Etiket: Mültecilere

  • Mültecilere Yönelik Sistematik Saldırılar Raporlandı

    İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) resmi internet sayfasında mültecilere yönelik sistematik saldırılarlarla alakalı rapor yayınlandı. “Yunanistan: Botlara Saldırılar Göçmenlerin Hayatını Riske Atıyor” başlıklı raporda, Ege’de göçmenlere yapılan saldırılar ele alıdı.

    HRW raporunda, göçmenleri ve sığınmacıları taşıyan botlara yüzleri maskeli ve genellikle silahlı saldırganlar tarafından saldırıda bulunulduğu açıklandı. Şahitlerin ifadelerine göre bazı saldırılarda botların bağlanarak Türk kara sularına doğru çekildiği aktarıldı. HRW temsilcilerinin yanı sıra saldırılardan etkilenen göçmenlerin ifadelerinin yer aldığı yazıda dikkat çekici ayrıntılara yer verildi. HRW temsilcilerinin yaptıkları görüşmelerde, Türkiye’den Yunanistan’a geçmeye çalışan göçmenleri ve sığınmacıları taşıyan botlara, yüzleri maskeli ve genellikle silahlı kişiler tarafından saldırıda bulunulduğu ifadeleri yer aldı. Bu saldırılarda göçmenler ve sığınmacıları taşıyan botlar kullanılamaz hale getirildi.

    Saldırının yapıldığı botlarda yer alan kişilerden biri, ifadesinde, “Saldıran kişiler siyah giyinmişlerdi ve üzerlerinde herhangi bir işaret bulunmuyordu. Bilmedikleri bir dil konuşuyorlardı ve bu dil kesinlikle Türkçe değildi” dedi.

    HRW’nin belgelendirdiği üç saldırıda görüşülen insanlar, saldırganların botunda Yunan bayrağı bulunduğunu ve silahlı olduklarını aktardı. Altı olayda ise maskeli saldırganların botların mekanik aksamını bozduğu ya da yakıtlarını boşaltıldığı belirtildi. Üç olayda göçmenleri ve sığınmacıları taşıyan botlar bağlanarak Türk karasularına doğru çekildi. Dört olayda ise mülteciler ve sığınmacılar dövüldü ya da çeşitli şiddet eylemlerine maruz kaldı. Bütün bu saldırılarda botlar tahrip edilerek mülteciler boğulmaya terk edildi.

    TÜRKİYE 66 BİN KİŞİYİ KURTARDI

    Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan elde edilen verilere göre, deniz üzerinden yapılan düzensiz göç olaylarında 2014 ve 2015 yılları arasında yaklaşık yüzde 400’lük artış oldu. Türk arama kurtarma sahasında kurtarılan göçmen sayısı 2014’te 574 olayda 14 bin 961 kişi iken, 1 Ocak-27 Ekim 2015 tarihleri arasında yapılan bin 887 operasyonla toplam 66 bin 239 düzensiz göçmen denizden sağ olarak kurtarıldı. Deniz üzerinden yapılan düzensiz göç olayları raporlarına göre, Avrupa ülkeleri, push-back operasyonları ile denizlerde insan hayatını tehlikeye sokarken, Türkiye Sahil Güvenlik Komutanlığı hayat kurtarmak için çabalıyor. Bugüne kadar Doğu Akdeniz’de yapılan operasyonlarda ölüm oranları yüzde 1.6 iken, Türkiye’nin gerçekleştirdiği operasyonlarda ölüm oranları yüzde 0.1 olarak gerçekleşti.

  • Ezidi Mültecilere ‘Mayın Riski Eğitimi Verildi

    Mayınsız Bir Türkiye Girişimi’nce, ülkelerindeki IŞİD saldırısından kaçarak, Türkiye’ye sığınan Ezidi mültecilerin çocuklarına, “Mayın riski” eğitimi verildi. Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, dünyada her yıl 4 bin insanın mayın yüzünden ya öldüğünü ya da sakat kaldığını belirterek, Türkiye’de her 3 günde 1 mayın mağdurunun karşılarına çıktığını vurguladı.

    Mayınsız Bir Türkiye Girişimi tarafından, ülkelerindeki IŞİD saldırısından kaçarak, Türkiye’ye sığınan ve Diyarbakır Yenişehir İlçe Belediyesi Piknik Alanı’na yerleştirilen Ezidi mültecilerin çocuklarına, “Mayın riski” eğitimi verildi. Eğitimlerde, çocuklar yaşlarına göre kategorilere ayrılarak, Türkçe, Kürtçe ve Arapça mayınların riski anlatıldı. Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, her yıl dünyada yaklaşık 4 bin insanın mayın yüzünden yaşamını yitirdiğini veya sakat kaldığını belirterek, Türkiye’deki araştırmalara göre, her 3 gün günde 1 mayın mağdurunun karşılarına çıktığını söyledi.

    “TÜRKİYE 3 MİLYON MAYINI İMHA ETTİ”

    Türkiye’nin kara mayınlarından en çok etkilenen ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Öğreten, “Türkiye uluslararası sözleşmeye taraf olan bir ülkedir. Sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekiyor. Bunlardan biri stoktaki mayınların imhasıydı. Türkiye bunu 2011 yılında gerçekleştirdi. 3 milyon mayın imha edildi. Bunun bizim gözümüzdeki anlamı 3 milyon canın kurtarılmasıdır. Ama halen topraklarda 1 milyon mayın mevcuttur. Türkiye, Suriye ve Irak sınırlarında 80 binin üzerinde kara mayını kurbanlarının kendisine gelmesini bekliyor” dedi.

    “MAYINLARIN TAMAMEN TEMİZLENMESİ GEREKİYORDU”

    Suriye’deki savaş ve Irak’taki gelişmelerden dolayı Türkiye’ye hızlı bir geçiş yaşandığına da dikkat çeken Öğreten, “İnsanlar ne yazık ki kara mayınlarına basarak, yaşamları ya kaybettiler ya da yaralandılar. Geçen yıl yapılan araştırmada 19 insan bu nedenle yaralandı. Bunların büyük bir kısmını ise çocuklar oluşturuyor. Türkiye’nin toprağa döşenen mayınları geçtiğimiz yıl 1 Mayıs’ta imha etmiş olmalıydı. Topraklar artık kara mayınlarından kurtarılmalıydı. Ne yazık ki Türkiye bunu gerçekleştiremedi. Üzerine de 8 yıl daha süre ekledi. Bu verilen 8 yıllık sürenin 1 yılı da geçti. Kara mayınları ile ilgili herhangi bir faaliyet Türkiye’de söz konusu değildir” diye konuştu.

    “MAYIN RİSKİ EĞİTİMİNİN İLK AYAĞI DİYARBAKIR’DA”

    Kocaeli Üniversitesi Çocuk Koruma Merkezi’nde görevli psikolog Nesligül Olgun ise, mayın riski eğitimi projesinin 3 aşamadan oluştuğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:

    “İlk aşamasında çocuklara barış içinde bir ortamda yaşamaları gerektiği şeklinde mesajlar vereceklerini anlattık. Eğitimin ikinci aşamasında mayının ve patlayıcıların neye benzediği nasıl olduğunu hatta bunların en çok nerelerde olabilecekleriyle ilgili bilgi aktaracağız. Üçüncü oturumda ise çocukların mayın ve patlayıcılardan nasıl korunacaklarını anlatacağız. Bunlara yönelik nasıl önlemler alacaklar? Bu çocukların yaş ve gelişim sevilerine göre planlandı. O yüzden bunları oyun oynayarak, ve resim çizerek yapıyoruz. Soru-cevap halinde bunları konuşuyoruz. Aralarında bunları duymayan ve bilmeyenlerde var. Bu konuya değindiğimizde pür dikkat sessizlik ile dinliyorlar. Konunun ciddiyetinin farkına varıyorlar. Bu kavramları dikkatle dinlediklerini gözlemliyoruz. Aralarında bu cisimleri bilenler ve tanıyanlar var. İlerleyen zamanlarda daha iyi anlayacağız. Çocuklar sürekli bir çatışma ortamında yaşadı, sonra göç ederek başka bir ortama geldi. Hayatta kalma savaşı vermek çocukların hayatında kalıcı izler bırakıyor. Süregelen travmaların kalıcı izlerinin olduğunu biliyoruz.”