Etiket: Mücadeleyi

  • Kanser oldu, evladını kaybetti ama mücadeleyi bırakmadı

    İzmir’in Bayraklı ilçesinde yaşayan Ayşe Kapçı, başından geçen birçok acı olaya rağmen hayata sımsıkı tutunmayı bildi. Birçok ameliyatın ardından tek göğsü alınan ve küçük oğlunu henüz 23 yaşındayken lösemi nedeniyle kaybeden gözü yaşlı anne, şimdilerde Bayraklı Belediyesinin açtığı kurdele nakışı kurusuna katılarak yaşadığı acı olayları unutmaya çalışıyor.

    Hayatın tüm zorluklarına rağmen yıkılmayan ve güçlüklerle mücadele ederek galip gelen Ayşe Kapçı, bir insanın başına gelmesini istemediği birçok kötü olay yaşadı. Yıllar önce baygınlık geçiren, yapılan tetkikler sonucunda göğüs kanserine yakalandığı öğrenen 62 yaşındaki Kapçı, hayatının ilk şokunu o an yaşadı. O güne kadar herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşmayan Kapçı, geçirdiği sayısız ameliyat sonucu tek göğsünü kaybetti. Küçük oğlunun bıngıldağının erken kapanmasıyla nedeniyle, sıkıntılı bir süreç daha yaşayan Kapçı, oğlunun kafasının büyümemesi nedeniyle hayatının ikinci şokunu yaşadı. Zor şartlarda evladını büyüten Kapçı, oğlunu 23 yaşına kadar büyütmeyi başardı. Oğlunun bir gün grip olmasıyla lösemiyle tanışan Kapçı ailesi, bu hastalıkla 10 ay mücadele etti ancak başarılı olamadı. Yaşadıkları tüm bu olumsuzluklara rağmen Kapçı, hayata tutunmayı bildi. Bayraklı Belediyesinin açtığı kurdele nakışı kurusuna katılarak yaşadığı acı olayları unutmaya çalışan Kapçı, “Burada gülüyoruz, ağlıyoruz. Çok şey paylaşıyoruz. Yaptığımız işler terapi oldu, evden buraya gelmek için can atıyorum” dedi.

    Gözyaşlarıyla anlattı

    Başından geçen kötü olayları anlatan Kapçı, “Yıllar önce göğüs kanserine yakalandım. Doktorlar, ‘göğsünü alalım’ dediler ve neticesinde göğsüm alındı. Oraya silikon yaptılar. Daha öncesine kadar hiçbir şeyim yoktu. Ameliyat ettikten sonra doktor, ‘kuş kafesten kaçarken yakaladık’ dedi. O zaman çok yıprandım. Eşime ayrılma teklifinde bulundum. Psikolojim çok bozulmuştu. Eşim bana çok iyi davrandı. Ondan Allah razı olsun. Dostlarım da benimle ilgilendi. Eşim beni hiç sıkmadı. ‘Ayrılalım’ dedikçe o hep alttan aldı. Bana hiçbir zaman kötü davranmadı” diye konuştu.

    “Hep bizi buldu”

    Oğlunun doğuştan gelen bir rahatsızlığının olmadığını anlatan anne Kapçı, “Tedavisiyle yıllarca uğraştık. Özel eğitimler aldırdık. Gelişmesinde çok az bir gerilik vardı ama zekası yerindeydi. Hatta işe bile girdi. Babasının çalıştığı fabrikada getir götür işi yapıyordu. Sonra bir gün grip oldu. Lösemi olduğunu söylediler. 10 ay tedavi gördü ama olmadı. Kaybettik. 450 kişiden kan aldık ama bir sonuca varamadık. Vefat ettiğinde 23 yaşındaydı. Kanserle, doğumundan sonra yaşadığı rahatsızlığın hiçbir bağlantısı yoktu. Kötü olaylar hep bizi buldu” ifadelerini kullandı.

    “Buraya gelmek için can atıyorum”

    “Allah kimseye evlat acısı vermesin” diyen anne Kapçı, “İlaçlarla ayakta durduk yıllarca. Bu yaşadığımız süreci psikiyatri doktorları ile atlattım. Büyük oğlum, gelinim hep bizimle oldu. Bayraklı’ya taşındığımda belediyenin kursu olduğundan, oradaki aile ortamından bahsettiler. Psikolojik olarak hiç iyi değildim. Manavkuyu Mahallesi’nde Bayraklı Belediyesinin kurdele nakış kursuna başladım. O andan itibaren de hayatım değişti. Burada gülüyoruz, ağlıyoruz. Çok şey paylaşıyoruz. Yaptığımız işler terapi oldu, evden buraya gelmek için can atıyoruz. Birisi bir şey söylüyor üzgünken gülmeye başlıyoruz. İyi ve kötü günümüzü paylaşıyoruz. Burada havluları işliyoruz” dedi.

  • Gölete uçan araçtaki babasını kurtarmak için verdiği mücadeleyi anlattı

    Çanakkale’nin Çan ilçesinde gölete uçan sonra da batmaması için bir tıra bağlanarak sabitlenen aracın sürücüsü, araçta bulunan yeni ameliyat olmuş babasını kurtarmak için verdiği mücadeleyi anlattı.

    Çan-Çanakkale karayolunun 14 kilometresinde Bahadırlı köyü yakınlarında dün meydana gelen kazada Mustafa Kaya’nın kullandığı 17 HP 580 plakalı araç, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yol kenarında bulunan menfez birikintisinden oluşan gölete uçmuş, suya saplanan araçtan kendini dışarıya atan sürücü Kaya’nın yanında bulunan babası Ali Kaya ise kalça ameliyatı geçirdiği için araçtan çıkamamıştı. Suyun bataklık olması nedeniyle araçtan alınamayan Ali Kaya’ya önce yoldan geçen bir tır şoförü yardımcı olmuş, aracı ip yardımı ile tıra sabitleyen sürücü aracın kayarak gölete batmasını önlemişti. Çan Belediyesi İtfaiye ekipleri, Çanakkale UMKE ekibi ve 112 ekiplerinin yoğun çalışmaları sonrasıyla vinç yardımı ile göletten çıkarılan araçta bulunan Ali Kaya’ya 112 ekipleri olay yerinde müdahale ederek Çan Devlet Hastanesine kaldırılmıştı.

    Aracın sürücüsü Mustafa Kaya, babasını kurtarmak için verdiği mücadeleyi anlattı. Kaya, “Babam bacağını kırdı, hastaneye götürdüm. Orada ameliyat oldu. Ameliyatı iyi geçti. Taburcu oldu. Aldım Çanakkale’den geri gelirken araba kontrolden çıktı. Hakimiyeti kaybettim. Orada bir gölet varmış. Gölete düştük. Babam rahatsız olduğu için kıpırdayamadı. Arabanın içerisine su girdi. Yoldan geçen bir tırcı arkadaş görmüş, durdu. Ondan yardım istedim. Arabayı sabitledik. Sonra 112’ye itfaiyeye haber verdik. Sonra vinç geldi. Aracı kenara çıkardılar. Babamı ondan sonra çıkardık, hastaneye kaldırdık. Acilde kontrol ettiler. Herhangi bir şeyi olmadığını söylediler. Şimdi evde istirahat ediyor. Sağlık durumu iyi” dedi.

  • Çalımbay: “Mücadeleyi skora yansıtamadık”

    Antalyaspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, mücadelelerini skora yansıtamadıklarını belirterek, kalan 4 maçı en iyi şekilde bitirip ilk 10 içinde yer almak istediklerini söyledi.

    Spor Toto Süper Lig’in 30 hafta açılış maçında Antalyaspor, sahasında ağırladığı Medipol Başakşehir’e son dakikalarda yediği golle 1-0 mağlup oldu.

    Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Çalımbay, maçın skorundan yakınarak, karşılaşmanın başından sonuna kadar iyi mücadele etmelerine rağmen mağlup olduklarını söyledi.

    Hiçbir zaman oyundan kopmadıklarını dile getiren Çalımbay, “İlk yarı ve ikinci yarıda son paslara dikkat edebilseydik, belki de maçtan farklı şekilde ayrılacaktık. Karşımızdaki takım da çok kaliteli oyunculardan kurulu. Boşluk bıraktığınız an çok iyi değerlendirebiliyorlar. Takımımın mücadelesinden memnunum. Ama bu mücadeleyi skora yansıtamadık. Bizim zaten hedefimiz ligde ilk 10’un içinde kalmak. Onu gerçekleştireceğiz. Önümüzdeki yıl içinde gerekli hazırlıkları yapacağız” dedi.

    “Hakeme eleştiri”

    Maçın hakemlerinin kararlarına da sitem eden Çalımbay, “Yaptıkları bir iki şey oldu. Hakem arkadaşlarımızın hepsi, haklıdır, doğrudur. Onlar bizden çok daha iyi bildikleri için bir şey söyleyemiyoruz. Trabzonspor maçında da böyle şeyler oldu, onda da hakem arkadaşlarımız haklıdır. Göremiyoruz, hakemler gördüğü için öyle karar verdiler. Onlar için üzgünüz. Tek amacımız kalan 4 maçı iyi şekilde bitirmektir” diye konuştu.

  • Kalkınma Bakanı Yılmaz, Terörle Mücadeleyi Değerlendirdi

    Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması için hükümetin gerekeni yaptığını belirterek, emniyetli bir ortam olmadan sosyal hayat ve ekonominin gelişemeyeceğini söyledi.

    Muş Alparslan Üniversitesi’ni ziyaret ederek Rektör Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat ve üniversitenin yönetim kadrosu ile bir araya gelen Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yürütülen operasyonlar ve güvenlik konularında açıklamalarda bulundu. Basın mensuplarının terörle mücadele konularındaki sorularını yanıtlayan Bakan Yılmaz, “Emniyetin olmadığı yerde bırakın buraya sermaye çekmeyi buradaki yatırımcı da başka yere göç eder. Bizim güvenlik anlayışımız insan odaklı bir güvenlik anlayışıdır. Esasında bir hükümet bir devlet nasıl ki sağlık hizmeti sunuyorsa halkına, emniyet hizmeti de sunmak durumunda. Bunu ihmal ederseniz temel bir görevinizi yapmamış olursunuz” dedi.

    Bölgedeki son durumla ilgili de bilgi veren Bakan Yılmaz, “Ben defalarca Şırnak’a gittim geldim bu anlamda. Değişik ilçelerimizde maalesef sıkıntılar var. Şu anda Yüksekova’da da tamamlandı biliyorsunuz operasyonlar. Ama Nusaybin ve Şırnak merkezde operasyonlar devam ediyor. Silopi’de belli geçici bir şey olmuştu orada da şimdi bitti. Bunlarda en kısa sürede biter inşallah. Bizim bunları tartışmamamız lazım. Bizim hep birlikte Türkiye’nin kalkınmasını konuşmamız lazım. Demokrasisini konuşmamız lazım ve bunu bütün toplum olarak konuşmamız lazım. Bu çerçevede şiddete, teröre başvuranlar hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar. Bu ülkenin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini bozamayacaklar. Bölgede yaşayan halka da ben şükranlarımı sunuyorum. Halkımız hiçbir zaman teröre prim vermedi. Terörle hep mesafe koydu arasına. Geçtiğimiz aylarda herkes gördü, yapılan çeşitli çağrılara, provokasyonlara rağmen halkımız hiçbir zaman o sağ duyusundan uzaklaşmadı. Teröre prim vermedi. Devlet hak edene kudretini, hak edene de şefkatini gösterecek” ifadelerini kullandı.

    Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, daha sonra polis evinde onuruna verilen öğle yemeğine katıldıktan sonra Bingöl’e gitmek üzere kentten ayrıldı.

  • Özkan: “TTB Konseyi’nin Aksine Terörle Mücadeleyi Destekliyoruz”

    14 Mart Tıp Bayramı programında konuşan Samsun Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Fatih Özkan, Türk Tabipler Birliği(TTB) Merkez Konseyi’nin aksine, Samsun Tabip Odası olarak teröre karşı ulusça verilen mücadeleyi desteklediklerini söyledi.

    14 Mart Tıp Bayramı kutlamaları dolayısıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Tıp Fakültesi’nde program düzenlendi. OMÜ Tıp Fakültesi Dekanlık Binası Pembe Salon’da düzenlenen programa; Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Köksal, Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, OMÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sevilhan Mennan ve Prof. Dr. Bünyamin Şahin, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Başoğlu, Samsun Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Fatih Özkan, Samsun Baro Başkanı Av. Kerami Gürbüz, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.

    MERKEZ KONSEYİNE UYARI

    Programda konuşma yapan Samsun Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Fatih Özkan, “Bir asır önce emperyalizme karşı savaşan ve Cumhuriyeti kuran kadrolar içinde yer alan tıbbiyeliler emperyalist güçlerin uşağı ve taşeronu bölücü terör örgütlerine karşı bugün de aynı heyecanla ülkemizin birlik ve beraberliği için görev başındadır. Tarihimize tıbbiyeliler adını altın harflerle kazıyan o günün hekimleri ve hekim adaylarında olduğu gibi bugün de hekimlerimiz savaşta ve afetlerde görevlerini en iyi şekilde yapmaktadırlar. Cumhuriyet değerlerinin bölgenin yitirdiği etnik ve mezhep çatışmalarına karşı güvence olduğunun bilincindeyiz. Tüm uyarılarımıza rağmen, bu bilinçte olmayan ve etnik bölücü unsurların etkisi altında kalan merkez konseyini bir kez daha uyarıyoruz. Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi’nin aksine Samsun Tabip Odası olarak teröre karşı ulusça verilen mücadeleyi desteklediğimizi ve terör eylemlerinin biran önce bitirilmesi talebimizi ilan ediyoruz” dedi.

    KÖKSAL: “DİMDİK AYAKTAYIZ”

    14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle açıklama yapan İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Köksal, “Bugün 14 Mart 2016, tıp öğrencilerin işgale başkaldırısının 97. yılı. Ezelden beri hür yaşamış milletimizin işgale boyun eğmeyeceğini haykırdığı ve tıbbiye öğrencilerinin yaktığı bağımsızlık meşalesinin yıl dönümündeyiz. İşgale karşı bağımsızlık mücadelesinin gizli adı oldu ’Tıp Bayramı’. Bu milletin hekimleri, bu milletin yeniden dirilişi için o gün nasıl kenetlendi ise bugün de büyük ve güçlü Türkiye idealimize her zamankinden daha çok bağlı olduğumuzu, hekimler olarak bütün dünyaya ilan ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, biz hekimler ve sağlık çalışanları, insan hayatının kıymetini en iyi bilen insanlarız. Bir canı kurtarmayı, bütün insanlığı kurtarmakla eşdeğer sayan anlayışın sahipleri olarak gece gündüz insanımızın sağlığı için hizmet sunuyoruz. Dün başkentimizde hasta olmasın diye üzerine titrediğimiz insanlarımızı, masum canları, alçakça bir saldırıda kaybettik. Sağlık ailesi olarak acımız sonsuz. Saldırıda yaralanan insanlarımızı hayatta tutabilmek için bütün gücümüzle çalışıyoruz. 14 Mart 1919’da kadim başkentimiz İstanbul’u işgal etmeye kalkanlara karşı direnen tıbbiyelilerden miras kalan milli ruhu hiçbir güç söndüremeyecektir. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında çalışan hekimler olarak milletimizin birliğine ve ecdadımızdan miras aldığımız bağımsızlık ruhuna büyük bir onurla sahip çıkacağımıza söz veriyoruz. Terörün; huzurumuzu kaçırmasına, milli birliğimizi nifak tohumları saçarak bozmasına fırsat vermeyeceğiz. Sağlık çalışanları olarak insanlık katillerini lanetliyoruz. Teröre kurban verdiğimiz insanlarımızı rahmetle anıyoruz. Milletimizin başı sağ olsun. Çanakkale ruhu ile nasıl işgalci zihniyete karşı durdu isek bugün aynı ruhla teröre karşı duruyoruz. Biz hekimler her zaman milletimizin yanında olduk Çanakkale’de vardık, dünde oradaydık ve bu günde yaralılarımızın yanındayız. Her zaman milletimizin yanında onlara uzanan el olacağız. Biz buradayız… Dimdik ayaktayız. Tüm tıp camiasının 14 Mart Tıp Bayramını kutluyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz” ifadelerini kullandı.

    Konuşmaların ardından, meslekte 30-40-50-55. yılını doldurmuş doktorlara plaket takdim edildi.