Etiket: “Ne

  • TİKA’dan Namibya Müslümanlarının İlk İbadethanesi ’Ne Tadilat Ve Donanım Desteği

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Namibyalı Müslümanların ilk ibadethanesi olan Soweto Mescidine tadilat ve donanım desteğinde bulundu.

    Namibya Afrika’da İslamiyet’i tanıyan en son ülke olma özelliğini taşıyor. 1979 yılında, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Durban şehrinde bulunan bir grup Müslüman Namibya’nın başkenti Windhoek’e gelerek, incelemelerde bulunmuş ve Windhoek’inKatutura Bölgesinde bulunan Soweto semtinde bir evi satın alarak Müslümanların ibadet edebileceği mescid olarak hizmete açmışlardı. Bugün Namibya’da son yıllarda gelen göçmenler ile birlikte yaklaşık 10-15 bin Müslüman bulunuyor. Başkent Windhoek’ta halen kullanılan 4 adet Camii bulunurken, yaklaşık 3.000 Müslüman yaşıyor.

    Namibya İslam Merkezi yetkilileri ve Soweto Mescidi İmamı ve temsilcileri TİKA Windhoek Koordinatörlüğü’nü ziyaret ederek Soweto Mescidinin Namibya Müslümanlarının ilk ibadethanesi olması dolayısı ile kendileri için söz konusu mescidin ayrı bir önemi olduğu ancak şuan mescidin oldukça eski ve yıpranmış olduğunu belirterek TİKA’dan Soweto Mescidinin tadilatı ve donanımı için destek talebinde bulundular. Bu çerçevede TİKA tarafından Namibya’nın Başkenti Windhoek’te bulunan ve Namibyalı Müslümanların ilk ibadet yeri olarak bilinen Soweto Mescidinin tadilatı ve donanımı gerçekleştirildi.

    Soweto Mescidi, TİKA Başkan Danışmanı Kamil Kolabaş, TİKA Windhoek Koordinatörü Cüneyt Esmer, Windhoek İslam Merkezi İmamı MuhammadNegumbo ile merkezin diğer yetkilileri, Namibya’da bulunan Müslüman STK yetkilileri, TİKA yetkililerinin katıldığı bir tören ile yetkililere teslim edildi. TİKA Başkan Danışmanı Kolabaş, törende yaptığı konuşmada Namibyalı Müslümanlar ile böyle anlamlı bir törende beraber bulunmaktan çok mesud ve bahtiyar olduğunu ifade ederek projenin gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

    Windhoek İslam Merkezi İmamı Negumbo’da törende yaptığı konuşmada Soweto Mescidinin Namibyalı Müslümanlar için çok farklı bir yeri ve önemi olduğunu belirterek, TİKA’nın desteği olmasaydı söz konusu tadilat ve donanımı gerçekleştiremeyeceklerini TİKA’ya ve Türkiye’ye katkılarından dolayı teşekkür etti.

  • Artık “Ne İş Olsa Yaparım Devri” Sona Erdi

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), ‘Mesleki Teknik Eğitimde Standartların Yükseltilmesi’ temalı çalıştaya ev sahipliği yaptı.

    BTSO bünyesinde faaliyet gösteren Mesleki Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme Merkezi (MESYEB) tarafından “Mesleki Teknik Eğitimde Standartların Yükseltilmesi-Eğitimcilerin Eğitimi” Çalıştayı düzenlendi. Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA) ve Uludağ Üniversitesi’nin de katkılarıyla gerçekleştirilen programda; Osmangazi ve Nilüfer ilçesinde bulunan meslek liselerinin Tekstil Teknolojisi, Makine Teknolojisi, Motorlu Araçlar Teknolojisi ve Metal Teknolojisi bölümlerinin eğitimcilerine yönelik bilgiler verildi. Programa, BTSO Yönetim Kurulu Üyeleri Fahrettin Gülener ve İlker Duran, Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan, MESYEB Genel Müdürü Ramazan Karakök ile çok sayıda eğitmen katıldı.

    “MESLEK VE TEKNİK EĞİTİMİN HER ZAMAN YANINDAYIZ”

    BTSO Hizmet Binası’nda düzenlenen programda konuşan BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Fahrettin Gülener, mesleki teknik eğitimin ülke ekonomisinin kalkınmasında öncü rol oynadığına dikkati çekerek, “Bu konuda herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek zorunda. BTSO olarak Bursa’da mesleki ve teknik eğitime her zaman destek veriyoruz ve vermeye de devam edeceğiz” dedi.

    “MESLEKİ YETERLİLİĞE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ”

    BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran, MESYEB’in Bursa’da hem çalışanların niteliği geliştirilmesine hem de iş sağlığı ve güvenliği konusunda sağlam zeminlerin oluşmasına büyük katkı sağladığını vurguladı. İlker Duran, “İş dünyasından nitelikli eleman konusunda ciddi talepler alıyoruz. Bu açıdan mesleki yeterlilik konusu bizim öncelik verdiğimiz alanlardan birisidir. Türkiye’ye örnek olan MESYEB ile çalışanlarımızın niteliğini artıracak çalışmalara devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “5 YILDIZLI DİPLOMA SAHİBİ OLMAK YETMİYOR”

    BTSO MESYEB Genel Müdürü Ramazan Karakök, Türkiye’de uzun yıllar mesleklere yönelik bazı yanlış algılamaların yaşandığını söyledi. Bu algıyı yıkmak için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğine dikkati çeken Karakök, bu noktada mesleki yeterlilik konusunun hayati bir önem taşıdığını vurguladı. Türkiye’de işsizlik değil, mesleksizlik sorununun yaşandığını ifade eden Karakök, “Mesleki teknik eğitimde bilgi önemli bir unsurdur. 5 yıldızlı diplomaya sahip olmanız, nitelikli çalışan olduğunuz anlamına da gelmiyor. Mesleki açıdan yeterliliklerin her zaman yenilenmesi gerekmektedir. Bu noktada BTSO MESYEB, iş dünyasına önemli fırsatlar sunuyor. Güney Marmara’nın tek sınav ve belgelendirme merkezi olan MESYEB ile çalışanların niteliklerinin uluslararası standartlarını yükseltmeyi hedefliyoruz”

    “NE İŞ OLSA YAPARIM DÖNEMİ BİTTİ”

    Programın ikinci bölümünde Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan, ‘Mevcut Mesleki ve Teknik Eğitim Modelindeki Aksaklıklar ve Çözüm Önerileri’ konusunda bilgiler paylaştı. Karahan, üniversite ve sanayi arasındaki güçlü işbirliğinin mesleki yeterlilik sürecine büyük katkı sağlayacağını vurguladı. 25 Mayıs 2015 tarihi itibariyle tehlikeli ve çok tehlikeli mesleklerde mesleki yeterlilik belgesinin zorunlu hale getirildiğini söyleyen MESYEB eğitmeni Muhammed Karaman, artık Türkiye’de ‘ne iş olsa yaparım’ döneminin bittiğini açıkladı. Ayrıca programda eğitmenler Ünsal Akkaya ve Neşe Başsoy, BTSO MESYEB’in çalışmaları, sınav ve belgelendirme süreci ile ilgili sunum yaptı.

  • “Ne Yaptıysam Kilo Veremiyorum” Diyenlere TEK Çözüm Cerrahi Operasyon

    “Diyetisyene gittim, spor denedim, egzersiz yaptım; evet kilo verdim ama bıraktığımda verdiğim kiloları fazlasıyla geri aldım” diyenlerin son seçeneği olan obezite cerrahisinde, gelişen tıp imkanları güvenli ve konforlu tedavi sağlıyor. Kırklareli Lüleburgaz Özel Balkan Hastanesi Genel Cerrahi ve Obezite Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Akgün Tepeli, obezite cerrahisindeki en popüler yöntemleri anlattı.

    KİMİ YÖNTEMLER GERİDE KALDI

    Obezite cerrahisinin 1960’lardan beri uygulanan, son 10-15 yılda laparoskopik cerrahinin konforu ve güvenliği sayesinde de giderek yaygınlaşan bir tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Op. Dr. Tepeli, “Bu evrimsel süreçte farklı tekniklerin uzun dönem sonuçları, süreçte bazı yöntemleri öne çıkarmış, kimi yöntemleri de geride bırakmıştır” dedi.

    MİDE HACMİ KÜÇÜLÜYOR

    Son yıllarda uygulanan Slevee Gastrektomi yöntemi sonrası demir ve kalsiyum eksikliklerinin görülmemesi, takip kolaylığı, günümüzde en popüler yöntem olarak yerini almasını sağladığını anlatan Op. Dr. Tepeli, şunları söyledi:

    “Slevee Gastrektomi sadece restriktif yani sınırlayıcı bir yöntemdir. Bu yöntemde mide hacmi küçüldüğü için tüketilebilen gıda miktarı azalır. Buna bağlı olarak kilo kaybı ve diğer metabolik değişiklikler ortaya çıkar.

    HANGİSİ DAHA ETKİLİ?

    “Gastrik By Pass ameliyatı ise hem restriktif yani sınırlayıcı hem de malabsorbtif (emilimi bozucu) bir yöntemdir. Yani hem alınan gıda miktarı azalır hem de gıdaların emildiği barsak uzunluğu azaldığı için tüketilen gıdaların emilimi de azalmış olur. Bu nedenle Gastrik By Pass ameliyatı özellikle şeker hastalarında daha iyi sonuç vermektedir.”

    Op. Dr. Tepeli, sıkça sorulan sorulardan birinin de tüp mide ve Gastrik ByPass ameliyatlarının kilo vermedeki etkinlikleri olduğunu vurgulayarak, “Fazla kilo kaybında Gastrik By Pass, tüp mideden bir miktar daha etkilidir. Ancak arada dramatik bir fark yoktur” dedi.

    İKİ YÖNTEM ARASINDAKİ RİSK KIYASLAMASI

    Tüp mide ameliyatının sadece mideyi içeren bir yöntem olduğunu, Gastrik By Pass ameliyatında ise barsaklarda da cerrahi işlem uygulandığının altını çizen Op. Dr. Tepeli, bu nedenle Gastrik By Pass prosedürünün cerrahi açıdan daha zor, cerrah açısından öğrenilmesi daha uzun, ameliyat sonrası dönemde de risklerin bir miktar daha fazla olduğunu anlattı.

    EN İYİ YÖNTEM HASTAYA GÖRE DEĞİŞİR

    Op. Dr. Tepeli, herhangi bir yönteme en iyi demenin doğru olmadığını, çünkü bu konuda hastanın yaşı, BMİ değeri, beslenme alışkanlıkları, metabolik durumu gibi göz önünde bulundurulacak bir çok unsur olduğunu bildirdi.

    Op. Dr. Mehmet Akgün Tepeli, “Obezite cerrahisi uygulamalarında en popüler ya da cerrahın uygulamak istediği yöntem değil, hekimin hastayla konuşarak ve konu ile ilgili yeterli bilgilendirmesi yapıldıktan sonra hasta ve cerrahın birlikte karar vereceği yöntem uygulanması uygundur” dedi.