Etiket: Müdürünün

  • Şehit cezaevi müdürünün davası ertelendi

    Geçtiğimiz yıl uğradığı silahlı saldırı sonucu şehit edilen Kocaeli 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi Müdürü İsmet Aktürk’ün cinayet davası ertelendi.

    Geçtiğimiz yıl 16 Haziran tarihinde evinden çıkarak cezaevine giderken İzmit’te kırmızı ışıkta beklediği sırada Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi Müdürü İsmet Aktürk, uğradığı silahlı saldırı sonucunda şehit edilmişti. Olayın ardından yürütülen soruşturma kapsamında cezaevinde M.T. isimli bir mahkum ile tartıştığı ve bu mahkumun yakınları tarafından öldürüldüğü ortaya çıkmıştı. Konuyla alakalı davanın görülmesine bugün devam edildi. Kocaeli Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya şehit cezaevi Müdürü İsmet Aktürk’ün eşi Gülay Aktürk, sanıklar Ş.D, M.A, Ö.T, Van H Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS ile katılan sanık M.T ve 2 tarafın avukatları katıldı.

    Duruşmada söz alan tanık M.M, “Hemşire olarak görev yaptığım dönemde M.T’nin hastaneye sevki ile bir sorun yaşandı. Maktul müdür, doktorumuzu uyardı. M.T’nin bilgilendirilmesini istedi. Doktor, M.T’nı bu konuda bilgilendirdi. Ancak M.T sinirlendi. Hastaneye sevk yerinin değiştirildiği için. Kendisi ileri derecede KOAH hastası idi. Ameliyat olması gerekiyordu. Ancak masada kalma riski vardı. Kanaatimce cezaevi müdürünü kast ederek niye benimle uğraşıyorlar, benim ölmemi mi istiyorlar. Benim hayatım ile oynuyorlar gibi sözler söyledi. Hatırladığım kadarı ile önce ÇAPA Hastanesi’ne sevki yapılmıştı. Fakat Pendik olarak değiştirilince buna sinirlenmişti. Ben Cezaevi müdürünün, doktor hanıma bizzat talimat verdiğine tanık olmadım. Ancak aynı ortamda çalıştığımız için telefon ile görüştüklerine tanık oldum. Doktor hanım bize konuşmayı bu şekilde yansıttı. Aradan zaman geçtiği için tam hatırlamıyorum. Sağlık memuru G.G doktor hanımdan bu şekilde bir talepte bulunmuş olabilir” dedi.

    Savunmaların ardından kararını veren mahkeme heyeti duruşmayı 3 Mayıs 2017 tarihine erteledi.

  • Eski emniyet müdürünün 35 yıl hapsi isteniyor

    Bursa’da eski bürokratların Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında açılan iddianame 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Aralarında eski İl Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, eski İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar ve Vergi Dairesi eski Başkanı İbrahim Saydam’ın da bulunduğu 5’i tutuklu 8 sanık hakkında 35’er yıl hapis cezası isteniyor. Ayrıca Kahya’ya örgütün elebaşı Fetullah Gülen tarafından yazılan not da iddianamede yer aldı.

    FETÖ/PDY soruşturması kapsamında eski bürokratlar hakkında hazırlanan 61 sayfalık iddianame geçtiğimiz günlerde Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Yapılan incelemenin ardından iddianame Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından esas alındı. Tutuklu eski İl Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya, eski İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar, Vergi Dairesi eski Başkanı İbrahim Saydam, Faruk Öztürk, Yusuf Ziya Leventoğlu ile tutuksuz Kemal Bayraktar, Ahmet Münir Acar ve Yüksel Yaşar hakkında ‘silahlı terör örgütü kurma veya yönetme’, ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ ve ‘örgüte finansman sağlamak’ suçundan 35’er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

    Gülen’in el yazısı iddianamede yer aldı

    Eski Bursa İl Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya’ya terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen tarafından yazıldığı iddia edilen not da iddianamede yer aldı. Pusulada, “Ümidin emin temsilcilerinden aydınlık ruh, mübarek ve mümtaz kardeşim Emniyet Müdürü Ali Osman Kahya oğlu beye en içten muhabbetlerimle… M. Fetullah Gülen” şeklinde ifadeler yer aldı. Konuyla alakalı nöbetçi sulh ceza hakimliğinde daha önce ifade veren Kahya, “Fetullah Gülen’in bana hitaben yazdığı bildirilen not hakkında bilgim yoktur. Bana kurulan bir komplonun bir parçası olduğunu düşünüyordum. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.

    Sanıkların bylock kullandığı ve Bank Asya’ya hesap açtıkları iddianamede yer aldı. Ayrıca sanıkların FETÖ/PDY terör örgütüne destek sağlamak için görevde oldukları dönemde iş adamlarına baskı yaparak himmet adı altında para topladıkları da iddia edildi. İddianamede FETÖ’nün kuruluşu ve maksatlarından da bahsedildi.

    Yaklaşık 8 aydır tutuklu olan sanıklar önümüzdeki aylarda Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkacak.

  • Emniyet Müdürü Baştuğ, şube müdürünün başarılı kızını ödüllendirdi

    Aydın İl Emniyet Müdürü Dr. Rahmi Baştuğ, Şube Müdürü Hakan Hilmi Yaman’ın Türkiye şampiyonu olan kızını ödüllendirdi.

    Aydın İl Emniyet Müdürü Dr. Rahmi Baştuğ, Atletizm U16 Salon Türkiye Şampiyonasında 200 metrede Türkiye 3.’sü ve 4×200 metrede Türkiye Şampiyonu olan İl Emniyet Müdürlüğü Şube Müdürü Hakan Hilmi Yaman’ın kızı Ebru Yaman’ı ödüllendirildi. Baştuğ, Yaman’ın başarılarının devamı için Aydın Emniyet Müdürlüğü olarak her türlü desteği sunacaklarını belirtti.

  • İl müdürünün makam şoförü hem park yapılmaz yere, hem de kaldırıma park etti

    Bilecik’te bir kurum müdürü şoförünün makam aracını hem yasak olan yere, hem de kaldırıma park etmesi vatandaşlarının tepkisini topladı. Bilecik merkez Atatürk Bulvarı üzerinden Bilecik İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hacı Dursun Yıldız’a ait olduğu öğrenilen 11 BA 383 plakalı makam aracının şoförü, aracı hem dolmuşlar dışında parkın yasak olduğu yere, hem de kaldırıma park etmesi vatandaşlarının tepkisini topladı. Araç, bir süre bekledikten sonra bankadan çıkan Bilecik İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hacı Dursun Yıldız’ın binmesi ile olay yerinden ayrıldı.

  • Şehit cezaevi müdürünün davasında 1 kişi adli kontrol ile serbest

    Kocaeli’de Cezaevi Müdürü İsmail Aktürk’ün silahlı saldırıda öldürülmesi olayının zanlılarının yargılanmasına devam edildi. Duruşmada bir kişi adli kontrol talebi ile serbest bırakıldı.

    Kocaeli’nin İzmit ilçesinde 16 Haziran 2015 tarihinde Kocaeli 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne giderken uğradığı silahlı saldırıda öldürülen Cezaevi Müdürü İsmet Aktürk’ün katil zanlıların yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar Tuncer Sobacı, Şerafettin Dadaş, Özgür Taner, Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza infaz Kurumu’nda tutuklu olarak bulunan sanık Mustafa Taştan ile İzmir 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza infaz Kurumu’nda tutuklu olarak bulunan sanık İdris Demirel SEGBİS sistemi ile katıldı. Duruşmada ilk olarak söz alan Tanık Arif Ötleş, ”Mustafa Taştan ile Kandıra Ceza İnfaz Kurumunda aynı odada kaldık. Ciğerlerinden rahatsız olduğu için tek başına kalamıyordu. Nefesi kesiliyordu, bu nedenle hastaneye sevki yapılacaktı. Birlikte revire çıktık, burada sağlık görevlileri vardı. Öldürülen cezaevi müdürü yoktu. Mustafa Taştan’ın dosyasını bulamadılar, bunun üzerine Mustafa Taştan bana bir şey olursa ben ölürsem sorumlusu kim olacak, siz sorumluluğu almıyor musunuz gibi sözler söyledi. Benim ölmemi mi istiyorsunuz dedi. Daha sonra baş memurlar geldi. Bayan Doktor Mustafa Taştan’ın sevk işlemini yaptı, biz de oradan ayrıldık. Sanık Mustafa’nın cezaevi idaresi ile herhangi bir sorunu olmadı. Biz iyi halli mahkûm olduğumuz için sürekli ödül alıyorduk” dedi.

    Tanık Mehmet Dağ ise beyanında,” Ceza infaz ani müdahale bölümünde infaz koruma memuru olarak görev yapmaktayım. 2015 yılının ilk aylarında ani müdahale odasında sanık Mustafa ve maktul müdürün bir görüşmesi oldu. Bu görüşmede 2. Müdürler ve bazı baş memurlarda vardı. Mustafa Taştan’ın hastaneye sevki ile ilgili bir görüşme olduğunu tahmin ediyorum. Ancak içeride ki konuşmaları ben bilmiyorum. Sadece içeride görüşme olduğunu tahmin ediyorum. İçeride herhangi bir olumsuz durum olmadı. Bir tartışma ya da kavga olsa müdahale ederdik” şeklinde konuştu.

    Tanık Nurgül Aydın verdiği ifade de, “Ceza İnfaz Kurumu’nda sağlık memuru olarak görev yapmaktayım. Hükümlü Mustafa Taştan akciğer hastasıydı. Pendik Hastanesi’ne sevki yapıldı. Ancak kendisi Çapa’ya gitmek istiyordu. Revirde Doktor Saadet Hanım Mustafa Taştan’ı uyardı acil ameliyat olman gerekiyor, Pendik’te ki hastaneye gitmen gerekiyor dedi. Mustafa Taştan sinirlendi. Cezaevi müdürünü kast ederek bu adam benimle niçin uğraşıyor. Ölürsem sorumlusu kim olacak dedi. Kendisinin de müdürle uğraşacağına ilişkin bazı ifadeler kullandı” şeklinde konuştu.

    Tanık Fırat Özer ise , ”Ceza infaz kurumunda ani müdahale bölümünde infaz koruma memuru olarak görev yapmaktayım. Mustafa Taştan isimli hükümlünün hastaneye sevki ile ilgili bir sıkıntı olduğunu duymuştum ancak cezaevi müdürünün bunu engellediğine ilişkin bir bilgim yoktur. Her ne kadar polise verdiğim ifade de cezaevi müdürünün yasaların dışına çıkmak istememesi nedeni ile sevk işleminin gerçekleşmediğine dahi bir ibare yazılmış ise de ben böyle bir şey söylemedim. Bu konuda ki mevzuatı zaten bilmem. Sadece revir de bayan doktorun Mustafa Taştan’a sevk işleminin yapılamadığını kendilerinin dışında bir olay olduğunu söylemesi üzerine Mustafa Taştan’ın sinirlendiğini beni öldürmek mi istiyor ciğerlerimde ki balonlar patlarsa bunu hesabını nasıl verecek, ameliyat olmam gerekiyor gibi sözler söylediğini duydum” dedi.

    Son olarak söz alan Sanık Mustafa Taştan,”Aleyhteki beyanları kabul etmiyorum. Cezaevi müdürü aleyhine herhangi bir konuşmam olmamıştır. Zaten böyle bir şey olsa orada ki gardiyanlar tutanak düzenler. Baş gardiyanlara sorulduğunda benim müdür aleyhinde konuşmadığım anlaşılacaktır. Beni hastaneye götürmek isteyen bakanlıktır. Benim Çapa hastanesine sevk edilmek gibi bir talebim olmadı. Kocaeli Savcılığı beni Çapa’ya sevk etmiştir. Ben sadece 4 tane hastane değiştirildiği için ölmemi istiyorsunuz gibi sözler söyledim. Tahliyemi istiyorum” dedi.

    Kararını açıklayan mahkeme heyeti sanıklar Mustafa Taştan ve İdris Demirel’in SEGBİS sistemi ile hazır edilmelerine, sanıklar Tuncer Sobacı, Mehmet Ayhan, Şeraffetin Dadaş ve Özgür Tecel’in duruşma günü hazır edilmesi için yazı yazılmasına, Malike Muratoğlu’nun zorla getirilmesine, delil durumu, tutuklama tarihi gözetilerek sanık Şerefattin Dadaş’ın adli kontrol talebi ile serbest bırakılmasına karar vererek duruşmayı 21 Mart 2017 tarihine erteledi.