Etiket: Mülkiyet

  • KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden Maraş’taki mal ve mülkler mülkiyet sahiplerine iade edilebilecek”

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: “Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden Maraş’taki mal ve mülkler mülkiyet sahiplerine iade edilebilecek”

    KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 46 yıl sonra açılan kapalı Maraş’ı ziyaret etti. Tatar, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, “Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden Maraş’taki mal ve mülkler mülkiyet sahiplerine iade edilebilecek” dedi.

    KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) 46 yıl sonra açılan kapalı Maraş’ı ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Tatar ile Cumhurbaşkanı Erdoğan Maraş’ta yaptığı temas ve incelemelerin ardından basına açıklamalarda bulundu. Tatar, KKTC’nin 37. kuruluş yıldönümünde Kıbrıslı Türklerin Cumhuriyet Bayramı’nı kutladığını belirterek, “Kıbrıs Türk halkı kendi cumhuriyetini kurmuş, kendi devletiyle Doğu Akdeniz’de bu güzelim adada Kıbrıs Türk halkı güvenlik, barış ve huzur içinde yaşamına devam etmektedir” dedi.

    Yıllardır devam eden uluslararası görüşmelerde Güney Kıbrıs’la bir anlaşmaya varılamadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının hala izolasyonlar ve kısıtlamalar altında tüm engellemelere rağmen Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli destekleri ile bir yaşam standardı sağlayabilmek için çalıştığını kaydetti.

    Maraş ziyareti ardından Erdoğan ile birlikte Pandemi Hastanesi açılışına gideceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direktifleri ile acil durum hastanesinin pandemiden dolayı 2 ay gibi bir sürede tamamlandığını ve Kıbrıs Türk halkının sağlık hizmetlerine bir önemli alt yapı yatırımı olarak şu anda hizmete gireceğini ifade etti.

    KKTC’yi geliştirme çabaları içinde 46 yıldır kapalı olan Maraş için çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, bu süre içinde Maraş’ın bir bölümünün zaten açık olduğunu, ancak açık olmayan kapalı bölgenin 46 yıldır muhafaza edilen güzelliğinin artık açılmaya hazır vaziyette olduğunu açıkladı. Tatar, “Bizlerin girişimleri ile Maraş’ın açılması ve eski sakinlerinin, mal, mülk sahiplerinin de buraya Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden gelebilmeleri, mal ve mülklerine kavuşabilmeleri artık insan haklarının bir gereğidir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    İçteki tartışmalar sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tük hükümetinin bu konudaki desteğini aldıktan sonra Maraş adımını atıklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu adımı insanlık için attık, bu adımı bu güzelim bölgenin geliştirilebilmesi, kalkındırılması, insanlara kazandırılabilmesi için attık, gerçekten çok mutluyuz” dedi.

    Maraş’taki mal ve mülk sahiplerine de çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden Maraş’taki mal ve mülklerin mülkiyet sahiplerine iade edilebileceğini, burasının insanlığa açılmış olacağını vurguladı.

  • “Türkiye geneli yabancı mülkiyet sayısı 300 bini geçti”

    Yabancılara yapılan konut satışı 2019 yılının ilk çeyreğinde arttı. Nisan’da satışlar sonrası toplam yabancı mülkiyet sayısı 301 bin 148 oldu.

    Yabancılara yapılan konut satışı 2019 yılının ilk çeyreğinde 9 bin 618 ile geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 81 artış gösterdi. Nisan ayındaki satışlar sonrasında ise Türkiye genelinde toplam yabancı mülkiyet sayısı 301 bin 148 oldu.

    “Yabancı mülkiyet sayısı artıyor”

    Yabancı gerçek kişilerin taşınmazlarının 14 bine yakın parsel ile en çok İstanbul’da yayıldığını belirten Altın Emlak Genel Müdürü Hakan Özelmacıklı, “Diğer illerden örneğin Antalya’da 11 bin 307 parselde, Bursa 7 bin 18, Muğla’da 6 bin 386, İzmir’de 3 bin 944, Aydın’da 3 bin 901, Yalova’da 3 bin 607, Ankara’da 4 bin 424, Mersin’de 2 bin 32, Sakarya’da bin 952, Samsun bin 629, Kocaeli’de bin 198 ve Trabzon’da 949 parselde yabancılar hissedar” dedi.

    “Yabancılara satışta avantajlar arttı”

    2012’de kaldırılan mütekabiliyet şartı sonrasında her geçen gün satışların arttığını dile getiren Özelmacıklı, “250 bin dolarlık gayrimenkul alımında Türk vatandaşlığı hakkı tanınması, satış vaadi sözleşmelerinin de bu kapsama dahil edilmesi, konut ve işyeri satışında KDV istisnaları hatta askeri yasak ve güvenlik alanların belirlenmesi sonrası tapu işlemlerinin hızlanması yabancılara satışı artırdı” şeklinde konuştu.

  • Oksijen’e “Fikri Sınai ve Mülkiyet Hakları” ödülü

    Vodafone Türkiye’nin global inovasyon şirketi Oksijen, Türkiye’nin öncü teknoparklarından İTÜ ARI Teknokent tarafından düzenlenen BEETECH 2018 Teknoloji Ödülleri’nde “büyük ölçekli firma” kategorisinde “Fikri Sınai ve Mülkiyet Hakları” dalında ödüle layık görüldü. İletişim sektörüne öncülük eden çalışmalara imza atan Oksijen, geçen yıl Türk Patent ve Marka Kurumuna yaptığı toplam 60 başvuruyla 2017’nin en çok başvuru yapan şirketi olmuştu.

    Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik etmeyi hedefleyen Vodafone Türkiye’nin global inovasyon şirketi Oksijen, 16 Aralık’ta Türkiye’nin öncü teknoparklarından İTÜ ARI Teknokent tarafından düzenlenen BEETECH 2018 Teknoloji Ödülleri’nde “Fikri Sınai ve Mülkiyet Hakları” dalında ödüle layık görüldü. 270’den fazla AR-GE firması arasında “büyük ölçekli firma” kategorisinde “en çok patent başvurusu yapan şirket” oldu.

    Vodafone Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi olan Oksijen, bir yandan mobil ve sabit iletişim sektörünün ufkunu genişleten çalışmalara imza atarken, bir yandan da uluslararası inovasyon standartlarının belirlenmesine katkıda bulunuyor. Ağırlıklı olarak lokasyon bazlı servisler, kurumsal ve bireysel teknolojik çözümler, akıllı iletişim çözümleri, dijital pazarlama çözümleri ve IT altyapı çözümleri gibi alanlarda faaliyet gösteren ve bu kapsamda iç ve dış mekan konumlandırma teknolojilerinden makinelerarası iletişime, mobil ticaretten makine öğrenmesine kadar geniş bir yelpazede teknoloji çözümleri geliştiren Oksijen, geçen yıl Türk Patent ve Marka Kurumuna toplamda 60 başvuru yaptı.

    “3 yıldır üst üste ‘en fazla patent başvurusu yapan şirket’ seçiliyoruz”

    Törende şirket adına ödülü alan Oksijen ve Dijital Teknolojiler Direktörü Devrim Yıldırım, “Oksijen olarak 2017 yılında geliştirdiğimiz ürün ve çözümler kapsamında 60 buluş için patent başvurularımızı gerçekleştirdik. BEETECH 2018’de aldığımız bu ödülle üç yıldır üst üste Fikri Sınai ve Mülkiyet Hakları dalında en fazla başvuru yapan şirket seçilmiş olduk. Bu ödül geliştirdiğimiz buluş ve çözümlerin çok önemli bir mükafatı niteliğinde. Öncelikle Vodafone Türkiye olmak üzere Vodafone Grubu’nun ortaklıkları ve iştirakleriyle birlikte toplamda 531,9 milyon abonesi için teknoloji üreten ve ihraç eden bir şirket olarak yenilikçi çözümler üretmeye önümüzdeki süreçte de aralıksız devam edeceğiz. Türkiye’nin bir teknoloji üretim merkezi olması yolunda çalışmayı kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.

  • Konyalı KOBİ’lere sınai mülkiyet desteği

    Konya Sanayi Odası (KSO) ile Türk Patent ve Marka Kurumu arasında Konya Hezarfen Teknoloji ve Tasarım İşbirliği protokolü imzalandı. Protokol kapsamında 30 Konyalı sanayi işletmesine marka, patent, faydalı model gibi sınai mülkiyet hakları konusunda bire bir danışmanlık verilecek.

    KSO’da düzenlenen protokol imza töreninde konuşan KSO Başkanı Memiş Kütükcü, Hezarfen Teknoloji ve Tasarım İşbirliği protokolüyle Konyalı 30 firmanın sınai mülkiyet potansiyelinin tespit edilerek, bu firmalara danışmanlık hizmeti verileceğini söyledi. Dünyada artık fiyata dayalı rekabet döneminin kapandığına, ürününü farklılaştıran, geliştiren, içine daha fazla bilgi katan ve tüm bunları tescilleyen işletmelerin küresel rekabette öne çıktığına işaret eden Kütükcü, imzalanan projenin de işletmelerin hem bugününe hem de geleceğine yatırım yapmalarında, doğru stratejiyi belirlemelerinde çok anlamlı olduğunu aktardı.

    Konya sıralamada iyi bir yerde

    Marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım gibi sınai mülkiyet haklarının, üreticinin bir nevi tapusu olduğuna da vurgu yapan Kütükcü, “Sınai mülkiyet hakları aslında o ürünün tapusu gibi. Ürettiğiniz ürünün sınai mülkiyet haklarını almamışsanız aslında o ürünün tam olarak sahibi de olamıyorsunuz. Yani ürünün üzerinde hak iddia edebilmek, o ürünü küresel piyasalarda daha rekabetçi kılabilmek için sınai mülkiyet hakları ile ilgili tüm gerekleri de yerine getirmek zorundayız. Konya, bu konuda önemli bir aşama kaydetmiş durumda. Bu yılın Ocak-Eylül dönemine baktığımızda Konya’nın faydalı model tescilinde Türkiye’de 5., marka, patent ve endüstriyel tasarım tescillerinde ise 7. sırada olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.

    Konyalı KOBİ’ler daha rekabetçi olacak

    KSO olarak, sınai mülkiyet haklarını geçmişten bu yana önemsediklerini, konuyu yakından takip ettiklerini belirten Kütükcü, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “2004 yılının Eylül ayından bu yana, 14 yıldır Odamızda Türk Patent ve Marka Kurumumuzun Bilgi ve Doküman Birimi hizmet veriyor. Sanayicimiz, fikri ve sınai mülkiyet hakları ile ilgili bir bilgiye veya danışmanlığa ihtiyaç duyduğunda Odamızdan hizmet alabiliyor. Bugün imzalayacağımız protokolle de, Türk Patent ve Marka Kurumumuzla birlikte, deyim yerindeyse daha noktasal bir atış yapılacak ve 30 KOBİ’mize bu konuda danışmanlık verilecek. Ben bu çalışmaların Konya’mızı, Konyalı işletmelerimizi daha rekabetçi hale getireceğine inanıyorum.”

    Proje, Konya’nın sınai mülkiyet potansiyelini artıracak

    Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan da proje kapsamında iş birliği yapılacak olan imalat sektöründeki 30 şirketin fikri mülkiyeti kullanarak inovasyon kapasitelerini geliştirilmelerini amaçladıklarını söyledi. Konya’nın sınai mülkiyet alanında öncü bir il olduğunu ifade eden Asan, “Konya faydalı modelde 5. marka ve patent tescilinde 7. sırada bulunuyor. Ama ben Konya’nın potansiyelinin daha fazla olduğuna inanıyorum. İnşallah bu proje ile Konya, marka ve patent sıralamasında daha yukarılara çıkacak” diye konuştu.

    Ekonomik zorlukların aşılmasında da sınai mülkiyetin bir kaldıraç olduğuna, bunu bir rekabet avantajı olarak kullanmanın önemli olduğuna vurgu yapan Asan, “Sınai mülkiyete önem veren işletmelerin ekonomik olumsuzluklardan daha az etkilendiğini görüyoruz. Bu iş birliği ile beraber Konyamız için önümüzdeki günlerde önemli sonuçları alacağımızı düşünüyoruz” dedi.

    Konuşmaların ardından protokol imzalandı.

  • 26 Nisan Fikri Mülkiyet Günü panelle kutlandı

    Adres Patent, 26 Nisan Fikri Mülkiyet Günü’nü TÜBİTAK MARTEK ortaklığında gerçekleştirdiği “Patentlerin Ticarileştirilmesi ve Gelire Dönüştürülmesi Paneli” ile kutladı.

    Adres Patent, 26 Nisan Fikri Mülkiyet Günü “Patent Haftası”nı TÜBİTAK MARTEK iş birliğinde “Patentlerin Ticarileştirilmesi ve Gelire Dönüştürülmesi Paneli”nde kutladı. Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nin destekleri ile Gebze Belediyesi, Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi ve Ali Yüksel & Hilmi Özalp Hukuk Bürosu’nun sponsorluğunda yapılan panel, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan TUBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gebze Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Adres Patent Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ali Yüksel’in moderatörlüğünü yaptığı panelde, TÜBİTAK Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mehmet Cavlı, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol İnce, Boğaziçi Üniversitesi’nden Barkın Arak, Avrupa Patent ve Marka Vekili Avukat Ali Çavuşoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Adres Patent ve TUBİTAK MARTEK’in ev sahipliğinde gerçekleşen panele Adres Patent LTD. ŞTİ. Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ali Yüksel’in yanı sıra, Adres Patent LTD. ŞTİ. Genel Müdürü Cumhur Akbulut, çok sayıda akademisyen, sanayici ve öğrenci katıldı.

    “Bugünü ’Patent Haftası’ olarak kutluyoruz”

    Panel öncesinde konuşan Adres Patent LTD. ŞTİ. Genel Müdürü Cumhur Akbulut, 26 Nisan Fikri Mülkiyet Günü’nde patentlerin ticarileştirilmesi ve gelire dönüştürülmesi konusunun konuşulması için bir araya geldiklerini söyleyerek, “Bugün, 26 Nisan Fikri Mülkiyet Günü. Bugün Tükiye’de 2000 yılından beri kutlanıyor. Biz Adres Patent ve Türkiye Patent iş birliği ile bugünü ’Patent Haftası’ olarak kutluyoruz. Dünyanın birçok yerinde ve ülkemizde düzenlenen birçok etkinlik ile kutlanıyor. Bugün TÜBİTAK’dayız. Akademisyenimiz, sanayicimiz ve buluşçumuz ile bir aradayız. ’Patentlerin Ticarileştirilmesi’ başlıklı panelimiz ile bugün birlikte olacağız. 26 Nisan, dünyada birçok etkinliklerle kutlanıyor. Biz de bugün burada panelimizle kutlamaya dahil olmak ve adımızı daha geniş kitlelere duyurmak istiyoruz. Bildiğiniz gibi üniversiteler bilgi üretir, sanayi de üretim yapar. Son zamanlarda üniversite ve sanayi iş birliğinden çokça söz edilirken ortaya çıkan sonuç katma değerlidir. Bu da ülke ekonomisine katkı sağlayacak, geleceğine, refahına katkı sağlayacak bir konudur. Bu nedenle sanayi-üniversite iş birliğinde söz konusu ülke refahı ve ülke geleceği söz konusu olduğunda biz konuyla ilgili görevlendirmeyi onlara bırakmıyoruz” dedi.

    “Patent ve inovasyon serüveni biz de erken başlamış”

    Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından panel, moderatör Adres Patent Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Ali Yüksel’in açılış konuşması ile devam etti. Yüksel, yaptığı konuşmada Türkiye’deki patent üretimi hakkında bilgi vererek, “Gerçekten biz de Türkiye olarak patent ve inovasyon serüveni bizde erken başlamış. Bugün hocalarımız bunları anlatacak” diye konuştu.

    “Üniversite ve sanayi çevrelerimiz konuyu ilk başlarda çok ticari olarak görmeye başlıyor”

    Avukat Ali Yüksel’in açılış konuşmasının ardından söz alan Dr. Mehmet Çavlı ise, “Sermaye sahipleri, üniversiteler ve bu buluşu yapan kişiyi bir araya getirecek sistemi kurmada yarar vardır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu konuda gerekli teşvikleri yıllardır yapıyor. Fakat bizim üniversite ve sanayi çevrelerimiz konuyu ilk başlarda çok ticari olarak görmeye başlıyor, ticari algılar ile yanaşmaya başlıyor. Burada risk alarak ya da gerekli adımları atarak buraya girmesinde yarar var. Ama maalesef burada cesaret göremiyoruz. Devletin verdiği teşvikleri çok iyi istifade ederek alabilmek kadar kişilerin kendi güçlerine de bağlıdır. Birçok proje var, Avrupa projeleri, ARGE projeleri var. O projelere bakıyorum, o projeyi yapan herkes ücretini alıyor, fakat projeler işe yaramıyor. Patent almada önce insanın karşılığını vermesi gerekiyor ki ticaret de ona onun karşılığını verebilsin” şeklinde konuştu.

    “3 bin ARGE merkezi kurulması hedefleniyor”

    Çavlı’nın ardından konuşan Prof. Dr. Erol İnce, Türkiye’de alınan patent sayıları ve üretimler konusundaki veriler hakkında bilgiler aktararak, “2017 yılının sonunda bin ARGE merkezi, 2018’in sonunda da bin, 2019’da da bin olmak üzere toplamda 3 bin ARGE merkezi kurulması hedefleniyor. Şu an sayı bin 34 mertebesinde. Bu sayı iyi bir değer. Dolayısıyla alınan projelerden üretilen bilginin hem kuruma hem ülke ekonomisine fayda sağlama hem de uluslararası alanda ihracatta ciddi olarak artış sağlayacağı ve bu çerçevede ARGE merkezinin ne kadar katkı sağlayacağı, bulunduğu mertebeden bir kat daha yukarı çıkmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tabii burada ihracat rakamlarımız ve mili gelir rakamlarımız oldukça önemli. Bu yılki 160 milyar dolar civarındaki rakam, 2023 yılında 500 milyar dolar seviyesine yükselmesi için düşük bir rakam ama bu hedefi 300 milyar dolar hedefine çektiler. Burada bizim hem patentlerde hem de teknoloji transfer ofislerinde ve ARGE kapsamında sanayinin üretmiş olduğu ürünlerde nitelikli ürün noktasında çalışmalar yapma sürecine doğru gidiyor” ifadelerini kullandı.

    “İtiraz sayısı patentin değerinin çok attığı anlamına gelir”

    Panelde son olarak konuşan Avukat Ali Çavuşoğlu da, “Paten üretiminde patent paketinin içerisinde nelerin var olduğu bilgilerini toplamamız gerekiyor. Öncelikle patenti okumamız gerekiyor. Bu patent ne için üretilmiş ve Dünyada ve ülkemizde hangi sorunlara çözüm bulacak, Pazar miktarı ne kadar sorularını araştırılması gerekiyor. Patentle alakalı lisans var mı, lisans verilmiş mi, herhangi bir tazminat davası var mı, patente karşı herhangi bir itiraz var mı gibi sorular da çok önemli. Patente karşı çok itiraz var ise itiraz sayısı patentin değerinin çok attığı anlamına gelir. Çünkü ne kadar çok firmanın o patente itiraz yapmış ise patentin değeri o kadar artar. O patentin hangi değerde yapıldığı konusunda da en çok hangi trendde patent alınmış ise o patentin değeri diğerlerine göre daha çok yüksektir. Daha önce yapılan ARGE maliyetlerinin ne kadar olduğu ve bütün harcamaların tek tek yazılması lazım ve patent üretimi yapılırken bunların değerlendirilmesi lazım” diye konuştu.

    Başarı hikayeleri anlatıldı

    Katılımcıların sorularının cevaplanmasının ardından sona eren panelin ardından yaptıkları çalışmalar ile isimlerinden söz ettiren ABD’de bulunan Türk Ticaret Merkezi’nin kurucu yöneticisi Eray Ütücü, Ziraat Katılım ortaklığındaki FZK Mühendislik A.Ş.’nin Genel Müdürü Eyüp Andaş, Yard. Doç. Dr. Oytun Erbaş ve Anadolu Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi yetkilisi Özlem Tigin’in “Başarı Hikayeleri” konulu sunumları ile devam etti. Daha sonra, “Başarı Hikayeleri” sunumlarının ardından çeşitli üniversiteler bünyesinde yaptıkları araştırmalar sonucunda elde ettikleri buluşlar ile “Girişimcilik Belgesi” almaya hak kazanan katılımcılara ödülleri, protokol üyeleri tarafından takdim edildi.

    Program, katılımcılara plaket verilmesinin ardından hatıra fotoğrafı çekilmesi ile son buldu.