni bir kuş türü bulundu.

    Kocaeli’nin Gebze ilçesi Tavşanlı Mahallesi’nde bulunan ve bölgenin en zengin doğal yaşam alanlarından birisi olarak dikkat çeken Ballıkayalar Tabiat Parkı içerisinde nesli tükenmekte olan yeni bir kuş türü bulundu. Yaklaşık 10 yıldır düzenli olarak kuş gözlemi yapılan tabiat parkı içerisinde ilk defa nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Gökçe Delice türünde kuş gözlemlendi. Bununla birlikte park içerisinde bulunan kuş türü 119’a çıktı.

    Gökçe Delice gözlemini yapan Dört Mevsim Yaban Hayat Derneği Başkanı Ümit Malkoçoğlu, Ballıkayalar Tabiat Parkı’nın son derece zengin bir doğal yaşam alanı belirtti. Malkoçoğlu, “Üstelik yoğun bir sanayi ve insan yerleşimiyle çevrili olması onun bu zenginliğini daha değerli kılıyor. Alanda 10 yıldır ayda en az 3-4 kez yaptığımız gözlemlerle bugüne kadar 118 farklı kuş türü tespit etmiştik. Dün yaptığımız gözlemle bu türlere şimdi Gökçe Delice’de eklendi ve Ballıkayalar Tabiat Parkı’nda değişik zamanlarda görülebilen kuş türü sayısı 119 oldu. Bir bölgedeki kuş çeşitliliği hem oradaki doğanın ne kadar sağlıklı olduğunu hem de neden daha iyi korunması gerektiğine işaret ediyor. Gökçe Delice, atmacagiller ailesinden yırtıcı bir kuş türü. Etçil bir tür olması sebebiyle de besin zincirinin üst sıralarında ve tüm türler gibi doğadaki dengenin korunmasında önemli bir işlevi var. Yüzlerindeki baykuşu andıran oval bölgeyse avlarını ses dalgaları yardımıyla bulduklarına işaret etmekte. Yuvalarını ağaçlar yerine toprak yüzeyine yaptıkları için üredikleri yerlerde tarımsal faaliyetlerden çok daha fazla etkileniyorlar ve bu sebeple soyları dünyanın birçok yerinde tehlike altında” ifadelerini kullandı.

  • Karadeniz’deki üç tür yunusun nesli tükenme tehlikesi yaşıyor

    Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sözen, Karadeniz’deki üç tür yunusun neslinin tükenme tehlikesi yaşadığını ve bundan sonraki alınacak olan tedbirlerin yunusların korunmasına yönelik olduğunu ifade etti.

    Trabzon’da bir akademisyenin, Karadeniz’de canlı yaşamının normale dönmesi için kontrollü yunus avına izin verilmesi gerektiğine yönelik sözleri tepki gördü. Bülent Ecevit Üniversitesi’nde görev yapan Prof. Dr. Mustafa Sözen, yunusların memeli hayvan olduğunu ve balıklar gibi yumurta ile çoğalmadığını 5 ila 15 yıl arasında eşeysel üremeye ulaştığını vurguladı.

    Yapılan açıklamanın bilimsel hatalar içerdiğini ifade eden Sözen, yunusların hızlı bir şekilde üremesinin söz konusu olmadığına dikkat çekti. Sözen, “Benim asıl uzmanlık alanım Türkiye’nin memeli hayvanlarıdır. Ancak Zonguldak’ta görev yaptığım için son 3-4 yıldır özellikle yunus gözlemlerine başladık. Gezerken gördüğüm ölü yunusları görmekle başladı. Hatta şu anda bir doktora öğrencim Zonguldak çevresindeki yunusların gözlemlenmesi, kıyıya vurmuş ölü yunuslardan doku örnekleri alarak ölüm nedenlerinin araştırılması hem de davranışlarının gözlenerek ölüm nedenlerinin ortaya konulması ve sonraki dönemlerde korunması için çalışmalar yapıyoruz. Bunları yaparken de Karadeniz bir göl gibi iç deniz şeklinde. Buna çevre olan ülkeler var. Çalışmayı yaparken bu gruplarla da sıkı diyaloga başladık. İstanbul Üniversitesi’nden Arda Tomay hoca var. Ukrayna’dan, Gürcistan’dan görüştüğümüz ekip var. Dolayısıyla bu konuda epeyce bilgi, birikimimiz oldu. Basında iki gün önce yunusların özellikle hamsileri tükettiği, bir yunusun günde 70 kilogram kadar hamsi tükettiği ve bunların kontrollü şekilde avlanması gerektiğinde bir haber gözüme çarptı. Haber açıkçası beni oldukça şaşırttı ve içinde ciddi bilimsel hatalar vardı. Birincisi yunuslar balık değil ve memeli hayvanlardır. Düşünüldüğü gibi hızlı bir şekilde üremesi söz konusu değildir” diye konuştu.

    “Yetişkin ölümleri popülasyonlara çok ciddi zarar vermektedir”

    Afalina, Liman Yunusu ve Tırtak türünde Karadeniz’de üç yunus türünün olduğunun altını çizen Prof. Dr. Mustafa Sözen, “Karadeniz’de üç tane yunus türü var. Bunlardan birincisi Afalina türüdür. Sürü halinde ve oynarken sudan sıçramasını seven bir memelidir. 500 kilograma kadar ulaşabiliyor. Karadeniz’deki en büyük tür budur. 500 kilogramlık bir Afalina olsun günlük tüketimi 20 kilogramdır. İki tür daha Karadeniz’de yunus var. Bunun bir diğeri liman yunusudur. Kıyılara en çok yaklaşan ve liman içine girer. En büyüklerinin erginlerinin boyu 1.5 metre ve 60 kilogramı geçmez. En büyüğünün tükettiği balık miktarı 6-7 kilogramdır. Popülasyonun tamamı da en büyüklerden meydana gelmez. Genci vardır, yaşlısı vardır, çocuğu vardır. Diğer yunus türümüz kıyıya çok fazla yaklaşmayan çok hızlı olan ve yüzerken sıçrayan bir türdür. Tırtak, boyları 2.5 metreye kadar ulaşabiliyor. Ağırlıkları da 136 kilograma kadar ulaşabiliyor. Bunlar da en büyükleri ancak 6-7 kilogram kadar balık tüketebiliyorlar. Bunlar balık değildir, yumurta ile çoğalamazlar. İnsanlar gibi her seferinde sadece bir yavru yapabiliyorlar. Bunlardan bir tanesinin eşeysel olgunluğa ulaşması türüne göre 5 ila 15 yıl arasında değişebiliyor. Besin zincirinin tepesinde olan yırtıcı hayvanlar oldukları için hiçbir yırtıcı hayvanın üremesi çok hızlı değildir. Bir aslan, kartal çok hızlı üreyemez. Üreme hızları çok yavaş olduğu ve eşeysel üreme süreleri uzun olduğu için özellikle yetişkin ölümleri popülasyonlara çok ciddi zarar vermektedir. Karadeniz kapalı bir deniz olmasından dolayı buradaki üç yunus türü de Karadeniz’in dışına çıkmıyorlar. O yüzden bu popülasyonların tamamı Karadeniz’deki korunmasına bağlıdır. 1920’lerden 1970’lere kadar bu yunuslar ticari bir şekilde avlanmış. Bu popülasyonlar daha sonra ciddi miktarda azaldığı için hem de Dünya Doğayı Koruma Birliği tarafından bu türlerden iki tanesi nesli tehlikede olduğu için o büyük olan türümüz Afalina ve Liman Yunusu” diye ifade etti.

    “Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur, hapis cezası karşılığı vardır”

    Yunusların Karadeniz’deki popülasyonlarının aşırı azalmasına bağlı olarak Türkiye’de bu türlerin avlanmasının yasak olduğunu belirten Prof. Dr. Sözen, “Karadeniz’deki popülasyonlarının aşırı azalmasına bağlı olarak Türkiye’de bu türlerin avlanması yasaktır. Eğer siz nesli tehlike altındaki hayvanı veya bitkiyi yok ederseniz TCK’da kabahat değil direk suçtur. Ve hapis cezası olarak karşılığı var.

    Eldeki bütün verilere göre bu yunus popülasyonlarının Karadeniz’deki sayısı çok az ve azalmakta olduğunu gösterdiği için ve Türkiye’de Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin nesli tükenme noktasındaki türleri korumasına taahhütte bulunurken, eldeki hiçbir bilimsel veri olmadan bunların sayılarının çoğaldığı ve öldürülmesinin demek ve beslendikleri balık miktarları belli iken 70 kilogram hamsi tükettiği gibi bilimsel gerçeklerle hiç ilgisi olmayan rakamlar ortaya koymak, bu yüzden bunları öldürelim gibi söylemler ortaya konursa bu çeşitli nedenlerle yunusları öldürmeyi düşünen insanlar için gerekçe haline gelir. İnsanların bunları öldürmesi için gerekçe haline gelir. Bütün balıkçıları ve denize açılan bütün insanlarımızı uyarmak istiyorum. Karadeniz’deki üç yunusun nesli tehlikededir. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından korunan türlerdir. Bunların avlanması kesinlikle yasaktır. Tam aksine alınacak olan tedbirlerin bu üç türün korunmasına yöneliktir” diye belirtti.

    Sözen ve ekibi, geçen yıl Zonguldak’ın Filyos beldesinde gözlem yaptıkları sırada balıkçıların yunusları tüfekle öldürdüğünü fotoğraf çekerek tespit etmiş ve yunusların öldürülmesi kamuoyunda geniş yer bulmuştu.

  • Cizre’de nesli tükenmekte olan boynuzlu baykuş bulundu

    Şırnak’ın Cizre ilçesinde nesli tükenme tehlikesinde olan yaralı bir boynuzlu baykuş bulundu.

    Cizre’nin Suriye sınırının sıfır noktasında bulunan Rehberlik ve Araştırma Merkezi bahçesine yaralı bir boynuzlu baykuş girdi. Kuşu fark eden Araştırma Merkezi Müdürü Agit Işık ve görevliler, kanadı kırık olan ve yağmurdan dolayı ıslanan hayvanı kurutup besledikten sonra durumu Doğa Koruma ve Milli Parklar Şırnak Şube Müdür Orhan Kalay’a bildirdi. Kuşu, sabah saatlerinde kurumu açtıklarında bahçede gördüklerini ifade eden Cizre Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Agit Işık, “O halde görünce yanına gitmeye çalıştık. Ama yanına yaklaştığımızda bizi biraz ürküttü. Sonrasında ise baykuşun uçamadığını fark edip yakalamaya çalıştık. Birazcık uğraşın ardından yaralı olduğunu fark ettiğimiz baykuşu incitmeden yakalayıp kurumun içine götürdük” dedi.

    Bu büyüklükteki bir baykuşu ilk defa gördüğünü söyleyen Işık, “Baykuş tüm arkadaşlarımızla birlikte çok ilgimizi çekti. Hayvanla ilgilenmeye çalıştık ve bir o kadar da üzüldük çünkü hayvan yaralıydı. Muhtemelen çok uzak bir yerden geliyordu çünkü burada daha önce hiç rastlanmayan bir baykuş türü bu. O yüzden bir an önce tedavi edilip doğal ortamına bırakılması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

    Hayvanı yakaladıktan sonra türünü ve yaşam alanını çok merak ettikleri için ufak bir araştırma yaptıklarını ifade eden Işık, “Nesli tükenmekte olan bir baykuş türü olduğunu ve bölgemizde yaşamadığını öğrendik. Dolayısıyla biz hayvanı beslemek için et ve benzeri yiyecekler vermeye çalıştık ancak hiçbirini yemedi. Muhtemelen çok ürktüğü için verdiklerimizi yemedi ya da yaşadığı acıdan dolayı yemedi. Görünümü ürkütücü olmasına rağmen çok masum bir hayvan. Kurumdaki bütün arkadaşlarımız kendisi ile bir resim çekti ve hiçbirine zarar vermedi. Hayvanın tedavi edilip koruma altına alınması için Cizre Kaymakamı Faik Arıcan, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Veteriner Hekimi ve Milli Parklar Şırnak Şube Müdür Orhan Kalay’a hayvanla ilgili bilgi ve resimleri göndererek bir an önce tedavi edilmesi gerektiğini söyledik. İlgili merciler hayvanı tedavi edip doğal yaşamına bırakmak için almaya geleceklerini söyledi. Bizim de buradaki temel amacımız hayvanın tekrar doğal ortamına kazandırılmasıdır” şeklinde konuştu.

  • Nesli tükenen hayvanlar çalı çırpıyla yeniden vücut buldu

    Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğrencileri, nesli tükenen hayvanların çalı ve çırpıdan heykellerini yaptı.

    Resim-iş Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Rengin Solmaz Sönmez’in yürüttüğü Ana Sanat Atölye Heykel Dersi öğrencileri, nesli tükenen hayvanları doğal malzemelerle heykelleştirdi. Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-iş Eğitimi Anabilim Dalı Galerisinde açılan sergide öğrenciler Hayriye Alıcı, Efkan Büyükada, Furkan Demirci, Esra Doğangül, Emre Can Korkmaz, Beyza Salcı, Bergin Tokaki ve Metin Uslu, parçadan bütüne yaklaşımıyla, tahta parçaları, çalı, dal, kozalak gibi tabiî malzemeleri tellerle birleştirerek hayvan heykelleri yaptı. Öğrenciler bu heykelleri sergiledi. Günümüzde ekolojik dengenin “insan” tarafından hızla bozulması sebebiyle nesli tükenen hayvanları konu alan sergi, 22 Aralık gününe kadar görülebilecek.

  • Dünyada nesli tükeniyor, Tunceli’de bulundu tedavi altına alındı

    Tunceli’de vatandaşlar tarafından yaralı halde bulunan ve dünyada nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Balaban Kuşu, tedavi altına alındı.

    Edinilen bilgiye göre, merkeze bağlı Aşağı Böğürtlen köyünde yaralı halde Balaban Kuşu gören vatandaşlar durumu Vali ve Belediye Başkan Vekili Tuncay Sonel’e haber verdi. Vali Sonel’in talimatıyla köye gönderilen veteriner hekim tarafından alınan Balaban Kuşu, belediyeye ait Sokak Hayvanları Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne getirilerek tedavi altına alındı.Veteriner Hekim Sancar Çelik tarafından röntgeni çekilen kuşun vücudunda köpek saldırısından kaynaklı kırıklar tespit edilmesinin ardından merkezde Türkiye’de ilk kez kanatlılarda denenen, “intramaduller çivileme yöntemi” operasyonu gerçekleştirildi.

    Gerçekleştirilen operasyona ilişkin bilgi veren Veteriner Hekim Sancar Çelik, “Yaptığımız çivileme yönteminin bir ay kalması gerekiyor. Vücut uyguladığımız materyali yabancı cisim olarak kabul etmediği için o cismin almadan da hayatına devam edebilir. Uyguladığımız yöntemin ardından kanat fonksiyonları gayet iyi. Uçabiliyor. Ancak bir ay kadar burada tutup, gerekli tedavisini yapacağız. Yeniden röntgenlerini çekeceğiz. İyileştikten sonra yeniden doğal yaşam alanına bırakacağız” dedi.

    Uyguladıkları yöntemin daha önce kedi, buzağı, köpek gibi hayvanlarda sıkça kullanıldığını belirten Çelik, “Ancak bu tür operasyonları gelişmiş klinikler ve üniversiteler yapıyor. Yöntemi araştırdık, kanatlılarla ilgili bir bulguya rastlayamadık” diye konuştu.

    Çelik, merkezde, sokak hayvanlarının yanı sıra yaban hayvanlarının da tedavilerini yaptıklarını dile getirerek, her konuda kendilerine destek olan Vali ve Belediye Başkan Vekili Tuncay Sonel’e teşekkür etti.