Etiket: Müsaade

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Sanal dünyada da terör propagandasına, terörün zemin kazanmasına müsaade edemeyiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Sanal dünyada da terör propagandasına, terörün zemin kazanmasına müsaade edemeyiz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Nasıl ülkemiz sınırları içinde teröre izin vermiyorsak, sanal dünyada da terör propagandasına, terörün zemin kazanmasına müsaade edemeyiz. İnsanımızın hak ve hukukunu gözetmede kendilerini hukukun üstünde gören sosyal medya şirketlerinin baskılarına boyun eğmeyeceğiz. Cezalar kesilmeye başlayınca onlar da kuzu olmaya başladılar. Ödeyeceksin, batıda nasıl ödüyorsan burada da ödeyeceksin” dedi.

    Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen bir programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır anneleri ile dijital ortamda verilerin korunması konusuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

    “Bu toprakların geleceğinde teröre ve şiddete yer yoktur, olmayacaktır”

    Türkiye’nin yaklaşık 40 yıldır terörle mücadele eden bir ülke olduğunu ancak, örgütün gerçek yüzünü deşifre etme noktasında arzu edilen seviyede olunmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölücü örgüt, askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin, din görevlimizin, en çok da Kürt kardeşlerimizin kanını dökerek varlığını sürdürmüştür. Baskı ile tehditle, kandırarak dağa çıkardığı binlerce gencimizin kanından beslenen teröristler, en büyük acıyı çocuklarını örgüte kaptıran analara yaşatmıştır. Kendi evlatlarını Paris’e, Londra’ya, Brüksel’e tatile gönderenler, analarından koparttıkları Kürt çocuklarını Kandil’e, Sincar’a, Suriye’ye ölüme yolladılar. Diyarbakır anneleri evlatlarına kavuşmak için aştıkları bayrakla hem korku duvarlarını yıktılar hem de terör örgütünün kanlı yüzünü ifşa ettiler. Terör örgütü sempatizanlarının kimi iğrenç saldırısına rağmen 500 gündür evlat nöbeti tutan bu cesur anneleri saygıyla selamlıyorum. Ciğerparesine sarılmak isteyen bir ana yüreğini hiçbir tehdit korkutamaz, yıldıramaz, anaları karşısına alan hiçbir yapı ne kadar çirkefleşirse çirkefleşsin hedefine ulaşamaz. Çocuklarını kurtarmak için çırpınan anaların önüne hiçbir set vurulamaz. Çünkü anaların evlatları için döktükleri her damla gözyaşında zalimi sarsan, zulmü deviren bir kuvvet vardır. Kandil’deki terör baronları ve siyasetteki uzantılarının Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinden korkmalarının temel sebebi de işte budur. Türkiye teröre, şiddete, gözünü kan ve kin bürümüş katil sürülerine karşı yürüttüğü mücadeleyi anaların da desteği ile zafere taşıyacaktır inşallah, hiç endişeniz olmasın. Bu toprakların geleceğinde teröre ve şiddete yer yoktur, olmayacaktır” diye konuştu.

    Bu süreçte herkese büyük sorumluluklar düştüğünü belirten Erdoğan, “Teröristle mücadele güvenlik kuvvetlerinin, terörle mücadele ise siyaset kurumundan medyaya tüm toplumun görevidir. Ancak bu konuda ülke olarak yıllardır ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye’de bölücü terörün 40 yıldır bitirilememesinde bir dönem yapılan yanlışlar kadar kimi basın yayın organlarının terörü meşrulaştıran, teröristi masumlaştıran dilinin de payı bulunuyor. Diyarbakır annelerinin sürdürdüğü evlat nöbetinin bu açıdan bir turnusol işlevi gördüğüne inanıyorum. Kandil’deki teröristlerin reklam ajansına dönüşen kimi medya kuruluşları bırakın Diyarbakır annelerine destek vermeyi yaptıkları haberlerle bu masum eylemi itibarsız hale getirmeye çalıştılar. Bölücü örgüte gönüllü avukatlık hizmeti sunan sözde insan hakları dernekleri bu annelerin feryatlarına kör ve sağır kesildiler. Bir kere ziyaret ettiklerini duydunuz mu? Ama başka zamanlarda buralardan hiç eksik olmadılar. İttifak ortaklarını küstürmemek için devleti suçlayan, destek vermek yerine analara desteğe giden bakanlarımızı eleştiren oldu. Diyarbakır’a kadar gidip bölücü örgütün uzantılarına şirinlik yaparken iki adım ötedeki bu acılı anneleri ziyaret dahi etmeyen siyasetçiler gördük. Lafa gelince demokrasiyi, çocuk ve kadın haklarını, özgürlükleri kimseye bırakmayanlar, evlatları kaçırılmış annelere bir kez olsun sahip çıkmadılar. Yine bu dönemde ne batılı medyadan ne de batılı insan hakları kuruluşlarından hiçbir dayanışma mesajı duymadık. 6-8 Ekim olaylarında onlarca masum insanın kanının dökülmesine sebep olan bir şahsı adaletten kaçırmaya çalışanlar, çocukları ellerinden alınan anneler için tek bir cümle dahi kuramadı. Ülkemizdeki muhalefet partilerinden sözde insan hakları örgütlerine, medyadan yazarlara kadar birçok kesim tam 500 gündür bu meselede üç maymunu oynadı. Diyarbakır anneleri haklı mücadeleleri ile sadece terör örgütünün karanlık yüzünü değil, bu riyakarlığı da ifşa ettiler. Terör ve şiddet konusunda ülkemiz içindeki ideolojik bağnazlığın ortaya çıkmasını onlar sağladı” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı”

    Dijitalleşmeyle beraber hayatın her alanında olduğu gibi iletişimde de köklü değişiklikler yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir önceki kuşağın hayal edemediği pek çok imkana bu gün teknoloji sayesinde saniyeler içinde ulaşılabildiğini, buna “Teknolojik faşizm” dediğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın en ücra köşesinde meydana gelen herhangi bir gelişmeden anında haberdar oluyor, daha evvel saatlerimizi harcadığımız işleri bugün saniyeler içinde yapabiliyoruz. Korona virüs salgınıyla beraber dijitalleşmede yeni bir safhaya geçtik. Eve kapanma zorluluğu teknolojinin günlük hayatımızdaki yerini hiç olmadığı kadar artırdı. İş dünyasından eğitime, ticaretten sağlığa hayatın rutin düzenini kısmen devam ettirebilmesinde teknolojinin katkısını elbette inkar edemeyiz. Mesela bugün çocuklarımız okullarına gidemeseler bile çevrimiçi olarak eğitimlerini sürdürebiliyor. İhracatçılarımız yurt dışındaki müşterili ile irtibatlarını farklı iletişim uygulamaları üzerinden kurabiliyor. Kamu görevlimiz, mühendisimiz, mimarımız, öğretmenimiz ve daha birçok meslek mensubumuz bu zorlu dönemde vazifelerini dijital alt yapılar sayesinde sürdürebiliyor. Ancak dijitalleşme ve yeni medya araçları sağladıkları kolaylıklar yanında beraberinde ciddi riskler de getirmektedir. Bir yandan demokratik mecraları çeşitlendiren dijital ağlar, diğer yanda siber zorbalık, siber terör ve yalan haber gibi kavramları da gündemimize taşımıştır. Hayatımızın hiçbir döneminde olmadığı kadar çok dezenformasyona maruz kalıyoruz. Bilhassa sosyal medyada yayılan haberlerin kahir ekseriyetini düzmece haberler oluşturuyor. Son günlerde yaşanan dramatik hadiselerin bu bakımdan önemli olduğuna inanıyorum. Amerikan seçim sonuçları ekseninde süren tartışmalar bizim de bir süredir dile getirdiğimiz, bir taraftan teknolojik dedim, diğer taraftan da dijital faşizmin nerelere kadar uzanacağını gözler önüne sermiştir” açıklamasında bulundu.

    “Hiçbir hukuki dayanağı olmadan insanların iletişim kanallarının kapatılmasını kabul edemeyiz”

    Demokrasiyi, demokratik kurumları hedef alan şiddet eylemlerini mazur görmeyeceklerini söyleyen Erdoğan, “Ancak hiçbir hukuki dayanağı olmadan insanların iletişim kanallarının kapatılmasını kabul edemeyiz. Söz konusu sosyal medya şirketlerinin devletlerin vatandaşlarını koruma amacıyla attığı adımlara da özellikle verdikleri tepkileri de gayet iyi biliyoruz. Türk mahkemelerinin terörü ve şiddeti öven hesaplarla ilgili kararlarının hemen hiçbirini uygulamadılar. Bölücü terör örgütü mensuplarına sergiledikleri müsamahayı, bu katillerin canını yaktıkları insanlara göstermediler. Sosyal medya linçine uğrayan insanların mağduriyetini giderecek hiçbir çabanın içine girmediler. Daha da vahimi içeriği, gayesi, çerçevesi ne olursa olsun, tüm hukuki düzenlemeleri özgürlüklere müdahale yaygarası ile sabote ettiler. Türkiye olarak Gezi olaylarından başlayarak bugüne kadar sosyal medya şirketlerinin birçok keyfiliğine maruz kaldık. Bu yapılara karşı vatandaşımızı ve demokrasimizi savunduğumuz için başta muhalefet partileri olmak üzere acımasızca eleştirildik. Ancak geldiğimiz noktada dijital diktatörlüğü ve siber zorbalığa karşı verdiğimiz hukuk mücadelesinin önemini daha iyi anlıyoruz. İyi ki bu meseleyi çok erkenden gündemimize almışız diyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Sanal dünyada da terör propagandasına, terörün zemin kazanmasına müsaade edemeyiz”

    Devletin görevinin vatandaşlarının özgürlüğünü korumak, güvenliğini, huzurunu, hak ve hukukunu temin etmek olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz genci yaşlısıyla 83 milyonun tamamına karşı sorumluyuz. Nasıl ülkemiz sınırları içinde teröre izin vermiyorsak, sanal dünyada da terör propagandasına, terörün zemin kazanmasına müsaade edemeyiz. İnsanların tacize uğradığı, dolandırıldığı, onurlarının kırıldığı, linç edildiği, her türlü haklarının çiğnendiği bir sanal dünyaya asla teslim olmayacağız. Özgürlük kılıfı altında Türkiye’yi yalan haberin, hakaretin, tehdidin, provokasyonların kol gezdiği bir iklime terk etmeyeceğiz. İnsanımızın hak ve hukukunu gözetmede kendilerini hukukun üstünde gören sosyal medya şirketlerinin baskılarına boyun eğmeyeceğiz. Burada bir ofis kurma ama buradan reklamlarla, her şeyi ile paraları al, topla ve Türkiye’yi adeta bir soygun cennetine çevir, yok böyle bir şey. Cezalar kesilmeye başlayınca onlar da kuzu olmaya başladılar. Ödeyeceksin, batıda nasıl ödüyorsan burada da ödeyeceksin” dedi.

    “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı diyerek başlattığımız çalışmalarda önemli mesafe aldık”

    Bu amaçla milli ve yerli alternatifleri geliştirirken, diğer taraftan da hukuki düzenlemeleri kararlılıkla hayata geçirdiklerini belirten Erdoğan, “Vatandaşlarımızın can ve mal emniyetine gösterdiğimiz hassasiyetin aynısını verilerimizin korunmasına da gösteriyoruz. Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı diyerek başlattığımız çalışmalarda önemli mesafe aldık. Geçen hafta yaşanan hadiselerden sonra inşallah bu çalışmaları daha da hızlandıracağız. Son dönemde bazı uluslararası şirketlerin de içinde yer aldığı skandallar bu konuda ne kadar dikkatli ve hassas olmamız gerektiğini göstermiştir. Veri mahremiyetine dair farkındalık yükseldikçe milli teknolojilere yönelim de artıyor. Yabancı uygulamaların kişisel veriler konusundaki çifte standartları BİP gibi milli anlık mesajlaşma uygulamalarının kullanımı yaygınlaşıyor. İnşallah önümüzdeki dönemde bu alanda yerli ve milli alt yapımızın gücünü arzu ettiğimiz seviyeye çıkartacağımıza inanıyorum. İnşallah yerlisini, millisini biz de kuracağız. Zaman yakın” diye konuştu.

    “Kaleminin ve mesleğinin hakkını verenlerin sayısı da arttıkça Türk medyasındaki kötü hatıraların izleri de silinecektir”

    Darbe dönemlerinde Türk medyasının nasıl kötü bir görüntüye sürüklendiğini herkesin hatırladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıcalıklarını kaybedenler rahatsız olsalar da bugün daha renkli, daha demokratik, daha çoğulcu bir medya yapısına sahibiz. Halen eksikliklerimiz elbette var. Bu eksiklikleri de gidermenin yollarını arıyoruz. Kaleminin ve mesleğinin hakkını verenlerin sayısı da arttıkça Türk medyasındaki kötü hatıraların izleri de silinecektir” ifadelerini kullandı.

    Programa TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu katıldı.

  • 81 ilde düğün merasimlerine müsaade edilmeyecek

    81 ilde düğün merasimlerine müsaade edilmeyecek

    İçişleri Bakanlığı, korona virüs tedbirleri kapsamında daha önce 14 ilde izin verilmeyen sokak, köy düğünü, sünnet düğünü, kına gecesi, nişan vb. gibi etkinliklerin 4 Eylül Cuma gününden itibaren ülke genelinde yapılmasına müsaade edilmeyeceğini duyurdu.

    Sağlık Bakanlığı Korona virüs Bilim Kurulu toplantısında alınan tavsiye kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda İçişleri Bakanlığı, 81 İl Valiliğine “Covid-19 Tedbirleri” konulu ek genelge gönderdi.

    Genelgede, “Daha önce 14 ilde izin verilmeyen sokak/köy düğünü, sünnet düğünü, kına gecesi, nişan vb. etkinliklere, 4 Eylül Cuma gününden itibaren ülke genelinde yapılmasına müsaade edilmeyecek. Düğünler nikah merasimi şeklinde yapılabilecek, düğün ve nikahlar en fazla 1 saatte tamamlanacak.

    Nikah merasimi şeklindeki düğün veya nikahlarda oyun oynanması ve dans edilmesine, toplu yemek dahil olmak üzere her türlü yiyecek-içecek servisi/ikramı yapılmasına izin verilmeyecek. Gelinle damadın birinci ve ikinci derece yakını olmayan 65 yaş ve üzeri vatandaşlar ile 15 yaş altı çocukların düğünlere ve nikah törenlerine katılması yasaklanacak. Nikah merasimi şeklinde yapılacak düğün veya nikah törenlerine en az bir kamu görevlisinin görevlendirilmesi sağlanarak denetim faaliyetlerine ağırlık verilecek.” denildi.

    Genelgede, daha önce valiliklere gönderilen genelgelerle salgının kalabalık ortamlardaki yayılım hızı göz önünde bulundurularak düğün (gelin alma, kına vs. dahil), nişan, sünnet düğünü vb. etkinliklerin tüm illerde mümkün olan en kısa sürede tamamlanması, köylerde veya sokaklarda yapılan bu etkinliklerin aynı gün içerisinde kalacak şekilde saat sınırlamalarının il/ilçe hıfzıssıhha kurullarınca belirlenmesinin istenildiği hatırlatıldı.

    14 ilde daha önce düğün, nişan, kına gecesi, sünnet düğünü gibi etkinliklere yönelik çeşitli kısıtlamaların getirildiği anımsatılan genelgede, gelinen noktada hastalığın yayılım hızının artırması ve toplum sağlığının riske atılması nedeniyle; düğün, nişan, sünnet düğünü, kına gecesi gibi vatandaşların kalabalık şekilde bir araya geldikleri etkinliklere ilişkin Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulunun bugünkü toplantısında alınan tavsiye kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda valiliklerce aşağıdaki kararların alınması istendi:

    Bu kapsamda 81 ilde;

    1. Sokak/köy düğünü, sünnet düğünü, kına gecesi, nişan vb. etkinliklere müsaade edilmeyecek.

    2. Ancak nikah merasimi şeklinde yapılabilecek olan düğünler ile nikahların en fazla 1 saat süre içerisinde tamamlanmasının sağlanacak.

    3. Nikah merasimi şeklinde düğün veya nikah yapılacak düğün salonlarında, sandalye/koltuk düzeninin fiziki mesafe koşullarına uygun ve dans/oyun pisti/alanlarını da kapatacak şekilde oluşturulacak.

    4. Nikah merasimi şeklinde yapılacak düğünler ile nikahlarda, oyun oynanması/dans edilmesine, toplu yemek verilmesi de dahil olmak üzere her türlü yiyecek-içecek servisi/ikramı (paketli su servisi hariç) yapılmasına, hiçbir şekilde izin verilmeyecek.

    5. Gelinle damadın birinci ve ikinci derece yakını olmayan 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 15 yaş altı çocukların düğünlere ve nikah törenlerine katılması yasaklanacak.

    6. Nikah merasimi şeklinde yapılacak düğün veya nikah törenlerine en az bir kamu görevlisinin (kolluk, zabıta vb.) görevlendirilmesinin sağlanarak denetim faaliyetlerine ağırlık verilecek.

    7. İçerisinde bulunulan kontrollü sosyal hayat döneminin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra nikah merasimi şeklindeki düğün ve nikahlarda, bu genelge ile düzenlenen hususlar dışında daha önce valiliklere gönderilen genelge ile Sağlık Bakanlığı Covid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde yer alan tüm kural ve tedbirlere eksiksiz riayet edilmesi sağlanacak.

    Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 27 ve 72’nci maddeleri uyarınca gerekli kararlar valiliklerce ivedilikle alınarak en geç 04.09.2020 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanılacak.

    Vali ve kaymakamlıklarca konu hakkında gerekli hassasiyet gösterilerek uygulamanın eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi sağlanacak.

    Tedbirlere uymayanlarla ilgili Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282. maddesi gereğince idari para cezası verilecek.

    Aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılacak, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195’inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.

  • Başkan Atabay açılışta kurban kesilmesine müsaade etmedi

    Başkan Atabay açılışta kurban kesilmesine müsaade etmedi

    Didim’in Akbük Mahallesi’nde hizmete giren restoranın açılışına katılan Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, açılışta kurban kesimine karşı çıkarak, açılışlarda kurban kesilmesine müsaade etmediğini ve asla etmeyeceğini belirtti.

    Akbük Mahallesi’nde hizmete giren restoranın açılışına Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay ve vatandaşlar katıldı. Açılış öncesi alana getirilen kurbanlık koyun kesileceği sırada Türkiye’nin ilk vegan festivaline ev sahipliği yapan Didim’in Belediye Başkanı Atabay, açılışlarda kurban kesilmesine müsaade etmediğini ve asla etmeyeceğini söyledi. Atabay, hayvan hakları mücadelesi konusunda bir farkındalık oluşturma adına ‘Vegan Dostu Kent’ olma idealiyle yola çıktıklarını ve bu hassasiyette hareket ettiklerini belirtti. Restoran açılışı kurdele kesimi ve konuşmaların yapılması ile son buldu.

    İlk deneysiz belediye “Didim Belediyesi” olmuştu

    Her platformda hayvan haklarını savunmasıyla tanınan Başkan Atabay, geçtiğimiz aylarda barınakta korumakla yükümlü olunan hayvanların ölüme ve işkenceye terkedileceğini bile bile hiçbir şekilde denek olarak laboratuvarlara verilmeyeceğini, bir ‘hayvan haklarına saygı ilkesi’ olarak benimseyerek bu yöndeki kararın Didim Belediye Meclisinden çıkarılması konusunda ek gündem maddesi sunarak, meclisten çıkan kararla Türkiye’nin deneysiz belediyesinin Didim Belediyesi olmasını sağlamıştı.

  • Aydemir: ‘Asla müsaade etmeyeceğiz’

    AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, kardeşlik, birlik ve beraberlikten asla ödün vermeyeceklerini belirterek, ‘Haddini bilmeyenler, Kürt kardeşlerimize düşmanlık edenler, Kürtler üzerinden onları mağdur edenlerin Kürt kardeşlerimizi kullanmaya kalkışmalarına asla müsaade etmeyeceğiz. ‘ dedi.

    AYDEMİR’DEN DIŞ POLİTİKA TESPİTLERİ

    AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir Plan ve Bütçe Komisyonu 2019 Dışişleri Bakanlığı bütçe görüşmelerinde söz alarak, Türkiye’nin dış ilişkilerde izlediği ‘hak eksenli’ siyaseti paylaştı. Türkiye7nin AK Parti dönemiyle birlikte küresel boyutta dik duruşlu ve insanlık vicdanını uyandırıcı bir yol haritası izlediğine işaret Eden Aydemir, Tortum, Karayazı ve Hınıs ilçelerinde sahada yaptığı istişareleri aktararak dadaşların dış politikadaki izzetli duruşa minnettar bulunduklarını kaydetti.

    DIŞ POLİTİKADA AK EKSEN

    ‘Bizim ak anlayışın her sahada olduğu gibi, dış politikada da çok özel, çok hususi duruşu var. Dış politikadaki duruşumuzu ifade eden kavramlar, haysiyet, onur, izzet, iffet, bunlar üzerine dizayn edilmiş, şekillendirilmiş bir dış politikamız var. ‘ diyen Milletvekili Aydemir, ‘Bu hâlde berdevam olan bütün kadroya, özellikle şükran duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. ‘takdiminde bulundu.

    AKİF’İN TARİFİNİ KAYDEDEN DURUŞ

    Türkiye’nin AK dönemle birlikte küresel çapta geniş yankı, ilgi ve teveccüh bulan dış politikasını İstikla Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ifadeleriyle kaydeden Milletvekili Aydemir, ‘Bu duruşu aslında merhum Akif çok güzel tarif etmiş, diyor ki: “Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz/Gelmişiz, cihana milliyet nedir öğretmişiz.” ve devam ediyor “Kapkaranlıkken bütün afakı insaniyetin/Nur olup fışkırmışız ta sinesinden zulmetin.” Ne kadar net bir tarif. İşte dış politikadaki hâlimiz Akif’in bu tarifinde netlik buluyor. Bu hâli anlamayanlar elbette vardır yani bir izan noksanlığı olacaktır yahut bizim duruşumuzdan uzak düşmüşler bu hâli anlamayabilirler. Bunu biz mazur görüyoruz, makul buluyoruz. ‘ yorumunu yaptı.

    ‘GÜÇLÜDEN DEĞİL HAKTAN YANAYIZ’

    Milletvekili Aydemir, ‘Yüzlerce yıl yeryüzüne insanlık, adalet ve huzur taşıyan bir milletin evlatları yeryüzündeki tüm insanlara yaratılmışların en şereflisi gözüyle bakan muhteşem ecdadın torunları olarak hak eksenli bir politika izliyoruz. Bir mütefekkirimizin takdimiyle dünyayı prensiplerinden menfaatsiz olarak faydalandıran ecdadın, insanlık, şefkat ve adalet ölçeğinde oluşturduğu bir dış politika, diplomaside tarihî bir ibret vesikası, tarihî gerçekleri bir yol haritası olarak kabul eden bir anlayış, yeryüzündeki her türlü ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve soykırımı reddeden bir anlayış, küresel insanlık sorunlarını çıkar endişe ve hesabıyla değil, adalet, merhamet yaklaşımıyla çözmeyi amaçlayan ve bu yolda güçlülerin değil, haklıların yanında olan bir Türkiye var bugün, şükür. ‘dedi.

    ‘DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR’

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Dünya Beşten Büyüktür’ vecizesini hatırlatan Milletvekili Aydemir, ‘Güçlülerin haksızlıkları karşısında tüm mağdur ve mazlum milletler adına “Dünya 5’ten büyüktür.” haykırışıyla küresel dessaslık ve tezgâhları bozmayı hedefleyen bir Türkiye, komşularına karşı vefa siyaseti, vefa diplomasisi yürüten bir Türkiye, yeryüzünü kan gölü hâline getirmek isteyen insanlık düşmanlarının karşısında hakkı, adaleti savunan ve bu yolda kararlı bir tutum izleyen bir Türkiye, ak Türkiye’yi, ak Türkiye’nin dış politikadaki duruşunu tarif ediyorum. ‘ seslenişinde bulundu.

    KARDEŞLİK VE İSTİKRAR

    Türkiye’nin dış politikada izlediği yolun akılcı, ecdadın ifade ettiği değerleri vurgulayıcı olduğunu aktaran Milletvekili Aydemir, ‘Geçmişte olduğu gibi bugün de yeryüzünde ve özellikle bölgesinde barış, huzur, kardeşlik ve istikrarın tesisi yolunda bir siyaset izleyen Türkiye var. Myanmar’dan Suriye’ye, Erbil’den Gazze’ye insanlığın sükût ettirildiği mazlum coğrafyalara adalet taşımayı, hakkı hâkim hâle getirmeyi amaçlayan bir Türkiye var. Yeryüzündeki tüm mağdur ve mazlumların hamisi, temsil ettiği değerlerle cihanda hakkın sesi olan bir Türkiye var. Elbette ki bu tarihî süreci bir insanlık dersi olarak cihana belletmeye kararlı ecdat yadigârlarına vefalı, ecdat izlerini koruma yolunda sadık bir lider var. Türkiye’yi içe kapanıklıktan, güçlüler önünde suskun durmaktan kurtarıp dünyaya zılgıt çeken bir yiğit lider var. tabii ki ak lider bu. ‘ tarifine yer verdi.

    KARAYAZI, TORTUM, HINIS’IN MESAJI

    Sunumunda Türkiye’nin küresel duruşuna değgin dadaşların takdir hislerini paylaşan Milletvekili Aydemir, ‘Ben, tabii, dış politika üzerine bilimsel herhangi bir görüş serdetmeyi doğru bulmuyorum, onu bilim insanları elbette ki kayda geçerler. Ben, millî irade bağlamında bize yansıyan düşünceleri de bu vesileyle aktarmak istiyorum. Temsilcisi olmaktan müftehir olduğum ilimizin bir ilçesi var, Karayazı. Arkadaşlar, 7 Haziran seçimlerinde yani 2015 seçimlerinde HDP’nin yüzde 98,5 oy aldığı bir ilçe burası. Şimdi, orada Çok yiğit insanlar, mert, vatansever insanlar her gün bizi arıyorlar, şu dış politikaya duydukları saygıyı ve burada kendilerini bulmaktan dolayı bize olan şükranlarını ifade ediyorlar. Ben de onlardan aldığım ilhamı size aktarıyorum. Size minnettar insanlarımız. Aynı şey, Hınıs ilçemiz için geçerli, ayın şey Tortum ilçemiz için geçerli. Dışişleri Bakanımıza teşekkürleri var,

    dış politikamıza şükranları var. Biz, bir kadroyuz, ak bir kadroyuz, her alanda yekpare davranıyoruz,

    elhamdülillah. Onun için de başarıda zirvelerdeyiz. ‘ ifadesini kullandı.

    2023 HEDEFİ VE DEMOKRASİ

    Milletvekili Aydemir, ‘Bizim dış politikamızı Sayın Cumhurbaşkanımız çok özel tarif ediyor. “Geleceğin dünyasında sadece demokrasinin, özgürlüklerin, güvenlik ve refah anlayışının bulunduğuna inanıyor, biz de bu istikamette çalışıyoruz.” diyor Sayın Cumhurbaşkanımız. 2023 hedeflerimiz sadece ekonomide değil demokraside de dünyanın en ileri ülkelerinden biri hâline gelme kararlılığımızı ifade ediyor. ‘ dedi

    ‘ONE MİNUTE HATIRLATMASI’

    Milletvekili Aydemir, ‘Yine, Sayın Cumhurbaşkanımızın bir beliğ ifadesini ilave edeceğim:

    “Bizim demokraside de ekonomide de hak ve özgürlüklerde de insani değerlerin korunması hususunda da asıl mücadele alanımız Batı’dır.” Bunun için “Dünya 5’ten büyüktür.” diyoruz. Bunun için “one minute” diyoruz. Bunun için “Tüm insanlık güvende değilse kimse güvende olamaz.” diyoruz. Bunun için 3,5 milyon Suriyeliyi ülkemizde barındırıyoruz. Bunun için, Myanmar’daki nehirlerin ve Akdeniz’in kararlık sularında boğulan mazlumların sızısını yüreğimizde

    hissediyoruz. Bunun için, insani yardımlarda dünyada ilk sırada yer alıyoruz.’ Bu emsalsiz ve eşsiz bir yaklaşımdır.’ kaydını düştü.

    GAGAVUZ TÜRKLERİNE VERİLEN DESTEK

    Sunumunda İnayet ve Nusret kavramlarına değinen Milletvekili Aydemir, Gagavuz Türklerine verilen desteklere eleştiri getirenleri kınayarak, ‘Bir kavram Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın tarifi bağlamında söylüyorum: “İnayet” diye bir mefhum var. Eğer insanlığı bir görürseniz “öteki” diye bir kavramı zihninize yerleştirmezseniz, Cenabı Hakk’ın inayeti, nusreti sizi kuşatıyor, tıpkı şu an ak anlayışı kuşattığı gibi, tıpkı şu an ak yaklaşımın dünyaya nizam verme noktasında zirve bulduğu gibi. Size de tavsiyem budur: Kafanızda “öteki” olmasın. Gagavuzlara yapılan yardımı gerekçe gösterip burada bölücü dil kullanmayın. ‘ tepkisinde bulundu.

    AYIRIMCILIĞA TEPKİ

    Konuşmasının son bölümünde Kürt, Türk kardeşliğine değinen ve ayırımcılık yapanları sert bir dille eleştiren Milletvekili Aydemir, ‘Arkadaşlar, burada, özellikle Kürtler adına siyaset yaptığını söylemek hadsizliktir, edepsizliktir. Benim, Kürtler adına siyaset yapan benim. Kürtler benim kardeşim. Ben, orada, onlardan oy almışım. Haddini bilmeyenler, Kürtlere düşmanlık edenler, Kürtler üzerinden onları mağdur edenler bir daha asla bu zeminlerde Kürtleri kullanmamalılar. Buna müsaade etmeyeceğiz. ‘ dedi.

    EBEDİ KARDEŞLİK VURGUSU

    Terörü ülke gündeminden çıkararak ebedi kardeşliği koruyacaklarını belirten Milletvekili Aydemir, ‘

    En nihayetinde şunu söylüyorum: Dış politikamızın da zemininde şu var: Terörü bütün bütün ülke gündeminden çıkaracağız, bitireceğiz. Nereye kaçarsa kaçsın bu imansızlar, başlarında bomba olup patlayacağız, yok edeceğiz. ‘ ifadesini kullandı.

  • Uslu: “Haksız kazanca müsaade edilmiyor”

    Adıyaman Ticaret İl Müdürü Ömer Uslu, yaklaşık 2 aylık sürede bir çok işyerinde etiket ve haksız kazanç ile ilgili denetimlerin yapıldığını kaydetti.

    Ticaret Bakanlığının talimatı ve Valiliğin emri ile Eylül ayı başından itibaren Ticaret İl Müdürlüğü ve zabıta ekiplerinden oluşan ekipler haksız kazanç ve etiket yönetmeliğine aykırılık ile ilgili işyerlerine denetimlerini sürdürüyor.

    Ticaret İl Müdürü Ömer Uslu, il genelinde 35 firma ve 796 üründe denetim yapıldığını belirterek, bu firmalardan 3’üne, 10 ürüne haksız kazançla ilgili tutanak tutulduğunu ifade etti.

    Uslu, etiket yönetmeliğine aykırı davrandıkları gerekçesiyle 79 ürüne cezai işlem yapıldığını, 13 ürünün ise firmasının il dışında olmasından dolayı ilgili müdürlüklere tutanakların gönderildiğini kaydetti.

    Ömer Uslu, haksız kazanç ile ilgili cezai müeyyidelerin Bakanlık yetkisi dahilinde olduğunu, 6 bin TL’den başlayıp, 50 bin TL’ye kadar çıktığını söyledi.

    İki ekip halinde sürdürülen denetimlerin devam edeceğini ve haksız kazanca müsaade edilmediğini aktaran Uslu, Ali 175, e-şikayet üzerinden ihbarları değerlendirdiklerini dile getirdi.