Etiket: Mynet

  • Genç yetenekler büyüledi

    Genç yetenekler büyüledi

    Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümü’nün organize ettiği “I. Ulusal Erzurum Klasik Müzik Festivali”nde özellikle genç yeteneklerin sergilediği performans göz doldurdu.
    Güzel Sanatlar Fakültesi’nde 6 Kasım’da başlayan “I. Ulusal Erzurum Klasik Müzik Festivali” nin ilk gününde Prof. Dr. Cihat Aşkın ve Prof. Cana Gürmen öğrencilerle birlikte bir workshop çalışması gerçekleştirdi.
    Kültür Merkezi’nde devam eden “I. Ulusal Erzurum Klasik Müzik Festivali” nin ikinci gününde ise 8-12 yaş arası Genç Yetenekler Dinletesi bölümünde Nil Duru Çil, Melike Yanar, Gül Göktuğ, Yağızalp Kadıoğlu, Mehmet Eralp Özmen, Nur Göktuğ, Hande İka, Lale Adamadze klasik müzikten örnekler sundular. Doç. Dr. Hagigat Muharremova ile Doç. Dr. Naile Mirzazade piyanoda kendilerine eşlik etti.
    14-28 Yaş grubu Genç Yetenekler Dinletisi Bölümünde ise Bilal Özdemir, Müge Sak, Ferhat can Büyük, Serkan Yavuz, Ebru Sunar ve Yunus Köse çaldılar.
    “I. Ulusal Erzurum Klasik Müzik Festivali” nde Cihat Aşkın ve Canan Gürmen keman ve piyano resitali sundu. Şinasi Çilden, Şebnem Orhan, Murat Gök, Semih Birel, Emrah Lehimler ve Sinan Arıcı Viyolonsel Oda Müziği Konseri verdi. Festivalin kapanış konseriyse “Odlar Yurdundan Anadolu’ya Esintiler” teması altında, Azerbaycan Devlet Sanatçısı Soprano Farida Mamedova ile piyanoda Doç. Dr. Hagigat Muharremova ve Güler Demirova Györffy’un katkılarıyla gerçekleştirildi.
    Resitalde Muharremova ve Demirova Györffy; Strauss, Massenet, Gounod, Rossini, Chopin ve Mozart gibi önemli piyano ustalarının eserlerini müzik severlerle buluşturdu. Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı Mamedova çeşitli ezgiler seslendirdi.
    Düzenlemesini Güzel sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Öğretim Üyeleri Doç. dr. Naile Mirzazade, Doç. Dr. Hakikat Muharremova, Yrd. Doç. Dr. Koray çelenk, Yrd. Doç. Dr. Hasan Tahsin Sümbül, Arş. Gör. Ş. Özer Akçay ve Grafik Bölümü Öğretim Elemanı Arş. Gör. Köksal Bilirdönmez’in yaptığı “I. Ulusal Erzurum Klasik Müzik Festivali”nin kapanış konserini Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Samih Diyarbakır, Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz, Prof. Dr. Sebahattin Tüzemen, akademisyenler, öğrenciler ve Erzurum halkı dinledi.

  • Eski Erzurum’u resimledi

    Eski Erzurum’u resimledi

    Erzurum’un geçmiş yıllara ait fotoğraf karelerinin günümüze kadar ulaşmasında, Seval ailesinin büyük katkılarının bulunduğu öğrenildi.

     

    Erzurumlu tiyatro oyuncu Cumhur Seval’in dedesi Fuat ve babası Cahit Seval’in gözüyle çekilmiş ve günümüze kadar ulaşmış Erzurum’a ait çok sayıda fotoğrafı olduğu öğrenilirken, Seval’ler tarafından çekilen fotoğraflar, Erzurum’un tarihini anlatan birçok kaynak eserde de yer bulmuş. İ. Hakkı Konyalı tarafından kaleme alınan ve yayınlandığı 1960 yılında büyük yankı uyandıran “Erzurum Tarihi” adlı eserde kullanılan fotoğrafların, Fuat Seval’e ait olduğu kaydedilirken, Erzurum’un ilçeleri ve tarihi yerlerini gezen fotoğraf sanatçısı Seval’lerin, usta çekimleriyle birçok kitaba değer kattıkları ifade ediliyor.

     

     

    Tarihçiler, şehrin tarihinin belgelenmesinde fotoğraf gibi bir imkanın çok büyük bir öneme haiz olduğuna vurgu yaparak, “Nusret Efendi’nin ‘Hemşehrilerime Armağan’ adını taşıyan kitapta fotoğraf, devrin imkansızlıkları nedeniyle göze çarpmaktadır. Ondan sonra Erzurum tarihini yazan Abdurrahim Şerif Beygu, ilk defa şehrimiz tarihine fotoğraflarla renk katmıştır. Mali imkansızlıklar nedeniyle kendisine has bir stüdyo oluşturan Beygu, arazi tespitlerinde kullandığı fotoğraflarla dikkatleri üzerinde toplamıştır. Kendisi, profesyonel değilse de, amatör olarak gerçekten nefis görüntüler ortaya koymuştur. Şimdi ise onun tespitlerini bir daha tekrarlamanın kesinlikle imkanı yoktur.” şeklinde bir görüş dile getiriyorlar.

     

     

     

    ERZURUM’LA İLGİLİ BİRÇOK KAYNAK KİTAPTA, SEVAL’LERİN İZİ VAR…

    Erzurum’un tarihiyle ilgili olara en güvenilir kaynak kişilerin başında gelen İ. Hakkı Konyalı’nın, Erzurum Tarih Derneği ile yaptığı anlaşma üzere hazırladığı eserinde, Fuat Seval’in sanatçı kişiliğinden de istifade ettiği bilinirken, konuyla ilgili olarak şu bilgiler göze çarpıyor: “Konyalı’nın özelliği, araştırmalarında önemi dolayısıyla bol fotoğraf kullanmış olmasıdır. ‘Erzurum Tarihi Araştırmaları’nda kendisine bu konuda yardımcı olan kişi de, Fuat Seval’dir. Daha çok arazi aracıyla ulaşımı sağlanan yerlerde artistik ve belgesel içerikli çekimleri başarılı bir şekilde yapan Fuat Seval, günümüzde kalmayan ve bize kadar gelmeyen birçok eski eserin sonsuza dek kalıcılığını temin eder. Özellikle Avnik, Hasankale, Micingerd, Zivin, İspir ve Oltu gibi yerlerdeki çekimlerde bazen tehlikeler atlatılmasına rağmen, Seval’ler Erzurum için sanatlarını ortaya koymaktan uzak durmazlar.”

     

     

    Fuat Seval gibi, yeğeni ve Cahit Seval’in de, Erzurum’un tarihine tanıklık eden fotoğrafların günümüze kadar ulaşmasında büyük rolü bulunuyor. Türkiye’nin 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’le olan yakın dostluğuyla da hatırlanan Cahit Seval de, amcası Fuat Seval gibi, Erzurum tarihine bulunduğu katkılarla yad ediliyor.

     

     

     

    “SANATÇI SEVAL’LER ERZURUM ADINA EŞSİZ BİRER DEĞERDİR”

    Tarihçiler, ilerlemiş yaşına rağmen Erzurum’dan ayrılarak İstanbul’daki yakınlarının yanına yerleşen Fuat Seval’in yanı sıra, Erzurum’da uzun yıllar fotoğraf sanatçılığı yapmış olan Cahit Seval hakkında sanatçı ve biyografi yazarlarının da bir araya gelmesi gerektiğini kaydediyorlar. Tarihçiler, sanatçı Seval’lerin Erzurum’a kazandırdıkları tüm değerlerin, Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından da, bir albüme dönüştürülmesi tavsiyesinde bulunuyorlar. Amca Fuat Seval ve yeğen Cihat Seval’in, Erzurum’un unutulup giden birçok değeriyle aynı akıbete uğratılmamsı çağrısında bulunan tarihçiler, “Sanatçı Seval’ler hakkında bir araştırma yapılsa, kim bilir Erzurum’a dair bugüne kadar hiç görmediğimiz ne kareler elde edilir.” ifadelerini kullandılar.

  • Sokak lambalarının faturasını bakanlık ödeyecek

    Sokak lambalarının faturasını bakanlık ödeyecek

    Cadde ve sokak aydınlatmalarının elektrik parasını Enerji Bakanlığı ödeyecek. Enerji Bakanlığı’nın “sokak lambalarıyla” ilgili yaptığı mevzuat çalışmasında son aşamaya gelindi.

     

    Yeni çalışmaya göre sokak lambalarının elektrik paralarının ödenmesi, Hazine’den alınarak Enerji Bakanlığı’na veriliyor. Ödeme için bakanlık bütçesine ek ödenek konulacak. Bakanlık, sokak lambaları için yerel yönetimlerle işbirliği yapacak. Bu sayede aydınlatma sisteminin sağlıklı  bir şekilde çalışması sağlanacak. Halen Türkiye genelinde 250 bin civarı sokak aydınlatma aboneliği bulunuyor.

     

     

        Sokak-cadde aydınlatmaları, Enerji Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, elektrik dağıtım şirketleri ve Karayolları arasında tartışma konusuydu. Özellikle ulaşım güzergâhları üzerindeki alt ve üst geçit aydınlatmalarının parasını kimin ödeyeceği tartışmaları birçok aydınlatma lambasının sönmesine neden oldu. Ayrıca aydınlatma faturaları konusunda Hazine ile dağıtım şirketleri ve Karayolları sorun yaşıyordu.

     

     

    Enerji Bakanlığı, tartışmalara son noktayı koymak için yeni bir mevzuat çalışması yaptı. Enerji yönetiminden bir kaynak, yeni çalışma ile aydınlatma sorununun çözüleceği bilgisini verdi. Buna göre, cadde-sokak aydınlatmalarının elektrik parasını Enerji Bakanlığı ödeyecek. Bunun için bakanlık, coğrafik bir planlama ile yerel yönetimlerle işbirliği yapacak. Oluşacak aydınlatma giderleri bakanlık bütçesine konulacak ödenekle karşılanacak. Sokak lambaları, vatandaşların gece yaşamını kolaylaştırmanın yanında güvenlik açısından da büyük önem arz ediyor. Güvenlik birimleri, özellikle hırsızlık olaylarına karşın sokak aydınlatmalarının yeterli bir şekilde düzenli çalışmasını istiyor.

     

     

    EPDK’dan kesintilere sıkı takip

    Elektrik dağıtım şirketlerine yönelik denetim boşluğu ortadan kalktı. Enerji Bakanlığı, temmuz ayında yaptığı yasa değişikliğiyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’ndan (EPDK) aldığı denetim yetkisini, alt mevzuat oluşturulana kadar tekrar kurula devretti. Kurul’un görevi devralmasıyla sektöre yönelik denetimler yeniden başladı. Belirsizliğin giderilmesi sayesinde son zamanlarda elektrik abonelerinin şikayetçi olduğu kesinti, arıza, yanmayan sokak lambaları gibi şikayetlerin azalması bekleniyor.

  • Resmi yazışmalarında devrim

    Resmi yazışmalarında devrim

    HÜKÜMET vatandaşın resmi yazışmalarında devrim niteliğinde bir değişikliğe imza atmaya hazırlanıyor.

     

    VATANDAŞIN STATÜSÜNÜ MEMURUN ÜSTÜNE ÇIKARTAN DEVRİM GİBİ DEĞİŞİKLİK

    Yeni hazırlanan resmi yazışmalar taslağı ile vatandaşlara gönderilen resmi yazışmalarda yer alan ve alt kademeyi ifade eden “rica ederim” sözü kullanılmayacak. Onun yerine, “saygılarımla”, “iyi dileklerimle” ifadelerine yer verilecek.  Bürokratlar arasında ise, arz ve rica kelimeleri ise kullanılmaya devam edilecek.

     

     

    Başbakanlık, Resmi Yazışmalarda Uygulanacak Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Taslağı hazırladı. Başbakanlık tarafından görüşe açılan taslakta, “vatandaşı” memurun üstünde gören düzenlemelere yer verildi. Bu konuda, en önemli değişiklik ise, dilekçelerde, resmi yazıların en alt kısmında yer alan, “arz ederim”, “rica ederim” ifadelerinde yapıldı. Mevcut yönetmelikte, alt makamlara gönderilen resmi yazılarda, “rica ederim” üst makamlara gönderilen yazılarda ise, “arz ederim” ifadesi kullanılıyor. Resmi kurumlardan vatandaşlara gönderilen her türlü yazıda ise,  “rica ederim” ifadesine yer veriliyor. Bir anlamda, vatandaş bir alt makam statüsünde görülüyor.

     

     

    Halk ‘üst makam’ a terfi etti

    Yeni hazırlanan taslakta ise, bu uygulamaya son veriliyor. Bundan sonraki süreçte, resmi kurumlardan vatandaşlara gönderilen yazılarda, “rica ederim” ifadesi yerine, “saygılarımızla”, “iyi dileklerimle” ifadelerine yer verilecek. Yani vatandaş, üst makam olarak kabul edilecek. Ayrıca yine aynı taslak ile, vatandaşın dilekçelerinde, “arz ederim” ifadesinin kullanılması zorunluluğu da kaldırılıyor. Buna göre, “arz ederim” ifadesi yer almayan dilekçeler de, devlet kurumları tarafından kabul edilecek.

     

     

    Yönetmelik taslağı, kamu kurumlarından vatandaşlara gönderilen borç ve ceza tebligatlarına da yansıyacak.  Özellikle vergi gibi borçların ödenmesi için vatandaşlara gönderilen tebligatlarda yer alan, “borcunuzu ödemeniz rica olunur” ifadesi yerine, “borcunuzu 7 gün içinde ödeyiniz, saygılarımızla” ifadesi kullanılacak.

  • Hapis yok ama aylıklar iade

    Hapis yok ama aylıklar iade

    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, boşandıktan sonra kocasıyla yaşamaya devam eden ve babasından kalan emekli aylığını alan kadınlara dolandırıcılık suçundan ceza verilemeyeceğine yönelik kararıyla sevinen binlerce kişi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararı nedeniyle üzülecek.

     

    Hukuk Kurulu, bu durumdaki kadınlara ödenen aylıkların kesilmesi işleminin yerinde olduğuna hükmetti.

    Boşanıp, birlikte yaşadılar
    G.B. ile eşi E.D., 2009’da anlaşmalı boşandı. Taraflar, çocukları D.S.’nin velayetini anneye bıraktı. G.B., SGK’ya başvurarak 2006’da vefat eden emekli memur babasından kaynaklı ölüm aylığı bağlanmasını istedi. SGK, 1 Kasım 2009’da G.B.’ye ölüm aylığı bağladı. Ancak SGK kontrol memuru 10 Mayıs 2010 tarihli raporunda, G.B. ile eski kocası E.D.’nin birlikte yaşadığının tespit edildiğini belirtti. SGK, bunun üzerine G.B.’nin aylığını kesti. Ayrıca önceki aylıkların da iadesini istedi. Eski eşler hakkında ayrıca ceza davası açıldı.
    Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi, dava sonunda çiftin beraatlerine karar verdi. G.B., eski eşinin çocuğuyla oynamak için geldiği sırada tesadüfen SGK kontrol elemanlarının geldiğini belirterek ayrı yaşadıklarını belirtti. G.B, SGK’nın uygulamasının iptal edilmesini istedi.
    1. İş Mahkemesi, boşanan eşlerin birlikte yaşamalarına yasal bir engel olmadığı gibi, kontrol memurlarının denetimi sırasında eski eşini veya çocuğunu görme yasal hakkı olduğundan yapılan işlemin hukuka uygun olmadığı belirtildi. G.B.’nin talepleri kabul edildi.
    Dosyayı inceleyen Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, kararı bozdu. Daire kararında, davacının eski eşinin, SGK memurlarına eski eşi değil, kardeşi olduğunu söylediğini, gerçek kimliğinin nüfus cüzdanı kontrolü ile ortaya çıktığı belirtilerek, “Davanın ölen babasından aylık almak amacıyla eşinden danışıklı olarak boşandığı halde birlikte yaşamaya devam ettikleri, davacının ölüm aylığını kesme kararının yerinde olduğu” belirtildi.
    İş Mahkemesi önceki kararında direnince dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Genel Kurul, oybirliği ile verdiği kararda yerel mahkemenin davacı kadını haklı bulan kararını bozdu.

     

    Sevinmişlerdi
    Emekli aylığı için boşanan kadınlar, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararıyla sevinmişlerdi. Genel Kurul, boşandığı eşiyle birlikte yaşasa da bunun kişi özgürlüğü kapsamında olduğunu ve suç konusu yapılamayacağını belirtmişti. Ancak maaşlarda en yetkili yargı organı olan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, aksi yorum yaptı. Bu durumdaki kadınlara hapis cezası verilemeyecek, ancak maaşları kesilecek.