Etiket: MTSO

  • MTSO Meclisi: “Polipropilen tesisine karşı değiliz, ancak yer seçimi yanlış”

    MTSO Meclisi: “Polipropilen tesisine karşı değiliz, ancak yer seçimi yanlış”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Toplantısında, Mersin’de yapılması planlanan polipropilen tesisi masaya yatırıldı. Yatırımı değerlendiren meclis üyeleri, böyle bir yatırıma karşı olmadıkları, ancak yatırım yeri seçiminin yanlış olduğu görüşünde birleşti.

    MTSO Ocak Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Hamit İzol başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda Mersin’de yapılması planlanan polipropilen tesisi yatırımını değerlendirdi. Yapılan görüşmelerde “Mersin, polipropilen tesisi yatırımına karşı değildir. Yatırım için seçilen yerin Mersin Yeni Konteyner Limanı ve Serbest Bölge genişleme alanı olarak planlanmış olması nedeniyle yer seçimi yanlıştır” görüşü oy birliği ile kabul edildi.

    Polipropilen yatırım yeri olarak seçilen ve özel endüstri bölgesi olarak ilan edilen alanın, daha önceki planlarda Mersin Serbest Bölge Gelişme Alanı, Sanayi Depolama Alanı, Mersin Ana Konteyner Limanını da kapsayıp kent merkezine yürüme mesafesinde olmasından dolayı MTSO Meclisi yatırım yerinin doğru yer olmadığını savundu. Kararda, Mersin’in yatırımlara karşı olmayıp kentin kapısının yatırımcılara her zaman açık olduğu vurgulandı. Bu yatırımın ise yerini onaylamayıp böylesi önemli yatırımlarda kent dinamiklerinin de görüşüne başvurulması gerektiği tüm meclis üyelerince kabul edildi. Meclis üyeleri, bu bölgenin 10. ve 11. Kalkınma Planında belirtildiği gibi Mersin Konteyner Limanı olarak değerlendirilmesi halinde kentin lojistik gücünü artırarak hem ekonomik gelişimine hem istihdama daha fazla katkı sunacağını vurguladı. Aynı zamanda tesisin şehir merkezine ve yerleşim yerlerine çok yakın bir mesafede yapılacak olmasının kent için büyük bir tehlike olduğunu belirten meclis üyeleri, böylesi bir sanayi tesisi yatırımının yerleşim yerlerinden uzakta yapılmasıyla kentin gerek çevresel gerekse fiziksel tehditlere karşı korunmuş olacağını dile getirdi.

    Mecliste, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde (MTOSB), MTSO ve MTOSB işbirliğinde yapımı tamamlanan Yenilik ve Dijital Dönüşüm Merkezini (Model Fabrika) işletmek üzere şirket kurulması kararı da alındı.

    “Kent sorunlarına karşı ortak kararlar alacağız”

    Meclis Başkanı Hamit İzol, yaptığı açılış konuşmasında, önümüzdeki süreçte MTSO Meclisi olarak her ay kent ile ilgili bir konu üzerinde değerlendirme yaparak konuyla ilgili oluşan görüşlerini kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi. Bu konuların meclis olarak takipçisi olacaklarını da vurgulayan İzol, ilk olarak Mersin’de yapılması planlanan polipropilen yatırımını ele alacaklarını söyledi. Sonraki aylarda Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsünün durumu, Mersin’de öncü ve örnek bir turizm yatırımıyla ilgili yürütülen çalışmaları ve diğer konuları da ele alarak devam edeceklerini kaydeden İzol, konunun uzmanlarıyla görüşüp, kentin ihtiyaçlarını gözeterek gerekli tavsiye kararlarını bilimsel veriler doğrultusunda alacaklarını bildirdi.

    “Yatırım kararları alınırken yerel dinamikler karar süreçlerine dahil edilmeli”

    MTSO’nun gücünü meclisinden aldığını vurgulayan Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise “Her ne kadar başkan olarak ben ya da yönetim kurulu üyeleri Mersin’i ilgilendiren konularda görüşlerimizi açıklasak da meclis iradesi olmazsa bu görüşler şahsi görüşlerimiz olarak kalır. Bu nedenle ortak karar almamız önemli” değerlendirmesini yaptı.

    Mersin’de bugün herkesin kente yatırım yapılması için büyük istek duyduğunu kaydeden Kızıltan şunları söyledi:

    “Ancak yatırım kararları alınırken yerel dinamikler karar süreçlerine dahil edilmeli. Böyle olursa şehrin hazmedeceği, şehre daha büyük katma değer sağlayacak yatırımlar yapılabilir. Çünkü bu kenti en iyi bilen bizleriz. Konjonktürel ya da jeopolitik olarak bakıp bizim bilgimiz dışında kararlar alınırsa böyle tartışmalar çıkıyor. Polipropilen yatırımını yapacak holdingin Adana Yumurtalık’ta işlettiği serbest bölgesi ve limanı var. Hatta o bölgede bir de kimya endüstri merkezi var. Oralar değerlendirilebilir. Mersin’deki seçilen alan Mersin Konteyner Limanı yatırımını engeller. Bu alana konteyner limanı yapılması için devlet söz verdi ve sözünü yerine getirmesini istiyoruz. Başka şehirlerin, şirketlerin bu konuda lobi yapıp Mersin’in yatırımlarını başka yerlere kaydırmasına izin vermeyeceğiz. Bunu kabul etmeyiz. Polipropilen yatırımının yeri Kimya Endüstri Bölgesidir.”

    “Petrokimya tesislerinin altyapısı da özel olmalı”

    1970’lerde aynı bölgede yapılan Akdeniz Gübre yatırımının tarihçesi hakkında bilgi veren Meclis Üyesi Ahmet Akın da “Burası doğrudan yabancı sermaye yatırımıydı. 50 yıl önce çevre bilinci olmadığından karşı çıkılmadı ve yıllarca asitli, kirli duman başta Karaduvar ve Kazanlı mahalleleri olmak üzere Mersin’i perişan etti. Zehir soluduk. Bugün de yine aynı bölgeye bir petrokimya tesisi yatırımı düşünülüyor. Oysaki petrokimya tesisleri altyapısı ona göre hazırlanmış özel ekonomik bölgeler ilan edilmiş alanlarda inşa edilir. Evet, ülkemiz bugün polipropilen ihtiyacının yüzde 95’ini ithalatla karşılıyor. İthalatın önüne geçmek adına önemli bir yatırımdır. Yatırıma kesinlikle karşı değiliz ama bu devasa tesisi, şehir merkezine çok yakın, serbest bölge genişleme alanı ve ana konteyner limanı alanının başucuna yapmak doğru değildir” dedi.

    “Yatırım yaparken teknik konulara dikkat edilmeli”

    Geçmiş yıllarda mevcut bölgenin Mersin Serbest Bölgesinin genişleme alanı olarak işaretlenmesine yönelik çok mücadele verdiklerini hatırlatan Meclis Üyesi Ekrem Sağlam da yaptıkları çalışmaları özetledi. Verdikleri uzun ve zorlu mücadele sonunda 330 dönümlük alanı planlarda “Serbest Bölge Genişleme Alanı” olarak işaretlettirdiklerini kaydeden Sağlam, “Mersin Serbest Bölgesi bugün yüzde 100 dolulukla, yani tam kapasiteyle çalışıyor. Oysa yatırım talebi de bir o kadar fazla. Serbest Bölgenin genişleyebilmesi de teknik olarak sınır bütünlüğü varsa mümkün. Yani bölgenin genişleyebilmesi için başka bir alternatifi yok. Eğer o alan Serbest Bölge Genişleme Alanı olarak kalmazsa yeni yatırım talepleri karşılanamayacak. Bu da en az 5 bin kişinin istihdam şansını kaybetmesi anlamına geliyor. Polipropilen üretmek ülke için önemli ama gelip de serbest bölge genişleme alanına yapmak, şehrin göbeğine oturtmak doğru değil. Bir yatırım yaparken teknik konulara bakarak hareket edilmeli” değerlendirmesini yaptı.

    “Konteyner limanı ihalesi yapılsın”

    Polipropilen tesisi konusunu zaman zaman dile getirdiklerini, her ortamda anlattıklarını ifade eden Hasan Engin, bu bölgede yapılması planlanan yatırımın tarihçesi hakkında bilgi verdi. Engin, “Petrokimya ürünlerini ithal eden bir ülkeyiz. Böyle bir tesise karşı değiliz. Mersin’de başka bir yerde yapılabilir ya da götürüp aynı tesisi Yumurtalık’ta yapabilirler. Yer konusu ciddi sorun. Çevre faktörü olarak da şehrin ortasında böyle bir yatırıma sıcak bakmıyoruz. Geçen aylarda Beyrut’ta bir patlama yaşandı. Patlamaya sebep olan ürünler Ak Gübrenin ürettiği ürünler. Güvenlik önlemleri alınması gerekirken Akgübre’nin mevcut yatırımına ek olarak ikinci ve daha büyük bir tesisin kurulmak istenmesi akıllara zarar. Bizim ikinci limana da ihtiyacımız var. Mevcut limanın işlem hacmi 2 milyon TEU’yu geçti. Her geçen gün artmakta olan işlem hacmini karşılayabilmek için ikinci limana ihtiyacımız büyük. Bu limanın ihale edilip kentimize kazandırılmasını istiyoruz” diye konuştu.

    “Elimizdeki şansı kaybetmeyelim”

    Meclis Katip Üyesi Orhan Kemal Yüksel de istihdamın önemine dikkat çekti. İlgili alanda liman yatırımı gerçekleştirilmesi halinde gerek çevrenin korunacağı gerekse istihdama ciddi katkı sunulacağını vurgulayan Yüksel, “Polipropilen yatırımına izin verilirse ikinci liman şansını tamamen kaybetmiş oluruz. Oysa limandan birçok sektör faydalanıyor. Lojistik sektörü olarak liman sayesinde büyüdük. Bu Kentte önemli bir lojistik altyapısı gelişti. İkinci limanın yapılmasıyla bu altyapı çok daha fazla gelişecek, paralelinde iş hacmi ve istihdam da artacak. Bu şansı kaybetmeyelim” ifadelerini kullandı.

  • MTSO Meslek Komite Başkanları pandemi sürecini değerlendirdi

    MTSO Meslek Komite Başkanları pandemi sürecini değerlendirdi

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meslek Komite Başkanları, düzenlenen online istişare toplantısında bir araya gelerek pandemi sürecinin sektörlere yansımalarını değerlendirdi.

    MTSO Meslek Komite Başkanları İstişare Toplantısı, Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Başkan Yardımcısı Hakan Sefa Çakır ile yönetim kurulu üyesi Halil Kürek’in de katıldığı toplantıda, komite başkanları kendi sektörlerinin süreçten nasıl etkilendiğini değerlendirip, önümüzdeki süreçte hangi önlemler alınması gerektiği konusundaki fikirlerini paylaştı.

    “Alacaklı olduğumuz kişiler bir gecede mallarını başkasına devrediyor ve tahsilat yapamıyoruz”

    6 No’lu Toptan Gıda ve Muhtelif Ticaret Komite Başkanı Sadık Erhan Attila, gıda sektörünün, bölgenin en hareketli sektörlerinden biri olduğuna işaret ederek, “Şu dönemde en büyük handikapımız otopark sorunu. Dağıtım araçlarımız bu sorun nedeniyle zamanında teslimatta sıkıntı yaşıyor. Ticari açıdan bakınca faaliyetlerimiz arttı ama gıda fiyatlarındaki artış sıkıntı oluşturuyor. Bu artışta en büyük sebep, ambalaj gibi yan ürünlerde büyük ölçüde dışa bağımlı olunması. Döviz arttıkça fiyatlara yansıyor. Bu süreçte yüksek vergiler de zorluyor. Komite olarak discount marketlerle mücadelemizi sürdürdüğümüzü söyleyebilirim. Alacaklı olduğumuz kişiler bir gecede fatura keserek mallarını başkasına devrediyor ve sabah borcumuzu almaya gittiğimizde karşımızda başkalarını buluyor ve tahsilat yapamıyoruz. Bu ciddi bir sorun ve önüne geçilecek düzenleme şart. Bununla ilgili yasal düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

    “Fabrikalarda ürün kalmadı”

    8 No’lu Dayanıklı Tüketim Malları Komite Başkanı İsmail Kurt, oldukça yoğun günler geçirdiklerini belirterek, “Sokağa çıkma yasağı olduğu dönemde dahi oldukça yoğun çalıştık. Beyaz eşya ve özellikle klimaya bu dönemde ciddi talep oldu. En son fabrikalarda ürün kalmayınca mesaiye kalmadan zamanında evimize gidebilmeye başladık. Çok yoğun çalıştık. 22 yıldır bu sektördeyim böyle bir yıl yaşamadım. Talep çok ama mal yok” diye konuştu.

    13 No’lu Ulaşım Araçları İmalat Satış ve Onarımı Komite Başkan Yardımcısı Ziya Çokgünlü de otomotiv fabrikalarının pandemi sürecinde kapanıp normalleşme sürecinde tekrar açılınca, birikmiş talebe yetişmekte zorlandıklarını dile getirerek, “Talep arttı, arz karşılanamayınca fiyatlar ikinci el de dahil olmak üzere yükseldi. Servis bölümündeki üyelerimiz de dahil olmak üzere pandemi sürecinde ne yapacağız diye düşünürken, pandemi sonrası ilave eleman mı alsak demeye başladık. Sektör adına olumlu gelişmeler oldu. Bunda kamu bankaları aracılığıyla sunulan düşük faizli krediler de etkili oldu. Şehirlerarası izinlerin açılmasıyla araç kiralama firmalarımız da hareketlendi. Bu arada ikinci el araç satışıyla ilgili mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu geldi. Artık belgesi olmayan satış yapamayacak” ifadelerini kullandı.

    “Kuzey Irak taşımaları firmalara büyük maliyetler oluşturmaya başladı”

    20 No’lu Uluslararası Yük ve Eşya Taşımacılığı Komite Başkanı Hasan Büyük, Kuzey Irak’a yönelik taşımalarla ilgili sıkıntılar yaşadıklarını ifade ederek, şöyle devam etti; “Uluslararası taşımacılık yapan araçlarımız, birçok ülkeye taşıma yapıyor ama Irak’a yapılan taşımalarda karşılaştıkları sorunla karşılaşmıyorlar. Avrupa’dan veya Türkiye’den yüklediğimiz yükler Habur Sınır Kapısına geldiğinde araç karşıya geçebiliyor ama Türk şoför geçemiyor. Araçlarımızı Iraklı şoförler devralıyor. Yük karşı tarafa geçip de aracımızı tekrar devraldığımızda, araçlarımızın çok önemli hasarlara maruz kaldığını görüyoruz. Ayrıca hem kendi şoförümüze hem karşı taraftaki şoföre ücret ödeyince maliyetlerimiz de artıyor. Bunun çözümü için yetkililerle acilen temas kurulması gerekiyor. Bu sorun bir Irak’ta bir de Türkmenistan’da yaşanıyor.”

    29 No’lu Kırtasiye, Matbaa, Reklam Ajansları ve Basın Yayın Hizmetleri Komite Başkanı Turgay Demirtaş, basın ve medya kuruluşlarının sıkıntı yaşadığını kaydederek, “Pandemi sürecinde bazı yayın organlarımız yayın hayatına ara vermek zorunda kaldı. Özellikle dövizdeki aşırı yükseliş, birçok sektörde olduğu gibi bizleri de olumsuz etkiledi. Maliyetlerimizi karşılayamaz duruma geldik” dedi.

    “Sigorta sektörüne bu dönemde güven arttı”

    30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Komite Başkanı Abdulcelil Alkış ise sektörde, BDDK benzeri bir düzenlemeye gidilerek Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SDDK) kurulduğunu belirterek, “Haziran ayında atamaları yapıldı. Heyecanla bekliyoruz. Umarım acenteler için güzel sonuçlar çıkar. Pandemi sürecinde hepimiz evden çalışmaya devam ettik ve sigorta şirketleri olarak büyük bir güce eriştik. Korona virüs nedeniyle gelen tüm hastaların masraflarının sigorta şirketlerince karşılanacağı açıklandı. Bununla sektörümüz daha güven veren bir pozisyona ulaştı. Uzun zamandır kapanan bir sigorta şirketi yok. Bu dönemde alacak sigortaları da öne çıkmaya başladı ve bunu kullanmanızı tavsiye ederim. Bu konuda mutlaka sigorta acentelerinden detaylı bilgi alınmalı. Sektörümüz pandemi döneminde iyi bir sınav verdi, kimse mağdur edilmedi. Umarım bu güven artarak devam eder” diye konuştu.

    “Döviz kurlarındaki artıştan dolayı demir çelik ihracatında önemli artış yaşanıyor”

    32 No’lu Metal Sanayi Komite Başkanı Yavuz Beller de dolardaki artışla birlikte Türkiye’deki demir çelik fiyatlarının uluslararası pazarlara göre ucuzladığını ve gelen taleple birlikte ihracatın kolaylaştığını dile getirerek, şu bilgileri verdi; “Türkiye şu anda ciddi oranda demir çelik ihraç ediyor. Ticari hayatıma başladığım 2003’te Türkiye, demir çelikte dünya 13.’süydü. Şu anda 8’inci sırada. Sektörümüzde özellikle imalat alanında çalışan arkadaşlarımız var. Amerika ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının sonucu olarak gerek Avrupa gerek Amerika, Çin ürünlerine yüzde 20’ye yakın vergi koydu. Bundan Türkiye de etkilendi. Türkiye de Çin üzerinden gelen ürünlere yüzde 20 vergi koydu. Bu, Avrupa ülkelerinden bir kısmının beyaz eşya, demir çelik ürünleri, elektrik elektronik ürünlerini Türkiye’den almasını sağladı. Türkiye ekonomisini bir miktar bu yöndeki ihracatların ayakta tuttuğunu düşünüyorum.”

    Toplantıda, diğer sektör temsilcileri de sorunlarını dile getirdi.

  • MTSO Başkanı Sadıkoğlu, asgari ücreti değerlendirdi

    MTSO Başkanı Sadıkoğlu, asgari ücreti değerlendirdi

    Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı (TSO) Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, “Ülkemizde insanların yaşamı için asgari ücretin yeterli olmadığını düşünüyoruz, ama bununla beraber işverenlerin de göz önünde bulundurulması gerekiyor” dedi.

    2020‘de yapılacak olan asgari ücret zammı ile ilgili değerlendirmede bulunan Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, asgari ücretin yeterli olmadığını ifade ederek, “Ülkemizde 8 milyonun üzerinde çalışan işçi, personel anlamında üyelerimizin istihdam oluşturduğu insanlar var. Dolayısıyla onların da hayat standartlarını yükseltmek için iyi bir rakam hak ettiklerini, ülkenin standartlarının üstünde bir şeyler almaları gerektiğini de biliyoruz ama bununla beraber işverenleri de göz önünde bulundurduğumuzda gerçekten hem enerji maliyetlerinin yüksekliği hem de vergi yükünün işverenin üstüne yüklenmesi, tüm vergi yükünün işveren üzerinde olması da işveren açısından baktığımızda yurt içinde ve yurt dışında dışarıdaki firmalarla rekabet edebilme adına güçlü kalmıyor” dedi.

    Yapılacak olan zam miktarının her iki tarafı da mağdur etmemesi gerektiğini de ifade eden Sadıkoğlu, “Bizim arzumuz bu görüşmelerin hukümetimiz tarafından hem işverenin hem de işçilerimizi mağdur etmeyecek düzgün bir konumda ayarlanması gerekiyor. Çünkü çalışanların rakamlarını artırmakla beraber işverenin de mağdur olup orada ki yükünü arttırdığımızda ticari rekabetinin önünü kesmiş olacağız ve yurt içi ve dışında yapmış olduğu işle ilgili kar edemeyen bir işletme yarın o istihdamı da sağlayamayacak. Dolayısıyla bugün küçük bir işletmede 20-30 tane personel çalışıyorsa bu işletmenin kapanması tamamen bu insanların işsiz ve boş kalmasına neden olacak. Büyük firmalarda da yine aynı şekilde işverenin üzerine yüklenmiş olan vergi yükleri tam anlamıyla aylık ödemelere baktığınızda o fabrikanın kazancı kadar oluyor. Bizim temennimiz hem işverene artı bir pozisyon sağlarken hukümetimizin vergi yükünü de işverenin üzerinden çekmesi. Bu süreç içerisinde hükumetimizin, devletimizin işverenin önünü açması daha dengeli olacak. Gönlümüz bunu arz ediyor ama eğer bu da olmuyorsa makul rakamlarda ikisinin de mağdur olmayacağı şekilde oluşması. Umut ederiz ki herkes için hayırlı bir sonuç çıkar görüşmelerden” diye konuştu.

  • MTSO ve Mersin İŞKUR arasında işbirliği protokolü

    MTSO ve Mersin İŞKUR arasında işbirliği protokolü

    3 Mayıs 2019 tarihlerinde düzenlenecek Mersin İş ve Kariyer Fuarı’na yönelik işbirliği protokolü imzalandı.

    Mersin Valiliği himayesi, Mersin İŞKUR koordinasyonunda bu yıl 9’uncusu düzenlenecek olan Mersin İş ve Kariyer Fuarı’na sayılı günler kala MTSO ve Mersin İŞKUR işbirliğine gitti. Bu çerçevede, MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ile Mersin İŞKUR İl Müdürü Mustafa Kutlu, işbirliği protokolü imzaladı. İmza törenine MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ile Girişimci İnsan Kaynakları Derneği (GİDERİK) Başkanı Serkan Özada da katıldı.

    Tören sonrasında açıklama yapan İl Müdürü Kutlu, bu yıl fuarda 130 kurum ve kuruluşun stant açacağını belirterek, bunların 110’unun özel sektör temsilcisi, diğerlerinin de üniversiteler, STK’lar ve odalardan oluştuğunu söyledi. Özel sektör temsilcilerinin ise ağırlıklı olarak perakende, sanayi ve turizm alanında faaliyet gösterdiğini ifade eden Kutlu, “Bugüne kadar düzenlediğimiz fuarlarda güzel geri dönüşler aldık. Fuarlarımız aracılığıyla bin 400 kişiyi işe yerleştirdik; bin 200 gencimizi de işbaşı eğitim programımızdan yararlandırdık. Bu fuardan da güzel sonuçlarla ayrılacağımızı düşünüyorum” dedi.

    Fuarı her yıl dijital anlamda geliştirdiklerini dile getiren Kutlu, “Geçen yıl fuarımızda karekod uygulaması başlatmıştık. CV’lerin verilmesi sırasında beklemeleri önlemek adına geliştirdiğimiz bu yöntemi bu yıl da devam ettireceğiz. Ayrıca bu yıl Türkiye’de bir ilke daha imza atarak fuarımıza ‘sanal fuar’ özelliği de kazandıracağız. Bu sayede sadece Mersin’de değil, Türkiye’nin herhangi bir yerinde yaşayan kişi, fuara online girip ziyaret ederek iş başvurusunda bulunabilecek” diye konuştu.

    Kutlu, destekleri dolayısıyla MTSO Başkanı Kızıltan’a teşekkür etti.

    “İstihdama yönelik her türlü organizasyonun destekçisiyiz”

    MTSO Başkanı Kızıltan ise kentin en önemli konusunun istihdam olduğuna dikkat çekerek, bu alanda yapılacak her türlü organizasyonun destekçisi olmaya devam edeceklerini söyledi. Bu noktada Mersin İŞKUR’un çok önemli çalışmalar yürüttüğünü vurgulayan Kızıltan, işadamlarının ihtiyacı olan vasıflı elemana ulaşmasında bu tür organizasyonların büyük önem taşıdığını kaydetti. Kızıltan, İŞKUR Müdürü Kutlu nezdinde emeği geçen tüm İŞKUR ailesine teşekkür etti.

    Türkiye’nin bu alandaki ilk dijital fuarı olma özelliği taşıyacak olan 9. Mersin İş ve Kariyer Fuarı ile iş arayanlar ve işverenleri buluşturarak, iş gücünün artırılması ve istihdam ortamının hareketlendirilmesi hedefleniyor.

  • MTSO, MTOSB ve MEÜ arasında stratejik işbirliği protokolü imzalandı

    MTSO, MTOSB ve MEÜ arasında stratejik işbirliği protokolü imzalandı

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mersin Üniversitesi (MEÜ) ve Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) arasında ‘Stratejik İşbirliği Protokolü’ imzalandı. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı ve MTOSB Başkanı Sabri Tekli’nin imza attığı protokol ile üniversite ve sanayi işbirliğinin geliştirilmesi hedefleniyor.

    Bölgedeki işletmelerin yenilikçilik, araştırma ve geliştirme içeren projeler yoluyla gelişimine destek olmak ve bölge ekonomisine katkı sağlamak adına MTSO, MTOSB ile MEÜ arasında stratejik işbirliğine gidildi. İmzalanan protokol ile başta TÜBİTAK olmak üzere KOSGEB, Kalkınma Ajansı gibi ulusal, U2020, AB, Dünya Bankası, UN gibi uluslararası proje çağrılarına projeler sunulmasında iş birliği yapılması, var olan uzmanlıkların paylaşılması, geliştirilen projelerin etkin ve verimli yönetilmesi, bölgedeki var olan proje kültürünün geliştirilmesi ve projeler yoluyla bölge ihtiyaçlarının giderilmesi hedefleniyor.

    İmza töreni sonrasında kısa bir değerlendirme yapan MTSO Başkanı Kızıltan, “Üniversite ile sanayi arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi tüm sanayinin beklediği en önemli olgudur. Bu protokol ile en kısa sürede gerçek anlamda sanayi ile üniversitemiz arasında işbirliği oluşturulacak” dedi.

    Üniversiteler olmadan teknoloji geliştirmenin, teknoloji olmadan da sanayiyi ilerletmenin mümkün olmadığını ifade eden MTOSB Başkanı Tekli ise “Yaptığımız her araştırmada, ar-ge çalışmasında mutlaka üniversite temsilcilerimizin bizimle hareket etmesini istiyoruz. Teknolojiye ancak üniversitelerimiz aracılığıyla kavuşabiliriz. Bu ihtiyacımızı her kulvarda dile getiriyoruz. İnşallah bu anlaşma sonrasında sık sık bir araya gelerek hedeflerimize ulaşacağız” diye konuştu.

    MEÜ Rektörü Çamsarı da sanayicilerle, iş insanlarıyla her alanda işbirliği yapmaya hazır olduklarını vurguladı.