Etiket: muhterem nur

  • Müslüm Gürses’in Vefatı ve Sonrasında Neler Yaşandı?

    Muhterem Nur, 3 Mart’ta hayatını kaybeden Müslüm Gürses’le ilgili açıklamalarda bulundu…

     

    Arabesk müziğinin ustası Müslüm Gürses bundan tam 7 gün önce hastanede son nefesini verdi. Ailesini ve sevenlerini yasa boğan bu ölüm sonrası Gürses’in tedavi süreci, cenaze töreniyle ilgili tartışmalar çok konuşuldu.

    Gürses’in hayat arkadaşı Muhterem Nur, Müslüm Gürses’in vefat ettiği günü, cenaze törenini ve sonrası ilk kez anlattı. Türkiye Gazetesi’nden Fatih Vural’a konuşan Muhterem Nur, Gürses’in cenazesinin Fatih’te kalkmasını istediğini kaydetti.

     

    İŞTE MUHTEREM NUR’UN AĞZINDAN GÜRSES’İN VEFATI VE SONRASINDA YAŞANANLAR

    “Eğer evde yanımda ölseydi, ikimiz birlikte ölecektik. Çünkü kalp kapakçıklarım çok rahatsız. Ameliyat ettirmeyi de düşünmüyorum. O rahatsızlıkla beraber yaşayacağım ki çabuk gitmek için! Bir an önce ona kavuşmak maksadıyla.”

     

    “Kasten yapmadılar. Ölmemden korktular belki ama doktor nezaretinde beni onun yanına indirebilirlerdi. Kocamı orada öpecektim, onunla konuşacaktım. Ben onu duymayacaktım fakat o beni duyacaktı”

    Muhterem Nur, çok sevdiği eşini en son perşembe günü ziyaret etmiş:

     

    GÖZLERİ KAPALIYDI, ONA SON BAKTIĞIMDA

    Nur, acı haberi almadan önce perşembe gecesi ağır bir rüya görmüş. O rüyada eşi ölmüş: “Yalova Araba Vapuru İskelesi’nin meydanındaydım. Rahmetli annem, sol tarafımdaydı. Sağımda da vefat eden bir arkadaşım var. Annem, ‘Müslüm geliyor’ dedi. Uzaktan dört karanlık silüet geliyor. Sağında, solunda, başucunda ve ayakucunda. Önüme getirdiler ve tuttular. Ölmüş. Beyazlar içinde. Sadece ayakları açık. Sapsarı, mum gibi olmuş. Yüzünü öptüm, ‘Müslüm beni almadan nereye gidiyorsun? Beni yalnız bıraktın’ dedim ama nasıl ağlıyorum. Ben öyle söylerken eli oynadı. ‘Götürmeyin onu. Canlı, o.’ dedim. Ama o karaltılar, götürdü onu. Sabah 5 buçuk gibi silkelenerek uyandım. Rüyamda bembeyaz bir örtü içindeydi.”

     

     

    Haber ile ilgili metin girin!.

    MÜSLÜM’Ü Bİ BEZ PARÇASINA SARMIŞLARDI KAN İÇİNDEYDİ

    34 yıldır sevdiği adamın yüzüne en son, Zincirlikuyu Mezarlığı’nın gasilhanesinde bakmış uzun uzun. Şahit olduğu manzaranın, rüyayla örtüşen hiçbir yanı yoktu: “Kocamı en alt çekmeceye koymuşlar. Gelişigüzel bir Amerikan bezine sarmışlar. Tam bir paçavra! O bez de kan içindeydi. Çok ağladım. Kimsesiz ölmüş gibiydi…”

     

    SİGARAYI NASIL BIRAKTI

    Müslüm Gürses’in kalbindeki stendin kontrolü sebebiyle gittikleri hastanede doktoru “Akciğerler çok kötü. Kalpte anadamar tıkalı. Bu mesuliyeti üzerime almam. Ameliyat da edemeyiz. İlaç vereceğim. Sonra kontrole gelin” demiş. O ilaçlara 20 gün devam etmiş Müslüm Gürses. Muhterem Nur, anzer balı ve polenlerle tedaviyi desteklemiş. Hastaneden döndükleri anda arabada si-garasını yakmış Müslüm Baba. Muhterem Hanım, “Öleceksin. İçme şunu!” demiş. Alacağı cevap, geç kalmış bir vedanın tescili: “Hayatım iki tane kaldı. Birini şimdi, diğerini evde içip bırakacağım.” O son sigaradan sonra da ağzına koymamış. Tam 27 gün sonra, gece yatakta “Öf, öf” diyerek acı çekmiş Müslüm Gürses. Kan ter içinde kalmış. 8 tane fanila değiştirmiş. Ertesi gün yeniden gittikleri doktorları, Gürses’teki değişime hayret etmiş: “Ne yaptınız da bu kadar iyi oldu?” O iyileşme üstüne karar verilmiş: 15 Kasım’da ameliyat.

     

    SON SÖZLERİ: CEBİMDE SAATİM VE TELEFONUM VAR UNUTMA

    Hastaneye gidecekleri gün, eviyle vedalaşmış adeta Müslüm Baba. Evin dört bir yanını dolaşıp çıkmak istememiş. “Ya Müslüm, aşağıda bekliyorlar, hadi güzelim” diyen eşine, “Öf ya sen de bypass gibi kadınsın” demiş. Hastane odasında doktora, “Bu ameliyat koltuk altından olacak değil mi?” diye sorduğunda, doktorun “Hayır, göğüs yarılacak. Açık ameliyat olacaksınız” sözleriyle, “Muhterem kalk. Öyle de öleceğim, böyle de öleceğim. Evimize gidelim” demesi bir olmuş. Kaçmaya hazırlandıkları sırada odaya giren doktoru, “Ameliyat olmazsanız, yüzde 92 ölüm tehlikesi var. Kalbiniz her an durabilir. Damar çok daralmış” demiş. Başta “Olsun” karşılığını verse de, sonunda ikna olmuş. Ameliyathane girmeden son sözleri, eşine olmuş: “Cebimde saatim ve telefonum var, unutma…” Gidiş o gidiş…

     

    “TEŞVİKİYE’Yİ BEN İSTEMEDİM”

    Muhterem Hanım, eşinin cenaze törenini arabadan izlemiş. “Yoksa beni ezerlerdi. Ayak altında kalırdım” diye açıklıyor sebebini. “Peki neden Teşvikiye Camii’nin seçtiniz? Hayranları buna çok içerledi” diye sorduğumda ise, “Ben ‘Cenazesi Teşvikiye Camii’nden kaldırılsın’ demedim. Şişli Camii’nden veya Fatih Camii’nden kaldırılmasını istedim. Ya da Eyüp Camii’nden. Orayı kim istedi bilmiyorum! Bana hiç kimse sormadı! Ama ‘Entellerin cenazelerinin kalktığı cami’ diye düşünmüyorum ben! Cami, camidir” cümleleriyle dışa vuruyor düşüncelerini. Son albümünde 12 şarkı okuyan Müslüm Baba’ya albümünü tamamlamak da kısmet olmuş. Üstelik de hastaneye yatmadan bir gece evvel. Muhterem Nur, o geceyi şöyle anlatıyor: “Evdeki son gece komşuma geçtim. Kapıya kadar geldi. ‘Muhteremciğim, ben stüdyoya gideyim. Şarkının birini beğenmedim. Onu tekrar okumak istiyorum’ dedi. ‘Canın öyle istiyorsa, git hayatım’ dedim ben de. Hatta iki şarkı okumuş. Zevkle geldi. ‘Çok güzel oldu. Bunlar geçici değil, kalıcı şeyler. İnsan bu dünyaya güzel şeyler bırakmalı, Muhteremciğim’ dedi.” Eşinin anlatımına göre; Müslüm Gürses’in bıraktığı bir vasiyet yok. Nur, medyada çıkan haberleri “Öleceğini nereden bilecek ki vasiyet etsin?” diyerek karşılıyor.

     

     

    Haber ile ilgili metin girin!.

    BİR TOKATLA BAŞLADI ÖMÜR BOYU SÜRDÜ

    Aralarında 16 yaş farkı olan Muhterem Nur, Müslüm Gürses’le nasıl tanıştıklarını bütün detaylarıyla anlattı.

    1981’de başlayan büyük bir aşk, onlarınki. Malatya’da aile bahçesinde düzenlenen bir eğlencede ‘Sahneye en son ben çıkacağım’ diye başlayan assolistlik kavgasının ardından Muhterem Nur’un yüzüne inen bir tokatla başlayan… Müslüm Gürses, “İsyankâr” şarkısıyla patlamış, 25 yaşında bir delikanlı. Muhterem Nur ise 15 yaşında girdiği sinemada giderek dibe vuran 41 yaşında bir şantöz. Yediği tokadın ardından organizatöre “İşi bırakıyorum” diyen Muhterem Nur, “Gidersen mahvoluruz” karşılığını alır. Bırakmak işine gelmez; zira para kazanmak zorundadır. Ama kendisinden özür dilenmeden olmaz! Ona “Müslüm özür dilemez” deseler de kafasına koymuştur: “Odasına gittim. Yatağın üstüne oturdum ama bir ayağım kapıda. Üstüme gelirse, kaçacağım. ‘Akşam sizi kırdımsa özür dilerim’ dedi. Koşa koşa merdivenlerden indim. Ertesi akşam, tavuklu bulgur pilavıyla onun kalbini çaldım.” Çok fazla içki içen, içtikçe ‘vahşileşen’ bu genç şöhreti, düzene sokmaya kararlıdır Muhterem Hanım. İçkiyi bıraktırır da. 3 sene süren arkadaşlıklarına rağmen insanların bakış açısından rahatsız olan Muhterem Nur, evde oturdukları bir gün, “Müslüm, evlenelim mi seninle?” diye sorduğunda, “Neden olmasın?” cevabını alır. Bu sene 5 Mayıs’ta 30. yaşına girecek evliliğin temeli de o diyalogla atılır. Beykoz’da kıyılan nikâhta sadece beş kişi vardır.

     

    TAYYİP BEY HEP ARADI ONUN YERİ HEP AYRI

    Hastane sürecinde birçok insanın yanında olduğunu ifade eden Muhterem Nur’un, siyasilerden ayrı bir yere koyduğu isim var ki, o da Başbakan Erdoğan: “Tayyip Bey, her gün aradı. İhtiyacımı sordu. Kardeşi Mustafa Bey, sürekli hastanedeydi. Hep teselli verdiler.” Hastanenin çıkardığı 600 bin liralık borcun Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla mı silindiğini sorduğumda, “Benim de kulağıma geldi, bu” diyor. Hastanenin çıkardığı borcu kendisi de bilmiyor. Sırrı Süreyya Önder’in hayatını filme alacağına dair söylentilere ise, “Sırrı Süreyya kimdir?” dedikten sonra ekliyor: “O filme müsaade etmem. Üvey anası da çıkmış, güya Müslüm vasiyet etmiş, babasının mezarına gömülmeyi. Bir kere köye gitmeyi düşünmüyordu ki, mezara gitmeyi düşünsün! Orada mezarlık yok ki çöplük var! Bir mezara en az on kişi giriyor orada.”

  • Hocaefendi’den Müslüm Gürses’e taziye

    Fethullah Gülen Hocaefendi,  vefat eden Müslüm Gürses için taziye mesajı yayınladı.

     

    Gürses’in vefatını teessürle öğrendiğini belirten Hocaefendi, merhum için Allah’tan (cc) mağfiret dileklerinde bulundu.

     

     

    İşte Hocaefendi’nin taziye mesajı:

    “Değerli ses sanatkârı Müslüm Gürses Beyefendi’nin vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Merhum’a Rahmet-i Rahman’dan afv-u mağfiret, başta değerli eşi Muhterem Nur Hanımefendi olmak üzere yakınlarına, dost ve sevenlerine taziyetlerimi arz ederim.”

  • Sanatçı dostları hastaneye koştu

    Müslüm Gürses’in ‘öldüğü’ iddiası sabah saatlerinde gündemi sarstı. Çelişkili bilgilerin ardından doktoru sanatçının makineye bağlı olarak yaşadığını ve sağlık durumunun kritik olduğunu açıkladı. ‘Öldü’ haberinin yayılmasının ardından sanatçının hayat arkadaşı Muhterem Nur gözyaşları içinde hasteneye koştu.

     

    Kasım ayında by-pass ameliyatı geçiren; sonrasında karaciğer ve böbrek yetmezliği sorunu yaşayan, Müslüm Gürses yaşam mücadelesini kaybettiği iddia edildi.

     

    MÜSLÜM GÜRSES’İN DOKTORU: KAYBEDEBİLİRİZ 
    Memorial Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Deniz Şener, Müslüm Gürses’in sağlık durumuyla ilgili açıklama yaptı.
    Şener, Gürses’in yoğun bakımdaki tedavisini devam ettiğini ancak durumunun kritik olduğunu her an kaybedebileceklerini söyledi.
    Doktor Deniz Şener, “Müslüm beyle ilgili olarak son günlerde olan durumundan farklı bir durum yok. Genel durumu iyi değil. İyiye gitmiyor. Uzun süren bir yoğun bakım sürecini beraber yaşadık. Halen yoğun bakımda. Makine desteğiyle birlikte hayatını sürdürmekte. Genel durum itibariyle iyi değil. Kaybedebiliriz. Ancak şuanda bir beyin ölümü gerçekleşmiş değil. Genel durum itibariyle geçen süreci de düşünürsek durumunun iyi olmadığını ve özellikle son günlerde iyiye gitmediğini görüyoruz. Kaybedebiliriz, bu risk oldukça yüksek. Ama şu anda makinelerin desteğiyle hayatını sürdürmekte” dedi.

     

    “MAALESEF ARZU ETTİĞİMİZ İYİLEŞMEYİ SAĞLAYAMADIK”

    Bir gazetecinin “Hangi organlarında sorun var?” şeklindeki sorusuna doktor Deniz Şener, “Akciğer sorunumuz tam olarak çözülemedi. Akciğer makinesiyle solunum desteği yapıyoruz. Kanını oksijenlendirerek bu özel bir makine, onun sayesinde akciğerlerin görevini makineyle sürdürüyoruz. Kolunu bacağını oynatıyor. Ancak bilinci yerinde değil. Solunum desteğini sürdürüyoruz. Tedavisi yoğun bakım şartlarında devam etmekte” diye cevap verdi.
    “Menajerinin verdiği bilgiye göre beyin ölümü gerçekleştiği söyleniyor?” şeklindeki soruya ise Şener, “Beyin ölümü için kriterler vardır. Bu kriterler içerisinde beyin ölümü gerçekleşmiş değil. Ama bulgularımız, genel durumunun kötü olması nedeniyle böyle bir algılama ve değerlendirme yapılmış olabilir” şeklinde yanıt verdi.
    “Sanatçının durumunu kritikleştiren enfeksiyon kapması mıdır yoksa başka bir sebep mi var?’ şeklindeki soruya ise Deniz Şener, “Uzun süren bu yoğun bakım süreci içersinde pek çok komplikasyonla uğraştık. Böbrek yetersizliği, karaciğer yetersizliği, akciğerlerindeki sorunlar, uzun sürecin getirmiş olduğu enfeksiyonlar. Vücut direnci nedeniyle uygulanan tedaviye rağmen bir problemi çözdük başka bir sorun çıktı. dolayısıyla yapılacak tıbbi tedavi olarak yapılması gereken her şey sonuna kadar yapıldı. Ancak kişinin direnciyle ilgili. Maalesef arzu ettiğimiz iyileşmeyi sağlayamadık” şeklinde yanıt verdi.

     

    GÖZYAŞLARI İÇİNDE GELDİ

    Çıkan haberler üzerine Gürses’in eşi Muhterem Nur da hastaneye geldi. Ağladığı görülen Nur, girişte basın mensuplarının sorularını yanıtsız bıraktı. 

     

     

     

    HASTANEYE ÜNLÜ AKINI
    dığı hastaneye akın etti. Ferdi Tayfur, “Kardeşimin kalbi çalışıyor. Allah’tan ümit kesilmez.” dedi.

    Hastaneye ilk olarak gelen Sezen Aksu, çıkışta basın mensuplarına açıklama yaptı. Aksu, “Müslüm Gürses vefat etti diye medya çalkalanmış. Beyin ölümü gerçekleşmemiş, Allah’tan ümit kesilmez.” dedi.

     

    Müslüm Gürses’in sağlık durumunu yakından takip ettiğini söyleyen Orhan Gencebay da, “Doktorlarından sürekli bilgi alıyorum. Burada gereken herşey yapıldı. Buradaki hekimlerimizle gurur duyuyoruz. Lakin Müslüm kardeşimizin vücudunun yorulduğunu düşünüyorum. Ben de 13 sene önce kalp hastalığı geçirmiştim. Yaradan bana izin verdi. İkinci ömrümü yaşıyorum. Böyle olduğu için şükrediyorum. İnşallah Allah’tan ümit kesilmez Müslüm kardeşimiz daha iyi olur. Bundan yıllar önce sayın Muhterem hanım beni aramıştı. Müslüm kardeşimiz anjiyodan kaçıyormuş. Muhterem hanım ‘Müslüm kardeşimize randevuyu Orhan baba’ aldı demiş. Müslümbaba ‘ayıp olur, o zaman gitmem lazım.’ demiş. İnşallah Allah’a inanıyoruz. Müslüm baba bunu da atlatacak.” ifadelerini kullandı.

  • Müslüm’e bir şey olursa ölürüm

    Müslüm’e bir şey olursa ölürüm

    Müslüm Gürses’in 30 yıllık hayat arkadaşı Muhterem Nur, “Ameliyatı hiç istemedi. Evdeki koltuğa yapıştı. ‘Hadi gidelim’ deyince ‘By pass gibi kadınsın’ dedi. Doktora ‘Ameliyat koltuk altından mı?’ diye sordu, hayır cevabını alınca yine vazgeçti. Giderkenki o son bakışını unutamıyorum.”

     

    Geçtiğimiz Perşembe geçirdiği by pass ameliyatının ardından 5 gündür yoğun bakımda tutulan Müslüm Gürses’in sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Solunum ve diyaliz makinasına bağlanan Gürses’i 30 yıllık hayat arkadaşı Muhterem Nur bir an olsun yalnız bırakmıyor. Ayakta durmakta zorlanan, sık sık ağlama krizleri geçiren Muhterem Nur, son 1 haftada yaşadıklarını ilk kez VATAN’a anlattı.

     

    – Fırtınalara tutulduk, başımızda volkanlar… Çok acı çekiyorum, ölüyorum. Ona bir şey olursa yaşayamam, ölürüm. Artık dayanamıyorum, çok kötüyüm. Tek isteğim; Allah yardımcımız olsun, onu bana geri göndesin. Müslüm’ü o ameliyata götürdüğüme önce çok pişman oldum. Ama sonra; bu ameliyatı olmasaydı, ellerimden birden kayıp gidecekti diyorum.

     

    – Müslüm bu ameliyata gitmeyi hiç istemedi. Evde ‘Hadi hazırlan’ dediğimde salondaki koltuğa adeta yapıştı, kalkmak istemedi. Ben yine gidelim deyince bu kez sinirlendi ve ‘Bay pass gibi kadınsın’ dedi. Sinirleri bozulmuştu, sonra böyle dediği için çok üzüldü. Hastaneye gittik. Odada hazırlanırken doktora ‘Bu ameliyat koltuk altından değil mi?’ diye sordu. Doktor ona ‘Hayır göğüsü yaracağız, by pass olamanız gerekiyor’ deyince çok korktu. Hemen bana dönüp ‘Ameliyat olmaktan vazgeçiyorum, hadi kalk evimize gidelim’ dedi. O anda ben de korktum, eve dönmeye karar verdik. Ama sonra doktoru bize güzel şeyler söyledi, içimiz rahatladı, ikna olduk.

     

    – Yeni bir telefon almıştı, onu çok seviyordu. Onu cebine koydu. Sonra ben onu cebinden alacaktım. Kapıdan çıkarken bana öyle bir baktı ki o bakışı hiç unutamıyorum. Beni arkada bırakınca öyle bir baktı… (ağlıyor) İnşallah iyi olur Müslüm. Bingür Sönmez hocaya, buradaki bütün doktorlara güveniyoruz. Geçen hafta çok kötü günler geçirdik. Biraz iyileştiğine hala inanamıyorum.

     

    – Yoğun bakımdaki odasına bir kez girdim. Sadece 1 dakika izin verdiler. Onu öyle görünce çok kötü oldum. Bambaşka olmuş, kocam paramparça olmuş. Her tarafına aletler koymuşlar. Beni göremedi bile gözleri kapalıydı. Bir an gözleri aralanır gibi oldu sonra yine daldı. Yaşadıklarım hiç kolay değil, dayanmak çok zor. Sevenleri onun sağlığı için dua etsin, Tüm Türkiye’ye teşekkür ediyorum, arayıp soran herkese.

    “Hızla iyileşiyor”

    Müslüm Gürses’in doktoru Prof. Dr. Bingür Sönmez ve Deniz Şener, sanatçının sağlık durumuyla ilgili şunları söyledi: “Dün geceyi çok rahat geçirdi. Karaciger enzimlerinde dramatik bir şekilde düzelme var. Karaciğeri, beklediğimizden hızlı düzeldi. Hala solunum aletine bağlı, böbrekleri ise halen diyalizde… Yoğun bakımda ama her geçen saat iyiye yaklaşıyoruz. Ama önümüzdeki bir hafta yoğun bakımda kalacak” dedi. “Hayati tehlikesi geçti mi?” sorusuna Sönmez, “Dünden iyi” diye yanıt verdi.

     

    “Sanat dünyası vefasız çıktı”

    Müslüm Gürses’in prodüktörü Muhteşem Candan ise vefasızlıktan yakınarak “Sanatçı dostlarının hastaneye gelmesini beklerdim. Özellikle Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses ve diğerleri.. Müslüm olsa hepsine koşarak giderdi. Ama maalesef bazı ünlü isimler kamera olmadan bir yere gitmiyorlar” dedi.

     

    ‘Reklam, moral olsun diye’

    Müslüm Gürses’in rol aldığı çay reklamanın dün itibariyle yeniden yayınlanması sosyal paylaşım sitelerinde tepkiye neden oldu. Bunun üzerine firma “Yakınlarıyla görüştük ve onlar bize, Müslüm Gürses’in moralinin yüksek tutulmasının çok önemli olduğunu vurguladılar. Bu nedenle sanatçının, yakınlarının ve sevenlerinin moralinde olumsuz bir etkiye neden olmamak amacıyla reklam filmlerimizi yayınlamaya devam etme kararı almış bulunuyoruz” dedi.

     

    Say’dan ‘Müslüm Baba’ya acil şifalar

    Müslüm Gürses’le arabesk konusunda kısa bir süre önce ateşli bir polemiğe giren ünlü piyanist Fazıl Say, yoğun bakımdaki şarkıcıya Facebook’tan seslendi. Say, facebook sayfasında Müslüm Gürses’e geçmiş olsun mesajı gönderirken şunları yazdı; “Müslüm baba’ya acil şifalar diliyorum, en derin hislerimle; dayansın ve yaşamak kazansın, hayata dönsün isterim. En sert tartışmalarda en ağır sözleri karşılıklı söylemiş olsak bile, bu hayatta bambaşka müzik kulaklarımız, bambaşka gelecek hayallerimiz olsa bile, sonuçta bütün kavgalar da insanidir, bir insanın yaşama dönmesini istemek de insanidir, sonuçta insanız, ölümden değil, yaşamaktan yanayız, hayata dön Müslüm baba. Fazıl Say.” VATAN