Etiket: Nakline

  • Kornea nakline yönelik iş birliği protokolü imzalandı

    Kornea nakline yönelik iş birliği protokolü imzalandı

    Atatürk Üniversitesi ile Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı arasında kornea teminine ilişkin iş birliği protokolü imzalandı.

    Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Bankası ve Erzurum Adli Tıp Grup Başkanlığı arasında yapılması planlanan ortak çalışmalara yönelik imzalanan protokol törenine Atatürk Üniversitesi adına Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı ile Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök ve Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sadullah Keleş katılırken Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı adına ise Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Burhan Bölükbaşı katıldı.

    “Görme problemi olan hastalara umut olacak”

    Bu iş birliğinin nakil bekleyen hastalara umut olacağını ifade eden Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı, kornea nakli temini için Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı ile protokol imzaladıklarını aktardı.

    Görme kayıplarının tedavisinde uygulanan yöntem olan ve halk arasında ‘göz nakli’ olarak adlandırılan kornea naklinin birçok kişinin yeniden görmesine imkân tanıdığını belirten Çomaklı konuyla ilgili bir değerlendirmede bulundu.

    Geçmişte büyük bir problem olan, ancak tıbbın gelişen imkânları ile görme problemi yaşayan hastalara kornea nakli yapılarak sorunun ortadan kalktığını kaydeden Rektör Çomaklı: “Gözün ön kamerasındaki sıkıntı nedeniyle görme zorluğu çeken hastalar bu operasyon sayesinde şifa buluyor. Bölgemizden bizlere gelen bu konuda yoğun talepler var. Bunları karşılamak ve hastalarımızın problemlerini gidermek adına Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığımız ile iş birliği anlaşması imzaladık. Gösterdiği ilgi ve katkılardan dolayı Başsavcımız Burhan Bölükbaşı’na teşekkür ediyor, protokolün hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

    “Talepler daha hızlı karşılanacak”

    Hayatını kaybetmiş kişilerin dünyadaki varlıklarını başka insanlara umut olarak sürdürdüğünü aktaran Burhan Bölükbaşı, Atatürk Üniversitesi ile yapılan iş birliğinin görme problemi yaşayan bireylerin taleplerini daha hızlı karşılamak için oldukça önemli olduğunu vurguladı. Üniversite bünyesinde yapılan çalışmaları yakından takip ettiğini dile getiren Bölükbaşı, çağa ayak uyduran, dünya üniversitesi olma vizyonuyla hareket eden Atatürk Üniversitesinin bu anlaşma ile önemli bir ihtiyaca daha rahat bir şekilde cevap vereceğini ifade ederek Prof. Dr. Ömer Çomaklı ve ekibine katkılarından dolayı teşekkür etti.

  • Hayatta kalması kalp ve akciğer nakline bağlı

    Konya’nın Ereğli ilçesinde 16 yıldır KOAH ve kalp yetmezliği hastalığıyla mücadele eden 45 yaşındaki Salim Karabel’in hayatta kalabilmesi için kalp ve akciğer nakli olması gerekiyor.

    Ereğli ilçesinde ikamet eden üç çocuk babası Salim Karabel (45) 16 yıldır KOAH ve kalp yetmezliği hastalığı ile mücadele ediyor. Her iki hastalığının da son evresini yaşayan Karabel’in hayatta kalabilmesi için kalp ve akciğer nakli olması gerekiyor. Doktorlar tarafından hayatta kalmasına ihtimal verilmeyen Salim Karabel’in tek korkusu ailesinin sahipsiz kalması. Hastalığı nedeniyle 24 saat boyunca evinden dışarıya çıkmayan ve oksijen cihazlarına bağlı olarak hayatına devam eden Salim Karabel, Sağlık Bakanlığı yetkililerinden akciğer ve kalp nakli konusunda kendisine yardımcı olunmasını istiyor.

    “Kalbine takılan pil sayesinde ayakta durabiliyorum”

    2001 yılından beri rahatsız olduğunu ve hastalığının son evresini yaşadığını ifade eden Salim Karabel, “Bu nedenle acil nakil olmam lazım. Bana yardım edecek hastaneler ve yetkililerden gelecek olan güzel haberi bekliyorum. Hastalığımı fazla önemsemiyorum. Yaşamak istememin tek sebebi çocuklarımın istikbalidir. Ben ölürsem onların durumu ne olacak” diye konuştu.

    Kandaki oksijen seviyesinin düşük olduğunu, fazla karbondioksitin dışarı atılması gerektiğini de ifade eden Karabel, “Kalp nakli için müracaat ettim ve sıra gelene kadar kalbine takılan pil sayesinde ayakta duruyorum” dedi.

    “Geceleri kalkarak öldü mü diye kontrol ediyorum”

    Salim Karabel’in eşi 37 yaşındaki Utku Karabel ise “Eşimin akciğer ve kalp nakli olması gerekiyor. Ölmesinden çok korkuyorum. Yetkililerden yardım bekliyoruz. Maddi olarak bir sıkıntımız yok. Sadece hastane ve doktorlarımızdan gelecek olan güzel haberi bekliyoruz. Eşim dışarı çıkamıyor ve sürekli cihazlara bağlı olarak yaşıyor. Tek çaremiz eşimin nakil olmasıdır” şeklinde konuştu.

    Geceleri sürekli kalkarak eşinin ölüp ölmediğini kontrol ettiğini söyleyen Utku Karebel, “Sürekli gece kalktığımda eşim acaba nefes alıyor mu? Ölümü yoksa, canlı mı bulacağım diye kontrol ediyorum. O ölürse ben çocuklarıma nasıl bakarım. En büyük kızım evli, diğer ikisi erkek çocuğu olduğu için kendime güvenemiyorum. İnşallah en kısa sürede eşim nakil olur” diye konuştu

  • Beş Yıldır Beklediği Organ Nakline Kavuştu

    Bursa’da 5 yıldır diyaliz makinasına bağlı yaşayan böbrek hastası kadının çileli bekleyişi mutlulukla son buldu.

    Çanakkale’de hayatını kaybeden 78 yaşındaki K.B.’nin ailesi tarafından bağışlanan böbreği, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde nakil bekleyen 6 hastaya umut oldu. Böbrek hastalarının 8 saat süren heyecanlı bekleyişin ardından yapılan testlerin ve Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı öncelik sıralamasının sonucunda, alınan böbreğin 5 yıldır nakil bekleyen 59 yaşındaki Selma Kaya nakledilmesi uygun bulundu.

    GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

    Yapılan testlerin ardından nakil operasyonunun kendisine yapılacağını öğrenen Selma Kaya gözyaşlarına hakim olamadı. Mutluluğunu İHA muhabirine anlatan Kaya, “5 yıldır nakil bekliyordum, bugün nasip oldu. Allah bekleyen herkese şifa bulmayı nasip etsin. Ne diyeceğimi bilemiyorum, çok mutluyum” dedi.

    “HALKIMIZ ORGAN BAĞIŞINI ÖNEMSEMELİ”

    Operasyon hakkında bilgiler veren Yar. Doç. Dr. Abdulmecit Yıldız, organ bağışının önemine dikkat çekerek,“Çanakkale’de beyin ölümü gerçekleşen bir hastamızın ailesi acı bir günde fedakarlık yaparak organ bağışı yapmayı kabul etti. Böbrek nakli yapacağımız hasta uzun yıllar diyaliz tedavisi gören bir hastamız. Gerek Sağlık Bakanlığı’nın listesi gerekse klinik değerlendirmelerimiz sonucu hastamıza böbrek naklini uygun gördük. Yaklaşık 12 saat sürecek olan hazırlıklardan sonra ameliyata alınacak. İnşallah başarılı bir operasyondan sonra hasta diyalize bağımlı yaşamaktan kurtulup yeni böbreğiyle birlikte yeni bir yaşama da merhaba diyecek. İnşallah tüm halkımız duyarlı davranarak organ bağışlarıyla hayat kurtarır” dedi.

  • Türkiye’de Yılda 7 Bin Böbrek Nakline İhtiyaç Var

    Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, Türkiye’de yılda ihtiyaç duyulan 7 bin böbrek naklinden 3 binini gerçekleştirebildiklerini vurgulayarak, en fazla kronik böbrek yetmezliğinin su ve hekime geç başvurma gibi nedenlerle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde olduğunu söyledi.

    Yılda ortalama 600 organ nakliyle dünyada 3 kez birinci olan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, ülkemizde organ bağışlarının azlığına dikkat çekerek organ bağışı konusunda çağrıda bulundu.

    Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi’nde 2008 yılının Aralık ayı itibariyle organ nakli yapmaya başladıklarını hatırlatan Prof. Dr. Alper Demirbaş, “Bu tarihten itibaren 3 bin 435 böbrek, 250 karaciğer ve 40 adet pankreas nakli gerçekleştirdik. Temel olarak üzerinde uğraştığımız organ nakli, böbrek. Çünkü Türkiye’de en çok böbrek nakline ihtiyaç var. Türkiye’de yılda 7 bin kişiye böbrek nakli yapılması gerekiyor ama şuanda toplam 3 bin böbrek nakli yapılabiliyor. Bu rakamı arttırmak için de elimizden geleni yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

    BÖBREK NAKLİ OLAN HASTA 70 KİŞİ YERİNE 8 KİŞİNİN PAYINI ALACAK

    Yapılan bilimsel araştırmalarda Türkiye’de 70 bin diyaliz hastası olduğunun tespit edildiğini belirten Prof. Dr. Demirbaş, Türkiye’de kronik böbrek hastası sayısının ise 2 milyon civarında olduğunu belirtti. Demirbaş, “Bir kronik böbrek hastası, diyaliz tedavisi aldığında devletin sağlık bütçesinden 70 kişinin aldığı kadar bir payla tedavi edilebiliyor. Ancak kendisine böbrek nakli yapılırsa, aynı hasta ilk yıldan sonra sadece 8 kişinin sağlık bütçesinden aldığı payla tedavi edilebiliyor. Bu durum hem hastalarla ilgili hayati bir sorun hem de Türkiye’yi ekonomik olarak etkileyen bir durum. Bu nedenle Türkiye’de böbrek nakli çok önemli” şeklinde konuştu.

    “BÖBREK NAKLİ HAYAT KURTARIYOR”

    Kadavradan gerçekleştirilen böbrek nakli sayısının canlı vericili böbrek nakline göre daha az olduğunu işaret eden Prof. Dr. Demirbaş, “Türkiye’de beyin ölümü gerçekleşmiş insanlardan yapılan organ bağışları az. Bu, bizim için ciddi bir sorun. Ama yine de canlı vericili böbrek nakli yaparak bu hastaları diyalizden kurtarabiliyoruz. Diyalize giren hastalarda beklenen yaşam süresi, böbrek nakli olanlarda beklenen yaşam süresinin 5’te 1’idir. Diyalize başlayan her 100 hastanın 5 yıl sonra yüzde 59’unu, 10 yıl sonra da önemli bir kısmını kaybediyoruz. Böbrek nakli yapılan hastaların 10 yıl sonra yüzde 75 ile 80 arasındaki oranı hayatta kalıyor. Böbrek nakli aslında hastaları diyalizden kurtaran değil, hayat kurtaran bir yöntemdir” dedi.

    “EN FAZLA BÖBREK HASTASI GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ’NDE”

    Böbrek hastalığının Türkiye’deki dağılımı konusunda da bilgi veren Prof. Dr. Demirbaş, Türk Nefroloji Derneği tarafından yapılan bilimsel çalışmada en fazla böbrek hastalığının Güneydoğu Anadolu ve Marmara Bölgesi’nde görüldüğünü belirtti.

    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ilk sırada olmasının nedeninin ise kişilerin su kullanımı ya da kronik böbrek yetmezliği gelişmeden hekime başvurmaması gibi nedenler olduğunu kaydeden Prof. Dr. Demirbaş, “Türkiye’de böbrek hastalığı görülme sıklığı Batı ülkelerine göre bir miktar daha fazladır. Bunun nedeniyse; diyabet, hipertansiyon vb. hastalığı olanların çok daha erken doktor takibine girip, böbrek yetmezliği gelişmesinin en azından geciktirilmesidir” diye konuştu.

    “DİYALİZE BAŞLAYAN HASTALARIN YÜZDE 18’İ BİR YILDA HAYATINI KAYBEDİYOR”

    Böbrek nakli yaptıkları hastanın bir yıl sonunda hayatta kalma oranının yüzde 98,50 olduğunun altını çizen Prof. Dr. Demirbaş, “Bugün diyalize başlayan hastaların Türkiye’de yüzde 18’i bir yıl sonunda hayatını kaybediyor. Yani aslında kronik böbrek hastalığı bir anlamda bazı kanser türleriyle sağ kalım açısından neredeyse eşit. Fakat kronik böbrek hastalığının bir farkı var. Kronik böbrek hastalığı böbrek nakliyle tamamen tedavi edilebiliyor. Kanser ise daha değişik tedavilerle tam olarak tedavi edilemeyebiliyor. Bu yüzden biz baştan beri organ nakline çok önem verdik. Türkiye’nin hemen hemen her il ve ilçesinden, hatta 47 farklı ülkeden hastalara böbrek nakli ameliyatı gerçekleştirdik” dedi.

    “ORGAN NAKLİNDE DEVLET DESTEĞİ ÖNEMLİ”

    Son yıllarda Sağlık Bakanlığının organ nakline bakış açısının çok değiştiğini söyleyen Prof. Dr. Demirbaş, “Organ nakli, bir devlet politikası olarak kabul edildi. Bu da ciddi oranda organ nakli sayısının artmasının önünü açtı. Organ nakli, devlet tarafından desteklenmesi gereken bir durumdur. Çünkü organ nakli bekleyen hastaların çoğunun, yüzde 95’inin sosyal güvencesi, ekonomik düzeyleri orta veya ortanın altındaki seviyededir.Bu yüzden devletin mutlaka desteklemesi gerekiyor. Resmi verilere göre biz, son 7 yıldır ABD ve Avrupa Birliği’ndeki yaklaşık 700 organ nakli merkezi arasında en çok böbrek nakli yapan merkeziz” ifadelerini kullandı.

    “AKRABA EVLİLİĞİ DE BÖBREK HASTALIĞI SEBEBİ”

    Böbrek hastalıklarının bir kısmının genetik geçişli olduğunu belirten Prof. Dr. Demirbaş, akraba evliliğinin de böbrek hastalığına etki ettiğini ifade ederek, “Bazı tip böbrek hastalıkları vardır, akraba evliliği olmasa da böbrek yetmezliği gelişebilir. Böbrek nakli yaptığımız en küçük yaştaki hastamız 6.5 kiloydu ve 8 aylıktı. 78 yaşındaki hastalara da böbrek nakli yaptık. Böbrek hastalığının bir kısmı genetik geçişlidir ama daha önemli sebebi diyabet ve yüksek tansiyondur” dedi.

    “53 YAŞINDAYIM, 5 BİNE YAKIN NAKİL YAPTIM”

    Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi olarak 2014 yılında Türkiye’de gerçekleştirilen böbrek nakillerinin 5’te 1’ini yaparak önemli bir başarıya imza attıklarını söyleyen Prof. Dr. Demirbaş, şöyle devam etti:

    “53 yaşındayım ve 5 bine yakın organ nakli yapmış bir cerrahım. Türkiye’deki ilk doku uyumsuz böbrek naklini, ilk kan grubu uyumsuz böbrek naklini ve daha birçok ilki gerçekleştirdik. Gerçekleştirmeye de devam edeceğiz.”