Etiket: Mültecilere

  • Cerablus Zagrava çadır kampında Türkiye mültecilere kucak açtı

    Suriye muhabirimiz Beşir Layauş Cerablus Zagrava mülteci kamplarındaki mültecilerle görüştü.

    Rusya’nın aracılığıyla Suriye rejim güçleri tarafından muhasara altında tutulan Al Waer kasabasındaki muhalif silahlı güçler aileleri ile birlikte Halep’in Kuzey doğusunda Türkiye sınırı yakınlarındaki Cerablus’ta kurulan kamplara nakledilmişti.

    Kampta halen 7 yüz civarında aileden oluşan 4 bin 200 kişi bulunuyor. Bu sayının 5 bini bulması bekleniyor.

    Mültecilerden Müfreg Şehab isimli orta yaşlı bir mülteci iki hafta önce Al Waer’den geldiğini sabah 8 civarında kampa ulaştıklarını, ancak kampta asli ihtiyaçlarına karşılayacak hiçbir şeyin bulunmadığını, daha sonra Türk askerinin gelerek kısa zamanda çadırları kurduğunu, ihtiyaç duydukları malzemelerin kendilerine sağlandığını söyledi.

    Onbir yaşındaki, Zuha Rahim, memleketinden çıkmak istemediğini, ancak orada çok şey kaybettiğini, savaş uçaklarının yakın akrabalarını öldürdüğünü, bir yıl kadar okula gidemediğini söyledi. Memleketinin çok güzel olduğunu, orada arkadaşlarının bulunduğunu, ancak burada uçakların bulunmadığını ve kendisini bu kampta güvende hissettiğini söyledi.

    Muhabirimize konuşan yaşlı bir mülteci, asli ihtiyaçlarının karşılandığını ancak temiz su bulmakta zorlandıklarını banyo ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını, elektriğin ara sıra kesildiğini söyledi. Yağmur sularının çamura yol açmaması için yolların düzeltilmesini istedi.

    Orta yaşlı bir mülteci kadın ise, “45 yıl rahat bir hayat yaşadıktan sonra şimdi çadırlara düştük. Al Waer’de dört arabamız, iki dükkanımız vardı. Esed’in zulmü ve savaş uçakları sebebiyle buralara düştük” dedi.

  • TİKA’dan Kamerun’da bulunan Nijeryalı mültecilere ekipman desteği

    Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Kamerun’daki Nijeryalı mültecilere ekipman desteğinde bulundu. Orta Afrika Bölgesi’nde yıllardır etkin olan Boko Haram şiddeti nedeniyle ülkelerinden kaçan Nijeryalıların sığındığı, Kamerun’un Kuzey Uç Eyaletinde bulunan Minawao mülteci kampına ekipman desteği verildi.

    TİKA tarafından temin edilen (110 KVA) gücünde bir adet jeneratör ve bin 100 adet güneş panelli lamba Nijerya sınırında bulunan Minawao kampındaki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) yetkililerine Mayo-Tsanaga Valisi Roksbo Raymond, T.C. Yaounde Büyükelçisi Murat Ülkü, UNHCR Maroua Temsilcisi Charles Gatoto ile TİKA ve bölge yetkililerinin hazır bulunduğu törenle teslim edildi.

    1100 aile, gece aydınlatmasına ve elektronik cihazlarını şarj etme imkânına kavuştu

    Törende konuşan Vali Roksbo Raymond, Türkiye’nin Kamerun’da bulunan mültecilere yönelik yıllardır yardım faaliyetleri yürüttüğünü vurgularken, Kamerun’daki mülteci sorunu konusunda Türkiye’nin tüm dünyada sözcülük yaptığının altını çizdi.

    Büyükelçi Murat Ülkü ise Türkiye’nin halihazırda 3 milyonu aşkın mülteciye ev sahipliği yapmasına rağmen, dünyanın ihtiyaç duyulan diğer köşelerine de desteğini sürdürdüğünü belirtti.

    Tören sonrasında kamp çalışanları ve mülteci temsilcileri ile bir araya gelen yetkililer, kampın durumu ve mültecilerin sorunları hakkında bilgi aldı. Temin edilen jeneratör ile kampta bulunan sağlık merkezine elektrik sağlanırken, güneş panelli lambalar ile 62 bin 500 mültecinin yaşadığı ve elektrik bağlantısı bulunmayan kampta yaşayan bin 100 aile, gece aydınlatmasına ve elektronik cihazlarını şarj etme imkânına kavuştu. Kamerun, Boko Haram örgütü ve şiddet olaylarından kaçan 85 bin Nijeryalı ile 260 bin Orta Afrikalı mülteciye ev sahipliği yapıyor. Mültecilere yönelik açık kapı politikası uygulayan ülkede mültecilerin ihtiyaçlarının karşılanmasında, finansman eksiklikleri nedeniyle, güçlük çekiliyor.

  • Suriyeli mültecilere 40 milyon Euro’luk yatırım

    Göç İdaresi Genel Müdürü Atilla Toros, “Bugün itibariyle Suriyeli mültecilerin sayısının 2 milyon 110 bin 281’dir. Türkiye ev sahipliği yapan birinci sırada ülkedir. Uluslararası korunmaya ihtiyaç duyan insanlara ev sahipliği yapmaktan dolayı gurur duyuyoruz. Bu alanda bütün ülkelerin dayanışma içerisinde olması da çok önemlidir” dedi.

    Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) ve Avrupa Birliği (AB) ortaklığında “Suriye Mülteci Krizinin Etkilerini Hafifletmek İçin Türkiye’deki Ulusal Kurumların Desteklenmesi Projesi”nin lansmanı Wyndham Otelde gerçekleştirildi. Programa UNHCR Türkiye Temsilcisi Pascale Moreau, AB Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Christian Berger ve Göç İdaresi Genel Müdürü Atilla Toros katıldı. 40 milyon Euro bütçeye sahip “Suriye Mülteci Krizinin Etkilerini Hafifletmek İçin Türkiye’deki Ulusal Kurumların Desteklenmesi Projesi” ile 3 yıl boyunca Suriyeli mültecilerin ihtiyaçlarına cevap vermeye yönelik çalışmalarda Türkiye’ye destek sağlanması hedefleniyor.

    Proje kapsamında verilen bilgiye göre, dünyadaki en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olan Türkiye, uluslararası insani krizde en büyük sorumluluğu üstlenmeye devam ediyor. AB’nin sağladığı kıymetli mali destek aracılığıyla UNHCR ve Türk hükümeti arasındaki bu ortalık ile, 6 bin Suriyeliye mesleki eğitim verilmesi, 2 bin 500 Suriyeliye yükseköğretim bursu verilmesi, 6 bin Suriyeliye Türkçe kursu verilmesi, 10 kadın sığınma evinin desteklenmesi, 9 bin çocuğa ulaşmak ve toplum merkezleri aracılığıyla 60 bin Suriyeliye ulaşmak hedefleniyor.

    “Türkiye mültecilere ev sahipliği yapan birinci sırada ülkedir”

    Projenin hazırlıklarına 2014 yılında başlandığını belirten Göç İdaresi Genel Müdürü Toros, “Bu proje bizim açımızdan çok önemli. Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin desteklenmesin konusunda kamu kurum ve kuruluşlarımızla, BM ve AB ile birlikte dayanışma ve iş birliği içerisinde hazırladığımız bir projeyi burada hayata geçiriyoruz. Suriyelilerin bundan faydalanmasını ve onlara yardımcı olabilmeyi temenni ediyorum. 2011 yılında başlayan Suriye krizi ev sahipliği yapan tüm ülkeler açısından önemli etkiler oluşturmuştur. Bugün itibariyle Suriyeli kardeşlerimizin sayısı 2 milyon 110 bin 281’dir. Türkiye ev sahipliği yapan birinci sırada ülkedir. Uluslararası korunmaya ihtiyaç duyan insanlara ev sahipliği yapmaktan dolayı gurur duyuyoruz. Bu alanda bütün ülkelerin dayanışma içerisinde olması da çok önemlidir” şeklinde konuştu.

    UNHCR Temsilcisi Moreau ise, “Bugün burada lansmanını yaptığımız proje, AB, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve UNHCR arasındaki güçlü işbirliğine ve mültecilere koruma ve yardım sağlama konusunda Türkiye’ye olan müşterek taahhüdümüze çok güzel bir örnek teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.

    AB Türkiye Delegasyon Başkanı Büyükelçi Berger de, projenin AB’nin Türkiye ile işbirliği ve dayanışmasının güzel bir örneği olduğunu ifade etti. Ayrıca AB’nin devamlı değişen bir ortamda süregelen ihtiyaçlara cevap verilmesi için çeşitli fon araçlarını seferber etme bağlamındaki taahhüdünü gösterdiğini söyledi.

    Proje ile Türkiye’deki kurumların kapasitelerinin arttırılmasına, hem mülteci hem de ev sahibi toplulukların ekonomik ve sosyal direnç yönünden güçlendirilmesine katkıda bulunularak, yerel bazda bütünleşme sağlanması hedefleniyor. Ayrıca projenin hem Suriyeli mülteciler hem de ev sahibi toplulukların karşı karşıya kaldığı zorluklara kolaylık sağlaması da bekleniyor.

  • Suriyeli mültecilere yüksekokul müjdesi

    Yaşar Üniversitesinde düzenlenen “Yükseköğrenim ve Mülteciler” panelinde konuşan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, Suriyeli mülteci öğrencilere yüksekokul müjdesi verdi. Prof. Dr. Şişman, “Meslek yüksekokullarında atıl kalan kontenjanlar mevcut. Bunları Suriyeli mülteciler için değerlendirme yoluna gireceğiz” dedi.

    Yaşar Üniversitesinin ev sahipliğinde kurulan Birleşmiş Milletler Eğitim Kültür ve Bilim Örgütü (UNESCO) Göç Kürsüsünün ilk paneli düzenlendi. “Yükseköğrenim ve Mülteciler” konulu panelde Türkiye’nin mültecilere yönelik eğitim politikaları ele alındı. YÖK Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, “Mültecilerin bir kısmının burada kalıcı olduğunu düşünerek çalışmalar başlattık. Meslek yüksekokullarında atıl kalan kontenjanlar mevcut. Bunları Suriyeli mülteciler için değerlendirme yoluna gireceğiz. Ayrıca yabancılara Türkçe öğretimi konusu da gündemde. Milli Eğitim Bakanlığı 4 bin civarında öğretmen istihdam etmeyi planladı. Bunlara öncelikle formasyon eğitimi verilmeli. Konuyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyerek, Suriyeli öğrencilerin sayısının 500 bini geçeceğini belirtti.

    “Mültecilerin eğitimlerini erteleyemeyiz”

    Uluslararası göç konusu üzerine araştırma, eğitim ve yayın odaklı bir sistem oluşturmak, ulusal ve uluslararası kurumlar arasındaki işbirliğini geliştirmek amacıyla Türkiye’de ilk ve tek olarak kurulan UNESCO Kürsüsünün koordinatörlüğünü yürüten Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Ayselin Yıldız da, “Bölgenin en temel sorunlarından biri göç. Bu sorun yalnızca siyasetçilerin ele alabileceği bir konu değil. İşin güvenlik, sivil otorite, eğitim boyutları var. Hayatının geri kalanını Türkiye’de yaşamak isteyen binlerce mülteci mevcut. Bu nedenle bu insanların temel eğitimini de yükseköğrenimini de erteleyemeyiz. Üniversiteler olarak bu konuda sorumlu davranmalıyız” diye konuştu.

    “Sayıları 550 bini aşacak”

    İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Ayşegül Komsuoğlu ise Suriyeli mültecilerin eğitimlerinde gelinen son noktaya değindi. Milli Eğitim Bakanlığının rakamlarına göre 2014-2015 eğitim öğretim yılında 230 bin olan Suriyeli öğrenci sayısının 2017-2018’de 550 bine kadar yükseleceğini belirten Komsuoğlu, okullaşma oranının ise yüzde 30’dan yüzde 65’e çıkacağını söyledi. Suriyeli öğrencilerin devlet okullarının yanı sıra 21 ilde bulunan 389 Geçici Eğitim Merkezleri’nde (GEM) eğitim aldığını ifade eden Komsuoğlu, şöyle konuştu:

    “Geçici Eğitim Merkezleri Suriyeliler tarafından kurulan, Arapça müfredat takip eden, belediyeler, uluslararası kuruluşlar gibi kamu veya özel kaynaklarla fonlanan ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından akredite edilen alternatif okullar olarak tanımlanıyor. Ancak GEM’lerde eğitimin kalitesi ve içeriği ile ilgili çeşitli sorunlar mevcut. Sınırlı akreditasyon olanağı, denetlemenin zor olması, yetersiz Türkçe dersleri gibi sorunlar bunlardan birkaçı. İzole edilmiş ve yetersiz öğrenme ortamı, birlikte yaşama kültürü oluşturmayı engelleyerek ayrımcılığı besliyor ve bu şekilde Suriyeli çocuklar yaşıtları olan diğer çocuklarla hiçbir iletişime girmeden eğitim alıyorlar.”

    “Genç nüfus yüksek”

    Türkiye’de kayıt altına alınan 2 milyon 880 bin Suriyelinin bulunduğunu belirten Komsuoğlu, “Ülkemizde 0-4 yaş arası 332 bin 678, 5-18 yaş arası 973 bin 528, 19-24 yaş arası 424 bin 416 Suriyeli mülteci mevcut. Bu genç nüfus için kısa vadeli acil, insani ve yardım odaklı politikaların uzun vadeli, sürdürülebilir, kapsamlı politikalara evrilmesi gerekir. Müfredat ve okulların Suriyeliler açısında işlevsel hale getirilmesi de şart” şeklinde konuştu.

    Panel sonrası “Avrupa’da Mülteciler” konulu uluslararası öğrenci poster sergisi Yaşar Üniversitesi Kampüs alanında ziyaretçilere sunuldu.

  • Almanya, mültecilere 22 milyar Euro harcadı

    Avrupa ülkeleri arasında en çok mülteci kabul eden Almanya, mültecilere 2016 yılında yapılan harcamaların 22 milyar Euro’yu bulduğu açıklandı. Federal Maliye Bakanlığı yıllık mülteci raporunda yapılan harcamanın, ağırlama, konaklama, günlük insani ihtiyaçları karşılama ve uyum konusunda olduğu açıklandı.

    Öte yandan insani krizlerin yaşandığı bölgelere 1 milyar 400 milyon Euro bağış yapıldığı, mültecilerin uyumu için 1 milyar 400 milyon kullandığı kaydedildi. Federal hükümetin eyaletlere ve mültecileri kabul eden şehirlere 9 milyar 300 milyon Euro nakit yardımda bulunduğuna vurgu yapıldı. 2015 yılında 890 bin, 2016 yılında ise 280 bin mültecinin kayıt altına alındığı, son verilere göre ülkedeki toplam mülteci sayısının tahmini olarak 1.5 milyon olduğu belirtildi.

    Bakanlığın 2017 yılı için de mültecilere 21 milyar 300 milyonluk bir bütçe ayırdığı bildirildi.