Etiket: Muhalefete

  • Mehmet Ali Şahin İlk Twitter Hesabında Ana Muhalefete Yüklendi

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük milletvekili Mehmet Ali Şahin, internetteki sosyal paylaşım ortamı Twitter’da ilk hesabını açtı.

    Şahin, “@M_AliSahin” isimli hesabında ilk mesajını ana muhalefet partisine gönderme yaparak “Sayın Kılıçdaroğlu yine tutturamadı. ’Cuma düzenlemesi İsrail ile ilgili. Konunun, 6 ay kadar önce 23 Ağustos 2015’te imzalanan toplu sözleşmenin 40. maddesinin uygulaması olduğunu hatırlamadı, Ana muhalefet partisi CHP’nin daha tutarlı, daha araştırmacı olması gerekmez mi?” diye yazdı.

    Dün açtığı Twitter hesabının profilinde, Şahin’in vesikalık bir fotoğrafı yer alıyor ve şu an 105 takipçisi bulunuyor.

  • Başbakan Davutoğlu’dan Yeni Anayasa İçin Muhalefete Bir Kez Daha Çağrı

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefet partilerine yeni anayasa konusunda çağrıda bulunarak, yeni anayasanın yapımı konusunda 4 başlığa işaret etti. Birinci başlığın yüksek yargıda dağınıklığın giderilmesi, ikinci başlığın HSYK’nın yeniden yapılandırılması olduğunu belirten Davutoğlu, üçüncü başlığın yargı üst denetiminin oluşumunda TBMM’nin rolünün güçlendirilmesi, dördüncü başlığın ise özel üniversitelerin kurulmasında ve yurt dışındaki üniversitelerin Türkiye’de, Türkiye’de üniversitelerin de yurt dışında faaliyet göstermelerine imkan tanıyacak düzenlemelerin yapılması olduğunu söyledi.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATO Congresium’da düzenlenen basın toplantısında 64. Hükümeti 2016 yılı Eylem Planı kapsamında yapılacak icraatlar ve reformları açıkladı. Davutoğlu, 3 ay, 6 ay ve 1 yıl içinde gerçekleştirilecek reformları açıklarken 3 ay içinde gerçekleştirilecek vaatleri de kamuoyuna duyurdu. Davutoğlu’nun vurguladığı en dikkat çeken başlık ise yeni anayasa oldu. Yeni anayasanın yapımı konusunda muhalefet partilerine çağrıda bulunan Davutoğlu, yeni anayasayı 4 başlık altında topladı. Yeni anayasa için bütün toplumun el ele vermesi gerektiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, “Önümüzde sadece bizim taahhüdümüz, sadece bizim emeğimiz ve Meclis’teki gücümüzle çözemeyeceğimiz bir mesele var; ’anayasa’. Ana bir mesele var ki bütün toplumun el ele vermesi ve birlikte çözmesi gereken yeni anayasa. Bugünkü Meclis tablosu demokratik, sivil bir anayasanın AK Parti oylarıyla yapılmasına imkan sağlamıyor ama çok açık söyleyeyim sağlamış olsaydı da biz anayasayı değiştirecek mutlak bir çoğunluğa sahip olmuş olsaydık da anayasanın diğer partilerle ve toplumun her kesimiyle birlikte yapılması ilkesel olarak benimser ve ona göre davranırdık. Çünkü, adı üzerinde anayasa. Öyle bir anayasa çıkaralım ki ana gibi bütün bir toplumu kuşatsın, öyle bir anayasa çıkaralım ki ana gibi insanları ürkütmek yerine ona merhamet ve şefkat sunsun. Öyle bir anayasa çıkaralım ki ana gibi yar olsun, düşman tanımı yapmasın, vatandaşa dikte edilmesin, vatandaşın özgürlüklerini sınırlamasın” ifadelerini kullandı.

    “YENİ ANAYASA BİZİ KARAMSAR BİR TABLOYA SÜRÜKLEMESİN”

    “Öyle bir anayasa yapalım sayfalarına girdiğimizde kısıtlayıcı hükümlerle bizi karamsar bir tabloya sürüklemesin, kendi anamızda gördüğümüz merhameti, şefkati, insan onurunu onda görelim” diyen Davutoğlu, “Onun için herkesin desteğine ihtiyacımız var. Meseleyi şahsileştirmeden, meseleyi partisel ya da siyasal farklılıklar zeminine oturtmadan bütün genel başkanlara bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Gelin, hepimizin yüz karası olan bu darbeler tarihinden kalan 12 Eylül anayasasını birlikte tarihe tevdi edelim, onun yerine birlikte hep beraber hepimizin gurur duyacağı, çağdaş, demokratik, özgürlükçü bir anayasayı çıkaralım. Eğer, böyle bir dönemde bunu yapamazsak gelecek nesillere 12 Eylül Anayasası’nı bırakmış siyasiler olarak hep pek de hayırla anılmayacağız” şeklinde konuştu.

    Önümüzdeki hafta içinde yurt dışı temaslarının olduğunu ama ilk fırsatta muhalefet parti genel başkanlarıyla biraraya gelmek istediğine dikkati çeken Davutoğlu, “Onlarla bütün bu eylem planını, iç tüzük başta olmak üzere Meclis’teki çalışmalarla ilgili düzenleme ihtiyaçlarını ve tabii anayasayı açık yüreklilikle konuşmak istiyorum. Bu mesele, kimsenin tek başına ele alabileceği bir mesele değildir. İnanıyorum ki, TBMM çatısı altında yüzde 95 oranına çıkan demokratik temsil yeni anayasayı mümkün ve gerçek kılacak bir irade sergileyecektir. Anayasa değişikliği, bizim öncelikli hedeflerimizden birisidir. Türkiye’nin yeni bir anayasaya sahip olmasının gerekliliğini ortak aklı harekete geçirerek, en doğru usulu izleyerek, mümkün olduğu kadarıyla en geniş toplumsal katılımla bir anayasa yapacağıma inanıyorum. Siz, sivil toplum örgütlerimizin de katkısıyla ortak aklımızı harekete geçirelim. Hem yeni anayasamızı hem yasal düzenlemeleri birlikte hayata geçirelim. Diyoruz ki, gelin bu şerefli görevi birlikte ifa edelim. İnşallah, anayasal değişiklik gerektiren düzenlemelerde iktidarımız ve muhalefet partilerimiz, öncelikle şu temel meselelerin düzelmesi için beraberce hareket eder” dedi.

    TBMM çatısı altında anayasal düzenleme gerektiren 4 hususun olduğunu belirten Davutoğlu, “Bir yüksek yargıda dağınıklığı giderelim. İki HSKY’yı yeniden yapılandıralım, Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu kuralım ki CHP ile yürütülen istikşafi görüşmelerde bunların bir kısmı üzerinde mutabık kalınmıştı. Üç yargı üst denetiminin oluşumunda TBMM’nin rolünü güçlendirelim. Dört özel üniversitelerin kurulmasında ve yurt dışındaki üniversitelerin Türkiye’de, Türkiye’deki üniversitelerin de yurt dışında faaliyet göstermelerine imkan tanıyacak düzenlemeleri yapalım” ifadelerini kullandı.

    “BAŞTA ANAYASA KONUSUNU SORUN OLMAKTAN ÇIKARMAK İÇİN MUHALEFETİN DE AKLINA, DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR”

    Vatandaşlardan eylem planının çetelesini tutmasını isteyen Davutoğlu, “Bütün Bakanlar Kurulu, AK Parti grubu ve ben bizzat bu reformları hem takip edeceğiz hem de bunların sorumluğunu üstleneceğiz. Takvimimiz bellidir. Bakanlarımız, kamuda, yönetimdeki herkes bu eylem planı ve reform paketini yol haritası olarak önüne alacak. Hiçbir mazeret ve gecikme kabul edilmeyecektir. Biz de tam bir hazırlık içinde kollarımızı sıvadık. Başta anayasa konusunu sorun olmaktan çıkarmak için muhalefetin de aklına desteğine ihtiyacımız var. Sayısal bir durumdan söz etmeksizin söylüyorum, sayısal olarak ihtiyacım olmasa da muhalefet partilerin görüşleri bizim için önemlidir, anlamlıdır. Yeter ki bu görüşler siyasi nezaket kuralları içinde ifade edilsin. Milletin talep ve ihtiyacına cevap vermek zorundayız” diye konuştu.

  • Başbakan Kürsüden İndi Muhalefete Gitti

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. Hükümet’in TBMM’de güvenoyu almasından sonra muhalefet liderleri ile tokalaşıp, AK Partili milletvekillerinin tebriklerini kabul etti.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM’de güven oylamasından sonra yaptığı teşekkür konuşması sonrasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli ve HDP grup yöneticilerinin ellerini sıktı. Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı ile tokalaştıktan sonra yerine geçen Başbakan Davutoğlu, AK Partili milletvekillerinin tebriklerini kabul etti.

  • AK Partili Mahir Ünal Muhalefete Yüklendi

    Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Gurup Başkanvekili Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Uruguay eski Devlet Başkanı Jose Mujica ile yaptığı görüşmede 1933 ile 1945 yılları arasında Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı yapan Alman politikacı Joseph Göbels’e atıfta bulunarak benzetme yapmasını eleştirdi.

    1 Kasım genel seçimlerini değerlendirmek için Kervanhan restoranda basın mensuplarıyla bir araya gelen Mahir Ünal, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Göbels benzetmesine Albert Einstein’in ’Sadece ahmaklar aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklerler’ sözüyle tepki göstererek, şunları kaydetti: “Yüzde 50 ile Ak Parti ortaya çıktı ve diğer siyasi partilerde demokrasimizin olmazsa olmazları maalesef daha ilk günden Kemal Kılıçdaroğlu ilk gece konuşmasını yaparken bu başarıyı bir tebrik etme gereği bile duymadı. Eski Uruguay devlet başkanıydı sanırım. Türkiye’de onunla yaptığı görüşmede, seçimlerden yeni çıktık ama bu ülkede demokrasi yok diyebildi. Yani bu ülkede 13 yılda 11 kez seçim yapılacak, bu 11 seçimin tamamı temiz meşru bir şekilde yüzde 85’in üzerinde katılımla bu seçimler yapılacak, Türkiye’nin 1923’ten bu güne çaba içerisinde darbelere rağmen muhtıralara rağmen geliştirdiği bir demokrasisi var insan en azından buna saygı duyar. Yüzde 87 gibi yüksek bir katılımla seçim yapıyoruz ama bu ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanı bu ülkede demokrasi yok diyor. Yetmiyor biraz daha ileri gidiyor diyor ki; ‘Bu rejim Göbels rejimi’ diyor. Bu şu demektir arkadaşlar Albert Einstein bir sözü vardır. Diyor ki, ‘Sadece ahmaklar aynı şeyleri yaparak farklı sonuç almaya beklerler’. Şimdi hep aynı şeyleri yapacaksınız, toplumu aynı şekilde okuyacaksınız, AK Parti’ye oy veren seçmene aşağılamaya ve hakaret etmeye devam edeceksiniz, toplumu anlamamaya, siyaseti okumamaya devam edeceksiniz, tek bir özeleştiri yapmayacaksınız. Bakın biz yüzde 50 oy almış bir parti olarak seçimden hemen sonra başbakanımızın, yüzde 50 oy almış partinin genel başkanı önce özeleştiri yaptı. Biz yüzde 50 oy aldığımız halde özeleştiri yapıyoruz ama yüzde 25 oy alan, yüzde 12 oy alan bu siyasi partiler bırakın özeleştiri yapmayı hatalarında ısrar ettikleri gibi, bugün olsa yine hayır derdim diyen Devlet Bahçeli gibi, yine HDP gibi yine hendek kazardık demeye, yada Kemal Kılıçdaroğlu gibi bu demokratik rejimi, kazanımı Göbels rejimi gibi çok çirkin, soğuk savaş yıllarında kalmış benzetmesi çok yanlış. Göbels, Hitler Almanyası’nın, Nazi Almanya’sının yalan politikalarını yürüten kişisidir. Eğer Kemal Kılıçdaroğlu Göbels rejimi arayacaksa CHP’nin tarihine bakmalıdır” dedi.

    “SIRTLARINI YPG İLE PYD’YE DAYIYORUZ DİYENLERE MİLLET SANDIKTA CEVABINI VERDİ”

    HDP Eş Genel Başkanı Başkanı Figen Yüksekdağ’ın seçim öncesi açıklamalarına da değinen Mahir Ünal, “Sırtımızı YPG’ye PYD’ye dayıyoruz diyenlere millet sandıkta cevabını vermiştir. Bunlar kendi siyasetleri ile terör arasına bir mesafe koymak zorundadırlar ‘’dedi.

    Özellikle terör örgütünün ‘bizim sayemizde yüzde 10 barajı aştılar yoksa yüzde 5’te kalırlardı’ diye açıklama yapmasının da bunların aldığı oyda terör örgütünün gölgesi ve vesayeti olduğunun altını çizen Ünal, “Bizim terörle mücadelemize gelince kendi sınırlarımız içerisinde hiçbir silahlı unsur kalmayıncaya kadar terörle mücadeleye devam edeceğiz. Eğer bundan sonraki süreç ne olur diyorsanız, silahlı bırakacağız silahı bırakıyoruz, silahı da gömeceğiz derlerse bunu konuşulabilir ve değerlendirilebilir. Ama daha önce olduğu gibi bıraktık bırakacağız bırakıyoruz çıktık, çıkıyoruz gibi süreci istismar eden süreci sabote eden ve devletin bu konudaki çözüm konusundaki iyi niyetini istismar eden bir yaklaşıma asla bundan sonra müsaade etmeyeceğiz ‘’diye konuştu.

    Bir televizyon kanalına verilen cezalara tepki gösteren Ünal, bu ülkede televizyonların gezi olaylarında halkı sokağa çağırırken hiçbir şey yapmayanların hiçbir ceza kesmeyenler bugün özel yayın organına bu şekilde ceza kesmelerini doğru bulmadığını dile getirdi.

    Ünal, konuşmasının devamında ise, “TBMM olarak bu konuda üzerimize düşeni yerine getireceğiz çünkü soğuk savaş yıllarında TRT televizyonun seçim propagandasında eşit mesafede durması için çıkarılan yasadan diğer özel yayın organlarının da sorumlu tutulması onların da aynı şekilde TRT gibi davranmasının beklenmesi günümüzün şartlarına uygun değildir. 7 Haziran’dan sonra kaybettiğimiz 5 ay var. Yani Türkiye belirsizliğin getirdiği o dönemde çok ciddi kayıplar yaşadı. Bu kayıpları telafi etmek için bir reform programı hazırlıyoruz şuanda diğer bir önceliğimiz de reform programları ‘’ifadelerini kullandı.

    “YENİ DÖNEMDE ANAYASA KOMİSYONU KURULMUYOR”

    Yeni dönemde komisyon kurulmayacağını kaydeden Ünal, “Anayasa ile ilgili artık bir uzlaşma komisyonu olmaz çünkü bu 2011 de denendi ve bu sonuç vermedi. Bundan sonraki süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki bir siyasi partinin bir uzlaşma zemini etrafında bir anayasa çalışması olur mu? bununda zeminini arayacağız bunun zeminine bakacağız” dedi.

    Başkanlık sistemiyle ilgili açıklama yapan Ünal, “Anayasa içerisinde değerlendirilen bir durumdur bir konudur. Yarı başkanlık sistemi dediğimiz nedir? Anayasanın bel kemiğidir. Siyasal sistemin ne olacağı tartışmasıdır. Şu anki anayasamızın siyasal sistemi parlamenter sistem. Şimdi bundan sonra yapılacak hazırlanacak anayasada siyasal sistem parti parlamenter sistem mi olacak, yarı başkanlık sistemi olacak ve başkanlık sistemi mi olacak? Biz anayasa uzlaşma komisyonunun çalışmalarında Bir siyasal sistem olarak Başkanlık sistemini teklif ettik. Seçim beyannamemizde zaten bunu önerdik. Dolayısıyla tüm bu konuda neredeysek bugün de oradayız. Şu anda bizim acil önceliğimiz nedir derseniz. 7 Haziran’dan sonra süreçte Türkiye’nin kayıplarını hızlı bir şekilde telafi etmek ve seçim beyannamemizin de ki, asgari ücretliye, emekliye, gençlere verdiğimiz vaatleri gerçekleştirmektir” dedi.

  • Bakan Kılıç: “Halk Sandıkta Muhalefete Gereken Cevabı Verecek”

    Seçim çalışmalarını Samsun’un Havza ilçesinde sürdüren Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, vatandaşlarla yaptığı sohbette muhalefet partilerine yüklenerek, “Böyle muhalefet anlayışı olmaz. 1 Kasım günü sandıkta halk bunlara gereken cevabı verecek” dedi.

    Vatandaşlara oy kullanma çağrısı yapan Bakan Çağatay Kılıç, “Gördüğümüz kadarıyla durum gayet güzel. Vatandaşımız kararını vermiş gibi görünüyor. İnşallah 1 Kasım akşamı güzel bir sonuç elde edeceğiz” diye konuştu.

    Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Samsun Terme’de yapılması düşünülen termik santralle ilgili olarak, “O konu artık kapanmıştır. Böyle bir şey artık gündemde yok. Dolayısıyla böyle bir konuda da söylenecek bir şey kalmamıştır” açıklamasında bulundu.

    Bakan Kılıç, AK Parti’nin 1 Kasım’da yapılacak genel seçimde güzel bir sonuç elde edeceğini belirterek, “Muhalefete halk sandıkta gereken cevabı verecek” ifadesini kullandı.

    Bakan Çağatay Kılıç, Samsun’da sürdürdüğü seçim çalışmaları kapsamında bugün Havza’daydı. Havza’da kurulan pazarı gezen Bakan Çağatay Kılıç, esnafla ve vatandaşlarla yakından ilgilendi. Daha sonra bir çay ocağını ziyaret etti. Pazarda ve çay ocağında yaptığı sohbetlerde vatandaşlardan 1 Kasım’da yapılacak seçim için mutlaka sandığa gitmelerini isteyen Bakan Çağatay Kılıç, “Sandıkta milli iradenin tam anlamıyla tecelli etmesi için bu şart. Sandığa gitmeniz yetmiyor verdiğiniz oya da sahip çıkacaksınız” dedi.

    Seçimin bu hafta sonu yapılacağını hatırlatan Bakan Çağatay Kılıç, “Gördüğümüz kadarıyla durum gayet güzel. Vatandaşımız kararını vermiş gibi görünüyor. Ama tabii ki biz bununla yetinmeyeceğiz, çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ne kadar çok insana ulaşıp kendimizi ifade edersek, başarımız da o kadar artar. Şahsen Samsun’a baktığımda çok güzel bir atmosfer görüyorum. Türkiye genelinde de aynı hava var. İnşallah 1 Kasım akşamı güzel bir sonuç elde edeceğiz” şeklinde konuştu. Bakan Çağatay Kılıç, “meşruiyet tartışmasını “ siyaset malzemesi yapmaya çalışan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu sert dille eleştirerek, şöyle devam etti:

    “Ana muhalefet partisi liderinin ortaya koyduğu bazı iddialar vardı genel başkanlıkla ile ilgili. Kendisi önce ortaya koyduğu iddiaların gereğini yapsın. Sonra bir takım sözleri söylemeye hakkı olur. Nasıl meşruiyet tartışmasıymış bu, Türkiye Cumhuriyeti demokratiktir. İktidarlar bir ülkede sandıktan çıkan sonuç ile gelir sandıktan çıkan sonuçla gider. Katılımın da dünyada en üst noktada olduğu bir ülke neyin meşruiyet tartışmasıymış bu. Nereden alacakmışız meşruiyetimizi kendisi başka bir yerden mi almaya çalışıyor meşruiyeti? Sandıktan çıkan sonuç belli. Böyle meşruiyet çalışması olmaz. Demokratik ülkelerde hükümetlerin seçimle iş başına geldiği ülkelerde anayasal kuralların olduğu ülkelerde bu neyin meşruiyet tartışmasıdır. Onun arkasındaki sıkıntı şu; güçlü bir lider, güçlü bir AK Parti, Türkiye bölgesinde güçlü bir ülke. Bu bölgede şu an istikrarlı bir şekilde duran hangi ülke var. Bölgenin en istikrarlı ülkesi biziz. Birliği beraberliği en üst noktada olan ülke biziz. Bir takım bölünme falan durumları ile ilgili de bizim hiç bir şeyimiz olmaz.”

    Bakan Çağatay Kılıç, vatandaşlarla sohbetinde MHP Lideri Bahçeli’nin muhalefet anlayışına dikkat çekerek, “Bu nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil. Böyle bir zihniyet olmaz, her şeye ’hayır’ diyenlere bunun böyle olmayacağını inşallah milletimiz 1 Kasım’da sandıktan çıkan sonuçla hatırlatacak” şeklinde konuştu.

    HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yurt dışında yaptığı seçim konuşmalarındaki tutumunu eleştiren Bakan Çağatay Kılıç şunları kaydetti: “Demirtaş Türkiye’de yaptığı konuşmalarda siyasi birlikten- beraberlikten bahsediyor. Peki, neden o zaman Avrupa’daki salonlarda yaptığı konuşmalarında Türk bayraklarının kapatılmasına göz yumuyor. O toplantılarda neden şunu söyleyemiyor, ‘O bizim bayrağımız açık bayrağımızı gururla sergileyin’ diyemiyor. Gidip de yurt dışındaki toplantılarda bayrağımızı kapatanlar sandıkta bunun cevabını alacaklar. Çünkü bu ülkenin birliğine beraberliğine hiç kimsenin laf atmasına dil uzatmasına müsaade etmedik, etmeyeceğiz” dedi.

    Bu arada Bakan Çağatay Kılıç, Havza’daki seçim turu sırasında gazetecilerin de sorularını cevapladı. Muğla’da AK Parti Kadın Kollarına yapılan saldırı ile ilgili soruya Bakan Çağatay Kılıç, “Bu saldırıları kınıyorum. Orada demokratik bir ülkedeki siyasetin kurumları içerisinde olan AK Partimizin üyelerine yapılan bu saldırıyı yapanlara da şunu hatırlatmak istiyorum. Onlar demokratik tahammülsüzlük göstermişlerdir. Kadına karşı şiddet uygulamışlardır. ’Bütün siyasi partilerin buna karşı beraberce tepki göstermesini bekliyoruz. Tüm saldırıya maruz kalan arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Bu bizim kararlılığımızdan çalışma azmimizden kesinlikle hiç bir şekilde bir şey götürmeyecek aksine daha şevklenerek çalışmalarımıza devam edeceğiz” cevabını verdi.

    Bakan Çağatay Kılıç, Samsun Terme termik santrali ile ilgili soruyu ise cevaplarken “Samsun Terme’deki termik santral konusuna gelince, o konu artık kapanmıştır. Böyle bir şey artık gündemde yoktur. Artık dolayısıyla böyle bir konuda da söylenecek bir şey kalmamıştır” açıklamasını yaptı.