Etiket: Müdahil

  • Leyla davasında müdahil olan avukatların da amca Yusuf Aydemir’in tahliyesine itirazları reddedildi

    Leyla davasında müdahil olan avukatların da amca Yusuf Aydemir’in tahliyesine itirazları reddedildi

    Ağrı’da 2018 yılında cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Yusuf Aydemir’in tahliye kararıyla ilgili davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ağrı Baro Avukatları ile Erzurum Barosu ve UCİM’in itirazı mahkeme tarafından reddedildi. Konu ile ilgili açıklama yapan UCİM Erzurum Hukuk Koordinatörü Av. Oğuzhan Akyüz, “Kamuoyunun vicdanı rahatlayana kadar dosyanın peşini bırakmayacağız” dedi.

    Ağrı’da 2018 yılında dedesinin köyüne gittikten sonra kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in ölümüne ilişkin davada yerel mahkemece “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan amca Yusuf Aydemir tahliye edildi. Tahliye kararı üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı’nın ardından davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ağrı Baro Avukatları ile Erzurum Barosu ve UCİM avukatları tarafından da, sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sanık hakkında mahkumiyete yeter deliller, atılı suçun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddede yer alan katalog suçlardan olması, sanık tarafından yaşadıkları çevre ve ailevi durumları da dikkate alınarak tanıklara yönelik baskı, delilleri gizleme faaliyetlerinde bulunma ihtimali de dikkate alınarak verilen tahliye kararının kaldırılması yönünde itirazda bulunuldu. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin istinaf incelenmesi sonucu sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ağrı Baro Avukatlarının itirazı Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından reddedildi.

    Konu ile ilgili açıklama yapan Erzurum Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi ve Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği (UCİM) Erzurum Hukuk Koordinatörü Avukat Oğuzhan Akyüz, “Ağrı’da vahşice katledilen Leyla Aydemir davasına Ağrı Barosunun katılma kabulü talebi üzerine müdahil olduk. Yargılama boyunca davaya ilişkin birçok çalışma yürüttük. En son yerel mahkemenin vermiş olduğu karara karşı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesi talebinde bulunduk. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda tutuklu sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine ve daha önce kabul edilmiş olan Ağrı Barosu Başkanlığının katılma talebinin de kaldırılması yönünde karar verildi. Bölge Adliye Mahkemesince tahliyeye ilişkin verilen karara karşı savcılık, Erzurum Barosu, UCİM ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığınca itiraz edildi. Bu itirazlarımız yine mahkeme tarafından reddedildi. Tahliyeye ilişkin itirazlarımız, şu aşamada tutuklama tedbirinin ağır olacağı gerekçesiyle reddedildi. Yerel mahkemece yürütülen yargılamada ailenin insan kaçakçılığı konusu da gündeme gelmişti. Yine yerel mahkemede dinlenen tanıkların ifadelerini tamamen değiştirdikleri görüldü. CMK 100. Maddesine göre tutuklamayı gerektiren suçlardan olduğu ve ailenin daha önce insan kaçakçılığı yaptığından kaçama şüphesi barındırdığı, tanıkların beyanlarını değiştirmesinden dolayı delilleri karartma şüphesi olacağından tutuklama tedbirinin yerinde olduğu kanaatindeyiz. Buna ilişkin itirazımız Bölge Adliye Mahkemesince

    reddedildi” diye konuştu.

    “Kamuoyunun vicdanı rahatlayana kadar dosyanın peşini bırakmayacağız”

    UCİM olarak kamuoyu güvenliğini tehlikeye sokacağından yargı yerinin değiştirilmesi talebinde bulunduklarını ifade eden Av. Akyüz, “Bu talebimiz henüz değerlendirmeye alınmadı. Yargılama ister Ağrı’da ister başka bir mahkemede devam etsin biz bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız, Leyla’nın katillerinin mahkemece tespit edilip cezalandırılmasını sonuna kadar talep edeceğiz. Kamuoyunun vicdanı rahatlayana kadar dosyanın peşini bırakmayacağız” açıklamalarında bulundu.

    Öte yandan, UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan ve Genel Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan da bu işin sonuna kadar takipçisi olacaklarını, Leyla’nın katillerinin dışarıda ellerini kollarını sallayarak gezmemeleri için ne gerekiyorsa tüm UCİM avukatları olarak yapacaklarını belirttiler.

  • Horasan, Ağrı-Kars-Iğdır illerini ’büyükşehirler arası geçiş yasağına’ müdahil etti

    Horasan, Ağrı-Kars-Iğdır illerini ’büyükşehirler arası geçiş yasağına’ müdahil etti

    İçişleri Bakanlığınca 30 büyükşehir ve Zonguldak’a giriş çıkışın yasaklanmasının ardından Erzurum’un Horasan ilçesi, Kars, Ağrı ve Iğdır illerinin batıya ulaşımını kesti ve bu iller de yasağa otomatik olarak müdahil olmuş oldu.

    İçişleri Bakanlığının yayınlamış olduğu Korona virüsü önlemleri kapsamında 30 büyükşehir ve Zonguldak’a giriş çıkış yasaklandı.

    Etrafı büyük şehirlerle kaplı olan fakat büyükşehir statüsünde olmayan Kars-Ağrı-Iğdır gibi şehirlerinin ise bu durumda otomatik olarak yasaklanan iller arasına girdiği görülüyor. Türkiye geneli 30 büyükşehirden biri de Erzurum’un olması nedeniyle doğuda stratejik konuma sahip olan Erzurum’un Horasan ilçesi, Kars, Ağrı ve Iğdır illerinin batıya ulaşımını kesti ve bu iller de 30 büyükşehir yasağına otomatik olarak müdahil olmuş oldu. Horasan İlçe Emniyet Müdürlüğü trafik ekipleri, Azerbaycan Kars Sarıkamış Iğdır yolundan ilçe şehir merkezine giriş yolunu tamamen trafiğe kapatarak gelen araçları çevre yoluna yönlendirdi. Ayrıca uluslar arası geçiş güzergahı olan İran-Ağrı-Van-Erzurum karayolunda oluşturulan polis kontrol noktasında şehir merkezine Van, Ağrı, Kars, Iğdır’dan gelen araçlar alınmıyor. İlçeden Erzurum yönüne giriş çıkış yolunda ise polis ve jandarma ekiplerinin birlikte yapmış olduğu kontrollerle hem ilçe merkezine hem de araçların Erzurum yönüne gidişlerine izin verilmiyor. İlçenin Uluslararası yolları birbirine bağlayarak kavşak görevi konumunda olması nedeniyle Horasan’da 3 ayrı noktada polis ve jandarma ekipleri yoğun güvenlik önlemleri almış durumda. Hiç bir şekilde izin belgesi olmayan araçların geçişine izin verilmiyor. Ekipler denetimlerin aralıksız sürdürürken, araç içindeki vatandaşların da ateş ölçer ile ateşlerini ölçüyor.

  • Dolguyu kaldır davasına vatandaş da müdahil oldu

    Muğla’nın Bodrum ilçesinde Maliye Bakanlığı Hazine Müsteşarlığının, Gündoğan Çetirge (Çetilli) Burnu’nda bir inşaat firmasının hafriyatla denizde 31 dönümlük dolgu alanı yapılması adına açılan davaya, vatandaşın da müdahil olması kabul edildi.

    Bugün Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Hazinenin bir inşaat aleyhine açtığı meni müdahale ve kal (dolguyu kaldırma, kıyıyı eski haline getirme) davası başladı. Gündoğan Çetirge (Çetilli) Burnu’nda bir inşaat firmasının inşaat hafriyatı ile denizi doldurarak, 31 dönümlük dolgu alanı yapmasına karşı açılan kamu davasında, mahkeme heyetinin tarafları HMK.137. maddesi gereği anlaşmaları ve alternatif çözüm noktaları aramalarına teşvik etmesine, her iki taraf ta itiraz etti. Firmanın avukatlarının davanın ret talebi de kabul edilmeyerek, 15 gün içinde tarafların henüz sunmadıkları belgeleri teslim etmeleri için 15 gün süre verilirken, Muğla Büyük Şehir Belediyesi’nden söz konusu parselin kıyı kenar çizgisi onaylı haritası, Harita Genel Komutanlığı’ndan topografik harita istenmesine karar verildi.

    Davaya müdahil olarak katılmaları mahkeme tarafından kabul edilen; Peynir Çiçeği Gündoğan Gönüllüleri Derneğini temsilen Sema Höcek ve Turgay Yener, Bodrum Denizciler Derneği adına Dernek Başkanı Mustafa Demiröz ile Haluk Ortaç’a görüşleri soruldu. “Kıyı kenar çizgisine ve deniz dibi yaşama müdahele vardır, davanın kabulüne karar verilmesini istiyoruz” şeklinde görüşlerini beyan ettiler. 1. Asliye Hukuk mahkemesinde görülen, ceza davası olmayıp, ” meni müdahale ve kal” (dolguyu kaldırma, kıyıyı eski haline getirme) olan, 31 dönümün kaldırması, işgale son vermesi için açılan dava kabul edilerek, tahkikat duruşmasının 01 Mart 2018’de görülmesine karar verildi.

  • Başbakan, 700 harbiyelinin Ankara’ya götürülme girişimi davasına müdahil oldu

    Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda eğitim gören 700 harbiye öğrencisini Isparta’dan Ankara’ya götürme girişimine yönelik görülen davaya müdahil oldu.

    Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi sırasında, Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda eğitim gören 700 Harbiyeliyi Ankara’ya sevk edecekleri iddiasıyla, Isparta 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 9’u tutuklu 21 sanıklı davanın duruşmasına devam edildi.

    Aralarında Isparta eski Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kurutmaz ile eski Erkan Başkanı Orhan Yılmaz’ın da tutuklu sanık olarak bulunduğu davanın duruşması, güvenlik gerekçesiyle Isparta Adliyesi Konferans Salonu’nda görüldü. Duruşma Salonu’na sanık yakınlarından ikişer kişi alındı. Polis ekipleri kapı girişinde sanık yakınlarını aradıktan sonra duruşma salonuna aldı.

    2 tutuklu sanık SEGBİS ile duruşmaya katıldı

    Duruşmaya, eski Terörizmle Mücadele Eğitim ve Tatbikat Merkezi Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kurutmaz ile Merih Özşahin SEGBİS aracılığıyla katılırken, tutuklu sanıklar İlhan Çağrı Kayaoğlu, Ahmet Nazif Şensoy, Nurhan Baran, Ahmet Yıldırım, Orhan Yılmaz, Cumhur Keyik, Seçkiner Arslan ile tutuksuz sanıklar ve avukatları da salonda hazır bulundu.

    Darbe teşebbüsü gecesine ait kamera kayıt raporları okundu

    Bugün öğleden sonra görülmeye başlanan duruşmada, ilk olarak 15 Temmuz kanlı darbe girişimi gecesinde Isparta’daki Tugay’da bulunan güvenlik kamerası kayıtlarını içeren raporlar Mahkeme Başkanı Hacı Mustafa Yazıcı tarafından okundu. Tugay kapı girişlerinde darbe girişimi gecesi yaşanan araç giriş ve çıkışları ile sanıklar ve diğer askerlerin hareketliliklerinin de kayıt altına alındığı raporların okunmasının ardından sanıkların savunmaları alındı.

    Savunmaların dinlenmesinin ardından İddia Makamı tarafından mütalaa verildi. İddia makamı bazı tutuksuz sanıkların tutuklanmasını talep ederken, bazı sanıklar için de beraat verilmesini istedi. İddia makamı Başbakan Binali Yıldırım’ın davaya müdahil olma talebinin de kabulünü istedi. Mütalaanın ardından, Hacı Mustafa Yazıcı başkanlığındaki mahkeme heyeti, tekrar sanıklar ve sanık avukatlarına söz hakkı verdi. Sanık avukatları, Türkiye’deki diğer mahkemelerde görülen davalardan örnekler vererek, Isparta’daki müvekkillerinin askeri, zırhlı araçlarla yapılan bir kalkışma veya silahlı şekilde darbe girişimi olaylarına karışmadığını savundu. Bazı avukatlar, bu nedenle müvekkillerinin aynı maddelerden yargılanmamaları gerektiğini öne sürdü.

    Başbakan’ın müdahil olma talebi kabul edildi

    Duruşma sonunda mahkeme heyeti ara kararını verdi. Mahkeme heyeti, Başbakan Binali Yıldırım’ın davaya müdahil olma talebini kabul ederken, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tutuklanması talep edilen sanıkların da tutuksuz yargılanmalarının devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 5 Şubat 2018 tarihine ertelendi.

  • Bakanlık müdahil oldu, Çanakkale’deki kasaplarda kuzu eti fiyatları düştü

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ithal ettiği etin iki büyük markette 29 ve 31 liradan satılmasının ardından Türkiye’nin en pahalı etinin satıldığı Çanakkale’de kuzu fiyatları 37-38 liradan 32 liraya geriledi. Çanakkaleli kasap Şevket Yalçıntekin, İstanbul’dan gelen yüksek talebin Çanakkale’deki et fiyatlarını yükselttiğini ifade ederken, “İstanbul’da eti 60-70 liraya satan yerler var. Çanakkale’de karkas fiyatının yükselmesi İstanbul’a bağlı” dedi.

    Tarım Kooperatifleri Merkez Birliği (TARIM-KOOP) Genel Başkanı ve Çanakkale Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Özkurnaz, süt fiyatlarının yükselmesi durumunda et fiyatlarının da düşeceğine inandıklarını belirterek, “Şu anda büyükbaş fiyatlarında ciddi bir değişiklik yok. Ülke geneline bakıldığında en pahalı et fiyatı Çanakkale ve Balıkesir bölgesinde. Dana fiyatları toptan 29-30 lira arasında olmasına rağmen kasaplarda 40-42 liraydı. Şu anda fiyatlar toptan 25 liraya düştü. Ancak kasapta büyükbaş fiyatlarında herhangi bir düşüş olmadı. Ülke genelinde her yerde et var. Ancak doğu ve bizim bölgelerimize baktığımızda bizim 10 TL farkımız var. Dana kesimlerinde besicinin aleyhine gelişen 5 liralık bir fiyat düşüşü söz konusu. Bölgemizde üretimin artmasıyla kasaplar belki geri adım atabilir. Biz bunun bir geçiş süreci olduğunu düşünüyoruz. Bu geçiş süreci kalıcı değil. İthalat sürekli olacak bir sistem değil. Hayvancılığın daha da gelişmesi hep temelinde yatan neden de süt fiyatlarının dengesizliğindedir. Süt fiyatları yükselirse, et fiyatlarının da düşeceğine inanıyoruz” dedi.

    “Halkımız etin fahiş fiyatlar ile satıldığını sanmasınlar”

    Kasaplık yapan Şevket Yalçıntekin ise, “Bir etin maliyeti giderleri, KDV’si her şeyi hesaplanması gerekiyor. Güneydoğu’da bizim bölgemize göre 10 lira daha düşük satıldığını söylüyorlar. Güneydoğu batıya göre et üretiminin çok geliştiği ve İran, Irak’tan ithal edildiği söyleniyor. Biz ucuz et satmamız için 15 liraya malı karkas edip 30 liradan satmaz isteriz tabi ki. Biz bir günde 70-80 kilo şu anda perakende yaparken 200 kilo perakende biz de yapmak isteriz. Halkımız etin fahiş fiyatlar ile satıldığını sanmasınlar. Bu şekilde giden sistem bizim fiyatlarımızı kesinlikle düşürmez” diye konuştu.

    “Çanakkale’de karkas fiyatının yükselmesi İstanbul’a bağlıdır”

    “Çanakkale, Balıkesir, Bursa Türkiye’de et üretiminin olduğu şehirler” diyen Yalçıntekin, “Çanakkale’de Ayvacık, Biga ilçeleri İstanbul’a en çok mal kesimin çekildiği bölgeler. İstanbul başlı başına bir metropol. Biga’da bizim mezbahalarda 200-250 tane hayvan kesiliyor. İstanbul’da 45,60,70 liraya et satan yerler var. Semt semt değişiyor. 40 liradan başlar 60 liraya kadar değişir. Çanakkale’de karkas fiyatının yükselmesi İstanbul’a bağlıdır. Kesinlikle market ve kasabın hiçbir alakası yoktur. Kasap şu anda ithal et almıyor. Yerli üretim yerli hayvan kestiği için, yerli üretimin çoğalması, karkas fiyatlarının düşürülmesi, yem çuvalının 20-25 liralardan satılması karkas fiyatlarını indirip, bizim de indirmemiz gerekir. Bizim ithal et alma gibi bir şansımız yok. Ülkede şu anda yapılan haksız bir rekabet var. Etin gerçek fiyatlarından satıldığını söylüyorlar. Etin gerçek fiyatları bu değildir. Bizde bir kilo kıymanın fiyatı 46 lira. 1 kilo kuşbaşının fiyatı 50 lira. Bu şartlarda daha düşük satmak gibi bir şansımız yok. Fiyatlar bu şekilde seyrederken kuzu fiyatları 37-38 liradan 32 liralara kadar geriledi. Aynı şekilde kilo başında 5-6 lira gibi bir indirime geçtik. Bu rakamlar büyükbaş hayvana da yansımış olsa 3-5-6 lira kadar indirimler yapabiliriz” şeklinde konuştu.