Etiket: MUTFAK

  • Metal Mutfak Eşyası Sektörü İhracatta İddialı

    Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Başkan Yardımcısı Kadir Gülkesen, Kahramanmaraş’ın metal mutfak eşyası sektöründe Türkiye ve dünyada önemli bir üretim üssü olduğunu belirterek, “Sektör iyi bir stratejiyle desteklenirse 180 ülkeye ihracat yapacak imkana sahibiz” dedi.

    KMTSO Başkan Yardımcısı Kadir Gülkesen, yaptığı açıklamada, Türkiye metal mutfak eşya üretiminin yüzde 60’ının yapıldığı Kahramanmaraş’ta, üretimin artırılması için yeni yatırımlar yapıldığını belirtti.

    Türkiye’de ve Kahramanmaraş’ta bulunan üreticilerin 100 milyar dolarlık dünya metal mutfak eşyası pazarından daha fazla pay almak istediğini söyleyen Gülkesen, Kahramanmaraş ve İstanbul’un metal mutfak eşya gruplarında iki büyük üretim üssü olduğunu belirtti.

    Kahramanmaraş’ın 100’e yakın üretim tesisi bulunduğunu belirten Gülkesen, “Sektörün yüzde 60’ını üretiyoruz. Kahramanmaraş metal mutfak eşyalarında tarihte üretim yapan bir il. Bakırcılık ve alüminyumculuktan gelen tecrübesiyle modern tesislerinde paslanmaz çelik, yanmaz yapışmaz mamul üretmeye devam etmektedir. Yaklaşık 5 kıtada 80 ülkeye ihracatımız var ama geride ihracat yapmadığımız diğer ülkeler var. İhracat yaptığımız ülkelerde pazar payımızı geliştirirken diğer ülkelerde de var olmalıyız. Dünyada, Türkiye’de de Kahramanmaraş önemli bir üretim üssü. Bu özelliğimizi geliştirmek için yatırımlarımıza devam ediyoruz. Üretimde ilk akla gelen merkez olduğu için üretimde marka kent” diye konuştu.

    “YENİ YATIRIMLARIMIZ DEVAM EDECEK”

    İhracattaki potansiyelin çok önemli olduğunu söyleyen Gülkesen, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Yeni OSB’de yatırımlarımız devam edecek. Doğru destekle sektör büyüme potansiyeline sahip sektörün strateji planı oluşturulup doğru uygulanırsa ihracatta yeni başarılara imza atacağı bir gerçek. Dünyanın merkezindeyiz. Afrika’nın, Avrupa’nın, orta Asya’nın merkezindeyiz. Uzak Doğu ve Çin’den gelen ürünler hem kalitesiz hem de uzaklıktan dolayı pazara ulaşması iki ay gibi bir zaman almaktadır. Oysa bizim ürünler en geç on beş günde pazara ulaşabilmektedir. Bu da tasarımın öne çıktığı, bayanlara hitap eden bir sektör için büyük avantaj. Ama maliyetler çok önemli. Çin kendi üreticilerine sağladığı teşvikle desteklemekte buda fiyat avantajı oluşturmaktadır. Pazara uzaklığına rağmen ucuz fiyatıyla aynı pazarda bizim için tehdit oluşturmaktadır.”

    “FİYAT AVRUPA’DAN DAHA UCUZ”

    Üretilen ürünlerin çok kaliteli olduğuna değinen Gülkesen, lojistik açısından da Türkiye’nin en kolay ulaşılabilir ülke olduğunu söyledi.

    Gülkesen, sözlerine şöyle devam etti:

    “Fiyat olarak Avrupa’dan ucuz. 3 saat uçuşla ulaşabileceğiniz çok büyük bir pazarın merkezinde, ürettiğimiz ürünü 15 gün içinde teslimi mümkün. Tasarımın öne çıktığı sektörde ulaşım çok önemli. Pazara erken girebilmek çok ciddi bir avantaj. Aslında metal mutfak eşyaları züccaciye sektörünün alt dalı. Züccaciye sektörünü oluşturanlar cam, plastik, ahşap, porselen, elektrikli ev aletler gibi ürünler. Dünyada yaklaşık 100 milyar dolarlık bir züccaciye sektörü var. Türkiye bu sektörün yüzde 3’ünü üretiyor. 2 kat büyüyüp üretim yaparsak yüzde 6’sını 3 kat büyüyüp üretim yaptığımızda dünya pazarının yüzde 9’una hitap edebiliriz. 140-150 milyar dolar ihracat yapan ülkemiz için 2023 yılında ihracatın yaklaşık 10 milyar dolarına talibiz.”

    “CİDDİ ARAŞTIRMALAR YAPILMALI”

    Sektörde gelişimi yakalamak için ciddi araştırma yapılmasının şart olduğunu belirten Kadir Gülkesen, şunları söyledi:

    “Burada ciddi bir çalışma yapmamız gerekiyor. Sektörün bir swot analizini yapmamız gerekiyor. Zayıf ve güçlü yönlerin tespit edilmesi gerekiyor, daha sonra bir stratejik plan dahilinde hükümetimizin destekleri ile de bu çalışmaya hız vermek gerekir. Ürünlerimizin özelliği gereği daha çok katma değere yatkın ürünler. Türkiye’nin ortalama ihracat fiyatı olan kg 1,5 doların çok üzeri fiyatla ihracat imkanı var. İçinde tasarım barındıran ürünler, genelde bayanlara hitap ediyor. Devletimizin bize vereceği destekle bu konuda önemli avantajlara sahip olacağız. Devletimizden destek bekliyoruz, biz de elimizden gelenin fazlasını yapacağımıza söz veriyoruz.”

    “100 ÜLKE HEDEFİMİZ”

    İhracat yaptığımız 80 ülkeye ihracat yapamadığımız 100 ülkeyi de dahil etmek gerektiğini anlatan Gülkesen, şunları söyledi:

    “Pazarımızı büyütmemiz gerekiyor. Ar-ge, inovasyon bizim için çok önemli. İhracatı artırmak için bir ürünü ya daha fazla adette satacaksınız, ya da daha fazla fiyata satacaksınız biz hem daha fazla adet, hem de tasarım, ar-ge ve inovasyonla daha fazla fiyata satabilme imkanına sahibiz. Bunun için desteğe ihtiyacımız var. Sektörün önemli sorunlardan biri yatırım yeri, arsa maliyetlerin yüksek olması önemli bir sorun teşkil ediyor. Sanayici arsaya çok para verdiği zaman önemli bir kaynak kaybı yaşıyor yani ucuz arsa önemli. Sektörde ikinci büyük sorun nitelikli elaman ihtiyacı. Meslek liseleri, meslek yüksekokulları ve üniversiteler yeniden yapılandırılmalı. Genç nüfusumuz tasarım konusuna odaklanmalı nitelikli ve ar-ge içeren ürün üretmeliyiz, bunun için heyecana ve yeterli tecrübeye sahibiz. Sektör iyi bir stratejiyle desteklenirse 180 ülkeye ihracat yapacak imkana ve aşka sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bakanlığımız önderliğinde yapılacak çalıştay 2023 yılında kadar 8-10 milyar dolar ihracatı mümkün kılacaktır.”

  • Vali Topaca Mutfak Müzesi’nde İncelemelerde Bulundu

    Hatay Valisi Ercan Topaca, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından eski Antakya evlerinin restore edilmesiyle kurulacak olan Mutfak Müzesi’nde incelemelerde bulundu.

    İnceleme gezisine Hatay Valisi Ercan Topaca’ya, Vali Yardımcısı Bilal Bozdemir, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin ve Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Selahattin Eskiocak da eşlik etti. Topaca ,”Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan ilimiz, mutfak ve yemek kültürü ile de ülkemizin önde gelen kentlerinden biridir. İlimizin geçmişten gelen zengin mutfak kültürünü korumayı ve bilimsel çalışmalar ile bölge tarihinin bir bölümüne ışık tutmayı hedefleyen Mutfak Müzesi’nde, geçmişten günümüze kentimizin mutfaklarında kullanılan malzemeler sergilenecektir” dedi.

    Vali Topaca müzede devam eden çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi alarak gelinen aşama ve yapılacak projeler ile ilgili de bir sinevizyon gösterisi izledi.

  • Turizm Fakültesi Mutfak Laboratuvarı’na Kavuştu

    Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi, uzun zamandır yapımı devam eden ‘Mutfak Laboratuvarı’na kavuştu. Açılış törenine mutfak ve eğitim dünyasından önemli kişiler katıldı.

    Yunus Emre Yerleşkesi Turizm Fakültesi’nde hizmete giren laboratuvarın açılışına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Vali Yardımcıları Ömer Faruk Günay ve Abidin Ünsal, Anadolu Üniversitesi Rektörü Naci Gündoğan, Rektör Yardımcısı Adnan Özcan, Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Semra Günay Aktaş, ülke çapından ünlü aşçılar, öğretim görevlileri ve çok sayıda davetli katıldı.

    4 BÖLÜMDEN OLUŞAN MUTFAKTA TÜM EKİPMANLAR MEVCUT

    2014 yılında yapımına başlanan ve alt yapı projeleri kapsamında Anadolu Üniversitesi kaynaklarıyla yapılarak Turizm Fakültesi içerisine kurulan Mutfak Laboratuvarı, eğitim mutfağı, ana mutfak, pastane ve bulaşıkhane olmak üzere 4 bölümden oluşuyor. Tüm alanlarında son teknolojiden faydalanılan Mutfak Laboratuvarı’nda, öğrencilerin eğitim sırasında rahat takip edilebilmesi için gerekli kamera ve ekran sistemi de yer alıyor. Açılışı gerçekleştirilen laboratuvarda, öğrencilerin uygulama yapabilmesinin yanı sıra profesyonel mutfaklarda karşılaşacakları tüm ekipmanlar mevcut durumda bulunuyor. Mutfakta, aynı anda 20 öğrenci bir eğitmen eşliğinde uygulama yapabilecek.

    “TÜRK MUTFAĞINI DÜNYAYA TANITMA KAPSAMINDA FAALİYETLERİMİZ DEVAM EDECEK”

    Mutfak Laboratuvarı’nın açılışında konuşan Anadolu Üniversitesi Rektörü Naci Gündoğan, son dönemlerde liselere yaptıkları ziyaretlerde öğrencilerle konuşma fırsatları olduklarını söyledi. Öğrencilerin meslek hiyerarşisinde üstte olan doktorluk veya mühendislikten başka aşçılığa da yönelmeye başladıklarını belirten Gündoğan, “Öğrencilerin aşçılığı tercih etmesi gerçekten bu mutluluk verici. Biz de bu işin akademik ayağı olan üniversite olarak var olmaya devam edeceğiz. Türk mutfağını dünyaya tanıtma kapsamında faaliyetlerimiz bundan sonra devam edecek. Her zaman federasyonumuzla ve aşçılarımızla işbirliği içerisinde öğrencilerimizi yönlendireceğiz. Topluma hizmet kapsamında ben Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nün Turizm Fakültesi içerisinde ilerleyen dönemlerde ülkemizde ses getiren faaliyetler yapacaktır. Sektöre nitelikli eleman yetiştireceği konusunda şüphem bile yok zaten. Bugünkü açılışın önce öğrencilere sonra da üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum. Öğrencilerimiz İnşallah mutfakta kendilerini çok iyi geliştirecekler hocalarımızla beraber. Bu mutfaktan yetişen öğrenciler de lezzet dağıtacaktır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.

    Açılışın ardından, katılımcılar mutfağı gezerek laboratuvar hakkında bilgiler aldı.

  • Öğrenciler Mutfak Sektörüyle Buluştu

    İstanbul Gelişim Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’nun ev sahipliğinde endüstriyel mutfak sektöründe gelişimin öncüsü olan Öztiryakiler A.Ş. Genel Müdürü Yüksel Yalçın tarafından “Mutfak Teknolojileri ve Uluslararası Standartlar” konulu seminer düzenlendi.

    İstanbul Gelişim Üniversitesi öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği seminere Öztiryakiler A.Ş. Genel Müdürü Yüksel Yalçın, kurumsal şirket sunumuyla başladı. Öğrencilerin yoğun ilgilerinden ve katılımlarından dolayı teşekkür eden Yalçın, İstanbul Gelişim Üniversitesi ile sanayi-üniversite işbirliğinin yanı sıra komşuluk ilişkilerinin de olduğunu belirtti.

    Endüstriyel mutfakta uluslararası standartlar, CE belgelendirme süreci, ana mutfak ekipmanları, hazırlık ekipmanları, set üstü ekipmanları, soğutucu, bulaşık yıkama, mikser ve diğer ürün gruplarının kullanım alanları, özellikleri, ürünlerin performans, güvenlik, hijyen ve ergonomi gibi özelliklerinden bahseden Yalçın, konuşmasını güncel hayattan örneklerle sürdürdü.

    Programa Öztiryakiler A.Ş. Ar-Ge Müdür Yardımcısı Suat Sezer de katıldı. Öztiryakiler A.Ş. ile İstanbul Gelişim Üniversitesi arasında ortak projeler üretilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunulan etkinlikte Öztiryakiler A.Ş.’ nin her zaman eğitimin ve öğrencinin yanında olduğu vurgulandı. Öğrencilerin sorularının cevaplandırılmasının ardından İstanbul Gelişim Üniversitesi MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erdal Şen tarafından Öztiryakiler A.Ş. Genel Müdürü Yüksel Yalçın’a katılımları nedeniyle teşekkür plaketi takdim edilmesiyle son buldu.

  • SAÇLARINIZIN İLACI MUTFAĞINIZDA!

    Dermatoloji Uzmanı Dr.Şerafettin Saraçoğlu, Yüzyıllardır doğal ürünlerin saç dökülmesini önleme yanında saçların daha sağlıklı görünmesini sağlamada etkili olduğunu ve bu doğal ürünlerin büyük çoğunluğunun günümüzde hikayelerde kullanılan birer arguman haline gelmekle birlikte aslında içlerinden bazılarının günümüzde de başarı ile kullanıldığını belirtti.

     

    Özel Elit Polikliniği Hekimlerinden Dermatoloji Uzmanı, Dr.Şerafettin Saraçoğlu, konula ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, ”Peki mutfağınızda kullandığınız hangi doğal ürünler ile saç bakımları yapılabilir ! Bazı ılık yağların saçlı deriye uygulanmasının sağlıklı olduğunu biliyoruz. En sık kullanılanlar badem yağı, hindistan cevizi yağı, lavanta yağı, üzüm çekirdeği yağı, jojoba yağı, zeytin ve ayçiçeği yağıdır. Jojoba yağı saçlı deride sebumun yerini alır ve kuru ciltlerde nemliliği sağlarken, üzüm çekirdeği yağı kepek oluşumunu engeller. Ayçiçek yağı ise doymamış yağ asitleri sayesinde saç bakımında önemli yeri vardır.Hindistan cevizi yağı yanında sütü de saç bakımında önemlidir. İçeriğindeki zengin maddeler saçı besler ve dokuyu yeniler. Saçlı deriye hafifçe masaj yapılarak yedirilen Hindistan cevizi sütü ile saçlar çok daha sağlıklı olacaktır.”diye konuştu.

     

    Dr.Şerafettin Saraçoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Aloe vera kaktüsten elde edilen su ve mineral içeriği çok yüksek bir sıvıdır. Günümüzde yara bakımından cilt yenilemeye kadar birçok deri sorununda yaygın olarak kullanılıyor. Aloe vera saçlı deride asit baz dengesini düzenleyici yapısı yanında saçın daha parlak görünmesini de sağlar. Aynı zamanda aloe jelin içine eklenecek buğday tohumu yağı ve hindistan cevizi yağı ile uygulandığında saç dökülmesini engelleyici özellikleri bulunmaktadır. Karışımın haftada iki kez uygulanması önerilir. Saçlı deriye uygulandıktan sonra 20 dakika bekleyin, ılık su ile yıkayıp temizlenmesi uygun olur.Ebegümeci parlak kırmızı renkli çiçeği ve yaprakları saç bakımında ve saçın hızlı uzamasında yardımcı ürünlerdir. Hindistan cevizi yağında yaprakları ve çiçeğini kaynatıp süzgeçten geçirin. Soğumaya bırakın. Karışım ılındıktan sonra saçlarınıza sürün. 4-5 saat bekletin ve yıkayın. Saçların daha parladığını ve uçlardaki kırılmaların oluşmadığını zamanla göreceksiniz.

     

    ALTIN ÇİLEK YOĞUN C VİTAMİNİ İÇERİĞİ YANINDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE SAÇ PARLAKLIĞINDA ÇOK ETKİLİ BİR MEYVE
    Altın çilek yoğun C vitamini içeriği yanında saç dökülmesi ve saç parlaklığında çok etkili bir meyve. Kuru olan altın çilekleri Hindistan cevizi yağında koyu renk alıncaya kadar kaynatın. Süzüp soğumaya bırakın. Ilınan ürünü saçlı deri ve saçlara masaj yaparak uygulayın.Altın çilek tozunu limon suyu ile karıştırıp saçlı deriye sürün ve gece boyunca bekletip sabah ılık su ile durulayın ve şampuanla yıkayın. Saç dökülmesini önlerken saçların parlaklığını da arttıracaktır.”