Tarih araştırmacısı Oğuzhan Türk, Antik Mısır döneminde kullanılan ve günbatımı olarak adlandırılan Karnelyan taşını Erzurum’da buldu. Doğada en nadir bulunan taşlardan biri olan taşa parlak renginden dolayı ise ‘Erzurum ateşi’ adını koydu.
Erzurum’da yaşayan Tarih araştırmacısı Oğuzhan Türk, Erzurum’un Aşkale ilçesinde doğa gezisi yaparken turuncu renkli bir taş buldu. Işığa koyulduğu zaman parlayan taşın ne olduğunu merak etmesi üzerine taşa test yaptırdı. Yapılan testler sonucu taşın Antik Mısır döneminde günbatımı olarak adlandırılmış ve doğada nadir bulunan karnelyan taşı olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine Oğuzhan Türk taşın patentini almak için başvuruda bulundu.
Öte yandan 20 yıldır doğadan topladığı taşları geniş bir koleksiyon haline getiren Türk, az bulunan bu taşlardan kolye, küpe ve yüzükler yapıyor.
“Rengi sebebiyle Antik Mısırda ‘günbatımı’ olarak adlandırılmıştı”
Antik mısırda günbatımı olarak adlandırılan taşı Erzurum’da bulduğunu belirten Tarih Araştırmacısı Oğuzhan Türk “Yaklaşık 20 yıldır Erzurum tarihi, doğası ve madenleri üzerine çalışmalar yapıyorum. Erzurum’un çeşitli yerlerinden topladığım değerli taşları geniş bir koleksiyon haline getirdim. Burada çok özel taşlar bulunuyor. Ayrıca yeni bulduğum ve adını ‘Erzurum Ateşi’ koyduğum bir taş türü daha var. Bu taşın gerekli testlerini yaptırdım. Karnelyan taşı denilen güzel bir taş olduğu ortaya çıktı. Antik Mısırda renginden dolayı günbatımı olarak adlandırılan bir taş” dedi.
“Karnelyan taşı için patent başvurusu yaptı”
Bulduğu Karnelyan taşı için tescil başvurusu yaptığını da kaydeden Türk, “Bu taşı Erzurum’un Aşkale ilçesinde buldum. Renginin turuncu olması dikkatimi çekti ve ne taşı olduğunu merak ettim. Daha sonra teste gönderdim ve karnelyan taşı olduğunu tespit etmiş olduk. Bütün taşlar doğası gereği tarih boyunca insanların dikkatini çekmiştir. Herkes mutlaka yüzük, kolye ve küpe tarzında takılar kullanmıştır. Karnelyan taşı için gerekli marka patent ve tescil başvurusunda bulundum. İlerleyen süreçte patentimizi de almış olacağız. Değerli ve yarı değerli taşlar tarih boyunca insanoğlunun kullandığı ve vazgeçemediği taşlardır Antik mısırdan Roma’ya Roma’dan Selçukluya ve sonra Osmanlıya kadar bu taşlar hep kullanılmış ve önemli insanlar tarafından da kitaplara yazılmıştır. Örneğin zümrüt taşının insanları yılandan ve yıldırımlardan koruduğuna dair bilgiler vardır. Ayrıca akik taşının kan dolaşımını hızlandırdığı ve tozunun dişe sürülürse dişleri beyazlattığı da bu kitaplarda yer almıştır” açıklamalarında bulundu.


Bartın Üniversitesi öğrencisi Huriye Akın, Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen Üniversiteler arası Nadir Hastalıklar Yarışması’nda (Rare Disease Challenge) farklı üniversitelerden ekip arkadaşlarıyla birlikte büyük bir başarı göstererek, gümüş madalya ve sosyal farkındalık ödülüne layık görüldü.
Samsunspor, Çaykur Rizespor forması giyen Nadir Çiftçi ile 2 yıllık sözleşme için prensip anlaşmasına vardı.
Nadir görülen hastalıklardan ’hipofosfatazya’ya yakalanan Hira bebek 60 bin euro karşılığında yurt dışından getirilen ilaçla hayata tutundu. Hira bebeğin aynı hastalık teşhisi konulan abisi ise hayatını kaybetmişti.