Etiket: Mühür

  • ’Mahsusa Yüz Yıllık Mühür’ filminin Türkiye’deki ilk çekimleri gerçekleştirildi

    Beyazperdeye hazırlanan ve Kasım 2019’da vizyona girecek olan Osmanlı İmparatorluğunun gizli servisi olan Teşkîlât-ı Mahsûsa’nın konu edildiği ’Mahsusa, Yüz Yıllık Mühür’ filminin oyuncuları poligonda atış dersi aldıktan sonra Türkiye çekimlerinin ilk bölümünü gerçekleştirdi.

    Kasım 2019’da vizyona girmesi planlanan ’Mahsusa Yüz Yıllık Mühür’ filminin Türkiye’deki ilk çekimleri yapıldı. Çekimler öncesi oyuncular gerçek silahlarla poligonda atış talimleri yaparken dövüş teknikleri hakkında da eğitimden geçti. Aksiyon dolu sahneleriyle şimdiden dikkatleri çeken filmde sadece görsel efektler için 82 kişilik bir ekip çalışıyor.

    “Yüksek bütçeli bir film”

    Filmin Yapımcılığını, senaryosunu ve yönetmenliğini üstlenen Mehmet Çetin film hakkında bilgi vererek şöyle konuştu:

    “Biz bu projeye bir sene önce başladık o sıralar başka bir proje devreye girmişti. Fazla önem veremedik. Şu anda bütün enerjimizi bu projeye vermiş bulunuyoruz. Bütçesi yüksek bir film. Semra hanım ve birçok arkadaşımızı özenle seçtik özellikle yaşayarak geldiler. Özellikle Semra’ya sahneyi anlattığım zaman evde sopayı çektik kılıç gibi kullandık, harikaydı. Oyuncuların canlandıracakları karakterleri yaşadıklarını gördüm. Projeye şu anda çok güçlü bir şekilde hazırlıyoruz. Silah eğitimlerinde kılıç eğitimlerine kadar yapıyoruz. Projemizin görsel efektlerinin güçlü olması sebebiyle projemiz yüksel bütçeler ayırmak durumunda kaldık. Bunun için de yaklaşık 82 kişilik ekip görsel efektler için çalışıyor. Ekiplerimiz başlıca Türkiye, Almanya, Bulgaristan ve Kanada’dan oluşuyor. Ortaya çok güzel bir film çıkacağına eminim.”

    Silah eğitmeni Faruk Durbarış ise oyunculara verdiği eğitim hakkında, “Bugün temel düzeyde silah tutuş, atış ve yürüyüş teknikleri ile ilgili çalışma gerçekleştirdik. Oyuncu arkadaşlarımızla da poligonda denemeleri yaptık. Şu an bu tekniklerde iyiler ama daha iyi olmaları için çalışmalara devam edeceğiz” bilgilerini verdi.

    Filmin başrol oyuncusu Başkomiser Ömer karakterini canlandıran Oğuz Yağcı ise, “Mahsusa filminde Ömer karakterini canlandıracağım. Bugün onun için eğitime geldik. Poligonda ders alıp atış eğitimi yaptık. Silahlarla ilgili bilgi aldık. Şu an çok keyifli anlar yaşadık” şeklinde konuştu.

    Filmin önemli karakterlerinden Binbaşı Ahmet’i canlandıran Bahadır Yenişehirlioğlu ise, “Bir Türk vatandaşı aslında silah kullanmayı bilmeli. Silahlara karşıyız, toplum güvenliği açısından ulu ortada kullanılmasına tabi ki karşıyız ama yaptığımız iş gereği hele hele Teşkîlât-ı Mahsûsa söz konusu ise o zaman silah kullanmayı biliyor olmak lazım. Bunun da en güzel yolu poligonda gelip dersini almaktan geçiyor. Silah önemli, insanın hayatını savunması veya varlığını devam ettirmesi açısından ama şunu söylüyoruz silahlar olmadan bir dünya çok daha güzel” diye konuştu.

    Daha sonra sete geçen ekip aksiyon dolu sahneleri canlandırmak için ter döktü. Filmde, Oğuz Yağcı Başkomiser Ömer’i, Bahadır Yenişehirlioğlu Binbaşı Ahmet’i, Semra Dinçer Mebruke karakterini, Yaşar Karakulak Kuşçubaşı Eşref’i, Melisa Seda ise Oya karakterlerini canlandıracak. Birbirinden güzel görsel efektlerinin yer alacağı filmin Kasım 2019’da gösterime girmesi planlanıyor.

    Filmin konusu:

    Çanakkale Savaşı’nda gönüllü asker olan 14 yaşındaki Ali Reşat cepheye katılır ve bombacı olur. Ali Reşat’ın namı, İngiliz ve Avustralya gazetelerine manşet olur. Bu namından sonra Osmanlı gizli servisi Mahsusa’nın dikkatini çeker ve Teşkilatın önemli kadın ajanlarından Mebruke Hanım’ın önermesiyle Teşkilata katılır. Fransızların elinde olan mühürlü kriptoyu gizlice almak üzere Şam’a gönderilir. Bu sırada, Fransız elçinin kızı Clarette ile tanışır. Önceleri görev amacıyla kurduğu yakınlaşma zamanla güçlü bir aşka dönüşür. Aşkın gölgesinde kalan kriptonun gizemi, günümüze kadar gelir. Bu sırada bu aşkı konu alan genç bir yazar Oya, bu aşkı romanlaştırdığı sıralarda, mührün gizli kalmış karanlık yüzünü gün yüzüne çıkarır. Bu durum, onun tehlikeli bir serüvenin içine girmesine neden olur.

  • Sahte plakalara karşı özel mühür

    Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Genel Başkan Vekili Ünal Akdoğan, Darphane tarafından basımı yapılan plaka mühürleri, oda başkanlarına teslim etti.

    Araç plakalarının sahtelerinin önüne geçmek için üzerinde Türkiye Cumhuriyeti ve Kilis rumuzu olan 79/1 plaka mührü örneği Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Genel Başkan Vekili, Gaziantep Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Ünal Akdoğan tarafından Kilis Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KESOB) Başkanı Ömer Sevengül’e Beratıyla teslim edildi. Başkan Sevengül tarafından Kilis Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Sadullah Büyükköşker’e teslim edildi. Kilis Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Sadullah Büyükköşker, Bu mühürle çifte standartlar önlenecek, ikiz plakalar ortadan kalkacak ve herkes kendi odasının yaptığı mühürle değil Türkiye geneli tek tip mühür kullanılacak. Emeği geçen Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanı Fevzi Apaydın’ a ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.

  • Hz. Süleyman’a ait olduğu düşünülen mühür ele geçirildi

    AMASYA (İHA) – Amasya’da, jandarmanın düzenlediği operasyonda Hz. Süleyman’a ait olduğu düşünülen mührün de olduğu paha biçilemeyen 11 tarihi eser ele geçirildi.

    Edinilen bilgiye göre, istihbarat çalışmaları sonrası Hamamözü ilçesine bağlı Kızılcaören köyünde yaşayan S.Ö.’nün evine operasyon düzenleyen Amasya İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin yaptığı aramada Hz. Süleyman’a ait olduğu düşünülen metal mühür, üzerinde İbranice yazı ve işaretler bulunan 5 altın kitabe, altın görünümlü boğa figürlü heykelcik, 2 santimetre ebadında 6 sayfalı Tevrat olduğu düşünülen metal kitabe, üzerinde İbranice yazı bulunan muskalık ile 2 adet üzerinde İbranice yazı ve işaretler bulunan büyü kitabı olduğu düşünülen kitabe ele geçirildi. Gözaltına alınan şüpheli hakkında Gümüşhacıköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli işlem başlatıldı.

    “Çok kıymetli, som altından yapılmış eserler”

    Eserlerin Amasya Müzesine teslim edildiğini açıklayan Amasya Valisi Dr. Osman Varol, “İlk inceleme sonucu bunların tarihi eser niteliği teyit edilmiş oldu. Ancak dönemlendirmesi ve hangi eserler olduğu ile ilgili detaylı bilgiler daha sonra asıl uzmanların incelemesiyle ortaya çıkacak. Fakat çok kıymetli. Özellikle bir kısmı doğrudan som altından yapılmış eserler” dedi.

    Varol, operasyonu başarıyla gerçekleştiren jandarma ekiplerini kutladı.

  • Kayapınar’da 3 özel kreş ve gündüz bakım evine mühür vuruldu

    Diyarbakır’ın Kayapınar İlçe Belediyesi ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünce ortaklaşa yapılan denetimlerde, açılış izin belgesi olmayan ve kaçak yayın bulunduran 3 özel kreş ve gündüz bakım evi mühürlendi.

    Kayapınar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünce kreş ve gündüz bakım evlerine yönelik denetim yapıldı. Düzenlenen ortak denetimlerde, ilçedeki Neşeli Yüzler, Gülücük ve İkra-Der Oyun Evi Özel Kreş ve Gündüz Bakım Evleri, “Açılış İzin Belgesi” olmadıkları ve yasaklanan yayınevlerine ait materyaller bulundurdukları gerekçesiyle kapatıldı.

    Kayapınar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü yetkilileri, geçtiğimiz günlerde bir kreş ve gündüz bakım evinde yaşanan olayın ardından Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü ile birlikte ilçe sınırları içerisindeki kreş ve gündüz bakım evlerine yönelik denetim yaptıklarını belirterek, “Denetimlerde 3 kreşin açılış izin belgesinin bulunmadığını ve Kanun Hükmündeki Kararname ile yayın ve dağıtımı yasaklanan yayınevlerine ait materyaller tespit ettik. Bunun üzerine 3 kreşi mühürledik. Kayapınar Belediyesi olarak ruhsatsız ve açılış izin belgesi olmayan işletmelere yönelik denetimlerimiz aralıksız olarak devam edecektir” dedi.

  • Bakan Işık: “Mühür milletin elinde olduğu sürece Türkiye’ye diktatörlük getirilemez”

    Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, “Mühür milletin elinde olduğu sürece Türkiye’ye diktatörlük getirilemez” dedi.

    Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Körfez Belediyesinin vizyon projelerinden birisi olan Kocaeli Üniversite Körfez Kampüsünün temel atma törenine katıldı. Törene Bakan Işık’ın yanı sıra Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran, STK ve çok sayıda vatandaş katıldı. Temel atma töreninde konuşan Bakan Işık, “Yarın istikrarsızlık dönemlerine dönmeyeceğimizin garantisi var mı? Biz bu ülkede başbakan ve cumhurbaşkanının başına anayasa kitapçığı fırlatılmasından dolayı bir ekonomik kriz yaşadık mı? Bundan dolayı yüz binlerce insanımız işsiz kaldı mı? Ekonomi bir gecede tepetaklak oldu. Bunun tekrarlanmayacağının garantisi var mı? İşte gelin fırsat varken bu hükümetin Meclisten çıkmasını bırakalım, halk sandıkta hükümeti doğrudan seçsin. Bu değişikliği sizin takdirine sunuyoruz. İstiyoruz ki siz bu değişikliğe ‘evet’ diyin ve Türkiye istikrarının kalıcı olarak sandıkta belirlesin. Bir daha o koalisyon dönemlerine dönmeyelim. Bir daha Türkiye enerjisini kendi içerisinde yaşamasın. Bu karar demokrasinin de kökleşmesini sağlayacak” dedi.

    “Avrupa’da bazı siyasetçiler özellikle Türkiye karşıtı bir kampanya yürütüyorlar”

    Avrupa ülkelerinin Türkiye üzerinden kampanya yürüttüklerini dile getiren Bakan Işık, “Avrupa’da bazı siyasetçiler özellikle Türkiye karşıtı bir kampanya yürütüyorlar. Neredeyse Avrupa’daki bütün seçimlerde en önemli gündem maddelerinden biri Türkiye. Peki bunu bunlar ne için yapıyor derseniz aslında 2054 yılında dünyanın nereye gideceğini çok iyi bildikleri için yapıyorlar. Yapılan bir çalışmada 2050 yılında Türkiye’nin nüfusu 100 milyona geliyor. Almanya’nın nüfusu ise şu anda 82 milyon, 70 milyona düşüyor. Şu an 2017 senesindeyiz. Eğer biz bu anayasa teklifini kabul edersek ve hükümetler 5 yıl süreyle göreve gelirse tecrübelerimizin söylüyor ki istikrarlı hükümetler döneminde Türkiye yüzde 5 büyümüş. Her yıl ortalama yüzde 5 Türkiye büyürse, 2050 yılında Türkiye Almanya’yı da geçiyor, Avrupa’nın en büyük ve güçlü ülkesi haline geliyor” diye konuştu.

    “Mühür milletin elinde olduğu sürece Türkiye’ye diktatörlük getirilemez”

    Referandumla birlikte diktatörlüğün geleceğine dair eleştirilere yanıt veren Bakan Işık, “Referandumla birlikte diktatörlük gelirmiş. Mühür milletin elinde oldukça hiç kimse diktatörlüğü Türkiye’ye getiremez. Türkiye darbe dönemlerini yaşadı. Kenan Evren 1980’de darbe yaptı, 1983 seçimlerinde geldi, Milliyetçi Demokrasi Partisi için oy istedi. Millet ne yaptı, sen işine bak dedi ve Turgut Özal’ı yüzde 45 oyla seçti. Daha sonraki süreçlerde kim yanlış yaptıysa, millet sandıkta cezalandırmasını bildi. Bu sistemde hiç kimse tek adamlığa soyunamaz. Hiç kimse diktatörlüğe gidemez. Niye en geç 5 yılda bir seçim yapılacak. Bugüne kadar millet gösterdi ki Türkiye’de hiçbir zaman diktatörler prim yapmaz. Diktatörler yönetimi ele alamazlar. Kaç darbe yaşadık, darbeden sonraki ilk seçimde darbeciler mahkum oldu. Darbecileri sandıkta mahkum eden hükümet, diktatörlük heveslilerine prim vermez. Bazıları lider güçlüyse hemen diktatör yaftasını yapıştırır. Ama biz diktatörle lider arasındaki ayrımı çok iyi yapan bir milletiz” diye konuştu.