Etiket: “nasıl

  • ’İzmir’de Turizmin Gelişmesi İçin Nasıl Bir Ulaşım Sistemi Kurulmalı’ Paneli

    Panel Başkanlığını İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Cengiz Demir’in yaptığı İzmir’ de turizmin gelişmesi için nasıl bir ulaşım sistemi kurulmalıdır?” paneline turizm temsilcilerinin ilgisi yoğundu.

    İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Celil Anık, ESHOT Ulaşım Planlama Daire Başkanı Kader Sertpoyraz, İzmir Turist Rehberleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Şaban Akın, Aile Hekimi Cengiz Benlioğlu’nun panelist olarak katıldığı toplantı Dekan Prof.Dr. Demir’in açış konuşmasıyla başladı.

    “ULAŞIM AĞI TERCİH NEDENİ”

    Turizm sektörüyle Turizm Fakültelerinin işbirliğinin önemine değinen Prof.Dr.Demir, bu anlamda kurulduklarından bu yana sektörle sağlam iş birlikleri kurduklarını ifade etti. Turizm ve ulaşım arasında çok önemli bir ilişki olduğunu da kaydeden Prof.Dr.Demir, kolay ulaşımın turizm destinasyonlarına olan ilgiyi arttırdığını belirterek; son yıllarda uygun fiyat, güvenilirlik, konfor, zaman ve ulaşım ağı gibi nedenlerin turistlerin tercihlerini şekillendiğini sözlerine ekledi.

    TÜRKİYE’DE İLK: “BİR TIKLA TAKSİ GELSİN”

    Konferansta konuşan İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Celil Anık, 1 ay içinde hizmete İzmir’deki tüm taksileri içeren uygulamanın müjdesini verdi. Tek bir tuşla taksi çağrılabileceğini belirten Anık, bunun turizme de büyük katkı sağlayacağını söyledi. Anık, “Bu Türkiye’de bir ilk. Tüm İzmir’deki E Plakaları kapsayacak uygulama, tüm akıllı telefonlardan rahatlıkla indirilebilecek. Bu uygulamayla en yakın taksi durağındaki araca rahatlıkla ulaşılabilecek” dedi.

    “ARAÇ TAKİP SİSTEMİ GÜZEL ÇALIŞIYOR”

    Dışardan gelen bir turistin yabancı dil bilen biriyle karşılaşmasının önemine de değinen Anık, bu anlamda çalışmalar yapabileceklerini belirtti. Minibüs ve ticari plakalarda faaliyete geçen araç takip sisteminden de bahseden Anık, “Binin bir arabaya, bu araba beni gezdirdi derseniz; hangi yolların kullanıldığını bu sistem sayesinde tespit edebiliyoruz. Ya da eşyanızı düşürdünüz, çantanızı arabada unuttunuz. Aracın plakasını almadınız. Nerden bindiğinizi, koordinatları, saat aralığını söylediğiniz takdirde o arabayı bulabiliriz. İzmir’de kimse bu araç beni boşuna gezdirdi diyemez, gerekli işlemi yaparız.” diye konuştu.

    “YENİ GEMİ ALIMLARI İLE ADALARA ULAŞIM KOLAYLIĞI”

    ESHOT Ulaşım Planlama Daire Başkanı Kader Sertpoyraz, Atina Büyükşehir Belediyesi’nden Adalara seferler konulması konusunda talepler aldıklarını ifade etti. Sertpoyraz, “Yeni gemilerimiz alınmaktadır. İnşallah yakın zamanda gemi sayılarımızın artmasıyla talepleri karşılayacağımızı umut ediyoruz.” dedi.

    Metro sisteminin otogara ulaşması konusuna da değinen Sertpoyraz, “Projelerimiz arasında ilk etapta hayata geçirilmesi uygun olanlar sefere başladı. Hepsi bir süreç. Belli bir fizibilite çalışması gerekiyor. Zamanla hepsi hayata geçecektir. “şeklinde konuştu.

    “SOKAKTAN GEÇEN KİŞİLER ALINMASIN”

    İzmir Turist Rehberleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Şaban Akın, hizmet sektörü olan turizmde kalitenin önemine değindi. Sektörde donanım sahibi olunması gereken alanlarda sektör dışı kişilerin çalıştırılabildiğini belirten Akın, “ Örneğin 5 yıldızlı bir otele sokaktan geçen biri garson olarak alınabiliyor. Bunun önüne geçilmelidir. Rehberlik artık üniversite eğitimi içine alındı. Belli eğitimlerden sonra işe başlanıyor. Ama tırda çalışan bir şöförü rehber turist otobüsüne şoför olarak alırsanız, hatta taksiye şoför olarak alırsanız, turistik yerlerde sıkıntı yaratır. Mutlaka sektörde çalışan kişilerin eğitimli insanlardan oluşması gerekir. ”diye konuştu.

    “HAVADAYKEN TURİSTE GİDECEĞİ ŞEHİR TANITILMALI”

    Damla Ekicikol, ‘Havayolu Ulaşımına Rekabet Stratejileri’ başlıklı sunumunda, havacılığın dünyada yüzde 5 büyüme hızıyla büyürken ülkemizde yüzde 15 gibi bir büyüme ivmesine ulaştığını kaydetti. Damla Ekicikol, “İzmir’de 2015 yılının ilk 11 ayında 12 milyon yolcu yurt içi ve yurt dışına seyahat etmiştir. Sektörün tek elde olmaması da yolcuları teşvik edici. Çünkü şirketler turistlere cazip yolcu programları sunabilmektedir” dedi. Turizm bilgilendirme ofislerinin yolcuların indikleri noktalarda olması gerektiğinin de üzerinde duran Damla Ekicikol, İzmir’e olan seyahatlerde, havadayken yolculara gösterilen tanıtım reklamlarına; gidilen şehrin tanıtıcı özelliklerinin, nerelere ne şekilde gidilebileceği, gidilen noktaların tanıtımının yapılması önerisinde de bulundu.

    Panelistler, konuşmaların ardından katılımcıların sorularını yanıtladı.

  • Kolon Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

    Kolon kanseri ameliyatları hakkında bilgi veren Liv Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Bülent Menteş, kolon kanseri tedavisinde cerrahinin kalitesinin tedavi başarısını etkileyen en önemli faktör olduğunu söyledi.

    Kalın bağırsağın son kısmını oluşturan rektum kanserlerinin biraz daha farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Menteş, “Kolon kanserleri, kolonda anatomik olarak sağ kolonda, transvers kolonda, sol kolonda ya da sigmoid kolonda oluşurlar. Tanımlamak gerekirse, biz kolon kanseri dediğimizde bunu sağ kolon tümörü, transvers kolon tümörü, sigmoid kolon tümör şeklinde ayrıştırırız” dedi.

    Kolon kanserinin tedavisinin, evrelerine göre değişen prensiplere bağlı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Menteş, in situ denilen ve genellikle poliplerde tespit edilen çok erken evre tümörlerin kolonoskopik olarak tümörün tam çıkartılması ile ameliyatsız olarak tedavi edilebildiğini ifade etti.

    Prof. Dr. Menteş, “Ancak, T1 tümör, T2 tümör, T3 tümör olarak sınıflandırdığımız tarzda, tümörün barsak duvarının daha derin bölgelerine indiği vakalarda, kolonun daha geniş olarak o segmentinin çıkartılması gerekmektedir. Sadece, tümörün bulunduğu 3-5 cm’lik kısmın çıkarılması yeterli olmayacaktır. Örneğin; sağ kolonda bulunan 2 cm’lik bir tümör için, 2-3 cm’lik bir kolon çıkartmayız. Tüm sağ kolonu çıkartırız. Hatta, transvers kolonun da bir kısmını çıkartırız. Çünkü, amaç geniş bir temizlik ile tümörü direne olduğu tüm lenf nodlarıyla ve damarlarıyla çıkartmaktır” diye konuştu.

    Kolon kanserinde birinci gerekliliğin ilgili tümörün oturduğu kolon bölümünün çıkartılması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Menteş, “Son yıllarda uyguladığımız, total mezokolik ekzisyon dediğimiz, biraz daha genişletilmiş ve anatomik planlara daha uygun rezeksiyonlar yapıyoruz. Bu aslında, ameliyatın süresini ve riskini bir miktar arttırıyor, ancak onkolojik olarak çok daha kaliteli ve etkili bir cerrahi müdahale oluyor” diye konuştu.

    Rektum kanseri cerrahisinde olduğu gibi kolon kanserinde de cerrahinin kalitesinin, hastalığın nüksetmemesi ve yaşam süresi üzerinde en önemli belirleyici faktör olduğunun altını çizen Prof. Dr. Menteş, ameliyatın hızlı, kan kullanmadan, anatomik bazı planlar üzerinden, standart ve geniş bir temizlikle yapılmasının tedavi başarısını etkileyen en önemli faktör olduğunu belirtti.

    Kolon kanserlerinde bu rezeksiyonu yaptıktan sonra, bağırsağın ucuca getirilmesinin istendiği belirten Prof. Dr. Menteş, “Bilindiği gibi rektum kanserinde, bazen çok aşağıda bulunan tümörlerde, geride anastomoz yapacağınız bölge kalmaz. Kalıcı kolostomi gerekebilir. Fakat, kolon kanserlerinde, anatomik yapı olarak, mutlaka en azından distalde rektum vardır ve uygun temizlik – rezeksiyon sonrası, anastomoz, yani ucuca getirme işlemi yapılır. Bu işlemin de da kendine haz riskleri mevcuttur. Ameliyat sonrası bazı anastomoz kaçırmaları yaşanabilir ve istenilmeyen sıkıntılı bir durumdur ” şeklinde konuştu.

    Ameliyat sonrası patoloji sonucuna göre, özellikle evre 3 vakalarda kemoterapi uygulaması gerekebildiğini ifade eden Prof. Dr. Menteş, patolojik olarak evre 1 veya 2 olduğu teyit edilen vakalarda ise genellikle kemoterapinin gerekmediğini söyledi. Evre 4 tümörlerde ise, işin başında kolon dışında sıçramalar olduğunu anlatan Prof. Dr. Menteş, “Bu evrede genel olarak ameliyat öncesi çeşitli ajanlarla kemoterapi uygulaması yapıldıktan sonra ameliyat ve ameliyat sonrası da yine kemoterapi uygulaması ile, daha kapsamlı, daha komplike bir tedavi stratejisine ihtiyaç duyulur” dedi.

    Prof. Dr. Menteş sözlerini şöyle tamamladı:

    “Kolon kanserinde bu ameliyatlar açık cerrahi ile yapılabildiği gibi, laparoskopik cerrahi ya da robotik cerrahi ile yapılması da mümkündür. Robotik cerrahi veya laparoskopik cerrahi ile yapılması onkolojik açıdan bir avantaj sağlamamakla birlikte kozmetik açıdan ve hastanın daha hızlı toparlanması açısından avantajları olduğu tespit edilmiştir.”

  • “Yüzde 70 Eğimli Arazide Tarım Nasıl Yapılır ?” Sorusunun İşte Cevabı

    Karadeniz insanının azmi ve zekasına örnek gösterilebilecek bir mücadele öyküsü de Trabzon’un Akçaabat İlçesi’nde yazılıyor. İlçenin Kaleönü Mahallesi’nde çiftçilik yapan İlyas Bozali ve Aslan Aktepe, “Yüzde 70 eğimli tarlada tarım nasıl yapılır?” sorusunun cevabını kendi geliştirdikleri sistemle veriyor.

    İki arkadaş inşaat çekme makarasına bağladıkları pat pat’tan bozma çapalama makinesi ile ayakta bile durmakta zorluk çekilen yüzde 70 eğimli arazide tarım yapıyor. Kendi yaptıkları çapalama makinesini ise Ford kamyonet şanzımanı ve dinamodan yaptıkları düzenekle çalıştıran iki kafadar daha önce 3 günde çapaladıkları arazilerini böylece 2 saatte çapalayabiliyor.

    Ortaokul terk olduğunu belirten İlyas Bozali, imkan sağlanması durumunda farklı projeler bile geliştirebileceğini belirterek yaptıkları sistem sayesinde işlerinin çok daha kolaylaştığını söylüyor. Bozali, “Tarlamız yüzde 70-80 meyilli olduğu için toprağı sürmek, çapalamak çok zordu. Bizde ’bu işi nasıl kolay yaparız?’ diye düşünmeye başladık. Aklıma teleferik sistemi geldi. Geliştirdiğimiz bu proje sayesinde artık zorlukları ortadan kaldırdık. Sistem sayesinde çok meyilli araziyi artık rahatça hiç yorulmadan sürebiliyoruz. Bu projenin bir benzeri olduğunu düşünmüyorum. Tamamen kendimiz geliştirdik. Yukarıdaki inşaat çekme makarasına bağladığımız düzenek sayesinde pat pat kendiliğinden gidiyor, biz de sadece el yordamıyla kontrol ediyoruz. Şimdi hiç yük yok sadece elinle kumanda ediyorsun. Görenler ’Bu nasıl yokuş yukarı gidiyor?’ diye soruyor. Bizde projemizi anlattığımızda şaşırıyorlar” dedi.

    ÇAPALAMA MAKİNESİNİ FORD ŞANZIMANI VE DİNAMO İLE ÇALIŞTIRIYORLAR

    Çapalama makinesinde malzeme olarak Ford araba şanzımanı ve dinamo kullandıklarını kaydeden Bozali “Araba şanzımanının gücünü artırdık, devrini düşürdük. Halat taktık, daha sıkıntı yok. Bunu bir haftada yaptık. Masraf olarak yaklaşık bin TL’yi buldu. İmkan olsa Karadenizli her şeyi yapar. Devlet yapanlara sahip çıksa her şey olur. Farklı projelere de kafa yorarım. Ortaokul 3. sınıfta kadar okudum. Motor torna üzerine çok meraklıyım. Gördüğümü kaparım” diye konuştu.

    Aslan Aktepe de geliştirdikleri sistem sayesinde 3 günde sürülen tarlayı 2 saatte sürdüklerini ifade ederek “Düzenek olmasaydı burayı 3-4 günde anca çapalardık. Şimdi 2 saatte yapıyoruz. Bunu kullanmak için iki kişi yeter fazla adama da gerek yok. Arkadaşımla birlikte atıl durumdaki arabanın şanzımanını aldık yanına da bir tane dinamo aldık daha sonra montajını yaparak bu hale getirdik. Çok memnunuz. Çevreden çok talep var ’gelin bizim de bahçemizi sürün’ diye. Biz bir araya gelerek fikirlerimizi birleştirdik. Hepsini kendimiz planladık. Devlet bu tip çalışmalarımıza hibe desteği verirse biz bu işi yaygınlaştırırız ve yöredeki vatandaşlara da yardımcı oluruz. Tarımın zor olduğu bu yörelere devlet bu şekilde destek olmalı” şeklinde konuştu.

  • Zamanımızı Nasıl Verimli Kullanabiliriz

    Anadolu Üniversitesi Akademik Gelişim Birimi tarafından ’Zamanı Doğru ve Verimli Kullanma’ eğitimi düzenlendi.

    Anadolu Üniversitesi Merkezler ve Birimler Konferans Salonu’nda, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Erhan Eroğlu’nun verdiği eğitime Anadolu Üniversitesi Akademik Gelişim Birimi Müdürü Prof. Dr. Atilla Cavkaytar’ın yanı sıra pek çok öğretim üyesi katıldı.

    Hayatın en önemli parçasının zaman planlanması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erhan Eroğlu, insanların zamanı nasıl kontrol etmesi gerektiğine dair bilgiler aktardı. Eroğlu, “Aslında zamanın yönetebilecek bir şey değil, verimli kullanılabilecek bir durum olduğunu düşünüyorum. Hayat sadece nefestir, maalesef kontrol edemezsin. Yaşam ise senin olandır, istediğin gibi kullanırsın. Bence sizler öncelikle hayatınızı değil, yaşamınızı kontrol etmeyi öğrenmelisiniz. Yaşamınızı kontrol ederken ilk adımınız, karşınızdaki insanları düzeltmeye çalışmak değil, kendinizi düzeltmek olmalı. Kendinizi düzelterek hayatınıza da, zamanınızı da verimli kullanabilirsiniz” dedi.

    “ZAMANINIZI AKILLICA DEĞERLENDİRİN”

    Zaman yönetiminin daha çok çalışmak değil, daha akıllıca çalışmak olduğunu belirten Prof. Dr. Eroğlu, şöyle devam etti:

    “Herkes çalışırken çok zaman harcayan insanın ne kadar çalışkan olduğundan bahseder. Aslında zamanı iyi değerlendiren ve verimli kullanan insanlar ortaya iyi çalışmalar çıkaran ve akıllıca çalışan insanlardır. Bu yüzden zamanınızı akıllıca değerlendirin. Zaman yönetimini sadece iş hayatında değil, evde televizyon izlerken bile yapın.”

    Eğitim, Akademik Gelişim Birimi Müdürü Prof. Dr. Atilla Cavkaytar’ın Prof. Dr. Erhan Eroğlu’na teşekkür belgesini takdim etmesinin ardından son buldu.

  • “Gelecek Nasıl Bir İnsan Bekliyor” Konferansı

    Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Samsun İl Müdürlüğü tarafından “Gelecek Nasıl Bir İnsan Bekliyor” konulu liderlik konferansı düzenledi.

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa OMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Aydın konuşmacı olarak katıldı. Konferansa, KYK Samsun İl Müdürü İsmail Hakkı Kasapoğlu ve yurtlarda kalan öğrenciler katıldı.

    Programda konuşan Prof. Dr. Mahmut Aydın, “Bizim birey olamamak gibi bir sıkıntımız var. Biz sürü halinde yaşamayı tercih ediyoruz. Bu sürü halinde yaşama psikolojisi de maalesef çeşitli cemaatsel yapıların ortaya çıkmasına ve daha sonra bu milleti heba etmelerine yol açıyoruz. Kolaycılığa kaçmayalım. Evet normal halk birilerini takip edebilir. Biz de tabi ki okuyacağız izleyeceğiz ama kendi zihnimizi ve aklımızı kullanmak zorundayız. Hayatta en kolay şey zihin konforunuzu bozmamaktır. Emin olun bundan daha kolay bir şey yok. Şöyle düşünceler var: ’Başkaları benim için düşünüyor, benim hangi okula gideceğime karar veriyor, hangi erkekle veya bayanla evleneceğime karar veriyor.’ Oh be ne güzel. Ben sadece bana biçilen oyundan rolü oynamaya devam ediyorum. Böyle insan mı olur. Nerede bizim irademiz. Onun için iradenizi başkalarının eline veren insanlar olmayın arkadaşlar” dedi.