Etiket: “Müslümanlara

  • Ardahanlı’dan Almanya ve Fransa’da müslümanlara yapılan saygısızlığa tepki

    Ardahanlı’dan Almanya ve Fransa’da müslümanlara yapılan saygısızlığa tepki

    Diyanet-Sen Erzurum Şube Başkanı Nurullah Ardahanlı, Almanya’ın Berlin Kenti’nin en büyük Camisi olan Mevlana Camisi’ne Polis’in botları ile yaptığı baskını kınayarak Alman hükümetinin Müslümanlardan özür dilemesini istedi.

    Ardahanlı, Mevlana Camisi’nin Berlin’deki en eski ve merkezi bir Cami olduğunu hatırlatarak “Mevlana Camisi’ne polis tarafından botlarla yapılan baskını şiddetle kınıyorum. Müslümanların kutsalına, inançlarına yapılan bu saygısızlığı hiçbir Müslüman’ın kabul etmesi beklenemez” dedi.

    Bu çirkin saldırılarla ibadet yerlerinin kutsallığına gösterilmesi gereken hassasiyetin hiçe sayıldığını belirten Ardahanlı, açıklamasında “Polislerin baskın sırasında cami içinde botlarıyla dolaşmaları ve Camiyi kirletmeleri hiçbir şekilde mazur görülemez. Her fırsatta ifade ve inanç özgürlüğüne saygı konusunda ahkâm kesenlerin sıra Müslümanların inancına gelince nasıl ikiyüzlü bir tavır sergilediklerini bu olaylar açıkça gözler önüne sermektedir.” İfadelerine yer verdi.

    Ardahanlı, Almanya’da 5 milyon civarında Müslüman yaşadığına dikkat çekerek “Bu baskın Almanya’da yaşayan Müslüman toplumuna reva görülen ön yargılı, ayrımcı ve dışlayıcı tavrın bir tezahürüdür. Yıllardır emekleriyle alın terleriyle ülke ekonomisine katkı sunan ve çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Müslüman toplumun Almanya’nın bir parçası olduğu gerçeğini artık Alman makamlarının da görmesinin vakti geldi de geçiyor” şeklinde konuştu.

    Macron provokatif tavrından vazgeçmelidir

    Ardahanlı, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un son zamanlarda İslam’a ve Müslümanlara yönelik izlediği provokatif siyasetin kabul edilemez bir tutum olduğunu belirterek, “Müslümanlara yönelik yaptığı saldırgan, ırkçı ve ayrımcı açıklamalar akıl ve izandan uzak açıklamalardır. Macron’un Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV)’me hakaret içeren karikatürleri devlet binalarına ışıkla yansıtılmasını emretmesi, Müslümanlara karşı kin, nefret ve düşmanlığı devlet kademelerine taşıması yanında büyük bir provokasyonla da karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.” dedi.

    Çirkin saldırılara karşı Avrupa’da yaşayan tüm Müslüman kardeşlerimizi ve bütün İslam dünyasını sabır, sükunet ve vakarlı bir duruş sergilemeye davet eden Ardahanlı, “Müslümanlar olarak Peygamber Efendimizin getirdiği rahmet ve adaleti önceleyerek Müslümanca bir duruş sergilemeliyiz. Aklı selim tüm batı siyasetçilerinden ve makamlarından Macron’un bu çirkin nefret ve düşmanlık siyasetine dur demelerini bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

  • Doç. Dr. İdiz: “Sahte bir şeyhin yanlışından hareketle Müslümanlara yapılan saldırıları şiddetle kınıyorum”

    Doç. Dr. İdiz: “Sahte bir şeyhin yanlışından hareketle Müslümanlara yapılan saldırıları şiddetle kınıyorum”

    Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ferzende İdiz, sahte bir şeyhin yanlışından hareketle tasavvuf ve Müslümanlara yapılan saldırıların kabul edilmeyeceğini belirterek, “Sahte şeyhin yaptığı hareketin; dine, imana, tasavvufa, insanlığa sığmadığını yüksek sesle söylüyor ve de kınıyorum. Bu yanlıştan hareketle tasavvuf ve Müslümanlara yapılan saldırıları da aynı şiddetle kınıyorum” dedi.

    Son günlerde sahte bir şeyhin çirkef bir davranışını fırsat bilen bazı çevrelerin tasavvuf, tarikat, cemaat ve dindarlara adeta saldırıya geçtiğini belirten YYÜ İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ferzende İdiz, “Kimisi, tarikat ve cemaatler hepten kapatılmalı derken, birileri de hızını alamayıp imam hatiplilere ağza alınmayacak hakaretlerde bulundular. Oysa yanlış yanlıştır. Yanlışı yapanın; şeyh, imam, öğretmen, milletvekili, belediye başkanı veya sıradan bir vatandaş olması fark etmez. Yapılan şayet yanlışsa kınanmalı ve tepki gösterilmelidir. Bu yapılırken de cemaatçilik, ırkçılık, yandaşçılık veya particilik yapılmamalıdır” ifadelerini kullandı.

    Bir tasavvuf akademisyeni olarak sahte şeyhin yaptığı hareketin; dine, imana, tasavvufa, insanlığa sığmadığını ve bunu yüksek sesle kınadığını söyleyen İdiz, “Aynı şekilde bu tür davranışlarda bulunduğu söylenen belediye başkanı, milletvekili kim varsa onları da kınıyorum. Aynı tepkiyi, sahte şeyh üzerinden Müslüman kesime ve tasavvufa saldırıda bulunanlardan dünya görüşlerine yakın olan belediye başkanı ve milletvekili için yapmalarını da bekliyorum. Aksi taktirde samimiyetlerinden şüphe ederim” diye konuştu.

    Birçok farklı tanımı olmakla beraber genel anlamda tasavvufun; peygamber ve sahabesinin yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak olduğunu belirten Doç. Dr. İdiz, “Tarikat ise bu yaşamın pratize edildiği kurumlardır. Kendisine peygamber ve sahabeyi örnek almış olan bir kesimin tamamı hedef alınarak, sahte bir şeyh yüzünden dil uzatılmamalı ve hakaret edilmemelidir. Eleştiriler yanlışı yapan kimsenin şahsına yani sahte şeyhe yapılmalıdır. Aynı şekilde tecavüzde bulunduğu iddia edilen belediye başkanı veya tacizde bulunduğu söylenen milletvekili üzerinden tüm belediye başkanları, milletvekilleri ve onlarla aynı görüşte olanlara hakaret edilemeyeceği gibi. Maalesef peygamber ve sahabe gibi yaşamaya çalışanların da içerisinde sahteleri olmuştur. Ancak yine bunlara ilk tepki gerçek mümin ve sofilerden gelmiştir” dedi.

    Dinin emir ve yasaklarının belli olduğunu ifade eden İdiz, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Allah’ın yasaklarını çiğneyen ve yüz kızartıcı davranışlarda bulunan kim olursa olsun eleştirilmelidir. Eleştiri de yanlışı yapanın şahsına olmalı, şahsın içinde bulunduğu kurum, toplum ve çevreyi hedef almamalıdır. Bu anlamda sahte bir şeyhin yanlışından hareketle tasavvuf ve Müslümanlara saldıranları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu haksız hakaretlerde bulunanları da aynı şiddetle kınıyoruz.”

  • Anadolu Hanımeli Aile Derneği’nden Arakanlı müslümanlara yardım eli

    Kütahya Anadolu Hanımeli Aile Derneği tarafından Arakanlı müslümanlar yararına kahvaltı programı düzenlendi.Belediye Sosyal Tesisleri’ndeki programa 165 bayanın katıldığı belirtildi.

    Dernek Başkanı Aynur Turgut Yıldırım, kahvaltıdan elde edilen gelirin tamamının Arakanlı müslümarlara ulaştırılacağını ifade etti. Yıldırım, programa yoğun ilgi gösteren Kütahyalı hanımlara teşekkür etti. (EFE)

  • Arakan’daki Müslümanlara yönelik katliama tepki

    Çalışan-Sen Konfederasyonu Van İl Başkanı Yusuf Adli, Myanmar’ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik katliamları sert bir dille eleştirdi.

    Sendika bürosunda bir açıklama yapan Yusuf Adli, Arakan’da yaşanan Müslüman soykırımına seyirci kalınamayacağını belirtti. Myanmar Devletini ve bu katliama seyirci kalan dünya devletlerini şiddetle kınadığını ifade eden Adli, “25 Ağustos’ta Arakan’da Müslümanlara yönelik saldırılar başladı. Şu ana kadar binlerce Müslüman; çoluk çocuk, kadın, erkek, genç yaşlı demeden hunharca katledildi. Köyler boşaltıldı, evleri yakıldı, camiler kapatıldı, iş yerleri tahrip edildi, göçe zorlandılar. Bölge boşaltılarak Müslümansızlaştırılmak isteniyor. Budist rahipler adeta birer cellât gibi Müslüman avındalar. Dünyanın gözü önünde cereyan eden bu katliama dur diyen çıkmıyor. Myanmar Devleti, 21. yüzyılda ortaçağ katliamları yapıyor. Sırf Müslüman oldukları için vatandaşlık haklarını ellerinden alınarak yok sayılıyor. En temel barınma ve yaşam gereklerinden yoksun bırakılıyor. Böyle bir zalimliği ancak insafsız, vicdansız, kana susamış ortaçağ zihniyetine mensup kan emiciler yapabilir ve dünya bu zalimliği seyrediyor. Çünkü zulme uğrayan ve mağdur edilen Müslüman. Eğer bir Hıristiyan ya da bir Budist, Müslümanların yaşadığı bu zulmü yaşamış olsaydı dünya ayağa kalkardı. Sosyal yardımların ulaştırılmasını bile engelleyen Myanmar, insan saymadıkları Müslümanların başka devletlere sığınmalarını önlemek için sınıra mayın döşüyor. Myanmar Devletine karşı çok şiddetli yaptırımlar geciktirilmeden uygulanmalıdır” dedi.

    Müslümanların yaşadığı coğrafyada büyük zulümler yaşandığını ve Müslümanların paramparça olduklarına vurgu yapan Yusuf Adli, “Üzülerek ifade ediyorum ki Müslümanların bu parçalanmışlığı Haçlı zihniyetini, şimdi de Budistleri cesaretlendiriyor. Kurban Bayramı’nda bile bu zulüm artarak devam etti. Ayrı milletlerden de olsak eğer Myanmar’da canı yanan ümmetin bir ferdinin acısını hissetmiyorsak, imanımızı sorgulamamız gerekir. Vicdanımızı, insanlığımızı sorgulamamız gerekir. Hâlbuki Müslümanlar kardeştir. Birlik ve dayanışma içinde bulunması gerekir. Ama Müslümanların içinde bulunduğu hâli incelediğimiz zaman üzülmemek elde değil. Sayın Diyanet İşleri Başkan Vekilinin de ifade ettiği gibi ‘Cehalet, tefrika, sefalet peşimizi bırakmıyor.’ Her yerde kan, gözyaşı, zulüm ve acı var” ifadelerini kullandı.

    “Müslümanlar bir araya gelmeli, birlik olmalı, dayanışma içinde bulunmalıdır” diyen Adli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “İslam devletleri bu parçalanmışlığa son vermelidir. Arakan’da Müslüman kardeşlerimize yapılan bu zalimliği durdurmak için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Bir gecede trilyonları harcayan İslam devletlerinin kralları, prensleri, şeyhleri nerede? Din kardeşleri zulüm yaşarken sesleri neden çıkmıyor? Bu yaşanan zulüm İslam devletleri için büyük bir ayıptır, utançtır. Burada akan kanı durdurmak Müslümanların görevidir. Zulme sessiz kalmak kabullenmektir. Bu zalimliği kabullenmemiz mümkün değil.”

    Hem Türkiye’de hem dünyadaki insan hakları savunucularının sesini çıkartmadığına da değinen Adli, “Sokaklarda yürüyenler, protesto edenler, emperyalizmi kınayanlar nerede? Biz, bu nedenle ‘Türkiye kaledir’ diyoruz. Dünya Müslümanlarının tek umudu Türkiye’dir. Arakan’da yaşanan zulme dur diyecek tek Müslüman ülke yine Türkiye’dir. Ülkemizin gayretleriyle bu zulmün durdurulacağına inanıyoruz. Yine inanıyoruz ki Türkiye, bütün İslam devletlerini bir araya getirerek bu parçalanmışlığa son verecektir. Türkiye’nin gayretleri ise ümit verici. İnşallah bu bölgedeki Müslümanlar Türkiye sayesinde kurtulacaklar” şeklinde konuştu.

  • MÜSİAD Şube Başkanı Aras’tan Müslümanlara çağrı

    Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Van Şube Başkanı Abdullah Aras, Arakan’daki Müslüman kıyımına sessiz kalınmaması gerektiğini belirterek, “İslam coğrafyasını Türkiye’nin etrafında birleşerek Arakan Müslümanlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz” dedi.

    MÜSİAD Van Şube Başkanı Abdullah Aras, yayımladığı mesajında, Myanmar Birliği Cumhuriyeti’nin Arakan eyaletinde Budistler tarafından Rohingya Müslümanlarına karşı başlatılan etnik soykırımın had safhaya ulaştığını söyledi. Aras, “Çoluk çocuk kadın yaşlı demeden binlerce Müslüman işkencelere, diri diri yakmalara, tecavüzlere, göç ve katliama terk edilirken, mesele Müslüman olunca her zamanki gibi dünyanın koruduğu kör ve sağırlık ayrıca yüreğimizi yakmaya devam etmektedir” dedi.

    Arakan’daki Müslüman kıyımının sorumlularını lanetlemenin yetmediğine vurgu yapan Aras, “Türkiye gibi diğer Müslüman ülkelerin de bu barbarlığın, bu vahşetin bu zulmün karşısında birlik olması, ortak bir tavır içinde ses vermesi, sahip çıkması gerekmektedir. Şüphesiz Allah zulmü yanıtsız bırakmaz. Ancak dünya insanlığına ve varsa vicdanlarına düşen sorumluluk, sessizlik değildir. En azından Müslüman halklara düşen sorumluluk bu değildir. Bizler dua ile beraber zulme karşı ses verirken, İslam coğrafyasını Türkiye’nin etrafında birleşerek Arakan Müslümanlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz. Allah bu kardeşlerimizin yardımcısı olsun. Onlara bu zulmü yaşatanları hak ettikleri azaba tez vakitte kavuştursun” ifadelerine yer verdi.